14 Eylül 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

14 Eylül 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No, 45 ” TUR TAN İZLANDAYA << Ku — Yazan : Kadircan Kojh — AKINI “Sizi bu kıyafetle orada görürlerse Türk olduğunuzu anlıyacaklardır. Kızın âdını bileydiniz biz gider, arar ve her halde bulurduk,, Bunları söylerken ayni zamanda küçük salonun bir kenarındaki kendi kızı Kristine bakmıştı. Bu kız ancak on beş yaşında gö- rünüyordu. Kalım iki örgülü sarı saç larmı başımın etrafına sarmıştı. Sır. tında dar bir yelek, belinden aşağı- sında geniş ve kıvrımlı bir eteklik, önünde de işlemeli beyaz bir önlük vardı. Ayaklarma tabanları tahta - dan pabuçları giymişti. Açık mavi gözlerinde hayranlık ve sevgi oku - nuyor, Dertli Hasana bakiyordu. Fakat Dertli Hasan oralarda de - gidi, 'Hakona cevap verdi: — Hele Bessastadire gideyim de Onu bulurum ben.. Kim bilir, belki Aranızda da kâlırım. Eğer böyle olur Mse sizi tekrar gelir, görürüm. — 'Tekrar görüşmemiz! candan di- lerim. Fakat ben korkuyorum, Be. ba kalırsa siz buradan hiç gitmeme. Wisiniz, — Niçin? — Sizi bu kıyafetle orada görür. lerse Türk olduğunuzu anlayacaklar ve yakalıyacaklardır. Eğer kızm a- dmı ve kimin kızı olduğunu bileydi- hiz pek iyi olacaktı. Biz gider arar. dık ve her halde bulurduk. Estrid de Dertli Hasanr sevmiş o- laydı ve onun nerede olduğunu öğ - Tehince geleceğine güvenseydi ken - disi gitmiyebilirdi. Halbuki iş böyle değildi. Şimdilik genç kızı yine ka - Sırmaktan başka çare yoktu. io Bununla beraber Hakonun dedik. Öleri de yerindeydi. — Bana sizinki gibi bir elbise ve- #irseniz bunun da önü alınmış olur. Dedi, Her neye mal olursa olsun gitmek Hakon artık w m k Dertli Hasanm odasını, yatağını) hep Kristin hazırlamıştı. Hasan odaya “girerek soyunacağı Sırada yine genç kız görünmüştü. Şamdandaki mumun soluk ve titrek Yiklarında bü uzunca ve beyaz yi - Ün, ay ışığından işlenmiş gibi bir hali vardı. Hele mavi gözlerinin se- vimli bakışları bir yaz sabahmdaki durgun denizi andırıyordu. Genç kız: — Başka bir arzunuz var mıdır? Diye sordu. Dertli Hasan bu yüzde ve bu se8- te bile Hstridi hatırlamış, onun ha- Yalile bir an önce başbaşa kalmak stemişti — Yoktur, Demek için başını kaldırdı. Kistin geniş etekliğini yanlarm- Ön parmaklarmın uçlarile tutarak ken dizlerini kırdı ve reve - Pena değildi. Dar bir ceket, bir kömer, dizlerin Mtma kadar inen kısa ve uçları biiz- Meli dar bir pantalon.. Pantalonun yükselen çoraplar, toka- iskarpinler.. İskemlenin arkasında ve duvarda asılıydı. Rengi siyahtı ve yukarıya doğru kalkarak köşeli bir biçim almıştı. Hasan elbiseleri giyince bir cendereye girmiş gibi buldu. Türklerin hafif ve e ge İ p Bugünkü Izlanda manzaralarından * — Bir müelüman eğer haşına şap- ka giyerse gâvur olur. Demişlerdi, Halbuki Recep Reis kaç defa ne- relerde gemiler bulunduğunu anla- mak için leventlerden bir veya ikisini yerlilerin kıyafetlerine sokarak © İs- panya, İngiltere ve İrlanda limanla- rma göndermişti. O da şapkayı keyif için giyecek değildi ya... Yatağa uzandı. Hulyaya daldı. Gözlerinin önüne hep sarı kız ge- liyordu. Kalbinde ve (o dudaklarının ucunda hep onun şarkım vardı: Çıktım denizlere gözlerin deyu; Dinledim yelleri sözlerin deyu; Baktım sadeflere ellerin deyu; Andırır seni her yanım Sarı kız... Bu hulyalarla dolu olarak uyudu. yasında sarı kızı buluyor, onun, i görerek da düğün yapılıyor ve zifaf olacak... Tam gelinin duvağını açacağı sıra da bir düdük ötüyor. Bu, leventleri gemiye ve silâh ba- şma çağıran bir kumandadır. i; Gemiye!... Düşman Diye bağıranlar var. Dertli Hasan sevgilisinden ayrıl mak istemiyor, Birdenbire uyanıyor Ve sabahın ilk horoz sesleri duyuluyor. Bir odada yapyalnızdır. Bir anda her şeyi hatırlıyor ve ri. diriyor: Elen Başbakanı muavini ve akşam saat 21 de radyo ile neşredi- len büyük bir nutuk söylemiştir. B. Zavitsianos bu nutkunda ezelim 16 demiştir ki: “— Hükümet, Yunanistanın ekono mik kurtuluşuna büyük bir imanla i- nanmaktadır, bu imanım mesnetleri şunlardır; Yunanistanm ekonomik ve finan- sal realitelerinin derin surette tahlil edilmiş bulunması, birçok kıymetli iş membalarmı korutan ve işçilerle iş vericilerin arasinr açan komünist ha- reketinin nihayetlenmiş olması, Elen milletinin kanaatkâr bulunması, mil letin ekonomi ve teşebbüs hasletleri- dan başka emniyetimiz, tarihin ver diği muazzam manevi kuvvete, bu günkü hükümetin teşekkül tarzmö ve memleketimizin ekonomik, siyasal ve moral hayatını yıpratan ve zehir- Teven siyast partilerin kaldırılmış bu- “| ğiniz kadar oralada kalacak ve yada bile olsa yeniden sarı kızı gö-| Yuranistanın Finans Bakan: B. Zavitsianos dün! ne malik olması, ahval ve geraite | .İ pek çabuk uyabilmesi. Bütün bunlar Çok tipik bir Islanda çiftliği rebilmek için gözlerini kapatıyor. Lâkin boşuna yoruluyor. Çünkü artık onu göremiyor. — O halde hemen yola çıkmalı, Zaten dün akşam böyle karar ve- rilmişti, Kalktı, Sabahın alaca karanlığın. da pencereden giren silik aydmlıkta çabucak giyindi. Bu sırada kapı vuruldu ve Hako- n,un sesi duyuldu: — Vakit geldi kalkmız. — Kalktım, hazırım. Hasan kapıyı açtı ve ev sahibile kargılaştı. Sokak kapısınm önünde iki at var dı. Bunlar kısa boylu tıknaz hayvan- lardı. Sarışın ve ince bir (e delikanli onları tutuyordu: Hakon tanıttı: — Kâlibim Awtbert... - Yolları da Bessastadiri'de pek iyi bilir. Diledi. size lâzım gelen yardımı yapacak. Onun arkadaşlığından çok fayda görece- ginize eminim. Biraz İngilizce bildiği için onunla konuşmak mümkündür. — Bana orayı biraz gezdirsin. Kal masma lüzum yok... Delikanlı iki sıra beyaz dişlerini göstererek gülümsedi ve elini Dertli Hasana uzattı. Hakon onu dün akşam çiftliğe a- dam göndererek çağırtmış ve geç var kit gelebilmiş... Hakon'un kârısı, kizt, çocukları ve Dertli Hasanm gideceğini bilen kom» şular da üçer beşer toplanmışlardı. (Arkası var) yeni ekonomik rejimi Metaksas hükümeti yeni rejim hakkındaki prensiplerini bildiriyor Atina, 13 (A.A.) Atina ajansı bil-|lunması keyfiyetine dayanmaktadır. Yunanistanm ekonomik kurtuluşu" na emniyet ve İmanımızm başka ve en mühim mesnedi de kuvvetli ekono miler rejimidir. Ekonomiden bahset- tiğimiz zaman, hundan katiyen sefa- let mânası çıkarılmamalıdır.. Bizim ekonomiden anladığımız müna, gerek devlet olarak, gerek fert olarak her türlü israflardan vazgeçmektir.,, Zevitsianos, bundan sonra evvelki bütçelerdeki israfdan bahsederek de- miştir kiz “4 Mecburi surette drahminin is- İtikrarı terkedildikten sonra vergiler 2.500 milyon drahmi nisbetinde artı- rılmış, fakat bununla beraber, mem- leketin müdafaası ve iaşesi için hiç bir şey yapılmamıştır. Çünkü siyasi partilerin bilhassa tuttukları ve flti- mas ettikleri kendilerine mahsus müş terileri mevcuttu. Vaziyeti anlatmak için yalnız şurasmı, söylemekliğim kâfidir ki, 4 Ağustosta idareyi elimi- ze sldığımız zaman yeniden 300 mil- yon ârahmilik israf yapılmasını istil zam eğen ve tatbik edilebileceği kâ- Bir sarhoşun yaptığı marifet Mızıka çalarken sahne- deki kadınla dansetmek istedi Evvelk gece Erenköyünde Çmardi- bi tiyatrosunda bir tulünt kumpanya- 41 feci bir dram oynarken Mahmut Ibrahim isminde birisi müzikacılara iki lira vererek bir dans havası çal- dırmıştır. Sarhoş olan adam, muzika başlaymca hemen sahneye fırlamış, | oyunda anne rolünü yapan kadma sa rilarak onunla dansetmek istemiştir. Bu sırada seyirciler arasında karışık» lık başlamıştır. Sahnede oynayanlar Mahmut İbrahimi aşağı İndirmişler- İdir, Suçlu, halkm rahatmı bozduğu iddiasile polise verilmiştir. Kazma ile yaraladı Sarıyerde Şükrü ve Hasan adında iki işçi çalışırken yevmiyelerini tak- sim etmek istemişler, fakat bu sıra- da kavgaya tutusmuşlardır. Bunlar. dan Şükrü, yanımda duran kazmayı kaptığı gibi Hasanm başına vurmuş ve zavallıyı ağır surette yere sermiş- tir. Şükrü yakalanmış, yaralı hasta- neye kaldırılmıştır. Kandırılan kız Kasımpaşada Pişmaniye mahalle - sinde oturan 15 yaşmda Hatice, zabi- taya müracast ederek Üç ay evvel Şaban isminde birisi tarafından izdi- vaç vadile kandırıldığını, iki aylık ge be olduğu halde kapı dışarı edildiğini söylemiştir. Şaban yakalanmıştır. Motosiklet çarpt! Dün gece Edirnekapıya gitmekte 0- lan 170 numaralı motosiklet, belediye temizlik işleri müfettişlerinden Emi- ne çarpmışlır. Emin yaralanmıştır. Motosikleti kullanan Ston yakalan - mıştır. Ayağı kırıldı Denizyolları idsresine alt Anafarta vapurunda mavnalara mısır taşıyan e Fehminin ayağı kazaen sapa- “ve dilşerek kırdmıştır. Fehmi, Beyoğlu hastanesine kaldırı). mıştır. Marifetli hasta Haseki hastanesinde tedavi edil - diklen sonra taburcu çıkan Mahmut bey nahiyeğinde sakin Fatma, ayrılır MARI ANTUVANET.. ROMON Çeviren: Restan 4. E. YALMAN Fersen: “ Ben kararımı verdim, evlenmiyeceğim. Çünkü..,, diyordu Ayrılacağını söylediği zaman sa- rayda kaldığı son günlerde kraliçe yüzüne baktıkça gözleri yaşlarla do- luyordu. Fakat her ikisi de günah işlemeden biribirlerinden ayrıldılar. Ve muhabbetleri saf ve temiz kaldı. 1779 senesine kadar Försen ile kra- liçe arasmdaki münasebet bu şekilde kaldı. Fakat ondan sönreki seneler daha tehlikeli ve ateşli geçmiştir.Bu aşk faclaşının ikinci perdesi de böy- le kapandı. Uçüncü perde; Yersen tekrar Fransaya döndü. Dört sene Ameri- kada kalmıştı. Bu zaman zarfında kraliçe ile mektuplaşmışlardı. Fran- sa toprağma ayak basar basmaz he- men saraya koştu. Artık biribirle - rinden hiç ayrılmamak, bep beraber yaşamak istiyorlardı. Fersen krali- çenin arzu ve emirleri Üzerine Fran- sa ordusuna zabit yazıldı. Fersenin babası bir türlü bunun manasmı an- İyamıyordu. Oğlu niçin muhakkak Fransada kalmak istiyor, Tsveçe dön mlyordu? İyi bir aileye, yüksek bir tahsile ve pek hoş bir yüze malikti. Bu halde İsveçte mükemmel bir iz- divaç yapabilirdi. Halbuki en zen- gin ve güzel kızları bile reddediyor. du. Babasma yazdığı mektuplarda şöyle diyordu: — Beni kararımı verdim, Pvlenmi- yeceğim. Buna imkân yok. Yegine evlenmek istediğim kadmla da bunu yapmak kabil değil, Mademki beni eldden seven kadmla yaşıyamıyo- rum. Hiç kimseyle yaşamak İste. mem. 'Bu satırlardan kasdettiği kadmm Eraliçe olduğu anlaşılıyordu. Baba- sma yazdığı başka mektuplarda da Fransada kalmasmm bir çok sebep- leri olduğunu söylüyordu. Fakat bu kalışm tek sebebi Kraliçeye olan aşkı ve ondan ayrılmak istemeyişi idi, E- sasen Fransız ordusuna yazılmak ar- zusunu gösterdiği zaman da derhal bu işle bizzat Mari Antuanet meşgul olmuştu. O zamana kadar hiç bir ta- yin ile alâkadar olmadığı halde bu mesele ile bizzat uğraşmıştır. İşte Kraliçe ile Fersen'in arasmda: ken hastanenin çarşaf, yasdık yüsü, gömlek ve terliklerini bohçasına koy muş, kapıdan çıkarken yakalanmış - tır. Kumar oynarken Galatada Demirciler sokağında 24 numaralı pansiyonda oturan Dimitri kızı Sürüzya, Şaba, Adil, Manol zar. la kumar oynarlarken yakalanmışlar- dır. Otomobil 'altında kaldı Kalyoncukulluğunda Günlü çıkma- zmda oturan Marika, Galatasarayda caddenin karşı tarafma geçerken 2560 numaralı otomobilin altında ka larak göğsünden yaralanmıştır. Alacağını istedi diye Beyoğlunda Kumbaracı yokuşun - da 3 numaralı evde oturan Fatma. kiracısı Hürremden alacağını iste- miş, kirset da eline geçirdiği sopa ile Fatmayı başından yaralamıştır. Suç- lu yakalanmıştır. Çalarken yakayı ele verdi Sabıkalılardan Sıçan Salâhaddin evvelki gece saat”22 de Galatasaray- dı tramvay bekleyen doktor Eminin arka cebindeki cizdanı çalarken ya- | kalanmıştır. Kalfa ile çirağın yaptıkları Kantarcılarda terazici Mehmet Ce- milin dükkânma evvelki gece hirsiz Tirmiş, yedi el terazisile dört kiloluk dirhem Ve içi para dolu bir kumbara salmıştır. Tahkikat neticesinde hır sızlar 15 gün evvel dükkândan ç- karilan 13 yaşında Sabri ile kalfa Mehmet olduğu arlaşılmış, her ikisi ie yakalanmıstır. m—————mm naati-ile tasvip edilmiş bulunan yeni kanun projeleri karşımda bulunduk. Büttin bu kanun projelerin! mlizake- ve ve münakaşasız derhal iptal ettik. ki münasebetin İlerlemesi bu seneler zarfındadır. İki sene hiç istemiye rek sirf vazife olarak İsveç Kralma yaverlik etmiş ve Fransadan ayrıl. mıya mecbur kalmıştır. Mari Aptunnet te bu aşkı sayesinde tamamile değişmiştir. Kendisini zevk ve sefahat muhitinden çekmiş. Bir sürü züppe arkadaşlar ve kıymetsiz insanlarla arkadaşlık etmekten vaz geçmiş ve bir tek dost ile görüşmüş” tür. O da Fersen.. Gerdanlık meselesinden sonra u- mumi bir kin karşısında kalmea bi- risi tarafından sevilmek himaye edi! mek ihtiyacı daha ziyadeleşmiştir. Esasen kendisi de daha olgun bır kadm haline gelmiş ve herkesin ilti- fatlarına aldırmaz olmuştu. Bir tek insan tarafından ciddiyetle ve derin bir şekilde sevilmeyi herseye tercih etmiştir, Fersen de sevdiği oOkadm herkes tarafından tahkir edilip kirle- tildikçe bücuma uğradıkça onu daha fazla sevmiştir. Etrafında binlerce Aşik döleşirken ondan kaçıyordu. Şimdi herkes onu terkedince o mey- dana çıkmış himayesiz ve yalnız ka- lan sevgilisini teselli etmiştir. Mari Antuanet bedbaht ve metruk oldukça ona bütün bunları unuttur. mak ve aşkı ile onu avutmak istiyor- du. : Peci bir şekilde ihtilâl büyüdükçe Kraliçe tehdit altında Köldıkça ikisi biribirine daha ziyade yaklaşıyor da ha birleşiyordu. Bir çok şeyler kay- bettikten taç ve tahtı elinden alındık- tan sonra bile büyük aşkı ile Fersen bütün bunları unutturabilmiş ve Ma- vİ Antuanet'in son zamanlarmı mes'- ut etmiştir. Eskiden daha zayıf bir his olan bu âşk felâketle kuvvet bulmuş ve de rinleşmiştir. Herkesin gözünden bu- nu saklamak ve belli etmemek için ellerinden geldiği kadar çalışıyorlar. dı. Trianon'a gideceği zaman bin tür« lü hileye müracaat ediyor ve Kraliçe nin şüphe altında kalmasmı İstemi yordu. Fersen hiç bir zaman Polig- nac'ların eğlencesine iştirak etmemiş sarayda verilen balolara gelmemiş- tir. Kraliçe yine mutat zevat ile gün- düzleri eğleniyor gündüzkü hayatı tan başka bir de gece hayatı var. İşte Fersen o zaman yağıyor. Bu beş sene zarfında Kraliçe ile yakmen görüşlyorlar, (buluşuyorlar. Fakat bu ancak çalmmış saatlerdir. Mari Aantuanet çok cesur olduğu halde yine Fersen ile gizli buluşmıya çeki- »iyor. Etrafmdakilerin hiç birisine itimadı yok. Ancak geceleri bir iki saat görüşebiliyorlar. O da bin müş- külât ile.. Sırlarma vâkıf olan Saint Priest şöyle anlatıyordu: Fersen atına binerek Trianon'un bahçesine giderdi. Kraliçe de bahçe- de dolaşırken ona tesadüf eder ve ko- nuşurlardı. Bu mülükatlar haftada üç dört defa oluyordu. Fakat buna rağmen herkesin nazarı dikkatini celbediyor ve dedikoduyu mucip o « luyordu. Beş sene bu şekilde felekten birkaç sâat galarak görüştüler. Hattâ bazı günler başbaşa bile kalamıyorlardı. Mari Antuanet çok âşık ve çok cesur olmasına rağmen yine korkuyordu. 1790 senesinde ayrılmazdan evvel Fersen bütün bir gün sevgilisile be- raber kalmış olduğunu hatıra defte. rine kaydetmiştir. Facianm son perdesi ihtilâl içinde kan ve ateş İçinde geçmiştir. Burada felâket keder ayrılık ve ölüm sahne- leri vardır. Asıl tehlike zamanında herkesler kaçarken mes'ut zamanlarda uzak duran hakiki dost ortaya çıkmıştır, Kraliçe için canmı vermeye hazır o- lan bu mert delikanlı ibtilâlin karan- uk günlerinde Mari Antuanet'in hep yanmda kalmıştır. Sevgilisi tehlikede oldukça o daha kuvvetli oluyor | ve onun bir prenses, bir Fransız Krali- çesi olduğunu unutarak onun yanıns da bir hayat arkadaşı gibi bulunayor du. Hergiin saraya geliyor. Bütün yapılacak işlere nezaret ediyor yazı lacak mektuplar onun elinden geçi- yor, en tehlikeli vaziyetlerde Kraliçe ondan akıl danısıyor. Bütün endişe lerini korkularmı ümit ve heyecanla rmı ona söylüyor, Iztırap içinde dök» tUğU göz yaşlarını Fersen görüyor. Herşeyi kaybederken bütün dünya ondan uzaklaşırken bütün hayatımda aradığı şeyi, kuvvetli namuslu ve ha“ kiki bir dostu bulmuştu. (Arkas var) Bu hafta çıkan Yeni Kitaplar Her pazartesi bir liste Silâhsız müdafaa usulleri Fi Zeki Bilen 5 Ekonomi ilminin tekâmül tarihi. Dr. W. Röpke - Dr. Balkanlar ve Türklük Yaşar Nübi 100 Rus kızı Artan Claude Anet 50 Marksizmin Prensipleri FR. Engels: F. YALÇI 15 Kitabı hakkmda izahat verilir. Sipariş almır ve gönderilir. Yeni Kitapçı İstanbul: Ankara caddesi

Bu sayıdan diğer sayfalar: