8 Ağustos 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

8 Ağustos 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(Sureti mahsusada Bügün (3 Ağustos) futbol günü. dür. Memleket halkı için ehemmiyet- K bir intizar, Türkiyenin en eski ve en büyük sporu, Norveçliler için kutrvetli diyorlar ama bizim spor me- hafili muvaffakıyetten çok emin. Bu da bir kuvvettir. Yalnız haber almış. tım ki bizim futbolctilerin içinde hiç- birisi iki tur koşuyu bitirememişler. Demek nefesleri a2. Buna rağmen Norveç takımını yendikten sonra Al manlara karşı hasıl oyutyacaklarını hesap ediyorlarmış. Bravo çocuklara, maneviyatları kuvvetli. Güreşçilerimiz Sabahleyin onda serbest güreşin Mik devresinden geri kalan 79, 87 ve — cüsselerin: müsabakaları yapıl . de 56 kilosunun müsabakaları yapıl dı. Bugün güreşçilerimiz için mu- vaffakıyetli bir gündü. Dünün fena intibalarmı sildiler. Mersinli Ahmet, Alman Şedler'e karşı güzel ve cesur bir güreş yaptı. Kuvveti sayesinde Almana faik güreşti ve sayı hesa- bile galip geldi. Mustafa da İngiliz Vard'a sayile ve faik bir surette ga- lip geldi. Çoban Belçikalı Şarliye ile güreşti. İlk dakikalarda Belçikalı Çobanı omuzdan kol kaparak bir omuzu üzerine düşürdise de sonra- dan kendisi alta düştü ve Çoban da- ima Üstte çalışarak sayile gâlip gel- di. Yine öğleden evvel ikinci devre- bin 56 kilosu güreşleri yapıldı. Kü- çük / vet hasmı Japonu güçlükle, fakat sayile yendi. Öğleden sonraki güreşlerde Sadık, hasmı olan İsveç- Hiyi çok hırpaladı ve sayile galip gel-| di. Yaşar da Belçikalı hasmına &a- yile galip geldi. Bu suretle güreşçi- lerimiz muvaffakıyetli bir gün geçir- diler. Güreşler yapılırken kafile idareci- lerinden General Ali Hikmet, Kafile Şefi Süreyya, Nizamettin, Atletizm Federasyonu Reisi Vildan Aşir ve diğer zatlar localarında oturuyorlar- dı, Norveç - Türkiye maçı Z sonra saat 5,30 ta Nor. veğle olan futbol maçımıza stadyom- d& 100 bin kişi önünde yapılan 100 metrenin finalini gördükten sonra on dakikalık bir tesahhurla yetiştim. Takım evvelee de bildirdiğim gibi şöyle teşekkül etmişti: Cihat Yaşar o Hüsmü M. Reşat Lütfi (O İbrahim Niyazi Sait Hakkı Rebii Fikret Hakem bir İtalyandı. Yan hakem- leri de Alman ve Mısırlı olarak se- çilmişti. Maç çok seri oynanıyordı Gece No. 8 ra, unutuluyor... Büsbütün unutulu - yor... Çalış, oyna, siçra, açlık, sefalet içinde ömrünü tüket, didin, uğraş, kendince bir mevki yap, muvaffâk ol, beğendir... Sonra... Günlün birinde, ö- lüver.. Gözlerinde, gönüllerinde bir iz bırakabildiğin insanlarla birlikte bir daha anılmamak üzere silii Başı önünde yürürken, göğüs ge - giriyordu: — Senden, bir gölge bile kalmıya- câk... Bir gölge bile kalmıyacak! Böyle düşündüğübe birdenbire kız miştr: — Sersemiz, çok sersemiz! Bunu biliyoruz da, yine, geri dönmüyoruz! Karşı kaldırıma geçip tramvay bekliyecekti. Tramvay durak yerin. de koyu siyah saçlı, ateş dudaklı bir genç kadın gördü; iliklerine kadar titredi. Genç kadm başmı iğerek hafifçe Me Celil Mahir, Eşapiaanız Bundan başka ikinci devrenin! Berlin& iden arkadaşımız l Müdafaa cesur bir oyun oynadı, çok çalıştı. Haf. bek hattı hücum hattı ile değil bek hattile beraber çalıştı ve böyle yapması iyi oldu, Öyle yapmasay- dı, belki daha fazla gol yiyebilirdik. Kaleci ilk haftayımda fena oynadı. Hücum hattında yalnız Fikretle Rebii biraz anla- şabiliyorlardı, — diğerleri tamamen mücerret halde idi. Çocukların (ikinci haftayımda nefesleri bit- | İ Sahanın eb'adı tahminen 100 Xx 70 kadardı. Yumuşak topraklı bir çimen saha. Akınlar evvelâ karşılıklı ola- rak devâm etti. Bizim müdafaa * ve bilhassa kaleci ilk devrede iyi oynu- yordu. Bekler güzeldi. Haf bekler hücum hattından ziyade müdafaaya ehemmiyet, veriyorlardı. Takım ilk çıktığı zaman Fikret &ol iç oynarken ikinel haftaymde Rebilyi içe alıp Fikreti dışa koydular. Takım kap- tanı Hüsnü teyin edilmişti. İlk haf. taymde bizimkiler Norveçlilere biraz kafa tutar gibi oldularsa da hücum hattında gol çıkaracak kimi O gö- rünmüyordu. Norveç © kalecisinin emin tutuşları, beklerin kuvvetli ke- sişleri nihayet bizim hücum Hattın zatan tamanilanmamaş hat akınları- nı durdurdu. Norveçliler hakimiye- ti ele aldılar. Birçok akınlarla bizim kaleyi sıkıştırdılarsa da müdafanmi- (34 tincü dakikada sol açığı kal kadar soktuğu topla ilk golü yedik. İkinci haftaym Ikinci haftaymde Fikretle Rebii yerlerini değişmiştiler. Galiba içerde kendilerine verilen bir nasihat Üze- rine bizimkiler sert bir oyun oyna- mak istedilerse de Norveçlileri afal. latamadılar. Oyun birkaç dakika Norveç kalesi önünde oynandıktan sonra bizim yarı sahaya intikal etti ve arasıra Norveç kalesine inen kaç münferit top veya hatamam akm müstesna olmak üzere hep bi- | zim tarafta oynandı. Bu suretle ikin- İci haftaymin dokuzuncu dakikasın- da bizim kale önlündeki bir karışıklık esnasında ikinci golü yedik. 30 uncu İ dakikada Yaşar oyluğundan incindi. Biraz dışarı çıktıysa da tekrar girdi. Oyun iamamen Norveçlilerin haki- miyeti ajtmda cereyan ediyor ve kâh- bekâh Fikret ve Rebii kanslile tığımız inme teşebbü: Yarısı Mahmut YESARİ Bu, bir gece tiyatro fuayyesinde tanıştığı bir kadındı. Celil Mahirin kafasındaki kara bulutlar kaybolu - vermiş, acı düşünceler, birden silinip uçmuştu: — Onlar, turneye çıkınca, İstan - bul, bana kalıyor, demektir. Yazm da iş olur; semt semt dolaşırım! Ya- zi, rakipsiz geçireceğim. İcinde, yeniden canlanan bir ümit- le tramvaya atladı; fakat tramvay hareket ettiği zaman, kendi kendine hiddetlendi. Koyu siyah saçlı, ateş dudaklı kadınla, niçin konuşmamış - t1? Onun bakışlarından, tatlı gülüm- seyişinden de mi uyanmamıştı? Gene bu fırsatı kaçırmıştı? Onu, yeni başlıyacak temsillere davet ede- | mez miydi? Artık tramvaydan atlamak ta ola- mazdı: — Başka bir gün raslarım! İçkiden, ml başı ağrı- yordu TAN KEASP PA Olimpiyatlarda futbol günü Takımımız nasıl oynadı? Bürhan Felekten telefonla:| dafsası önünde kırtliyordu. Norveç kalesine attığımız topların hemen hemen İzpsi ya kalenin çok üstün- | den, ya uzak kenarından geçerek bi- ze bir gol vermediler. Üçüncü, dördüncü goller Otuz üçüncü dakikada üçüncü golü ve otuz dokuzuncu dakikada da kaleci elinden topu kaçırarak dördüncü g0 sın şiddetli mukabelesi önünde ancak | kog! | duğu için çok zevkli bir tal lü yedik. Oyun da bu suretle bizim İstanbuldaki spor muharriri arka daşlarımızın 1 - 3 galip geleceğimiz) şeklindeki tahmini fevkinde, fakat larafeynin kuvvetine ve gösterdi oyuna nazaran tamamen normal bir netice İle bitti. Demek isterim ki; İ Mama | öranizdüki fark ta bundan ibaretti. Takım nasıl oynadı? Bizim takım: Müdafaa cesur bir oyun oynadı. Çok çalıştı, Hafbek hattı hücum hatt: ile değil, bek hat- tile birlikte çalıştı ve böyle yapması iyi oldu, Öyle yapmasaydı belki da- ha fazla gol yiyebilirdik. Kaleci ilk haftaymde iyi, ikinci haftaymde fe- na oynadı. Hücum hattmda yalnız Fikret'le Rebii biraz anlaşabiliyorlar- dı. Diğerleri tamamen mücerret halde idiler, Yediğimiz goller de gösteriyor ki; çocukların “ikinci haftaymde nefeele- ti bitti. Halbuki Norveçliler terüta- ye İdiler. Bu da gösteriyor ki spor yapmadan evvel atlet olmak, mu vaffak olmanın birinci şartıdır. Norveçliler ayrı ayrı birer yıldız değildirler. Lâkin hepsl bir seviye- de. Top kontrolü, pas, kafa oyunu, yuları ve ketişleri İyi, hele çalım- ları mükemmel ve çabuk oyuncular- dır. Takım bir kişi gibi oynamış ol- oyu- nu gösterdiler. Böylece bizim vak- tinde hazırlıyamadığımız ve adma milli ismini verdiğimiz on bir oyun. cumuzun bir araya gelmesile yapı lan takım bu akıbete uğradı. Bu akr- bet hazin olduğu kadar mukadderdi. Maalesef oyun hakkındaki temenni» lerimizin tahminlerimizle hiç müna- sebeti yoktu. » Bugün üç yerde spor müsabaka- sında bulundum. Güreşte, futbölde ve atletizmde, Güreşte 1.500 kişi kadar seyirci vardı. Salon yirmi bin kişi aldığı için pek boş ve fena intiba bırakıyor- du. Futbolde bizimle Norveçlilerden başka kimse olmadığı için tribünle- rin bir tarafında toplanmış bin beş yüz kadar seyirciden başka kimse Olimpiyatlarda Basketbol IBerline giden arkadaşımız Berlin, 7 — Türkiye - Şili basket- bol maçı, bugün 350 kişi Kadar bir se yirei kütlesi önünde büyük stadyom civarında bir tenis sahasında yapıldı. 15-5idi, Şilililer, gök seri ve güzel Bi oynü oynuyorlar. Pasları yerden ve aklet, atışları çok isabetlidir. Bizim takım- dan Naili, Sadri, Habip Rıza; Şeref, Belino, ve Sakalak oynadılar, On iki defa serbest atış kaçırdık, Yarın Me sirlılara karşı oynayacağız. Güreşler Güreste öğleden evvel Hüseyin Çr- koalovağa sayı ile mağlüp ularak tas- fiyeye uğradı, Yazar, tek kur'a çek tiğinden güreşmeden ikinci devreye geçecektir. İ Nuri, Yunanlı Zaharya'ya sayı ile İzalip geldi. Akşam güreşlerinde Saim, Balkan sampiyonasında İstanbula gelmiş o - lan Romanyalı Bornova'ya sayı hesa- koslovağn sayı hesabile gelip geldi. Adnan, İsveçliye üç dakikada tuşla mağlüp oldu. Bu akşamki güreşler Gece yapılan güreşlerin neticesi şu dur: Çoban Mehmet Danimarkalıya 5 dakika 58 saniyede tuşla galiptir. Yaşar, # üncü devrede, Japona 13 dakika 48 saniyede tuşla galiptir. Hüseyin ve Adnan tasfiyeye uğra dılar, Yaşarın Sıfır, Mustafanın 2 Mehmedin 2, S&imin 3, Nürinin 4 #e- na puvanı var. Norveç Alman takımını yendi Berlin, 7 (Arkadaşımız Bürhan Fe lek telefonla bildiriyor) — Bugün Norveç takımı 2 - 0 Alman takımını yendi, İtalya Japonyayı 8 - 0 mağlüp etti, Bia futbol takımı; Görenberg tar kımı ile oynamak üzere yarm Gören- berg'e gidiyor. B, Felek Muhtelif müsabakalar Berlin, 7 (A.A) — Ekip halinde Epe turnuvası; İlk karşılaşmalar: Lehistan, Portekize galip, Pele - olduğu oObalde bütün idareciler (güreşçiler hariç) orada idiler. Buna mukabil büyük stadyomda 100 bin kişi vardı ve 400 metre mani- anın seçmelerile, 100 metre finali ve gülle atma finalini seyrettiler. Bu rakamlar Avrupada ve dünyada sporun hangi o şubesine nekadar ehemmiyet atfedildiğini göstermeğe değer birer beliğ delildir. o Metcalf, Owns, Vaykof gibi dünyanın en bü- yük #pirinterleri 100 metreyi koşar- talebeden başka bizim kafileden hiç kimse bulunmadığını söylersem beni dedikodu yapmakla itham etmezsiniz. Hattâ atletizm federaöyonu reisimiz yoktu. Yalnız bizim spor kurumu re-| bile. isi General Ali Hikmet ve Atletizm — Konuşmadığım iyi oldu. Mu- ihakkak saçmalıyacaktım! Kendini talie bırakıvermek, yor - gun sinirlerine daha iyi gelmişti; “Çardaş,, tan bir parçayı murıldan- mağa başladı: — “Genç kızlar, genç Kızlar, güzel melekler.. Bizlerle daim eğlenirler... Onlar bize hayat verir, onlar bize hayat verir; kızlar, kızlar, güzel me- lekle, 3 Celil Mahir, Şehzadebaşındaki kah venin önünden geçerken gözü suflör Fethiye ilişmişti, hemen durdu: — Ne o, sen gitmedin mi? Fethi omuz silkti: — Tiyatroculuk canıma yetti.. İşe giriyorum, Celil Mahir, alay etti: — Numarayı bırak... durmuştan beterdir. — Görürsün. — Görürüm. Tilkinin dönüp do- laşacağı yer, kürkçü dükkânldır. Suflör Fethi ciddi idi: — Görürsün, dedik ya... Alışmış, ku- Sonra, birden hatırlamış gibi sor- ı — Özdemire scıdm mı? Celil Mahir, süflör Fethinin elini tuttu: — Şimdi işin var mı? Fethi, kuşkulanmış gibi baktı: — Neye soruyorsun ? — Seninle konuşmak istiyorum. Suflör Fethi, oturduğu iskemlenin Yanmdaki iskemleyi gösterdi: — Otur, konuşalım. Celil Mahir, sıkıntılı sıkmtılı etra- fına bakındı: — Başka bir yerde oturalım. Siflör Fethi, onu kolundan çeke - rek zorla oturttu; — Numara yapma be... Nereye gi- deceğiz? Celil Mahir, oturmuştu: — Birini mi bekliyorsun? — Onun orası, senin, neyine ge - rek! Söyliyeceğini söyle... Celil Mahir, karar vermiş gibiydi, masaya yaklaşan çırağa: — Şekeri çok bir kahve! Dedi, döndü, süflör Fethinin okşar gibi dizine vurdu: — Ben, bir kumpanya yaptım, Fethi, başımı salladı; — Biliyorum. 30 - 16 yenildik. Haftaymda vaziyet | bile mağlüp oldu. Büyük Mustafa Çe- | Federasyonu Reisi Vildan Aşir de| ken ben, Besim ve bir iki genç Türk | takımımız dün 16-30 yenildi Bürhan Felekten telefonla:| menk Danimarkaya galip, İngiltere Avusturyaya galip, Arjantin Yuna - nistana galip, Çekoslovakya Macaris- tana galip, Almanya Kanadaya galip. 5,000 metro final: Birinci: Hoeckert Fenlandiya, 14,22 2-10 saniye, İkinci: Lehtinen Fenlandiya 14,25. 8-10 saniye, Üçüncü: Johnson (İsveç) 14,29 sa- niye, Dördüncü: Murskoso (Japon) 14. 30 saniye, Polo Arjantin takımı, İngiliz takımını yenmiştir. Arjantin takımı Olimpiyat şampiyonu olmuştur. İngiliz takımı Olimpiyat ikincisi olmuştur. Üçüncü- yü tayin etmek için Meksika ile Ma- | caristan arasında bir terfi müsaba - kasi yapılacaktır. Endaht şampiyonluğu Olimpiyat endaht şampiyonluk mü sabakalarmı İsveçli Ullmannı kazan- mıştır, İsveçli 559 isabetli endaht yap mıştır. İkinci: Alman Krempelt 544 betli atış yapmıştır. Üçüncü: Fransız Jamonicres, 540 isabetli atış yapmıştır. 400 metro final: Birinci; Williams (Amerika) 48 8â niye 5-10. İkinci: Brovn (İngiltere) 46 saniye 7410. Üçüncü: Lu Valle (Amerika), 46 saniye 8-10. Hokey müsabakaları: Hindistan takımı Amerika takımı- 544 Isa - BI 7 - 0 mağlüp etmiştir. Gülle atma Gülle atma Olimpiyat Voelike'nin antrenörü,gazetecilere beyafilita bulmarak, şeye AMenka lı Jesse Ovens'in antrenmanlarına muntazaman devam etseydi 8 metre 50 santimetre dünya rekorunu kolay lıkla kıracağı şüphesizdi demiştir. Mumaileyh sözüne devamla demiş tir ki: Ovensiniş yaparken gördüm. Fa - kat bütün kuvvetini de sarfetmemek te olduğunu müşahede eyledim.” Halkevi turnuvası İ Eminönü Halkevinden: Eminönü Halkevi Spor Komitesi tarafından yapılmakta olan geyrife- Şeref stadında ddvam edilecektir. Verileri karar üzerine Dömi Final; İ maçı Altın Hilâlle - Fatih İdman ku- İlüpleri arasında icra edilecektir. Maç İ saatleri berveçhi âtidir: Sast (3) de Şark Şimendifer - A- lemdar kulüpleri arasmda. (Oyunlar hârici). Saat (5) de Altın Hilâl - Fatih 1d- İmân külüpleri arasında, (Dömifinal mağı). 'ukarıda yazılı olan takımlar ilân olunduğu saatlerde Beşiktaş Şeref stadında bulunmaları mercudur. Celil Mahir, hiç şaşalamamıştı: — Piyasa bu, duyulmaz olur mu?.. Suflör Fethi, kıs kıs gülüyordu: — Yamansın be, Celil!.. Ben, o ge- ceki telâşından çakmıştım, çakmiştim amma, bukadarını ummamıştım. Kıs İ metin de yardım etti ya?,. Hani, fazla | öğünme, demek istiyorum! Yutmam! Celil Mahir, gözlerini kırpiştırdı: — Ne demek istiyorsun? — Amma numaracısın! Yutmam! diyorum sana... Turneye çıkacakları gece, Özdemiri, fellik fellik arayan #en, değil miydin? — İnkâr mı ediyorum ? Aradım. Bu nun, numara neresinde? — Özdemiri, turneye gitmekten caydıracaktın. Onun ölümü, senin ek meğine yağ sürdü. Fofoyu caydırdın. Zaten, asıl meramm Fofoyu, csydır- maktı, Primadonnan yok... Kuvart'la dargınsın... Dargın olmasan da, o,ar tık sahneden büsbütün çekildi. Lüs - yen de çalışmıyor... Celil Mahir, anlamamış gibi dinli- yordu; durgun durgun baktıktan son ra, ağır bir sesle sordu: — Açık söyle yahu... Ne demek is- » itediğini anlamıyorum, şampiyonu | deteler turnasma bu hafta Beşiktaş)” 8.8.9836 RAE Bugünkü Program Kahire 19,30: Haberler. 20: Konferans, Zir Karan: 2055: Ut ve keman düeti (İskes- deriye stüdyosundan nakil). 2210: Sun takımı. 22.30: Ali İzzet Hasan takımı. 2250 Çemil Habip tarafından piyano solo. 23.05 Yusuf Bassyonu takımı, 23,10: Suma ta“ kumımnın devamı. Istanbul ei 18: Dans musikisi (plâk). 19: Haberler. 19,15: Muhtelif plâklar, 19,30: Çocuk san” ti: hikâyeler, 20: Muhtelif sololar. 20,30: Stüdyo orkettraları, 21,30: Son haberler. Saat 22 den sonra Anadolu ajantınım ga” zetelere mahsus havadis servisi verilecek” tir. Viyana 18: Salzburgdan o Richard OVagner'in “Meistersinger von Nütenberg” adli ope * ras, Arturo o Toscanini'nin idaresindej 23,25: Haberler; 23,35: Olimpiyat haber 4 İeri; 24,20: Dans musikisi. Moskova 19,45: Plâk; 20: Muhtelif şehirlerden nakiller; 22: Yabancı dillerle neşriyat. Bükreş 13,0 - 15: Orkestra ve haberler; 187 Salzburgdan nakil; R3lchard Vagneri& “Dis Meistersinger von Nürenberg” operi” sı: 23,15: Cazbant; 23,45: Fr. ve Al, ha * berler, Varşova : Küçük orkestra; 21,15: yezitadli mahsus neşriyat; 18,05: Salzburgdan Vagner'in “Meistersinger von o Nürenberg” operas 20,55: Konuşmalar; 22,20: Popüler kem#f parçaları: 23,15: Plik; 23,30; Karlsbattaf ei Dans masikisi, ler. Budapeşte 1803: Salzburgdan Toskant sindeki Richard Vapner'in “Mel von Nürenbere” operası; 20: Çigan must” kisi yefakati, kılar; 21,25: Salzburgdi” naklin devamı; 2345: Berlin olimpiyads”! neticesi; 24,15: Caz. Belgrat 18: Salaburgdan makil; 23: Berlin Gün” piyadından reportaj; 23,15: Haberler; 30: Halk şarkıları, tadan mak. nakil Boğazlar ve Italya Mussolini'nin mali olan İl Popolt Mitalla gazeleri 4 Ağustos tarll İstanbuldan aldığı şu telgrafı e diyor: “Yeni Boğazlar mukavelesi Ağustostan başlıyarak Türkiyesi) muvakkat surette tatbikata geç sine cevaz veriyor. Bu vaziyet ki şısında bugün Boğazlar Komisyof| toplandı. İtalyayı Başkonsolosu A” mao temsil etti. İtalyan murahhaf İtalya tarafından İmza Boğazlar mukavelesi hakkında 15 İ yanm ihtirazi kayitlerini bildirdi * (ifadelerinin zapta geçirilmesini bi” a” İngiliz Kralının Akdeniz gezifi Londra, 7 (Tan) — Kral yar yarm (bugün) Adriyatik seyahs” cıkacaktır. Parise kadar tayyar? d gidecek olan kralm, ondan sonr# gibi bir yol takip edeceği gizli ii maktadır. Kral Italyan toprak dan geçmesi de muhtemeldir. Bü w İngiliz gazeteciler ve sinemacılar diden Dalmuçyaya hareket etmis İdir. Süflör Fethi onun eliyle om dan itti: — Bırak bu ağızları şimdi... NE tın, yaptın, Fofoyu turneye di tan alıkoydun. Celil Mahir, yerinden sıçradi? © — Ne dedin? Bir daha söyle İstanbulda mı kaldı? “ Süflör Fethi, onun telâşms a makla, inanmamak arasımds, 8' ni kırparak bakıyordu? yi — Rol kesme, be! Sanki bü” sun! j Celil Mahir, yerine oturmustü” — Rol yapıyorsam, gözüm Demek, Fofo, gitmedi. z Ondan çok Siflör Fethi — Peki, nasıl oluyor da, #99“ yorsun? Celil Mahir, kendini toplamiğ raşıyor, kesik kesik söylü; O gece, Fofonun apartıms! miştim. Sun'ullah, Bilâl, Sİ) Mehdi, hepsi orada idiler. SU” gif ia Bilâl, Fofoyu kandırıyor!" hep beraber, gittiler sanıyorâü”” tik ne aradım, ne sordum. Suflör Fethi, düşilnmeğe ua üre

Bu sayıdan diğer sayfalar: