19 Nisan 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

19 Nisan 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ER NR Ga f yi ? iş Ne aç a No. 61 Bu kızın utanan yüzünde Türk ırkının karı vardı. Altı yüz yıldanberi aktığı halde solmıyan kan | Tam bu sırada karşısma başk ir) felâket çıktı: Mermer yalı! ! Oturduğu mermer korkun! Bu yalmm yanında Hidayetin | i ğı maskaraydı: Sirklerde sahici en | bazı arkasından Gikip. taklit, sü kireç yüzlü, kömür dişli kar Adnan saray adamlarını Beşik! şt "| başka coğraiyi: teke ma gelimlığından ça tarih bilmezler sanırdr E vE barp müşirinin yalısına gittiği | — bir adam hem curnaler, hem a Bağınm bir darğlfünen gibi on öl ni görmüştü. Belkis bir K malümatirydı. Memleketin eri tı beğenmezken Bodleri, Stan: m yi tanıyarak böyle bir kibirle beğ: mi Yordu, Ve Adnan, Belkisin karşısma malümatınm gururu ile de ergeni yor, ucuz elbisesine lâyık olaral Yuyordu. y nun gururunu da duyamıyoruu. Meba onun namusu köylü gn gibi toy, şaşkın, kaçacak yer a du. Farkında değildi: bir sineyet ” lan bu servetin içine girmeğe > Fazıydı. Bu yalıdaki refah, Er ti vuran hançerdi; fakat bu bançe elinde tutarken Belkis, si kel — tünden görünüyordu. A e lerine, selvilerine taptığı İstanbul bi- le Relkisin ayaklarının altında yan - bşlıkla duran bir memleketti. Adnan kendi memleketini bile bu kadına lâ- örmüyordu. Vdm kendinden e Kendi yüzüne uzaktan başkası gi bakmen iğrendi: Belkis onu #nasm- dan, evinden, hatti memleketinden soğutmuştu. Sonra maliye nazirmin ökten sesler duyacağı kadar ld er konağı düşündükçe ma nefes alıyordu. Sonra Süheylâyı sel gündü, Bu kızm en ufak geyden çi zaran yüzünde Türk ırkmın . kanı vardı. Altı yüz yene tığı halde solmıyan Kan!.. Halbu Adnan, murdariliği burnundan #ar- kan canavar gibi bu kıza saldırmış” bir erkek ancak tı, Bir kıza karşı labilirdi. Bir varmadı diye ellerini öpecekti. Avukat Tevfik Hoca Tevfik Hoca zengin olunca sarığını attı. Fakat sarık kafalaşır, cübbe de- rileşir, insandan çıkmaz. Tevfik Ho- canm da fesi (ben sarıktım!), ceketi (ben cübbeydim!) diye haykırıyordu Softa yoktur ki kılığını değiştirdik- ten sonra da, hattâ ensesinden belli olmasın. Daha zengin olunca karısmı da bi- rakmıştı. Zaten bir zamandan beri Tevfik Hoca Moize ve Adnana: — Efendim, diyordu; bizim r aile kurulmaz; Avrupalı kadm evlendi Meğer Av- “ iretil matyalı Fikse diyor, gülmek - rupa Samatyaymış! ten katılıyordu. dnan sarardı : Terlik hoca son zamanlarda ken- disinden onun İçin kaçıyordu. de- mek ! v Tevfik Hocanm yalnız bir iztirabı kalmıştı: Çehresi! Zeki yüzünü ata - iş ksek alnmı bir türlü ham- uyar, Yordu. Halbuki kimse ri zeki avukatın namuslu ola- — ydu. Sarığını attığı” inanamıyo! Si di, Kurnaz yüzü GURÇIP- Hidayetten Belkisten, Sübeyla 410 kaçmak istiyordu. Galatasarayı 7 - statta B takımları misa - vam edilmiştir. aran Kerpe an ar, tazyikten kurtulan Fener Bülendin uzaktan, çekti - sahadan 1-2 mağlüp ayrıl - vi Beşiktaş - Güne- Vefa - Eytibe 8-0, Istan- Anadolu Top iş ir İ n olmuştu; İstememişti; elenmiy ia vi Mi borik 12, A hükmen galip Möye Beşiktaş Ankaraya gidiyor mes” temasları evveldenberi ih » De Hand Ankara klüpleri son Fener- bahçe temasında İyi dereceler aldık - sonra Galatasaray ve Beşiktaş le müracaat etmişlerdir. ri e İm BİLGİLER Karanlık, bir sokak, Hafif yağ mur serpeliyor. Köşebaşmdaki ele RA AAA aa | trik fenerinin direğine yaslanan Dr. | Bugünkü Program İastanbul lim tek tük ge arı düşük elleri mendili, küs Muhtelif pilk neşriyatı ve balk| oan, güşkm na ; 18: Dans musikisi Çolâk); 19 berler; 19.15: Orkent Balk musikisi m tarafından); 2: arı; 21: Eminönü 45: Son haberler Saat 22 den sonra Anadolu Aja İ güzetelere mahsus havadis servisi | cektir. Bükreş 11.15! Snlonik koriser; 13.55: Orkest 18: Romen musikisi; 19.20: Orkestra Tiyatro (1875 metrolu posa); Bükreğ sa ati 2115: Hendel musikisi; 2245 Rady, orkestrası Berlin —20: Sarkilar: 200: Aktüi keri bando; 22: Hani Bund 3. 1 Veysel ve İb ; Stüdyo orkes ikevi Gösteri Ko Yazan MITHAT CEMAL 1745: Komser; 1948: telif; 21: Orkestra birliğile keman sertosu, muhtelif; 22: Şen yayım Şarkılar ve entrümantal koro, Prağ mpiikisi; 2010: Şarkılar, enstrümantal konser; 2120: Skeç; 21.55: Çek filârmeni si; 23.35: Konser nakli, Seçme program Berlin, saat 20: Şarkılar; 22: Hans Bund orikestrasi; 23.30: Dans, hafif musiki Var saat 21: Örkeslra orefakatile keman konsertonu. Budapeşte, saat 18: Cazbant, Prag, saat 18.50: Beethoven o masikisi; 20.50: Çek filârmonisi. Lüyprig, saat 21; Sopran ve tenor ses lerle opera ve operet parçaları; 2330: Dans, Bükreş, saat 11.15; Senfonik konser, Moskova, saat 19,15; Piyano - keman (Sovyet komporitörlerinin eserlerinden). Kısa Dalgalar lak meydana çıkmıştı. Oda arr gözbebeklerine dun ve tekva yapıştı. rıyordu; sakalının üstüne mahcup iki çocuk yanağı koyuyordu: Kırmı- xt iki elmacık kemiği... Fakat müşterilerini, ve hâkimleri inandıracak kadar yüzü budala olamı İ yordu. Nihayet bu çehreye bir gün bir kahkaha icat etti, Artık bu kah- kahanm buruşuklarında yüzü görün- müyordu. Hürmet te etseler gülüyor- te... Hele hakaret kahka sünde hiç düyulmuyor- Berlin Çalma enatleri: Sant 1045 — 1420 1 ram ve 3i, 4$ m Sazı 15.00 — 1835 1,58 m. Saat 19 — 2335: 25. 49 m ve 49 85m Londra anma özatleri: 10 — 1220 daatleri; 10 — 1220 1 ei 55 m Sant 13 — 15.45 : 16, 86 m ve 15, 32 m. Saat 16 — 18 : Gösterilen Yostalardan ikisi; 1982 m 25, 29 m ve 31, $$ Şat 1415 — 2330 1 Gösterilen 2 veya EE posam. 19, e m 25, S3 em, BA, 55 ve 48 Sinemalar, Tiyatrolar * ŞEHİR TİYATROSU : Saat 15 ve 29 de (Tonun) * HALK ÖPERETİ ; Sant 16 da (Ha- Time) ve 20,45 te (Florya). * TURAN TİYATROSU : Neşit-Halide saat 15 ve 20,30 da (Naşit Gecesi), (Eftalya Sadi) konseri 9 TAN : (Kadınlar Gölü) ve rini). * TÜRK : (Jan Dark). * YILDIZ : (Serenad). * SARAY : (Mişel Strogof) * SÜMER: (Yataklı Vagon Kontrolörü) * İPEK: (Adalar yarkası) ve (Bir aşk böyle geçti) * MELEK : (Akşam Güneşi). * ELHAMRA: (Kraliçenin aşkı) (Prenses Strogof) * MİLLİ : (Samson) ve (Tarzan Yam. yamiar Arasnda). * FERAH : (Şingapor Postası). * AZAK : (İlâhlar Eğleniyor) ve (Bir Gönül Böyle Avlandı). * KADIKÖY HALE ; (Golem) ve (Fır tınadan Sonra). | * KADIKÖY SÜREYYA : (Samson) Yarm akşam (Mayerling) * USKUDAR HALE; (Ali Baba) ve (Haram Reşit). KUŞDİLİ LALE sinemasında Cuma akşamından itibaren TARZAN YAMYAMLAR ARASINDA Kadıköyünde ilk defa Davetler, Toplantılar HALKEVİNDE ORKESTRA Eminönü Halkevindem 2 Evvelce de ilin edildiği gibi Bvimizde bir orkestra kurulmuştur. Gençlerimizden orkestrada çalışmalarını arru edenle 2553 m Adnan, Maliye Nazırınm konağın- sonra, i dersi elinden kaçırdıktan sonra Avükatlık edecekti, da paraca “sürkildi:” Moize sordu : — Tevfik Hocayla birleşse mi? İ Ne dersin? Amma Filâret ile evlenme İsi fena oldu. Her gün yüzyüze nasıl İotururuz. Adamcağız benden utanır, Moiz gülüyor: — Merak etme! diyordu; Tevfik Hoca bir seneden be- ri hiç utanmıyor. İki yıl evvel bir par ga namusluydu. Geçen yıl bazan, vesile düştükçe, utanıyordu. Bu sene İ artık utanma mutanma kalmadı. Ne kadar namus varsa paraya kalbetti! Yükte hafif, bahada ağır ne rezalet ararsan Tevfikte air (Paza. ve I mağlüp etti tile 2 3nisan bayramında iki maç sp mağı kabul eden Beşiktaşlılar Sal günl Ankaraya hareket edeceklerdir. Galatasaray kongresi Nizamnamelerinde yapılacak ta - dilât dolayısile müteaddit içtimalar yapan Galatasaray murahhas azairi| çi Ç dün son defa klüp merkezinde topla- parkı İçindeki “Alayköşlü" ie ele narak yeni idare heyeti intihabı yap-| & > bâş vararak kayıtlarını yaptırmaları. — , mi dileriz, Yeni idare heyeti başkanlığma Et- ALEVİN EŞLER ANN hem Menemenci oğlu; asbaşkanlığa 4.936 sali günü rant 1739 da Evimiz eski futbolcülerden Saim, umumi kü-| Cağaoğlu merkez salonunda Prof, Dr. tipliğe Osman Müeyyet, muhasipliğe | Fahrettin Kerim tarafındant (İnkılâb pek Adil Oğuz, veznedarlığı Muslih, aza- ci 2 ele Ne konferans verilecek- ui konferans bütün yurttaşları le lığa Sedat Ziya ve Bedri ittifakla Ea yı ye seçilmişlerdir. Voleybol maçları Mmtaka voleybol heyeti tarafm - YUGOSLAVLARI DAVET Yuğoslar Genel Konsolosluğundan » Milli pasaportlarını tanzim etmek ve her türlü müşkülâte önlemek için İstanbulda dan tertip edilen teşvik müsabakala |oturan bötün Yagoslav tehsasmın sür'atle rma dün Galatasaray klübünde de - | Genel Konsolosluk o Bürolarıma müracaat. vam edilmiş ve Galatasaray - Beyko-|ları lâzımdır. zu 7-15, 15-7 mağlüp etmiştir. Askerlik İşleri 3 devre devam ederek çok heyecan h olan İstanbulspor - Fener Yılmaz Kadıköy Askerlik Şubesind. karşılaşması 10-15, 13-15, 17-49 Fo-| giç doğumundan ik 325 doğumu dahil ner Yümazm galibiyetile nihayetlen- | gayri müâslümlerden şimdiye kadar asker. ici tarafımdan hazırlanan miş ve Fenerbahçe gelmediğinden Hi | lik etmemiş olanlar askere gideceklerdir. â 26-4-936 tarihine kadar Şübeye müracaat. lâl hükmen kazanmıştır , İ ları Mizindis musikisi (piik) | dirmiyarak durdu 17.30: Hafif maziki; 18.50: Becthoven| yor, Gözlerini wisünün cebinde birini bekledi- ği belliydi. ik cumbalı tahta evlerin deler sıkı sıkı na çöken İn - ısma perdelerde Genç adamım göz 1 doğru çarpık cu iki fersiz göz gibi a ncerelerinde te kara Igeleri leri karsıda dt rilimiş perdelerden sarkan küçük perdelerde bir kadı “İhemen yerinde doğruluyor. Pe milddet od ğında taş dinim, ki gölge bir m İ dolaştı Kuca ığı bir yükü var Birden. » oldu ve tatir ince bir ık sokakta da daklarındı şak“ hüzünlü bir tebe: du bı mü O kaç gecedir J yana atıp » diyeceği u- i sli kadına gönlünü çoktan kaptırdı, C gün evvel gene bu sokaktan geçer - ken görmüştü. Solgun yüzlü ateşli siyah gü olan çok genç bir kadın Kucağında küçük bir bebek ( vardı. Yanında ihtiyar bir kadınla yavaş ya vaş konuşuyor ve gözlerini gülümsi- yerek etk sık çocuğuna çeviriyordu. Birkaç gün sonra doktor geç vakit bu sokaktan geçerken onu gör- evden dışarı dökülen hüzünlü bir ninni sesiyle ürpedi. Akimdan bir türlü çıkaramadığı iri ateşli gözlü enç kadınm söylediği yanık ninni ki onun bütün ruhunu sarmış, bir adım ileri atıp yoluna devam edi mişti, Dinledi. Sanki kadınm ne kattığı İnce eler, güzel bir ha - yal gibi anlattığı şeyler belli ki hep bağrına sıkı sıkı b: ğı o ki çindi ve kadm f na varmadan günlerce ninnilerini iki kişi için söy - ledi. Çünkü doktar Şelim artık dönüşünü geciktirmeye © başlamıştı. Zaten o kadar yalnız ki, evde ne bek liyeni, ne dilşüneni var ve bu ince ka- dın sesi onu bütün kararma rağmen her gece yolunda alıkoyuyor, İşte bu gece de her zamanki gibi heyecanla buraya koştu. Genç kadının sesi bilzünle titriye- rek fı in sönük ışığına sığınan ka- ranlık, çarpık kaldırımlı, mahalleyi muztarip ürpertilerle sarsıyor: “Uyu yavrum uyu.. Güzel rüyalar gör. Çok seneler sonra büyüdüğün zaman hayatın o rüyalarm kadar gü | ve renkli geçsin... Uyu yavrum w- Dualarım başımda, iyi dileklerim yolunda olsun..,, Ses kesilip, pencerede işik sönünce yavaşça yerinden ayrılarak yavaş yavaş sürüklenir gibi isteksiz adım. larla ilerlemeye başlıyor. Şimdiye ka dar kin tek başmr yaşadığı e- vinde onu hiçbir şey oyalıyamadan sabah erkenden asistanlığını yaptı hastaneye, oradan akşam evine sü - rüklenip duruyordu. İşte günlerdir ki bir kadm sesi yolunu çeviriyor ve her akşam dinlediği, ana yüreğinden kopan küzel temennilerle dolu ninni yüreğine dolan sıkmtıları bir nefes- te boşaltmasına yetiyor. Kafasmı sa- ran bir buhar var, Genç kadının söz- lerini biraz da kendine benimsiyor. O temennilerde bu yalnız adama kar şı taşan bir şefkat var sanki. Yolda hem yürüyor, hem mırıldanıyor : şefkat var sanki, Yolda hem yürü - yor, bem mırıldantyor: “Uyu yavrum uyu.. Dualarım ba- sında İyi dileklerim yolunda olsun..... On beş gündür evinden çıkamıyor. du. Son akşam, İnce ince yağan yağ- murun altında ıslanmaktan ağır bir gripe tutuldu. İşte bu akşam, on beş gün sonra kendisinde o hayret ettiği bir telâş ve heyecanla hastaneden fırladı. Fakat her zaman geldiği 80- kağa gelip elektrik fenerinin altına çekilince bu sefer pencerelerin aydın- lanıp o İnce kadm sesinin her zaman ki ninniye başlamasını beyhude bek- ledi. Siyah; çarpık cumbalı ev pen - ceteleri karanlık, uğursuz bir sükü- ta dalmış. İçerde hiç hareket yok. S6 lim geç vakte kadar bekliyor. Belki pencereler aydınlanır ve gene onun sesini duyarım diye. .. Gelip geçenle- rin kendisini tecessiisle süzüşlerinin bile farkıda değil. Dakikâlar geçti, kalbinde ağırlığı ölçemiyeceği ka - dar bekliyor. Belki pencereler ay - dınlanır, “gene onun sesini duyarım se diye. Gelip geçenlerin kendisini te- cessüsle süzüşlerinin bile farkmda eve Ş © NINNI J Peride CELAL — deği, Dakikalar geçti, Kalbinde a - rlığını ölçemiyeceği kadar derin bir Bir haftayı bi elektrik £ i bir yelse - İderin yalnızlığa bir parçayı kayb Bir gün ha yeni bir hastayı beraber musyen deceklerini söyleyince her zaman sükütu haliyle takıldı. Be berce küçük bir odaya girdile doğru ağır ağır lerlediler, O zaman Doktor $ için kendini zor rpık cumbalı « peşine in 8 bi genç kadım yatiyor. Siyab saçları büklüm büklü nıştı, Solgun uayenede asist yanlış hareketler karşısın dı, O günden tti. Ve onun k lıştığı kliçtiğün yoklu bir sorgu halinde beyninde kıvr gün sonra da arkadaşları v hastasının macerasını ona anlattı- lar. Gen; kadınm evlenmesi; a kocası ölmüştü. ye bile vakit bulamadığı bütün sevgisini çocuğunun başında toplamış, fakat küçük de birkaç haf- ta evvel elinden gidince işte böyle ya taklara düşmüştü. Doktor Selim bun- ları dinledikten sonra büsb tasının Üzerine düştü. Onu türmek için bütün kudretiyle çalış - mağa başladı. Kadnda karşısında daima şefkatle gülümsiyerek, onun iğine çalışan bu adama minne gülümsiyen yaşlı gözlerini çevirr ten artık çekinmiyordu, Günler g or, fakat hastanın ıslak üzümler bi nemli gözlerinden yaş eksik değil Selim gene kadının çok solgun ve muztarip olduğu bir gün dinden ummadığı bir cesaretle koltuğ karyolasma yaklaştırıp, yava bir sesle onu nasıl geceleri sokak fe nerinin altında anlattı, İ Söylediği ninninin güftelerini miri « dandı ve genç kadın tazelenen hatt raların acisıyle hıçkırmıya ba ca titfek bir sesle ilâve etti: — Ninnilerinizle avutup uyuttuğ müz küçük vücut şimdi çok uzaklar « da. Fakat öyle bir insan daha var dı ki, o, ninnilerinize bütün bir te « selli borçluydu. Genç kadın dinerek hayrı man © ninnileri dalma iki ki söylediğini anladı. Birdenbire k ölünün arkasından döktüğü göz ları büyük bir adamın kendisine im- dat ister gibi derin bir ateşle dikilen bakışları karşısında dindi. Bir ay sonra doktor Selim ona bir- leşmelerini teklif ettiği zaman g'wç kadm yalvarmasına dayanamadı ve onun ateşli gözlerinden aldığı sev ile küçük ölüsünün acısını içine &in- direrek bu teklifi kabul etti. rdenbire hıçkırıkları YENi NESRIYAT Tam Bir Hafta Gazeteci arkadaşlarımızdan Ha. san Rasim Usun büyük bir Gizlik ve itina ile hazırladığı bu haftalık ga- zetenin ilk sayısı çıktı. Değerli imza- İar tarafından yazılmış iki büyük roman ve röportajlarla süslü olan ga zetede seyahat maceraları, casusla- rm bizzat kendilerinin naklettikleri hatıralar vardır. Bütün bunlardan başka tarihi vak'alara ve hikâyelere de yer ayrılmıştır. (Romanın İşken- ce şatosu), (koca bulmak ve kocala- rı soğutmamak yolu) ve (Paris batak hanelerinde) mevzulu sayfalar bü « yük bir zevkle, merak ve dikkatle o- kunan yazılar arasmdadır. Havacılık ve spor Türk Hava kurumu tarafından İ neşredilen bu değerli mecmuann 165 inci sayısı cidden istifadeli ya- ularla intişar etmiştir. Bütün dün- İyayı alâkadar eden havacılık haber- İlerini ve enteresan makaleleri resim- İleri ile beraber bir araya toplayan bu İmecmuayı bütün tavsiye ederiz, okuyucularımıza Ağaç Ağaç mecmuasının 6 met çıkmıştır. Içinde birçok enteresap yazılar ve makaleler yardır. Ölmeyen saatler Afif Oyay tarafmdan bu isimde bir şiir kitabı neşredilmiştir. Güzel ve temiz bir baskı içinde çıkan bu eser, Şalrin en güzel şiirlerini bir arayg toplamıştar,

Bu sayıdan diğer sayfalar: