September 7, 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

September 7, 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MEMLEKETTE TAN i Bir Köpek Yeni Maden Araştırmaları iyi Sonuçlar Veriyor masya, (Özel aytarımız bildiriyor) — Samsun yolu üzerin- i Çeltik kömür madenleri, günden güne büyük inkişaf tadır. 930 senesinde 3 bin tonu aşmıyan istihsal mik- yıl beş misli artarak 15 bin tona varmıştır. Öğrendi; me göre 936 da 22 bin ton ür çıkarılacaktır. Yapılan tetkik- u sahada 600 bin ton kömür madeni bulunduğu iki Ev ve iki Dükkân Yandı Bartın, (Özel aytarımız bildiriyor) -— Evvelki sabah Kemer- köprü mahallesinde bir yangın olmuş, iki ev ve iki dükkân yan- ıştır, Ateş, civardaki evleri de sarmak üzere iken büyük gay- retlerle söndürülmüş, tehlikenin önüne geçilmiştir. Avcılar Bayramına Hazırlık Sivas, (Özel aytarımız bildiriyor) — Sivas Avcılar kli bü- yük bir bayram hazırlamaktadır. Bayram günü, atışlı müsabaka- r ve birço keğlenceler yapılacaktır. Avcılar bayramına, komşu illerin avcıları da çağırılacaktır. Adana Tabakhanesi Kalkıyor! Adana, (Özel aytarımız bildiriyor) — Adana Urayı, şehrin hemen göbeğinde sayılan tabakhaneleri bir hafta içerisinde ke- nar bir semte kaldırmağa karar vermiş, bu karar ilgililere bil- dirilmiştir. Tabakhaneler için, mezbaha yanında bir yer ayrıl- ıştır. Bu yer değiştirme kararı, sağlık bakımından çok önem- li sayılmakta, Sille Barajının Plânları isonya, (Özel aytarmmız bildiriyor) — Sille barajının yapıl- ması kat'i surette kararlaştırılmıştır. Plân için çalışmalara erhal başlanmış, Sille hükümet kurağında incelemelere giri- şilmiştir. Barajın inşaatina goy baharda başlanabilecektir, Konyada Hayvan Sergisi a, (Özel âytarımız bi yor) — 15 ülde e sergisi açılacaktır. Sergide derece alacak hayvan- lara, 1205 lira mükâfat dağıtılacaktır. Şimdiden civar illerden birçuk hayvanlar gönderilmiştir. Diyarıbekirde Trahom Savaşı! Diyarbekir, la mücadele müddet içerisinde 200 den fazla hastanın tedavisine başlanmış- Özel aytarmuz bildiriyor) — Halkevi, trahom- için daimi bir muayenehane açmıştır. Kısa bir Trahom mücadelesinin, tadır, Haljkevinin güzel san'atlar komitesi de 20 takımı vücuda getirmiştir yi sonuçlara varacağı anlaşılmak- ilik bir orkestra şüm. Bu kadın beni çok sevi. rini başıma yıkar mı?. Diye söyleniyor, duygularını daha açık veriyordu: — Ben ondan korku Çünkü, bütün apartmanlarımı, mağazalarımı, « gelir kaynak- larımı öna verdim. Günün birinde bni yüzüstü bi- Etem Izzet BENICE ri sıralıyor, aşkının derinliği: den, karısına olan Bağlılığınn gücünden, bütün apartmanları: ni kendisine verirken en ziyade hissinde bu sevginin eğemen olduğunu söylüyorlu. Arada vir | yor) — Gümüşhacı köyden Merzi- | bitirmiştir. Hüseyin yor. Sevmese bu kadar arkama | n düşer, beni izler, en küçük bır | ğini bilmiyordum. Hep yanlış şüphesi için dünyanın gürültüle | düşünmüşüm. En iyi, polisten yordum: | karşılık bana en küçük bir şey | yord: gözlerinden yaş akıta âkıta: — Acı bana Güney. İnsan delicesine sevdiği karısının üze- rine bir başka kadına nasıl ba- kar, onunla nasıl konuşur? Bu- na imkân var mı? € sızlanıyor, yalvarıyor, Güney'in ayaklarına kapanıy du: — Bana inan!. Sönra, kendi kendisine kaldı- ğı zamanlarda da, tıpkı Güne- yin düşündüğü gibi: — Kendimi boş yere üzmü- rakıp gidebilirdi. Fakat, bakı- yorum da o hiç bunlara aldırmı- yor. Ne pdrada, ne malda, ne hiçbir şeyde gözü yok. Yalnız beni seviyor, benim için yaşı- yor,'benim için üzülüyor! Ve ben de yeryüzünde tek Şey se- viyorum: Onu. Ona canımı bile veririm! Ve Güney'in arkasına koydu- ğu gözcüleri düşündükçe kendi kendisine: — Boş, kötü bir iş yaptım! Diyor, düşüncesini genişleti - TA Yüzünden Çıkan Cinayet Mardin, (Özel yor) — Bağına giren vurduğu için aralarda kan Kabala köyünden Recep ve hittin isminde iki köylü, biribir ne attıkları tüfenk kurşunları yaralanarak ölmüşlerdir. Aytarımız. bildiri- bir köp kavga çi Mu- | Gümüşhacı I Köyünde şarbon! Merzifon, (Özel aytarımız bildiri- fon dispanserine şarbonlu iki hasta getirilmiştir. Sıhhat direktörü vaziyeti derhal o Gümüşhacıköyüne Biklirmiş, gereken tedbirlerin alın- masını istemişti a, EE Islahiye cinayeti Tahkikatı Adana, (Özel yer) — Islahiye sytarımız bildiri- istasyonunda ik ın ölümü ile ne- tahkikatı bitiri!- mek üzeredir. Sorgu e de, aralarında kadın m doğan eski bir kin mevcut olduğu anlaşılmıtır. Mardinde Hava tehlikesi Mardin, (Özel İlbay Fehmi V yapıla lantıda, Tecim Odası başka 1000 lira, Abdürrezzak ve Safer | 309 er lira Rifat Emin ve Yahya 200 er lira, Musa 159, İlyas ve Ri- fat 100 er lira teberrüde bulunmuş lardır. Musa Göz çıkaran adam Adana, (Özel bil Kara- gö- Aytarımız hisarlı ilçesinden At zünü kör eden Sülu Bür büçuk.ye | nahküm-olmuştur. ll Sıvasta ufak Para azlığı ufak para azlığı görülme . Bunun, şark paranın kaldırılması hareketleri den ileri zannedilmeki Utaklıkların o bölgelere çekildiği öne sürülmektedir. KUÇUK TELGRAF HABERLERİ * Sıvas, (Tan) — Sıvas defterda rı Remzi, Eskişehir kolordu mu- hasibi mes'ullüğüne atanmıştır. nlây başkanı Dr. Nüzhet şarımız- dan ayrılmış, yerine İbrahim seçil- miştir. * Sıvas, (T Cümhuriyet Halk Partisi bölge espektörü Tab. zon saylavı Raif, Karadeniz ve Si- vas çevresinde incelemelerde bu- lunmak üzere şarımızâ gelmiştir. 764107 Numaralı nüfus mı kaybettim. Yenisini çıkı dan hülenü yoktur. üzdanı- cağım- İlya Vasil — Onun beni bu kadar sevdi- çıkmış, yıllarn denemeleri için- de yetişmiş iki detektif bütün | araştırmalarına, çalışmalarına veremediler. O, Sadık'ın söyle- dikleri de hep yalan! Benden ra sızdırmak için yapıyorlar. üzerindeymişler, şöyleymiş, böyleymiş! Bir aydır bu öyküyü anlatıyorlar. Doktorun bütün bu düşünüş- leri: — Aman karıcığım!. Deyişleri karşısmda da Gü- ney zekâsınm dehasma inanmış» lar gibi koltuklarını kabartıyor | ve: — İşte biz adamı böyle yapa- TIK. Der gibi rengini geceden çal- İran Dış Bakanı Dün Geldi (B. ; tarafi 1 incide) Közumi, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya Dış işleri Genel Sekreterimizle bir arada erkânı tarafmdan karşılanmış ve bir müfreze polis selâm durmuştur. C özmiye ve İranın elçiliği sekreteri : Hüseyin £ ke - Baka refikas ikir Cenabı Kâsir le Dolmabahçe sarayına gidefek &a- Ayasofya mü köşkünde bir tir. Yemekte Şükrü Rifat, İran maslahat; Isfen miştir Mül müş, Şükrü Kaya bu mülâkat esna- sında hazır bulunmu: glerdir. Cenabı rke Iran Şehinşahı Pehlevi Haz- retlerinin selâmlarını bi Mülâkattan sonra Cenabi Kâzimi Iran konsoloshisnesine gelerek. Irak i Naci Şevketi ve sab büyük cişisi Sadığı kabul etmiştir Dün akşam konsolosHanede şere- fine verilen hususi bir. yemekten « Cenahi Kâzimi Cenevreye ha- cevaben şu diyövde bulunmuştur — Cenevteye giderken Istanbu den geçmek istedim. Bundan mak sadım da Cümur Başkanı Atatürk, ve Başbakan İsmst İnönünü ederek Atstlitke, «l : Pehlevi Haztçtleri bildirerek nönü iletirli » Atatürk tarafmdan kabı dostluğumuzu kuv ilendirmiş Ği duk Cenevreye gitmekten o maksadım sudur: İran ile Irak arasında mev- cut hudut ihtijk İcin tan Tahrana gelen bir heyet ile İ- cesi miş ve tam bir miştir. Yalnız. kalmıştır anlaşma elde & via : ili Cenevreye vaktin e ın Cenev- ur etmişti Bu İ Kaksatla Cenevreye gidiyoruz. Halli lâzım gelen teferrüata ait kalırsa, onları da ya Bağdatta veya Tahranda müzakere ve İmaa edeceğiz. - Habeş meselesinde İranın uyandıran bir müzakerat cereyan et- | “ipar,,ın istanbul- Pire seyahati... IPAR kotrası tanbuldan Pireye giderken sert denizlerde epeyce çalkandı. Bu resimler gözlerinizi bu spor gezisinin bazı anlarını ve kotranın Pireye varı landıracaktır, i can- Resimler bu se- İ i yahate iştirak eden merhum Na mik İsmail tarafından alınımı tr. 3 Gehiboludan. Akdenize çıktıktar sonra kolayı yakalayan ilk dalralar... Altı gün sonra, nihayet Pire limanında. Merhum Namık İsmailin aldığı bu resimler, “İpar,ın seyahatini ok duğu kadar, değerli san'atkârm ef güzel taraflarından bici olan spor men tarafın! da, bize daha iyi tante maktadır. Bütün arkadaşları s5 yorlar ki Namık bu son sinde iyi bir deni termiş ve seyahatin y İyi tatmıştır. O kadar ki Pirsy€ varır varmaz artık bir gün bile kal mak İstemiyerek hemen tayyarey€ niş ve kendisine Atinayı & işin bir iki gün kalmı Jif edenlere: me — Atinayı ne yapayım? Benim İçin interessant olan kotra ile bu- raya gelebilmekti. Geldik ve seyâ- hatin artık benim için başka interetip kalmadı. Hemen tayyare eği tercih ederim... Dalgalar şiddetlenince, kotradakiler, yucarlanmamak için, demirlere böyle tutundular luslar Kurumunu züla uğratacak hiçlir hareketi tasvip edemeyiz Fakat onu kavvetleştirecek her ha- reketin de yardımcısıyız. — Avrupanın ; siya siyasa âleminin gidişini nasil bulu- yorsunuz? çok mühimdir. Ortada durumunu. ba Feci bir uçak kazası sims, 6 A.A, — Fransız ordusu” » manevraları sırasında, İki bom” bardıman uçağı çarpışmış, biri t8” tuşmuş olduğu halde yere düşmüf lerdir. Her iki uçağın pilotları öl mığ” gibi duran ak saçlarımı ok- şuyordu! u Kasırga coşuyor! Otelaekı gece En sicak bir ağustos günü. Hergün €sintiden pencere açı mıyan Büyükdere alevden bi gömlek giyinmiş, gibi sıcaktan yanıyor, hâva ateş dalgası gibi insan etlerini yalıyor. Güney otelin târasındayken Fazıl gel- di: — Aman karıcığım İstanbul yanıyor! Ter içindeydi, alnından, üst dudağından ter sızıyordü. Güne; — Kocacığım ben de bilsen burada uekadar bunaldım Dedi, sordu: — Ama, geç kaldın? — İşim çoktu. Yurttaki he- saplara filân da baktım. | ma koyu siyah gözleri ile dok- İ torun sanki “değirmende ağar- Fakat, hemen burada bıraktı, sicak konusuna i geçti: — İyi ettik te Büyükdere've Şişli de çok sıcaktır. Hele Istanbul görülecek sex. Insan sıcaktan bir boşluğun nde kalıp. olup yürüdüğünü hissediyor. — Ada, Suadiye kim bilir ne- kadar sıcaktır?.. Burası böyle olduktan sonra. — Allah oralardakilere acı- sin. — Acaba Sarıyer'e kadar git- sek mi? Belki o deniz kenarın- daki kahve biraz esinti alır. — İstersen gidelim. — Gideli Yedi gündür, Büyükdere'de- ler. Yazirk ev tutmadılar, Otel. de oturuyorlar. Fazıl: — Ağustosu Boğuz'da geçiri- riz. Eylülde Ada'ya gideriz.. Diyor. Yakacık'a zitmek, ora- da balayınm angılarını tazele- yine sözünü | mek isteği de var. Fakeş, Gü- ney — Boğaz benim daha çok ho şuma gidiyor. İstediğim vakit İstanbul'a inmek te kolay, Ar#” bamız varken “ne diye Ada'y* Moda'ya, Yakacık'a filân gide Diye, Boğaz'da «kalmağı üs tünlüyor. Fazıl da arada bir ei da-iniyor, işlerine bakıyor, Mi nüyor. Bugünkü gidişle YE gün içindeki ikinci gidiş günü” dü. Fazıl; — Sarıyer'deki Yalı Kahvesi” ne gidelim.. Dedikten sonra: — Dur öyle ise ben biraz YE kanayım, hafif bir şeyler giy! neyim, di Diye, tatastari odaya girdi Güney: Ben hiçbir şey istemiY”” rum. Arkamdaki bu fulâr e0©” ri iyi, (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: