31 Ağustos 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

31 Ağustos 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MA si.a.siz sankar; Doğu illeriiçin içbakanlığın! Hazırladığı Kanunlar VÖzel D ce kararlaştırılan esaslar Mak Par, M w aytarımız ta olan incelemeler bitmiş ve k İten vaki davet üzerine İstanbula gitmiştir. Ekrem halen nbulda bulunan Mahalli İdareler Genel Direktörü Naci ve yibasebe Direktörü Edip ile birlikte Iç Bakanı Şükrü Kaya- bildiriyor) Anksişa, 30 göğü illerinde yapılacak yenilikler etrafında Bakanlar He- in 1 a dahilinde İç Bakanlıkça yapıl- ; Bakanlık Hukuk Müşaviri ereceği direktife göre lâzımgelen kanun projelerini hazır- ktır. Hazırlanacak kanun projeleri içinde üçüncü genel " üyhektörlüğün teşkilât ve kadrosu hakkındaki proje, enspek- ğün 935 senesi masrafı için Kamutaydan İstenecek feyka- w Projesi de vardır, aç töhsisat projesi ve doğu illerindeki memurlara maaşların. Bayri verilecek şark zammı ve doğu illerine tayin edilecek lurlar hakkında kararlaşan şartları ihtiva edecek olan ka- İhtisas Vesikalarından Harç y Ankara, 30 (Özel aytarımız bildiriyor) — Doktor, kimyager Üy $çilere parasız verilmekte olan ihtisas vesikalarından harç 1 için hükümet bir kanun projesi hazırlamaktadır. Sürerli Çalışan işçiler kara, 30 (Özel aytarımız İmge hakkındaki kanundan devamlı yapılan bildiriyor) — Ulusal ve tatil lerde çalışan. a a istifadelerini temin maksadile bazı vilâyet ve kazalar- dp 3 Bibi işçilerin çalıştıkları iğ vak Meşa liklere ve kaymakamlıklara bir tamim kin © İS yapan müessese ve iş yerlerinin hafta Yine eskiden olduğu gibi işçilerini haftanın ba teny navebe ile tatilden istifade ettirmek şartile çalıştırabile- & İni bildirmiştir. im Bakanı iL Er vE a. diği Sonra ve pazar günleri faaliyetlerinin tatili cihetine g Yapılan şikâyetlerden anlaşılmıştır. İç Baka müesseselerin cumartesi öğle- Tik İk bu husus- apa devamlı ili devresi ka günlerim Samsuna Gitti a, 30 (Özel aytarımız bildiriyor) — Tarım Bakanı Muh- en, Ziraat Bankası genel direktörü Kemal Zaimle bir- âmstın trenine bağlanan vağonla Samsuna | ket et- Namık ismaili tey eğitmen kaybetmiş oluyoruz. yer gören ailesine, yakınlarına a Niş, #belerine en içten tazi - İşi ara gten taziyetleri: . b İsmailin felâketine sebep o- Kğızpımtı kendisine dün ak- ” diköyden İstanbula giden bg, #Purunda gelmiş, fakat va - Sağlık tedbirleri almak ime * bulunamadığı için hastanın stanbula gelinceye kadar İçinde kalması icap etmiştir. kelaele gelmesi fazla geçiken iğ, Şikten sonra da hastayı ka- Ne azla tereddüt eden sıhbt im- ye #Mobili halkın hakir müdaha Hayranı üzerine Namık İsmaili (aş PİT hastaneye nakletmiştir. W hyglada yapılan bütün tedbir. Nİ yda vermemiş, değerli san'at- * Urtarmak mümkün olamamış» Bi Kageikir kayıpta bizi tecssüre ve İki noktayı yazmadan geç Meğypekün değildir. Birincisi İ,iki sıhhi imdat kutusu. Na- uy OSİİ bayıldığı zaman, bu ku- şi atarı bulunamamıştır. Ça- vide PağI kırılmış, bu sefer de i- N lzepita sıra şişelerin hiçbir Be tinde etiket görülmemiştir. Mi görülmeyince ve. şişelerdeki da), N ne biçim ilâçlar olduklar Ö © amayınca, sıhhi imdat do- ş,, istifade etmek kabil ola- ; vapur, iskeleye yanaştı- in derhal sıhhi İmdat oto- iş emiş r. Bu otomobil “la uzun formalitelere tâbi gelmesi hayli gecik- ikten sonra da, içinde Mez Abiye memuru kan eseri işe: İçin hastayı içeriye al- b mayi am Üzerine alesi ile hasta i- tar, Ga Ki İpli bu sehepleri anlaşılmaz iki Mİ şiezluk olmasaydı. Namık İs ae be de hâlâ aramızda * va Namık İsmail 1890 da Be- ğu ggpödu. Yüksek bir ailenin Ken Kabataş lisesinde oku- Sn yedisinde harikulâde bir re ve la 2 da pane istidadı gören ailesi ti, “Pp, ; Tesim tahsiline gönder» Cormon'un atelyesin- Kaybettik (Baş tarafı 1 incide) de çalıştı ve kükümet hesaba Av- İ rupaya tahsile giden arkadaşlarile İ beraber Istanbula döndüğü zaman harp başlamış bulunuyordu. Namık. smail süvari ihtiyat zabiti olarak Garp cephesinde bulundu. Bu sıra- larda hükümet Kâhtane sırtların- da bir atelye açarak ressan led, onlara resim malzem rek çalıştırdı. Namrk İsmail de on- ların arasında idi. Bu atelyede onu mütecaviz tablo yaptı. Bilhassa bun lardan Girdabı zafer, Tifüs, Lâle devri gibi muvaffak olmuş resimle ri herkesin hatırındadır. Bunlardan Lâle devri bugün, İstanbul Halkevi konferans salonunda asil: bulun- maktadır Kâhtane sırtlarında bu tablolar diğer ressam arkadaşla. srmn eserlerile birlikte “H haları resim sergisi, ismi Galatasaraylılar klübünde gün halka teşhir edildikten sonra müttefik devletlerin payrtahtların- da da teşhir edilmek üzere Avrupa- ya gönderildi Namrk İsmail Almanyada ript'i tanıdı ve beğendi. tince tekrar Almanyaya giderek Korint'in atelyesine girdi ve orada da çalıştı. Namık İsmail, memleketi- mize empriyonizmi getiren €n faal bir san'atkârıydı. . Merhumun cenazesi bugün ikide aile makberesine gömülmek özere, Taksimde Sıraseivilerde Al- man hastanesinden kaldırılacaktır. — —— — / ral i Önümüzdeki 20 ilkteşrin - Pazar | İ GENEL NÜFUS SAYIM GÜNÜDÜR ! Sayım, çok geniş, çok kapsal bir iştir. Başanılması her birimizin İ üzerimize düşen yükü- mü sen derece özenle yapmamıza | İ bağlıdır. Doğru sonuçlar alabil- | mek için hepi gücümüz yetdiği kadar çalışmalı ve uğraşmalıyız. on beş Ko- Harp bi- neslin saat Başvekâlet İştatistik Umum Müdürlüğü | seal e TAN HÜDAİ İstanbul Vali Muavinliği lÖzel aytarımız bildiriyor) Arkama, 30 İç Bakanlık Mahalli İda Genel Direktör Muavini nin İstanbul Vali Muavinliğine atanması hakkındaki karamame Yüksek Tasdika arzedilmiştir, Hakkı huzurlardan Kesilecek vergiler Ankara, 30 (Ozel aytarımız bi riyor) — Aykk yekünu 150 liraya baliğ olan hakkı huzurlarm 30 lira» sının tenzilâta tâbi tutulmaksızın ta- n vergisi kesilmesi icap edeceği Finans Bakanlığınca ka- rlaştırılmıştır. Amerika menşeli I Malların ithali İ Ankara, 30 (Ozel aytarımız bildiri- yor) —Gümrükler Genel Direktörlü- ğü Amerika menşeli malların miktar İtibarile tehdit edilmeksizin Ingiliz anlaşması bükümlerinden istifade et- tirilerek serbestçe memlekete asm gümrUxlere DİGIFMİŞLİK, “Atatürk Ordu- yu Kutluladı İstanbu A.A, — 30 Ağustos zafer bayramı münasebetle Reisi- cumhur Atatürk tarafından o Mare- şal Fevzi Çakmak'a yazılan tely: rısı aşağıdadır: Yüksek Türk o zaferinin y tçe m sokul » nun büyük ldönüm başta siz olduğunuz halde sübay ve erat bü- tün silâh arkadaşlarıma kutlar, cüm leye derin sevgiler sunarken bu- günü yaratmak için ölen sayın kah- ramanları büyük saygı İle anarımı, K. ATATÜRK Fevzi Çakmaktan Atatürke Istanbul, 30 A.A. — 30 Ağustos zafer bayramı münasebetile Mare - şal Fevsi Çakmaktan Relsicumhur Atatürke aşağıdaki telyazısı gelmiş tir: ğun çelik ordusuna örnek olarak yaratan Ulu Başbuğa ordu adına kutlular ve candan saygılar suna“ rem. Gene! Kurmay Bâşkamı Mareşal Fevzi Çaklmak Alatürkün teşekkürleri İstanbul, 30 A.A. — Cumur Baş- kanlığı genel sekreterliğinden : Yüksek Türk ordusunun bü, zaferinin yıldönümünde Reisicüm- Bundan çok duygulanan Atatürk, teşekkürlerinin Anadolu ajansı va- #itasile iletilmesini emir buyurmuş. lardır Başbakanın teşekkürleri İstanbul, 30 (A-A.) — Paşbakan- lik özel büro direktörlüğünden: Baş vekil İsmet Inönü, Zafer bayramı teb riklerin ayrı ayri cevap vermek İm- kânsızlığından ötürü, tebrik ve teşek. kürlerini Anadolu Ajansı vasıtasiyle sunar, — smet inönü Evvelki gün dişlerinde bir ame- liyat geçiren Başbakan İsmet İnö- ni evvelki geceyi Perapalas ote- linde geçirmiştir, Başbakan dün o- telde istirahat etmiştir. — Yunan donanmasının gezisi Atina, 30 (Ozel) — Estiya gazete si İstanbul ile bazı Türkiye limanları- nı ziyaret edecek olan bir kısım Yu- pan donanmasının genel durum sebe- bile bu ziyaretini geriye bırakacağı gannedildiğin! yazmaktadır, ralli “30 Ağustos zaferini cumburlu - | İ lerde, yüksek tabakada | damlarda vardı. Onlarda sünnet te- İ laka sünnet olmak lâ hur'Atatürk, yurdun hor yanından | birçok kutlama telyazısı almışlardır. | KRONIK Sünnet Düğünleri Galiba İstanbu 1 mev simi yaz sonu olduğu için, sünnet düğünlerinin çoğu İstanbulda bu mevsimde yapılır. Her yıl olduğu gibi, bu yıl da, annelerinin yanın- da sünnet düğününe okuyucu gi- den, parlak elerle ve parlak taşlarla süslenmiş erkek çocuklara raslanıyor. Düğün, her ne vesile ile olursa olsun, her vakit hoşa giden bir şey- dir. Düğünü yapanlar birçok mas- raf ederek çok defa borca da gir- mekle beraber çocuğumuzun m rüvvetini gördük, diye e nirler. Davetliler, o götürecekleri hediyenin kendilerine bir yük ola. cağını düşünseler de, karşılığında felekten bir gün ve bir gece çala- rak yeyip içecekleri için onlar da bu yükü hoş görürler. mak, görünüşte lüzumsuz bir mas- raf gibi gelirse de, alışverişe sebep olduğundan ökönemi bakımından da faydalı bir şeydir Düğün, dernek iyi, fakat sünnet? On yıldanberi bu kadar âdetlerimiz değiştiği, farzlar ve vacipler unu- tulduğu halde sünnete hâlâ eskisi gibi şiddetle rizyet edilmesi biraz tuhaf görünüyor. Bana öyle geli- yor ki bu şiddetli riayetin başlıca xebebi, sünnetin düğüne vesile ol masıdır, Sünnetler düğünsüz yapık mak âdet olsayrir, sünnet de, çok- tanberi, vacip olan kurban kesmek kadar azalmış bulunurdu. Bilirsiniz ki, erkek çocukları İ sürinet etmek âdetinin icadı yahu- lere isnat edilir. Onlar da bunu Tanrı emriyle yapmağa başladıkla- rınt iddia ederler. Vakıâ, Tevrata bakılırsa (Hılkat kitabının xvit nci süresi) İbrahim peygamber doksan dokuz yaşıma geldiği vakit Tanrı karşısma çıkar. Ona i larda ve vaitlerde sonra; şöyle der: — Benimle sen bulunduktan in ve senden son- Ta gelecek çocuklarm ve torunların arasında yerlesen ve sizin etmeniz İâzimgelen antlaşma şu ©- lacaktır: Sizin aranızda her erkek sünnet edilmiş bulunacaktır. Senin ırkından olsun ,olmasın, evde doğ » muş yahut parayla alınmış köle ol sun, her erkek çocuk sekiz günlük iken sünnet edilecek ve bu sünnet benimle sizin aramızdaki antlaşma- nın alâmeti olacaktır. Simetli ol- mayan her erkek bulunduğu kabile - den dışarı atılacaktır... Bu emir üzerine İbrahim pey- gimber, o vakit on on üç yaşında olan oğlu İsmail ile gerek kendi Evinde doğmuş olân, parayla tlmış“olduğu “adamlarının hepsini toplar ve sünnet eder. Sonra de kendi — doksan dokuz yaşında ol- duğu kalde — sünnet olur. Ancak İbrahim peygamber sünnet ameli» yatını kendi üzerinde kendi mi yaptı, yoksa başkasına mı yaptırdı; orasını Tevrat hiç söylemez. : İşte onun içindir rkek yahu diler, o vakittenberi daha günlük iken sünnet edilirler. Fa - kat gene herkes bilir ki, yahudiler Tanrının hiçbir emrini kolay kolay tanımamışlar ve her emrini ilk za- manlarda itaatsizlikle | karşılamış” Jardır. İbrahim peygamber vasıtasi- e gelen sünnet emri de bir zzman ihmale uğramış olmalıdır ki sonra- dan Musa peygamber onu İki defa şiddetle tekit etmeğe mecbur ol- muştur. Yahudilere | sorarsanız, eski za» manlardaki Mısırlıların arasında da bulunan sünnet âdetini onlara Musa Peygamber öğretmiştir. Bü- yük Yunan tarihçisi Herodot sön- net âdetinin yahudilerden önce Kalde ve Mısır memleketlerinde bulunduğunu yazdığı vakit, yahu- dilerin fikrine göre, aldanmıştır. Halbuki sünnet âdeti Mesırlılarda ancak İlimlerle meşgul olan rahib- sayılan a9 mizlik yasıtalarından biri sayılırdı. Rahihler sınıfına girmek için mut- wmdı. Nitekim yunan filozofu (o Fisagor Mısırda İlim öğrenmeğe gittiği vakit rahib- lerin arasına karışabilmek için her şeyden önce sünnet olmuştu. o Böyle kendilerini halk tabakasının üstün- de tutan Mısır rahiblerinin, Mısır- da sığıntı gibi outran ve her hal- de pek demokrat olan yahudilerden sünnet olmak âdetini almış olacak- larına biraz güç inanılır. Yahudiler arasında sünnet âdeti Musadan ön- ce bulunmasaydı, onu Musanm Mı- sırlrlardan o öğrendiğini kabul et mek daha kolay olurdu. Sünnet âdetinin yahudiler ara- sında İbrahim zamanında çıkmış olmasi da bunun mutlaka yahudi içadı olduğunu göstermez. İbrahim Mezopotamyada ve Anadoluda öğ- rendiği birçok Sümer ve Eti mede- niyetleri âdetlerini yahudilere öğ- retmiştir. Bunu da orada öğrenmiş olmas: mümkündür. Zaten sünnet âdeti Madagaskar adasının yerlile- Ti arasında, Amerikadaki yerliler arasında, yeni Zeland adalarında da vardır. Yahudiler oralarda da sünnet âdetini kendilerinin öğret- tiklerini iddia ederler, Fakat bunu kabul etmek Mısır rahiblerini: sünnet âdetini yahudilerden öğren- diklerine inanmaktan daha güçtür. Sünnet âdeti yahudilerden, Mı sırllardan da çok önce bulunsa ge- Düğün yap: | riayet | sekiz | in | rektir. Bunun icadına sebep & şüphesiz, erkekleri bulaşık hast İsktâm koru usudur. Bula şık hastalıkların sebepleri hiç & linmezken. kendi akir ile hareket eden herhangi bir bekim sünnet temin edeceği az çok k sayesinde bulaşık hastalı. hnahilecek sanmış olmalıdır. Musa peygamber de böyle sandığı i- çin sünneti yahudilere emretmiş, fa: kat kendi oğlunun sünnet ameliya- ti geciktirmişti. Zâten sünnet a- meliyatının bulaşık hastalığın ya. ılmasına engel olamıyacağını #on- Tadan o da anlıdığından Medayin- de — hep o hastalığın önünü almak filerile — bütün kadınların sadece öldürülmelerine emir vermişti. Yahudi hekimlerden bazıları, he kimden ziyade yahudi oldukları için, sünnet ameliyatınm züriyet bereketini temin et ederler. Buna delil olarak da yahu- di ailelerinde çocukların çok 9 ğunu gösterirler. Halbuki onlar dayandıkları d kikatte yine Tevrattır. Tevratın ayni suresinde, eygambere görüne- rek sünnet ameliyatını emrettiği vakit, İbrahimin o zaman doksan yaşmda bulunan kârı Sara'dan bir erkek çocuğu olacağını ve adı- : İshak koyacağını haber verdiği zılıdır. Yahudiler bu iki habe- de gelmesinden mana çi kararak sünnet ameliyatının. züri - yet bereketine faydası (olacağına hükmetmişlerdi Sünnet ameliyatının yalnız başt- na züriyet İ ini temin ede - ceği doğru olsaydı, bugün Alman- yada bir yahudi meselesi nkü oradaki birkaç asırdanberi Almanlardan pek gok ziyade artmış yahudiler Almanların onda biri değil, 'Alman- lar yahudilerin onda bir sayısına nurlardı. devam ettirilmesi için ileriye sürülen delillerden biri de, sünnetsiz adamlardan bazılarında görülen bir hastalıktan dolayı âme- Jiygta Hizum görülmesidir. Bu, bir Amerikalınm Avrupaya gelirken denizde apendisit hastalığına tutu - larak vapurda ameliyat yaptırama- dığı için, denizaşırı yolculuğa çek- mak istiyen herkesin vapura bin- mezden önce apendisitini kestirme - si lâzım olduğunu söyliyen Ameti- kalı bekimin sözüne benzer. Uzun | yola giden vapurlara her türlü ame- İlyat yapabilecek birer hekim ko- yarak o mahzura bir çare bulundu- ğu gibi, herkesi'sünmet etmektense yalase:fimayis hastalığına" tutulmuş olanları sünnet etmek daha doğru olur. Temizlik meselesine gelince, va- kı medeniyetsiz insanlarda sün- net ameliyatı. bir dereceye kadar temizlik temin etmiştir. Fakat bü zamanda medeniyetli insanlar sün- met olmadan da kendilerini temiz tutmayı bilirler. Yalnız temizlik için sünnet, hiç olmazsa fazla bir külfettir Çocukların mürüvvetini görmek için mutlaka bir ameliyat yaptıra- rak düğün, çağanak lâzımsa, bu düğün çocuklara çiçek aşısı yaptı- yıldığı gün yapılabilir. Çiçek ayısı her çocuğa gerçekten lâzım bir a. meliyattır. Hem de sünnet ameliy at gibi acı vermez. Bundan başka, İ kız ve erkek her çocuğa yapılaca- iğmdan kadınlarla erkekler arasın- da müsavatı temin eder. Seksen işçi çıkarıldı Liman yükleme ve boşaltma ame- | lesinden, çalışarıyacak vaziyette blan 80 kadarı kendilerine ilerami Ye verilerek memleketlerine gön- drilmişlerdir. Bu suretle geri ka- an ameleler emeklerine mukabil eskisinden fazla para alacaklardır. Kocasile Beraber Hap ğini iddia | aş SELEK e NASIL OLDUM? İ Mahmut Yesari bir mecmuada | (m mason olduğunu) yazacak- mış. Bunu bir ilân sahifesinde oku- dum. Belki meraklı bir şeydir. Ma- son sandığım bi bana dedi ki: — Inanma! Eğer mason olsaydı, nasıl mason olduğumu yazmazdı. Belki doğru, belki iğri. Ben bu- na da ilişecek değilim. Hattâ bu çığrı açtığından dolayı kendisine teşekkür bile etmeliyiz. Diyeceğim şu ki: Mahmut Yesari ne suretle nasıl yazıyorsa içimizden bir grup fedakâr çıkıp ta birisi nasıl adam olduğunu, öte- ki nasıl zengin olduğunu, bir diğe- ri nasıl saylay olduğunu, bir başka- ı nasıl hekim, nasıl tüccar, nasıl lim, nasıl pehlivan, nasıl tayyar: ci, nasıl #air, nasıl ressam oldukla- rını yazsalar da hep öğrensek. Ha! tâ içimizden bir kaşmı da (nasl nezle oldum), (nasıl romatizma ol- dum), o (nasıl otfoya tutuldum). (nasıl deli oldum), (nasıl uyuz ole dum) diye bir seri yazıp bu hasta- hklara neden tutulduklarını an- latsa, herkes okuyup ibret alır, böy- lece kımadan hisse alınmış olur. Yoksa nasıl mason olduğunu an- laimaktan bize fayda ne? “ B. FELEK — aaa Çocuk düşürenler çoğalıyor Son günlerde çocuk düşürme vak- aları çoğalmıştır. Mahmure isminde lik çocuğunu düşü tık. Kuimkapıda Agavni isminde bir ka- dın da çocuk düşürdüğü için adliye- ye verilmi Azavni — İâç içtim, çocuğum ondan düş- tül demektedir. Hastaneye yatırılan Mahmure ise İ komşusu ile kavga ederek yediği d yak neticesinde çocuğunu di Bünü iddia etmiştir. Adliye tah yapmakta, düğünü yazmış » —— Festival hazırlıkları sürüyor 14 Eylülde şehrimizde yapılacak blan arsıulusal Fi lenceleri) ha: yor. Eğlence baha kadar devam ettikten son ecektir. Bu sebeple 23 lülde Beylerbeyi sarayında, son bir balo tertip edilmiştir. Bu baloya Herkes iştirak edebilecektir. Balo için bir- kaç cazband tutulacek ve eğlence ler bahçede ve içerde olmak iki kısma ayrılacaktır. Bahçede ay- rıca gece oyunları tertip edilmiş » vir. Adalar Halk Partisi binasında bir plâtform hazırlanmıştır. 14 Ey- ülde burada bayrak çekme merasi- mi yapılırken ulus heyetler ba plât form'da alfabe sırasile ve ondansonra bayrak çekme tö - veni" başla? kinci gn, İs- keleden deyam parkta yapılacak dans, şarkı ve sa- ir eğlencelerin iyi işitilmesi için tertibat alınmış, Büyükadanın bir gok yerlerine hoparlör konmuştur. Geçit resminin yapılacağı yola katran dökülmektedir. Bu işin 14 Eylüle kadar bitirilmesi müteahhi de emredilmiştir. Ayrca Ada ön- lerine, denizin muhtelif yerlerine meşaleler konacak ve sabaha kadar yayacak olan meşaleler büyük bir İ mavna tarafından idare ed Komite diğer hazırlıklara devam etmektedir. ektir, önemle se Girmek isteyen Kadın! Belediyece on lira para cezasi- na mahküm olan köfteci Mustafa #sminde biri, tam hapishaneye gön- derİlmek üzere otomobile konula” cağı bir sırada, karısı ile beşer, al- tışar yaşlarında iki çocuğu ağ mağa başlamışlardır. Mustatanın karışı da kocasiyle ikte hapishaneye © gideceğini söyliyerek zorla mahpusların oto- mobiline binmiş, fakat hapishane kapısından, geri çevrilmiştir. Kadın ve çocukları, bir müddet hapishanenin önünden ayrılmamış- dazdar, SA

Bu sayıdan diğer sayfalar: