30 Ekim 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

30 Ekim 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

30-10 -9d6 TAN Gündelik gazete Başmuharriri Ahmet Emin Yalman Tan'ın hedefi: Haberde, fikirde, herşeyde temiz, dürüs olmak, kariin gazetesi çalışmaktır. ŞA | . Günün Meseleleri | mmm Bir Ege yolculuğu ve zey-! tinciliğimize bir nazar samimi olmaya ; | Marmara sahillerinde, meselâ Mu - danya. Tirllya, Erdek civarında gü düğümüz zeytinlikler, Çanakkale dı - nda Bababurundan Dikiliye kadar bütün kıyıyı, hattâ iç vadi ve yamaç. ları kaplamış, vaziyettedir. Bu açık yeşil renkli ormanlar insana bir ruh sıcaklığı, bir ferahlık hissi vermek. tedir. 1935 - 86 kaşının nekadar hafif geç- tiğini, yalnız şubat sonunda bir ge- ce müthiş bir karayel fırtınasının or- | talığı nasıl kar ve dona bürüdüğünü hatırlarsınız. İşte o felâketli soğuk bu seneki zeytin mahsuliimlizü çok zi. yana uğratmıştır. Zeytin ağaçlarının | bir sene az, bir sene de bereketli mah- sul verdiği malümdur. Aksi gibi bu sene bol rekolte senesiydi. .. Zeytincilerin bir koca derdi daha var: Kurt. Filhakika taneler yeşille- nineö onlara bir iğneli sinek ârız olu- yor ve yemişleri delerek İçlerine bi- rer yumurta bırakıyor; hâsıl olan tır- tıl ise zeytinleri bozuyor. Bu hayvan | sürfe halinde kışı dışarda geçirerek ertesi yaza yeni ve faal sinek oluyor. Kurtlu zeytinlere mahvolmuş nazari - ie bakamayız. Onlarda yağ cüz'i nisbette azalıyor ve içlerini hava ile teması neticesi olarak, ihti- va ettikleri yağın hamızlığı, yani acı- lığı artıyor. Bu belâli hayvanın kökü. nü kurutmak her halde elzemdir. İk- tusat Vekâleti teşkilâtınm gayreti ve zeytin sahiplerinin faaliyeti ile mics- delenin mlispet netice vermesi bek- yük bir servettir. Şimdilik daha ziya- de dahili istihlâke tahsis ettiğimiz va- sati 17.000 tonluk istihsalimizin beş on sene zarfında birkaç misline yük- selmesi mümkündür. Bunun için baş vurulacak başlıca çareler şunlardır: 1 — Mevcut ağaçların haşerelerden korunması. ? — Zeminlerinin muntazaman sii- rülmesi ve gübrelenmesi, 3 — Ağaçların fenni şekilde budan. ması. 4 — Zeytinliklerde ve zeytin yetiş. mesi mümkün yerlerde pek çek boş. luklar vardır. Oralara yeni fidanlar dikilirse, Edremit, Ayvalık havalisi - nin ağaç miktarı mühim nisbette ar. tar, Halbuki diğer zeytin mmtokala. rrmız fazla ağaca daha müsaittir, 5 — Mersinden Marmarise kadar olan cenubi Anadolu sahilleri yer yer, sonsuz yabani zeytin ağaçlarından or man halindedir. Zaten oralarda görli. len muazzam Şehir harabeleri vakti, le zeytinciliğin mühim bir servet tes. | idi etmekte olduğuna en bariz deli dir. O havalide bir iskân faaliyeti ve şeytin oğaçlarınm «bakımı, aştsi ve timarı .bize yeni servet Yolları acabi- tir, Hükümetin bu iş üzerinde de e | hemmiyetle uğraştığını haber aldım, ... Dünya zeytinciliğinde mevilmiz mühim olmakla beraber İspanyadan yirmi misli kadar aşağıdır. Bizden fazla istihsal yapan memleketler ara, amda İtalya, Tunus, Yunankıtan, Ce. sayir ve Portekizi zikredebiliriz. Gör. düğüm mütehassıslar, bizde zeytin iş. İ tihsalinin şimdikinin ili üç misline çıkarılabileceğini ifade etmektedir. Maamafih şunu da ilâve edeyim ki, ağar sahipleri onlara oldukça iyi ba- kıyorlar. Ayvalık, Edremit, Bürhani- ye gibi yerlerde zeytinyağı. pirine ve sabun fabrikaları iyi ve temiz olarak işletiliyor. Birkaç müterakki Fabrika. tör, zeytinin tane helinde acımadan muhafazası ve zeytinden bütün yağm nefis olarak çıkarılması için yeni keş. fedilmiş asri usullerin tatbiki İle ai kadar bulunuyor ve işi yakmdan tet- | kik ediyor. Sun'i kauçuk: Beş saatte 200 ton istihsal etmek mümkündür en dünyasının bi G yük bir inkılâp arifesinde olduğunu gös- teren deliller günden gü- ne artıyor. Meselâ bize göre kır ve çayır, davarların otladığı yerdir. Davar» lar da bize sit, deri, gön ve et te- min eder, Bundan başka kırlarda ve tarlalarda nebatlar ve meyve- ler yetişir ve çarşılara gönderile- rek satılır, Fakat bugünden anlaşı- yor ki yarının tarlası, insanlar tarafmdan bitecek mahsul değil, fakat kimyevi sanayi fabrikaları. na iptidai madde yetiştirecek. D i sanayii deri Ya; için yarım milyon kilo pam cam, kösele, dolma kalem, duman- siz barut, çiment aha bu sene Amerika kim. kullanılmak üzere 31 milyon çu- val buğday; kimyevi işlerde kul - lanılacak İspirtoyu istihsal etmek Üzere daha başka nebatlar İstih - lâl, etmistir. ratüar için çalışaca Çünkü buğdaydan yüz çeşit mahsul imal olunmaktadır. Pamuk çekir eskiden faydasız bir şey sayılırd Halbuki 1919 da Amerikan pa- 200 milyon dolar Meselâ sedef gibi, fildişi rünen düğmeler, bunların Hayatt Urun boyluydu. Geniş omuzluy - du. İri, yarı heybetli ve giyinişinden belli, zengin bir adamdı. Boyund. bosundan ve besbelli de kesesinde; duyduğu bir emniyet ve gururla kar şıdan doğru geliyordu. Önümden, kısa boylu, zayıf ve pardesüsü giyilmekten beş renk ol - muş bir insan gidiyordu. Karşılaş - tılar, Uzun boylusu ve iyi giyinmiş ola- nı her nedense belediyenin sol ve meselesini unutmuş olacaktı. Kaldr rımın sağı boş olduğu halde ona ye vermedi. Olduğu yerde durdu, b: ledi ki, o soluna geçsin, kendisine yol versin. Fakat, kısa boylu ve zayıfı belediye nizamlarına (pek riayerkir oldu. © da; olduğu yerde durdu. Ve o da bekledi ki, karşıdan gelen zat sağa çekilsin... Fakat ne gezer... O. e ne Sağa çekileceği yer- vpn. zayıf adamm üzerine yü- rüdül, Ve blyük bir hiddetle tıktan sonra: — Kör müsün be adam? diye azar ayıp öte tarafa geçti, Eğer hen dik katli davranıp ta hemen sola çekil ona çarp - ayni şiddetle mMüamele ederdi. Zayıf adam müthiş sendeled! ve eğ | koltuk değneğine al İş N lâboratuvarlarından harikalar doğacak Si Terkibi kimya: İnsan bu fen sayesinde tabi- atle rekabet ediyor de yapılmış değildir. Ipek gibi rünen kumaşlar, deriden mış gibi töze otomobil döy ri, pamuktan başka bir şeyden yapılmamıştır. eni sanayi mesile bunlarla kimyanın ilerle ortaya çıkmıştır. beraber İnsanlara i fırsatlar şehrahı açılmış- Ve sındaki o münasebet, sandığından çok eıkıdır. de değişti ve bununla içtimai İstikbal ta muhit büsbütün yenilendi. bu yeni istikbale İbtmalki kontrol kimyageri altma ç ice endüstrilerini, Hin. mağa mecbur o lacaktır. sanm nice distanm nice nice boyalarmı, Çin ve Japon İpliklerini imha etti, Kimyager et ve yumurtanm yeri- ni tutacak gıda! maddeler de sika- ğını takâir etmek güç ölmü. Amerikada hükümet terkibi ve sun'i süt İmalâtın menetmiştir. Fakat petrolden yapılabilecek ve iyi kullanılabilecek tereyağın dersiniz? agüün mütehassrslar bu pe- kilde binlerce madde yapı: yorlar. Bununla beraber yeni bir a hürmet kaldırdı. Halindön belliydi. Ons /© na bir mukabele yapmak istiy ama onun boyunu bosunu görün ustu. , yelkenleri suya indirdi, Dİ şey söylemedi, Omzunu uğuştura W| ğuştura yoluna devam etti. Biraz ilerlemiştik. Bu defa kar - şımıza elbiseleri kirli paça *&n başka bir şey olmıyan bir dilenci çık ti. Bu, yirmi yaşlarında kadar b delikanlıydı, Sol bacağı sakattı Ve dayanarak €ski pardesülü zayıf adama yaklaştı. Iki adım gerisinde olduğum halde b” nim bile işitemiyeceğim kadar alçsk İbir sesle ona bir şeyler fısıldadı. Fa- kat demin iri adamdan hıncını çikâ” | ramamış olan küçük adam, gırtaği | bın olanca kudretile sol ayağı sAsât dilenciye bağırdı: — Yol mu kesiyorsun ? Nedir be? İ Kşkıya mısın? Çekül önümden be 66” cuk. . Dilenci her halde işinde daba ve ni... Yapışkanlık yapmadı ve bu #ni feveranın karşısında öyle ürktü & bana bile yaklaşamadı. Geriye dön- dü ve koltuk değneğine dayar-“*k âdeta koşar gibi önümüzden kaçtı. Zayıf adam da biraz ilerde bir ns , | Meseydim kim bilir belki bana oda| gazaya girdi. Ben yoluma devam et tim, Biraz aşağıda, köşenin o b-da muhitin vücude nun ancak başlangıcında fenne da- getirilmesi yolu- yanan yeni kültürün deneme sıra- sındayız. Bu bakımdan, yani kim- ya ilminin ilerisi bakımından, bu- günkü insanlar yarı barbar sayı- rız. Bununla yeni fenni hayatımızın birçok safhalarında hissetmekte. yeraltı kanallar, yeni evler, elektrik lâmbaları, ma- bize kineler bunu Fakat kimya, yatımıza Çünkü atoml, görünm girememiştir. moleküller, k.! meşguldür, daha fazla akıl . ve maddenin yeni Ve o, her gözile görü şekillerini ibi kuruyor. tabiat yepyeni meşguldür- olan a kurmakla aden kimyağerlerini ele a- lalm: Bunlar on bir sene leri eriten, karışlıran Kimse» lerdi. Bugünse yaptıkları iş bam- başkadır. Çünkü bunlar (Xx) sua'z 4 kristallerin içine nüfuz ediyor- | lar. Çinkü arzın kışrı üzerindeki her | gey kristaldir. Bugünün kimvage- ri, böylece stomlarm vaziyetini tetkik eder, hararet derecesini öl. | şer, diğer havasını terse, alöminyum, arar, ve *n. | görmenin şartı — Bir daha seni buralarda sem alim, ayaklarmı kirarım, iyordu. Sang tenbih a kaç bin kere ettim buralarda dolaşma diy Küçük çocuğun külakları mizi olmuştu. le okr -İ Maviş gözleri hiddet tutüşmuştu. Halinden © öe''ydi, Eğer gücü kuvveti yetseydi, şu sar kat dilencinin üstüne atılacak, onu ayakları altına alarak bir temiz pa-! taklıyacaktı, Fakat bunu yapama-| di; i — Bağırma, bağırma gidiyorum | be, ağabey... | Diyerek yan sokağa doğru ilerle-| di. Fakat tam sokağa gireceği za -| man ka bir köpek ayaklarma do-| lâştı. Oyle siska bir köpekti ki bu, Yürüyecek hali bile yoktu. Çocuk bu köpeği ayakları dibinde görür Yük dilenciden çıkaramı ya bü. dığı bir hınç #damların bir çoğunun bile- ediği bir küfür savurdu. Ve kücük Siplak ayaklarile köpeğin karnına Yumruk indirdi Köpek, kuyruğunu sıkmış kaçar - «en kendi kendime; — Elbet, o da kendinden sıska, nikel ve bakırı Sun'i elyaf: Kumaş ipeklileri yapmak için biribirine karıştırır. Ve netice kendi ağırlığının 60 mislini taşır bir muktatıstır. B ugünün kimyağeri, tablatin yaptığını yapmakla iktifa etmiyor. Bundan başka herşeyin karakterini değiştirerek yem gey. ler de yapıyor. Onun yapmağa dir olduğu bu değişiklikler ız fenni ilerletmiyor, içtimai hayatı da ilerletiyor . İstikbalin kimyağeri. kazanlar. la fırmlardan fazla daha çok ince &uvvetlere ve tabiatin hareketleri. rdir anın gazlari ve top. sü ölüyorlar ayesinde yi rağın madenl yalnız güneşin il çayırlara ve zümrüt gib! yap- raklara çev arıyor. (Zaten ârojen ile istihsal edilmiştir.) Bu aranan sır keşfolunduğu gün elde edilecek neticeler harikulâde- dir İhtimalki orta çağlarda aranan sirini de bulmak kolay iniz İktisadi ll” Bir” inilessirdir. bir âlet.) Tarihi Dedikodu Ahmet Vefik > Paşa ve Şairi azam çı) Şeyhislim Pirizade Sahip Mollanın, karısı Ahmet Vefik Paşanm temşine. si idi, Sahip Mollazade Adliye Nazı. rı İbrahim Bey, her cuma dayısını Rumelihisârındaki köşk veya yalısın. da viyarete giderdi. Ahmet Vefik Pa. şanın vefatından bir cuma evteie te. sadif eden ziyarette Fuat Pas hafi di Reşat Fuat Bey de beraberdi. Ve. İ fik Paşa bu iki ziyaretçiye ait ve nis. bete müteallik bir sır tevdi etti ve da. di ki: “«.- Biz aslan Hulgarız. Bu yerler. deniz. Bir muhaceret vaki oldu O muhacerette ecdadımız İstanbula ge- lip yerleştiler.” Vefik Paşanm İbrahim Beye söyle. diği bu sırı İbrahim Bey de haya - tmda işan edilmemek Üzere Halife Mecit Efendinin sarayında bir kur - ban bayramı muayedesinde bana söyledi. Söylemesine vesile veren de benim İkdam ile birkaç çün evvel neşrettiğim bir makaleydi. O mskale- de Ahmet Vefik Paşanm asıl ve ne- sebinden bahis vardı , Hüdisenin sır olarak söylenen kıs- ww asıl ve mahiyeti değil; Bulgorlar- dan bir boyarın yani (âyan) i oğlu ve torunu olduğunu Vefik Pasanın son demi hayatında itiraf etmis olma- Si İdi. Halbuki sır denilen sey ve ci- het Hacivatla Kuragözün sırrı kabi- dendi. Çünkü Ceydet, Ahmet Paşa inde bu sırrı meydana çoktan koymuş,Yahya Naci Efendi için/Rum milletinden Bulçar Yahya Nari | Efendi) demişti, Müverrih Lütfi E- fendi dahi Yahva Naci Efendinin ır- kan Bulgar olduğunu tasrih eylemiş- ti. “Ve ben'de Üylece yazmıtım. ... “Rumeliriti Köpah bir muhacerdiha- ve maddenin felsefesidir. TAN'ın Paristen getirtt ği elbise modeli Billick Dekre #ilesresetinin modellerinden Parisin meşhur TAN her hafta reketinde birçok Boyarlar Eflâktan, Buğdandan, Beserabyadan ku/karak “/ #stanhula geldiler. Kethidazade A - rif Efendinin menakıbine dair olan J eserden anlaşıldığı üzere bunlardan bir kısmı Boğaziçinde yerleşti Fakat Yahya Naci Efendi giizel fransızca i biliyor, riyaziyeye bihakkin Astna bir | yattı. Selimi Salisin Haliete tesla etti. | £i Humharahane Mektebine müderris | oldu. Hem fransızca hem de fünunu İ riyariye talim ve tedris eyledi Betin. | cü Selim bu muhterem zatı hem izaz Jetmek, hem de yakininde bulundur - mak istedi. Topkam Sarayı ile Pah âli arasmda yani Soğukçeşmede, bir konak İhsan etti (2), İkinci Mahmut Rum fitretinde suç ları beliren Rum partiği ile Pener ki- lisesi Grand Uernthette'ini idam et. ti. Grand Legothette ayni zamanda | divanı humayun teretimanıvdı. Bahi- | Aliye memurdu . Grand Leyothette j dam olununca divan hümayun terciimansız kaldı. Bir hayli müddet münhal bulundu. O zamanın kaide. since terciimanı divanı humayup ola- sak, ehliyet ve payede bir adam bu- lunamadı. o Tercümeyi ve terrilman. ör bihakiçin yapaesk Humbarahane hocası Hacegin payelilerinden Yah ça Naci Efendiden başka meydanıla kim, se yoktu. oPayesinin kücüktüğüne bakılmıyarak Yahya Naci Efendi ter «imanı divanı bumayun olda, . : Namık Kemal Beyin şairi; dülhak Hâmit Beye on yedi bir mektubu vardır. Bu mel dilüden yollamıştır. (dim mutasarrıtığı & -. Sadrazam Hüsey imlâ ettirmistir. Me | Abdtilhak ümit iş Kaleyman Nazif Beye hedive etmiş. l T. Şimdi Nazifin metrukât ara . | sında olup oğlu Trabzon Maarif Mü. dürü Salt Bey nezdinde Namık Kemal Bey bu me da iki “türkei” yü de cekişt kiştirdiği adamlardan biri 4 üzam Ab- ii sayfalık ahrirât kâfibi o. in Hilmi Paşaya ktubun. Süavi Kendinden sefil, kendinden âcir bir | Moda müesseselerinden metstmin en diğeri Ahmet Vefik Pasadır Zeytinciliğin tam merkezi olan Ay- başmı büyük bir şiddetle onn doğru | sakat dilenciyi gördüm. Elinde hir , | sema | karamel kutusu tutan çıplak ayaklı, seyahatten çok sevinçle bahsediyor ve | Kirli suratlı, beş altı yaşlarımda bır Ye çalışkandır. Geçenlerde iki vekili- | o ziyaretlere büyük ehemmiyet atfe- dilenci çocuğuna elindeki koltuk değ wizin, Ali Çetinkaya ve Celâl Baya- | diyorlar. neklerinden birini sallayarak tehdit em zeytin sahasında yapmış oldukları ediyor: Xodi bulacaktır, dedim. By #eynda herkes kendinden kudretini denemez tw mamak hayatta ilk şartıdır. | güzel moda modellerini getirtmekte. m. Abdurrahman Adil EREN kler üstünde Küçük ol - t görmenin hürn Yukarıdaki model Fransız moda evlerinden Bılbak Dekrw'indir. Bu tu- Suat DERVİS İ valet açik gil rengidir. (1) Akşam gazetesinin 5 Tesrin A.N.P. 'e münasebetile.. (2) İbrahi m Beyin rivayetidir. İl

Bu sayıdan diğer sayfalar: