18 Ağustos 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

18 Ağustos 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Me 18.-8-ö SON FIABEFR Yeni maliye tayinleri Ilk tayin listesini tam olarak neşrediyoruz Ankara, 17 (Husust muhabirimiz. den) — Yeni maliye teşkilâtıma göre Yapılan nakil ve tayinlerden bir kıs- tu, Yüksek Tasdika iktiran etmiştir. Vilâyet varidat müdürlükleri arasın- daki nakil ve tayinler şunlardır: Varidat direktörleri "Afyon varidat direktörlüğüne Es- kişehir Varidat Direktörü Muhittin, Amasya Varidat Direktörlüğüne ip- kaen Şükrü, Antalya Varidat Direk- törlüğüne ipkaen Faruk, Aydın Ve- Pidat Direktörlüğüne İzmir Varidat Direktörü Abdullah Zorlu, Balıkesir Varidat Direktörlüğüne Aydın Vari- dat Direktörü Nusret, Ağrı varidat direktörlüğüne ipkaen Zarif, Bolu va- Bidat direktörlüğüne ipkaen İbrahim Muhlis, Bilecik varidat direktörlüğü- De İpksen Ali Rifat, Burdur varidat direktörlüğüne ipkaen İsmail Hakkı, Çanakkale varidat direktörlüğüne ip- Raen İsmaili, Çankırı varidat direk - törlüğüne Zonguldak varidat direktö- TÜ Ahmet Hamdi, Rize varidat direk- törlüğüne ipkaen Mehmet Fahrettin, Çorum varidat direktörlüğüne ipka- &n Şevki, Denizli varidat direktörlü- Büne ipksen Mehmet Nuri, Diyarbe- kir varidat direktörlüğüne Urfa va- Tidat direktörü Ferit Rüştü, Edirne * Nazif, Erzincan varidat di- Yektörtüğüne Gümüşhane varidat di- Fektörü Naci, Erzurum varidat direk- törlüğüne Tokat varidat direktörü im Etem, Eskişehir varldat di- lüğüne Balikesir varidat direk- | “tü Cemal, Gazi Antep varidat di- Diyarbekir varidat di- Mite Kemal, Giresun varidat di- İekldizüğtne ipkaen Hishü, Gümüş, Hane varidat müdürlüğüne Ersinesn Yaridat, direktörü Abdullah, İçel va- Yidat direktörlüğüne ipkaen Cem varidat direktörlüğüne Si- Bop varidat direktörü Raif, Kars va- j öu varidat Pkten Wevzi, Kayseri varidat direk- Ülüğüne Gazi Antep varidat direk- törü Mehmet Sait, Kırşehir varidat “rektörlüğüne ipkaen İsmail Kemal, Kırklareli varidat direktörlüğüne ip- kâen İbrahim Süreyya, Kocaeli vari- İnt direktörlüğüne ipkaen Tevfik, Konya varidat direktörlüğüne ipka - © Ahmet Hulüsi, Kütahya varidat Malatya varidat direktörlüğüne A£ Yon varidat direktörü Mustfa Feh- Mi, Maraş varidat direktörlüğüne ip- Hüseyin, Mardin varidat direk- Ürlüğüne ipkapn Kâzım, Manisa va- direktörlüğüne ipkaen Saip, Uğla varidat direktörlüğüne ipka- Abdülkadir Hikmet, Muş varidat ktörlüğüne ipkaen Hilmi, Niğde direktörlüğüne ipksen Ek- Ordu varidat direktörlüğüne Hadi, Samsun varidat direk- ipkaen Rüştü, Sinop vari- ktörlüğüne Bursa varidat di- Fazıl, Sıvas varidat direktör- İzmirden Turgut, Tekirdağ va direktörlüğüne ipkaen Hüsnü, EE MU ; nn varidat direktörü İsmail Hak. Van varidat direktörlüğüne Ispar- Bu, Zidat direktörü Seyfettin, Yoz- ağaç direktörlüğüne ipkaen Nuri, Zonguldak varidat di - Erzurum varidat direk- ip Niyaz Çoruh varidat direktör- ti İpkaon Mustafa Lütfi, Tunç- ipkaen ğa direktörlüğüne t 8 Bingöl varidat direktörlüğü İbkaen Hakkı, Bitlis varidat di - Yaz öne ipkmen Salim, Hakâri muavinliğine Üsküdar hukuk âmiri Abdürrahman Şerefin eski maaşile, Maliye Vekleti milli emlâk müdürlü- ğündeki açık memurluğa Devlet Şü- rası kâtiplerinden Celâlin 2 ölira ile, dördüncü süvari fırkası muhasebeci- liğine İzmir müstahkem mevki mu - hasebeciliği başkâtibi Zekinin terfian 30 lira ile nakil ve tayin edildikleri haber alınmıştır. Yeni varidat kontrol memurları Beyoğlu tahsil mildüür muavini ima- yet Maliye Vekâleti tahsil müdür mu- avinliğine, Ankara tahakkuk müfet- tişi Ali Kemal Manisa varidat kon- trol memurluğuna, İstanbul tahak - kuk müfettişi Ali Girar Manisa va- ridat kontrol memurluğuna, İstan - bul tahkik müfettişi Avni Kemal Ba- Irkesir varidat kontrol memurluğuna, Beyoğlu tahakkuk müfettişi Rahmi Uçkun Sıvas varidat kontrol memur. luğuna, Beyoğlu tahakkuk müfettişi Arif Edirne varidat kontrol memur- | uğuna, Beyoğlu tahakkuk müfettişi | Sabri Kocaeli varidat kontrol memur- Yuğuna, İstanbul pul'tetkik memuru Fazıl Samsun varidat kontrol memur- hığuna, Samsun pul tetkik memuru Nuri Amasya varidat kontrol memur. luğuna, Bursa tahakkuk müfettişi Zekeriya İçel varidat kontrol me - "İmurluğuna tayin olunmuşlardır, Ankara - Kayseri telefon inşaatı ilerliyor Ankara, 17 (TAN) — Ankars ile Kayseri arasında yapılmakta olan İ telefon hattın inşası çok İlerlemiş- tir. Eylülün 15 ipe kadar tesisatın tamamlanarak hattın İşlemeye açı- Tarağı kuvvetle umulmaktadır. Ayni trier Tu ikkalenii de ANkara — ve İstanbul telefon muhaberelerine baş- Isması imkân dairesine girecektir. ! Sıhhat Vekili Aksarayda Aksaray, 17 (A.A.) — Sıhhat veki li Doktor Refik Saydam refakstin - de teftiş heyeti reisi ve iskân umum müdürü olduğu hâlde bugün şehri - mize gelmişiwe göğmen işlerini tef - tişe başlamıştır. Srtma mücadele teşkilâtmea kurutulan Karasaz ba - taklığını ve bunun kenarında yapt- lacak olan göçmen köyü yerini tef- tiş edeceklerdir. Ankara - Kayseri telefonu "Ankara, 17 (Hususi Muhabirimiz. den) -——- Ankara — Kayseri arasn- daki telefon hattnm inşası devam etmektedir. Hat, 15 Eylülde bitecek ve ayni gün mahâbereye açılacaktır. Bu suretle Kayseri, Kırşehir, Anka- ra şehirlerinin biribiriyle ve Kırrkka- lenin ise Ankara ve İstanbulla görüş mesi temin edilmiş olacaktır. Muhafaza memurlarına verilecek harcırah Ankara, 17 (Hususi Muhabirimiz- den) — Verilen yeni bir karara gö- Te esas muhafaza mevkiinden iti baren 25 kilometrelik mmtaka dışm- daki pusu, devriye, telâki ve kaçak takibi gibi hallerde gümrük muhafa- za teşkilâtı mensuplarma harcırah verilecektir. Adisababa Mas- lahatgüzarımız geliyor Türk tab'asının himaye- sini validen rica etti rılmış ve umumi valiye veda ederek Sinden iltimas etmiştir. memuru dahi yoktur. Filistinde yeniden 10 yahudi öldürüldü Kudüs, 17 (Tan) — Galilanin şi - mal kısmında yeniden birtakım kar- gaşalıklar olmuş, 10 yahudi öldürül müştür. Yahudi gazeteleri tethişçile- re mukavemet edilmesini tavsiye et- mektedir. Halkta asabiyet günden güne artmaktadır. Şehir haydutluğu Iki sabıkalı suç üzerinde tutuldular Rıza Hüseyin İzmir, (Hususi muhabirimizden) — Şark hali kumpanyası direktörü Edmon Jiroya tehdit mektubu gön dererek para isteyen iki kişi zabıta- mızın teyakkuzu sayesinde iş üzerin- de yakalanmaslardır. « i müseyin ve Perşembeli Rıza isminde iki kişidir. Vak'a şöyle olmuştur: Iki gün evvel Edmon Jiro posta va- grtasile şöyle bir mektup almıştır: “— M. Jiro Edmon; gu mektubum yazmakla sizi düşündürmüş bulun- miyacağım. Bunun için beni dinleyin! Hayatım çok tehlikededir. Size mürd- caat ediyorum. 250 Tirayı cuma günü saat lam birde Iplik fabrikası yasın» da köfteci Rısaya muhakkak gönde- rin. Ben oradan alırım. Parayı gön- dermezseniz siz düşünün!” Edmon Jiro bu mektubu almca derhal Emniyet Müdürü Fethiyi te * tefonla haberdar etmiştir. Zabıtanm aldığı tertibat sayesinde şehir hay- dutluğuna cüret eden bu küstahların yakalanması temin edilmiş ve failler Edmon Jironun Burnovadaki villâsın da parayı alırken suç üstü yakalan” mışlardır. Mektup ve telgraf kabul edilecek hatlar Ankara, 17 (Hususi Muhabirimiz- ne önümüzdeki hafta içerisinde baş- lanacaktır. Bu usulün bütün demir- yolları şebekesinde birden tatbikine imkân . olmu ından : mektup © ve telgraflar şimdilik şu hatlarda kabul olunacaktır; Ankara — İstanbul, Ankara — İz- mir, İstanbul — İzmir, Ankara — TAN Türk tebaasının himayesini kendi -| vasız ve sıcak salonun Radyo spikeri ile mülâkat Mes'ut Cemil radyo sevmiyor . -. dinlemeği Sesimi, kadar alçaltarak, adeta bir fısıl. tu şeklinde sordum: — Mes'ut Cemil içerde mi? İstanbul Radyo Stüdyosunun çalışma saati gelmişti. Ayak seslerimi boğan yumuşak halılar Adisabüba, 17 (A.A) — Türkiye | üzerinde birkaç adım atarak maslahatgüzarı, Adisababadân ay -| Mes'ut Cemil'ue karşılaştım. Tanınmış musiki üstadı, bu ha içinde, göğüs bağır açık; gramofonun Şimdi Habeşistanda bir tek Türk | çaldığı cızırtılı bir dans havası- na, kulaklarını tıkamamak için kim bilir, nekadar zorluk çeki. yordu. Niçin ziyarete geldiğimi anlatma- ma İhtiyaç yoktu. Çünkü, birgün evvel, kendisinden söz almiştım: — Azizim, diye başladı, anliyorum, soracağın şeyler, benim spikerlik ta- rafrma ait olacak. Halbuki, ben, ken dimi müzik adamı bilirim, Bir musiki bahsi etrafında konuşmağı tercih e- derdim. Fakat mademki, en öyle isti yorsun... Sor, bakalım, soracağını. — Mikrofon karşısına, geçtiğiniz zaman, neler duyarsıniz?.. Mesut Cemil gülümsedi; — Radyoda spikerlik edişim, he- men de tesadüfldir.. Bu tesadüfün ba na yüklediği vazife, sekiz seneden be yo stüdyosunda, sazla sözü karıştırıp gidiyoruz. Öyle sanırım ki mikrofon karşısm da gayet tabii konuşan bir adamım dır, Hiç sıkıntı çektiğimi hatırlamam. O anda neyi söylemem lâzımsa, onu söylerim. Tabii fazla bir heyecan da duy - mam... 3 Herhangi bir sebeple, birkaç gün için stüdyodan ayrılmış olursam, tek rar başlarken, ilk anda hafif bir ya- bancılık duyarım. Birinci cümleyi söy ledikten sonra, bu da geçer. — Spikerlik hayatmızda en fazla heyecan duyduğunuz gece?... — Eğer söylediğim sözler, kendim de höyecan uyandırırsa; bu sözler, başkası tarafından söylenmiş olsa da, onu dinleyicilere tekrar ederken, heyecanımı sesimin tonu ile hissetti. İririm, Spikerlik, bir bakımdan aktörlüğe benzer, Spiker, naklettiği sözlerin he İ yecanmı ve duygularını benimsemez se, sözleri yavan ve kupkuru birşey olur, Vaktile, Atatürkün İstiklâl mü cadeleşine dair olan büyük nutkunu, radyo dinleyicilerine okumuştum. Bu nutkun birkaç pasajmda, heyecanım dan boğazıma yumruğu benzer birşey tıkandığını ve kalbimin şiddetle attı- ğını unutamam. Ömrümün belki en heyecanlı dakikalarını o pasajları, o- kurken yaşamışımdır... — Sesleri radyoda söz söylemeğe müsait olan Avrupa ve Amerikan stüdyo #pikerlerinden - kimleri tanır Ye hangilerini seversiniz? — Yabancı radyoları dinlemeğe vakit bulamiyorum. Tanıdığım? spi - kerler pek azdır. Konuşmalarmı duy dukları içinde hemen hepsi muvaf- vak oluyorlar. Meselâ, Londra kısa den) — Hareket halinde bulunan | dalgasmda çalışan bir spiker, Bük - trenlerde mektup ve telgraf kabulü- | Te$ radyosundaki kadm sesi, Alman istasyonlarının hemen bütün spikerle ri hoşuma gider. Çalmak ve söyle - mek için Viyanaya gittiğim zaman orada bir erkek spikerle tanışmıştım. Sesi gibi, şahsi da çok sempatik bir adamdı. , Mes'ut Cemil, konuşurken sesine, Toros, Ankara — Adana, İstanbul — Adana, İzmir — Aydm — Kasaba, dikkat ediyorum. Son derece yumu - şak ve tatlı... O kadar ki, en ufak bir pürüz yok. Kendi kendime: sahibi yapabiliriz ? Orta halli bir ailenin, on $enede ev kirası olarak ver- diği para ile, modern, bir ev Satın almabilir! Resimli makale leri bir araya gelerek vatan- daşlara, kolaylıklar göster - seler, milyonlarca vatarıdaş birer eve sahip olurlardı. mümkün olabildiği) ri ârızasız devam ediyor. Böylece rad |” Mest Cemil — İşte, diyorum, radyo-jenik bir Radyojenik... Tabir, belki çok eski değil. Fakat birkaz sene içinde bu ke limenin ne mânaya geldiğini bilme - .yen kalmadı. Nasıl, sinema ekranm- da çalışanlar için, foto-jenik olmak, muvaffakıyetin başlıca sırrı ise, rai yoda söz söyleyenler için de radyo- jenik bir sese melik bulunmak, he - Erzurumda bir çete tenkil edildi Dört haydut öldürüldü ikisi teslim oldu Erzurum, 17 (A.A:) — Hasanka- le hapisanesiriden kâçan ağır cezalı- lardan altı kişi geçenlerde teslim o - lan Şurikli Hasan çetesinden ayrılan üç kişi ile birleşerek bir çete teşkil etmişler ve faaliyete geçmişlerdi. Çetenin tenkili için yapılan şid « detli takibat muvaffakiyetle netice » lenmiştir. Jandarma müfrezesi şaki leri taşkesen nahiyesi dağlarmda s1 kıştırmıştır. Müsademiede şakilerden sma dördü ölü olarak elde edilmiş ikisi teslim olmuştur. Kaçanlardan üçü de istimanlarının kabulü için müf - İ reze kumandanına haber göndermiş j tir. Müsademede bir jandârma ağır yaralanmıştır. Şakilerin eesetleri bu gün Erzuruma getirilmiş ve hükü - met konağı önünde teşhir olunmuş- tur. Gümrük memurlarınm terfileri Gümrük memurlarma ait terfi is tesinin ilk kısmı dün gümrük başmi. dürlüğüne tebliğ edilmistir. Bu Tiste- ye 25 küçük memur dahil bulunmak» tadır, Yeni valiler Aldığımız mulümata göre, Kütah ya mebusu Dr. Lütfi Kırdarım Mani. | sa, Yozgat mebusu Avni Doğanm da Kastamoni valiliklerine tayin © men © derecede lüzumlu görülüyor. Çirkin bir kadın eğer fotojenik yüzü varsa, ekranda, dünya güzeli rolüne hiç çekinmeden çıkabiliyor. Bütün ku surları, foto-jenik olmamaktar ibaret kalan birçok güzel kadınlar ise Holi- vut cennetinin, yahut cehenneminin içine giremiyorlar. Tıpkı onun gibi, ses güzelliği, mik- rofonda konuşmak için kâfi değil, Se sin, herşeyden evvel radyo-jenik ol- ması lâzım., Amerikan Cümhurreisi Hoover'in bir sözünü hiç unutmam, Reisicü: hurluğa seçildiği gün şöyle demişti: — İntihabatta kazanmamı, bilhas sa sesimin, radyo-jenik olmasma borçluyum! Verdiğim konferansların, dinleyicilerim üzerinde yaptığı kuv - | vetli tesir, fırkamın kazanmasına $6- | bep oldu...., İşte bütün bunları hatırisyarak, Mesut Cemile bir sual daha sordum: — Sizee Radyo-jenik ses nedir? Niçin bazı kimselerin sesleri, radyo- da çok güzel, bazılarınınki çok fena duyulur? Mesut Cemil dedi ki: — Radyo-jenik ses, mikrofonda ta billikten en az uzaklaşan ve değişse bile, kendi tonu lehine olarak deği. şen sese derler, Fenni sebeplerini pek iyi bilmiyorum. Fakat söylenenlere bakılırsa, radyo-jenik bir seste, ses nisbet muntazam olur, ve armonilerin ihtizaz adetleri fazla bulunmazmış. Bu sebepten, yumuşak ve biraz kalın era sesler, mikrofona daha iyi geli- yor. Maamafih, sesin sempatik olma- #t için sadece mikrofona uygun bu- lunması kâfi değildir. Esaslı şart, düz gün, doğru ve güzel lâkırdı söyleme- sini bilmektir. Söze mevzuün mahiye ine göre ifade verilemezse, söz ne kadar radyo-jenik olursa olsun söz olmaz. — Bütün dünyanın sizi dinlemesin den metmnun musunuz? Mesut Cemil hafifçe kızardı; — Bir kere bütün dünyanın beni dinlediğinde şüphem var. Fakat, her halde kendilerini tanımadığım, geniş bir dinleyici kütlesine hitap etmek, tok zevkli birşey. İnsan, bunun tir- havalı, ve yarı yarıya boşal armonilerinin ihtizazları arasmdaki| tİ İ dilmeleri takarrür etmiştir. li İ yakisi olabilir. Meselâ, beni bu kadar seneden beri mikrofona bağlayan bu tiryakilik değil midir? — Radyo dinlemekten hoşlanır mi smız? — Doğrusunu isterseniz, pek hoş- lanmam. Hattâ, evimde radyom dahi yoktur. Bir spikere radyo dinletmek, tereciye tere satmak gibi birsey o « dar. Hele radyonun o parazitleri, beni bir müziksever sıfatile dehgetli ürkü tüyor, Esasen, radyoyu dinleyecek ol sam da bazı amatörler gibi, mütema diyen yeni İstasyon bulmak hevesile dirlemem. Radyo, benim için olsa olsa bir musiki dinleme vasıtasıdır. Halbuki, bu vasıtadan alınabilen netice, çok de fa talie ve tesadüfe bağlıdır. Arada bir, hoparlörün içine girer gibi bü « tün mesleki alâkamla dinlemeğe has arlandığım bir parçayı, araya giren kücük bir parazit, bana zehir eder! - Avrupazın meşhur spikerlerine, hergün yüzlerce mektup gelirmiş. Meselâ, Tuluz radyosunun yaşi baş- İı spikeri yüzlerce kızdan hararetli ilânı aşk mektupları alırmış. Size de şüphe yok ki... Mesut Cemil, telâşla sözümü kes- — Allah aşkma, bana bunu sor- ma. İster istemez bu nâzik bahsi, kes- meğe mecbur oldum. — Peki, aşk mektuplarını bir ke « nara bırakalım.. Başka mektuplar gelmez mi?.. — Gelir, tabii... Vaktile istasyonu müz, uzak ecnebi memleketlerden du yulduğu sıralarda, Hindistandan, A- merikadan, Norveçten, Arabistan ve Mısırdan birçok dinleyici mektupla » vi alırdım, i Bunların en hoşuma gideni, Suri - yeden gönderilen bir mektuptu, Mek tubu yazanlar, boyum, bosum, kılık, | kıyafetim hakkında aralarmda bah- se girişmişlerdi. Adreslerini kaybet- tiğim için mektuplarına cevap verme diğime hâlâ üzülürüm. — Çocuklara masal söylerken mi? Havadis verirken mi? Müzik üzerin. de çalışırken mi daha fazla zevk dus yarsınız? — Tabii, müzik yaparken.. Fakat, bu bazı mecburiyetlerle hiç sevmodi- iğim janrda bir müzik olursa, zevkim trap yerine geçer. Mesut Cemil, saatine baktı: — Oooo... dedi, saat 9 olmuğ.. Ve sonra gülerek ilâve etti: — Radyo spikerliğinin, beni hiraz geveze yaptığını da itiraf etmeliyim!, Sevimli ve çok değerli san'atkârm elini sıktım. İçerde, boğuk sesli bir gramofon, mış semtlerinden biri ola Boğaziçinde yapılacak mo -| | dern evler, taksıtlere bağla-| | narak vatandaşlara mal edi- Jemez mi? kimbilir, hangi devirden kalma Mr eski halk şarkısmı, kimbilir, kaç yü- züncü defa, İstanbul halkma dinlet- meğe hazırlanırken, sessiz adtırlarla kendimi stüdyodan dışarı dir a* m. Salihattin GÜNGÖR

Bu sayıdan diğer sayfalar: