26 Ağustos 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

26 Ağustos 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— ».8.95 TAN Gündelik gazete Başmuharriri Ahmet Emin Yalman Tan'ın hedefi: Haberde, fikirde, şeyde. temiz, dürüst, samimi ak, kariin gazetesi olmaya Gördüğüm Şey'er | üçük b.r okuyucuma cevap Masamın üzerinde birkaç zarf du- #uyor, Bunlar memleketin muhtelif geliyor. o Elâzizden, Maraştan, Muş ve Aydından, Sıvas- « Ve ne bileyim ben daha nere - Bunların ekserisi hiç tanımadığım lakat aramızda samimi bir bağlılık bulunan küçük dostlarımdan. Hemen hepsinin başındaki hitap eyzeciğim” ve bu beni öyle müte- s ediyor ki, Ve bunların hepsi #ocuklarla yaptığımız mülâkatla alâ- » Hepsi ayrı ayrı, bilhassa fa- kir Necip ile biçare Necmettinin u- tak dostları. Birçoğu Necibe selâm yorar. TAN gazetesinin Necibi evlât edi. Derek yaptığı bu iyi hareketten do- Mâyı tebrik ediyorlar. » bu çocuk mektupları arasın | A bir de 9 yayında olduğunu büdi ten Küçük Cihat Alpoy'un mektubu Bu mektubun bazı kısımlarını ya yazıyorum: “Babam gazeteyi alınca İlk önce #oeuk mülükatlarımı okur. o Necip İin hepimiz üzülmüştü. Fakat Neo- Wettin için daha çok ük. Pe. Kün Necibin “TAN” ın çocuğu oldu- öğrendik ve artık ona büklm- “ağıni ve onun yetiştirileceğini düşü- sevindik. Fakat Necmettin Öle mi kalacak? Babam onun da bizim çocuğumuz "eunsını çok İstedi... Ama bizim pa- Diniz yok. Ah bü zavallı fakir ço Siklar. bunların hali bizi hep ağla Hor, NG Zenginler de acaba bu yazı. rüp okurlar mı? size bu mektupla yirmi beş Milçinde vermiş olduğu paradır. O- Necmettine veriniz de tata gesi, paramız olsaydı, daha çok yol- ama bütün paramız bu.” İcinde bu satırlar bulunan mek - »» Tunçeli Nüfus Müdürünün kızı Yor nda Cihat Alpoy imzasını taşi ) Hi : 4 : kurtarmak için yapılacak şey yardımlardan daha fazla onları yetiştirmek için meceani teplerinin açılmasıdır. Çocuk aya çeldiği dakikadan itibaren kucağına sığınmalıdır. Yok- yardımlar çok iyi olmakla fenalığın binde birini değil, Meak milyonda birini önlüyebilir. Ama sen diyeceksin ki: “Herkes Minder gelen a mı” 1 ye ng epg mesi Şant bunun hüsnüniyet ve Bir bağlı Kain. Ni i 1 4 i i i bir merhametli müessese merhametli bir insan yetiştire- Fakat bin çocuğu, binlerce ço- kim yetiştirehilir?.. de Şu sunline bir cevap vermek ginler hu yazıları görüp oku- mi ” diye soruyorsun... beni memleket çocukların ların hayatile alâkadar tebrik ediyorsun, Fa - i yerinde okuyucularım- , ruha üzüntü veren bü haşka mevzu bulamı- Sizin fakirlerinizi g “ğu z Yİ fi # a Vr z Z Bmuyorum.” z ya iz. | 7 m bu parayı ne *- Bana bildir olur mu ço- f — Suat DERVİŞ İlün ve küçük Henri merm —— buzün ayni vaziyettedirler. yardımı biribirine yap- | gör*-| çeviriyorum. Gazete- daninda, A$tanbulun meşhur kırk gün-İirk gete eğlencesi programı mucibince fotoğraf sergisinin bulun- duğu yerde bir karikatlir sergisi a- çıldı. toğrafın, realiteyi olduğundan baş- ka, küçülterek veya büyüterek gös- teren karikatüre yerini: bırakmış ol- ması manidardır. Kırk gün kırk ge- ce eğlentilerini tesbit eden fotoğraf bugüne kadar bizi ağlatmıştı; “belki karikatür güldürür, Nerede kaldı ki, Cemal Nadir Güler'in sergideki kari katürlerinden köprü altında yen yat- mus iki yoksulu gösteren bir resmin laltında şu görüşmeyi okudum? | — Yapılacak işler için kafamda İ bir alay proje var, — Haydi ulan enayi, belediye gibi övünme! | -if edilen her resim için karikatür denilir, Fakat haddizatında, karika- tür, bir hâdise, bir vaka, bir mode. İlin dikkati teferrüstten kurtararak, teksif ederek doğrüdân doğruya gil- lüng veya feci (o taraflarını resimle göstermektir. Karikatür muhakkak güldürmez. Ağlatan karikatürler de vardır, ve muvaffak olan karikatür. lerin ekserisi için izahata, yani ka- rikatürün altına yazı yazmıya ihti yaç ta yoktur. Bir kelime ile, tiyat. /»ofa nazaran pandomima neyse, res- | me Heraran karikatür odur, Dünya âliyleri karikatürün ne za- man başladığınıacaştirmışlar, fakat öna bir başlangıç bulamatışlardır. | Asuriler ve Mısır medeniYötünde a. | raştırmalar yapılmış, nihayet, buğün | Torino müzesinde olan bir Papirus Realiteyi olduğu gibi gösteren f0-! bir pandomimadır. . (ik teslimin x Karikatür” nedir? Alelimum tah- | Ken kösterilen Yali ve Belediye Reisi Muhiddin ye ayni salgıları çâlâri dört genç kızdan mü- bul edilmiştir., Eski Yunanilerde ilk kârikatir yapanm Pozon isimli bir ressam ol - duğu iddia edilir, Aristot onu “İn sanları olduklarından fazla “ çirkin gösteren bir ressam, diye tavsif der, Malüm olan bir şey varsa ku katürün Almanya ve Fransada 16n- et asırda İngilteredeyse Üç asır son- ra başladığıdır. Dikkat ve hayrete değer bir cihet te, karikatürün, Al manyada, ilk olarak yahudilere hü“ cum etmek suretiyle başlamış olma» sidir. Türk karikatürü Bizde karikatür on dokuzuncu 85- rm sonlarına doğru baslar. Abdül- hamit devrinde Jön Türkler tarafım- dâh yabancı memleketlerde bir çok parçasmda bir karikatür İzine ras. lanmış. Psreâ, muhtelif ealelarin! konser veren bir egek, bir aslan, bir| Beyoğlu sokaklarımaa, — Ana). Türkçe konuşuyorlar! mizah mocmusları neşredilmişti. Bun Jar arasında “Davul. “Pin”, “İstik- bal”, “Elhilafe,. ve “Beberuhi,, var- Mİ yeti Rİ ve TAN San'atkör Münif Fehimin eski Jetanbulu gösteren gü zel bir resmi Karikatür sergiSi Dünya karikatürleri içinde Türk karikatürleri Dün, Taksimde, Olimhuriyet mey-| Üstündağ karikatürleri seyrediyor ve sonrâ Cenevrede 1898 senesinde | evvel, Türkiyede “Letnifi j rakkii eğlence”, “Diyojen”, 'Lâtife” “Tiyatro” “Kahkaht' dah” “Çaylak” “Geveze” “Terakki” gibi isimlerle birtakım mecmualar Jayal” “) Karikatür sergisi Dün güzel ve büyük bir mizah mec muasının yapraklarini karıştırdım. Taksimdeki kerikatür sergisinin açi- hişmi gittim. Sergi için şimdiye okadar Yapılan festival genlikleri ve kırk gün kırk gecenin en muvaffak olmuş bir par- çasıdır diyebilirim. Senelere? İstanbul halkını kâh gül düren, kâh tebessüm ettiren ve kâh | düşündüren mevzuları. kalemlerinin ve fırçalarının meharetini, zekâlarile boyayarak kâğıt üzerine aksettiren karikatürist ressamlarımızdan üçü, bu serginin temel direği saçayağı idi Türk karikatürü sergide Ramizin | fırçası, Comal Nadirin kalemi Müni- fin dekorlar: üzerine kuzulmuştu ve öyle yükselmişti. Zekânın ince buluşlarmı kaygan ve ele avuca sığmayan coşkunlu rınt kalemin ve fırçanın hududu ii İde hapseden, mürekke! yı nük- te hal eyleyen bu yüksek kabiliyetleri take > sonra sadede gelelim: Sessizce açıldı ! Karikatür sergisi sessizes açıldı. Her sergi açılırken usuler nutuklar söylenir. Halbuki bu seferki küşat merasimi dilsizdi. Daha doğrusu, 'bü- çizgiler resimler o kadar beliğdi ki, herhangi bir nutuk bu karikatür- letin yanında âciz kalırcı Onun için söz dile değil, hatta bı- rakılmığtı... Karikatür ve resim Dünkü karikatür sergisini gezer - ken şunu hatırladım: Tik resimli gazeteler çıktığı zaman bir adam demiş ki” — Bu gazeteler okuma yazma bil- İ meyenler için çikiyor, ismini. de, Kızıl Sultanm | valde olduğunu pekâlâ hatırlıyurdu. "tetmiheni takmiğtı.” Kapat). | Kapının karşısmda Nasröddin Hot rekkep grupun karikatürü olarak ka | mıştı, dedim, çünkü meşrutiyetten | nm tersine merkebe binmis bir kari- ar", “Te. | katürü Resim için bu nükte belki verit ola bilir. Fakat karikatür. Okuma yazma bilenlerin değil, ayni zamandı kültü. rü olanların işidir. maymun ve bir timsahı göstermek. | dir. Bu sonuncu gazete kapatılmış! Festival İtedir ki, bu, Misir oabidelerinde sik Sergiden içeri girerken 'uzan festi nazarı dikkate çarpıyordu. â Sergi ve belediye Sergiyi Vali ve Belediye Reisi Mü- cıkıyordu, Meşrutiyetten sonra ise | alâka ile eserleri üzün tuzun tetkik €- mek bir hayli güstür. Bunlar arasın: da şunları sayabiliriz; Bilginizi yoklayınız Sorular 8 — Madam Bovari kimin eseri- dir? 8 — Tacmmahal denilen âbide ne- rededir? C — Dantenin en meşhur eseri han gisidir? S5 — Arz sathına nazaran mail duran meşhur kule, nerededir? Esmi nedir? Dünkü soruların cevapları $ — 25 kuruş büyüklüğünde mn tazam kesilmiş bir kâği üstüvcüe soyulabilir mi? C — Çok ince de olsa, kâğıdın ir. tifas olduğu için 25 kuruş büyüklü » gündeki küğit ta bir üstüyanedir, S — Dişi geyik ve yavruları ne va» hit avlanır? C — 15 Tesrinisaniden kânunusa- ni nihayetine kadar... 8 — Dil bekilâbrnm akademik he- eft nedir? C — Türk dilinin dünya dilleri a- rasmdaki yerini belli etmek ve bu di- lin geçmişte oynadığı rolleri ortaya koymaktır, 8 — Son hödiselerden evwet Fülis. tiade Arap - Yahuai ihtilâfı ve kanlı kıyam ne saman olmustur? C — 6 Teşrinisani 1983 te, DE İİ sında Ramizin şu karikatürleri var- dır; » — Yapılacak işler için kafamda bir sürü proje var. —.Hadi sen de birader. Belediye İ gibi avutma!.. * — Şu Istanbul yaman şehir vesse» lâm, İnsan sudan para kazanır, — Sütçü müsün?.. * — İatanbul imar edihrken tarihi idelere dokunulmıyacak. Bizim ev- de kurtuldu demek!, —— Sizin er tarihi mi — Değil amma, Istanbul imar edi- linceye kadar tarihi olur. » Zebani — Ey dünya mahlüku söy-“ le bakalım, Siret köprüsünü geçebie lir misin?, Mühlük — Korkma, ben sağlığım- din Üstündağ açtı, Ve büyük bir/da Unkapanı köprüsünü bile geçtim. * kan mizah mecmuslarını sayabil «| derek altmdaki yazıları okudu. Bele-! Vali ve Belediye Reisi sergiden diye Reisinin gördüğü resimler ara - İ menmnunen âvdet etti, Geveze” “Kalender” “Boşbwfaz”! Fehim, Cemal Nadir ve Ramiz tara. Züğürt” “Kibar” “Lal “Eşek,, ve o kapandıktan sonra “Ma- Tüm” “Traş” “Çekirge” “Pişekâr” “Yuh Şakrak” “Cadaloz” “Kalen. der” lafranga” “Cart beyim” “Cur cuna” “Nekregü” “Hayal” “Nasret- tin Hoc: Eğlence” “Guguk” “Cici” | “Ayna, “İntikal, “Papağan, “Kara- | göz” “Şakner” “Kalem” “Hacıyvat” “Perde” “Şakrak” “Aydede” “Gi- | dk" “Baba Himmet” “Alay” “Di. ken”, Bu gazetelerden birer nüsha, ser. | side teşhir edilmiş. Yanıbaşlarında bir panoda da, bugün çikan mizah mecmuaları var: “Akbaba” “Karika- tür” ve “Karagöz”, Karagözü mizah mecmuası sayar- sak, bu mevcuda “Köroğlu” İle “Hem şeri" nin de ilâve edilmesi lâzımde, Her halde unutulmuş olsa gerek. Eshi ve yeni karikatür Eski karikatürlere yeni karika - türler arasında ilk dikkate çarpan $€Y Çizgilerin tekâmllü ile resim alt. larındaki yazıların kisalmış olması - , dir. Bugünkü karikatürlerde resim | altlarındaki yazılar pek kısadır ve | bazılarında yoktur. En kuvvetli ka- rikatürler de esasen bunlardır. Hal- buki eski karikatlirlerimiz altında bazıları birer başmakale olabilecek izahat vardır. Çizgilerin tekâmül et- mesini, ben bir bakımdan iyi, bir ba- kımdan “iyi değil" buluyorum. “İyi değil” buluşumun sebebi, çok yaban- CI tesir altında kalmarak şahsiyetin kaybolması, iyi buluşum, bu şahsi. yetin bazı resimlerde bulunmuş ol - hea ve istikbal için vaitler vermesi- çıkeöz” Sergi Karikatür gergisi başlıca Münif fından yapılmıstır diyebiliriz. “Ama- törler., İsmi altında bir panoda bu üç ressamımızdan gayri sergiye isti- İ rak edenlere tahsis edilmiştir. Bundan başka Avrupa sergilerine iştirak etmiş karikatürleri taşıyan | bir pano var ki, burada Cemal Nadir. Münif Fehim ve büyün Sovyet Rüs- yada bulunan Abidin Dinonun bir. kaç parça karikatürü var, Dün saat 16 da sergi açıldığı va- kit başta Muhittin Üstündağ olmak üzere oldukça mühim bir kalabalık içeriye doldu, Kapıdan girerken,, bü- günün Türk karikatür tiplerini gös teren bir panoda “Karagöz” “Pazar ola Hasan bey” “Ameabey” ve “Nas. rettin Hoca,, nm resimleri ile kar. şılaştım. Cemal Nadirin “Eski günün kari- katlirleri” diye topladığı venkli re- simleri, “İşkence” isimli yağlıboyası ilk gözüme çarpan oldu. “İşkence” bir kasabı, dükkânma astığı kuzula- rm ağzma yesil yapraklar koymiya uğraşırken gösteriyor. Yanımdan bi- risi: — Bu yaprakları, dedi, sağken a- gızlarma vermiş olsaydı, hiç olmazda hayvancıkların karınları doyardı. Cemal Nadir karikatürlerinin alt. larma bulduğu ve yazdığı yazılarile, resimlefinin kuvvetini arttıran bir artisttir. Durmadan ve her gün mü. temadiyen mahsul veren bu kıymet hakkında söyliyeceğim her sey, onun kiymetini arttıracak veya eksilte- cek değildir. Fakat şunu söyliyebili. rim ki Cemal Nadirin birkaç renkli resmi önün kuvvetli bir “coloriste, — ——— — mani olduğunu ifya ediyor ve onun şahsın da iyi bir ressam kazanacağımız ümi- dini veriyor. Münif Fehim muhakkak ki karika- türist olmaktan ziyade çok kuvvetli bir illustration artisti ve dekoratör. Aktör ve şair Ereliment- Behzadın “Parsın ölümü” giri için yaptığı şim- şir taklidi resim ile eski Şehzadeba- $! piyasasmı ve bir baskın sahnesini gösteren. illustration'ları, babası ile kendisinin “Garetto” tarzında yaptı- ğı başları, Arif Dinonun başı ve ora- da kullandığı “proctdö,, ve birkaç krokisi fevkalâde, Ramize gelince, büyük bir titizlik i ve itina ile son derece bir ihtimamla çizmiş olduğu resimlerle ve bu resim lere koyduğu temiz renklerle muhak- kak halkın ve kütlenin hoşuna gide- cektir. En güzel eseri, çok realist ve şahsi olan kendi karikatürüdür, Amatörler arasında Cemâl, çizgi- leri ve procâdö'si kendisinin otma- makla beraber benzetişteki muvaffa. kıyetiyle nazarı dikkate çarpıyor. İsmet İnönü, Celâl Bayar, Tevfik Rüştü Aras. Naşit ve Kavuklu Al- nin karikatiirleri iyilerindendir, Serginin eksikliği , Karikatür sergisine giderken orr- da Sedat Nurinin resimlerini göreee- gimi Umit ederek sevinmiştim. Çizgi ve yerli tipleri bulmak, mahalli ren- gi vermek hususunda eşsiz olan, ne yazık ki, karikatürü yalnız kendi zevki İçin yaparak nadiren mecmua ve gazetelerimizde görünen bu artis. tin bir tek resmi yoktu. Fakat ken- disi oradaydı, Onu görmek bir teselli oldu. Bundan başka, Cem'in eski ka- rikatürleri ile, matbuatm en çok mahsul vermiş olan ressamlarmıan Sedat Simavinin de eksiklikleri ken- dini hissettiriyordu. Fikret Adl

Bu sayıdan diğer sayfalar: