25 Ekim 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

25 Ekim 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kime ne? MARİFET! Bir yeni federasyon reisi spor- cuların kaprislerinden şikâyetçi- dir. Gazetenin birine yazdığı uzun- ca bir makale ile hep bundan yu- Bip yakılıyor.. Seyahat şartlarm- dan, yiyecekten, içecekten, müsa- baka şeklinden, şundan bundan, havadan, sudan şikâyet eden spor- i Bır Kadının Hayatı “Macbeth, den sonra Şehir Tiyat- rosu “Bir kadının hayatı, nı oynu- Yor. Programa baktım: Suint - Geor- 6s de Bouhelier yazmış, Bedr Tuncel tercüme etmiş. dı Eseri, büyük bir sabır ve metanet İle sonuna kadar seyrettikten sonra mütercimin isminin verdiği bir tedai ile Hasan Bedrettin ve onun tercüme tercüme etmiş olsaydı, ismine “Bir) ” Yazan: Paolo Zappa Meliladan otomobilimle yola çık Bu sözü âdeta bir emir gibi söyli- Arabamı hemen dündurdum, Adam ve bana bakmağa başladı. Üstünde bir sürü cepleri olan bir Arriut Dağının Delisi 20-14 vip ME in Çeviren: H.H. İstediği yere gelmiş olacaktım. Miştım, Fez'e gidiyordum. Selouane| Yol arkadaşım bana durmamı işaret civarma yaklaştığım sıralarda zayıf.) etti, Durdum ve o bana bir söz söy- kuru adam bana: “Dur, diye bağır-| lemeden otomobilden aşağıya indi. Ve bir kayanm arkasında kayboldu. Ben otomobilimi yürüttüm. Birkaç yen bu adam yolun kenarında bulu-| saat sonra beni hududa götüren İs - nuyordu . Panyol zabiti bu yolu almış olmaklı- ıma hayret etti. Ve ben kendisine bana doğru geldi ve benimle konuşa-| Yolda başıma geleni ve bünun için bu cağma ,kolunu kapının Üştüne daya-|tsrâftan geldiğimi anlattım: — Bu adam geniş kenarlı bir gap- ka giyiyordu, değil mi, dedi. kadının hayatı veya hayatı haki den sahneler,, der, bunu bir piyes di- ye oynatmaz. “Güzel Prenses, , “İn- tikam,, romanları gibi tefrika, halin- deket ve başında geniş kenarlı fötr bir şapkası vardı. Elinde kalın bir baston tutuyordu. Ve bu haliyle yaya devriâlem yapan bir serseriye benzi- cuyu göstererek “sporcu böyle ol- maz,, demek istiyor, Haksız değil.. Sporeu kendi ken- dini idare etmeli, Kendi kendine — Evet, dedim, onu tanıyor musu- nuz? — Onu hepimiz tanırız, dedi, ve ö- Galatasaray Beykoz B takım Lik maçları nihayet dün başladı ilk Karşılaşmalar tasarayı, Beşikta Eyüp Anadol Birçok dedikodulardan sonra nihayet dün üç. sahada B takımları müsabakalarile Taksim stadında ilk oyun Hilâl - Güneş arasında ola - ları maçından bir enstantane da Beykoz Gala- ş Süleymanıyeyı, uyu Yendiler lik maçlarına bilfiil başlandı. yetişmeli, iğmanlarmı yapmalı, s0- yahat masrafmı vermeli, kimseden muavenet görmemeli,, Bunların hepsi doğru, Dünyadaki amatörlük umdeleri bunu istiyor, Lâkin... Şu fıkrayı dinleyiniz: Bir köy mektebinde, hoc tale- veriyor, — Haydi oğlum! Git, şu karşıki bakkaldan bana bir Titre şarap al! — Parası?! — Para ile şarabı herkes alır. Marifet onu parasız almaktır Çocuk, sişeyi alıp gidiyor.. Biraz sonra avdet ediyor ve şişeyi hoca» sma sunuyor, Hoca susamış. He men mantarını açıp şişeyi oğzma dikiyor, dikivor amma görüver ki sise hoş. Hiddetleniyor, çocuğa 0- ruyor: beden birini çağırıp eline bir şişe | de neşrederdi. Yarabbi, o ne sıkıntı, o ne sinirleri İbozan hava! Şayet, bu eser, ziyanm Böz ve sinirler üzerindeki tesirlerini itetkik için bir eraya toplanmış “pa- tient,, larde bu tesirleri arttırmak) Jiçin yazılmış ise, elhak muvaffak ol (muştur. . Macbeth'te, Şehir Tiyatrosu sah- mesinde tek dekor vardı. Bir kadının hayatında 12 tablo ve muhtelif o de- Korlar var, Bu dekorlar, bir tek keli- me ile nefistir. Eserin —buna eser demek caizse — sahneye konuşu bü- tün mânasile güzeldir. Böyle vir sah- neys konuş, böyle bir dekor, en yük, en zengin dünya sahnelerinde, bundan daha iyi olmaz. Fakat dün- yanım hiç bir sahnesinde, sahyede bu kadar mızmız, bu kadar heyetansiz, ze ta kat k dü, yordu . Konuşmadan yüzüme dikdik bakan bu adamın sükütüne ancak birkaç dakika tahammül edebildim. Ve nihayet sabrım tükenerek : — Artık konuşsanız, dedim, ben. den ne İstiyorsunuz?. — Size Alhucemaya mi gidiyorsu - nuz, diye sormak istiyordum — Hayır, diye cevap verdim. Fe- gidiyorum, — Ueda tarikiyle mi, yoksa Afso rikiyle mi?. — Veda yoliyle... — Yazık, dedi, . Yabancı adam içini çekti. Bu defa da ben onun Yüzüne dikkatli, dik - tli baktım, Yüsü pek zayıftı. Saka- darmadağınık ve yanakları çöklk- Onda verem hastalığı çeken bir na Arriut dağm delisi deriz. Fakat © bir deli değil, daha ziyade betbaht bir adamdır. Lejiyonun eski bir za. biti Aloual hezimetinden bir sene ev. vel çok sevdiği ve çok güzel bir ka- dınla evlenmişti. Fakat birkaç ay sonra biribirlerinden ayrıldılar, Ay- rupada, kadınları ihanete teşvik &- den, kocasmdan başka” erkeklerin mevcudiyeti ve onların servetidir, Fakat Afrikada bundan başka bir de can Sikintısı, güneş ve iklim var. dır. — Demek, bu kadın kocasmıal- datmış öylemi?. — Öyle söylüyorlar, Onlar birbir. lerinden ayrıldıktan pek az bir zaman sonrada Aloual muharebesi oldu. Genç zabit Arruit dağının müdafile » rinden biri olmuştur. Muharebenin biraz sakinleştiği bir gün eski karısı bu kadar bıktıran, usandıran piyes seyredilemez. zavallınm hali vardı, Kileri beyaz, ve ağır iş görmemiş ellerdi, Ve gözleri harikulüde canlı idi ve tıpkı üstüne güneş vurmuş bir gölün sathı gibi pı- ril pır yanıyordu . Otomobilimi tam hareket ettirmek üzereydim. Garip tavır adam: caktı. Fakat Hilâililer gelmediğinden Güneş hükmen galip sayıldı. İkinci müsabaka Galatasaray - Beykoz arasında yapıl- dr. Çok zevkli bir oyundan sonra ilk devreyi tamamen | hâkimiyetleri altında geçiren Beykozlular kuvvetli rakip- lerine 2 gol yapmışlardır. yerli bir kadın kılığına girerek, koca- smm yanma kadar gelmeğe muvaffak olmuş. Kimbilir, zavallının ruhun - dan ne gibi duygular geçmiş, belki de kocasının ölüm tehlikesine maruz kal» dığını bildiği için ondan 8f talep et- — Nedir bu?! Alay mu ediyor” sun?, Şişe boş, Çocuk cevap veriyor: — Efendim! Dolu şişeden şarabı herkes içer. Hüner boş şişeden İç- mektir. : Aradan iki gün geçtiği halde. bu Piyesin verdiği sersemlik ile bir tür-| lü ne yazacağımı hâlâ topartıyamıyo. rum. Hayatımda bir kaç defa baygın- İkinci devre Galatasaraylılar hâ - kim oynamalarma rağmen Beykozun | canlı müdafaası karşısında ancak İ gol yaptıklarından müsabaka Beyko- Dankblök Bütün sporcular, bu yeni fede- rasyon reisinin dilediği gibi ideal vasıfta olsalar onları herkes idare eder. Hüner övle olmıyanlarla işi bildim, lik geçirdim, bir kaç defa nakavt ol- dum; Fakat derhal kendimi toparlıya Düşünmeye çalışıyorum. Gözümün — Bir iş seyahati mi, yoksa bir gezinti mi yapıyorsunuz? diye sordu — Her ikisi de, diye cevap verdim. Dudakları kalm olduğu halde çir - meğe gelmistir. Ve belki de ona “sa- na İhanet etmemiştim... diyecekti, — Biribirlerini görebilmişler mi?, — Evet, hattâ kocasınm tâ yanı önüne şöyle bir sahne geliyor. — Zaten iki gündür, her şeyi. pi- te olduğu gibi, sahne sahne görü- yorum — bir sihirbaz, mezarlıktan Mir math kai maa. seen a tk ceset vöcüde getirmiş, ona el- bise, oda, yatak, ev hazırlamış, hat- tâ yemekler bile, Fakat bir türlü bu cesedi diriltemiyor, ona hayat hefhe- demiyor, çırpınıyor, sonra bir o Bar num sirki gibi, bütün bunları teşhir kin ve sarı dişlerini örtemiyordu: — Neden Afso yolunu iinlihap et- mediniz? O yol çok daha güzeldir.” Bunu söylerken de otomobilin ka- ile: . sun galibiyetile neticelenmiştir, ri götürmektir. Şeref stadında İlk oyun Eyüp « Anadolü arasin - da yapıldı. İlk devreyi iki sıfır gâlip bitiren Eyüplüler ikinci devre bir, gol daha yaparak oyunu 3 - O galibiz nihayetlendirdiler. İkinci oyun Beşik taş - Süleymaniye arasında yapıldı. İlk devre 3, ikinci devre 4 gol yapan Beşiktaş 7 - 1 galip geldi. na kadar gitmiş. Fakat tam ağzmı açıp bir söz söyliyeceği zaman kör bir kurşun onuntam göğsüne İsale lüolarak düşmüş. O günkü hücumda esir düşen zavallı adam, serbest kal. dıktan sonra da bir daha hiç bura « lardan ayrılamamış, bu dağın tepesin- den her gece fosforlu bir alev görü- Ki, Me, Ne. A Urupa Şampiyonu... , Arif Pehlivan da Berabere Kaldı Bir senedir Avrupa serbest güreş şampiyonu olarak tanman Bulgar Şampiyonluğu Müsabakaları Eminönü Halkevinden: risinde kalmıştım: — Eğer muhakkak surette Ucda - dan gitmek istiyorsanız, ben inerim. dedi. Fakat size tavsiye ederim. Afso| yolundan gidecek olursanız kalırım. O yol fevkalâde bir yoldur, Üzeriniz- Fener stadında İlk oyun İstanbulspor - Topkapı arasmda oynandı. Ve İstanbulspor baştan nihayete kadar hâkim bir o - yundan sonra Topkapıyı 7 - 0 mağ- lüp etti. İkinci oyun Fenerbahçe - Vefa arasında yapıldı. Fenerbahçe 4 0 galip vaziyetteyken yağmurun faz Jalaşması üzerine hakem oyunu tatil etti, Yeni Hakemler Memleketimizdeki hakem azlığının | önüne geçmek üzere Futbol Federas- | yonunun hakemlik teklif ederek ken- dilerinden bu hususta yardım istedi- ği J milli takım oyuncuları dün akşam Federasyon tarafından Güneş Klüblünde verilen çay ziyafeti müna- #ebetile toplandılar. Bu toplantıda, eski milli takım o- yuncularndan Nihat, Nedim, Adil Giray, Burhan, Ulvi, Sadi Karsan, Sabih, Usturumealı Hüseyin, Kemaj Rifat, Sadri, Şakir, Sabit bulunmuş. lardır. Memleket sporu mamma eskiden olduğu gibi her zaman çalışacakları. nı bildiren milli oyuncularımız fede- rasyonun budileğini bilâkaydüşart kabul ödeceklerini, yalnız hakemlere itirâz eden oyuncular hakkında ağır cezalar tatbikini istemişlerdir. Federasyon bu hususta teminat ver | diğinden milli oyuncularımız bade - ma hakemlik yapmayı kabul etmiş - lerdir. Hakemlik nazariyatı üzerinde sa - Mh ve cuma akşamları olmak üzere haftada iki toplantı yapacak olan milli oyuncular, bir ay sonra bilfiil sahalarda hakemlik yapmaya başlı. yacaklardır. Askeri Liseler Atletizm Şampiyonası Askeri liseler arasındaki atletizm gömpiyonluğu müsabakalarına din Kadıköy stadında devam edilecekti. Fakat müsabaka saatinde yağınurun pehlivanı Dankolot Pariste Avrupa #ampiyonluğu Unvanmı ortaya koya rak yaptığı bir mlisabakayı kazan- mıştır. Bulgar şampiyonu bu gali- biyeti ile Avrupa şampiyonluğunu muhafaza etmiştir. Dankolof'un galebesi halk naza- rında hiç İyi tesir bırakmamıştır. Ni tekim Bulgar pehlivanı © Ringden inerken fena halde ıslıklarla kargı lanmıştır. Buna mukabi' maslin lan İsveçli Malmberg çok alkişlan- mıştır. Galibin ıslıkla, mağlübun alkışlar la kabulünü hikâye eden gazeteciler, bu aksi tezahüratın Bulgar sevim- sizliğine ve mütenasip bir atieiten ziyade bir deve benzediğine atfedi- yorlar. Pariste gündelik neşrolunan “O to,, isimli spor gazetesinin muharri- ri bu hâdiseden bahsederken hissini açıkça şöyle ifade ediyor: Doğrusunu söylemek lâsım gelirse dün galip Bulgar pehlivanının ıslık larla minderden indirilmesine vwka- bil mağlüp İsveçlinin çılgınca alkış- lanmasının ruhi sebeplerini ben de| hislerime uygun buldum. Fihakika spordan kastedilen sürat. sek re) çeviklik kabiliyetlerinin fazlası mağ Tüp olan kumral İsveçlide mevcut idi. Bulgar ise ham kuvveti, kalın | kolları ve tecrübesile mülsubakay, kazandı, | Bulgar pehlivanı birinci devrede İsveçlinin fevkalâde çevik bir oyunu ile mağlüp olmus, fakat ikinci ve ü- çüncü devreleri büyük kuvveti saye- sinde hasmı ezerek neticeyi temin etmiştir. Arif pehlivan Paris güreşlerinde Türk pehlivan diye ilân edildiğini haber verdiğimiz Mehmet Arif Pehlivan Bulgarm gü. reştiği gece Feliks Mike ismindeki bir Fransız pehlivanı ile 20 dakika. lık bir tecriibesizler müsabakası yap MIŞ ve berabere kalmıştır. yapılmasına imkân Verme: şampiyonanm son karşılaşmaları ge giddetini arttırması müsabakaların Türkiye serbest güreş gampiyon- | luğunu tesbit ve bilhassa yağlı gü:| reş pehlivanlarımızı beynelmilel va» | ziyeli bulunan serbest güreşe imale | kastile 20, 30, 31 Birinci ve 1 İkin- citeşrin tarihlerinde Taksim stadyo- munda müsabakalar tertip ettik. Bu güreşler gu şekilde cereyan edecek - tir: 1 — 29, 30 Birinelteşrin perşembe ve cuma günleri serbest güreş seçi - ediyor, İşte bu Şehir Tiyatrosudur. Piyesi seyrediyoruz. “Hava. yar ratmak için loş, çok loş bir ziya ter- tibatı var, Bu, insana o kadar müt- hiş bir tesir yapıyor ki, donduruyor, alkış veya tslık imkânların: ortadan derhal kaldırıyor. O kadar beter ki, perde aralarında nefes almak ve bir sigara içmek için dışarıya çıkınca bi- le, yanınızdaki ile yüksek sesle görli- de idi fil nü mi ve 31 Birinciteşrin cumartesi gü- nü finali yapılacak ve mükâfatları verilecektir, 2 — 1 İkineiteşrin pazar günü de eski an'anenin son bir gösterisi ol- mak üzere yağlı güreşler yapılacak- tr. Bu gartlar altında güreşlerimize girmek istiyen pehlivanlardan şim- diye kadar kayıtlarını yaptırmamış olanların hergün Evimizin Cağaloğ- lundaki merkez bürosuna müracaat- ları bildirilir. Karagümrük stadında Eminönü Halkevinden: 25/10/9036 pazar günü Eminönü Halkevi tarafından tertip edilen guy rifedere kulüpler lik maçların aşa- fıya çıkarılan program Zibi yapıla” cağı bildirilir. Program: Anafarta - Karagümrük Yıldız » Küçükpazar Akmapor - Yıldız 2 Ortaköy , Lânga 1345 Anafarta - Şarkşimendifer 15.30 a m aaa Türk donanmasının ziyareti arifesinde Atina 24, (A-A.) — Türk donan- masının Faler limanını beşrinisani sonlarna doğru ziyaretinden bâhse- den gazeteler, Türk donunmasnın ilk defa olarak dostça Yunan sula» rında demirliyeceğini “kaydetmekte ve Türk * Yunan odonanmalarını şarki Akdeniz sülhünün muhsfazası yolunda siyasi bir alet yapan iki memleket arasmdaki dostluk müna- 1045 şemiyoruz, ziya tertibatınm tesiri al- tındasınız. Eğer Ertuğrul Muhsin, bu tertiba- tı, piyesin ruhsuzluğunu o tamamla - mak için yapmış ise, mükemmel! . ra he “Bir kadının hayatı, bir Amerikan rejisörü tarafından almıp, Daştan 2- şağıya kadar değiştirilir ve bir film olarak gösterilirse çok muvaffakıyet kazanır. Veyahut, bugünkü hali İle, fakat bir pandomima şeklinde oyna- nır, ve müşteriler, piyes bittikten sonra dışarı çıkarılmak mecburiyetin de bırakılmazsa muvaffak olabilir. Çünkü koltuklar oldukça rahat, ve tablo aralarındaki dönen sahnenin gürültüsü bertaraf, gürültü yok. : kel Saint Georges de Bouhelier bu pi- yesl ile “Felsefe, yapmak istemiş. Halk tefrikalarının mevzularım teş- kil eden kolay tesirli melodramatik parçaları bir âraya getirmiş... Ve mevzuu dağıtmış, son tabloya basit ve alelâde seyirci üzerinde hemen da- ima tesirini yapan “verem,, hastalı koymayı unutmamış, Zavallı Ca- hide, zaten bu sahhede, ölürken biraz hayat bulabildi, Ve Galip, büyük ba- ba rolünde, bu facianın ve yatağın Ü- zerine kapandı. Talât otomobil sabahı ve teshir edici adam rolünde pek berbat idi. Sanki son dakikada, otomobil sahibi, teshir edici adamın işi çıkmış vel fa hayatı,, , bence seyircinin ölitmüdür, leceK haftaya tehir edildi. #ebeblerini tebarüz ettirmektedir. Fikret ADİL sesle konuşuyordu. rada Yolcu: çok büyük tesir bırakacaktır. Otomobilime giren gayet ciddi bir Bir manyak mi ? Bir deli mi idi? Yoksa serseri bir İozof mu? Lüzumsuz bir sahneye mahal bırakmamak ve bu hasta görü işti adamın da yoluna yaya devam etmesine mâni olmak için : — Haydi dedim, Afso yolundan gidelim, İnmeyiniz siz... — Çok âlâ, dedi, birkaç dakika son- Arriut dağindayız. Arriut dağının hikâyesini berde rkes gibi biliyordum. İspanyolların 20 temmuz 1921 se- Ve muharebeden sonra burada bir iniklik âbidesi yapılmış ve içine bu- bulunan kemikler konulmuştu. — Kemikliği gezdiniz mi? diye rdu. — Evet... — İçinde kaç kafa tası olduğunu biliyor musunuz? — Galiba, on bin kadar var.. — Hayır. Ben size kaç tane oldu - gunu söyliyebilirim, 14,243 tane meç- bul askerin 385 tane hüviyetleri tes bit edilen neferlerin, 3 generalin, albayın, 12 kumandanm, 40 zabit kilinin ve bir de benim karımın ka- tası vardar. Yerimden stçradım: — Karınızı mı dedim. — Evet, dedi, karımın kafatası. Karım orada ölmüştür . j Bunu söylerken yabancı adam ba- fif, hafif tebesslim etti ve: — Bana yolda rastgeldiğiniz za - ta yerine bir başkasını göndermiş) nu ziyarete... gibi bir şey, Ve sonra daha esrarlı bir sesle: “Makbet,, ten sonra “Bir kadının) e — Onunla konuşmağa, gidiyordum nr, o da bunu karısın ruhu zan « neder. Bütün gece onü çağırır, onün« la konuşur, ondan af diler ve bağıra, çağıra ağlar, Acısını hiç unutamımış. İspanyol zabiti sustu. Ve ben yolu- ma devam ederken biraz daha neş'e siz ve sinirliydim. Somada İki Cürmümeşhut Soma, (Hususl muhabirimizden) “Somanm Karamanlı mahallesinden Osman Çavuş karısı Mutiâ, kuzula- nesinde Aloual felâketi, müstemleke| rna ot toplamak üzere Bakırçayı tsrihlerinin kaydettiği en büyük boz-| kenarma inmiş ve bu esnada Milis gün olmuştu. Generel Novaro etra - fma toplanmış olan bazı gruplar.İru Abdülkerimin muzafferiyotinden sar. | ağaca tırmanmış, 11 adet nar kopar- hoş askerlerine işte burada mukave- met etmişlerdi. Mehmede ait bahçeye girmiştir. O - radaki olgun narlarda gözü kalmış, / mıştır. Tam bu sırada kendisini cür- f mü meşhut halinde bekçiler yakala- mıştır. Cürmü Meşhut Kanununa tevfikan vak'aya el koyan zabıta, davacıyı, suçluyu ve şahitleri müd- deiumumiliğe teslim etmiş ve hâdi- se derhal mahkemeye sevkolunmuş- tur. : Somanm Demirciler . arastasmda kahveci Kayserili Mahmut, kahveha- nesinde kumar Oynatırken elirmü Meşhut yapılmış, kumarbazlar masa başmda yakalanr'ış ve derhâl mah- kemeye sevkolunmuşlardır. Ayni günde görülen muhakemede kumar oynıyenlar birer lira, kahveci 50 li- va cezayı nekti ile bir gün hapse ve bir hafta ticaretten men'e mahküm edilmişlerdir. Sinopta Pamuk Ziraati Gehişletilecek Sinop, 24 (A.A) — Sinopta iki yi- 'danberi denemesi yapılan pamuk gi - man ben oraya gidiyordum, dedi, O. | raati neticesinde bu mmtakan iklim şartlarının Çok e'verişli olduğu an - laşılmış ve bU Ziraatin genişletilmesi ve ekim mevsiminde köylüye tohum diye devam etti. Çünkü ben ruhlara | dağıtılması için ziraat müdürlüğün - imanırım . ce hazırlıklara başlanmıştır .

Bu sayıdan diğer sayfalar: