8 Eylül 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

8 Eylül 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 BÜYÜK iri LİNE No. 39 AcıHakikatler TAN TÜRKİYENİN . EN BÜYÜK SİGORTA ŞİRKETİ Yazan * Ziya Şakir Seyit Abdülkadir, müstakbel salta- natıtemin için hazırlıklara girişmişti Musulda; (Barzan) Şeyhi tarafın. dan çıkarılan isyanım mürettip ve mü gevviki, yâlnız ve yalnız, Seyyit Ab-| dülkadir idi. O arada Musul valisi 0- Jan (Silleyman Nazif Bey, merhtım) | bu adamm eşkıyalarla olan mubabe- rTatmr kâmilen elde etmiş; ve'bu ada- mm ihanetini Babısliye de bildirmiş- ti. Fakat bu adam vasıtasile Kürtleri cide tuttuklarım zanneden gafil İtti-! Batçıları —bu canlı tehlikenin; bilâha| re ihdas edeceği felâketlere— bir türlü ikna edememişti. İşte; İttihatçıların en büyük hata-! larından biri de; —İstanbula ilk a-! yak bastığı zaman— (İrap) ta ve bil| bassâ Kürtler arasında, hiçbir yeri bir mevki vermeleri.. ve onu; Kürtler arasında çok fahiş bir nüfuz ve kud- rete malik etmeleridir. Abdülkadir, Umumi Harbin sonu- na kadar, sadece Kürtlerle hükümet arasmda — tabii, menfaat muk#bi- Minde — vasıtalık etmekten.. ve adi bir kâğrt kavafı gibi, devlet dairele- rinde iş takip eylemekten ileri geğe- memişti. Fakaaat.. Mütareke olup ta, vaziyet Türklerin aleyhine döner dönmez, o da faaliyetinin meerasımı başka bir vadiye çevirmişti... Fikrine «let olanları teşvik ederek (Kürdis- tan Teali Cemiyeti) namile bir ce - miyet teşkil ettirmiş, bünun başına da kendisini geçirtmişti. Maksadı, ne Kürdistanm ve ne'de bir tek Kür. dün (taali) si değildi. Yegâne gaye si, Hicszda, Suriyede, Irakta olduğu gibi bir (Kürdistan Krallığı) teşkil ederek, başmdaki keçe külün üze rine, murassa bir taç giymek... İngi- Tizlerle uyuşarak (hilâfet) ide ele geçirmekti. Hal ve mevki, buna müsaitti, Çin kü kendisi, (seyit) unvanını taşı- makla beraber, (Osmanlı saltanatı) ile bu saltanata istinat eden (hilâ - fet) te artık göçmek üzere idi. Mak- madı bir an evvel temin etmek için, Anadoludaki Kürtlere bir iki yerde isyan çıkarttırmak, kâfi gelecekti. Seyit Abdülkadirin vaziyeti, bu ka- dar açrk ve sarih olduğu halde, gs rek padişah ve halife Vahdettinin. ve gerek onun saltanatı sayesinde yaşıyan Damat Ferit Paşânm, bp adama karşi gösterdikleri müsama- ka, cidden şeyanı havretti. Bu iki gafil, Seyit Abdülkadirin bütün Kürtleri Ankaradaki (Büyük Millet Meclisi Hükümeti) nin başma musallat edeceğini. Bu milli Türk hillkümetini imha ettireceğini. Ve neticede de, sadece bunun şerefile iktifa eyliyeceğini ozannediyorlardı. Fakat, pek çok aldanıyorlardrı. Halbuki Seyit Abdülkadir, tasav- vur ettiği müstakbel saltanatı te- min etmek için her türlü vesaitin te- minine girişmiş. İcap eden yerlerde faaliyete geçecek olan şebekesini te- sis etmiş.. Zâhiren, padişah ve hal fe namma, hakikatte İse, bizzat ken- di hesaba, fanliyete geçmişti. Abdülkadirin. bu faaliyetine ilk vasıta olanlar, (Halep) civarmda (Viranşehir) de merkez kuran, (İb- rahim Paşazadeler) idi. ..— — Ibrahim Paşazadeler kimdi?. | Bu suale tam bir cevap verebil- mek için, (xadeler) i ikinci dereöeve | bırakarak, evvelâ (İbarhim Paşa) - nm kim olduğunu arzetmek icap €- der. (brahim Paşa), aslında, (İbrahim | Ağa) idi, (Viranşehir). ile (Urfa) | ve (Siverek) arasmda kismen yer- | leşen ve kısmen de göçebe halinde | gezen (Melli) ismindeki aşirete'ri- yaset ederdi. Aşiret reisleri arasm- daki mevkii, beşinci derecede İdi... Fakat, kendisi şahsen zeki ve girgin- di. Abdülhamit devrinde, (Dördün - cü Ordu Müşilrü Zeki Paşa) nm (1) ilhamile teşekkül eden (Hamidiye Süvari Alayları) arasma, bu Melli Aşireti de ilhak edilmiş, Reis İbra - him Ağaya da (paşa) hık rütbesi tev- cih olunarak İbrahim Ağa, (İbrahim Pasa) oluvermişti. Bu tarihten sonra, artık İbrahim Paşa birdenbire ehemmiyet ve nüfuz kesbetmişti. Muhitinde bulunan di - Zer küçük aşiretleri de kendi nüfuzu altıma alarak elindeki silâh adedini bir hayli tezvit eylemişti. Ve ârtık ondan #onra da, O mülütte tam ma- nasile bir derebeyi kesilmişti. Nüfuzu altında bulunan köylerden vergi tahsil ederdi, Köylülere sit davalara hizzat kendisi bakardı. De- ve ve koyunlarının vergilerini ver - miyenleri de hapseder, bu paraları verinciye kadar sopâ atarı. İbrahim Paşa veyahut adamları hakkında hükümete veki olan şikâ- yetler, katiyyen dinlenilmezdi. Çün kü, mütemadiyen İstanbuldaki saray adamlarma gönderdiği tenekelerle yağlar, bol parülarla sırtını Yıldız Sarayının duvarlarma dayamış olan İbrahim Paşa, (her türlü sorgu ve #wlden masun) bir şahsiyet haline gelmişti, Hattâ bir aralık, Irak ve Diruz havalisinde yaşıyan (Şemmar) aşi- reti ile kendi aşireti arasinda bir zid- diyet husule gelmişti. İbrahim Paşa derhal bu aşirete ilânı harbetmiş, hü kümet kuvvetleri de kendisine ilti - hak ederek, Şemmar aşiretini feni halde tepelemişti, Meselenin en hayrete seza olan noktası şurasıdır ki, bu galebe ile ş1- maran İbrahim Paşa, bütün © hava» liye #atvetini göstermek İste! (Viranşebir) i tamamile nüfuzu al- tma aldıktan sonra, Musul viliyeti. nin bir kısmı ile Halep ve Diyarbe- kir vilâyetlerinin köylerini haraca kesmiş.. Hattâ, Diyarbekir kalesini bile muhasara eylemişti... İşte, İb - rahim Paşa, böyle bir İbrahim Pa şa idi. Babrâli, bu Zorlu tiürediden halâs olmak için bir çare düşlinirken, ak- la şövle bir tedbir gelmişti... İbra - him Paşa, kumanda ettiği — &sire- tinden mürekkep — Hamidiye Süva- ri Alayı ile Hicaz şimendifer hatt. nı muhafazaya memur edilecekti. Bunun için de kendisine böl para ve- riledekti... Hiç şüphesiz. ki İbrahim Paşa bu vazifeyi ifa ederken çöldeik Araplarla mücadeleye girişecek ve bu mücadelelerin birinde de, maiye- ti halkı ile tepelenip gidecekti. lArkası vari (1) Anadelndaki milii mefküre ve kuv- ai İmha etmek için ihdas olunan Anadol zifesini kabul eden Zeki Paşa. TAN ABONE VE ILAN ŞARTLARI İsi wiahat umumi mifettişliği) va» TÜRKiYE Sağlık Öğütleri Hastaneler nasıl çoğaltılır ? “Yurdunu ve yurddaşını çok se- ven bir yurddaşımız” geçen gün bi- zim gazetede çıkan bir resimli ma- kaleyi görmüş... ve okumuş. Gazete- lere resim koymaya yen! başlanıldı- ğı zaman bazıları: Bu resimler oku- ma bilmiyenler içindir, demişler. Fa- kat resimli makalenin yazısı da ol; duğuldan, yurddaşımız bunu gör -| müş ve okumus demeye mecbür ol- dum... Her neyse bu sayın görücü - müz ve okuyucumuz bana önemli bir mektup yazmış. O resimli maka- lede benim hiç parmağım bulunma - makla beraber, yurddaşımızın fikir. lerini bildiriyorum. Bu zat hasta - nelerin çoğaltılması için şu gelir kay naklarmı gösteriyor: “Ayda 210 lira ve daha ziyade maaş ve Ücret alanlardan her ay beşer lira, iki yür lira ve daha ziya” de kazanç vergisi veren bilümum es- naf ve tüccarla sanayi orbabından “keza”, altı ve daha ziyâde dairele ri bulunan apartman sahiplerinden “keza”, Senede bir güne mahsus ol- mak Üzere köprüden yaya geçecek» lerden, bu sefer “keza, değil, sade- ce beş kuruş... VW .8." Yurddaşımız böylece gelir kaynaklarını göster * dikten sonra bana da: — Siz ne dersiniz?.. Diye soruyor. Benim diyeceğim $u dur ki, her şeyden önce yurddaşımı- zı, bu kadar taze fikirler sahibi ol - masından dolayı tebrik ederim. Fa- kat zannımca o fikirlerin tatbiki Za manı henüz gelmemiştir. Vaktile, hastaneleri açmak bir merhamel © geri olabileceği sanıldığı zamanlarda öyle şuradan buradan iane toplaya- rak hayır müesseseleri yapılırmış. Tarih bir tekerrürden #beret olduğu- na göre belki ilerde —her halde pek usak olmasmı temenni edeceğimiz bir zamanda— hastanelerin ancak merhamet eseri olabileceği telâkkisi yine geri gelir Şimdiki halde haslane açmak mer hamet eseri değil, bir devlet veya| belde vazifesidir. Bu vazifeyle mü- kellef olan içtimai kuvvet, hiç kim- #eden iane toplamadan, (kendisinin biltçesile bu vazifeyi yapar. Ancak hastane açmak içtimai vazifedir, de- nilince, orayâ herkesin bedava girme ye hakkı olur demek değildir. Beda» va hastaneye yalnız bedava girmeye hakkı olanlar alınır, böyle bir hakkı olmıyanlar da paralı habtanelere gi* derler, Istnbulda o hastanelerin ihtiyaca yelişememesinin bir sebebi de, hak- kı olsun olmasın,. herkesin bedava hastanelere gitmek istemesidir. Has tanede bedava yatmak, hattâ beda vadan yalnız muayene edilmek için İlnsanm daha (sağlık halinde bunu düşünerek ve kudreti yoksa, beledi- yeye baş vurarak bir fakirlik vesi- | kası alması lâzımdır. Bu vesika ©-| binde bulunan bir adam memleketi- nin herhangi bir noktasında hasta düşse onu bir hastane tedavi eder ve tedavi parasmı o fakire bakmak- I& mükellef olan belediyeden alır. Kudreti olanlar yani çalışarak az veya çok kazananlar da yine sağ-| ilik hallerindeyken bir hastalık sigor | tasma yazılmlar. Sigorta idaresi on-| lizı hastalıklarında tedavi ettirir. Bü hastalık sigortalarını bazı mem- İeketlerde devlet, bazı yerlerde çalı” san adamlar kendi aralarında kurar lat ve sigortaya yazılmış olanlarm sayılarına göre hastaneler yaptırır- lar. Hastalık sigortasma yazılmamış © lan daha yüksek kudret sahipleri de hasta oldukları vakit paralı hasta - nelere giderler, Avrupa memleketlerinde hastane- ler bu suretle çoğalmıştır. Bizde de tahif böyle olacaktır. Fakat bizde hakiki devletin yani cümbhuriyetin kurulmaşı daha bek yenidir ve cüm- ! Bir milyondan fazla sermaye ve ihtiyatı tamamen memleketimizde bulunan A-N ASD Ork“ y SERMAYEDARLARI: ÖZ Müessesesidir iŞ VE ZiIRAAT BANKALARI Istanbul, Yenipostane karşısında, Büyük Kınacıyan han - Telefon 24293 8.9.9386 TÜRK .. YAV. > ts.r.e #93 N De Az *2..s.7İ *le5 #y 5 tpow .n.6.5 ve * R.D.& ? Koz kör. (5) oynar ve bütün e- veleri yapar. Bu meselenin halli 10 Eylul şembe sayımızda çıkacaktır. 5 Eylül Cumartesi sayımızda çıkan meselenin halli Per. “A 65452 di .- v R.10.2 w *n DV: *87 Müzayede neticesinde (8) 6 kör ta ahhüt etmiş ve (W) kontra ederek karo (R) si ile oyuna başlamıştır. İki tarafın kâğrtlarını görmiyen (S) na- sıl oynamalıdır? wv) (Meseleyi verirken ( söylediğimiz gibi bu el bir müsubakada oynanmış» tır. Dört oyuncudan üçünde birer şi- kan bulunması pek hadir görülen bir tesadüf olmukla berâber bir mesele kurmak için tertip edilmemiştir.) (S) in şöyle bir muhakeme yürüt- mesi gerek. (W) nin kontra etmesi koz (R) sinin; karo (R) si ile başla- ması da ayni renkten (D) nin ve hat- tâ (V) veya (10) nun onda bulun- duklarmı gösterir. (S) de sağlam 3 leve, yani 3 (A) var. Ön ikiye < var- mak için lâzrm olun 8 leveyi kozları ile yapmak lâzım. Bu hesaba göre: !” Birinci karoyu yerden Kesip pik| (A) nı oynar, Bunun üstüne elinden bir teefi atar. Üçüncü levede yerden pik (2) sini oynayıp'alttan (6 kozla keser. Dördüncüde alttan karo oyna- yıp yerden keser. Beyincide yerden (3) piki elinden (© ile keser. Altın- cıda elden (4) karoyu yerden 65) ile keser. Yedincide yerden bir pik. öy- sayıp elden (V) ile keser, Eğer Wu noktada (W) de (R) Use keserse me- sele halledilmiş olur; fakat, tabii, (W) koz (R) si ile kesmeyip elinden bir küçük trefl atar, (S) sekizinci levede elinden (karo (A) nr oynar ve yerden bir trefl atar. Dokuzuncuda trefl (A) sı, onuncuda den küçük trefi oynayıp yerden (9) ile keser. On birincide yerden pik (A) nı oynayıp elinden koz (A) le keser! On ikinci levede elinden trefl oy- nar. (W) (R) ile keserse yerde tek kalan koz (D) si sağlanır, Kesmezse trefl (D) ile kesilip 12 incileve ya- pdlır, ——— ——— huriyet kurulduğundanberi memle » ketin bütün ihtiyaçlarını düşünmek» ten hiç geri durmamıştır. Hastane- lerin çoğalması için lâzım olan ve başka memleketlerde tatbik edilen usulün burada da tatbikine elbette Yenisinemamevsimi! hususiyetleri nelerdi Gündelik Sinema sütünu açıyo yeni gelen filmleri sütunda Iki gün sonra, İstanbul, sinema mevsimine giriyor. Bu mevsimin başlıca üç hususiyeti var: 1 — Gazetemiz Türk matbustm- da Ilk olarak gündelik bir sinema sütunu açıyor. Memleketimizde #e - | nede 14 milyon kişi sinemaya git - mektedir. Gazetemiz bü alâkayı ce- vapsız bırakamazdı. Bu gündelik sü- tunu onun İçin açıyoruz... 2 — Geçen seneler küçük sineme- lar ârasma girmiş ölan Bihamra $#i - neması, Sakarya ismile ve yeni bir müdüriyet ile tekrar büyük sinema- Jar arasına girmişti. 3 — Sessiz film zamanında kazan- mış ve rağbet, görmüş yirmi" kadar eski mevzuun sesli ve bazıları renk- li olarak yeniden filme almmıştır. Bu mevsim onları göreceğiz. Bir dördüncü hususiyetten daha bahsedebilirdim. Fakat bu henüz bir tasavvur oldulundan sadece kayıt ile iktifa ediyorum. İstanbul eğlencele- ri mevzüu bahsolduğu sirada, son söneler tatbik edilen sinema ve ti - yatrolarm kapanma saatlerini tah - did eden talimatnamenin kaldırıla - sağ söylenmişti. Eğer bu. tahdidden vazgöğuse, muhakkak ki; İstanbulun gece ha - yatı kazanacaktır ve geçen yıllar, bu tahdit yüzünden ötesi, berisi . kesil - mek mecburiyetinde kalınmış “olan birçok filmler gibi, bu senenin bü - yük filmleri artık böyle bir akibetle karşılaşmıyacaktır. Başlarken, iki güne kadar sinema mevsimine giriyoruz, demiştim . Mevsimi, ilk defa olarak “Saray, ve “Melek,, sinemaları açacaklardır. Perşembe günl yeni bir program- la başlayacak olan bu sinemaları cu- snamere tertip edildi. Bu müsamere- de İstanbulda bulunan saylavlardan Üniversite yerli ve yabancı profesör leri, avukatlar, “ gazetediler, birçok doktor; eczacı, diş tabfbi ve refika - ları hazır bulundu. Taşla başı ezildi sıra gelecektir. Biraz sabırlr olunuz sevgili yurddaş, “ve hastane açmak için iane kaynakları aramakla zih- ninizi boş yere yormaymız. LOKMAN P. 5. — Dünkü yazımda, hafızın meşhur beytinin sonunda Buhara de gil, buharara olduğunu büyük şairi tanıyan veya farsça bilen okuyucu- larımız elbette kendi kendilerine an- lamışlardır. Mardin, (Tan) — Palas oteli sahi- bi Abdülâziz, çoluk çocuk” avludaki tahtta yatarlarken sabaha karşi damdan bilyük : bir - taş. atılmıştır. Taş, Abdülüzizin karısı Minirenin başımı ezerek biçareyi öldürmüştür. Taşm kimler tarafından atıldığı hö hüz anlaşılamarıştır.” Tahkikat de- vam ediyor. Okuyucularımız, günün sinema haberle bulacaklardır ——— m — ———————— Bir sağlık yuvasının on birinci Ortaköy Şifa: yerdirnin “yil dönümü töreninde hazır b Ortaköy Şifa yurdunun on birinci yıldönümü mtnasebetile evvelki gün milessesenin parkında güzel bir mü- ve “diğer tafsilâtı mi İ ma günü, “İpek, sinemasi decektir. İl “Artistik,, ve "Türk,, henüz, ne gün açacaklarını miş değillerdir. Fakat birk#ij sıla fle onların da yeni film termeğe başlayacaklarınd edilemez. # ğ Hemcn her mevsim, ta sus ile" sinema ( âleminde Sallan, eler. KİNE meze. teuse Racky isminde bir y İ ceğiz. İsmini ilk defa işittiğiniz ni yukarıda ilk dei edis yıldızı, meşhur reji keşfetmiştir. Fena aktör, fakat.çok olan Willi Vorst'un keşif! dandığını hiç görmedik. 'Hortense Racky nasıl ol” urg Tiyatrosu, «isimli b göreceğiz. Bu ismi not edi Müsamereye saat 17 de donun çaldığı İstiklâl » landı, bunu Yurdun sahibi kimi Dr. Ahmet Asım © söylevi takip etti ve sonf” liler hazırlanan bilfede i“ ler. Şehirde hastahane mamlamak bakımından rülen Şifa yurduna dah ler muvaffakıyetler dile)” Edirne asfalt Edime, (Hususi yu den) — İstanbul - EĞİ birinci kasım beton na. başlanmıştır. sın Malş, Tekirdağ. NA”, Aülli ve bir kısım ve tecrübelerini bitirmi her kında iyi bir çarpıyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: