7 Şubat 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

7 Şubat 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

N sz 4 a T Mahkermnelerde i İsviçre Sefarethanesinden - Çalınan Kıymetli Halılar Ustasını yaralayan çırak Dün asliye fiçüncü ceza mahkeme. #i ustasını kama ile yere seren on beş yaşında bir çırağın muhakemesini bitirdi. Davacı Ksenefon isminde bir pastacı idi. Mahkemeye gelmemişti. Jandarmalar suçlu Bedrosun elindeki Suçlu 1,5 sene hapse ve 2750 lirayı ödemeye mahküm oldu sinden kıymetli halıları aşıranlarn muhakemesi neticelendirildi. Mahkemede davacı olarak bizzat İsviçre Sefiri Hanri Marten ile kelepçeleri "çözdükten sonra suçlu avukatı İsmail Kemal bulunuyordu. Suçlu mahkemede yoktu. yerine geçirdiler, Müddetumumi Kâ- mil iddiasını söyledi. Kstnefon beş ay evvel Bedresa iş olmadığı için yol vermek istemiş ve bir akşam da kararmı kendisine bildirmiştir. İşsiz ve parasız kalaca- ğını anlıyan Bedros hemen saldırma smr çekerek ustasının göğsü altına #aplamış ve yere sermiştir. Ksene- fon dört aylık bir tedaviden sonra hayatını zor kurtarmış ve fakat da- imi bir zaafa uğramıştır. Müddelu. muml dinlenen şahitlere, suçlunun İti rafına ve doktor raporuna göre Bod-| Tosun cezalandırılmasını istedi. Mah- keme kararmı bildirmek üzere muha. Hâdise şöyle olmuştu: Davit isminde bir Yahudi İsviçre sefaret- | hanesinin kapısma anahtar uydurmak suretile altı kıymetli halı çalmıştır. Davide bu işte İlya oğlu Marko isminde bir arkadaşı yardım etmiştir. Polis çalınan halıları ararken bir gün İmam sokağında bir meyhanede iki halı elde etmiştir. Bunları İsmail isminde bir arabacı oraya götürmüştür. Polis İsmaili ve sonra da halıları oraya indiren hamal Abdiyi bulmuş ve tahkikat neti- cesinde halıları Davidin çaldığı anlaşılmıştır. Dün Asliye Birinci Ceza mahkemesinde İsviçre sefarethane- | AN CHARLES BOYER'nin DEMİR KAPI şaheserini kim hatırlamaz? i alkışlarmı toplamaktadır. Harpten evvelki Bir aşk kadınmın tarihçe (OVEN'in güzel ve muhte- şem eseri ve LİL DAGOVER ve WİLLY BİRGEL/in, 250 kişilik Berlin O- pera orkestrasının iştirakile fev- Rusyada geçen büyük bir aşk romanı... İlâveten: FOX JURNAL son dünya haberleri Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine Bugün TÜRK Sinemasında Şayanı temaşa 2 büyük ve zengin film birden : BEKAR | EVLİLER Bundan10 kat daha kuvvetli, daha GUZEL İ Flialk Kahrarmanları TÜRKÇE SÖZLÜ - AŞK . HEYECAN - DEHŞETLİ SAHNELER NEFIS VE MÜKEMMEL BİR FİLM ANNA STEN Kendi güzelliği ve san'atindeki harikası ile Balalayka Fransızca sözlü şayanı hayret filminde, lükse ve ihtişam sahneleri ve güzel çıgan dans ve şarkıları ile bu hafta SARAY SiNEMASINI Her seansda baştan başa doldurmakta ve takdirkârlarının Bugün SÜMER Sinemasmd? Yeni nesil ile genç kızlar terbi yesi hakkında yapılmış olan * İİ MARİE BELL MADELFİNE RENAUD — MAURİCE ESCANP tarafından temsil edilen SÖZDE KIZLAR Filmini mutlaka gidip görünüz Bu filmde 30 gerç ve güzel kif ile Ampir'in bale heyeti görü” lecektir, Bugün saat 11 de matine. Umumi dühuliye 35 kr. i Don oTiz Siir TANNmıZI — KAYIN FILM VESİKALAMILE & CANLANDILAN TİMİ SÖZLÜ — Biyiv MiLLi FİLM Bulunan halılar sefire gösterilmiş ve çalman halılar olduğu anlaşılmış- ar. Bulunanların kıymetleri o kadar viiksek değildir. Ele geçmeyen 4 ha- inin çok yüksek kıymette olduğu id- / dia edilmektedir. Bunlardan ikisi es- ki İkdam sahibi Ahmet Cevdet mer- humun varislerinden alınmış ve an- tikacı Hayım da bunlarm birisine kemeyi talik etti, Köylü Sigarası Satarken Yakalandı Fatihte Otinkçr yokuşunda Türbe sokağmda oturan 40 yaşlarında Meh met isminde birisi, dün inhisar takip memurları tarafından kaçak köylü sigarası satarken yakalanmıştır. Me- murlar, Mehmedin üzerinde bulunan köylü sigaralarını müsadere etmiş - ler, ceplerinde bir miktar da afyon bulmuşlardır. Mehmet hakkında #i- yara ve afyon kaçakçılığından taki - bat yapdıyor. Bir Dilenci Mahküm Oldu Sultanahmet Sulh birinci ceza hâ- kimi dün Fettah oğlu Tahir isminde bir dilencilik suçlusunu alı gün be- lediye hizmetlerinde çalışmıya mah- küm etmiştir. emmi 'Alman Firmalarının İstedikleri Mallar Birçok Alman firmaları memleke- timizden portakal, elma, mandarina ile zeytinyağı, tiftik, yün, safran ve krom madeni satin k istiyorlar. 1500, diğerine 1250 lira kıymet biç- miştir. Polis Davidi ararken Samsunda yine başka bir hırsızlıktan dolayı tev kif edildiğini öğrenmiştir. Mahkeme gıyabında devam ediyordu, Dün mah kemeye sabıka kaydı gelmişti. Davi- din 336 senesinde hırsızlıktan bir se- ne dokuz ay hapishanede yattığı an- laşılryordu. Geçen celsede müddeiu- mumi muavini Devit hakkında ka - nynun tatbikini istemişti. Rela sabr ka kaydini okuduktan sonra sefir Hanri Martene söyliyecekleri olup olup olmadığını sordu. Sefirin otur- duğu yerde Fransızca olarak söyle- diği şeyleri avukat mahkemeye ter - cüme etti, Aynen şöyle söylüyordu: — Ben suçlunun şahsi vaziyetini ve sabıka kaydini tetkik ettikten son | ra cevap vereceğim. OYakmda (Bern)e gideceğim için muhakeme- nin üç ay sonraya talikini isterim. Bundan sonra celse tatil edildi, Ve uzun bir müzakereden sonra celse a- çılmca reis: — Bu işte âmme hukuku vardır. Müddeiumumilik, takip etmek mec- buriyetindedir. Binaenzleyh üç ay “İtalik talebiniz reddedilmiştir. Muha- keme bitiyor, başka bir diyeceğiniz varmı? dedi, Sefir, avukatı vaşıtasile yine talik talebinde bulundu. Sefirin elinde Fransızca bir de İsviçre ceza kanunu be Kendisine bu talebenin mah- kemece reddedildiği anlatıldı. O son defa olarak ısrar etti ve: — Sefir olduğum da nazarı itiba- ra slmarak davanın üç ay sonraya talikini istirham ediyorum, dedi. Bundan sonra reis hağırlanan ka- rarı birzat okudu. Davit, hırsızlıktan suçlu olduğu i- çin af kanunundan iştilade edemi - yordu. Mahkeme evvelâ kendisini bir sene hapse mahküm etti, Çalınan şe- yin kıymeti çok olduğu için cezasınm yarısı kadarını artırdı ve çelmanla. rm bedeli olan 2750 liranm tazmini- ne de hükme ti, Sefir, tehir talahine -sağman hu kadar silratle verilen bir hükümden çok memnun olduğunu gösteriyor - | du. Çıkarken eğilerek mahkemeyi se- lâmladı, | ÖLÜM Istanbul müddelumumisi Hikmetin amcası, erkânıharp kaymakamı Dur- sun ve İstanbul Hukuk Fakültesinde ord. prof. Mustafa Reşitin kayınpe. deri mülga Evkaf nezareti mebanli hayriye müdürü, mütekait MEHMET HAŞIM MOREV 4 Şubat 1937 per şembe günü vefat etmiş, cenaze na- mazı. Sahrayıceditte kılmarak aile makberesine defnedilmiştir. Cenaze töreninde bulunan, sözle, yaziyle teessürlerimize iştirak eden sayın zatlara teşekkürlerimizi suna- Tiz. Merhumun €şi, kızları, damatları Vodvil tarzmda cazip ve eğlenceli bir komedi, nefis musiki ve canlı ve cevval nüktelerile bütün se- yircileri eğlendirecektir. İkalâde bir surette temsil ettikleri 9 UNCU SENFONi $ MONA OYA DERRLLA — En büyük hissiyatı beşeriyenin GABAROCHE makes, Fransızca sözlü film Bugün saat 11 de tenzilâtlı fiyatlarla matine ŞEHİR TIYATROSU DRAM KISMI İl | aranı Bu akşam 2030 da İl ve 15,30 da BAHAR TEMİZLİĞİ 1 iu Bugin SA K AR Y A Sinemasmda Kaçırılmıyacak fevkalâde ve zengin programı görünüz; A L A K İ I K (Franstzen sözlü) MIRİAM HOPKİNS — MERLE OBERON — JOEL Me. CRRA tarafından temsil ve iftira yüzünden ittiham edilen üç genç kız, fena bir talebenin iftiraları. Ayrıca: Kızılay tarafından çevirtilmiş ve Taksim Bahçesinde yapılmış olan bütün eğlence ve merasimi bütün telerrüatile gösteren KERMES EĞLENCELERİ ver tebeilen Beyazıt meydanında yapılan büyük miting Naz am Bugün saat İl de tenzilâtlı matine Büyük muvaffakıyetlerle de- MiLLi sinemada “2 “cen 2m birden CAPKIN GENC Baş rollerde: DANİELLE DARRİEUX . HENRY GART Gençlik, aşk, saadet, zevk, neşe ve bayat taşıran ve başından sonuna Ikadar hümmalı bir faaliyet içinde geçen zengin bir operet. Ayrıca: KIZIL ÇAYIR ay Bu filmde görülen şeylerin aigbirinin heyecanı noksan değildir gey | l | | | Yüksek İktisat ve Ticaret Mektebi Direktörlüğünden: Okulumuz eski okurlarından tasfiyeye tabi olup ta evvelce ilân edilmiş olan muayyen vakit zarfında müracaat edenler için 15 Şu- bat 1937 den 21 Şubat 1937 tarihine kadar devam etmek üzere son bir imtihan devresi açılmış olduğundan 15 Şubat 1937 tarihi- ne kadar mektebe müracaatları. (660) > KOLTUKLAR: 50, 40 Kuruş ŞEHİR TİYATROSU Operet Kıs Tt Puükeam 202085 İl ve 15.30 da İl hil İl | AŞK MEKTEBİ KA | Yazan: Yusuf Ziy eml eete: bü Sabahat Lİ ALİR VEFAT “>. İ mütekait merhum Abdürrefi E fendinin kerimesi, Çanakkal€ Ceza Reisliğinden mütekait mef” İhum Hüseyin Firuzun eşi, İnhi| sarlar Başmüfettişi Faik Kunt ve Kayseri Tayyare fabrika” idare âmiri Binbaşı Refik Uys# lın kayınvaldeleri, İstanbul 4 üm cü icra memuru eski gazeteci âf“ kadaşlarımızdan Ziya Kuntuf büyükvaldesi Bayan Hatice Be” riye cumartesi gecesi vefat ©“ miş ve cenazesi dün Topkapıd#” ki âile kabristanma defnedilmif” tir. Merhume için Allahın rahm© tini diler, kederli ailesine ve 3 kadaşımıza taziyetlerimizi sun” rız, — O bir kahramandır. Onu'sevmemek imkâni var mudır?, Bu kızın asker havası ve asker terbiyesi, asker düşüncesiyle beslenen ruhunda yüksek bir aşk yara. tacak tılısım ancak bir kahramanlık eseri olabile - cek. Bu mavi gözleri çiçeklendirecek hâdise, mutlak tehlikeler aşan ve Harikalar yaratan bir insanın ha. reketi olabilecek! Onun ve henüz aşkı tatmamış kal. Yini filizlendirmek için müptezel aşkların hayal ove evhamdan ibaret bol gıdasmı vermek kâfi değil. Onun sevgisine lâyık olmak için hayatını dolduran kahramanlık hatıralarma taze hâdiseler yaratmak Yazımdır. ee N ma Bunu hissetmiyor değildim. Fakat bugünkü vak'a. »dan sonra tamamiyle İnandım ki bu kızın gönül mu. ammasını çözmek için hâdiselerin üstünde yürümek ve onun gözünde mutlak ve hâkim bir erkek olmak Jâzımdır. , Ve her şeyden evvel onunla bu zemin üzerinde ko- nuşmak İmkânı olmadığını anladım. Li Dayımın'yanma gidiyoruz. ğ Kastamonuya pek uzak değil. Kıyık sırtımdan inerken uzakta doğup büyüdüğüm güzel kasabanın beyaz evleri göründü. Dayım ve amcalarım, teyzelerim geleceğimizi bili- yorlardr. İki üç yüz adım ileride gördüğümüz kala balık her halde onlardı. Bizi karşıalmıya çıkmışlar « dı. . “ Yaylıyı sürdük. İki dakiks sonra kalabalık etra « fımızda idi. a Istanbulda geçen macerayı anlatınış ve kasabaya beni kurtaran binbaşnın ailesiyle geleceğimi yaz - mıstım, Bizimkiler benden fazla onlarla meşgul ol. mıya başladılar, Kadınların biribirleriyle dos olma - Tarı erkekler kadar güç değildir. Bizimkilerin misa& « İN Dalia 21 Yi (HAKİKİ İNK Eseri bazırlıyan: firlere kırk yıllık ahbap gibi karşivermeleri hoşuma gitmedi değil! Dayım burada şube reisi, Bugünlerde askeri işler © kadar çok ki... Buna rağmen dayım da bizi karşıla. muya gelmiş... Büyük bahçeli evimizin yukarıdaki €n iyi odasını Feriha Hanımla anne annesine hazırlamışlar, O ak » şam şube bahçesinde yeni askere gidecek delikanlı ların şenlikleri varmış. Yemekten sonra hep beraber gittik. Yarn milli orduya karışacak gençler bu gece eğ- leniyorlardı... . Ortada bir delikanlı bağlama çalıyor. Ellialt- mış genç etrafında oynüyorlar. Kasabanın yaşlıları eski helva tenekelerine gazla kül karıştırıp ateş ver. mişler, her taraf kızıl alevler içinde... Dayımın kızı, görmiyeli öyle serpilmiş, boy atmış ki minimini iken bıraktığım maskara koskoca kız olmuş.. Geçen yıl bana ailece grup olarak çekip yolladıkları resimde pek belli olmuyordu.Şimdi âdeta. boyu boyuma yakm: — Ağabey, talihiniz varmış, bu akşam yine eğ. Tencemiz var, diye sokuldukça şaşıyorum. Seniha çocukluktan genç kızlığa geçen çağın e yarı utangaç, yarı haşarı demlerini yaşıyor. Ona takıldım: — Demek sizin burada böyle sıksık eğlencelerini? amimi. “ARK ADAŞL —16— RI Ke Si a ILÂAP ROMANI) Mahmud Atillâ AYKUT var ha! — Sevkiyat olduğu geceler. Artık bu kadar olma- $ın mı ağabey?. Bu sefer Feriha Hanıma döndüm: N — Talihimiz varmış değil mi, Feriha Hanım?. O hafifçe başını salladı: — Çok güzel. Asker oyunlarını zaten çok severim. Çifte davul zuranın da karıştığı oyunlar epey sürdü. Feriha Hanım yorgun olduğunu söyliyerek sonunu beklemeden dönmek istedi. Tabii onu yalnız bırakamazdım. Seniha ve teyzem kaymakamın kari- #mı yalnız bırakmayı doğru bulmadılar. Beraber eve döndük .. » Yıldızlı bir gece. Havada baharm bayıltıcr bal kousu var, Hiç konuşmadan eve kadar geldik. Sofadan idare lâmbasını alıp onu odasma kadar çi- kardım. Teşekkür etti ve henüz uyumıyan anne gn- nesinin yanma girdi. Yazılacak mektuplarımı akşamdan hazırlamak Için odamda çalışmıya başlamıştım. Ne kadar zaman geçti bilmem. Kapım vuruldu ve Senihanm sesini duydum: — Ağabey! — Seniha! — Rahatsiz mısmız, niçin yatmadınız?, — Yazılarım var Seniha, gelsene! İçeri girdi. Yavaş yavaş yanıma sokuldu. Halinde bir tereddüt, bir durgunluk vardı. Gülerek sordum: — Galiba sen hestasın Seniha, rengin değişmiş. Omuzlarını kaldırdı: — Benim bir şeyin yok: ağabey! —“Daha başka eğlenceler oldu mu?. Dudaklarını büktü: — Hepsi o gördükleriniz işte... — O halde, Feriha Hanımı getirmek mecburi * | yetile erken döndüğüme teessüf edecek bir şey yol Seniha garip, mânalı bir kahkeha attı — Ona ne şüphe! Ve tekrar etti: . — Şüphe mi var! Bu kız ne demek istiyordu. Dilinin altında bir şey vardı. Hislerini zapt ve idare etmiye alışmamış ola& dayızademin halinden belli idi ki, kafasında birşeyler kaynıyor. Onu kendi haline bırakmak daha doğru olacaktı. Öyle anlıyorum ki o aklından geçeni elbet söyli- yecektir. Dedim ki : — Kaymakam beyin hanımı ile aranız çok iyl- Hakikat pek nazik kadın. Senin daha uykun gelmedi galiba! — Yani artık git mi demek istiyorsunuz — Yok çocuğum. Öyle şey olur mü?, — Feriha Hanımın odasında hâlâ aydınlık var — Belki okuyor. Meraklıdır.. Cevap vermedi, Fakat Senihanm gözlerinde çö” zülmeşi lâzım bir meselenin gezindiğini görüyorum Lâkırdıyı dolaştırıp istediği noktaya getiremiyordür Bunun için *denbire sordu: — Siz doğru eve mi geldiniz ağabey (Arkası var) I r *

Bu sayıdan diğer sayfalar: