7 Eylül 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

7 Eylül 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BALA ANKARADA ARŞiV BiNASI Saklanacak iki Milyon Tarihsel Evrak Var (Özel ay Ankarada bir iv binası ve memle kılan 2 milyon ta rapor ü kurulmasını kârarlaştırmış, ve önü- Kamuta âtı ve memurları kari nlık bu pim ki toplantısında Bel direktö; lüğ Buştır. Projeye Şİ: olacak ve gene direktör tarımız yapılması © haritası etrafında bir karar vermek il ndırlık, Finans, Ki umu mümess ı bitirerek, bu hususta hazırladığı bildiriyor | Ankara, 6 anın geri plânı olunan ve arı ile Türk omisyon raporunu İsi le afşi hi evrak bülunduğ ne Ankarada verilmek üzere bir arşiv ge- örlüğü ira asli maaşlı olacaktır; un projesi hazırla- Başbakanlığa Ankarada Namık İsmail ihtifali Ankara, 6 (Özel aytarımız bildiriyor) — Bugün saat 18 de ark salonunda Namık İsmail anı Ferit Celâl açmış, mei hali okunmuş, hi eserlerinden bafıse- Bundan sonra hâtırasıma hürmeten a bulunanlara meş ir ilerek hâtıra olarak t Toplan * ve neşred yat V bir di Hali Pr, Gougerant Dün Bekle- nen Konferansını Verdi Profesör Gougerant ve dinleyicileri Universite & Paris U sonra talebeye hastalıkları vermiştir r konferansına bağlamadan İversite rektörü Cemil tara- ebeye tanıtılmıştır ki; Cemil bu münasebetle demiştir nt buluşlarile bu şöhret yatanlar a bi İstanbul Universitesi dize kendisini tanıtmak beni; büyük bir şereftir. *t yıl evvel gezici olarak memle- şmize gelmiş ve Parise dö; 3 * sözlerile, yazılarile yurdun kı Sok iyi tanıtmı Bu itibarla öd k bir bilgin o- ıdığımız we sevdiği» ha bi k dostu olarak ta tanı- 7: borç bilirim. msktörün bu sözlerinden sonra vi6sör teşekkür! bildirmiş vi, “Onloransına ba bir saat süren bu konferansın- i >uhtelif hastalıklardan bahset - di bunları birçok misallerle de a, Yisile ine anlatmıştır. sail Bu akşam Taksim bahçesinde verilecek Kızılay Kermesinin dün yapılan pro valarından bir sahne g Kı dığı Z'layın günlerdenberi hazırla mes bügün Taksim bahçe- bir toplantı yapıl- Namık TA Köylüye Bir Mil- yon Liralık Buğ- day verilecek TÖzel bildiriyor) Ankâra, 6 Tarım Bakanlığı bu sene buğday mahsulümüzün az olması dolayısile memleketin — inuhtelif o mahallerinde mühtaç köylüye tohumluk buğday tev 4i etmeğe karar yermiştir. Bakanlık Ziraat Bankası tarafından satın alım. makta olan buğdaylardan 2 bin ton buğdayın muhtaç köylüye kefaleti müteselsile ile tevzi edilmesini karar. laştırmış ve bu hususun Bakanlar He yetinden bir karar almak üzere alâka. İ: bakanlıkların mütaleasını sormuş - tar, Tarım Bakas)ığı müsteşar Atıf gördüm. Bu hı in dedi ki: “— Elimizde senede bir milyon li. raya kadar muhtaç köylüye tohum. luk buğday tevzi edebilmemize calâ- hiyet veren bir kanun vardır. Bakan. lar Heyeti, hangi mıntakalarda buğ « day tevzi edeceğini onaylar. Geçen $e ne köylüye tevzi ettiğimiz buğday pa ralarını bu sene tahsil edemedik. Bu sebepten bir milyon liralık salâhiyeti miz dolmuş gibidir. Bu sene, mühtaç köylüye tevzi edeceğimiz buğdaylar | hakkımda icap ederse bir milyonluk aslâhiyetimizi iki milyona çıkarmak için kamutaya yeniden bir kanun tek lifinde bulunulacaktır. , Fazla Çıkarılan i Muamele Vergisi Ankara, 7 (Özel aytarımız bildi- riyor) — Muamele vergisi kanunu- nun İl inci maddesi mucibince alı- nan müâmele vergilerinin bazı g rüklerce fazla tahakkuk ettirili ve tahakkuku yapan memurların herhangi bir teftişte fazla tabakkuk ları meydana çıkar düşüncesile faz- la alman ra ettikleri anlaşılmıştır. Gümrükler genel direktörlüğü, bu hususta alâkadarlara yolladığı bir tamirnde, mükellefler tarafın - dan fazla tahakkuk ettirildiğine i. tiraz edilmediğinden dolayı © kat'i. lego mamale vergilerinin Kanuni merciler taraftâsm sadesine karar verikmedikçe iade dilmemesiki bile dirmiştir. aytarımız | Amerikalı Prolesöra gön- derilen Türk grameri - Ankara, 6 A.A. — Türk Dili Â. raştırma Kurumu Genel Sekreter. liğinden: Amerikadan bir genç saym Ba- yan Afete bir mektup yazarak ora- da bulunan bir profesörün en eski Türk grsmeri üzerine yazıl eseri tetkik etmek yolda bir kitap varsa tavsiyesini ve- ya götderilmesini rica etmiş. Ba - yan Afet, Türk Dili Kurumuna bu yazışı bildirmiş, Kurum eski Türk dili üzerine yazılmış olan (Divanü Lügat ittürk) ten, Türk Dili Araştırma Kurumu üyelerinden Kütahya say- lavı Besim Atalayın çıkarmış ve bu günkü dile. çevirerek (Türk DİM Kurulları) adıyla bastırmış olduğu kitabından İki nüsha göndermiştir. ——— Tarım Bakanı Karsta , Z A.A. — Tarım Bakan: yar nında bakanlık uzmanları ve Tarım bankası genel direktörü olduğu hal- de bölgemizde incelemeler yapmak üzere şehrimize gelmiştir. ADET KUVVET DEMEKTİR 20 ilkteşrin Pazar | Günl “yapılacak olan: GENEL NUFUS SAYIMI İ Türk Ulusunun kuvvetini yağ | gösterecektir. Başvekület İl İstatistik Urum Müdürlüğü || ne.ya- pacakları yardımın, güzel bir gün geçirmek suretile de tamamlanması için bütün hazırlıklar bitirilmiştir. Dün yapılan provalardan bugün sinde veriliyor.Kermezin mümkün ol | Taksim bahçesine gideceklerin hiç duğu kadar eğlenceli geçmesi ve te pişman olmıyacakları anlaşıldı. HAFTANI İtalya - Habeş davası Cenevrede «Habeş davası nihayet Keyeti ile Uluslar Kurumu Konse ne geldi. Altı aydanberi dün ya barışını tehdit eden bu mesele U- İualar Kurumu Konseyinin önüne birinci defa olarak gelmiyor. Kurum Konseyi bundan önce meseleyi iki defa incelemiştir. Ancak bundan ön- ceki incelemeler mese- lenin yalnız Valval hâdi- sesinden doğan anlaşamamazlık sa - hasına inhisar ediyordu. vanın genel heyetle birlikte Konsey tarafmdan tetkikine . şimdiye kadar muvafakat etmedi. Bunun içindir &i Kurum Konseyinin İtalya - Habeş davasını ilk defa olarak tetkik etme- ğe başladığı iddia ödilehilir, İtalyanın tezi İtalya delegesi Baron Aloisi, Kon- sey huzurunda İtalyanın tezini etraf- lı izah etmiştir. İtalyanın noktai na- zarı şöyle hulâsa edilebilir: Habeşis- tan geri bir ülkedir. Meğeni memle- ketler ile müsavi sayılamaz. Uluslar Kurumü azası sıfatile vazifesini yap- madığı gibi İtalya ile münasebetle rinde de doğru dürüst hareket etme- miştir. Bu memlekette köle alım sa- temi: meşrudur. Bunun için İtalyanın himayesi altına konulmalıdır. İtalya bünu kuvvet kullanarak © yapmaya karar vermiştir Uluslar Kurumun - dan serbest hareket etmek için me- zunlyet istiyor. . Habeşistanın müdafaası İtalya delegesinin bu ağır sözlerin! Habeş delâgeleri sabır ile dinlediler. Sonra tra onlara geldi. Onlarda Habesistanın istiklâli ve İtalyanın da kötü niyetleri üzerinde durdular. | Habeşistanın iç işleri hakkında söyle nen şözleri Uluslar Kurumu azasın- dan bir devletin le telâkki ettiklerini bildirdiler. Ken- dilerinin de İtalyanın iç işleri hak- kında bir muhtıra verebilecek vazi- yette olduklarını fakat bunu yapmı- yacakların: ilâve ettiler. Bir Habeş delegesi İtalyanın siyâsasını şu Fran siz darbi meselindeki vaziyete ben - zewi: “Bir köpeği öldürmeğe karar veren adam, önce © köpeğin kuduz olduğunu söyler... İtalya delegesi bu istihzaya daya- namadı ve Konsey içtimai: tericede- rek aalya de! konsey dar ılması fealyanın Ulus. n çekilmesi demek değildir. * Diğer dev'etler ne fikirde? Konsey henüz bir karar vermiş değildir. Ancak genel temayül İtal- yaya serbesti hareket verilmemesi merkezindedir. Bunu Sovyet murah- hası Litvinof açık olarak söylemiş tir, Litvinof Rusyanın İtalya hakkın- daki dostluğundan bahsettikten son- ra Sovyetlerin barışa olan bağlarının sağlamlığını da anlattı ve Habeşista. na karşı İtalyaya serbestii hareket yermek için ortada bir sebep olma - dığını bildirdi. * İngiliz murahhası Eden de İngil- terenin barışa verdiği önemi izah et- ti. Habeşisitanm geri bir ülke oldu- ğu noktasında İtalyanın hakir oldu. fe söyledi ve İngiltere, Fransa ve talyanın yardımma muhtaç olduğu. nu ilâve “etti. İtalyanın ekonomik menfaatlerinin de diğer devletlerden daha üstün olduğunu takdir ettirdi- ğini bildirdi. Edenin söylevinden an- aşılıyor ki İngiltere, Habeş davası» nı 1906 anlaşmasının esasları dahi- linde halletmek maksadın: istihdaf etmektedir. , İlalyaya serbesti hareket verilme si imame beraber, Habeşis- sana £ saldırış yapmıya karar ver diği takdirde Konseyin buna nasıl mâni olacağı hakkında da bir karara varılmış değildir. Esasen Konseyin karşılaştığı en büyük zorluk ta bu hoktadır. Pilhakika nazari olarak ne | yapılacağı meydandadır, Kunsey mi- sakmın on altıncı maddesinde tasrih edilen müeyyideleri tatbik etmek i- cap ediyor. Fakat Mussolini bu mü- eyyidelerin tatbiki İtalyaya karşr seri demek olduğunu ilân et- miştir. Bu savaş için de yalnız Doğu Afrikada değil, Kiidbedi da balir- lanmıştır. Hiçbir devlet te savaşı göze alamadığından İtalyanın Habe- şistana karşı saldırış yapmaktan ko- A kolay mencdilemiyeceği anlaş. . Kurtuluş çaresi Bununla beraber, İtalya » Habeş davasının bir savaşa meydan verme den halli ümidi henüz zall olmamış- tır, Habeş istikliline dokunulmamak şartile Habeşistan üzerinde üç dev- letin himayesinden bahsediliyor. Ha. beş istiklâline dokunulmıyarak Ha eşistan üzerinde himaye, biribiriri nakzeden sözlerdir. Fakat bu, bü devletlerin Genel Savaştan sömürge siyasalarına uygundur. Bir satırda bit memleketin mülki tamam- | görülmüşeü. İtalya, da; | | ile münasebetlerine düzen vermele- İ dostluk mukavelemi imzalarken, iç işlerine müdaha- | N SiYASASI | ğı garsnti altına alarak ertesi sa- | tırda da o memleketi taksim ettikleri Şimdi de Habeşistan istiklâli baki imiş gibi göstererek Habeşistan üzerinde bir kinaye ku- rulması pek âlâ mümkündür. Gerçi Mussolini bu müşterek hi - mayeyi kabul etmiyor.Fakat diploma | sinin ince ve girift yolları ota da ça- re bulur. Habeşistan nazari olarak üç devletin bimayesi'altma girer de o himayeyi filen İtâlya kulisnir. Vel ıl İtalya - Habeş davas buğün kikaten bir çıkmar içindedir. Ve günkü çıkmazdan bir kurtuluş ça resi budur. o Amerika - Fusya Moskovada toplanan Üçüncü En- ternasyonal kongresinde sö sözler Rusya ile Amerika arast ki münasebetlerin gerginleşmesine sebep olmuştur. Malümdur ki U- çüncü Enternasyonal, dünyada ko münist ihtlâli hazırlamak için ku- rulmuş bir teşkilâttır. Sovyet Rus- yayı idare eden devlet adamlar nın ayni zamanda bu arsıulusal ih tilâl kurumuna mensup olmaları, u- zur zaman, Sovyetlerin Batı Avru- pa devletleri ve bilhassa Amerlka da rine engel olmuştu. Ancak Sovyet- ler tedricen münasebetlerini tanz ettiler. Ve bugün barışm en hara- retli taraftarlar ndadırlar, Bu nunla beraber, U Enternasyo- nal ile Sovyet hükümeti arasındaki münasebet devam ediyor. Sovyet hükümeti, Amerika İle A- merikaya karşı prspagandı yaprl- masına şâni olmayı taahhüt etmiş- Jerdi. Amerika hükümeti, Üçüncü Enternasyonal kongresinde söyle - özleri, muksvelenin bu mad- er mâhiyette görmüş ve Sovyetleri protesto etmiştir. Sovyet hükümeti bu protestoyu kabul etmemiş ve Üçüncü Enternas yonalin çalışmasından dolayı hiçbir iyet kabul edemiyeceğini bil- irmiştir. Mesele henüz halledilme- miştir. Fekat siyasal münasebetle - rin kesilmesi beklenemer. Bununla beraber, barış yolunun en yakınyiki arkadaşı olan bu iki büylik mezi ketin küçük bir sebepten dolayı 8- ralarını açılması teessüfe lâyık bir meseledir. . as e Küçük; Antant Küçük Antant devletleri Bled'de içtimalarını yaptılar. Bu içtimada görüşülen meseleler arasında iki tanesi çok mühimdir: 1 — Küçük Antant devletlerin Sovyet Rusyaya karşı olan münü- sebetleri, 2 — Avusturyanın istiklâlini koru- mak için yapılacak Tuna misakı. Sovyet Rusya ile Küçük Antant devletleri arasındaki o münssebetler uzun zaman çok gergin olarak kak mıştı, Fakat Rusya ile Fransa ars: sındaki mukarcnetten sonra Küçük İtilâf ile Sövyet Rusya kendilerini ansızın ayni siyasal çephede buldu- lar. Çekoslovakya Fransaya uya - rak Sovyetler ile hir karşılıklı yar- dım misakı imzalamıştır. Romanya böyle bir misak imzalamamakla be- Rusya ile münasebetleri çok nidir. Fakat bazı hissi sebep- dolayrsile Yugoslavya henüz Rusyayr tanımamıştır bile. Bu ay- kırı vaziyetin ortadan kaldırılması görüşülmüştür. Tuna misakıma gelince: Fran, le İtalya arasında bir anlaşma ya - pıldığı malümdur. Bu anlaşmanın Küçük Antant devletlerine tebliğ edilen bir metni üzerinde müzake- re yapıldığı bildirilmektedir. * Fil- hakika Habeşistan meselesinde yap- ğı yardıma karşılık olmak üzere Fransa şimdi İsalyaya Orta Avrupa üzerindeki noktat nazarını kabul ettirmeğe çalışmaktadır. İtalya - Fransa anlaşmasının dört maddelik bir mukaveleye dayandığı bildiri) - | mektedir: Birinci madde ile Avus- turya istiklâli kefalet altıma alın- maktadır. İkinci madde İle muka- veleyi imza eden devletler biribiri- nin iç işlerine karışmamayı, üçüncü madde ile biribirine tecavüz etme- meği, dördüncü madde ile de Avus- tehlikeye düştüğü £ istişmee etmeği ta- Malümdur ki bu Tuna misakının tamamlanmasında en büyük zorluk, buna Almanyanın iltihakıdır. Al» manya iltihak etmedikçe bir Tuna | misakı tamam olamaz. l misakâ, karşılıklı yardım şeklini al. mamak şartile girmeğe hazırdır. Ancak Avusturyanın iç işlerine ka- rişmâmak noktasında Almanya ile diğer devletlerin noktai nazarları biribirine uymuyor. Runun içindir ki Tu sakının mukadderatı an- ya ile bu noktada anlaş- maya bağlıdır. Yoksa Almenyasız | bir Tuna misakı Almanyaya karşı lmış bir ittifak şeklini alır ki birçok devletler bunu yapmaktan çekinir. İ A. Şükrü ESMER | 3 ERKEKLER NEDEN? İki cinsi hilkat o yarattığı zaman — rivayet odur ki — kadına daha fazla hayâ macunu (karıştırmış. Onun içindir ki, kadınlığın önde gelen vasıfları arasında frenklerin pudeur dedikleri hayâ gelir. Hep bunun içindir ki, biz erkek- ler kadinların bulunduğu yerlerde her ağzımıza gelen sözü söyliye- mez, “her aklımıza gelen hikâye leri anlatamayız. (Tabii gerek bunları anlatan erkekler, gerekse dinliyen kadınlar vardır. Onlara sözümüz yek.) Hattâ kadın önün. de sövüp saymak en büyük ayıptır. Zira kadın (hâyâ melikesi) dir. Bununla beraber — lâf aramız- da — bü iş yavaş yavaş bize, yani | erkeklere geçmeğe başladı Acaba, kadın hayatta erkeğin yaptığı şeyleri yapmağa kalkışt ve çoğu da bunu başardığı için mi biz kadınların — bazı! — hayla rını üstümüze almağa başladık? Bunu doğrusu pek kestiremiyorum. Lükin bakınız: Hangi erkek sokakta çorapsız gezer? Halbuki çoğu bayanlar şim- di çorapsız geziyor Muaşeret törelerini korumak istiyen hiçbir erkek göğsü bağrı açık dolaşmaz. Bütün kadınlar yazm kolları çıp- hattâ simdi ye- ni bir madaya uyarak yanları yırt. maçlı kısa eteklerle geziyorlar. Er- kekler ise gırtlağına kadar kapalı ünde (oOİşi sağa bağlamak için bir de'boyunbağı, ayhkta çorap, yere kadar pantalan ve buşparmı kadar uzun kolla ceketlerle geziyorla, Şimdi bayanlar, söyle karşıma geçin de sorayım size: — Nerede kaldı kadınların pu- deur meselesi ve nerede kaldı er. keklerin kadınlara göre serbestli- ği? Biz kapanıyoruz, siz açılıyor. sunuz, Şu m esaretimiz ne za- msna kadar sürecek? Cevaplarını zı bekler, saygılarımı sunarım. B. FELEK Çoban Oluyorlar! (Baş tarafı 1 incide) işçisine katlar makinelerini düm- dürecek bütüm eki Ye bilgi ani: sırını da kurulduğu şehrin mu- hitinden almak o mecbariyetin- dedir, “ Memleketi dolaşanlar © gör- müşlerdir ki, okuma aşkının şid detine ölçü yoktur. Türk çocu- gunun, bilhassa köy çocuğunun nasıl uyanmak ve aydınlanmak istediğine, geçen sene, ortamek töbe girmek için köylerinden kalkıp Aydın'a gelen 25 çocuğun hazin hikâyesi, hatta mektep kitaplarma geçirilmeğe değ cek derece canlı, karakteristi bir örnektir. 25 çocuk, ilkmek- teplerini bitirdikten sonra, Ay- dım'a gelmişler, Aydın'da orta- mektebe girmek istemişler, yer olmadığı cevabını almışla rar etmişler, tekrar “yer yok!” diye reddolunmuşlar ve niha, kahvecilerle anlaşarak geceleri peykelerde yatmağa razı olr lar ve bu sefer gelip alâkadar- lara: — Biz geceleri yatacak yeri bulduk, Eğer siz de yaşamak için ayda üç lira bulabilirseniz, adam olmak imkânını elde ede- ceğiz!” demişler, Bunun üzeri- ne, galiba Partinin ileri gele ri delâlet etmiş, para bulunmuş, ve çocukların #içbir mazeret dinlemiyen israrı neticesinde, okumaları temin edilmiş... Bir memlekette kalkınma ha- reketi, ancak bütün sahaların ayni zamanda, ayni kuvvetle, ve mutlaka birden o kalkınmasile olabilir. Büyük tarım ve sanayi kalkınmamızın tam verimli ola» bilmesi için tarlaları ve fabrika- ları kuşatan ve dolduran halkın seviyesini yüceltmekten başka çare olmadığına bunun gibi da- ha bin misal verilebilir, Çünkü, her şeyden çok makineye daya- nır gibi görünen fabrika bile, makineye değil, bilgiye, kültüre dayanır. Lİ Fakat bilgiyi, kültürü nasıl temin edeceğiz? Yalnız mektep- le mi? Bu da ayrıca tetkik olunma- ğa değer ie 7 Ali Naci ARACAN

Bu sayıdan diğer sayfalar: