1 Haziran 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

1 Haziran 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan: Aleksandr Kerenski Gl ROMANOFLAR ASIL ÜR No, s ULD Tercüme eden: M. Rasim OZGEN İmparatoriçeye yakın olan ve herkese meydan okuyan iki kişi kaldı; Rasputinle Viribova! İşte bu (Kokovstofun tabiriyle) tam kürek mahkümu, (Paleologca) şehvetperest teke, (valide impara - toriçenin dediğine göre) karanlık a- dam, 1911 - 1912 senelerinden itiba- Ten, bütün Rusyanın mutlakıyet hil- kümdarı ile ortak yaşadı. Çareviçin devasız hastalığı, oimparatoriçenin İsterili iradesi ve imparatoru bir &- let haline getiren anlaşılmaz irade - sizlik biribiriyle kaynaştı ve dür; hm büyük bir memleketinin muk. deratında Rasputini, pek büyük bir kudret sahibi yaptı. Harp başladığı Zaman, onun hükümeti kurulmuş bir haldeydi. Kendine mahsus olan bu kabine,, Çarskoye - Selodan, Alek - #andra Feodorovnanın gözdesi ve €n iyi dostu Anna Virubovanın “kü - çük ev” inde hüküm yürütüyordu Madam Virubovayı, Jilyar, iyi bir tetkik neticesinde, şöyle tasvir edi - or: 'Çariçe, önünde bütün şahsiyetle- Tindetı tecerrüid, her şeyde kendi Tini ora mezcedenlerden ve hiçbir Yahsi kanaat ce irade göstermi; lerden hoşlanırdı. Ru gibi adamları, kendisine sadakatle o hizmet eder, kanaatinde idi, Madam Virubovann Onun nazarındaki mevkii, iste böyle bir esasa dayanıyordu. Bu dar fikir- W. az zeki, yaradılıştan iyi kalpli, pek £eveze, hüsne tâbi ve mistikti. Tah- sili yoktu; beyan ettiği mütalealer Pek çocukçasma idi. Onun kendisi - he mahsus düşünceleri yoktu ve yal- Yuz şahıslara alâka gösterirdi. Mü - terret fikirlere tamamiyle düşman- “r. Yalnız iyi insanlar ve fena in - | #anlar tanyor.. İyileri dost, fensla - İda düşman biliyordu. Anlayışsız | denecek kadar saft. Onun kalhini kazanmak pek kolaydı. Kendinden Aşağı halde bulunanların cemiyetle - tinde bulunmaktan koşlanırdı ve 0- | tada istediği gibi gevezelik ederdi. Rasputinle çok sıkı münesebetler İdame ediyordu... z Matmazel Zanotti de şu sözleri Böylüyor: “Netice olarak söyliyebilirim ki, İmparatoriçeye yakın, hiç kimsenin Meydan okuyamadığı iki kişi kaldı: tinle Virubova. Bunların ha- Meindekilerin hepsi iytibardan düş- Müşlerdi., m Yeşil adamlar Rasputinin hususi vükeli heyeti *Çarskoye - Selo” (Çar sarayı) da.. kleme odası, gece gündüz, İş, Menfaat dilencileri ile dolup boşa - “hususi saltanat sarayı, da Sen iburgda, Gorokovaya sokağın- da idi. Buraya, günde döt yüz kişi Ye kadar varan her nevi ziyaretçi Ki- ter ve çıkardı. Bunların içinde bü - Yük memurlar ve piskoposlar, ban- Berler ve ceneraller, köylüler ve mu- ler, papaslar ve İsimsiz serseri - İer ve herkes vardı. “Mukaddes 2 - dam” yemek odasmde da, çlışma 0- dasında da, daima, kadınlardan mü- Fekkep maiyyetinin ortasında bulu- Yurdu, Rasputin, bazan aklma esti. zaman, bütün misafirlerini unu - » bir arabaya atladığı gibi, ya bir lokantanm bir hususi ka” binesinde, yahut en iğrenç sefahat- bünelerden hirinde geceyi geçirme - Bt sarhoş olmıya koşardı. Bazan da oye - Selodan telefonla çağrı- be, bütüm keyfi, eğlencesi yarıda | Kalırdız o zaman, hattâ çok fazla iç- “İ is olsa bile, derhal ayılırdı. Anne (o, imparatoriçeve böyle der - | İN devlet işlerini müzakere etmek in, yıldırım süratiyle saraya koşar- Prens Yusupof, tahkikat esma - “nda yu sözleri söylemişti: “Evinde bulunduğum zamanlar, yden telefonla çağrıldığını çok lm. Ben yerleşir ve avdetini İeklerdim. Böylece, bu davetlerin en Müşkül anlarda zuhureden en mü- him devlet “işleri hakkında reyine Fars olunmak üzere yapıldığını, yan delâllin yardımiyle öğrendim. büyük omes'uliyetleri yüklenen © | Mert yazitelere, nezaretlerdeki me- güriyetlere tayin olunanları intihap reyi galip gelirdi... yetim bunlara İkem kızı inanin e iüve 8- “biliriz, 5 “Babamı, ekseriya, canmı en çok Man şey, nazırlarm kendisine, mu- M2 vaziyet almaları 141. Saraydan, Mk ve kızgın avdet ederdi. Ken- ağzından veya şüphe bırak -| Idisinden #ebebini sorduğumuz za - man, mazırlarin, çarın üzerindeki meş'um nüfuzunu telin eylerdi. Çar- lu de, bu yüzden eraları açılır, du rupdu.,, Rasputinin evi, harigten, Sivil po. Gsler tarafından hezaret altında bu- tundurulur ve muhafaza olunurdu. Dahiliye nazırlığını yapan her gat, “Allah ndamı” nın evinde, sarayda cereyan eden ahval hakkında malâmat alabilmek maksadiyle çok mühim adamlar bulurdururlardı. Thtilâlin ferdasımda, muvakkat hü- kümet namına, benim terk ğ “fevkalâde © tahıkikut ko Rusputinle etrafındakiler. hakkında cok garip ve çirkin vakmılar, hare - ektler tesbit etti, Çariçe We Virubo- vanm etrafını, en unliyissız nedim ve neğimeler, en anlayışsız ve bece- riksiz nazırlar sarmıslardı. Bunlar * dan başka, mutemetler arasmda, en bayağı dolandırıcılar ve ahlâksızlar da vardı. Ve Bü kısmın ekserisi, Al- man istihbarat teşkilâtı ile mün u., | tandu bette bulunuyordu. Almanlar, gavele rine daha Kestirme yoldan varsbil - veriydi, Onun etratında, lerinin değil, haki yeti dönü - yordu Rasputinin harekâtı, “Mİlli mi faanm selâmeti namma.ve bü; mumi karargâhin emriyle” İstihba - rat işlerinde mütehasars bulunan bir Rus zabiti tarafından takip olunu - yordu. Bu zabit, Sokol tahkikat esnasındu şu if 'srassutlarım ve Rasput Javim neticesinde, Al - leri malümatı, gizli le olan temas kat surasını da Rasputini hir düşman uja ve hakkım yaktur. G: muhibbi idi; fakat » kendi düşüncesinin ma hsı Onlar öğün tekrar. etmegi kafasma sakulmuş fikirlerdi Dün gençli Çoban Mehmet Galatasaray Jisesinin mezunları, her seneki an'anelerine sadık kala- rak, 'dün yine toplandılar ve bu ir- fan yurduna bağlılıklarını gösteren tezahürlenden sonra meşhur pilavla- rmı yediler ve Taksim Cümhuriyet âbidesine bir çelenk koydular, Mikdar: beş yüze yaklasan davet- ler saat ondan itibaren Galatasa- Tay mezunları cemiyetinin merkezin de toplanmaya başlamışlardı. Bura- da mektebin tarihçesi etrafında bir konferans verildi ve saat on birde mektebe gidildi. Kafileye orada iltihak eden davet- Mlerle, mektebin biyik konferans salonu hincahınç dolmuştu. Bu kala balık arasında mektebin yetiştirdiği ve yurda hediye ettiği birçok maruf simalar, memleket uğurunda ağartı! mış saçlar ve bükülmüş bellere meb İzulen tesadüf ediliyordu. Kürsüye evvelâ Ercüment Ekrem Talü çıktı, Galatasarayın memleke- İte, yurdun irfan ve yükselişine yap- tığı hizmetlerden, Galatasaray me - sunlarınn her sahada tam ve şuur- İu bir vetan çocuğu oluşlarından bahsetti ve nutkunun son kısmını Galatasaray - Güneş (anlaşmasına hasrederek bu birleşmeyi peşinen takdis etti. Galatasaray mezunları ik günlerinin talebelik hayatını heyecanla vadefiiler Abideye çelenk konuluyor Sönra toplantıda bulunmayan Ga latasaraylılarm ve bu meyanda Iç bilek si ii a , ni kafa dolduranlar, sisirenler.. | vardır. Hattâ bo m N Davul muharrir. Umumi harpte Avrupada ve bilhas- sa Fransada harbi ilâhlaştıran, onu teşvik eden ve hu işi yapmak için de harp ve ölüm tüccarlarından para a- lan bir snf muharrir türemisti, Bu muharrirlerin ekserisi, o alzasker şabelerinden arta kalan yayalllardı ve bu derecede harpcu oluşlarının se- bebini gafillere: | — Vatan vazifemizi biz de kale- mümizle görüyoruz, Diye izah ederek, kirli ru gizlemeğe muvaffak oluyorlardı, 4-| sıl yüksek civanmert ruhlu muhar - rirlerin hepsi cephede idiler, erphe ge- risinde vatan tüccarların ve des - tanvılarının çevirdikleri mel'anetlr - le mesgul olamıyorlardı, ellerine ga-| zete nadiren geçiyordu, karşılarında, cephe gerisindeki gizli, sgkat düşman lardan büsbütün bayka, nerk ve sağ-| lam, mert bir düsman vardı, onlurin meşyuldüler.. Vaktaki harp bitti, temiz ruhlu #- sil muharrirlerden geri kalavilemer Dantenin cehennemden dömişü xibi döndüler, yerlerini bu muharnırler tarafımdan işgal edilmis örerek on-| fara karşı duydukları büt nefretlerini su taife yılanları Ben burada, bunlara davul muhar- yeceğim. vul muharrir bir alyismeleiım ibarettir. Fakat ty dana herhangi bir menfaat erlisesi oldu- Zu için, aksisada'arı bile tahrif eder- ler. Onlar için fikir yoktur, t £, kendileri - nin gitesiyeceği muhakkak olm bir) harbe rakiplerini göndermek ve böy-| ieeç meydanı beş bulmak için faali | yette bulunmak derroes'ne kadar yük | yelebilir. Fukat davul muharri- ri tarife beyhüre çalışayım, bu, çek uzun sllrer, bunu size bir misalle an- talayım: la, birtakım taleğ iplerin zaman zaman ) Jstere imrenrrisler, kendi a İratarında, bu çeşit nümayişler için, aymağu karar vermiş. «ziyotin yatın, mil iet gibi mukadies mefhumlaria alâ - kası olmasını İstedilderinden onu İsmilstalebet harpi win eski aruharip -| leri,, ismini vererek beşeri ve kütle - İvi hamalnte, tarifi imkânsız bir mi-/ İsat getirmislerdir. İşte sağlam Tikrin ancak sağlam bir vilentta olduğunu bir kere daha olan davul muharrirler, ancak, “müstakbel harplerin eski mu haripleri,, cemiyetinde asa olabilirler, ve yülnız onlarm uma, gizli menfa- atlerini ve kıskanç, habis ruhlarmın #ehirlerini dökebiürler. ! Fikret ADİL m | Habeşistandan dönen zebiilere madriva Roma, 31 (A.A) Bu sabah ı Centeollo tayyare meydanmda ) lan bir merasim sırasmda Mus oğulları Bruno ile Vittorio'ya matbu ve propaganda nazırı Ciano, Fa- in sabık umumi sekrete- <i'ye ve doğu Afrikası har bine iştirak etmiş olan diğer birçok 'nre zabitlerine askeri liyakat ma Habeşistanın inkişafını | temin için hazırlık İ Roma, 31 (A A.) — Habeşistan | «konomük inkişafı ile bu memlekete İltalyan çiftçileri ile silelerinin yer» leştirilmesi işine tahsis edilmek üze- İre 800 milyon liretlik bir kredi ka- bul edilmiştir. | Yunanistanda mahküm edilen gazeteciler |, Atina, 31 (Tan) — Selânikte çıkan Makedonya gazetesi müdürü yerli hali hakkmda yazdığı bir makalesi dolayisile altı ay ve yine Se- lânikte çıkan Tahidromos gazetesi de i muhacir aleyhine yazdığı bir maka» "leden dolayı üç ay hapis cezalarına İmahküm edilmişlerdir. l Bakanı Şükrü Kayaym tolgrafları o- kundu. z , Büyük Öndere, İsmet İnönüne, . Kamutay Başkunma, Perti Genel Sekreterine ve Kültür Bakanma Ga ı latasaraylılarm saygılarını bildiren ! telgraflar alkışlarin tasvip edildi. En genç Galatasaray mezununun " hitabesi da dinlendikten sonra mek- tep gezildi ve meşhur o trampetenin ! davetile yemek salonuna inildi, Her İ kes, mektep senelerindeki yerinde joturmaya itina ediyordu. Gözlerde | uzun bir hasretin araştırmaları var- dı, Yemek. dahn ziyade süküt için- de yenildi. En sonra bütün Galata- | saraylılarım İştirak ettiği bir kafile | balinde Taksim Cümhuriyet Abide- sine gidildi ve bir çelenk konuldu. BEER İM NANENZ( Günes- « | Deime Zigurat'ın başka bakım- dan analizi Zigurat kelimesini tek ve basit bir kelime olarak kabul ettiğimiz tak - | dirde analizi yukardaki gibidir Fakat bir de manasına ve en 80 imlâsma bakarak onu mürekkep ola- rak alırsak © zâman parçalamamız Hâzrmdır: © 2 (8) Ziğgurat —>ig | gur at (1) Zig — kelimesinin anlamını yukarda öğrendik gök demektir. ök olduğu gibi yüksek ve sivri m halarına da geliyor. Yine Sümercede bir “sig” şekli daha var ki o da ter- #ine olarak çukur ve dolu manasma gelmektedir. Bununla bir kelime ile iki wt mana kastedildiği devirler bu- lunduğunu da hatırlatmak isterim. (2G kelimesine gelince : onun k yericetirmek mercede bir (ur. uri) kelimesi var ki manala göre: toprak işlemek, te atmak, depo, antrepo, karargah, ko- nak ve (urumu) biçimi ile de mabet, kule yapmak ve imar etmek mana- larmi verir. (Urgu) çepeçevre bir ver ifade e der, (Uru) H. de Barenton'a göre şe- hir, kasaba. yer, temel. kaide; me - uru zar demekti halde bu gurile ilgisi kat'i olmak gerektir. Çünkü: Gür — ur olduğu gibi U r'dur, Ve her ikisi de y Zin ve esasm tekarrürü ve kürülüsü demektir. Türkçemizde- X! kurmak fiilindeki (kur) unsuru i nasır (Gur e» övleğir F. Lenerment eski Kaldee dilin- de bir (Kur - sa) bulur ki tamami: Te dağ manasmadır, Yine Sümerce de (gur) dönmek, dolaşmak ve çev- rümek manalerıni gelir. Aslında (ağ * at) olması zaruri bulunan at unstiruna gelince bunun esasen bir ve bir kelime olduğunu Allah, vüksek manalarr verdiğini biliyoruz. Su haldı Zig — k.. sök, dağ, Gur X mankam, At ss tnrr“sahip, varrları olduğuna göre (ziçurat) Allahm yüksek yapısı, vahıt tanrı dağı ve mecazi mans olerak ta gök dağı demek olur. Simere ve tçadi de manasi da bu idi » Anadoludaki Sakaratların anelizi Bizdeki Sakarat has ismine gelin tek bir kelime olarak Her Güneş - Dil teorisine gü analizleri şunlardır: e etimolojik we sw 6 Zigura —iğ tiz--ig-ur$at Sakarat ağ 4 ağ tak-ar-at Her iki kelime unsuru srosmda an İamı değiştirecek ber ( hangi bir fark yoktur. Voka! farkı dikkate alı- nacak bir şey olmadığı gibi ikinci elemandaki (. * s) ve (. - kı da aynı saha içinde hir mesafe u- gunluğu ve kısalığı o göstermekten başka bir aykırılık anlatamaz. Esa- sen ($. 4,6, ç, 7) elemanları ana kök amlammı kendisinden uzaklara gö - türmek rolünü yapmak bakımmdan aynı kiymeti haiz unsurlardır. Sümer lehçesindeki zigurat insan eli ile yapılmış ulu bir eserin adıdır. Ve onu yapanlar verebildikleri yük- sekliğe hayran kaldıkları için irtifa- mm derecesini (. 2) kelimenin | 7) far-| Kızılay Fatih şubesinin yeni 12il z ie ii Güneş - Dil teorisiile kelime tarihi ve tarihi tetkik yapmak tecrübeleri j mekte haklı idiler, Halbuki esasen yüce dağla (1) arasında doğup büyümüş olan yay- i& Trüikelri göklere direklik eden bi ük dağlar yanında ziguratlı tepe - i küçük gördükleri İçin onların yüksekliğini (. * 8) ile anlatmış lardır; Netekim çıkmak, çıkmmtı, gi- km gibi az bir yükseklik ifade eden kelimelerde de (. - ç) elemani Üs - tün tutul: ştur. Bütün bunlar Türk dilinin gövdeleşmekteki lojik düze - İnini ve Türk Jenisinin mahsulü olen Günes - Dİl teorisinin bu mükemmel İdile olan samimi intibakmı beliğ bir şekilde anistan delillerdir. Böylece nı manada ifade ettik ruz. Sakaret kelimesinin başka bakımdan analizi Zişuratta olduğu gibi sakaratta i &kep olduğunu ade bir mülühaza 0 - akarat” kelimesini ak * ar 4 st” ; parçaya ayırırız. Her üç ke - de artık Sümer (lehçesinde Türk lehçesinde mütaler ede- at ile sâkarat'ın ay- uğunu ve aynı şeyi rini anlamış bulunuyo - düşünmek yer tur, O zaman Sak kelimesi Kâşgariye göre dağ sağrı- Netekim etimolojik tahlili de bize 6 anlamı verir. Amalizi şudür: va Sak —'ağ 4 as * ak (1) Ağ > ana köktür. Yükseklik ifade eder. (2) As ç feyi ve get bildirir ektir (31 Ak — ana kök anlamını tem- sil eden süje veya objeyi gösterir ek- tir. Şu halde (ağ * as — ak) 5 (a- össak) — suk: Mühim irtifal: bir obje demek olur k! herhangi bir n ve tahsis ya - ulmadan ve gelişiçüzel dağ sağrısı mektir, Ugünet ansür olan (, * &) ayni zamanda kelime anlamının ifadesini yepan bir ek olduğunu göre (sak) oldukça mühim bir yükseklik ifade- si olur. O zaman o Türkçemizdeki ivliksek) kelimesi ile olan birliği a- lana çikar. Cünkü Türkçemizde yük- sek kelimesinin üzsek ve livsek bi » ömleri de vardır ve hâlâ vaşamak « tadır, Et erdirecek nolojk an —eğ-as--n Ugsog — UZ ies Jel | Övsek—üv esek Uç etimolojik şeklin üçünün de #ynı kıymette unsurlar arzettiğini görüyoruz. Bu sek ve sak kelimeles İrinde aynı zamanda yüksek kaya İ manası da vardir. O zamasiki ana - lizinde ana kökün kuvvet ifade ede- ceği tabiidir. H. R. TANKUT (0) Altay ve Tanrı dağları gibi. Türkkuşu Bursa Şubesinin faaliyeti Bursa, (Tan) -—- Türkkuşu Üyele- ri günden güne çoğalmaktadır. Açı- lış münasebetiyle plânörlerle uçus tecrübeleri yapılmış, 43 talebeye ilk ders verilmiştir. binası dün merasimle açıldı Kızılay kurumunun Fatih şubesi - nin Park karşısında yaptırdığı yeni binanın açılma Töreni Kızılay haftası münasebetile, dün sabah, saat onda | Yapılmiştır. Bu münasebetle, dün, Parkm karşısındaki bulvara, bir yaralıya yardım eden bir hemşire timsali bulunan bir çadır kurulmuş- tur, Kalabalık bir halk kütlesi önün- de merasime itfaiye bandosunun çal dığı İstiklâl marşı İle başlanmış, bun dan sonra Halk Partisi Fatih Baş. kanı Sırrı Enver ve Profesör Ziya Cemal bir söylev vermişlerdir. Ziya Cemal söylevi « sırasmda, mektepli şocuklara dönerek Kızılaya bağlı kalıp kalmıyacaklarmı sormuş, hep bir ağızdan “evet!” cevabını atmış- tır. Bundan sonra Kızılaya ait man- zumeler okunmuş ve davetliler bii- fede ağırlanarak merasime son ve- rilmiştir. içine |

Bu sayıdan diğer sayfalar: