26 Nisan 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

26 Nisan 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mim $ Clemenceau yaşasa ve iş başına gelse ne yapardı? Birbirlerin süpürür, in işini bozan komiteleri tek kumanda kurarc Fransa İngiltere ile İtalyadan birini tercih vaziyetinde kalsa İtalyayı tercih etmelidir Clemencesu'nun emrinde, 1917 teş rinisanisinde “Zafer kabinesini,, filen idare etmiş olan o General Mordacg bir an düşündü, buan içinde C menceau'nu ruhu sanki onda teces- meğe başladı: ğ yaşasa İdi Fransız m i laştırırdı. Kloroform ona hi güncesi kitabı den Şu cümle ğına ım son metnini bı en anlaşılır laşmak için Cenevreye ihtiyacı mıyacaktır. Fakat an" ri zihniyet tesirinde “ geyin fevkinde,, düsturunda ısrar e decek olursa, ne olursa un, ONU içinde bırakmış olduğumuz korku harbe tekrar başlıyacağız!,, hakikat gudur ki, bir tanesi müstesna, bütün Avrupa milletleri sulh istemektedir- ler. Evet, hepsi, büyük Rusya da da- hil! Hakikat şudur ki, Avrupanın or- tasında bağlanmak | den bir ku. durmuş kuvvet var. Uluslar Kurumu var diyeceksiniz! O, âcizdir. Misaklar var diyeceksiniz. İşte Lokarno. Cle- menceau Lokarno için şöyle diyordu “Cih wışümul Lokarno misakı, bü - tn dünyanm bütün düng karşı bütün dünyayı himaye ettiği bir mi- saktır!.. Almanya, bu kâğıt paçavra- smı istediği zaman yırtacaktır. Daha strasse,, nin sini çekmelerinde her şey hazırlanmı; Almanya, bize ikinci bir darbe is ha vurdu, Mecburi askerliğ ettikten sonra Ren mta kerleştirdi başka türi ihtimal yoktur. Çünkü Almanya Rusyaya hü- cum etmek istiyorsa, garp hudutla-| rınt açık, müdafaasız ve sırtında hü cuma hazır Fransız ordusu olduğu halde bırakamazdı. Bu mmntaka, tahkim etmesi için yapacak çok bir ki - mat Ren nehridir. O arazide ki - katta bulundum, Fransadan bir hü - cum olduğunu farzedersek, Ren neh- rini geçmek istiyen k les köprü| başları müdafaa halinde ise geç ler. Jologne, Düsseldorf gibi yerlerin tahkimi ise bu iş için kâfidir. Ren, Mağnlot hattı kadar kuvvetli olur. — General, “rejimi değiştirmek Mizım mudır?,, İsimli son kitabınızda Almanyanm harbe hazır olmadığı söylüyorsunuz? — Hayır. Hazır değildir. Icap et- tiği kadar parası yok. Ne İngiltere, ne Amerika ona para vermiyecekler Ordusu hücum için lâzım anlaşma ka biliyetini henliz iktisap etmiş değil- dir Kâfi miktarda badrosu yok.Umu- mi erkâni harbiyesi hentiz bu iş iç kâfi derecede tanzim edilmiş deği dir. Hava filoları da “anlaşma, deni - len esaslı meziyete de malik değildir. Hava şefleri ve zabitleri yeni yetiş - miştir, Almanyanm G den evvel k deyim. H tamamen hazır olmadan ez. Bu müd det esnasında hazırlanmak ta bize dü pen bir vazifedir. Fransa için büyük tehlike tecrit edilmektedir. Hitler “40 milyon Fransıza karşı biz 67 mil yon Almanız,. dediği zaman-aldanı yor. Çünkü biz 100 milyon Fransız varız. Bir eski omüstemleke zabi- tiyiz, Iz Ol nevi bir aske her , beş sene - in İ Gallieni ve Lyantey'in erkâni har- biyelerinin reisliğini yaptım. Bizim oda sevkülceygçilerimizin askeri kuv vetlerimizden müstemleke kuvvetleri. ni ayırmalarına, veya deniz aşımı kar leri başka olduğu için onlara hakaret etmelerine karşı protesto ederim. Fakat Senegallileri- Siyahilerimizi, Rilâhendazları- miz Fransaya getirebilmek için de - nizlerin serbest olması lâzımdır. Yal - niz başımıza bunu temin edemeyiz, bi- ze İtalya ile İngilere de lâzımdır.Bu #ibarla ik! hal çar il hal çeresi vardır: Fransiz - İngiliz işik - Italya ittifak biokunu kur - mak ve her şeyden evvel Italya do bir tek| - | muza müda, —... gamaranaaaaaaasaraarareaı eee “VU mecmuası,, Clemencesu İşbaşında olsa ne yapardı? Baş bir anket açmıştır. Bu suali ilk olarak Clemenceau'nun onun zaferi kazandığı zaman kabinesinde bulunmuş olan Genersl Mo: dadg'dan sormuştur. Generalin cevabımı naklediyoruz: 1 altımda | akımlarından ve| —eeeaaseeaeseeaeesenemeremaaeesasesameeaaanaaanez luğunu tekrar etmek İ Badoglio beş seferini iyi idare eti İmaye hakkını vermeli, Fas ta bizim himayemizde değil mi? Hülâsa, İtal ya, kuvvetinden pek az kaybetmi; Biz nasıl ilk hat ke askerlerini kullanıyorsak, onlar skeri,, leri kullandılar. İtalya, netten zalflamıştır. Bu har 10 milyar döktü, Fakat ordusu tir, ateşlidir. 1918 de, mütareke ân mucibince nu geriden çevirebilir. den de İngiltereye gelines, onun yüksek &i-| krt'alar getirtmeğe ihtiyacı Yar, » Bü - nıfı bizi ir, Ve hududunun Ren İnun için bahriye nezaretin. ve 58 Halbuki bi (eri koru | Generaller kadrosunu 60, yaşa kadar tahdit ederd lüğünü, tanınmış yahsiy mak için te dar çıkarılmı: biribirinin fev mesaisini mite ve evresinde, Ha - Ona, h nde rinin ek olup bozan bir sürü yül konseyleri da m irürdü, ye ek ida harptı Bu e bir rumi be lmuştu. musul kumandan müraca- Kendisine “Kaplan” lâkabı verilmiş olan Clemonceau, Hindistanda Gwa- lior ve Bikanir mihracelerile Kaplan avında üzerinde olduğuna derin bir su- | at mecburiyetindedir. Bahriye nazı -| meh rette kanidir. İngiltere, Alman; bi İ Fransa ile Italyaya hücum görürse derhal harekete geçecektir. Donanmast, birkaç saat içinde, emri- mizde olacaktır. Ordusu ise, yeniden | kurulacaktır. — Farzediniz ki, General, İtalya ile İngiltereden birini ittifak etmek için intihap lâzımgelirse, hangisini ter - cih lâzımdır.? Bu takdirde, tamamen milli ve egoist tarâftan bakılırsa Italyayı ter cih lâzımdır. Kara hudutlarımızı mü- dafaa için İngiltere emrimize iki ve - ya üç fırka verebilir, ve deniz saha sında da Italya ile biz, Fransa ile gi- mal Afriliası münakalesini temin ede biliriz. Şüphesiz bu ittifak, bizimle beraber küçük anlaşma İle Polonya - yı da sürükliyecektir. Zira kuvvet, kuvvetlilere gider, Polonya eğer Al- arın kucağına atıldiyse kabâhat bizimdir. Mareşal Pilsudski, bana da bizgat söylediği gibi, Polonyanm, 1920 ra ve Niemen zaferlerile ; Fransizlar tarafmdan kurtarıldığı iğ. Clemenceau ile General Mordaca dinsmi asla affetmemiştir. Bu yalan- harpte çephede dır, Polonyayı, Polonya ordusu, bir| bardrman Hüzumuna kanaat lonya plânı ile kurtarmıştır. Genera! bundan sonra, 1917 de Cle- rı, bugün, pek “bana kalırs: na lüzum yok!,, diye c* Sonra yine baş kuman: ferberlik olur olmaz, Mayen | Bunun için hava nazırına müra icap eder. O da “bana kalırsa buna lü aatı TAN SAĞLIK ÖĞÜTLERİ Taze bakla aklanm bir tan şanlı korkunç bir ta Şanlı tarafı, büyük Alman he- kimi Vire? bizim taraflarındaki eski Trova rinde, o eski medi akla kadar eski bir me Joldu ekmeğin için. da bakla unu olduğunu ler ona bir şeref vermek istemişler di İ Bakla tarihinin korkun nin, bir İiddia etmeleridir. Bundan < Hintliler, eski onlara uyan eski Yunan- ki sırlıl blari sandıkları bakla: nek İl r ve ve onu fal bakmak için kıymetli bir vasıta İ sayılımı ası da bundandır. Eski Hin - standa “ruh kurusu, sayılan bak- |la orada fal açmaya âlet olmu dağı -| Hindistandan bütün dü an çing ay rafa yay ardır Tarihi her ne olursa olsun, taze bakla bu mevsimin en iyi sebzesi, kurusu da bütün yılın en iyi sebzele rinden biridir. Tazesinin İçi sonra, 23 lb u 1 yağ, 2,5 maden loz vardır. Bakla pişiri ker karıştırılması rdekinden da gelir. Fakat i mercimekteki ka- z olması nin albi lar olduğundan o da en kw mercimek ka Bizde âdet taze baklayı yağla pi- erek ve üzerine dökerek emektir. Fakat hazı memleketlerde ui yemekten önce iştah açmak içir ğ çiğ, yalnız tuza batırarak yerler uru baklanın hele zeytin - yağlı olduğu vakit, her memlekette makbul bir yemektir. Bütün düny da boğazlarına meraklıların en meş- çi Ku ezme$ huru olan — Brillat lânm zeytinyağlı ezmesine “Tan- rilar yemeği” adını vermiş ve gene bütün dünyada zevk sahibi olanlar hepsi onun bu sözünü beğenmişler - ir. Baklanm sade yemek kitaplarmda Jeğil, hekim kitaplarında da mühim ri vardır. Bizim büyük Türk heki İbni erlerden gelen ka- karsı baklayı ilâç diye yedirirdi n önee büyük Acem hekimi Razi böbreklerde toplanan kum ve taşla- ra karşı baklayı tavsiye etmişti: nek alan başka he - türlü türlü hastalık- k vermeğe kalkışmış n sözleri unutulmuş si bu yirmine deta yeniden mo- da olmu en meşhur he kimlerinden A, Robin daha 1913 yr- lmda böbrek iltikabma karşı bakla çiçeği suyunu içirirdi. Lokman HEKİM larsa da hepsi alınız Razinin asrın başı Bugün çocuklar için İmenceau tarafından 28f rı umumiyenin nasıl ku diğine geçerek devam et — Clem au ,—buna Calllaux ile Malvy pse atarak muvaffak ol du. Az kalsın Briand'i çukura gönde - recekti. — Clemencenu yaşamış olsaydı, bu gün hlülcumlarmı kime karşı yapardı. Sağ cenaha mı? Sol cenaha mı? Ve İ nasıl hareket ederdi? Generalin yüzünde hüzün belirdi ve | Fransanm iç politikasma ait ve sağ cenah aleyhine tenkitlerden sonra de- di ki — Eğer Clemenceau olsaydı, mille- ti, eümhuriyetçi ve vatanperver tan- zimat lüzumuna ikna ederdi. Ona iki| ler başmüfettişliğine ve belediyeye senelik mecburi hizmeti kabul ettirir. | vermişlerdir. Amele bu mazbatalarn di. Mili müdafaa için lâzımgelen teğ-| da Şişhane faciasından sonra kendi- birleri kabul ett Fransız halkı, | lerinden alınan cezaların mikdar iti- her şeyden e hava hücumlarma | barile çoğaltıldığnı, ayrıca Hizumlu | karsr korumağa çalışırdı. Sonra, hu-| yüzumsuz sebeplerden ceza kesildiği dutl, ihkâmlara koyacağı adam- mebuslarımızm ve Âvan âzaları- slelerine rağmen, geri erlere koymak salâhi 1917 de olduğu gibi, zum yok!,, diyebilir. Bu ci değil mi? Hava ve bahriye nazırları le meşgul olsunlar. Bu, pek güzel, Fa- kat kumanda için, bir tek müdafaai nazırı olmazsa selâmet yoktur, İşte Clemenceau bunu yapardı. Tramvay amele ve biletçilerinin müracaati Tramvay vatman ve“biletçilerin - den mühim bir kısmı aralarmda bir mazbata yapmışlar ve bunun birer su retini Nafıa Vekâletine, Nafın şirket vi ni, Ynesai saatı haricinde ve bir insan udünün tahammül edemiye şartlar dairesinde çalıştırılmakta ol- duklarmı yazmakta ve bu şikâyet çekip, başka yetini ele alırdı müsamereler veriliyor Çocuk haftasınm (üçüncü günü de İ neşe içinde geçmiştir. Halkevi tara- n dün sabah Ferah tiyatrosun- da Fatih ve civarı mektep çöcukları- nm eğlenceli bir gün geçirmeleri için bir müsamere verilmiştir. Diğ lerde de ilk mektep çocukları musl- limlerinin nezareti altnda muhtelif aları dahilinde bugün de pazar oldu ından birçok mmtakalarda çocuk eğlenceleri yapılacaktır. Ayrıca saat 15 de Anneler Birliğinin tertip ettiği müsamere, bugün Dağcılık klübü sa- lonunda verilecektir. Birlik azalar ı ilkmektep Idarelerile te masa gelerek müsamı buluna” cak fakir çocukların isim etmişlerdir. red mesi İçin icap eden teşebbüslerde bü- Tun sı rica edilmektedir. ti gi-| İ Savarin kuru | 26-4. 9ö Z HERGUN BIR ROPORTAJ Meyva fiatlarında göf görünür bir pahalılık N Yerinde 10 kuruşa satılan elmanın Gümüs gelinceye kadar hangi esrarlı nefesle üfürülerek birdenbire şişirildiğine, gelin de hep berabef “ sinemalara gitmişlerdir. Istanbul ka- | Günün en kalabalık bir saatinde pazarda alış veri 45 ten 35 kuruşa inmeğt — Tart üç kilo! dedim Bir eczacı kalfası d8 Fi arisinde zehirli bir ilâ“ ile tartardı. f Terazinin kefeleri, mişti ki, kefe küçük bir buğday olsa, muyazene b Üç kilo elmaya verdikten sonra, kendimif # fiflik hissetmedim p” söylemiş olurum. Dünyanm en bol yemiş Yy we kolay vel rında, elmanın bü mez. Fakat bu pahalılığı ğil, zorla vücuda getirili kalmıştım. Evden marladı rmı hatırla Fakat gezgin ı yok- tu. arı portakalı manav dükkânından almağa ka verdim. Korka korka dükkâna de ru yürüdüm. Manav dükkânmda beni girtlakiıyacaklar değildi. Orada boğuntuya. geleceğimi bildiğim için korkuy Altmışlık manavın ferik elması gibi kıpkırmızı yanakları vardı: — Ne arıyon bayım? diye seslen- port kadar iti il Çekinerek küfelerden birine (80- kuldum: una, oldukça ince ka: buklu bir portakalı elime alarak fi- | yatisordum: Beha Halbuki, ay hattâ biraz daha gün evvel, sokak satıcınmdan beşer | ladin einsten porfâkaln, | irilerini, birkaç | kuruşa almıştım. — Sen ne söylüyorsun yahu! dim, Yafa portakalı mı bunlar?.. küç para eder ki.. Tadma al. de- Kocaman dan bir Mübarek sırtma gi meğerse pençesile, portakallar. ni soyup elime verdi, işin bütün gösterişi, | sarı elbisede imiş Soyulunca, ecik vü- a Çıktı. de ne bir vücut... tanı udu mey Hem pelteleşr - Şimdi sen bunun olacağını söy- | le de alalım... — On iki buçuk dedik af. Portakalda tenzilât yapmayınca, elmalara yanaştım: — Kaça elma?. — Boy boy elma var. Hangisin. den istiyon? — Gümüşhane olsun... — Kırk beşi... Memleketimin o coğrafyasmı, bir İ ortamektep talebesi kadar bilme sem, Gümüşhaneyi Türk sınırlarının İ dışarısmda sanacağım. Yerinde 10 kuruşa satılan elmanm Gümüşhaneden İstanbula gelince, İhangi esrarlı nefesle üfürülerek böyle- birdenbire havalandığına, ge- lin de hep beraber şaşalı... Hele, neyse ki, elmada, küçük bir ric'at hareketi yaparak, Bir manav dükkünınde 1 hazırlanıyor ii A Gezgin satıcı, ayni ma nihayet yirmi kuruşa ve manav, bu paranın aşağı mislini istemek için kendi # yi hak bulabiliyor? İşte m dadır. İ Bu gidişle, çok korkar nün birinde, İstanbullu “£ v hahılık olduğunu da ünü rm önüne, elmayı kala” zarif ambalâjları içinde, şekerleme gibi sürecek düşünerek şimdilik o manav gelmemiş olmasma şük“ Pazarda meyve alış verişi

Bu sayıdan diğer sayfalar: