4 Mart 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

4 Mart 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“Balıkçılar ,, plâğın- Üstündağ dan çıkan dava. Dün Asliye İkinci Ceza mahkemesinde halkın âr ve hayâ duy- | iddiasile toplattırılan Balıkçılar plâğı Davanın maznun listesi kalabalıktı. suçludan mahkemeye yalnız Nazmi, Sadettin Kaynak, Kemal, gelmişlerdi. Suçlulardan, | gularını rencide ettiği davasma başlandı. Bost, Rifat, Jak Muratyan ve Artaki Neriman ve Mahmure Şenses gelmemişlerdi. * Safiyeyi de iki avukat temsil edi. Sesi fabrikalarile, Türk Plâx Limi. tet şirketi de dava ediliyordu, Şarkının güfte ve bestesi Sadettin aynağındır ve Safiyebin yardımile Sahibinin Sesine okumuştur. Suçlu lardan Kemal ile Mehmet Ruşen Ses Odeona, Neriman ayni şarkıyı Kolom biyaya okumuşlardır. Rifat, Muradyan ve Jak plâkları yordu. Ödöon, Kolombiyo, Sahibinin li Faraşyan üç ay hapse mahküm oldu Asliye birinci ceza mahkemesi dün | his yazıda kendisinin imzası olmadı Leon Faraşyan isminde bir sahtekâr- | gını, memleketin emniyet ve asayigi- Hüseyin Cahit | avaları Valinin Açtığı Dava İzmitte Görülecek İstanbul üçüncü ceza mahke-| İ mesinde Istanbul Valisi Muhiddin Us- tündağın Muharrir Hüseyin Cahit Yalçm ve Akşam gazetesi aleyhine açtığı dava görülmüntür. Mahkemede Hüseyin Cahit Yalçın, Matbuat kanunu mucibince gazetele- On bir rin neşriyatından gazete sahipleriyle neşriyat müdürlerinin ve imza sahip-| İlerinin mesul olduğunu, mevzuu ba- Yeni eviiler | Galatada Lülecihendek caddesin- de oturan Bayan Eleni Bay Dimitri- Teşekkür Ölümü ile bizleri en derin acılara düşüren eşim Maraş valisi Salih Gü- lenin ölümü sebebile gerek uzaktan ve gerekse yakından teessürlerimize ve bu suretle bizleri taziye e. den sayın dostlarımıza ayrı ayrı & | vap vermiye teessürüm mâni bulu İ duğundan bu teşekkürlerinin saym güzetenizle bildirilmesini rica ederim. | H Gülen, Kızları: Handan ve Perihan Gülen | Nevres İçin Mevlüt Musiki sevenler tarafından, geçen-| lerden ölen merhum musiki Üstadı Nevres için bir mevlüt okutturula - caktır. Mevlüt önümüzdeki cumarte-| si günü Kadıköyünde Osmanağa en- miinde okunacaktır. Dostları ve mu. siki sevenlerin mievlüda gelmeleri ri- ca ediliyor, Münir Nureddin Konseri işli Halkevinin her gün sıcak Ye. mek verdiği 250 çocuğun yıl sonuna kadar yemeklerini temin için sosyal yardım kolu namma 9 mart şalı gü- İnli akşamı Pangaltı Tan sinemasın:| Merhum Maraş Valisi Salih Gülen eşi ÖLÜM HABERLERİ Acıklı Bir Ölüm Sabık Gümrükler nazıriğ”., mütekait merhum Bay Hilmisi" İK merhus BY Babririn Boğüziçi ve 1955 - 1996” İnesi mezi? © ından Bi gecesi W bulunduğu Merhum B, Kâni nevrede banyo yaparken havaf den zehirlenerek öldüğü haber #5” muştır. Henüz 19 yaşmda olsx girdiği her muhitte derin dir sesi uyandıran merhum *Kâni gile biricik erkeği idi, Hayatının bi sürmeden gurbet elinde vefatı 78 lı validesini, öksüz hemşiresini, gi“ dı ailesini ve bütün kendisini 88” satmaktan suçlu idiler. Mahkemede bulunan diğer suçlular da şirketleri temsil ediyorlardı. Reis, evvelâ suçlulardan Sadettin Kaynağa söz verdi. Şarkının bir mıs- ra davaya sebep olmuştu. Sadettin Kaynak, çok uzun süren müdafaasın- da bu mısram müstehcen olmadığını ve şarkının yalnız bir mısramm de. ZU, heyeti umumiyesinin kül halinde mütaleş edilmesi lâzım geldiğini ve bu şarkmın bir balıkçı reisinin hale- ti rahiyesini terennüm ettiğini ve Trabzon taraflarında müstehcen #a- nılan cümlenin çok kullanıldığını söy ledi ve sözlerini şöyle bitirdi: — Bu şarkı plâkla tesbit edilme. den evvel sahnelerde söylendi, kim- senin hâya hislerini rencide etmedi. Sonra plâğa alındı, yine kimse müs- tehcen görmedi. Nihayet plâk Trob. zona gitmiş. Bir gazino sahibi bunu çalerken halk fdzla rağbet etmiş. Komşusu gazinocu bu plâğı aramış, bulamamış. Bulamaymeca da müşte- rilerini kaybetmiş ve rekabetin do- Zurduğu bir hmçlia milddelumumi! ğe müracaat ederek şarkının müsteh cen olduğulu ileri sürmüş ve takibat. ta bundan sonra başlanmıştır... Sahibinin sesi mümessili Artaki de göyle bir müdafaa serdetti: — Bir şarkı bize teklif edildiği za- man biz onu evvelâ müellifile okuma, Üzerinde tetkikat yapar, sonra şirket erkânile de konuşuruz ve kanuni bir mahzur bulunmadığına kanaat ge - tirdikten sonra doldururuz. Buda öyle oldu. Çıktıktan sonra da mat -| buslar gibi iki nüshası müddelumu- miliğe verilmiştir. Plâk satıcılar da şöyle bir müdafaa yaptılar: — Biz plâklarm müstehcen olup olmadığını katiyyen bilmeyiz. Şir - ketler bir plâk doldurur, bize gönde-| rirler, biz de hiç tetkik etmeden sa- tarız. Mahkeme talik eğilmiştir. ra cezasına ve 50 lira tazminata mah. küm etti, Leon Faraşyanın davacısı Selânik mübadillerinden Şişlide Ha- lepli Şükrü sokağında 19 numaralı evde oturan Bayan Fatma idi. Suçlu bir gün Fatmaya müracaat ederek; | — Sen mübadilsin, sana bono mu- kabilinde Bilezikçi sokağında üç ev| Jalalım. Ben avukatım, bana vekâlet ver ve derhal işe başlayayım, diyor ve bir de elinden vekâletname alıyor. tekrar Fatmaya geliyor ve: “İş biti. yor, fakat binaların 130 lira vergisi varmış, bunları vermeyince ferağ ya- pılamıyor.,, diyor ve 130 lirayı sız - dırdıktan sonra bir daha ortada gö. riinmemesi Fatmayı şüphelendiriyor | ve dolandırıldığını anlayan Fatma da polise müracaat ediyor. Leon Faraşyanm suçu yalnız bu | değildir. Yine iddia edildiğine güre, bu suçlu bir müddet evvel Firuzağa- da yağ fabrikatörlü Yaniye müracaat ederek: “Eğer bana vekâlet verirsen senin Sarandiden alacağın olan 800 lirayı ben alırrm,, demiş, ve vekâlet. | nâmeyi aldıktan sonra da 250 lira vekâlet masrafı çekmiştir. Fakat iş bununla da kalmamış, bir müddet sonra; : 'ani iş bitti. Hükmü aldım. Bu gün heyet Sarandinin emlâkini yasın: hacze gidecek 80 lar, demiş, bu parayı da a! Mahkeme, batoğan Leon Faraşy nm kaydi olup olmadığını sormuş » tu, Baro menfi cevap veriyordu. Ver- gi dairesi de Leon Faraşyanm hiç bir vesile ie maliye dairelerine para! vermediğini bildiriyordu. İşte, bu cevabi tezkereler okunduk- tan sonra mahkeme suçların sabit olduğu neticesine vardı ve kendisini mahküm etti. Yalnız Yaninin dolan. dırılması af kanunundan evvel oldu- ğu için mahkeme bu suçtan dolayı sükut kararı verdi. dilemiyeceğini söylemiştir. Mahkeme, meseleyi müzakereden| Yeni evlilere saadet dileriz. sonra, dava evrakının İzmitte görül mekte olan dava ile birlikte görlşül. mek Üzere oraya gönderilmesine ka- rar vermiştir, günlerde adamakıllı göstermiye baş- lamıştır, Dün Beyoğlu müddetumu. miliğine yalnız bir hakaret suçu ak- setmiş ve o da ademi takip kararile neticelenmişt lik suçlusunu üç ay hapse, 30 birr pa-İne taallük erlen bir mesele olmadıkça | nin evlenme akitleri evvelki gün Fa-| da zengin programla bir musiki ge. müstear İmza sahibine sual tevcih e-| fih evlenme memurluğunda iki tara-|cesi hazırlanmıştır. Büyük sanatkâr İfin dostları huzurunda yapılmıştır. | Münir Nurettin ve arkadaşları İkonsere iştirak edeceklerdir. yanları sonsuz teesürlerde bırak” tır. Cenazesi yakmda şehrimize bu j rilecektir. IZMİTTEKİ DAVA | İzmit, 3 (Tan muhabirinden) — Istanbul Valisi Muhiddin Ustündağ.| la Hüseyin Cahit Yalçın arasındaki Birkaç gün sonra Leon F'araşyan | muhakeme talik edilmiştir. | Meşhut Suçlar Meşhut suçlar kanunu tesirini 8On . İstanbul meşhut suç- lar müddelumumüliğine de ancak iki hâdise gelmiştir. i BU AKŞAM MELEK Sinemasında e Her Türkün görmesi lâzım gelen TÜRK iINKILABINDA TERAKKi HAMLELERİ, Dört arkadaş iki taraflı yerde vaziyet aldık. İki düşman böyle ikinci hat siperleri gerisinde kendile rini bekliyen bir tehlike olmıyacağından emin ko. valarmı sallıya sallıya, konuşa konuşa geliyorlar. Tam beş metre kalmışlardı ki hepimiz birden siçra- dık ve bir hamlede üzerlerine atılıp bağırmalarma fırsat vermeden altımıza aldık.. Bunları harp silâhlarile öldürmek ortalığı velve. leye vermek olurdu. Önceden konuştuğumuz şekilde bayatlarma nihayet verdik. e Kaybedilecek vaktimiz yoktu. Derhal ikisini de soyduk. Kemal düşman iyi bildiği için elbiselerin bi. rini o giydi. Öteki de Pikrete kısmet oldu. Şimdi daha taze bir kuvvetle satkı maili tırman- mıya başladık. Telsiz merkezinin mavi ışığı pek yas kın görünüyordu. Artık kendi mıntakamızda imişiz gibi sallapati yürüyoruz. Hattâ düşman kıyafetine giren arkadaşlarla şâkalaşıyoruz. Fakat henüz on beş yirmi adım ilerlemiştik ki ilerimizde kalın bir ses haykırdı: — Hstasu! Duraladık. Ayni ses bir daha haykırdı: — Piyasine! Belâya çatıyorduk galiba. Fakat Kemal aldm. madı. Gayet serbest cevap verdi: — İkseni demine! Ne dilşmanm, ne dostun bu karşılıklı muhabbet. lerinden biz bir şey anlamadık. Fakat onlar herhal. de anlamış olacaklardı ki Kemal: — Yürüyün çocuklar! dedi, Bu cesaretle yü! . Kemnai daha ileriden gidi- yordu. Önümüzdeki biraz evvel sesini duyduğumuz nö- yo izi 1) (HAKİKT Eseri hazırlıyan: Kemal bize dönerek yavaşça: — Hazır olun, dedi. Bunu da ötekiler gibi! Kemale sokulduk. Nöbetçi süngülü silâhı omuzunda kendisine yak- lağanların dost olduğundan endişe etmiyerek oldu. ğu yerde sağa sola ikişer adım gidip geliyor, Yaklaşır yaklaşmaz Kemal: — Haydi! Demesile beraber nöbetçinin gırtlağına atildr. U- çimüz de yetişip herifi olduğu yere yıktık. Gik bile 'diyememişti. Yalnız yere düştüğü zaman omuzun. daki silâh: düştü. Başka bir ses bile çıkmadı. Kemal herifin gırtlağını öyle sıktı ki bu da biraz evvelki arkadaşları gibi kansız, yarasız İsasına kavuşu- verdi. Artık son engel de ortadan kalkmıştı. Ve yirmi beş otuz adım önümüzdeki odüşmanm seyyar telsiz istasyonu bütün şekliyle meydana çık- müşte. — Haydi çocuklar, dedim. İşe başlıyalım. Şimdi artık ayrılmak lâzım. Dört taraftan sokulalım. Tam işe başlıyacağımız sırada iş birliği için içi- mizden birinin baş olması lâzımdır. Dedim ki: -— Kemal bize İşaret versin. Onun isaretiyle bom- baları bir anda atalım. Bu fikir derhal kabul edildi. Hatırıma bir şey gelmişti. ad İNKILAP ROMANIJ Dial Kimyager Aranıyor Bir Amerikan Müessesesi genç bir Türk Kimyageri aramak- tadır. İngilizce bilenler ve mensucat boyacılığından anlıyanlar ”Amerikan,, rumuzile . tahriren ve bir fo- tercih edilecektir. toğraf ilsakile İst: 176 posta kutusu adresine müracaat. grama YILDIZ sınEMasınDa man ROSE MAR JEANETTE MAC DONALD ve NELSON EDDY p Büyük muvaffakiyetlerle devam ediyor. Sinemanın en parlak ve birbirine yakışan il MARLENE DİETRİCH GARY COOPER tarafından nefis bir surtle yaratılan aşk ve güzel Sevişmek Arzu Fransızca sözlü Paramount $aheseri, Prodüksyon: ERNEST LUBİTSCH Ayrıca, Paramount dünya havadisleri Yerlerinizi evvelden aldırm. Tel, 40868 l İ Ailesine bu sönmez acıdan dol” İ sabırlar temenni eder ve merb gani gani rahmetler dileriz. . İRTİHAL Esbak başvekil ve adliye P' l İmerhum Abdürrahman paşanm bö“. mi salihatı nisvandan Bayan Fa Faize düçar olduğu zatürreeden KW” tulamıyarak Allahın rahmetine int kal etmiştir. Martın dördüncü P” şembe günü Beşiktaşta Sinan P8f camlinde ikindi namazını müte cenaze namazı kılındıktan sonra YO ya Efendi kabristanına defnedilecii” tir. Tanrı rahmet eyliya, İE Açık Teşekkür Anamız Sidıkanın ölümü dola! İ mektup, telgraf göndemek sureti” İ re yanur wzzer tameyos 4... tün dostlara teşekkür borcumüf” yapmıya bugünkü teesürümüz teşekkürlerimizin muhterem gaze” İ nizle sayın dost ve akrabalarımızâ lâğına delâletinizi rica ederiz. Çocukları: Şaziye — 1 emme yıldız lik filmi, ŞEHİR TİYATROSU DRAM KISMİ Hil emdi LU UMUT su KL ve Türkçeye çeviren: Halit Fahri ŞEHİR TIYATROSU jr Operet Kısm” tl İl Uni Bu akşam ij Lİ 20,30 da nm DELİDOLU | Yazan: Ekrem Resi lek ii NE Mahmud Atillâ AYKUT Acaba istasyonu bombalamadan evvel içeri girip şifreleri alamaz mıydık? Bu, ayni zamanda Kemalir de aklına gelmişti. — Bunu ancak ben yapabilirim, dedi, düşman di- lini biliyorum. Karşıma çıkanlarla anlaşabilirim. Siz şimdi etrafta vaziyet eln. Ben içeri gireyim. Tehlike umarsam hemen bombalarnızı atıp kaçmı- ya bakm. Her şeyden evvel düşmanın muhabere vasıtalarını tahrip etmelisiniz. Haydi, Allaha 1s- marladık. Etrafta çıt yol. Kemal karanlıkta sıyrıldı. Git- in Hepimiz el sıkarak, “Tanrıdan selâmet diliyerek üç cepheden ayrıldık. İstasyonun etrafında başka bir engel yotku. Düşman kendini o kadar emniyet- te görüyordu ki bir dikenli tel çevirmiye bilelü, zum görmemişti, ” Ben, istasyonun gerisini dolaşarak yerimi aldım. Şimdi elimde büyük tahrip bombası, onü yerleştire- ceğim yeri hesap ederek bekliyorum. Heyecan içindeyim. Fakat bu bir korku heyecanı değil, Böyle ne kadar bekledim, bilmiyorum. Gecenin kalın sükütu içinde birdenbire acı ve sert bir tabanca sesi çatladı. Bu, Kemelin işareti idi, Sapına #arıldığım uzun el bombasmı olanca hi- zımla istasyona fırlattım. o Ve ayni hızla geldiğim ” z udlükdn My mama Türkçe sözlü üyük Milli ii Üç bomba da ayni saniyede patlamıştı. Şimdi olanca hizunla ayrıldığım noktaya doğrü koşuyordum. Arkamda bir kıyamet kopmuştu. Etrafımı kapi# yan aydmlıktan anlıyordum ki istasyon binası aleV almıştı, Birsz evvel geçtiğimiz su kenarına kadar ark#” daşlardan kimseye tesadilf etmedim. Acaba Kemsl ne olmuştu. O işini bitirdikten sonra dışarı çıkım ca silâhını atıp bize işaret verecekti. Tabancası içeride tesadüf ettiği bir düşmana karşı kullandıysör bu yıkılan ve yanan enkaz arasmda... Aklıma ae! şeyler geliyor. Kendimi dereye attım. Şimdi her tarafta s'X bir mitralyöz ateşi başladı. Nereye, kime ateş eğ” yorlardı. — Suyun öbür başma çıkarken kumlukta emekliye8 ve inliyen bir gölge gördüm. Acaba arkadaşlardan biri miydi? Parolayı söyledim: — Kartal! Ayni cevabı aldım: — Kartal! Koştum, Kemal, Krvranıyordu: — Vuruldum kardeş, dedi, yardım et bana! Onu kucakladım ve omuzuma aldım. Böyle tehlikeli zamanlarda insana takatinin fe” kinde bir kudret geliyor. Benden küçlik cüsseli masına rağmen ağırlığı ile beraber seksen kiloyu bö" lan arkadaşımı bir tüy hafifliğiyle omuzlamıştım... | Şimdi iki ıslak vilcut üzerlerinden sular sızars” iki ayak üstünde gidiyor. A Kemal ensemde mırıldanıyor. ği Arkası var

Bu sayıdan diğer sayfalar: