9 Ağustos 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

9 Ağustos 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Aziz Hüdayi AKDEMIR Hindenburg Diyordu ki: Harpte En Yeni, Fakat En Tahripkâr Silâh Propaganda Silâhı Oldu! Rusyada ikinci bir tanrı kadar bü - yük ve mutlu Çarın yine Ruslar ta- ralından zindanlarda öldürüleceği; p» sidret ve saadeti için tanrı taratından gönderilmiş bir kuvvet sanılan Honhenzolern'lerin nihayet Almanyadan çıkarılarak gurbet el » lerde bir esir gibi yıllarca kalmasa Almanların o dayanabilecekleri kimin hatırına gelirdi? Bu tesirleri, genç olmakla beraber iyi anlamış olan İngiliz servisi hemen bütün İngilizleri propagandaya ça » ğırmeş ve her İngiliz bunu kendi kadar benimsemiştir. Nortklifin muavini diyorki: “Bizim, propaganda için, pek çok pa- ra sarfettiğimizi söylüyorlar. Hayıt, bizim masrafımız günde 80.000 İngi- liz lirasından fazla değildi. Halbuki gördüğümüz işlere bakılmca bunun günde milyonları tutması gerekti, Böyle ucuz kurtuluşumuz dünyanm her tarafındaki her İgilirin gönüllü olarak propaganda işine girmesinden ileri gelmiştir.” Bu kadar değil. Hükümet te pro- paganda servisinin bütün dilek ve tekliflerini kabul ediyor. Meselâ Nortklif herkesin mersk ve he. yecanla bilmek istediği harp sonu Yaziyeti hakkında bir beyanname çi karılmasını, bir nutuk verilmesini ve ya bir gazeteci ile mülâkat şeklinde diyevler yapılmasını istediği zaman hükümet adamları bunu reddetmiyor ve propagandanın kuvvetini işleti » yordu. Asker ve halk için atılan kâğıtlar, gazeteler, sahte emir ve direktifler, dedikodu şeklinde çıkarılan haber - ler, fısıltılar, sorgu şeklindeki işaa - lar umulmadık sarsıntılar yapıyordu. İngiliz istatistiklerine göre iki ay içinde Alman cephesine atılan kâ- ğıtların sayısı 1.689.451 ve cephe ge rilerine atılanlar 1.172.794 idi. Bun- ları tayyareler, balonlar ve 30 kâğıdı Alman siperlerine kadar götürebilen Sişekler atıyordu. Jarın dağıttıkları da başka, Propaganda servisinin ber dilden reşimli ve renkli basan matbaası, cephe yakınlarında atma ve dağıtma kurumları vardı. Servis yalnız kendi bastıklarını değil Al - manya veya başka memleketlerde basılıp Alman harp mıntakalarma girmesi yasak edilmiş gazete, kitap ve resimleri de çoğaltarak dağıtıyor- du. Bir Alman muharriri bunlardan bahsederken “Allahım temiz gökle rinden İngiliz zehirleri yağıyordu, diyor. Hindenburg da hatıralarında şu- mu söyliyor: "Propaganda yeni bir silâhtı ve m en kötüsü, en yıkıcısı idi Propagandanın saldırdığı nokta- ardan biri de halkın sevdiği ve gü- rendiği adamlardı. Meselâ Almanla- sa öyle bir fikir telkin ediliyordu si: Harbin uzaması ancak Hohen- soller'lerin yüzündendir. Bunlar çe- tildiği gün harp bitecek ve Alman- va bolluk ve saadete kavuşacaktı. Sonra, bütün hatalar, dökülen kanlar ve barış yapılmaması hep Hinderburgun ve Ludendorfun yü- tünden idi, Bunlar çekilse ve yerle- başkaları gelse harp bitiverecek di. Propaganda servisinin bir ödevi daha vardı ki, o da telkinin kuvveti- ae bir de “suikast, darbesi katmak- ir. Avusturya veliahtini vurduran re büyük harbi tutuşturan propagan- Ja servisi idi, 26 Ağustos 1917 de Ludendorfun «enine bomba kayan bu servis Almanların İsviçreden (e binbir güçlükle satm alıp trenle kötürdük- leri at ve öküzleri zehirliyenler bir propaganda ajanları idi. Alman ordusunun gerisinde izin- li veya hastaneden yeni çıkmış za- 3it ve erat için hastalıkir kadınlar yollayan, onlara türlü hastalıklar aşılıyarak cepheye gitmekten alıko- yan Servis propaganda kurumu idi, Almanlar bu suikasdi çok geç anla» mışlar ve günün birinde bu türlü İrtihal Merhum Banker Bay Tevfik Ahat İle muteber tüccarlarımızdan Bay Seyfi Atabekin kayınpederi dava vekili Mustafa Fazıl dün ha yata ebediyen gözlerini kapamış - tır, Cenazesi Nişantaşında İnayet apartmanından bugün saat on dörtte kaldırılarak Beşiktaş tarikile Üskü - dardaki aile kebristanını defnedilecekt 1 i saygı değer tanıdıklara bu acıklı haberi verir - ken lütfen cenazeye çelenk gönderi! Mmamcsini bilhassa rica eder, Beceriksiz bir Bulgar propagandası İtilâf devletlerine karşı Bulgar propagandası: (tilâfçılar dipsiz fıçıyı ordularının kanile doldurmak istiyor. Kan biti- yor. Rusya birşey kazanmıyor. Sasanof Adem gibi cennetten koyuluyor. Bulgar bıçağını deniyor. Yunanistan kapana tutuluyor. Romanya nereye gideceğini, ne tarafa bakacağını şaşırmış bir haldedir.) | yüzlerce kadını toplıyarak sınırla rından dışarı atmışlardı. Alman Erkânharbiyesi o propa- gandanın kudret ve dehşetini gör- dükten sonra mildafaa ve taarruz için bir propaganda nezareti kurul- masını hükümete teklif etti. Kabul ettiremedi, Etrafı çevrilmiş, eli ko- lu bağlanmış bir Almanya ne yapa- bilirdi? Gerçek boş durmadı, fakat yağan dolu çelik parçaları idi, buna ipek şemsiye ile karşı durulamadı ve... nihayet Versay masasının önü- ne diz çöktü, Kısımlara ayırdılar: “İngiliz propa- gandası, Fransız propagandası, A- merikan propagandası... diye kar- şılarma yazdılar ve içerisine büyük harpte yapılan ve Almanları şaşırtan resimler ve yazıları koyarak seyir- cilere “İşte, dediler, sizin zihninizi gelen, şaşırtan ve harbi kaybettiren büyüler... Daha sonra da, bildiğimiz Üzere, bir Propaganda Nezareti yaptılar. Büyük Harbi kaybettiren unsurlara karşı harp açtılar. Bu iki müessese: Propagnda Sa- Bu dersi bütün Almanyanın bil. mesi ve unutmaması gereken bir ib- Propaçandı Sirayı Gürak Kiler. rayı ve Propaganda Nezareti, felâ- ik i arkey Siz Se REDDİ İE TArkası var) | Ankara ikinci Sulh Hukuk Mah- kemesinden: Haymana mülga tütün inhisarı eski memuru olub An- karada Hacı Murat mahallesinde emirenin 38 No.lı evinde sâkin Ali Fuada : Ankara İnhisarlar Başmüdürlüğü tarafından aleyhi- nize ikame edilen : 929 de tütün memuru iken zimmeti- nize geçirmiş olduğunuz 133 lira 21 kuruşun alınması- na dair olan alacak davasının icra kılınan muhakemesi esnasında : ilânen yapılan tebliğata rağmen gününde mahkemeye gelmediğinizden dolayı adresinize gıyap ka- rerı gönderilmesine karar verilmişdir. Muhakeme günü 9-935 pazartesi saat 9,5 de mahkemeye gel- iz takdirde muhakemenin © gıyabınızda devam edeceği ilânen bildirilir. (4610) Istanbul Posta T. T. Başmüdüri- .yetinden: 1200 tane telgraf haritasının bastırılması açık eksilt- meye konulmuşdur. Tahmin edilen bedeli 825 liradır. Eksiltmeye girmek isteyenlerin 15-8-935 perşembe günü saat onda 62 liralık muvakkat teminatlarile bir- likde Beyoğlu Galatasarayında Başmitdürlük Alım, Sa- tım Komisyonuna gelmeleri. Bastırılacak haritanm Şartname ve nümunesi gün Başmüdürlük yazı işleri kaleminde görülebilir. (4372) Tekirdağ Defterdarlığından: Muhammen K. Lira 1 — Kilit Zencir. Muhiti 75 Santim kalınlığı 15. S. 30 2— “ ” 54 “ ” 11.5, 30 1 — Adet kollu Çapa 700 Kilo —— — 60 250 35 155 “vekirdağ Gümrük Idaresinde bulunan ve denizden şıkarılan yukarıda cins ve mıktarı ile muhammen kıy- metleri yazılı Çapa ve zencirler 12-8-935 Pazartesi gü- nii saat 15 de bilmüzayede satılacağından isteklilerin yüzde 7,5 teminat akçeleriyle Defterdarlıkta müteşek- kil komisyona müracaatları. (4609) her 1— iv " 0 »——— SAGLIK Ağlar? İlkin fena âdet edinmekten: Ev. deki'er bumis çocuğun huysuzluğuna verirler. Vakıa öyle ama bunda ken- dileri de kabahati vardır. Çünkü çocuğun ağlaması susmasından, be- şiğinden kaldırılarak gezdirilmek, oyalanmak istemesinden İleri gelir. Çocuğa bakanlar bunu anlamadıkları için o da derdini anlatmağa çalışır, ağlar. Çocukta böyle ağlamak huyu esa- sen yoktur, ona iyi bakılırsa, vaktin- de beslenilir, vaktinde gezdirilir, vaktinde yatırılırsa o da ihtiyacmı anlatmak için ağlamağa alışmaz. Doğduktan sonra ilk günlerde çocuk uyanınca vakıa hemen ağlar. O va- kit hemen meme vetilirse, fena huy yerleşir, hem de çocuk fena besle- ni? .Önen için daha ilk günlerinden çocuğun ağlamasına ehemmiyet ver- memeğe alışmakıdır ten er ağla- dığı vakit meme verilmediğini ania- yınca, çocuk ağlamak huyunu kendi kendine bırakır. Çocuğun yatırıma ve gezdirilme zamanları da meme saatleri gibi sıra- ya, intizama konulunca o, ağlamağa ihtiyaç görmez. Bunlar intizama ko- nulmazsa, o vakit çocuk, ihtiyacı te- min edildiği için, başlangıçta haklı olarak ağlar. Fakat her ağlayışta bir keyfi yapıldığını görünce her vakit keyfini yaptırmak ister ve o vakit ağlaması haksız olur. Çocuğun ağlamasına bakmıyarak yalnız onun bütün işlerini mizama koymalıdır. Zaten ağlamaktan çocu- ğa bir fenalık gelmez. Ağlamaya karşı çocuklar pek dayanıklı olurlar. Ağlamak çocuğu biraz yorsa bile en sansnda güzel bir uyku getirir... Çocuğun ağlaması böyle fena bir âdet edinmekten olmuyabilir. Mese- lâ Iç çamaşırında, kundağında, yatak garşafında, yanlış bir büklümden ka- talk olur, yahut bir topluiğne kal muş bulunur. Çocuğun altr islanmış olur. Odanın fazla sıcaklığı, yahut fırtınalı bir bava onu sıkar. Bu se- bepleri bulup meydana çıkarmak, ço- cuğun ağlamasını kestirmek bir ma- rifettir. Çocuğa bakanın işinde alı. şık, usta olup olmadığı da böyle şey- İcre dikkat edip etmeznesinden belli olur... Ağlamak bir rahatsızlıktan, has- Salak elsedle eee ms lığını meydana çıkarmca en önce dişler hatıra gelir. Her vakit değil se de, bunda çokdefa haklıdırlar. Fakat her rahatsızlığın dişten geldi- ğine hükmetmek te doğru olamaz. Annesinin fazlaca kahve veya çay içmesinden, baharlı veya biberli bir yemek yemesinden de çocuğun karnı ağrıyacağımı, ağlıyacağını unutma- malıdır. Hele çocuğun beslenmesinde, ya- tıtılmasında, o gezdirilmesinde inti- zam olmayınca çocuğun karnı mut- Yaka bozulacağı hiçbir vakit hatır- dan çıkmamalıdır. İntiramsızlıktan karnı bozulmuş, ağlıyan bir çocuğu #usturmak için gene meme vermek büsbütün yanlış olur. Ağlamalar pekçok devam ettiği vakit hekime sormadan yapılabile- cek $6Y. Gocuğu rik su banyosuna koymaktır, Bir vakitler böyle çok ağlıyan çocuklara uyku verecek şey- ler yalatırlardı. Bereket versin ki, bu kadar yanlış iş görecek anneler değil, büyük anneler bile şimdi yok- tur. Lokman Hekim TİFOBİL Dr. İhsan Sami | | Tio ve paratifo hastalıklarına tu- j tulmamak için ağızdan alınan tifo haplarıdır. Hiç rahatsızlık vermez. | Herkes alabilir. Kutusu 55 kuru | 5013 Dr. A. KUTIEL Karaköy Topçular caddesi N.33 5838 İLÂN Şark Demiryolları Şark Demiryolları ida- resi Yedikule dispan- seri için kanuni şeraite malik bir eczacı arıyor. istiyenler Sirkecide müdüriyete bir dilekle müracaat edebilirler. ÖGÜTLERİ! Çocuk Neden | lenme Kırkından sonra saz Bizde kırkından “sonra saz çalmak diye bir lâf vardır. Bu İâfın on yaraştığı yer kırkından sonra gönül eğlencesine çıkân- lar için kullanıldığı yerdir. Vakıâ insan kırkından sonra da sever. Gönül bu, kolay kolay kocamıyor. Fakat gönülle bera- ber daha birçok şeylerin de ko- camaması hesaba katılmalıdır. Yoksa insan tek kürekle meh- taba çıkmış insanlar kadar gü - Vinç olur ve yaya kalır. Yeşilköy 5. R. imzasile aldr- ğumız bir mektupta kırk beşini bulmuş bir biçarenin düştüğü felâket şöyle anlatılıyor: “Bu macera bana ait değildir. Çok yakın bir akrabamın başın- dan geçiyor. Kendisini kurtar- mak istediğimiz için mütaleanr- za baş vuruyoruz. Kırk beş yaşında olan amca- zadem evli idi. İki oğlu vardı. Yirmi beş senedenberi başbaşa yaşadığı karısmı unutarak bir komşusunu sevdi. Bu kadın dul- du, zengindi. Fakat son derece hasis, para aç gözlüsü bir zen - gin. Amcazademiz de zengin sa- yılır,. Komşunun boyalı saçları, karısından daha taze oluşu am- cazademizi deli etti. Kadın bi- raz da hoppa ve hafif bir kadın- dır, Kırk beşlik gönül budalası nr, deli divane etti. Amcazade karısını bıraktı, çocuklarını unut Sxe balındınla yasağı be: larak evvelâ bir evini sattı, onunla nikâh olabilmek için de birkaç bin lira verdi. Karısının evinde oturuyordu. Karısının evinde, fakat bu koca evin uşak- lara mahsus odalarından birin- de... Amcazademiz, bu uşak oda. sında günler ve geceler karısını görmiyerek yaşadı, çöktü. Ni - hayet bir gün kapı dışarı atıldı. Şimdi karısınm evine de gire- miyor. Kadınm birçok macera» lara atıldığını, birtakım adam - larla düşüp kalktığını işitiyoruz. Biz birkaç kere onları barıştır- mağa kalktık, kadın: “Beno pinpon herifi istemem!” diyor; ayrılmağa da yanaşmıyor. Çün- kü kocası ölünce hâlâ kendisine bir şeyler kalacağını umuyor. Amcazademiz kadını bırakmak niyetinde değil, çünkü seviyor. Bunun sonu ne olacak? Bu ihti- yar âşığı nasıl kurtarabiliriz?” 9-935 ler , ei Anlaşılan bu amcazade âcis ve iradesiz bir adamdır. Paras” nı kaptırdıktan sonra dama atılmış bir âşık. Kadı mahkeme vasıtasile yola geri” mek mümkündür. İtaat ilâmı $© karmak suretile... Fakat ne ol# cak?, İtaat ilâmi nihayet kağ” nı, kocasile bir çatı altında ## şamağa mecbur eder. Yine odası hazırdır. Kadın yine kon#” ğınm öteki köşesinde ve kenf havasında yaşıyacak. Bu iki g# rip karı kocayı ayıran, araları” da derin açan sebe” leri ortadan kaldırmadıkça of” ları kanun kuvvetile birleştir * mek işe yaramaz. Evvelâ bu k© cadan uşak odasında yaşamak tahammülünü, sonra kapı dışaf” atılmak aczini kaldırmalı. Bum yapamazsanız mahkeme karâ* rile ayrılmalarına bakınız. e Biri şen, öteki değil? Taksim, “Mavi Kelebek” im” zasile; “Aramızda büyük bir far var. Ben çok şen,her zamâf gülmeğe hazır bir kadın oldu * Şum halde, o hemen hergün v8 her saat, somurtgan, hergü her saat düşünceli bir adamdıf Bu düşüncesine bir sebep ols4 ses çıkanmıyacağım. İşlerini" iyi gittiği günler de böyle, fen gittiği zamanlar da... En tatİ bir bahsi, yüzünde ancak hafif kırışıklıklarla karşılar, Neş'eli bir gülüşüne şahit olmadım, BU ayrılık şimdiye kadar beni of” dan soğutmadı, eminim ki bu dan sonra da soğutmıyacak, Fa” kat insan karşısındaki adamdef biraz neş'e bekliyor ve çok defâ kendi eğlencesine iştirakini is" tiyor ve sanıyor ki öyle olurs hayatı daha tatlı geçecektir.” Her adamı neş'eli yapamazs" nız. Bazıları niçin olduğunu bil meksizin şen, bazıları niçin ol duğunu bilmeksizin somurt* kandır. Helen Rihter diyor ki: “Hayat müthiş bir maçtır Orada kazanabilmek için sağ “ lamlık, irade ve çekinmemezli! lâzımdır. Bunları elde edebil * mek için hayatı olduğu gibi k# bul etmek, daima neş'eli bulur mak icap eder.” Belki doğru. Fakat bu hikme" ti savuran bir sinema yıldızrdı”” i Zevcinin aşkını muhafaza için mücadele ediyor Meşhur bir sinema yıldız; “biç bir erkeği muhafaza için mücadeleye girişmek zahmeti değmez” diyor. Halbuki, birçok kadınlar bu fikirde değildirler. Onlar, sevelerinin baş- ka kadınlar oüzerindeki dikkat na- zarlarını kemali haşyetle takip eder- ler. Fakat bunlar aynaya bakarak biraz da kendi kabahatleri olduğunu biliyorlar mr ? Bir erkeğin, beyaz (ve yumuşak bir cildi, taze ve genç bir teni tak- dir onazarlarile (seyretmesi pek tabiidir. Bir kadın, yüzünün buruş- tuğunu, güzelliğinin solduğunu gö- rünce evvelâ zevcinin nazarı dikka. tini eslbedecek (bir genç kız tazeli- ğini iktisab etmek çaresine tevessül etmelidir ki, bu, hali hazırda her ka- dın için kolay ve mümkündür. Her akşam yatmazdan evvel yalnız pem- be rengindeki Tokalon kremini kul- lanınız, * Siz uyurken ensacmız üzerinde icrayı tesir ederek yüzün zayıf düş- müş adalelerini kuvvetlendirir, P” tuşukları giderir ve cildi gençle” rir, Sabahleyin yüzünüzde husule 8“ len şayanı hayret tebeddülü takdirle seyrediniz. Gündüz içi? yaz rengindeki (yağsız) 7: kremini kullanınız. Bu krem münbesit mesamatı sebiaf” tırır ve bütün siyah benleri kayP€ rir. Bu gençleşme tedavi tarzı #7” sinde zevcinin aşkını yeniden mağa muvaffak olmuştur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: