19 Nisan 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

19 Nisan 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

emma $ Siyasal meseleler pek karıştı Habeş - italyan harbı ile Ren meselesi biribiri içine girdi Fransa ile İngiltere anlaşmalı, İtalyada bu anlaşmanın içine girmelidir diyorlar / Fakat Habeşler ne olacak? “Intransigeant” d. Habeşistan ve Ren meseleleri d Tudan doğruya biribirine bağlı mese- leler değilseler de bu meselelerin her a ikisi de, başka başka tarzlarda bey- (tsi, halta hm die & nelmilel vaziyete hâkim bulunmakta- dırlar. Heyeti umumiye itibarile ya- pılacak herhangi bir müzakere için, Avrupada çok tehlikeli akislerde bu- lunmuş olan Habeşistan meselesinin en kısa müddet zarfında halli ilk şart olarak nazarı dikkate almmalıdır. Fransanm sulhün teşkilâtlandırıl- ması hususunda ileri sürdüğü plân Fransanm harp sonundanberi takip ettiği siyasete mutabıktır. Plânm in- kâr götürmiyen vasıflarından biri umumi iş birliğine kapıyı açık bulun durduğudur. Bu plân, müzakerat hu- #usunda, birisinin müphem teklifleri- ne karşı kat'i ve muayyen teklifleri ileri sürmektedir. Almanya bile ba| plânda kendisi için menfaat temin| edici unsurlar bulmaktadır. Yalnız| anlaşılması icap eden nokta Alman- ya ile diğer bazı milletlerin samimi bir tarzda nizam ve intizam, beynel- milel kanunlar karşısında müsavat ve sulh isteyip istemedikleri mesele- sidir. “Journal des Döbats” dan: Müttefikler Londrada Almanya ile mizakeratta bulunmağa rıza göster- mekle büylk bir zaaf irae etmişler- dir; Almanya ile müzakeratta bulun- mağa razı olmamalı idiler. Almanya 'Almanvari bir sulh teklifinde bulur- mak için fırsatı ganimet bildi. Bu #ulhten maksat Almanyanm tagallii- bünü temindir. Fransa Hükümeti Al man plânma mukabil kenâi pimin ileri sürdü, Bu plân beynelmilel teş- kilâtlanma bakımından efsanevi esas lar ihtiva etmektedir. Bu plânda Briand'nn, Herriot'nun ve Bon ” cour'un cümleleri göze çarpmâkta - dır. Plân intihabat üslübu le yazıi-| mıştır, Plânm başlıca sakatlığı, mev- cut olruyan bir İnsanlıktan dem vu-| ruşudur. İirinci sakatlığı da milletle- ! ri yeniden hulyaya atmasıdır. 7 Mart hâdisesinden sonra dahi bu plânda Alman gönüllü askerleri Mussolini - Graham İngikerenin Tsana gölündeki TAN silâhsızlanmadan bahsetmek cesareti görülüyor. Bu şuursuzluktan başka bir şey değildir. Plânm en iyi ciheti rejiyonal an- Taşmalardan bâhis olan parçasıdır. Bu ise vaktile ittifaklar diye tevsim edilen hattı harekettir. Bize teret- tüp eden en büyük ve en acil vazife İtalyanın bize karşı olan dostluğu- nu çoğaltmak ve kuvvetlendirmek - tir. Flânden'in, İngilizlerin sanksi - yon siyasetine muhalefet etmesi çok yerindedir. Muahedeler ancak küv- vetle muhafaza ve idame olunabilir. Bundan ötesi edebiyattan ibarettir. Flânden'in muvaffak olmasını di- Teriz. Fakat hali hazırda Cenevrede yapılan müzakerelerden müspet ne- ticeler doğması çok az muhtemeldir. Fransa ile İngiltere arasında anlaş- ma olmadan dünya için selâmet yok tur, Bu anlaşma İtalya ile dahi an- leşmak suretile itmam olunmalıdır. Devlet adamları insanları idare da- vasmda bulunuyorlar, balbuki, göz- leri önündekini bile göremiyorlar. “Echo de Paris” den: Cenevrede birinci gin memnüini - yet verecek mahiyette değildir. Eden İtalyaya karşı sanksiyonların teşdidinde sabırsızlık, Almanyaya karşı ise mlisaadekârlk gösteriyor. Flânden'in aldığı vaziyet bunun ta- mamen ziddıdır. Flânden ve Bon- cour, Eden'den, İngiltere - Alman- ya müzakerelerine nihayet verilmiş gözile bakmasını ve Fransa - Belçi- ka ve İngiltere asker! tesanüdünü daimi bir hale getirmesini talep et- mişlerdir. “Ocuvre” den: Cenevre konuşmaları zorluklarla doludur. İngiltere, ancak devletler- den birinin topraklarına tecavüz et- tiği takdirde Almanyaya karşı sank- siyonlar tatbikini derpiş etmektedir. İniya - Habeşistan harbinin halli henüz ümit edilmemektedir. “Daily Telegraplı” dan: İtalyanların Gonderı işgal etmele- rinin siyasi neticeleri yavaş yavaş te- bariz etmektedir. o Malüm olduğu veçbile Gondar üzerinden Mavi Nilin esas menbalarından olan Çana gölü- pe yürümek kolay olacaktır. Halbuki Çana gölünde - Ingiltere ve Mısırın büyük menfaatleri vardır. Anlaşıldığma göre Mussolini 1906 senesinde İngiltere, Fransa ve Italya arasında imzalanan üç taraf mua -| hedeye riayet edecek ve bu civardaki Mısır ve İngiliz menfaatlerini halel- dar etmiyecektir. İ İ Fakat eyni zamanda Mussolini bu| İ muahedeyi yapacağı tekliflerle esas İ addederek, bundan müstefid olmağa çalışacaktır. Faşist gazetelerinin işa- | ret ettiklerine göre 1925 senesinde Mussolini ile İngilterenin Roma sefi- ti Sir Renald Graham arasmda tea- ti edilen mektuplar Çana gölündeki İngiliz menafii sadece gölün Nilin kaynağı olmasından İbavettir. Sudan ve Mısıra bu gölün sularm- Maliyede teftişler | Maliye müfettişleri yakında mn - takaları dahilinde bir teftiş seyaha - İtine çıkacaklardır. Bu teftişler üç dört ay sürecektir. Şimdiki halde maliye müfettişleri Istanbul maliye şubelerinin bazıların- da teftişler yapmaktadırlar. Beyoğlu eski tahakkuk müdür mu- avini haklımda yapılan tahkikat te- kemeniil etmek üzeredir. Bu arada 08- ki wüdür muavininin bulunduğu ver- gi komisyonundaki Âzaların da me- lümatlarına müracaat edilmektedir. . Müfettişler; imzalanan zabıt def - | menfaati Nilin kaynağı olmasından ibarettir dan ilelebet istifade edecekleri temin edilip, İtalyanm buradaki menafli - nin araziye taallük ettiği iddia edil- mektedir. Italyanların bu iddiası Gondar üze- rine yürünmeden Itslyan salâhiyet - tar mahafilinin bu mevzuubahs mua* hedenin sulh için niçin esas ittihez e- dilmesini istediğini izah eder. Mussolini - Graham mektubları Ça madan Sudana İngiliz hükümeti tara- fmdan bir yol inşasını ortaya atmak- ta idiler. İtalyanlar bu. anlaşmanın Çana gölü civarmda Ingiliz hukuku nun mevcut olmadığına delil addedi- yorlar. Çünkü İngilterenin göl civa- Tındaki arazide hakkı olsaydı İngilte- re burada yol İnşası için İtalyadan müsaade almak lüzumunu hissetmez- di, Bunun için İtalyanlar iddia ediyor- lar ki Mareşal Badogliyonun yekın- da Çanayı işgali İngiliz menafline muarız olmıyacak, ve ayni zamanda İtalyanlarm İngilizlere kerşi olan du- ramlarmı tahkim edecek. rel pl alacaklar örlü motörsüz kara ve deniz na Mi vasıtalarının hepsindeki plâkala- rın mutlaka birer kurşun mühürle mühürlenmesi hakkmda şehir mecli- since verilen kararım bir hazirandan itibarân tatbik edileceği belediye reis- liğinden alikadarlara bildirilmiştir. Diğer taraftan, kayıkçılar da da - hil olduğu halde kara ve deniz nakil vasıtalarını işletenler bir hazirana ka dar ehliyetname slacaklardır. Bir ha- zirandan sonra ehliyetnameyi halz ol- mıyanlar işten menedileceklerdir, —— —— —— terlerinin usule uygun olarak tutul -| madığı noktasından tehkikat yap - maktadırlar, Bu arada vesikalar da! tetkik edilmekte verigleri indirilmiş| olan alâkadar tilccarların ifadeleri | almmaktadır , 23 NISAN | Size çocuğu (düşündürecek haftanm başlangıcıdır. SAĞLIK Kızamık hastalığının başlangıcı Fatih taraflarında oturan bir oku- yucumuzun gönderdiği mektup, doğ- rusu, beni utandırdı. Bu zat kendi semtindeki çocuklarda bu aralık çok- ça kızamık hastalığı görüldüğünü an lattıktan sonra, bunun gibi bulaşık hastalıklardan korunmak için ben - den yazı istiyor.Ben bunları daha ön ceden yazmadığım için özür diliye- rek, okuyucumuzun arzusunu yerine getirmeğe çalışacağım. Kızamık hastalığının teşhisini ç0- cuk annelerinin hemen hepsi js başlamadan üç dört gün önce, bur İnu akar, alnımda ağrılardan şikâyet eder, göz kapakları şişer, gözler ki- zarır, çocuğun bütün yüzü ağlar gibi İbir hal alır, Bunlardan başka kuru * kuru öksürür. Biraz da boğazı siki str, Bu devirde çocuğu pencerenin j önüne götürerek aydınlıkta ağzının içine, yanaklarınm iç tarafına bakar- İsanız, büyük dişlerin hizasmda, gül ” kurusu pembe zemin üzerine beyaz * beyaz küçük noktalar görürsünüz. O vakit — daha deri üzerindeki kırmı- zt tanelerden görmeden önce — kı - zamık baslamış dersiniz. Halbuki kızamık çok önce başla - Jmıştır. Sizin gördüğünüz bu nezle ve J ateş devri hastalığın ikinci devridir. Ondan on gün, bazılarında on iki gün bile, önce hastalık bulaşınca, kızamık hekimlerin ( “tefrih devri,, dedikleri juzunca bir zaman keçirir. O devirde İdikkat ederseniz, çocuğun iştahını İbozülmüş bulursunuz. Hazını da, de garı çıkması da bozuktur, Her gün ko İşup oynıyan çocuk, o günlerde ça - !buk yorulur, diline bakmız, paslıdır. i Göz kapakların içine bakmız, beyaz lanmıştır. Bazılarında daha kızamık i meydana çıkmazdan önce bile kulak- "lar akar, bronşit ve zatürrie gelir. Sizin çocuğunuzun arkadaşları 9 - lan çocuklar arasında kızamık dü- yunca, kendi çocuğunuzun her hâare- ketine dikkat etmelisiniz. aylık» tan sonra çocukların birçoğu, bir ya- şından sonra hepsi kıyamığa tutula- bilir. Onun için çocuğunuzda biraz önce söylediğim hafif alâmetleri gö- rünce hemen ağzımı ve burnunu te - mizlemeğe başlıyarak, bir odaya ka- par ve istirahat ettirirseniz hem has- talığı hafif geçer, hem de kardesleri- ne ve başka çocuklara hastalığınm geçmesine meydan vermemiş olursu- | muz. | Jcersine çocuğu kapatacağınız O - danın sıcaklığı on altı nihayet on 8€- kiz derece olunca yetişir, Çocuğun Ü- zerini pek çok örtmeğe de lizum'yok tur. Yalnız arkasına yünden bir ©e- İ ket giydirmek faydalı olur, Kapınm önüne bir puravana konulursa çocu- ğu kapıdan gelebilecek rüzgürdan ko rumuş ve bu suretle kizamık hasta- lığınm can #ikıcı bir ihtilâtı olan gö- ğüs hastalığına meydan vermemiş olursunuz. Böyle muhafaza sltmda tutulan çocuğa, #onradan nezle devri, tane- leri dökme devri hafif gelir.geçerler. Ateş başlayınca beslemek için yalnız bolca şekerli süt, yağı alınmış et Su- içirirsiniz. Bir evde çocukların biri kızamığa tutulunca böyle tefrih devrinde has- talığı teşhis ederek ikinci çocuğu ko- rumak vakıâ pek güçtür. Fakat hiç olmazsa İkincisinden sonra üçüncü- günü ve başkalarını korumak kolay o Tur, Kızamıklı bir çocukla temas et - miş olan her çocuk — daha önceden bu hastalığı 8 — temas- tan sekiz gün sonra hastalığı bir büş- kasma bulaştırabilir. Hele nezle, ak- sırık başlayınca, daha kırmızı tane- ler görünmemiş olsa bile, başka ço - cuklarla temas ettirmek pek büyük yanlışlık olur. Kızamık hafif geçmiş olur da ihti- lât bulunmazsa, kırmızı taneler kay- bolunca artık başkasma bulaşmaz. Fakat göğüste bir ihtilât bırakmış olursa o vakit bu sebepten dolayı ge- ne bulaşık olur. Hem de göğüs ihti- lâtı bir baska çocuğa geçince daha ağır olur. Onun için kızamığa tutul- mes olanları bile biribirinden geyrt tut mak lâztmdır, : Lokman HEKİM — ———————— Zabıtaya hakaret Zabıtaya hakaretten suçlu, Marma va Hasan duruşmasma dün birinel ceza mahkemesinde devam edilmiş ve evrakın tetkiki için muhakeme bu aym yirmi sekizine katmıştır . i ! , ! bilir: İ İ Çocuk daha kırmızı taneleri dökme- | Radyo karşısında grami ÖĞÜTLERİ fonun pabucu dama atıl Plâk satan Vitrinin birer. köşesinde, uyuklı yan gramofon makinelerine bir anti- ka eşya seyreder gibi baktım. Uzer- lerindeki tozlu etiketler, bunların da, bir zamanlar, para mukabilinde alı- mp satılan birer :mata olduklarına şüphe bırakmıyordu. Gramofonların sahibi benim bu dikkatli bakışlarımı vitrinin arkasından farkederek, he - men kapıya doğru yürüdü: — Buyurun efendim.. Ucuz gra- mafonlarımız var... Bir kere görmez misiniz? Masanın üstündeki ağzı geniş bo- rudan Saflye'nin meşhur şarkısı, saklanamamış bir hıçkırık gibi yük- geldi: “Ömlirilmün neş'esiz geçti baha: Neyleyim baharı, sensiz olunca...' Arası çok geçmemişti, Tramvay bekleme yerinde nekadar adam Yarsa dükkânm önünde toplandı. Boyunla- rını çarpıtarak, içerden gelen sesi dinliyorlardı. Gramofoncu makinesi- ne yeni bir plâğı yerleştirirken: İten Gördümlm , yüye medi, İm manzara, sabahtan akşama kadar hiç değişmez. Eğer dinleyicilerimi - zin yüzde biri kadar alıcmız olsa, bi- ze yetişirdi. Çaldırıp çaldırıp, beğen- miyenler, onu çıkar, şunu koy.. diye- rek saatlerce boş yere uğraştıranlar da yine başkı Eğer, bazı ufaktefek şeyler bulun- durmasak ta, işimiz yalnız gramofo- na kalsa, dükkânı çoktan kapamış - tık. — Demek, plâk satısları bu kadar azaldı?., — Azaldı da ne demek.. Büsbütün durdu!.. Eskiden, Anadoludan her- gün yirmi otuz gramofon, yüzlerce plâk sipariş alırdık. Şimdi, bir gra mofonu müşteriye beğendirip satım. ya kadar akla karayı seçiyoruz. Fiyatları düşündükçe düşürdük. Kocaman bir salon gramofonunu göstererek: — Şu makineyi sekiz sene evvel, 120 liraya elimi öpene verirdim. Şim- di 75 liraya, on iki taksitle ödemek şartile alter bulamıyorum. İstanbulda bundan evvel, üç plâk fabrikası var. dı, Şimdi bir tek fabrika kaldı. Sa- tış olmadığı için yeni plâklar çıkmı- yor, En tanmmış okuyucularımızın plâkları bile, satılmaz oldu. Eümde kalan şu birkaç makineyi satsam, bir daha tövbeler tövbesi ye- ni makine getirtirsem... Plâk, şöyle le böyle, ama, gramofona, hiç rağ- bet yok. Neydi bir zamanlar, o gra- mwofon merakı... Hele o çariston, şi- mi, flördemür gibi dans havaları mo- da olduğu günler, bu dükkânda ne satış yapardık, ne satiş... Şimdi varsa, yoksa radyo... Gramofoncu, sözünün asıl can ala- cak yerine gelmişti: — Memlekette © gramofonculuğu, plâkçılığı öldüren bu radyolar oldu. Osmaniye telsizi ilk kurulduğu za - man, bana: “Gel, şu gramofonculuğu bırak! “Yeni çıkan radyo makinel& rinden getirt!” diye nasihat edenler İgok oldu idi. Dinlemedim. Ne bilir- dim ki, radyo, bu kadar çabuk alıp yürüyecek... Bundan sekiz dokuz se- ne evvelki radyolarda, uzak istasi- yonlar sivrisinek vızıltısı gibi dinle- nirdi. Halbuki şimdi... Düğmeyi soğa sola çevir. Bütün dünyayı dinle!.. O bunları anlatırken, vitrindeki gramofonlar arasmda, küçük bir rad yo makinesi gözüme ilişti: — İşte, dedim, siz de radyoculuğa başlamışsınız! Gülümsemeğe çalıştı: — Nümune olarak getirttim. Ama Sa 19-4. 456 mağazalardan biri satılacağını ummuyorum. radyoculuk, memlekette büyük maye işi oldu. | Sözü bundan sonr jfonculuk üzerine getirerek: — Artık, dedi, gramofonuf ne bakan kalmadı, modasi İplâkları otuz kuruşa kadar s9 lar. Şöyle iyice bir makine, yü lira verip alınabiliyor. 4 Eskiden Anadoluda, her sen 120 bin plâk harcanırdı. Şimdi bir sene satılan plâklar, 15.000 muyor. Asıl kötüsü, radyo fonlarınm giinden güne çoj | | merikayı dinli | tediğin tan üzerinden çal!,, F marifeti de yapan makineler ÖĞ jsen, bizim yandan kurulur | fonların yüzüne kim bakar Avrupadan gramofon ithal aylarda tamamile durmuştur. $ ancak elde bulunanları şıyoruz. Onlar da bitince ekimi male yi fa abilren yılmaz. Anadolunun elektrik bulu bazi uzak Okasabalarmda, İ gramofondan başka eğlence Fakat yar oradakiler de e kavuşunca gramofonun pabuci bütün dama atılacak! Belediye Gazi Köprüsüne bi ay başlanıyor Gazi Köprüsünün inşaat # ları ilerlemektedir. Söylendiğine göre, bu ay yeni köprünün ayakları yöf başlanılacaktır. a * Belediye Bakırköy » çinden bir yol geçirmeğe k miş olduğundan yolu isabet yerdeki ölülerin bakiyei izan ka tarafa naklettirilecektir. “& ay başma kadar bitirilecek, * yısta yolun açılmasına başla” tar. * Hazirandan itibaren İs çöp işlerinin asri şekle ifrağ ğini ve çöplerin muayyen larda biriktirilerek b Gi yonlarla imha istasyonların lunacağını yazmıştık. - Belediye çöpleri toplama 'rımdan imha istasyonlarına 9 57660 lira mukabilinde 6 tef, kamyon almiya karar vel k nun için bir münakase i * Kunturat yoklamaların# verilmesi ve tasdiksi? “öğ rat kullananların şiddetle © rılması belediye şubelerine miştir. Alâkadar memurlarâ ları zabıtlar için koçanlart ve teselsül numaralı birer muayeneleri için her sene P tesbit edilecek günlerde bU taların sahipleri bunları tirmek üzere müracaat takdirde kendileri umuru müteallik ahkâmı cezaiye cibince cezalandırılacakla'

Bu sayıdan diğer sayfalar: