4 Ağustos 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

4 Ağustos 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No, 100 Cusus Hakiki Bir Casus Olabilmek için Ne Kadar Zeki Ve Kurnaz Mektebinden Yetiş Casuslar vaz''sierini yapıyor, üç çün Viyanaya dönüyorlar iyor ve12 eylülde i Türk muhasarasından YA turyalılar iyilik bilir takımdandır rkierden aldıkları çuvallarla kahve yi bu iki casusa armağan ediyorlar, bunlâr da Viyanada ilk kahveyi açı- yorlâr, Bu kadar değil; Viyanada bir sokağın adın: Kolschitzky koyuyorlar ve küşebaşma da Kolscbitrky büyük- Tüğünde bir heykel dikiyorlar. Ön beş yıl süren Viyana muhasara- sında Avusturyalılara hizmet eden bir casus daha var: Kaspar Sander, Bir yabancıya benziyen bu adam Belgrad da oturmakta ve Türkler aleyhinde cabualuk etmekte idi. Viyanayı son müdafaa eden ve kur- taran Prens Bugen bu casustan çok istilade etmiş, yalnız Viyanayı değil, Belgradı da Türklerden alarak ora - larda Türk egemenliğine son vermiş- tir. Türklerin Edirneden ne vakit ve ne kadar kuvvetle hareket ettiklerini, Belgrad önlerine ne vakit gelebilecek- lerini haber veren bu Kaspar idi. Son bir raporunda şu bilgiyi vermiş “10 Ağustosta Türk kuvvetlerinin 1sı 58,930 idi. Padişah kumanda - da (100,000) kişi oldu. Macar kont ından Tölky'nin verdiği kuvvetler- le şimdi Türk ordusu 135,000 kişiyi edi Prens Eugenin muvaffakıyetlerinden biri de yapacağı işleri ve aldığı tedbir- leri çok iyi ve herkesten gizleyebilme- idir. Avusturyalılar ona “Asil Şöval- ye” sanını vermişlerdi. Viyanada ken di adına dikilen anıt (âbide) üzerin de almanca şu kıt'a yazılıdır: (1) Am 14 August aoeben Kam ein Splen bei Sterm und Reyen Schwurs dem Prinzen und tergts inan. Dass dic Türken futtragiren So was, das man kuntferspüren An die 300,090 Mann. Birâz kafiye füğü olmakla be- #aber ben bunu şöyle çevirebildim: Ağustos ayının tamam on dördü, Bir casus koşarak Prensi gördü. And içip dedi ki Türkler geliyor, Sayıları 300,000 i buluyor. Casusluğun en geniş ve çabuk üre- yip ilerlemesi Fransada birinci Napo- amanında, inun büyüyüp olmuştur. casusluk tarihinden kısa bir | ör, Bundan sorraki şekiller ve gidiş ler hakkında yukardan beri verdiği - miz bilgiler, fotoğraflar ve aşağıda göstereceğimiz örnekler bizi daha iyi aydınalatcaktır. (1) Bu da tesadüfün bir şakası ola cak: Yıllardan beri Viyanadaki Türk elaret binası Prens Eugen sokağın da bulunmaktadır. A.H, Casus mektepleri Canusluğun tarinteki vek'aları gör- den geçirilirken, hemen son zaman- lara, ve daha kesin söyliyelim, on se- kizinci asrın ortalarma kadar, casus- luğun yalnız barp zamanları, kurul- muş, dar bir maksadın elde edilmesi için yapıldığı görülüyor. Fakat harp- ler, silâh, çabukluk, hazırlık ve bar z <ek şeylerin önceden ted rik edilmesi gibi birçok şartlara bağ- caşusluğun da şartları de- gismiş ve bugün, nasıl bir harp 1ebi, bir barp ekonomisi, bir ulusun teker yetiştirilmesi İâzrmgel- mwişse casusluk da o kadar genişlemiş, dal budak salmış, ve önceden yeti tirilmesi gerekmiştir. Tanca İ Bütün istihbarat uluları ağız birli- Ziyle diyorlar ki, bir caşus veya ca- suş kullanacak olanlar, nekadar zeki, atılgan ve tecrübeli olursa ulsun, bir mektepte yetişmiş, yapacağı işlerin güçlük ve inceliklerini öğrenmiş çalı- şucağı yerlerin tarihini, âdetlerini terbiye ve yurtseverliklerini, kanun» rı bellemiş olmalıdır. İşte bunun indir ki büyük (devletlerin türlü okulları arasında bir de casus mek- ti örülür. İ General Urbanıki bir makalesine söyle başla “Tecrübelerin bize öğrettiğine gö- re en değerli haberleri önceden ca- 18 olarak yetiştirilmiş kimseler ve- rebilmektedir... Büyük harpten evvel mektep aç- mamış olan devletler harpte açmak TAN Aziz Hüdayi AKDEMİR | Olursa Olsun Mutlaka Bir Casus melidir ! İstanbulda teslim olmak istemiyen bir casus bından) binleilik, tırmanmak, yüksek ağaçla ta, duvarlara tırmanıp çıkmak talim- leri, Japonların Yu Yitsu (1) oyun- süet bilgiler, dans, briç gibi o- Jar, almanca, fransızca, rusça osyete yaşar ve, casusların bulunabilecek- lü haller ve şartlar öğrenil- | mekteydi. Bunlardan başka: — Bir casus kaç türlü ve kaç yol dan muhabere edebilir? — Bir müstahkem mevki plânı na- ır ve nasıl yapılabilir? — Gemi modelleri nasıl gösteril! — Top tipleri nelerdir ve nasl terili (Alman vesikalar kitai etmiş, ittifak veya müşterek harp dur- | rumlarına göre bu mekteplerin ders- lerinde ve casımları kullanışlarında yenilikler ve değişiklikler yapmışlar» | dir. İngilterede kol İ büyük harbin en mükemmeli Lond, Fransız mektebi casusluğuna dair de çok ve değerli bi Mektep beş devreye ayrılmış, modern bir harp ca» susu İçin İzm olan her şey progra- ma konmuştu. Mektebi Entellicens Servisi idare ediyordu. Tahsil müddeti ne günde sekiz saat, başka derslerle beraber, beden terbiyesi, spor ve güş hareketlere alıştırmak dersleri vardı. | Bok: yüzücülük, eskrim, | ik, : Ankara şehri d .. | is d N ürlüğünden: I — Eksiltmeye konulan İş Ankara mezarlığı o dıvarı tesisatı, Keşif bedeli 67871 lira 50 kuruştur. 2 — Bu işe ald şartnameler ve evrak şunlardır. A — Eksiltme şartnamesi, B — Mukavele Projesi, C — Nafıa işleri şeraiti umumiyesi, E — Hususi şartname. F — Keşif Cedveli, C — Proje. z İstiyenler bu şartnameleri ve evrakı üç lira bedel mu- kabilinde Ankara İmar Müdürlüğünden alacaklardır. 3 — Eksiltme 23 Ağustos 935 cuma günü saat 16 da Ankara İmar Müdürlüğünde yapılacaktır. 4 — Eksiltme kapalı zarf usuliyle yapılacaktır. 5 — Eksiltmeye girebeilmek için isteklinin 4643 lira 50 kuruş muvakkat teminat vermesi, bundan başka aşağıdaki vesikaları haiz olup eksiltme komisyonuna göstermesi lâzımdır. Eksiltmeye en azı bir parçada 5 bin liralık temiz dıvar işi yapmış olduğuna dair vesika alanlar gi- rebilir. 6 — Teklif mektupları yukarda üçüncü maddede yazı- Ir saatten bir saat evveline kadar Ankara İmar Müdürlüğüne getirilerek (eksiltme komisyonu Reisliğine makbuz mukabilinde verilecekti Posta ile gönderilecek mektupların nihayet üçün- cü maddede yazılı saate kadar gelmiş olması ve dış zar- fm mühür mumu ile eyice kapatılmış bulunması lâzım- dır. Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. (2009) di Dir Resim dersleri. (Arkası var) olduğunu ben de A.K (1) Nam bir oyun jimnastik, bilmiyorum, ii” meeburiyetinde kalmışlardır. Hatta açraış olanlar yeni mektepler ilâve 483) İ lığı gidermeğe yetişemezler, l EN Iİ SAGLIK ÖGÜTLERİ Aşk Elması Bunu Havva anamızın kocasına yedirmiş - olduğu adı sanmayınız. Aşk elması ler patlıcanı tanıdıklı verdikleri isimdir. Sebebi de, rin sanskrit dilinde patliçana verilen vatin gana adından başka bir şey değildir ,İranlılar bun- dan badincan çıkarmışlar, araplar bir de harfıtarif katarak elbadincan yapmışlar, soura onlar Endülüs'e git- tikleri vakit İspanyollar patlıcanın adını elbergana şekline çevirmişler. Patlıcanı (o İspanyollardan öğrenen frenkler de bu sebzenin adını auber- gine koymuşlar, Herkesin yediği pat- İ:canın adı sanskrit dilinden geldiğine göre, bizim patlıcan da gene, aşk el- ması demek olan vatin anadan gel miş olsa gerektir. Zaten İstanbul itfaiyesi düzelince- ye kadar, patlıcanın her yıl bu mev- simde İstanbulda sebep olduğu yan ganlar da patlıcanm aşk kadar yakı- cennette yemi aktiyle zaman Yerli Mallar sergisinde © Hukukçu Aka Memduh imza- yle bir mektup aldık: ir hafta evvel Y. Mallar Sergisini gezerken bir vitrinin önünde iki genç kız gördüm. Kemik ve baga yüzük ve bile- ziklere bakıyorlardı. İçlerinden birisi: “Şu yüzük nekadar gü- zel!” dedi, Onlara lâf atmak için: “Hakikaten güzel!” de- ve mağata sahibinden yü- in fiyatını sordum. Sonra genç kızlara bu yüzüğü almak isteyip istemediklerini, müsaa - de ederlerse alıp kardeşçe hediye edeceğimi söyledim, Bu suretle yüzüğü aldıktan sonra ct olduğunu gösterir. Patlıcandan İstanbul o kadar zarar gördüğü hal de, bana öyle geliyor ki, onu bizim | sevdiğimiz kadar çok seven ve bizim yediğimiz kadar çok yiyen başka | hiçbir memleket yoktur, İ Halbuki patlıcan hiç de besleyici | bir gıda değildir. İçinde yüzde dok: | sandan ziyadesi su olduktan başka, azotlu maddeleri ancak yüzde 3,15 tir yağı: maddeleri ise yüzde yarımdan aşağıdır. Şekerli maddelerine gelin- ce, bunlar yüzde dört buçuk kadar | olmakla beraber, gene patlıcanm acı» | Patlıcanın çok sevilmesine ve çok yenilmesine sebep te, şüphesiz,onun icliğTMehçraber insanı doyurma- ir, Aciliğaigtahi açar, halbuki kendisi insanı doyütmaz, Onun için insan patlıcanı yedikçe daha ziyade yemek İster, Patlıcan kendisi besleyici bir şey olmadığı için, hemen dalma onu bes- | leyici başka bir maddeile birlikte yemek lâzımdır. İlkin yağ olsun, z€y- tin yağ olsun, patlıcan bir yağla bir- leşmeği pek sever ve yağı çok İster. İnanmazsanız İmambayıldı, hünkâr beğendi yemeklerini bir kere daha pişirterek içindeki yağa dikkat edi- niz, Zaten imamın bayılması da, şüp- hesiz, bu yemeğin lezzetinden değil, içindeki yağın çokluğunu (görerek hasisliği kabarmış olmasından ileri gelmiş olsa gerektir, Lezzet yönünden de patlıcan pek ilerde bir sebze değildir. Çok yağla pişirildiği halde bile yalnız patlıcan lezzetli bir yemek sayılmaz. İmam ba- yıldıya lezzet veren sarmısak,hünkâr beğendiyi yediren de yanımdaki et- tir. Yalnız patlıcanla pişirilen kalye, ne kadar yağlı olsa gene hoşa git- mez. Zeytinyağı patlıcanı sevdiren de, şliphes inçtir. ğk içindi Patlıcan kızartmasına gelince, bi- lirsiniz ki, yanı sıra yoğurt olmayın» ca hiçbir şeye benzemez. Yoğurt bu- lunmadığı vakit, hiç olmazsa, sirkeye batırmak lâzım olur. Sözün kısası, patlıcan o kadar yöh- retine rağmen, yalnız başıma insana | ne gıda verir, ne de lezzet. Lokman Hekim —— imar mü- (TİEOBIL Dr. İhsan Sami /// Tilo ve paratifo hastalıklarına”tU- tulmamak için ağızdan alnan tifo haplarıdır. Hiç rahatsızlık vermez. Herkes alabilir. Kutusu 55 kuru. i .———— Doktor | Horhoroni | Eminönü Valde kıraathanesi ya- m— nında Telefon: 24131 Ss 67 Ademi iktidar | ve Bel gevşekliğine | HORMOBİN | Tafsilât : Galata posta kutusu |! şe 1259 we KAZANMAK FIRSATINI KAÇIRMAYINIZ KODAK Amatör fotoğrafları | | müsabakası İ | 31 Ağustos 1935 de bitiyor || Tafsilât ve şartları satıcınızdan gs da kızlardan birinin gösterdiği müsaadekârlıktan istifade ede- rek'yanlarına yanaştım ; beraber dolaştık, İkisi de iyi, ikisi de terbiyeli kızlar, Hele birisi mahzun, ha- lim, ince ve süzgün çehresile be» ni birden o kadar çekti ki, kov-| miyecek - adaşına Çok yere salar yarilarından tim. Onun hüznünü ark söyledim. Bana yavaşça: taze bir derdi var; hi gitmek istemiyor; evde ağ du. Zorla get ” cevabını verdi. Büsbütün alâkadar ol - dum, Bu mahzun genç kızı avut- mak için şakaya, kısa hikâye- ler, fıkralar anlatmağa başla - dım ve onları dondurma yeme» öa davet ettim, kabul ettiler. Bir maşa başında yarım saat ikisini J€süldürmeğe muvaffak oldum. Hele Mahzun kız bir ara- lik beni tanıdı; olduğunu bile söyledi. Ayritaca. ğımız zaman ısrar etmediğim halde bana iki gün sonra yine Sergide randevü ve atinde kızlardan bi bekletmemek, sözlerini yerine getirmek için geldiğini, hemen gideceğin ayrıldık. O gidiş; bu gidiş. Bu çabuk elde edilen ve çabucak biten dostlu- ğu neye hamletmeli?.” Anlaşılıyor ki, bu genç kızla- Harik Hayat Kaza ve Sigortalarınızı Galatad | rın ikisi de sokak kızı değildi Birisi şüphesiz bir gönül yarasi- le yaralı bulunduğu bir gün ar- L ının delâleti ile avunmak, biraz derdini, unutmak istemiş. Belki sevgilisi ile darılmıştı; belki onu büsbütün kaybettiğini sanıyordu ve Ormun yerine bir t asmı bulmak ta aklından gtçiyordu. Çünkü birçok genç kizlar da bilirler bir aşkı unutmak re hemen yerine bir yenisini bulmaktır. İşte bu ümit ile hu kukçu genç ile tanışıyorlar, tar nıştıklarına memnun oluyorlar ve şüphesiz ki, onlardan bu dert- lisi kendisini o dakikada serbest sanıyor ve bir gençle tanışmağa müsait bulunuyor. Halbuki bir iki gün içinde belki sevgilisi le yine barışımca bu Sergi ahbabi- na özür dilemekten başka bir şey kalmıyor. . Musevi Sevgili Bâzı okuyucular bize değil, gönüllerine sorulması lâzemge- len sorguları bize soruyorlar Alın bir tanesini: “Sekiz ay evvel tanıştık. İs- n.inin Nezahe, babasının müte- kait bir zabit olduğunu söyliyen bu genç kız o kadar iyi türkçe konuşuyordu ki, şüphe etmedim ve bir Türk kızı sanarak onu sevdim. O da beni sevdi, sanı- rım, Fakat beni aldatıyormuş. Bir gün onu Beyoğlu'nda göre- rek peşine takıldım. Sıraselvi« lerde küçük ve harap bir apart» mana girince büsbütün şüphe tendim, Kapıcıya sordum. Kapı“ onun Musevi olduğunu ladrm, Evvelâ inanmadım. Fakat kendisine de itiraf ettir» dim. Halbuki ben Musevi'ler- den hiç hoşlanmam. Şimdi ne yapayım?” : Memleketimizde Hiğler ida- resine benzer bir idare olmadığı için Ayhan Musevi olduğunu esefle öğrendiği. sevgilisini is- İ terse bırakır, isterse bırakmaz. İ Ne bize, ne başkasına sorsun. Otomobil a Ünyon Hanında Kâin UNYON SIGORTASINA yaplırm« Türkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekt» vlan Telefon : TT Şimdiye kadar binlere Büyük i E z : E — z s Es İİ g a Türk Hava Kurumu Büyük Piyangosu Kumpanyasma bir kere uğramadan sigorta yaptırmayınız. 4.4888. mmm e kişiyi zengin etmiştir 19. cu tertip 4. cü Keşide 11 Agustos 935 dedir kramiye 35.000 Liradır Ayrıca: 15,000, 12,000, 10,000 Liralık ikrami- yelerle 20,000 Liralık mükâfat vardır. AKARLAR AYARA 57 54 1 | Istanbul Komutanlığı Satınalma Komisyonu ilânları Çatalca ve civarındaki birlikler için almacak olan 28275 kilo taze fasulya, 28275 kilo patlıcan 4095 kilo kırmızı domates, 1950 kilo bamya 15 Ağustos 935 Perşembe günü saat on beşde kapalı zarfla eksilt- meye konmuşdur. Fasulya- İnm beher kilosunun tah- İ alınız. Resimlerinizi min bedeli 12, patlıcanm 8 domatesin 7, bamyanmn 14 kuruşdur. ,, İlk teminatı (467) liradır, Şartnamesi her gün öğleden evvel Ko” misyonda görülebilir. İs” teklilerin teminat o mektub veya makbuzlarile 2490 nü maralı kanunun 2, 3 üncü maddelerinde £ vesikalarl8 birlikde ihale saatından bif saat evveline kadar teklif mektublarını Fındıklıda İS” tanbul (Komutanlığı 58” tınalma Komisyonuna veri meleri. (4403) i PL ssl

Bu sayıdan diğer sayfalar: