9 Ağustos 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

9 Ağustos 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MEMLEKETTE TAN Konyada da Peçe, Çarşaf Şelme Yasak Edildi Konya, (Özel aytarımız bildiriyor) — Uray encümeni Şev- ki Ergun'un başkanlığında toplanmış, şehrin önemli birçok iş- lerini görüştükten sonra, çarşaf, peçe ve şelme gibi şeylerin yasak edilmesini kararlaştırmıştır. Bunun için gelecek ayın on, beşine kadar mühlet verilmiştir. ve köylere bildirilmiştir. Yasak kararı bütün ilçelere Diğer taraftan bütün arabacıların bir renkte ve bir örnek el- bise giymeleri kararı bu ayın Yirmisinde tatbik edilecektir. Mevcut 55 arabacı, uray üyesi, uray baytarı ve arabacılar cemi- yeti başkanının iştirakile toplanacak bir komisyon tarafından kılık muayenesinden geçirileceklerdir. Bu arada ehliyet mese- lesi de tetkik edilecktir. Yamanlar Dağında Kamp İzmir, (Özel aytarımız bildiriyor) — Verem Mücadele Ce- miyetinin zayıf ve hasta yatandaşlar için Yamanlar Dağında açtığı kamp bu Yıl çok rağbet görmüştür. Yamanlar Dağı 1z- çevreliyen dağlardan bir ti de kolay gitmekte, olduğu için buraya taşıt vesai- yurddaşlarm eniyi istirahat yeri olan kamplara gelmeleri ucuzca temin edilmekedir, Bu yıl Verem Mücadele Cemiyetinin kampında 190 kişi, ço- cuk bakım urdunun kampında 200 kişi vardır. izmirde yakalanan kaçak etler İzmir, (Özel aytarımız bildiriyor) — İzmirde et kaçakçılığı önemli bir mesele halini almaktadır. Evvelki gün Eşrefpaşada bir evde kaçak hayvan kesildiği öğrenilmiş, araştırmada kesil- miş bir deve bulunmuştur. Kaçakçılar hakkında takibata baş- lanmıştır, Karacabeyde 10 Bin Liralık Bir Zahire Yığını Yandı M, Kemalpaşa, (Özel aytarmız bildiriyor) — Karacabey Harasında | Çörekli mevkiindeki harman yerinde bir yığm ateş almış ve çabuk geni yerek bir yangın balini almıştır. Oğ- Tendiğime göre yangın şöyle olmuş- tur: Harman yerinde çalışan makineleri İşleten traktörlerden birinin meto - rundan çıkan kıvılcım büyük yığın- iardan birinin tepesine dilşmliş ve ön- te yavaş yavaş, sonra birdenbire ateş | alarak yanmağam başlmıytar. Bunun | miktetr on bin lira Kadardır. za “Denizli üzerine harada bulunan yüzlerce amele yangını söndürmeğe koşmuş « lardır. M. Kemalpaşa belediyesinin itfaiye arözözü de yangın yerine gel- miş, fakat, su ar olduğu için bütün gece devam etmiş ve ancak sabahle- İ yin tamamen söndürülebilmiştir. yük iki yulaf yığını, bir saman yığını ve bir de harman makinası ta- mamen yanmıştır. Karacabey Müd - | delumumiliği tahkikata başlamış, yan gmda kast olmadığı anlaşılmıştır. Söylendiğine göre zarar ve ziyan Halkevi Temsilleri Dnizli,(Tan) — Halkevi Temsil Kom si Denizlinin Çal ve Çivril kazalarma giderek Kozan Oğlu ve Himmetin Oğlu pi- yeslerini oynamışlardır. Bu yıl, temsil komitesinin çalışmala- rına Halkevinin bandosu da iştirak etmiştir. Büyük bir ilgi ile çalışan Halkevinin, bu son temasları da çok iyi sonuçlar ver - miştir, Yol üzerindeki köylere uğrayi bir müzik dinletmişler, onlar da kür borçlarmı ödemişlerdir. heyet, köylülere güzel milli oyunlar oynıyarak teşek- Denizli Halkevi Temsil Komitesi (Kozan Oğlu) piyesinde. No. 82 | YOSMA! Etem Izzet BENCE çinde onun minicik ellerini sik - wâk isterken hasta bakıcı: — Çağırsanız bari. Der gibi Marikanın gözlerinin içine baktı, Bu bakış Marikanın dudaklarında bir kıyrım yaptı ve yanaklarına anlamlı gülü- cükler dağıttı. Sonra: — Güney uyuyor. Gece çok üzüldü, sabaha kadar hiç uyu- madı. Şimdi uyandıramam.. Dedi.. Fakat, doktorun başı yastığında hastalığın zorundan yer yer değiştikçe yine duda! ları yüreğe sızı veren bir inle- me ile mırıldanıyordu” — Güney. Güney. Sevgilim. Karıcığım!, / Öğleden sonra. * Saat on beş var. Doktor yine., Güney. Güney!. Diye inler, sayıklarken genç kadın yatak odasından içeriye girdi. Hastabakıcı kız, arkası kapıya dönük doktora bakıyor- du, Güney ilerledi. Sordu, — Nasıl hasta? Hastabakıcı kız kafasını çe- — Öoo, siz misiniz? Güney de şaşırarak onun yü- züne baktı: — Övo sen misin Yıldız?, Hastabakıcı kız kalktı: — Benim, diler. Siz uyuyormuşsunuz! Güney, güler yüzle: — Uyuyordum ya. Gece hiç i Yahya Sezai Arzer doğruldu, Nöbet değiştir mek için yurttan beni gönder - Kadrosu Dar Antep özel aytarımız bildiriyor: işlerin birçok defalar pek ağır çık- tığı görülüyor. 338 yılında dört sıkaran Antep adliye kadrosunda yirmi kâtiple on altı mübaşir ve odacı vardı. Halbuki 4780 iş çıka- ran beş mahkemelik adliye kadro- sunda bu yıl, ancak sekiz hâtiple on mübaşir ve odacı vardır. Bu durumun süra't ve intizamı lâyikile sağlıyamaması, kâtip kad. rosunun genişletilmesine ihtiyaç göslermektedir. Ayni zamanda, Antep İcra Dairesinin tek bir mu- avinle idare edildi ö; üi bulunmayışı, keşif ve haciz gibi sebeplerle muavinin vazifeye çıkmasına ve netice itibarile iş sa- hiplerinin beklemelerine o meydan vermektedir.” rin dikkatine koyuyoruz. hmmm Kuyruklu bir çocuk! iresun, (Özel aytarımız bildiri - yor) — Giresun hastanesine kuyruk- İu bir çocuğun getirildiğini bildir - miştir Bir iki güne kadar çocuğa rat yapılacaktır. Resimde görül. ü gibi, kuyruk çocuğun kabaetle- | rine yapışık değildir. İstediği takdir- de kuyruğunu oynatabilmektedir. —— KÜÇÜK TELGRAF | İ HABERLERİ i * Giresun, (Tan) — İlbayımız teftiş gezisine çıkmıştır. Bu gezi de yeni yolları göz- den geçirecektir. * Çorum, (Tan) — Çorum Ti Matbaası Müdürü Mustafa hastalık - tan sonra ölmüştür. 9 Çorum, (Tan) — Doğumevi Doktorlarından Şükrü, Ankara has - tanesine atanmıştır. * Tokat, (Tan) — Dün Halke- vinde toplanan halka hava tehlikesi etrafında konferanslar verilmiş, teh- likeyi bilen ve yardımcı üyeler yazıl- mıştır. Hâtipler ilçeleri de gezerek ayni mevzu üzerinde köylülerimizle konuşacaklardır. . Halkevi, köycüler ve temsil kolları bu maksatla Tur- bal, Zile ve Pazar merkezlerinde çok faydalı çalışmışlardır. uyumadım. Sabaha karşı biraz dalrnışım, sonra da uyuyup kal mışım,, Dedi, hemen bu konudan at- Dr senli benli bir duruşla söy- — Bir vakit yurtta benimle uğ raştın. Şimdi doktorla. , Hastabakıcı kız da senli ben- li oluverdi ve.. sanki içine her biri ölüp kalmış büyük bir şey duyuyormuş gibi: — Ama ben size yurtta iken doktorla evleneceğinizi aramla- mıştım.. Dedi, sözüne ekledi: — Sanki, içime doğmuştu. Hani hatırlıyor musunuz, sizin- le bir gün oturup uzun uzun ko- nuşmuştuk. Ben doktorun ha - linden size tutkun olduğunu an- Wyordum, Hiç kadınların yüzü- Ayıntap Adliye “Şehrimiz adliyesinin kâtip kad- | İ rosu pek daraltılmıştır. Bu yüzden | mahkemeden ibaret olan ve 2455 iş | Aytarımızın ba yazısını ilgilile - | | yirmi. beşi İ tih ve Bayazıt camileri bu HAKYERLERİ ten dayak yi ğini söyleyen suçlu i dışarı çi ola götürürken dörmek idim. Yusuf a çalgı ça - sreketler- ni anladım. Ve Jen geçen po- ben orad. nde birinin gazi lan kadınlara karı de bulunmak istedi o sırada gazino önün: lis memuru Mehmedi sufu dışarı çıkarmak içi den yardım istedim. Mehmet, Yusufu aldı, götürür- ken ikisinin de yere düştüklerini gördüm. Yusuf hafifçe yaralanmış- te. Mahkeme başkanı sordu: —M , ogün vazifede değil- miş. Vazifede olmadığı halde bir a- damı, sebepsiz yere karakola nasil götürüyor? — Sebep vardı. sufun orada muhtemeldi, — İhtimal üzerine, rakola götürülmez. Mahkeme, bir şahidin çağırılma- $ı için başka güne bırakıldı. * Bundan birkaç yıl önce Mas- | lak yolunda, bir genç kızın, bir mü- | ezzinin, ve bir biletçinin ölümiyle ve daha birkaç kişinin yaralanmasi- le neticelenen bir otobüs ve otomo- bil çarpması olmuştu. Alber Taran- toya ait hususi bir otomebil, Maslak yolundan gelen bir otol mıştr. Hâdisenin uzunboylu mubas kemesi yapılmış ve neticede suçl olduğu tespit edilen otobüs şoförü Hakkı, 3 sene hapse ve 10 bin lira para cezasına mahküm olmuştur. Öğrendiğimize göre temyiz mah. | kemeai, bu kararı, bozmuştur. Du- ruşmaya yeniden başlanacaktır. * Heybeliadada, bir motörün bat- masiyle ve 35 kişinin buğulmasiyle neticelenen Heybeliada deniz facia- sının muhakemesine dün de bakıl- dı ve bazı şahitler dinlendi. Mahkeme, yeniden bazr şahitler arasında yüzleşme yapılması için duruşmayı başka güne bıraktı. Sarkoşlukla Yu- bir hâdise çıkarması bir adam ka- Avrupada tahsil eden talebemiz Kültür Bakanlığının Avrupadaki talebe müfettişi o Reşat Şemseddin şehrimize : gelmiştir. Yabancı mem- İmama — hsil görmektedir. Bunların zdır. Reşat Şemseddin yakında Ankaraya gidecek ve bu ta- lebe durumları hakkında Bakanlığa izahatta bulunacaktır. Diğer taraftan Fransa ile hüküme miz arasındaki Kültür anlaşması - un tatbikine başlanmıştır. Bu sebep e Fransadaki Türk talebe mekte - binden diploma alırken Fransızca - dan başka Türkçeden de imtihan €- dilecektir. Evkal mallarına sahip çıkanlar Evkafa ait bazı mülklere, son za- malarda, tapulu sahipler çıkmıya başlamıştır. Bunların bir kısmını me zarcılar teşkil etmektedir. Bunlar - dan başka bir kısım bine, arsa ve büyük camilere de epeyoc tapulu sahipler çıkmıştır. Meselâ Nuruos - | maniye, Ayasofya, Süleymaniye, Fa- yan - dadır. Cemileri ve onların müştemi- Yitını yabancı ellerden kurtarmak için kanuna bir madde konmuş, ca- milerin hariminde ve yanında ve başka sahipler ellerinde bulunan yerlerin İstimliki için evkala sa - İâhiyet verilmişti, Evkaf bu salâ - hiyetle Fatih, Bayazıt ve Şehzade- başı camilerindeki dükkânları İsti lâk etmiştir. Yakında Nuruosmani ye, ve Ayasofya camilerine bağlı emlâk Üzerinde de istimlâk muame- tebi ıslâh edildi Sön iki yıl içinde Avrupada yapı lan esaslı incelemelerden sonra Kızıl- y kıcı okulasının talimatna- ve ders programları esaslı bir sa rette düzeltilmiştir. Okulanın tahsil müddeti üç yıla çıkarılmış ve oküla- ya girecek talebelerin en az orta tah- Sili bitirmiş olmaları kabul edilmiştir. Bu suretle Kızılay hastabakıcı Avru- pa ve Amerikanın birinci sınıf hastas bakıcı okülaları derecesine yükseltil- Derslere de ayrıca önemli ek- ler yapılmış ve tedrisatta Blok siste- mi kabul edilmiştir. Bilhassa ziyaret- eler, lâbora- ar ve Diyet hemşireliklerine ö- zel bir önem verilmiştir. Bu sene okuladan çıkan hemşireler den üçü Gureba hastanesinde diyet ir. Bu diyet hem- eker, böbrek, mide, barsak hastalıklarına tutulanlara hasusi ye mekler pişirmesini öğ kl Bu yıl çıkan hemşirelerden dördü de Tıp fakültesi radyoloji enstitüsü- ne verilmişlerdir. Bunlar da ront teşhisi ve tedavisile elektrik sinde çalışacaklar ve dıktan sonra hastanelere verilecekler- dir. Geçen yıl Edirnekapıdâ kurulan sıhhat merkezine de altr hemşire gön derilmiştir. Bunlar çocuk hılzıssıkha st ile içtimai . arssıhha öğ veneceklerdir. Okula talebelerine te- orik ve pratik bütün istifadelerini te- min için kadroya öğretmenlerden baş ka ayrıca öğtetmen hemşireler de , Bu hemşireler. namzetle- de gezdirecekler ve ser - vislerde onlara hastabakıcılık tekni - çeliklerini öğreteceklerdir. y cemiyeti genel merkezi, Türkiyede hemşirelik mesleğinin iler lemesini temin için ikisi Viyanaya, biri Budapeşteye olmak üzere üç hem şireyi tahsile göndermeğe karar ver- miştir. Budapeşteye gönderilen hem- şire Hikmet İbrahim, oradaki hıfzıs- sıhba enstitüsüne bağir büyük hasta- bakıcılık okulasında tahsile başlamış» tr. —— Uray kooperatifi ikinci bir satışmağazası açmak istiyor Şarbaylık Ekonomi direktörlüğü, şarbaylık kooperatifine bağlı bir nu- maralı satış mağazası örneğinde ikin- &i bir satış mağazası açmak üzere ha zırlarmaktadır. İki numaralı mağaza eylül sonunda açıla! 2a için en münasip yer, Sirkeci olarak tesbit edilmiştir. Bu mağazadan da yalnız kooperatif üyeleri alış veriş e deceklerdir. . Şark Demiryolları we - meram zl İla peratifine aza olmak için müracaat et mişlerdir. Sirkecide açılacak satış ma gazasında kumpanya memur ve müs- tahdemleri alışveriş edeceklerdir. Ko operatifin satış mağazaları sayısı ile ride arttırılacaktır. Taşdelenden daha iyi bir su bulundu Taşdelen kaynağına iki kilometre uzaklıkta bulunan “tefnelik, suyu- nun Taşdelenden üstün olduğu an- laşılmıştır. Evkaf idaresi, kaybol - mak üzere bulunan bu sudan halkın istitadesini temin etmek için üze - rine mükemmel, büyük bir hazine yaptırmıştır. Taşdelenle Tefnelik arasındaki, 2 kilometrelik yolun tesviyei türa- | biyesi yapılmıştır. Gerek Taşdelen, gerekse Tefne - lik sularının evkafa bağlı bir teşki- lâtla şehire indirilmesi düşünülmek tedir. Fakat bu kadar uzun mesa - feye maalesef bü suların getirtilme- si kabil olamıyacaktır. Çünkü, kay- nakten ayrılan memba ve kaynak sları, haiz oldukları hassayı kay - betmektedirler, Maamafih, bu iş yeni bir şey de değildir. Evkaf idaresi, iki seneden beri bunların iyi bir tesisatla ihya edilmesi şekilleri üzerinde çalışmak İesi yapılacaktır. Oyle bir şeyler oldu işte... Dedi, söz gelişini yine değiş- a i — Hastalık nasıl gidiyor?. — Tabii. #Şi — Ağırlaşmıyor değil mi?. — Hayır.. Genç kadın dudaklarını büze büze: — Öh.. Oh, çok iyi. Dedi. Biraz da doktorun ya- nına gitti. Öna uzun uzun baktı. Doktor baygındı. Gözleri yu- muktu, Yüzü tıraşlı idi. Yanak- ları birden pörsümüş, çökmüş, incelmişti. Saçımdaki aklar ço- galmıştı. Fakat, ikide bir ateşin verdiği zor içinde çırpınıyor, her çırpındıkça da: — Güney.. , Diye mırıldanıyordu. Güzel ne bakmıyan doktor, sizinle o | kadın, genç kadın, güneş yüzl kadar ilgili idi ki bu bağlılık | bahar tenli, pembe beyaz, gö. gözden kaçmıyordu. nün ışığını geceden alan kadın Güney yumşak bir gururla! bu ak saçlı, ak sakallı, ak bıvık- tadır. lı, çökük yanaklı, pörsük etli, ufalmış yüzlü hastaya baktı, bak tı, onun kulağını dolduran sesi- ne kendisi de bir mırıltı ile ce- vap verdi: — Zavallı!, Sonra, Yıldıza döndü, sanki hiçbir şey yokmuş, ve bütün bu gördükleri gi i gilmiş gibi, şen, cıvıl cıvıl: — Cici kiz, ben gidiyorum. Görülecek bir iki işim var. Dedi, odadan çıktı, Hanife abla Yosma: — Hanife ablacığım.. Diye eve girdi, hemen geç - kin kadının boynuna sarıldı: — Bilsen seni ne kadar özle- dim?. Ve., sordu: — Babalık burada mı?, Hanife kadının gözleri dolu doluydu: — Yok. Hastabakıcılık mek- ilecektir. Mağa- | 9-8.935 poLıi$ Bir kadına taarruz Eden haydut Ayazağa köyünde bir kadın, köy” yakın bir fundalığa çamaşır yıkâ © | mak için çalı, çırpı toplamıya çık * | mıştır. Kadıncağız, herşeyden babef siz, yakacak toplarken ayni köydef Abdullah isminde birisi tarafında takip edilmiştir. Kadın, bir aralık tenha bir yet? bunu fırsat bilen Abdullah | kad birdenbire boğazına sarıl * mıştır. Kadını boğacak kadar çüret gösteren hain adam, biçareyi 20 met re ilerdeki bir dereye sürüklemiş VE kendisine tasallut etmek istemiştir. haykırması üzerine taacri za uğrıyan bu zavallı kadının fer yatlarmı uzaktaki çobanlar duymüğ lar ve imdadına koşmuşlardır. Hâdiseye Maslak jandarması €l koymuş, Ayazağa köyünde suçluyu yakalamıştır. Abdullah, dün adliye ye teslim olunmuştur. * Bakırköyünde istasyon cadde * sinde Bedrosun fırınında çalışan CE lâl, hamur parçalarını çıkarmak İ$ < terken sol kolunun iki parmağın! makineye kaptırmıştır. Yaralı has * tahaneye yatırılmıştır. © Heybeliada rıhtımında çalışa silindir makinesinden çıkan kıvılcım lar, cadde üzerindeki bir evim bal * konunda asrir çamaşırları tutuştur * muş, ateş genişlemeden. söndürül * müştür. * Şoför Ormanın idaresindeki oto” mobil Sultanhamamında (Remziye çarpmış, yaralanmasına sebebiyet vermiştir. * Küçükpazarda 49 numaralı ke- reste fabrikasında çalışan Hasan O dun keserken elini motöre kaptırmış parmaklarından yaralanmıştır. * Kemerburgaz civarında Akpına fundalıklarınr tutuşturmaktan suçlu Hasan, Sarıyer jandarma komutan lığı tarafından kefalete bağlanarak özgür (sefbest) bırakılmıştır. Tahkis kat kâğıtları, geriel savamanlığa ve- rilmiştir. * Evvelki gece, Anadolu kavağın- da tahaffuzhane arkasındaki fun - dalıklar, henüz anlaşılamıyan bir s8 bepten dolayı, tutuşmuştur. Yangın, Beykozdan imdada koşan jandarma ve civar köylülerin var - dımlarile büyümeden söndürülmüş- İ tir. Beykoz, jandarma komutanlığı incelemelerine devam etmektedir. * Tokatliyan otelinde oturan bir şahsım üç bin lirasının çalındığı hak ında hir arkadaşımızm verdiği has ber etrafında yaptığımız tahkikat öyliyen Ali adında bir adam © tele müracaat ederek bir oda İstemiş ve kendisine 47 numaralı oda göste- rilmiştir. Bu adam ertesi günü ya nında bir kadın olduğu halde otele gelin odasına çıkmak istemiş ise de otel idaresince odanın erkeğe ait sına çıkmasına mi tir.Alinin gürültü patırtı etmesi Üze- rine zabıtaya müracaat edilmiş ve bunun üzerine Ali bazı tehditler sa vurarak otelden çıkıp gitmiştir, —— Üsküdar iskele meydanı geniş'etilacek Usküdar iskelesi meydanlığınn genişletilmesine devam olunmakta * dır: Bu meydanda bir de park yaptır tılacaktır. Bunun için belediye, büt çesine 100 bin liralık tahsisat koy muştur. Meydanın genişletilmesi i* çin etrafta bulunan 25 - 30 dükkür er, kahvehane ve eczahane istimlâk olunacaktır. Meydan Kuzguncuk tarafındaki kısmı denize 9 metr€ mesafe ile doldurulmuştur. Öğrendiğimize göre, araba vapur” larının yanaştığı iskele de bura * İ dan kaldırılacak ve Balaban tarafis” rına naklolunacaktır. Meydan geni$ letilirse ortada çirkin bir vaziyette kalacak olan elektrik muhavvile merkezinin de başka hir müsait yere nakli doğru olacaktır kârı Dedi, sözüne ekledi: / — Kızım iyi ettin de geldi. Birkaç gece kal, Yoksa çok kö* tü olacak.. — Ne oldu yine? — Hüseyin &ve sığmıyor. — Yönetmiyor musun? — Hiçbir şey yapılacak gibi değil, Dünyayı gözü görmüyor” İ Elime geçer geçmez kafası patlatacağım., Diyor, kızgınlı * ğından küplere biniyor! — Gerçek mi söylüyorsun? — Gerçeği filân bu.. Yosma birden taştı: — Elinden ne geliyorsa yaf” sın, Sokak kapısının hemen arkâ” sında bütün lâkırdıları ediyo” lardı. Yosma kapıya doğru iler” ledi. Hanife kadın kurşunla VU” rulmuş gibi yerinden fırladı: — Sakın kızım böyle deme Ve.. Babalığın gücüne, kötü" lüğüne, dediğini yapacağına İ&“ LArkası var) arasam KEZ <EJH2I tome

Bu sayıdan diğer sayfalar: