27 Mart 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

27 Mart 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— rılacaktır. varmış, yankesiciyi de görmüş, Emniyet Direktörlüğündeki sabrkalılar fotoğrafından suçluyu teşhis etmiştir. Memura Hakaret Etmiş! Asliye ikindi ceza mahkemesi, vezife esnasında meinüra hakare: et-| he davasını neticelendirdi, Davacı Darülâceze memurlarından Zeynelâbidindi, İddiası şu idi: Bir gün maliye memurları Vezmeçi- lerdeki sineranım hesaplarını teftiş etmişler, pul noksanı bulmuşlar. Yap- “tıklar zabıt varakasını gişede Darül. #ceze hisselerini tetkik eden Zeyneli. bidin de imza etmiştir. Sinema sahibi Hesen oğlu Ali bundan mtığber Ol- Lılış ve Zeynelâbidine “— Sen cahisin,, demiştir. Suçlu #wemasmda çalışanlardan dürt mildafaa şahidi göstermişti. Mah keme, bunların şehadetini asu suç şa- Mitlerinin söylediklerim bozacak kuv- vetve göremediği için suçluya bir ay hapıs ve 30 lıra para cezası verdi. Ay- rıca 12 Wra 4s mahkeme harcı ödeme- Mahkümlar Ayrılıyor Hapisaneler umum mildürü Bay Bedri ile Bursa müddelumumisi Bay Cemil dün hapisaneye giderek mah. | kümların sicilleri üzerinde tetkikat yapmışlardır, Tetkikat sonunda Zon. Buldağa gönderilecek mahkümlar ay- Muhacirin Parasını Çalanlar Mahküm Oldular | Romanya muhacirlerinden İsmailin 67 Viraslle 500 Romanya İevini man. tarcılık suretile çalan sabrkalılardan Arap Sabri ile arkadaşı, Vehbi, dördüncü ceza mahkemesinde yedişer İ mesini istedi. Mahkeme, müzakereye | Mahkemelerde 101 Kuruş İçin 1,5 Sene Hapis Mehmet Ali isminde bir sabrkalı bir hafta evvel Eminönünden Karaköye giden bir tramvay arabası içinde birisinin cebinden 101 kuruşunu çalmıştır. Çaldıran adam parasmın aşırıldığının farkına fakat yakalıyamamıştır. Sonra Polis, Mehmet Aliyi yakalamış ve Onu meşhut suylara bakan asliye dör- düncü ceza mahkemesine göndermiş- ti, Mehmet Ali mahkemede abuk sa. buk söyleniyor ve kendisine deli süsü veriyordu. Mahkemenin kararı ile adli up müessesesinde müşahade al. tana alman suçlu dün raporiyle be. raber mahkemiye iade edildi. Müsssa. se suçluda cezai ehliyetini kaldıra- cak hiç bir akıl hastalığı tesbit ede. memişti. Müddeiumuml, ceza veril! çekildi. Sonra son sözü suçluya ver. di. Suçlu ağiamıya ve yalvarmıya başladı: — Vallahi bay reis, keyfimden yapmadım. Aç kaldım da çaldım. Ço- luk çocuğum var .bana acıymız. Reis, sabıkası bulunup bulunmadı. ğini sordu. Mehmet Ali: — Sekiz sene evvel hırsızlıktan sa. bıkam var, dedi, Halbuki sabıka kay. dna göre suçlu dört defa hapişane, ye girmiş ve hâdiseden üç gün evvel de hapisaneden çıkmıştı. Bundan son- ra mahkeme kendisini bir ene hapse | mahküm etti ve sabrkasından dolayı da cezasmı 1,5 seneye çıkardı. Bir buçuk sene de emniyet nezareti altın. da kalmasına karar verdi, Bir Rüşvet Davası Asliye üçüncü ceza mahkemesinde vet davasına bakıldı. e Suç-| lusu Tahir isminde bir bakkaldı. İd- dinya göre, Tahir İstanbul Ölçüler bas müfettişliğine baskülünü götürmüş ve muayene etmesi için müfettiş Bed riye altı lira rüşvet vermiştir. Düz Emniyet ikinci şube memurlarından bir şahit dinlendi. Müddei umumi Fe- ridun suçluya ceza verilmesini istedi, Muhakeme müdafaa İçin başka bir gilne bırakıldı, İki Buçuk Seneye Mahküm Oldu Çemberiltaşta Aile Bahçesi sahibi Şahabettini yaralıyan © Hayri, meş- #y hapse, ellişer lira para cezasma ve çaldıkları paranm tazminine mahküm oldular. but suçlara bakan asliye dördün. Cam ve Çerçeve Hırsızı Keçecilerde Karabaş camiinden muhtelif zamanlarda beş çerçeve ile 40 cam çalınmıştır. Polis ve bekçi hir. sızı yakalamak için gündüzleri cami etrafını göz altında bulunduruyorlar- mış. Tahir oğlu Sabahaddin ismimle bir gencin her gün camiin içinden ar- ka tarafta oturan bir kadınla gizli bir gönül alışverişi için oradan geçtiği görülüyor ve fakat cam çaldığı tesbit edilemiyormuş, dün bekçi yine cami etrafmı göz altında bulundururken Sabahaddinin oradan geçtiğini gör - miş ve kendisini takip etmiştir. Sa - bahaddin, yine bir çerçeve ve duvarın dibine koyduktan sonra yo luna devam etmiştir. Sabahaddin bu İsuretle gindüzleri çerçeveleri indirir ve geceleri de oradan aşırırmığ. Sabahaddini bu suretle cürmü meş- but helinde yakalamış ve müddei w-| mumiliğe vermiştir. Asliye dördüncü ceza mahkemesi Sabahaddini tevkif etmiştir. Yedi Ay Hapis Sultanahmet sulh ikinci ceza hâki- mi, dün Kel Cemal isminde bir sabı- kalıyı 7 ay hapse mahküm etmiştir. Cemal, Küçükpazarda Ahmedin 65 lirasmı çalmak suçu ile mahkemeye verilmiştir. Aksaray Gençler Birliği Aksaray Gençler birliğinden: Birliğimizin kongresi 10 nisan 937 cumartesi günü saat 20,30 da birliği- mizin Cerrahpaşadaki merkezinde ya indicmiş/ Hasan Kayan'm nikâhları Beyoğlu tir. Saadet dileriz. İlâveten: ÖLÜM HABERLERİ ÖLÜM Boğaz muhafızı merhüm Ferik Ri. fat Paşa kerimesi ve mülkiye kayma. kir Ziyanm annesi MELEKE KAR, ÇAY ile Bayan Melekenin eşi mülki. ye kaymakamlığından mütekait ve Dağıstan Türklerinden merhum Hacı Şakir bey oğlu, Şakir Ziyanın babasi ZİYA ŞAKİR KARAÇAY. pılacağından üyelerimizin gelmelerini rica ederiz. NÖBETÇİ ECZANELER Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlar ir Eminönü: Salih Necati, Alemdar: Sir : Belkiş, Karagümrük: Sus , Şehzadebaşı: İ, Hakkı Pertev, Şehremini: Nazım, F- neri Emilyadi, Eyüpte EYÜP eczaneleri. | Beyoğlu Dellâ Soda, Kinyoli, T: | Limonciyan, Galata: Hüseyin Hüsnü, Narrileciyan, y Nesim Aseo, K; paşa: Müeyy. 5 Beşiktaş: All Rıra, Ortaköyde Ortaköy, de Arnavutköyde Miltiyadi, Bebekte Mer kez eczaneleri, Büyükdere: Osman, Tarabza, Yahköy, Bo yacıköy, Rumelihisarı eczaneleri, Üsküdar: Merkez. Kadıköy: hat Pazaryolunda: Rifat eczaneleri, dada Sih cü ceza mahkemesinde 2,5 sene hap- se mahirüm oldu. Büykada Şinasi, Bakırköyde fstepan eczaneleri. Birincisi Samsunda bu ayın 11 per. şembe, diğeri Ankarada âyın 18 per. şembe günü yekdiğerini ya rah. mekte. esi Uanna havuzu lâveten: Şehremini Halkevinden Şehremini halkevinden: Şehremini halkevinde 27. 8. 1937 cumartesi günü saat 17 de muharrir ve öğretmen Nurullah Ataç tarafm- idan okumak mevzulu bir konferans verilecektir. Herkes gelebilir. olunur. Bayan Emine Muzafferle Karaköyde Fermenecilerde 72 numarada terzi , if evlenme memurluğunda akdedilmiş-|Y 1 0 m SAKARYA) LUCİEN BARROUX — GABRİELLE DORZİAT ve 40 genç kız talebe tarafından fevkalâde bir surette oynanan Kızlar Pansyonu Fransızca sözlü filmini gidip görünüz. Gülünecek sahneleri... Teessür ve şefkat tabloları havi her kesin bahsettiği film.. PARAMOUNT JURNAL'de “ mmm» o Yunanistan Kralmm Giridi ziyareti amfi Çiğlenme 1 kral Sanan mgr m Sİ aaa em loş iki saat geçirmek istiyenler SUMER Sinemasına kamlığından mütekait Ziyanm eşi Şa. iğsidip, sevimli ve dehakâr yıldız m DANİEL DARRİEUX'nün m PİERRE MİNGAND ve BARON FİLS İle beraber temsil ettiği En son Paris muvaffakıyeti PARİSLI KIZ Musikili ve şarkılı komedisini gör sapan allilamaltader FOX JU| haberleri Gülhane müsamereleri Gülhane hastanesinin sekizinci trb- bi müsameresi bu syın 26 mc cuma günü saat 17/30 da yapılacağından ar. zu eden meslekdaşların teşrifleri rica m.3.oı — Radyo Bugünkü program Istanbal: 29 Saat 12,30 Plâkia Türk musikisi, a M0 rai 13,05 Muhtelif plâk peşriyate an 18,30 Plâkla dans nelik Şehir tiyatrosu komedi kasım: (KUTU yeti, ve iki.kadım tipi 20,00 Fasıl saf Ömer Rıza tarafından Arapça söyl", 5 Orkest Fasıl saz beyeti: Saat ayarı, 21.15 8 Ta. 22,15 Ajans rsa haberleri Ve si günün programı. 22,30 Piikiz sel Pvera ve operet parçaları. 23,00 Son. . Günün program özü Hafif Konserler: 20,10 Varşova; Senfoni asya tesinde 22,45 Paris P, T. T. * konser 23 Doyçlandzender; Mi lerinden 1745 plâk e havalar. 19,10 Bükreş Eğlenceli 19,18 Viyana: Org musikisi. 19.30 fort Askeri bando. 2015 Brüno, nakledecektir. 21 Zürih: Koro 21,10 Lâpsi Hafif opera musikisi. Napoli: Karışık mani” 3140 Budapest Opera orkestrası. 22 Varşova: Solist ri “Orkestra, piyano, şark" 22,45 Bükre Eğlenceli musiki nakli. 23 Zürih : Halk kılar, 2315 Roma: Bando mezika 235 Viyana: Viyana radyo orkestrası 2889 Prag; Fok orkestrası, Operalar, Operetler: 195 55 Viyana Oj “Altı de Corneville” om?'2 : Mossenet'nin “Verther” Oda Musikisi: 17.15 Bükreş: Sehubert'in oda musiki eserlerinden: 21 Zârih ; Yaylı sazlar Bo teti, Resitaller; 1945 Königeberi: Org resitali, 20,15 Bet Win: Piyano refakatile şarkılar, 20,40 Müniü Richard Staab kendi eserlerini çalıyor. 214 Post Parizyen: Fransız şarkıları, 21,40 BÜK Tes: Çift piyano — Şarkı. 22 Vurşova: 59 Nat konseri, ŞEHİR TİYATROSU DRAM KISMI ii Li Bu akşam s88$ mal Seniha Bedri Gökmü KRAL LİR İl Yazan! RNAL dünya ŞEHİR TİYATROSU oparst kısmı ' Bu ökşam saat m NU Gündüz 14 te Çocuk tiyatrosu DOĞANLA SELMA BUGÜN iPEKHR Sinemasında Hissi — CANLI — MIRNA LOY — PR GRANT m AYRICA: gükmni eni haberleri AŞK FEDAKARLIĞI KARANLIKTA 20.30 da bn ii Yl - ÖLÜM TEHLİKESİ SAZ-CAZ HAREKETLİ — HARİKULADE BİR MEVZU ii e g — Âşık... Aşıl Hayriye gülüyor. Fakat yerinden de doğruluy: or. Mahallenin delikanlılar; içinde en cömerdi ve en İyİ yüreklisi Necip... Bir kusuru var; biraz fazla içiyor. Ne olur. Evde aç bekliyen çocukları yok ya!,, Bütün gün işte canı çıkıyor... Gidecek, temiz bir toplanti ye- Ti mi var... Tiyatroya mı gidecek... Kırk yılın birinde Direklerarasında bir tiyatroya gidecekler de yüzleri gülecek... Hayriye nice evli erkekler tanıyor. Evde karılarmı, çocuklarını aç bırakıp buraya geliyorlar, kendisiyle rak: içiyorlar. Para sarfediyorlar... İhtiyar Frtnat, şimdi kerevetin tam önüne bağdaş kurup oturmuş. Mahmuda bakarak, tatlı, tatlı; âde. ta bir anda bütün süflülüğünü tamamiyle kaybetmiş olan bir ana sesiyle: — Ne o Mahmut, diyor, bugün seni iyi görmlyo. rum.. Muhakkak bir derdin var, yoksa âşık mısm, sevdalı mısın ?.. Nen var?.. Mahmut kendi kendine rüya görüp görmediğini s0. ruyor, bu gece o sonsuz bir kâbus içerisinde gibi... Bu gecenin bir kâbustan en ufak bir farkı yok... Za- © yıf elleri beyaz bir peynir parçasmı ağıma götürür “ken; bu, kulaklarına bir yabancının gülüşü gibi uzak gelen bir kahkahayla gülüyor: Yok devenin başı, Bizden başka âşık kalmadı değil mi? Yakışmış bize sevda... Biz kim, sevdalanmak kim?... T Hayriye, kızıl tırnaklı siyah parmaklariyle Necibin © yanağını sıkıştırarak: © — Astl izin gibi kopuklarm talihi vardır, diyor, © kalantor heriflerin yüzüne karı güler, güler amma gönül vermez, anladın mı? Sarhoş, sarhoş gülüyor ve Mahmuda dönerek: ik — Sahi, diyor, hiç keyfin yok bu gece. Yoksa af. — tosunla maraza mi ettin? — Benim aftosum, yavuklum falan yok. — Seni bu akşam duvarm dibinde dokumadan © Nazlı ile gördüm! © — — Bırak kaltağı, diyor, onun ismini bana söyle- iz . me. No. 16 O kadar şiddetle ağrıyor ve yerinden © kadar gid- detle kalkıyor ki, şişeler, bardaklar biribirine çarpı- yor. — Bana onun ismini bir daha söylersen konuş- mam seninle... Hayriye korku dolu gözlerle Mahmuda bakıyor: — Gül, diye söyledim, diyor. Darılma Mahmut A- ğabey... Ve Necip misafirine ikram etmek kaygusu İle ka- dınlara bağırıyor: — Gözlerinizi patlatacağım be. Çenenizi krraca. ğım... Gevezelik edeceğinize güzel bir hava çalmız.. Oynak bir şey isterim. Bir çifte telli. — Pekit, — Peki!, Herkes meşgulken bir kadeh daha içen Fitnat he- men ut çalmağa başlıyor. Necip yine emrediyor: — Hayriye sen hem söyle, hem Oya. Kırmızı dallı elbisesile siyah kadın, odanm orta- sma çıkıyor ve kollarını açarak, parmaklarını şakır. datarak oynamağa başlıyor: “Yumurtanm sarısı, 5 “Düştü yere yarısı “Ali beyin karısı, “Kaçtı gece yarısı, Ihtiyar kadın bir taraftan çalarken bir taraftan da bir rekkaseyi teşvik ediyor: — Oh. Ok. Hayriyem oh.. Kaşm gözün mü oynu- yor. Yoksa bana mı öyle geliyor, Hayriyem oh.. Şimdi Hayriye, odanın ortasında duruyor. Omuz- larmdan göğsüne sirayet eden titreyişler, şimdi kır- mizi dallı basmanın sitındaki yuvarlak kalçalarma Yazan: SUAT DERVİŞ ve karnma sirayet etti. Hayriyenin kırmızı dallı eş. vap altında karnının adaleleri sıçradıkça, ihtiyar ka. dın sanki çok büyük bir hâz duyuyormuş gibi bu kıy ranışlara böyle siçrayışlâra “oh!,, diyerek tempo tu- tuyor. — Oh, oh, ah, oh, oh, oh... Necibin gözleri büsbütün kapanırken âdeta sa. yıklar gibi: — Yaşa be Hayriye! Diye bağırıyor. Mahmut, terden yapışık, yapışık olmuş olan avu. cu İle alnmı uğuşturuyor. Başı birdenbire öyle dön- meğe başladı ki.. Hem sanki yüzü ve dudakları ku. laklarına doğru geriliyormuş gibi, onda tuhaf bir his var.. Kulağınm zarlarmda deminki uğultu kalmadı. Fa kat mızrabın tellere çat, çat diye vuruşu kulağında şünüyor. müthiş akisler yapıyor: N “Kafam tütünsüzlükten böyle bozuluyor, diye dü. Fakat sininin yanındaki kerevetin üstünde duran sigara paketine elini uzatamıyor. Bundan müthiş bir hicap duyuyor. O zaman kendisinin niçin buraya leceğini anlamıyacaklar mı? Mira düşüncelerde biribirine bağlılık kalma. dı.. Ona herşey rüya gibi geliyor. Kıvırcık #açlarile, kızıl ışıkta, kızıl elbisesinin altındaki vücudü iyi kö- rüklenen bir izabe ocağının alevi gibi dalgalanan bu . kadın, dişsiz, ışıksız ağzını sonuna kadar açarak Hayriyenin muvaffakıyetlerini “oh,, larla alkışlıyan bu kocakarı ve küçük başını iri omuzları ve kalm * boynu Üzerinde bir türlü dik tutamıyan, sari operçimi alama düşmüş şugenç. E vet, bütün gençliğinin arkadaşı olen Necip li ona uzak ve yabancı geliyor. Onu bile ancak rüyada gö- rülen acalp hayallere benzetiyor. Çifte telli bitti. Hayriye yenlerile alnındaki terleri siliyor, Necip, gözlerini tamamile kâpamış.. Mahmut hâlâ bir sigara içmedi. Elli donmuş gibi hâlâ sigara paketine uzanamıyor. Hayriye şimdi karyolanm üstünde. Eline geçen bir mendil, bir havlu, veya bir paçavra İle yelpaze- leniyor. — Mahmut paketten bir sigara at bana! Ni Mahmut elindeki kelepçeler çözülen” bir adatım duyacağı iç ferahlığını hissediyor. Elini pakete uza» tıyor, paketten çıkardığı sigarayı Hayriyeye atıyor: — Bir de bana at oğlum. — Al sen de Fitnat teyze. Bir sigara daha havada uçup Fitnatın dizleri di- bine düşüyor. Üçüneti sigarayı da kendi ağzına alıyor. — Bir kibrit at bana. Mahmut, kibrit kutusunu telâştan titriyen elleri. le arıyor, nihayet önü tabakların, kâğıtların erasra- da buluyor. — Atsana yahu!, — Dur hel Evvelâ kibriti çakarak kendi sigârasmı yakıyor. Bu sigaradan bir nefes çekip ciğerlerini tütün du- manile tamamile doldurup onu ağzından ve burnun- dan hazla boşalttıktan sonra: —Al, Diye, kutuyu atıyor. Mahmut bir, bir arkası erva nefesleri çekerek si- garasını içmekte,. Ve yarım kalan rakı kadehini de ihmal etmemekte. Yarım kadehi bir yudumda bo salttıktan annra oturduğu kerevetin Üstünde biraz daha gevşedi. Tik kadehte içine düşülen bir kuyu kadar kendisine korkunç gelen bu uyuşukluk şimdi (Arkası var) -—...e.. SE res JE vr iv e —— rg Me

Bu sayıdan diğer sayfalar: