20 Mayıs 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

20 Mayıs 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

> 4 EKONOMİ Dünya altın istihsalâfı 1953 senesinde 948,840 kilo altın istihsal edildi PİYASA VAZİYETİ Ticaret borsasında fındık, tiftik, Yapağı üzerine hararetli muamele de vam etmektedir. Son günlerde Alman firmaları tarafından yapılan talepler neticesinde fındık fiatleri 45 kuruşa kadar yükselmiştir. Mamafih elde is- tok pek azalmıştı Bu seneki mahsulün iyi olacağına düir haberler alınmaktadır. Şimdiye kadar fındık mahsulti, dolu ve donlar dan müteessir olmamıştır. Fakat fın- dık mahsulünün geçen seneki kadar bol olacağı ümit edilmelidir. Çünkü fındık mahsulü bir sene az ve diğer gene gok vermektedir. Bu da toplama usullerinden ileri gelmektedir. Fin - dık topliyan smele, fındık dalların hırpalamakta, hattâ bazılarını da kır maktadır. Bu yüzden, ertesi sene 47 mahsul elde edilmektedir. Tiftik satışları eski hararetini mu- hafaza etmektedir. Keçi kılı üzerine yapılan siparişlere cevap vermek mümkün değildir. Çünkü piyasada ke çi kılı kalmamıştır. Son günlerde tif- tik üzerine Fransadan da talepler baş Tamıştar. Kambiyo borsasında Kambiyo borsasındaki siikünet de- vam etmektedir. Ünitürk üzerine Pa- ris borsasından 240 frank kadar fiat gelmiştir. Mamafih Ünitürk üzerinde birkaç gün evvelki hararet kalmamış tır. Anadolu demiryolları obligasyon ları da 43 lira 70 kuruştur. Bu tahvil ler üzerine, son günlerde çok muame le olmaktadır. Yerli esham ve tah- vilât üzerinde ehemmiyetli bir fiat hareketi görülmemiştir. Sanayi müfettişlikleri- nin lâğvedileceği söyleniyor İktisat Vekâletinin İstanbul ve İz iirdeki sanayi müfettişliklerini lâğ- vedeceği söylenmektedir. Sanayi er- babı, fabrikalara ait işler için, doğ- rudan doğruya Iktisat Vekâletine mü racast edeceklerdir. İktisat vekâletin de evvelki sene yapılan teşkilât üze- rine Istanbul Ve İzmirdeki sanayi mü dürlükleri lâğvedilmiş, bunun yerine, birkaç kâtiple bir müfettişten ibaret bir kadro bırakılmıştı. Sanayi erbabı, bu kadronun ortadan kalkması için, Iktisat Vekâletine müracaatta bulu- nacaktır. Bir fabrikatör diyor ki: — Istanbulda sanayi işlerile uğra- gan bir müfettişlik kalmıştı. Eğer bu da ortadan kalkacak olursa, en küçük işlerimiz için, Ankaraya kadar mas- raf yapmak mecburiyetinde kalaca - ğiz. Büyük fabrikalar için Ankarada iş takip etmek mühim bir mesele de- ğildir. Fakat küçük fabrikatörlerin &n ufak işler için, İktisat Vekdletine kadar gitmeleri büyük bir masraftır,, Diğer taraftan öğrendiğimize göre, sanayi erbabı muafiyet elde etmek ve yahut fabrikalara alt musmelâtı ta - kip etmek için, vilâyete müracaat ede cektir. Nitekim sanayi müfettişi bu - lunmıyan vilâyetlerde de, fabrikatör- ler bu gibi işler için, mahallin en bü- yük mülkiye memuruna müracaat et- 1984 senesinde 85 bin 400 kilo altın el İsenesinde 27 bin 850 kilodur. 934 se- Dünya altın ıstihsalâtı gittikçe art maktadır. Yapılan istatistiklere göre 832 senesinde 757 bin 223 kilo altm İstihsal edilmişti. Bu miktar, 933 se-| nesinde 788 bin 553 kiloya, 984 sene- sinde 881 bin 590 kiloya çıkmıştır. 935 senesinde İse altın istihaalatı daha ziyade artmış, 948 bin 840 ki- loya kadar çıkmıştır. Dünya altın istihsalâtında Cenubi Amerika birinci plânda gelmektedir. 935 senesinde Cenubi Afrikada istih- «la edilen altın miktarı 335 bin kiloyu bulmuştur. Altın istihsalâtında ikinci dereceyi Sovyet Rusya teşkil etmektedir. Sov- yet Rusya bu mevkii son birkaç sene içinde elde etmiştir. 932 senesinde 6 bin 900 kilo altmistihsal eden Rusya 932 senesinde istihsalâtnı 83 bin 100 kiloya, 934 senesinde 132 bin 700 ki- loya çıkarmıştır. 985 senesinde elde edilen altm miktarı 175 bin 500 kilo- yu bulmaktadır. Kanada, altın istihsalâtında üçü; cü dereceyi işgâl etmektedir. Son gene içinde, Kanadada altın istihsa- lâtına ehemmiyet verilmektedir. 984 senesinde Kanadada 92 bin 400 kilo altın çıkarılmıştı. 935 senesinde ise 102 bin kilo altın istihsal edilmiştir. Birleşik Amerika hükümetlerinde de edilmiş istihsalâtı 96 * tur. Avustralyada altın istihsalâtı 935 885 senesindeyse altın 550 kiloyu bulmuş- nesinde de 27 bin 600 kilo altın istih- sal edilmiştir. Avustralyada altın istihsalâtmda ehemmiyetli bir artış yoktur. Geçen senelerde de ayni nisbette altın istih- sal edilmekteydi Meksikanm altm istihsalâtı da 19 bin 300 kilodur. 934 senesinde 20 bin 560 kiloydu. Japonyada altm istihsalâtı artmak | tadır. 932 senesinde (Japonyada 12| bin 500 kilo 933 senesinde 14 bin 650 kilo altın çıkarılmıştır. 935 senesin - de Japonyanm altın istihsalâtı 17 bin 10 kiloya kadar yükselmişti. İngiliz Hindistanı, Kongo, Afrikanm altın istihsal sahili adı verilen mmta- kaları, Kolombiya bütün bu memle- ketlerde altın istihsalâtmda yukarı- da yazdığımız memleketlerden sonra gelmektedir. Bu memleketlerin çıkar- dığı altm miktarı 11 bin kiloyu bul- maktadır. Altın madenini çıkaranlar kimlerdir ? Cemubi Afrikadaki maden kumpan- panyaları, maden istihsalâtmda abo- ne İşçi bulmakta müşkilât çekmekte- dirler. Buralarda en ziyade zenci işçi kullanılmaktadır. Cenubi Ingiliz Af- İrikasında, ingilizler, Zenci ameleyi daimi amele haline koymak için, on- ları zorla ziraat sahasından ayırmış- TAN mıntakalarma yerleştirilmiştir. Bu - rada az miktarda beyaz işçiler de var dır. Fakat zenci işçiler, beyazlara nis betle az para almaktadırlar. Altm madenlerinde ölüm miktarı, diğer ma den mntakalarındaki ölüm miktari - na nisbetle pek fazladır. İstatistikle- Te göre amele mevcudu arasında ve- fiat miktarı yüzde 11 . 12 kadardır. Bütün bunlara rağmen maden kum- panyalarında, maden mntakalarma ihtiyaç nisbetinde İşçi toplamak için büyük gayretler | sarfetmektedirler. Ingiliz Afrikasmd» 250 bin ameleye ihtiyaç vardır. Halbuki 935 senesin- de ancak 232 bin amele bulunmuştu. Bunların Afrikada askeri kuvvetler tarafından maden mıntakasma zorla yerleştirilen zencilerden ibaretti, In- gilizler, amele r-'işkülâtına çare ol - mak ilzere, yazın kurak aylarda, işsiz kalan köylünün maden işlerinde çalış masını mecburi addetmişlerdir. Üzüm piyasası Son hafta siparişler nisbeten çoğaldı Ege mmntakası üzüm piyasasında son hafta içinde bir yenilik görülme- miştir. Müstehlik piyasalardaki stok- larm azalmış olmasından siparişlerin nispeten çoğaldığı bildirilmektedir. Fiatlarda geçen haftaya nazaran bir değişiklik yoktur. Son fiatlar aşağı- da gösterilmiştir: 7 9 10 8,50-8.75 9 25 9,15- 10 ” 11,752, 50550 7 Fiat yoktur. 2 fiat yoktur. Mevsim başlangıcından 5.5.9836 ak- şamma kadar İzmir borsasında satı- lan Üzüm miktarı 72889513 kilo - dur. Hamburg kuru üzüm piyasası son hafta içinde normal bir durumda in- kişaf etmiştir. Bir hafta öncesine nazaran piyasa daha sağlam sayıl - maktadır. Bu sğlamlık dolayısiyle izmir ihrcatçıları geçen haftaya kı- yasen daha yüksek fiatlarla teklifler de bulunmuşlardır. Son istenen #iat- lar 100 kilo başma cif Hamburg ol- mak üzere mukayeseli olarak şu su- retledir; No. 7 Ekstrissima karaburun son hafta 14, geçen hafta 13,75 Türk li- rr *, No, 8 Kiup kuraburun son haf- ta 14,50, göçen hafta 14,25 Türk li- 1.4, No. 9 Aüslese karaburun &on hafta 15, geçen hafta 14,50 Türk li- rası, No. 10 Nec plus ultra son haf- ta 17, geçen hafta 16,25 Türk lirası, 11 Ekselsior son hafta 20, geçen haf- Kuruş p BORSA - PİYASA İmei 19 MAYIS SALI Para Borsası Alış Batış 025.— 126,— Sterlin 619— 1 Dolar 123.— 20 Fransız frangı 163/— 20 Belçika #rangı 30/— 20 Drahmi 20 20 İsviçre fr. SIZ 20 Çek kuron Ley 20 Dinar Liret vesikalı Florin Avusturya şilin k Cenevre Leva Florin Çekoslovak Avasturya Mark İsveç kuronu nya pezeta Esham İş Bankası Mü. a N. KS Gü Anadolu 9 60 m, 100 Sirketihayriye Tramvay Bomonti Nektar Terkos Aslan Çimento Merzez Bankas x Osmanlı Bankası Şark Merkez Eczanesi İstikraozlar Türk Borcu I Kupon kesik 21,85 2005 2085 $5,— > 96.25 9625 Mısır Tahvilleri 1886 1 —— 1903 İl K. kesik 88,50 191111 K. kesik #350 ahvilât — Rihtam Anadolu 1 ve TI Kupon kesik TE Anadolu Mümessil İsükrazi” ee dahili Kupon kesik Ergani A. B. C. Sıvas Erzurum 1 Kupon kesik nu 3 IR , 1035 Geviz piyasasında fazla muamele yok Istanbul ceviz piyasasında son gün lerde bazı işler yapılmakla beraber stoklarm azlığı dolayisile artık fazla muamele beklemektedir. oFiatler, iç cevizlerin 24 ve kabukluların ise 10 kuruştur, Eze mmtakasında ceviz piyasasm- da geçen haftaya nazardn bir deği- şiklik olmamıştır. Stok bulunmadığı için hariçle olan işler kesilmiştir. Ye- ni mevsime kadar bu durumun de - vam edeceği bildirilmektedir. Samsun mıntakası ceviz piyasasın- da mevsimin geçmiş olması ve stok bulunmamas: yüzünden muamemeler çok azalmıştır. Yeni mevsime kadar işlerin inkişaf edeceği beklenmekte - dir.Samsunda kabuklu cevizin kilosu 7.50 - 8 kuruştur. Hamburg ceviz piyasasmda geçen haftaya nazaran bir değişiklik olma» Ya kızı Eskişehir N. K, imza “Bundan bir sene önce istikbalde kayınpederim olacak satla, alış ve - İriş için birdiğim bir bakkal dükkd- nında karşılaştım. Otedenberi gerek bu bakkala ve gerek kayınpederime ve onların bana teveecükümüz fazla- dır. O gün bakkalın bir iâtifesini hakikate çıkararak, evlenmek için sözleştik. Kız da'ize mupafakat et- ti, O gündenberi içim bu kızın aşkı ile dolu, her an hayali gözümün ö- nünde dolaşıyor. Kız 15 yaşındadır. Ben bir sene sonra askere gidece- Jim. 'Hulâsa her iki mâni karşısın. da ancak üç sene sonra evlenebile - ceğiz. Ben kısı sevdiğim kadar kız da beni seviyor. Kızın birçok hare- ketleri hana bu hususta kanaat veri- yor. Fakat, bir arkadaşımın başına gelenler beni korkutuyor. Askerde kalacağım. müddet kızın gözü önün- den ayrılacağız. Bu müddet zarfın- da Kısı iğfal ederler de benim bu ha- yallerim rüyaya döner diye korku - yorum. Yaş düzeltme suretile bu yün de evlenmemize imkân vardır. Ben ne yapayım?” Kızı aldatacaklarını ummuyoruz. Mademki kayınpederiniz olacak zat, sizi ve ailenizi tanıyor ve mademki bütün bu İşler gönül rızası İle ol - muş ve kiz da seviyor, sizin (İçin yapılacak şey, büyük bir huzuru kalp ile askerliğinizi yapıp sonra ev- lenmektir. Hem farzı muhal, şüphe ve endişeleriniz doğru çıksa bile, siz yokken kızı aldatsalar, evlendikten sonra da askere gidecek değil misi- niz, o zaman da aldatmazlar mı? Bu gibi endişeleri bırakınız. Eğer ummadığımız şey olacak bile olsa, hiç olmazsa, sizin nikâhmız altında olmamış olur. * Kadınların sevgilisi Adapazarında M. 1. imzasile: “96 yaşındayım. o Hayatta birkaç yaşınlayı ay ke hikmetine ermek ve halini dilemek için size ricaya mecbur oldum. Gü- zel olmadığım gibi 35 Bra maaştan başka bir evim bile yoktur. Yalnız sesim biraz güzeldir. Bundan iki sene evvel bir Kkocah kadınm beni çilginca sevdiğini öğrendim ve ka- dın tarafından bir çocuğunu baba - sına bırakarak benimle kaçmak tek- üfile karşılaştım. İlk defa bu tekli- Ji pek abes gördüm, fakat gençlik bu, sonra bon de mukabelede bu - hendum.- Bir sene seviştik, sonra meselenin vahametini sezerek başka memlekete gittim. Tabii şimdi onu unuttum. Bundan altı ay evvel, yi- ne böyle bir evli kadın karşıma çık- İt Benim için bayıldı. Ayildı, has- ta oldu, elinden onu görmemek su- retile kurtuldum, Uç yıl evvel ayni hal yine başıma geldi, Bu da başka, kendisi yüzel, Beni sevdiğinden bah- sederek nurtopu gibi güzel bir ço - cuğunu benim için feda edeceğini söyledi. Ben de bu kadına karşı çil gince bir sevgi duymağa başladım. Kendisini görmediğim zaman çok (ihtiyaç hissediyordu. Bu çılgınlık - lar arasında benim namusu müces - fena oluyordum. Gözlerim adeta bir aldatırlarsa ? pacağımız iyin düşüklükten ve irad sizlikten başka bir şey olmadığı" derhatır ederek son bir gayret yö” tererek bu yapılacak fenalığn önüne geçmeğe muvaffak oldum, © nu da unuttum. Şimdi ise bir allime sevmeğe başladım. Kendisini aşkımı itirafa bir türlü cesaret miyorum. Sebepleri şunlardır: 1 — Kendisinin güzel oluşu, D€* nim güzel olmamam. ? — Benim maaşım 35 Iira, tb onunki 50 liradan aşağı değil. 3 — Mevkiinin yüksek olması. Bu yüzden beni reddedeceğine & hip olarak cesaret edemiyorum. BE mi nerede görse kızarıyor. Bana evli kadınların tebelleş oldukların8. hikmetini ve bu muallimeye karş şekilde, hareket edeceğimi bildirme * nizi rica ederim.” Anlaşılan, sizde kadınlara kari tesir eden bir cinsi cazibe var. F* İkat bunu evli kadınlara karşı ist” mal etmemekle doğru hareket eği * yorsunuz. oSesinizin güzelliği, bahsediyorsunuz. Kadmlar güzel # se meraklıdırlar, sizin sesiniz de f8* la yanık olmalı ları musiki Yö” rı ilâhı olan Orfe gibi teshir ediyo” sunuz. Sevdiğiniz ve sizi görün kızaran muallimeye karşı da bu hirli kuvvetinizi kullanmız. Bir sw nasebetini bularak, onun da buluü * duğu mecliste şarkı söyleyiniz manjdar gazellerle aşkımızı anlatın” Bunu ne şekilde yapacağınızı öğ renmek istiyorsanız sinemaya giğğ rek musikili filmlerde, güzel sesli aktörlerin, sevgililerine romansii” söylerken nasıl vaziyetler takındi” larını tetkik ediniz, ve aynen O retle hareket ediniz. » Bir talebe seviyorum Aksaraydan F. N. imzasile: “Üniversiteye devam eden bir © lebeyi seviyorum. Onu gördüğü & çi zamanlar” kızariyörum. O da bur or ve gülümsüyor. FN kat bir'döfe ölin bana bir söz Vİ. söylemedi. Nasıl edip te ona his rimi bildireyim?” Bir kadının, hele bir genç ki bir erkeğe karşı hislerini bildirme” henliz âdet olmamıştır. Bunu sanız bile, o erkek size fena bir verir, Lisanı halinizle o gence kar duyduklarınızı bile ifade et fazladır. Vaziyeti zamana bırakli hislerinizi daha iyi saklamasını reniniz. Hem bu yaşta geçici ol kuvvetli olan bir hisle kendi tehlikeye atmayınız. # Yanlış bir şey yapmayıni# Adanadan Kemal Şahin'e: Sizinle arasında bu kadar yi farkı olan bir kadmm hareketle! sise gömterdiği alkayı yanlış Gİ etmiş olmıyasınız? Belki sadece ie, dostluk eseridir. Bununla beri. kendisine gayet samimi ve saril *, lsrak, sizin hakkmızda ne düşü düklerini sorunuz. Evlenmek niye de olduğunuzu Bu hususta gel söyliyeceği olup olmadığını söyl niz. Alacağınız cevaplar, her Pi size müspet veya menfi bir fikir mektedir. lardır. Binlerce zenci köylüler, maden |ta 19 Türk lirası. dığı haber verilmektedir. mliği severliğim aklıma geldi, ya- | recektir. ; No. 28 Âdemle Havva Bürhan CAHID Bu iltifatlar bizim ev sahibini kol- tukladıkça kadın daha neler Ikram €- deceğini düşünüyor. Sırasile yaptığı içkileri ortaya çıkarıyordu. Hayalle birkaç kere çok çok içmiştik, Fakat yine de o kadar sarhoş olacak kadar değil, Zaten içkiye düşkünlüğüm yok. Fakat Aleksandr o kadar neşeli. Bi- zim ev sahibi de öyle hevesli ki, yar rım saat içinde salonun havası deği- şiverdi. Geçen yıl pansiyonda bir de lehli srkadaş vardı. Pahalı geliyor diye bu sene çıktı, O olsaydı misafirleri başına bırakıp kaçabilirdim. Fakat şimdi buna imkân yok. Yavaşça ev sahibine işaret edip artık ileri gitmemesini, bu sırnaşık misafirlerden beni kurtarmasını'an- latmak istedim. Kadın oralarda de- gil Saat sekiz buçuğa kadar Alek- #andrın gevezeliği devam etti, Sikil- masalar yemeğe de kalacaklardı. A- leksandr birdenbire saatine baktı ve yerinden fırladı: — Oh. Saat sekiz buçukta rande- vam vardı. Orövuvar dostlarım. Ve şapkasmı kapmasile ok gibi kapıdan fırlaması bir oldu. l Alis te şaşırmış, arkasından hay-| kırıyotdu: — Peki beni evime kim götüre- cek? Ev sahibi imdada yetişti; — Üzülmeyin matmazel, Mösyö Kâmıran Burada! Bu akşam bizim ev #ahibi kendi içkiletini ikramla kanamadı. Benim hesabıma başkalarıma hizmet te isti- yor. Alise o cevabi verdikten şonra bana dönüp: — Değil mi ya Mösyö Kâmıran! Dediği zaman bana tasdik etmek- ten başka ne düşebilirdi. Ben de: — Değil mi ya! Dedim ve sordum: — Uzakta mısınız matmazel? — Santral rue de marche. Kendimi tutamadım: — Vayy! Diye bu pek uzaklığı an- atmış oldum. En aşağı yirmi dakikalık yerdi. Gidip gelme muhakkak yarım saat. görmediğim teklifsizlikle: — Başka bir.şey yaparız Mösyö Kâmıran, dedi Saat sekiz buçuk. Matmazeli yemekten sonra götürür- sünüz. Çok şükür benim cevap vermeme lüzum kalmadı. Alis müdahale etti: — Pardon madam. Annem bek- ler. Artık bana kalkıp bu hazenini evi- ne kadar götürmekten başka yapıla- cak iş kalmadı. Otomobilde giderken yanımdaki bu güzel mahiiku bir ejder gibi gö- rüyordum, Öyle geliyordu ki elime dokunsa, yüzüme baksa çarpılaca- ğım. Gözümün önünde Hayalino müstehzi bakışları. Beni böyle bir otomobilde cidden itiraz edilmiyecek kadar güzel bir kızla beraber gördü- günü tasavvur ediyorum. Aman ya- rabbi, Alis birçok gevezelikler ediyor. Evet ve hayırla cevap veriyorum. Nihayet terminuslardan birine kadar gittik, Otomobil iki katlı bir evin önünde durdu. Burası daha ziyade Maamafih taksi ile gidebilirdik. Ben bunu söylemeğe hazırlanırken bu akşam bütün cömertliği tutan ev sa- hibi şimdiye kadar bir frenk evinde şimendiferciler mahallesi. Ev de kumpanya evi, söyledi, Baş belâsmı bırakıp pansiyona döndüğüm zaman büyük bir yükten kurtulmuş gibiydim. İştaham kaç- mmıştı. Biraz meyvadan başka bir şey yiyemedim. Ertesi akşam Hayal gele cekti. Ev sahibi madamım bir geve26- lik edip bu misafirlerdön bahsetmesin den koruyordum. Ona tenbih etmek te işime gelmiyordu. Kadıncağız bu ziyareti o kadar tabü görüyordu ki! Yine de tabii ama bilmem neden bu kız beni ür- küttü. Hayali istasiyonda karşıladığım zaman her halde rengim bozulmuştu. Bana: — Hasta mısm? Diye sordu. Bu soruşu beni daha ziyade kor- kuttu. Kan yüzüme çıktı. Bir kaba- hatli gibi kekeledim: — Yok. Bir şeyim yok ama biraz midem bozuktu. Belki.. Sana öyle mi geldi? Gözleri gözlerime dikildi. O baktıkça ben fenalaşıyordum. Dudaklarım lâpır lâpır biribirine Alisi kapıda bıraktım. Birçok | vurdı teşekkür etti ve kendisini ziyaret ski. salağa Şimdi başka şeylerden konuşarak, geceyi, dünü ve daha evvelki günü nasil geçirdiğimi soruyor. Fakat ar- tık kendime geldim, Tabiileştim. Eve geldiğim zaman Madam Han- riyet henüz sokaktan gelmemişti. İs- tiyordum ki bu gece hiç gözükmesin. Yemeğe kadar Hayali meşgul ettim. Derslerime dair sorduğu şeylere mü- kemmel cevaplar verdim. Hatırrma geldi: — ister misin yemeği dışarda yi- yelim, dedim. Değişiklik olur. Teklifimi sevinçle kabul etti. Kim bilir ne düşünüyordu. Belki de be- nim bu arzumun arkasmda bir maksat sezmişti. Meselâ benim gi- deceğimiz yerde bir ilişiğim olması falan gibi. Acele çıktık. Arasıra yine kendisi ile yemek yediğimiz lokantalardan birine gittik, Artık a. Bana öyle geliyordu ki Hayal etra- fımızdaki masaları, lokantaya girip çıkanları bu akşam daha hususi bir kontroldan geçiriyor. Fakat o kadar vx edersem çok memnun kalacağını lm çıkarmadan otomobile bin- | rahatım ki serbestçe konuşuyur"f | Şakalaşıyorum. Hattâ onu dt İlendirmek için şarap içirdim. Yemekten sonra bir sinemay? memizi söyledim. Onu da kabul etti. “ Biz eve dönünciye kadar ©“ hibi her halde yatmış bulunura Hayal bana gazetelerde GÖN di İbir sinema ilânmdan bahsedi” İki omuzuma dokunan bir el Ziy mi oynattı. Başımı çevirince? da. Aleksandrı gördüm. w — Monşer Kâmuran, diyord” raz evvel Alisi gördüm S87* yeBi teşekklir ediyor O gece evin” otomobille götürmüşsün gi Eğer o dakikada beynine > w le inip beni öyamyassı ©t5 a girmi me acıyı duymazdım yandı, Omuzlarım varyoz Y© ra 0 # Kafam bir harlı fırma yassıldı. Gözkapaklarım yü! miş gibi ezildi ve düştü. Üstümde bir silâh olsaydi kada karşımdaki bu sarhof tebilirdim. Ben bu ezik, bi bocalarken o ilâve etti: i Larkasi

Bu sayıdan diğer sayfalar: