10 Haziran 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

10 Haziran 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TAN KONO PIYASA VAZİYETİ ÜnitürK üzerine aşağı fiat geliyor Paristeki grev hâdiselerinin Paris borsası üzerine olan tesirlerini haber vermiştik. Grev, Istanbul kambiyo borsasında, frank Üzerinde de tesirini göstermişti. Birkaç gün, 76 Fransız İrangı bir İngiliz lirasina muadildi. Dündenberi değişmiştir. Dün 75 Fran 8iz frangı bir İngiliz Jirasiydi. Bu su- retle Fransız frangı, bir hafta evvelki fiat seviyesine çıkmıştır. Paris borsasımdan Ünitürk üzerine aşağı fiat gelmektedir. Dün gelen fi- at 192 franktı. Birkaç hafta evvel Ünitlirk fiatı 240 franktı. Aradaki farkm sebebi Ünitürk koponlarmm bankalar tarafından tediye edilmesinden ileri gelmektedir . Ticaret borsasmda buğday fiatleri Üzerinde yeni bir tahavvll yoktur.! Buğday tacirleri, yeni rekolte hak - kmda tahminler yapmaktadır. Ada- nada yeni sene mahsulünün piyasa - ya çıkarılması üzerine, fiatlerin 3 bu çuk kuruşa kadar düşmesi, ellerinde istok mal bulunan tacirleri endişeye sevketmiştir. Bazı tacirler, Adanada yeni sene Mmahsulünün fiatler üzerinde bu dere- cede tesir yapmanm ârızi bir hâdi - se olduğunu söylemektedirler. Hâsı- ii buğday tacirleri, bu sene buğday piyasasındaki düşkünlük aralarında münakaşa etmektedirler. Bu münakaşalardan anlaşıldığna göre, henüz buğday ne şe kil alacağı belli değildir. Tiftik ve yapağı satışları eski ha - raretini muhafaza etmektedir. Yeni bir şey yoktur. Zeytin yağı rekoltesinin de ğeçen #eneye nisbetle yüzde kirk noksan ol- duğu anlaşılmıştır. Bu malümatı, res- mi makamlar da teyit etmektedir. Fi- atler gevşemektedir. Tütün mahsulü Samsunda ekin işleri yağmurdan geri kaldı Istanbul mntakasında tütün alım satımlarına devam edilmektedir. Bur- 8a, İnegöl, Düzcede satılmamış tütün kalmamış gibidir. Diğör yerlerde ise ekici elinde pek az miktarda mal mevcuttur. Son yağmurlar dolayısile ara verilmiş ekin işine yeniden bağ-| lanmıştır. Samsun mmtakasmda, ekin işleri mütemadi yağmurlar yüzünden bir parça geri kalmıştır. Önümüzdeki günlerde de yağmur devam ettiği taktirde fidelerin tarlalara dikilmesi zorlaşacaktır. Satışlar Samsunda ha- raretle devam etmektedir. Mahsulün © T5 inin satıldığı ve binaenaleyh piyasadaki hararetin daha ancak bir! ay devam edebileceği bildirilmekte- dir. Trabzonda satışlar eski hararetini kaybetmitir. , , No. 48 Âdemle Havva Bürhan ÇAHID Bir aralık sordu: — 'Türkçenizi anlamıyorum ama güzel konuşuyorsunuz. Tatlı bir li- san, kim bilir kadınlarınız ne güzel konuşurlar. Şimdi birkaç türkçe kelime öğret- memiz için ısrar ediyor. Sadi: — Peki dedi. Bir kelime ben öğ- reteyim. Seviyorum. Mery otuz iki dişile tekrar etti: — Seviyorum! Fakat bu kelime öyle bir şekil al- & ki kendimizi tutamadık, O kuş kulanarak sordu: — Ne demek bu? Fransızcasını, İngilizcesini anlat - tık. Hoşuna gitti. Birkaç defa tekrar etti — Bir kelime'dahal Tkinei kelimeyi ben öğrettim: Sizi! İnce, az kalın kaşları Kalkarak wöruyor: Istanbul yapak piyasasında mua- mele miktarı azdır. Havalarm ıın- mış olması üzerine alivre teklifler artmaktadır. PFiatler kilo başma 2 kuruş kadar yükselmiştir. Trakya 70-71 Anadplu ince 64-65 Anadolu sira 58 kuruştur. mmtakası yapak piyasası ha- raretini muhafaza etmekte, piyasa sağlam ve fiatler de mütemadiyen yükselmektedir. Anadolu malları da Piyasanın gidişi çok sağlam ve fiatla- rm biraz daha yükselmeğe müsait olduğu bildirilmektedir: Yerli mallar Anadolu malları Mersin ve Antalya kuruştur. Mersin mıntakasmda yün ve yapak piyasası hararetini muhafaza etmek- 64-65 61,5-62 63-04 dır. Piyasaya gelen mallar derhal müşteri bulmakta ve satılmaktadır. Mıntakanm muhtelif merkezlerin. deki fiatlar şunlardır; Yıkanmış yapak Mersin vagon teslimi 95; işlenmiş yapak Mersin va- gon teslimi 55 - 60; Aydmlı yapak Mersin vagon teslimi 63; Ceyhanda yapak 56; Konyada yapak 54; Tar - susta kirli yün 57; Diyarbekirde yün 48 kuruştur. Kars mıntakasnda yün piyasası hararetini muhafaza etmekle bereber fiatlarda bir kuruş kadar bir tenez- zül görülmüştür. Yapılan muameleler me YHAZİR. Paralar Als Sterlin 628.— 1 Delar 125,50 20 Fransız frangı 186 20 Belçika frangı Sör 20 Drahı 20 İsviçre fr. 20 Çek kuron w Ley 20 Dinar, Liret vesikalı Florin Avasturya gilin Y İsveç kurons man o da güldü. — Şimdi ikisini beraber söyleyi- niz! — Seviyorum sizi! — Bravo! Artık manasmı da, teleffuzunu da bellediği bu iki kelime dilinden düş- müyor. — Seviyorum sizi, Bu kız bir neş'e fırtması. Bizim durgun, soğuk diye bildiğimiz İngi- liz kadımı, yakından büsbütün baş - ka! Yahut benim tanıdıklarım böy- bi idi. Haydi bu artist diyelim. O bir evli kadındı. Mery ile birkaç kere dans ettik. Sadi lâkırdı arasında benim bir haf- ta için İngiltereye eğlenmeğe geldi- imi söyledi. Mery: — Benim on beş gün tatilim var, dedi. İsterseniz sizi gezdireyim. Şaşırmıştım. Aklım lorda takıldı- £ı için hattâ bu geceki eğlentimizi bile bir firsat biliyordum. Sadi yine türkçe mırıldandı: — Dediğim oldu. Piyango vurdu. Kaçırma! Eğilerek teşekkür ettim: — Ne demek?” Ne demek old dığı za — Benim için bulunmaz bir şeref. Mery çok memnun: tedir, Fiatlarda tedrici yükseklik var- | le. Mançester'li Deyvis te bunun gi- | Mersin piyasasında yün ve yapak üzerine hareretli işler oluyor 39 - 40 kuruş arasındadır. Eskişehirde son hafta içinde mua- mele gören yünlerin kilosu 75 - 78, yapakların ise 60 - 62 kuruş ara- sındadır. Deri piyasası Son hafta içinde Istanbuldan Ak manya, Macaristana muhtelif cins de- ri gönderdiği bildirilmektedir. Çe- koslovakyadan son günlerde bilhas- sa kuzu derilerine yüksek fiatlarla talepler gölmeğe başlamıştır. İzmir deri piyasasında yükseklik devam etmekte ve Almanya ile işler yapıldığı bildirilmektedir. Stoklarm azlığı ve Almanyanın bilhassa bu de- rilere karşı gösterdiği alâka dolayısi- le piyasadaki kuzu derisi fiatları haf- ta içinde yeniden yükselerek 90 ku- İruşu bulmuştur. Koyun derileri 60, oğlak derileri 60 « 61 kuruştur. Mersin mmtıkası deri fiatları da | Almanyadan devamlı surette gelen talepler yüzünden yükselmektedir. İDiyarıbekirde kuzu derileri üzerine hararetli muameleler yapıldığı ve fi- atlarım yükseldiği bildirilmektedir. Bu gidişle bölgede iki hafta sonra kuzu derisi kalmayacağı ilâve edil- mektedir. Aynı mahalde kuzu derisi- nin bir tanesi 70 - 80 kuruştur. Kars mıntakasında koyun ve keçi derileri fiatları eski seviyelerini mu- hafaza etmekte isede manda ve &i- İğır derileri fatlarının düştüğü anla- İşılmaktadır. PAP İİİ a gg RE ANL BORSA AN SALI hemme 'Esham Iş Barkan Mi DE e ii . . Hi Anadolu 7 60 " “100 Şirkethayriye Tramvay Bomonti Nektar Terkos Aslan Çimento Merkez Bankası Osmanlı Bankası Şark Merkez Keranesi İstikrazlar Türk Borcu 1 n ». İstikrazı dahili Ergani A.B. C. Sıvas Erzurum 1 . u Mısır tahvilleri 1404 | 1903 TI 4911 IM Tahvilât Rihtem Anadolu T ve TT 2— 86.— » piri Anadolu Mümessili — Size öyle bir program yapaca- ğım ki, her günümüz eğlenceli geçe- cek! Boyuna teşekkür ediyorum. Bir aralık Sadi'ye: — Bu kadın beni zengin san: sa mahvoldum demektir. İzimi betsem fena olmıyacak! dedim. Şüphe uyandırmamak için: — Sonra konuşuruz! Dedi, Yoruluncıya kadardans ettik. Ve © kadar içtik ki son zamanlarda İç- kiye o kadar idman: olduğum hal- de başım dönmeğe başladı. Galiba sabah yaklaşıyordu. Mery masanm üstündeki minimi ni çantasını aldı. Bana dönerek: — Sizi yarm tam on ikide bekle- rim, dedi, Yemekten evvel program üstünde konuşuruz. Ve çantasmdan minimini bir kart çıkarıp uzattı; — Adresim. — Teşekkür ederim. Sadi'ye dönüp: — Arkadaşmızı Londradan İyi hislerle döndürmeğe çalışacağım. Sadi ingilizce gevezelikler eder - ken kalktık. Bu yeraltındaki eğlence yerinin synadan ibaret duvarları arasinda 1yor- kay- Yün, yapak ve deri Okuyucu Mektupları İş arıyor “Deniz yollarda elektrik ustası olarak çalışıyordum. iş bittiği için açıkta kaldım. Bu yüzden çok müş- kül bir vaziyetteyim. Münasip bir iş arıyorum... Karaköy Demirciler sokağı numara 27 Mehmet Ertekin ». Bir kadının ricası “Bundan yedi sene önce bir genç- le evlendim. Uç tane kız evlâdım ol- du. Bunları büylk güçlükle yetiştir- | meğe çalıştığım sırada, kocamın & | kere gidişi ve bunu müteakip bir se- ne boşta kalması bizi çok müşkül İbir vaziyette bıraktı. Günlerdenberi İ üç çocuğumla beraber aç vaziyette” yim Muavenet edebilecek müesse - İselerin nazarı dikkatini celbetmeni- zi rica ederim., , (Adres mahfuzdur) Yerli Mallar sergisine hazırlık 'Taksim bahçesinde açılacak olan sekizinci Yerli Mallar gergisi için, hazırlıklara devam edilmektedir. Sergi komitesindeki âzalarn Ha- desine göre, bu seneki sergi, her se- ne Galatasaray Lisesinde açılan ser- giden daha iyi olacaktır. Yapılan plânda pavyonlar bir örnektir. Pav- yonların (arasında geniş mesafeler bırakılacaktır. Bu suretle en Okala- balık zamanlarda bile, halk pavyon- ların arasından rahat rahat ge - çebilecektir. İnhisarlar umum (müdürlüğü de sergide büyük bir pavyon hazırla- maktadır. Pavyon, idarenin satış mütehas- #sr olan Uri tarafından tertip edil- mektedir. Her sene olduğu gibi, pavvonda sergiye mahsus sigaralar satılacaktır. Beynelmilel #ediyat bankası meclisinde Cenevre, 9 (A.A) — Beynelmilel tediyat bankası meclisi; banlanın zivetini tetkik ettikten sonra Fran Holânda ve İsviçre dövizleri hakkm- tur, Bu bankaların direktörleri hükü - metlerinin paralarını düşürmek fik - rinde olmadıklarını söylemişlerdir. Frank tutunuyor Londra, 9 (A.A.) — Ingiliz kontrol sermayesinin muayeneti olmaksızm frank, Blumun nutku ve iş âleminde İki ihtilâflarm halledileceği hakkında- ki ümütler sayesinde kalkmmıştır. frank, cumartesi günü 76.28 olduğu halde dün 75,46 olarak tescil edilmiş- tir. Selânik sergisi ve döviz işleri Atina, 9 (Tan) — gönderdiği bir tebliğde sergide bulun durulacak ticaret emtlası ve nlimune lerinin serbest dövizle kabul edilmesi ne karar verdiğini bildirmiştir. Bu ka- rar ile Franşadan gönderilecek eşya için iki bin ve İspanya İçin biningi- Uz liralık emtiaya izin verildiği de tebliğ edilmiştir. ği insan ürküyor. Onlar alışkın adım- larla önden giderlerken bu güzel İn- giliz kadnm nefis endammı tatlı tatlı seyrediyorum, Ne kusursuz vü. cut yarabbi. Koşuşan garsonlar arkasına mil - kellef bir kap koyarlarken biz de yardım ettik. Onun girişi ve çıkışı bir hâdise o luyor. Barman büyük kapıya kadar ko- şup onu yerlere kadar selâmladı. Helezonlu, kristal merdivenden yukarı çıktığımız zaman kapınm Öö- nünde dev gibi bir Rolsroys dürdu- Bunu ve kasketi elinde temel çivisi gibi bir şoförün kapıyı açtığını gör- dük. Mery zarif bir hareketle bize dön- dü: — Sizi bırakayım isterseniz! Sadi teşekkür etti. Otomobil değil, yataklı vagon gibi bir şey. Üç kişi yanyana rahatça yeri Pikadelli'ye açılan geniş caddeler- den birine daldık. Sokaklar tenha ve hafif bir sis var. Gündüz mü başladı, gece devam ediyor mu belli değil. Fenerlerin bulanık, sarı işik - ları birer kandil hissi veriyor. Ones Sadi'yi oturduğu Ekonomi Ba - kanlığı Selânik beynelmilel sergisine | da nöktai hazar taatisinde bulunmuş-|* Eski nişanlısı Eskişehirden M. H. Imzasile: 324 tevellütlüyüm, Yedi senedir bir kızla sevişiyordum, ben askere gidince kızım babası bir akrabası ile onu evlendirmiş, Askerden gelince baktım, nişanlım gitmiş, Ben de bir başka kızla evlendim. Bir müddet sonra eski nişanlımla konuşmaya, sevişmeğe başladık. Şimdi ise bir iki seferdir. birleşiyoruz. Böyle giderse istikbalimiz ne olacak? Çok fena hareket ediyorsunuz. Ta- li ve kader sizi birbirinizden ayır- mış, İkiniz de ayrt ayrı evlenmiş bu- lunuyorsunuz. Böylece her ikinizin başkalarına karşı alınmış birer taah- büdü ve borcu var demektir. Onları aldatmak ve belki de bir faciaya s6- bep olmak hem ayıp, hem günahtır. Birbirinizi unutunuz, evlerinize dönlü- müz, siz karınızla meşgul olunuz. Es- ki nişanlınız da kocası ile meşgul ol sun. En doğru, kanuni, vicdani, ahlâ- ki yol budur, Şimdiye kadar olanı ve biteni bir daha akimıza getirmeyiniz. Göreceksiniz ki bir müddet sonra böy le yanmakla ne iyi hareket ettiğinizi siz de anla ksiniz. » Arkadaş mı olayım, vaz mı geçeyim? İstanbuldan S. 5 imzasile: “Terbiyeli ve açık sözlü birisiyle konuşuyorum bütün vaziyetleri hu- zuma gidiyor, fakat onu sevmekten korkuyorum, Ufak tefek tecrübeler bana birer nasihat oldu ve aymı 2a- manda kalbimde yerleri kaldı. Bana erkeklerin hepsinin müsavi olmadı- ğını söylemek isterseniz ben de de rim ki oldukça birbirlerine benzer- ter. Şimdilik: O tatlı actlarile kalpleri sızlatan aşk bende yok, Çünkü sev- menin kolay, ayrılmanın me kadar müşkül olduğunu siz da takdir eder- siniz, Disan. kendini akıntıya kaptir. rirsa dirafında kurtaracak kimseyi göremez. Herosiliği sevmem: Sevdiğimi tam mânasile sever, sebat ederim, Fakat bu gence itimadım yok. Bazı günler mazere! göstererek randovumunda be ni ihmal ediyor. Hatırıma fena şey- ler geliyor. Bu itimatsızlığı kendisi: ne anlatmak düşüklük olacak. Esa- sen bu kısa zamanda kendisine kar: Yı bir hak iddia edebilecek vaziyete girmedim. Beni sözlerile iknân ça- lıştığının farkındayım. Böylece beni kendisinden daha fazla soğulmuş oluyor. Bu çocuğa karşı nasıl hare- ket edeyim? İlerde inkisüra o uğra- maktan korkuyorum. Bu hususta fi- kirlerinizi öğrenmek ihtiyacını his- sediyorum. Ayrılmam mavafık me dır, yoksa bir arkadaş şeklinde mi konuşayım? Bu gençten vazgeçmeniz için bü- tün sebepler mevcut, Onun İle arka- daşlık şeklinde de olsa münasebette bulunmanız teblikeli olabilir. Mektu. bunuzdan, bütün inkârlarınıza rağ- men © gence karşı bir zâfmız olduğu anlaşılıyor. Bu zaafı kuvvetlerdirme- yiniz. Onu götmeyiniz. “Gözden ak olan gönülden de ırak olur” derler. Doğrudur, tonstr” daki pansiyonuna bıraktık. Yalnız kalınca Mery dedi ki: — Londrada bir haftadan fazla başlamak mecburive- tinde olduğumu, * ondan evvel İs- tanbula da uğrıyacağımı söyledim. — Ne güzel seyahat! dedi. Savoy'un önüne Eldivenli küçük bir el dudakları - ma uzandı. Bileğinde açık kalan ye- rinden öptüm. — Yarım on ikide! dedi. 'Tekrar ettim: — Yarın on ikide! Otomobil sisli havayı oyırtarak Kurşuni gölgelere kârıştı. Soyununcıya kadar dolan banyo- ya hararetli vücudumu bıraktım. * Elimdeki minimini karta baka ba- ka uyumuşum. Uyandığım zaman o garip bir e- sans kokan kilçük kâğıt parçasmı parmaklarımın arasında buldum. Aklımda kaldığına göre İn - giliz kızmm oturduğu yer Londra - da bankalar ve borsaların olduğu meşhur mahalle,. Saat on birde uyanmışım. Ikinci bir ılık duştan sonra hazır- 10-6-936 ile. sevişiyor İlk aşkı Atikalide B. 8. için C, E. imzasile; “Üniversiteye bu sene girdim. Fa- Kültede ilk günlerde tesadüfen gü- gel, terbiyeli bir kızla tanıştım. Bir sene yanyana oturduk. Ve kardeş gi- bi idik. Birbirimizin haleti ruhiyesi- ne famamen vdkıfız. Birbirimizi görmeyince duramıyoruz. Nihayet iş kardeşlikten çıktı ve nehir mansabı- nı kalbe çevirdi. Aktıkça derin izler bıraktı, bir zaman oldu ki gözlerim nehrin menbas oldu. Menbai, mansa- bı belli bu nehir, coşarak mütema- diyen akıyor. lik defa seviyorum. Ve bana çok acıya mal olacağını zanne- İ diyorum. | Bu sevgime o ancak gözleriyle mis kabele ediyor, sanki beni kurtar di- yor, Arkadaşımdan da işiltiğime gö- re benden daha çok seviyor, Buna rağmen başkası ile bağlı imiş. Bunları kendisi söyledi: Fakat onu istemiyor. Eer bunun böyle olduğum bil seydim saf kalbimi verir miydim? Asla! | Jzzeti nefsime vurulan bu darbe kafamı döndürdü, kalbimi parça parça etti, Sonra eğer o benim olursa bir kişinin bizim için kurban gideceğini sanne- diyorum. O benden giderse ben teh- likeli vaziyetteyim, Kendim kadar diğer savallıya da acıyorum. Derin bir dilşünceden sonra mütemadiyen ağlıyorum. Hiç bir şey beni teselli etmiyor. Kız beni görünce “Başba: verip ağlamak isterim,, diyor, Va yetim müsaittir, Derslerime mâni olmuyor. Siz bu işe me dersiniz, Tik defa seviyorum, diyorsunuz, bu, aşkınız tarif ederken fazla edebiyata - daha doğrusu coğrafi bir edebiyata» | kaçışımızdan belli. Bir Üniversite ta- lebesinin hayata daha yakm olma- sını istemekte haklıyız. “Binen sidileniz& gelelim Tüh arkadaşmıza karşı duyacağmız his, bidayette duyduğunuz kardeş, dost hislerini geçmemelidir. Çünkü mek- tep sıraları, bir çay veya dans salö- nu değildir. Orada, hisleriniz değil, kafanız çalışmalıdır, gözleriniz ya» nmızdakilerde değil, önünüzde, not defterlerinzde olmalıdır. Size daha fazla bir şey söyliyecek değiliz. Yal nız mektubunuzu bir kere de siz oku yunuz, ve düşününüz. Bühassa son | satırlardaki uygunsuzluğu. İzmir balmumu piyasası hararetlendi Izmir balmumu piyasası son haf- ta içinde çok hararetlenmiştir; fiste lar 350 kuruşa yükselmiştir. Son hafta içinde bir ihracatçı firma 92,5 kuruştan 4 ton mal almıştır. Piyasa sağlamdır, fazla stok olmadığı tah « min edilmektedir. Berlin şubemizin bildirdiğine göre Türk balmumlarına İstekler ehemmi. yetli ise de, /htiyaca yetecek teklifler alınamamaktadır. Bilfül yapılan mus amelelerde cif Hamburg 98 kuruş ö“ İdendiği haber verilmektedir. landım. Bir iki gün içinde Üç dört kelimes den başka ingilizce öğrenemedim a» ma ilk asıkılganlığım da kslmadı. Alıştım, açıldım. Fransızca bilen garson bana izahat verd. Vayt | Strelt uzak değil. Fakat sokakları bilmediğim için yine otomobille git- mek lâzım. İngilizlerin dakika farklarma bile nekadar kıymet verdiklerini bildi - #im için tam on ikide bulunmak en- dişesile adeta heyecan geçiriyor- dum. Sadi de uyuya kalmış olacak, görünmedi. Halbuki onunla görüş- mek lâzım. Bu güzel İngiliz kızını başıma sardı ama bakalım sonu ne olacak. On ikiye; iki dakika kala büyük apartmanın ana kapısmda otomobil- den indim. İki dakikayı öldürmek için altı basamak merdiveni ağır a- gır çıktım. Yeşil yapraklarla süslü bir antre. Solda ve sağda iki kapı, karşıda bü- yük bir asansör. 'Mery, işte burada soldaki datrede oturuyor. Tam on ikide elektrik düğmesine bastım. (Arkasi vr)

Bu sayıdan diğer sayfalar: