26 Nisan 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

26 Nisan 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

vE A MAM di ——— 26.4-986 ——a Yazan: H. G. Welle Harp bütün — Cevap versene, John gitm: Yır. Telefon edeyim. haber vereyim. Doktor Pasevortay kadının fazla sinirlendiğini m Yeki a ümitle: bada ii re Yüzüm yok.| Her halde bu ihtiyati bir tedbirdir.| değil, dedi. Harding: maym. Gelin bakalım radyoda bir haber var mi? Diye teklif etti. il Cabal önde, oturma odasına gitti. ler. Harding düğmeyi çeviri. e yonun ani gürültüsü tılan bir bom- İiğini dar bir kuyuya SN yeri bo ba gibi doldurdu. bar sulan misis Cabal tayyareler bor dımana başladı zanniyle pi olara kopardı. Kocası rak onu tes- aldı, ve saçlarımı akşıyarak onu van. kine çalıştı, Harding detayi | Muştu. Radyodan şu bi ml istikamete, YAP! düler, Ve uzaklaştı gemisinin projekröcer”. tayyarelerini görmüs iğ den dışarı çil İN Yade aalenef hiçbir metica elde ye memiştir. Meçhul Mi ER lutlar arasında, kaybolmuştur. Passvorthy de endişeye düşmüştü Kekeledi: YO ede şi isin ydı. Harp, harp... İşte geldi. Hem de hiç ân harp edilmeden.. Ansızın... bu ne... Bu sefer geliba t ti irmiş gibi beş s0 | m ll. Temyiz ka - rını dinliyen mahkümun gözlerini andıran endişeli nazarlar radyonur ışığı Üzerine temerküz etti. İN DAİMA AKS LİRSİNİZ» İz POLİSLER. siz Pot 58. Radyo tekrar söylemeğe başlamış- | ik — Ne? Donanma zaylata mr uğ - ramış? Misis Cabal sabırsızlıkla önü “us turdu: — Dinlesenize canım... Radyo: — Bütün milletin silâhlanması lâ- sımdır. Umumi seferberlik için emir- name negredilmiştir. Sivil halkm ze - *İhirli gazlardan vikayesi için zehirli gaz teşkilâtı derhal faaliyete geçe - cektir. Talimat geldi. Beş dakika #on- ra bütün talimatı okuyacağız. Lüt - fen tanıdıklarınızı çağırınız. Kimi çi İ ğırabilirseniz çağırınız. Herkes tali matı öğrensin. Tam beş dakika son- ra... Hiç kimse söyliyecek bir söz bula- mıyordu. Harp felâketi bütün. eve, bitin dünyaya. asmi samende, gök - ağlt e gin gzeetir SA Sokaktan bir rüzgâr gibi geçip gi- den otomobillerin Aşağı yukarı koşan ayakların sesi işitildi. Cabal bu odanm kâinat haricinde dünyaya kuş bakışı bakan bir yerde İ olmadığını, karısmın, Passvorthy'nin İve Harding'in mukadderatlarınm bu| İ ayaklarm mukadderatına bir kör düğümle bağlı olduğunu ha- trladi, Onlar da bu vaveylâya karış mak için hörekete geçmelilerdi. Bir | kâbustan uyanır gibi kendi sesinden gm, Dedi, Aklıma bir şey gelerek Passvorthy | ye döndü ve acı acı ilâve etti: | — Mister ave ve | kiye yol açan bir mün. tir, ei arzuladığınız münebbih gel di çattı. Medeniyet terakki edecek! Passvorthy cürmü meşhut halin - Olacak Ş9oy 1940 Harb in felâketiyle çökmüş, seferberlik ilân edilmisti meçnui tayyareler gelip tersaneyi bombardıman etmişler, yakıp yıkmışlardı. TA bk i aptal aptal bakındı. Harding lâfa karışarak dedi ki; — Uniformalarımız evde. almaktan başka çare yok! Kendini biraz toplamağa muvaffak olan Misis Cabal mırıldandı; — Harp! Allah yardımcımız ol - sun! Passvorthy ve Harding çıktılar. Saat bire geliyordu. Fakat sokaklar herkesin akşamleyin işten çıktığı va- kitten daha kalabalıktı. Bütün evler- de elektrikler yanıyor, (kaldırımlar sağa sola koşuşan ayaklarla dolu, kakta otomobiller bir aşağı bir yu- İ karı vızır vzmr işliyordu. Harding ile Passvorthy yan yana sessiz, ne dü - gündüklerini bilmeden yürüyorlardı. Gidip Ren meselesi fransa da Hitlere bazı sualler soruyor Londra, 25 (A.A) — İngilizlerin tanzim etmiş oldukları sualname Ber line gönderilmeden evvel Fransızlar- la Ingilizler ve İngilizlerle Belçikalı- lar aresında yeni görüşmeler yapıl « mıştar, Öğrenildiğine göre dün sabah Corbin ile Van Sittart arasında bir görüşme yuku bulmuştur. Bu görüş- me esnasında Hariciye Müsteşarı suslname hakkmda ve bilhassa A - vusturya, Çekoslovakya ve Litvanya ya tasllük eden noktalarma dair İs- tenilen izahatı vermiştir. Ingiliz no- tasının Fransızların o kaygularndan mülhem olması muhtemeldir. Maa - mafih nota münhasıran İngiliz nok- tai nazarı göstermektedir. Bundan başka motanm bir hava paktı vücu- de getirilmesi zaruretini de Ileri sür- mekte olduğu rivayet edilmektedir. Lord Halifax'm Berlin'i ziyareti hak kında şimdiye kadar henüz bir karar ittihaz edilmiş değildir. Fransanın sualleri Londra, 25 (A.A.) — Havas Ajan- sı muhabiri, çarşamba günü Fransa sefiri Corbin tarafından Van Sittarta tevdi edilen ve maamafih bir güna resmi mahiyeti haiz olmıyan ufak muhtıra ile aşağıdaki noktaların ay- | dınlatılmasını istemektedir; 1 — Hitler, kendisini Almanyada sakin olan Alman milletinin lideri mi | addediyor, yoksa Avusturya, Memel, Dantsig ve Çekoslovakyada Oturan bütün Alman ekalliyetlerinin Ilderi mi sayıyor? 2 — Hitler, Almanyanın istemiş ol duğu hukuk müsavatını elde etmiş ol duğu fikrinde midir, bu fikirde değil ise bu müsavatı ne gibi bir vasıta ile elde etmek istiyor? 3 — Almanya karşılıklı yardım sis temine girmeğe âmade midir, yoksa karşılıklı yarâtm misaklarınm ademi tecavüz misaklarile olan ahengi hak- kmda yeniden bir münakaşa kapısı açmak fikrinde midir? Havas Ajansının muhabiri, Fran - sanm da Almanyanın ekalliyetler ve arazi bakımından #tatükonun tadili İ Pasavorthy Hardingin koluna gires rek içini dökmeye hasladı; — harp etmeden tes za Alğan Sim irin alacağız demektir. İntikam! Bunun manası nedir, idrak ediyor musun? Bu medeniyetin sonu demektir. Fa kat bir yanlışlık olmuş olabilir. Bü- tün ümidim de bunda. Bu ümit boşa rım. Ne çılgmlık yarabbi.. Harp bir de bir felâketin büyüğü!.. Sonra: uzaklaştı. Harding, hiç sesini çıkarmamıştı. gibi bir sukutu hayale uğradığını düşünüyor, ona acıyordu. Hızla ge - cen bir yabancının koluyla dürtmesi üzerine, Harding de kala! de yakalanmış acemi bir mücrim gi- ; du. çıkarsa bu akşamki sözlerime yana - | Vi münebbih ha! Harp bir felâket, hem | layn'ın Viyanayı ziyareti bütün tek- Durdu, Kolunu çekti, Düşündü. | hiyette olmuştur. Chemberlain, yal- : — Allaha ısmariadık, diyerek s#ü- | larda bulunmakla kalmamış, kralcı — Haydi bakalım, hazırlanmak 1. /ratle Kendini unutarak pek sevdiği bu nik- | yada iadesi lüzumuna bin arkadaşmın harp karşısında De| iknaa çalışmıştır. meselelerinde niyet ve maksatları temlekeler meselesini açıkça ortaya atıp atmayacağı malüm değildir. Osten Çemberlayn'ın yanada temasları i 25 A.A. — Osten Çember-| Vi ziplere rağmen sarahaten siyasi ma- nız Avusturya hükümeti ile temas. | GÜNEŞ - DİL A Türkçenin orijinal “AZ” esaslarına "AZ" sözü “Türkçede menfi anlamlar, ve bunları ifade eden Türkçe sözlerin İndo - Örepen ve Semitik denilen dillerdeki mukabilleriyle mukayesesi hakkında bu sütunlarda çıkan 14 par ça yanda menfi anlamı veren elemanm bir (V. - 2) olduğunu gös termiştik. Birçok kelime kuruluşla- rma bir ek gibi dahil olarak, bunlar- daki sna kök mefhumlarmı pek u - rak bir sahaya nakletmek suretiyle o kelimeleri menfileştiren bu elema- nm kendisi de Türk dilinde tam bir kelime halinde yaşamaktadır. Bu ke- lime de (çok) zıddı olarak her gün kullana geldiğimiz (a2) sözüdür. (Az) kelimesinin Türkçede ikinci bir manas; da, (axgin) (azmak) söz- lerinde görülen hadden dışarı çık - mak, taşmak manasınadır ki bu fik- rin suya tatbikı ile bazı taşkm ne - hirlere de “azmak,, adı verilir. (Az) kelimesinin etimoloi" sekli şudur: 0 (2) (ağ 4 az) (1) Ağ: Ana köktür. Burada ke- limenin aldığı şekillere göre ana kö- ke şu anlamlar verilebilir: I — Büyüklük, çokluk manası. 1, — Konkre ve abstre olarak; hararet ve ateş manası, 11, — Su manası, (2) Az: Ana kök manasmı kendin» de temessül ettirerek Onun yerine geçen bir eleman halinde görünüyor. Delâlet ettiği umumi mana ana süje veya objeden çok uzak, pek geniş bir saha anlamıdır. Burada ana kökle kaynaşmasiyle doğrudan doğruya ana kök mefhümunu böyle uzak ve geniş bir sahada ifadeye yaramak- tadır, “Uzak ve geniş sahaya nakil, ma- nası iki türlü tefsir edilebilir: 1 — Merkezden en uzak sahaya ka dar nüfuzunun şümulü suretiyle a- na kök mefhumunun her sahada hük mü geçer bir kudrette bulunduğu- kök mefhumunu ana öbjeden pek uzaklara ata- veya objenin ondan ayrı ve nü ve gerek mümessil ekini - biribi- | rine zıt manalara varmcaya kadar - birkaç türlü izaha imkân vardır. Bu izahlardan herbiri de bu kelimenin aldığı şekillerden birer zümreye uy- maktadır, Şimdi, ana kökün Üç anlamma ve ek elemanın iki delâletine göre keli- menin alabildiği manaları araştıra - rüesadan Wiensner ile de görüşmüş. tir, Wiensner, Kralerliğm Avustur- muhatabını Çemberlayn Peşteye gitti | Viyana, 25 (A.A) — Sir Osten| lığa karış- | Çemberiain bugün 11,50 de Budapeş- | ti ve o da bütün benliğini kaybede- | teye hareket etmiştir. Teyit edilmi. | rek bu hercilmercin bir parçası ol: | yen bir şayiaya göre oradan Belgra- (Arkası var) da gidecektir. bm: Azlık, Azalmak 1. Ana köke “eokluk, büvüklük, manasmı verelim. Bu halde “az” ele- manı bu çokluğu ana süje veya obje- den çok uzak bir sahaya atar. Bina- enaleyh bahsettiğimiz #lije veya obje ne İse önün hakkında “ar” dersek bunun çokluktan pek uzakta kaldı. ğı, yani çok olmadığı anlaşılır. İşte burada “az” elemanı sna kök mefhumunun zıddına delâlet ederek “menfi,, rolünü oynamaktadır. Edgar Wallace'in Resimli romanı EFENDİM, HALOVEL ALBAYIN EVİNDE « VAZ/FE BAŞINDA DEĞİL, İSTERSENİZ KARTINIZI BIRAKIN! HAYIR , LÜZUMU YOK. GEL DONAVAN/ GÖZLERİNİ DÖRT AÇI ŞÜPMELİ Bir şEv GÖRÜ ÜRSEN DERMAL BANA MABER ven! YAKINDA BIR SİRKAT TEŞEBBÜSÜ OLACAK! Z sözünün türlü manalariyle bununla ilgili kelimelerin “ Güneş - Dil ,, teorisi göre analizi Bu mânada olan “az” sözünden azlık, azalmak” gibi kelimeler çı - i kar, Bir örnek olarak bu kelimelerin etimolojik şekillerini yazalım: o © 8 Azlık saz--alsık-i . Azulmak: az --al---ım--ak- . (1) Az: Ana kökle kaynaşarak “gokluğun en geniş #ahaya dağılıp ana süje veya objeden uzak kalma- $ı,, manasını veren İkinci derece prensipal köktür (1). (2) Al: Bu azlık mefhumunu mut- lak ve şamil olarak ifade eden ektir. (3) 1— İk; Kelimeyi tamamlıya- rak isimlendiren, manasını tağin ve ifade eden son ektir. Bununla (az - lik) kelimesi tamam olmuş olur ki, “ana kök mefhumunun ana süje ve- ya objeden çok uzak bir sahada ale» Lıtlak tecellisinin ifadesi, demektir, Böylece (azlık) mutlak ve şamil ola» rak çokluğun zıddını anlatmış olur. . 1. — Im: Kendinden evvelki ele- manların verdiği alelitlak azlik ma - nası bir süje veya obje Üzerinde te- celli ettiren elemandır. Böylece teşekkül eden (azalım) kelimesi, alelıtlak azlığın bir süje ve- ya objeye taallükunu göstermiş olur. (4) Ak: (azalım) sözünü tamalı- yan, isimlendiren, manasını tayin ve İfade eden son ektir. Bununla (azalmak) kelimeside tamam olmaktadır ki “nlelitlak azlı- Eın bir süje veya obje üzerinde te « celtiri: ifodesi,, manasınadır. Lu . (Arkası var) | İ di) Barada Kar) sözünü doğrudan doğ- kök olarak ax) yolundaki analiri birar önce yapılmış olmasından ve müştak kelimelerin analizinde evvelce ma- biyeti görülen ilk elemanlarm yeniden tekrar tekrar apalizine hacet olmamasını dandır. Adliye. Seherin cesedi ,morga kaldırılacak Anadoluhisarında, portakal tücca- rı Ibrahimin evinde hizmetçilik eden Seher isminde bir kız ortadan kay» bolmuş ve cesedi, aradan birkaç gün geçtikten sonra, kenarına elbiseleri» İni bıraktığı havuzun içinde bulun - muştu, Seherle babası olduğunu söy« leyen Maltepe vapuru ateşçilerinden Ömer Hilmi, dün müddelumumlliğe müracaat ederek Seherin kendi öz kı xt olduğunu, haber vermiş ve ölümü nü şüpheli bulduğu için cesedin me- zardan çikarılarak Morga gönderil- mesini İstemiştir. Müddelumumilik bu talehi kabul etmiştir. Ceset, bu gün mezardan çıkarılarak, ölümü - nün sebebi araştırılmak üzere Morga kaldırılacaktır. * Ayvansarayda oturan Ahmet is- minde biri komşularından 17 yaşla” rında Nasibeyi kandırarak, kendi ©- vine kaçırmıştır. Nasibenin arinesi, kızının zorla kaçırıldığını ileri süre- rek Müddelumumiliğe müracaat et- miştir, Nasibe, dün tabibi adli Salih Hâşim tarafından muayene edilmiş- tir, * Sabıkalılardan o Altındiş Adile Sarı Ihsan; İnebolulu Mehmet ismin- de birini, Gülhane parkma götürerek orada zarfçılık suretile adamcağızın parasmı dolandırmak istemişlerdir. | Fakat İnebolulu Mehmet, tetik dav. ranmış ve Altındiş Adille Sarı İhsa nı, zabıtaya teslim etmiştir. Suçlu- lar, tevkif edilerek birinci İstintak hâkimliğine verilmişlerdir. * Merzuka isminde bir kadını öldü- ren ve aldığı yaradan dolayı kaldırıl- dığı hastanede ölen Uzunköprülü Bü iseyin pehlivanın cesedi görülen lü izum üzerine Morga nakledilmiştir, Bağ bekçileri teşkilâtı yapılıyor Antep, (Tan) — Belediyece bekçilerinin bir teşkilâta land 8 ve bu suretle bağlarımızın yaz kiş bekletilmesi kararlaştırılmıştır. Bu teşkilâta göre bekçiler beledi- yece tayin edilecek ve aylıklarını belediyeden alacaklardır, üzüm kesme zamanında bağının bü- yüklüğüne göre o belediyeye muay- yeni bir bekçi ücreti verecek ve ala- cağı tezkere Üzerine bağını kesebi- lecektir

Bu sayıdan diğer sayfalar: