30 Mart 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

30 Mart 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

eslem —— am 4 Mahkemelerde --- Kıymetli bir köpeğin Cİ nasıl zeh yüpta Gümüşsuyunda Yeniyolda 6 numârada oturan Terzi Hakkı, sahibi bulunduğu kıy da takibat yapılması için zabıtaya müracaatta bu - lunmüştur. Köpeğin ölüsü, dün bir muşambaya sari- We olarak müddelumumiliğe getirilmiş ve tabibi adil-| irlendiği araştırılıyor: — Bu benim bricik köpeğimdi.. Ona 150, 200 lirayı -İçok defa teklif ettiler. Fakat, bon onu adota aile &f- İradı arasına sokmuştum. O kadar çok severdim. Bu, emsalina az rastlanan Boldok cinsi idi. Evvelisi gün komşumuz Salih bir keçi kesmiş. Ertesi gün köpeği bahçede ölü bulduk. Ağzında da keçinin bağırsağı ler tarafından görüldükten sonra adli tıp işleri mü » | vardı. Köpeği Salih zehirlemişti. Polisa müracaat et- dürlüğüne gönderilmiştir. Terzi Hakkı, dün kendisile görüşen bir muharriri- mize evlât acısı görmüş bir baba gibi şunları anlat - miştir: Üfürükçü Mahküm Oldu A sliye dördüncü ceza mahkeme. si, dün Kasımpaşada Çeşme- meydanında oturan Canan bir kadmı Bay hapse ve (50) lira pa. T& cezasına mahküm etti, Canana is- bat edilen suç şuydu : Canan, büyü yapar, tütsü yakar, ve svlenemiyen kızlara kısmet bulur. muş, Geçenlerde yine evine iki genç kız gitmiş, onlara büyü yapmış ve kendi saçından teller vererek: “Bunları mangala atınız,, Tütsüleyiniz., Sevdi- iniz gençten alacağınız mektubu ba. na getiriniz, Mutlaka o gençle evle - demiştir , Edirne Zirai Hapisanesinde Üç gündenberi İstanbul hapisane - Binde tetkikat yapan hapisaneler u. mum müdürü Bedri, dün Edirneye git miştir . Bav Bedri escen sene arılan Fdir- © e hapisanesinde de tetkikat yapacak tır, Tamamen zirai bir hapisane olan Edirne hapisanesinde geçen sene çok ; ; ii bir köpeği zehirlediği iddiasile komşusu hakkın ; isminde | tim. Salih aleyhine dava açtım. Poliste köpeğin ze * hirlenip zehirlenmediğini anlamak için morga gönde- rlmesine karar verdi. Şimdi oraya göürüyoruz. Veri- lecek rapordan sonra ceza mahkemesine gideceğim. GENÇ KADINI TAM YİRMİ YERİNDEN DİŞLEMİŞ, YARALAMIŞI Hatice isminde genç bir kadın, dün Müddeiumumiliğe Şahsi Hürriyeti Takdit Etmiş! Asliye ikinci ceza mahkemesi, din | Üniversite edebiyat fakültesi arkeo. loji profesörü Baszerd tarafından Ci- hangir apartımanmın kapıcısı An - deryagoni aleyhine açılan bir şahsi! hürriyeti tahdit odavasma başladı, Profesörün iddiası şu idi: Profesörle apartıman sahibi ara . sında bir alacak meselesinden doğma ihtilâf varmış, Kapıcı Anderyagoni, profesörüi odasmdan çikartmamış ve eşyasmı da naklettirmemiştir, Mahkemede suçlunun avukatı var- göyle anlatmıştır: “— Mustafa, istediğini yapmadı - ğım için bana muğber oldu, Birdenbi. re üstüme atıldı, Her tarafımı ısırmır ya başladı. Bir aralık dişlerini gırtla. ğıma geçirdi, “Seni boğayım da kur- tulayım,, diyordu, Ben can acısiyte dişlerini grtlağım. dan kurtardım, Omuzlarım, kollarım ve kalçalarım diş izleriyle doludur. Burnumu da isırdı, Üstümdeki kanlar | hep burnumdan aktı. Müddelumumilik, tahkikata devam etmektedir, TAN l er Saraç İshak sokağında 3 numaralı evde oturan, müracat ederek Malumutpaşada kunduracılık eden Mustafa eJey-| Kadının vücudunda yirmiye yakın diş yarası vardır, Yaranın birisi gırt. lağındadır, Tabibladiller kendisini mu ayene etmişlerdir. Hatice şikâyetini YARIN AKŞAM SAAT TAM 9DA BÜYÜK VE RESMİ SİNEMA MÜSAMERESİ PIRLANTA GİBİ PARLAYAN TEK 1936 senesi beynelmilel VE SHAKESPEAR'in ölmez NORMA SHEARER - LESLİE HOWARD JOHN SMOKİNG VEYA FRAK MECBURİDİR. MELEK miski husiin sahahtan MELEK rak senenin en GÜZEL ve en MUHTEŞEM filminin ilk gösterilmesi şerefine 40 SENELİK FİLM SANAYİİNİN YAPTIĞI 10.000 FİLM ARASINDA RAKİPSİZ o ŞAHESER, VENEDİK film müsabakasında DÜNYA BİRİNCİLİK MÜKAFATINI KAZANAN eseri, başı rollerde: BARRYMORE EeOmMEO ve JJ iki DİKKAT: Yarın geceki müsamere için loca kalmamıştır. Bütün koltuklar İ lira ve numaralıdır. 1 nci ve 2 nci mevki bilet satılmıyacaktır. Halka hoş bir vakit geçirtmek için başta ve antrakta CAZBAND temin edildiği gibi sinemaya gelenlerin FİLMLERİ de çekilecektir. YALNIZ YARIN GECEKİ MÜSAMERE İÇİN itibaren b ii - SİNEMASINDA memleketimizde birinci defa ols” 30.3. 937 ZN EN acıktır. Telefon: 4ORAR ,| 4 » Bütün İstanbul halkı; Yarn akşam mevsimin en fazla musikili © HER YERDE ŞEN filmine iştirak eden ve meşhur Maestro ve mümessii HARRY ROY idaresinde bulunan şayanı hayret Londra orkestrasını dinlemek Üzere SUME Sinemasına koşacaktır. Sahne arkadaşları bulunan PRENSES PEARL emsalsiz oyunu ile seyirciler cezp edecektir. Bu filmde: Baş döndürücü tango mükemmel valslar, cazip rumbalar, şayan! hayret sahneler ve ne- fis musikisi ile mevsimin en fevkalâde filmi olacaktır, Yerlerin lütfen evvelden aldırılması rica olunur, Tel, 42851 lar, “MASKELİ KADIN,, filminde takdir nazarlarile seyredilen ve candan alkışlanan büyük yfldız PAULA VESSELY Önümüzdeki Perşembe akşamından itibaren SARAY Sinemasında gösterilecek olan emaslsiz ve çok güzel MACARISTAN GECELERİ « ,, filminde bütün muvaffakıyetlerin fevkinde temayliz edecektir. Konferans | Yeni Eviene eri n Bayan Ventura işlide Halâskâr Gazi caddesin- de Miko apartımanmnda otu. i ran bayan Ventura ile elbise taciri B. Hayim dün Beyoğlu evlenme memur - luğunda evlenmişlerdir, Kendilerini tebrik ederiz , Dama Müsabaka: Dama müsabakası devam ediyor, Pazar günü yapılan müsabakada İz. mirli Sabri Muğlalı Mustafayı, ikinci 4, dı Oda profesörün Andervaroniyi. bastonla başından dövdüğü için Bey oğlu sulh ceza mahkemesine dava aç. iyi süpürge mahsulü almıştır. Bu tıklarmı söyledi, Muhakeme, iki dava- nın birleştirilmesi için talik edildi, Han odasını Tutuşturmuş / Halkevinde Eminonu Halkevinden: 30—3—937 salı günü saat (17,30) da Evimizin Cağuloğlundaki merkez salonunda Bay Dr, Hüseyin Kenan tarafından (Keyif verici zehirlerle mücadele hana Müsamas-i- 26. —3-—937 tarihinde cuma günü Gülhane Tibbi müsamerelerine Prof, Dr, Lâtfi Aksunun riyaseti altımda devam edilmiştir , £ damaçılardan Aydaş, Earullahı, © sıf damaglardan Aydaş Bur mağlüp ettiler, İzmirli Orhanla Şe» rafeddin ikişer süyıYla berabere kal - dılar #ene Avrupada yabani fasulyeye çok rağbet gösterildiği için hapisanenin e kin sahası genişletilerek yeniden ba- zı mahkümlar daha gönderilecektir. Bu mahkümlar Ankara, Konya ve Çocuğun Cesedi Morga Kaldırıldı | Polis, dün müddelumumiliğe Lefter İ isminde bir genç verdi, Sultanahmet sulh üçineli ceza hâkiminin sorguya çektiği bu genç kasten yangın çıkar - mevzulu bir konferans verilecektir, Bu konferans bütün yurttaşlara a. çıkr , 1 — Ree Sifilizi Dr, Sedat, 2 — Pellağraf vak'ası Dr, Esat, 3 — Demaus Prekosın insülin ile ' 2 , Beyoğlu Halkevinden: Bugün sast 18 de evimizin Tepebaşmdaki merke » zinde profesör Rıra İzzet Güner ta - İstanbul hapisanelerinden ayrılacak. te; — Çay Hırsızı O. Çayer Nurinin dükkânmdan muh - telif zamanlarda 500 liralık çay çalan çırağı Osman, dün Sultanahmet bi - © rinci ceza mahkemesi tarafından bir ay 22 gün hapse mahküm olmuştur. Beyoğlunda Asmal:mesçitte oturan Hüseyinin Karısı Hatice çocuğunu dü- şürmüş, polis çocuğun düşürülmesini şüpheli gördüğü için cesedini müddei, umumiliğe göndermiştir. Tabibiadil - ler, düşme şeklinin tesbiti için cese - din morga nakledilmesine lüzum gös- termişlerdir, Morgun vereceği rapora göre, tahkikata devam edilecektir maktan suçlu idi, Haçopulo hanımda oda başılık eden Lefter, evvelisi gün lüzumsuz kâğıt - ları yakarken hanın bir odasını tutuş. turmustur, Mahkeme, tahkikatın serbest ya - pılmasına karar vermiştir. Müddiu . mumilik tahkikatı derinleştirmekte - dir Bergama Akrepolünde Temsil Verilecek Bergamada tertip edilen yedi gün, yedi gece eğlenceleri münaebetiyle şehir tiyatrosu Bergama Akrepolü - nün 15000 kişilik açık tiyatrosunda 3 temsil verecektir, Ayrıca, eğlence lerde kalkan, cirit oyunları ve diğer milli sporlar da yapılacaktır. tedavisi Dr, Mevlüt, 4 — Mezanteri sipesifik olmayan iltihabı bir tümör Dr, Operatör Mus. tafa, Prof, Dr. Abdülkadir Noyan, Nâ - zam Şakir, Zeki Burhan, Burhanettin Osman, Murat münakaşalara iştirak etmişlerdir , rafından İstanbulun fethi mevzınında bir konferans verilecektir, Herkes ge lebilir , —. ————— ŞEHİR TİYATROSU Operet kısmı — Ağsanıza be... — Patlıyor musunuz, geliyoruz... Nazlı istemiye, istemiye büyük bir hiddetle bağır- dı: Şimdi lâmbayı yaktı, Ve küçük limbanm kulpuna parmaklarını geçiren genç kız, çıplak ayaklarla top- raklara basarak sokağm tahta kapısına yaklaşıyor, Eski kapı gıcırdıyarak açılıyor, Karanlığm bir &18- © * mun petrol lâmbasının ışığı kızıl sarı bir buğu İle sar. &, Bu ışık çerçevesinin içinde iki erkek var. © Bunlardan biri uzun boylu, amme çok uzun boylu ve çök iri, Uzun beyaz bıyıkları, kabartma bir harita Gibi çizgili yüzüne bir yeniçeri ağasının heybetini ve- riyor, Arkaya atılmış kasketinin iki yanmdan ve alnm- dan görülen saçları kırlaşmış amma, kaşları hiç a- Zarmamış ve bu simsiyah kaşlar içleri içkiden kızar- mış cevval gözlerinin üstüne doğru darmadağnık düşüyorlar. Bacaklarında yeşil ketenden kilot bir pantalon, a- yaklarında; bu sıcağa rağmen, kilotunun üstüne çe- kilmiş yün çoraplar var. Ceketinin arkası tokalı ve nefti renkte bir ceketi,, Bu adam iri gövdesini sağa doğru bükmüş ve sağ kolunu zayıf, kısa boylu bir erkeğin koluna geçir- © miş, Bu suretle onun yere düşmemesine, ayak- ta durmasına gayret ediyor. Koluna girdiği adam.. Pek zayıf pek küçük bir şey.. Yüzünün derisi çok kullanıldıktan ve çok dol- durulduktan sonra birdenbire içi boş bırakılmış bir törba gibi kellesinin altıma doğru toplanmış ve aşa- gıya doğru sarkıyor. Yalnız bu da değil traşları uza” yaş kılları sivri, sivri olan bu deriler çenenenin tam ortasında olduğu gibi iki yanağın altmdan da sütleri çekilmiş keçi memeleri gibi sallanıyorlar, Yüzünün tam ortasında derisi İyi haşlanmış bir lstakoz derisi gibi kıpkızıl ve bir portakal kabuğu * içi girintili çıkıntılı, Bu burunun altında seyrek kıl- düşük bıyıkları var. Sarhoşluktan yarı İnik şiş No, 19 göz kapakları mada! ve mahevi bitkinliğinen açık ifadesini vermekte ve bu göz kapaklarının Üstündeki uzun kıllı seyrek kaşları darmadağmık. Boyu bilmem göründüğü kadar kısa mı? Belki dizleri kıvrılmıştır, bu menhus sarhoşluktan. Onun için bu sarhoş adam bu kadar küçük görünüyor. Nazlı, iyi görebilmek için; kulpundan tuttuğu lâm- bayı biraz daha başının üstüne doğru kaldırıyor. Ve ateş gibi yanan gözlerle karşısındaki Insanlara bakıyor: — Hayrola Ali Çavuş!.. — Çekil öteye.. Babanı içeri kadar götürüp yata- * ğına yatırayım. — Nesi var?... Derken onlara biraz daha sokuluyor. Ve onlâra biraz daha sokulunca içinin bütün endişeleri, bütün korkuları ve bu korku, bu endişenin verdiği bütün müşfik duygular bir anda büyük bir hiddete münka- Wp oluveriyor: — Ooof... Leş gibi rakı kokuyor... Moruk yine kör- kütük sârloş.. Öyle değil mi?. Ali Çevuş, bir koluyla Osman dayıyı tutarken di- ğer kolunun ucunda sallanan kocaman ve nasırlı eliyle Nazlının kolunu kavrıyarak onu evin İçine doğ- ru itiyor: — Haydi önüme düş... Eğlenme... Nazlı bu sert parmakların arasında İneinen kolunu bu sert cendereden kurtardıktan sonra hışımla Ali Çavuşa doğru dönüyor fakat: — Sana yürü. Düş önüme eğlenme dedim anlama- dın mi?.. Diye daha sert konuşan Ali Çavuşun emir verme. Yi itiyat edinmiş sesinin ikinci bir ihtarı önünde is. Yazan: SUAT DERVİŞ yânküâr karakterine rağmen itiraz etmiye cesaret et- medeg yürüyor: — Odası işte burası. Kuvvetli bir içki kokusu, taşlığım esasen taham - mül edilmez bir derecede olan, küf ve çöp Kokusuna Nazlı burnunu elinin iki parmağiyle bu kokuyu al. mamak için kıstırırken odalarmm yarı aralik kapı- smı arkaya kadar açtı. — İşte odası.. Buyursun sarayma.. Ali Çavuşun kolunda ilerliyen Osman dayının bir somnanbuldan farkı yok.. Yahut ta irmotize olmuş gibi... Adeta uyuyarak yürüyor. i Ne konuşuyor, ne de etrafıma bakmıyor: — Yatağı neresi ?., Kendi yattığı kereveti gösteriyor: — Orada zıbarsın... Yataktaki genç kız başını kaldırmış, endişe ve sev- gi dolu gözlerle babasına bakıyor: — Baba.. Babacığım.. Nesi var babamm? Ali Çavuş, Meleğin sesini hiç duymamış Gİbİ cevap bile vermiyor. Büyük bir ciddiyetle kimbilir, belki de sarhoşluğunu belli etmemek için bu kadar ciddidir, kerevete kadar yürüyor. Ve Osman dayının kolunu bırakır bırakmaz Os. man dayı içi boşanmış bir çuval gibi adeta incelerek kendi üstünde kıvrılıyor, ve sonra bir külçe gibi ke, revetin üstüne düşüyor: — Baba!.. Baba! Kerevetin üstüne yüzüstü yuvarlanmış olan iht, yar sarhoş, yarı anlaşılır yarı anlaşılmaz bir sesle: — Melek?.. Melek... Bu akşam en 1 2030 da “ll 0 BÜYÜK HALA İ ML Ii 4 perde iğ Komedi li — — ——- Diye ona cevap vermek İstiyor. Fakat dili o kadar dolaşıyor ki, onun “Melek,, dediğini ancak bütün en- dişesile onun cevabını bekliyen kızı “Meleği,, anlıya- biliyor. e Sakat kız, bütün hasta ve sakatlarm hassasiyeti ile yine ağlıyor: — Niçin içtin?.. Niçin bu kadar içtin ?. Yazık de- gil mi sana ?.. Yazık değil bize”... Ali Çavuş, arkadaşının ayaklarını da kerevetin ül tüne koyup yerleştirdikten sonra: — Onu şimdi rahat bırakınız, diyor, onunla ko. nuşmaymız, İçki beynine sıçramış! Nazlı odaya, gaz sandığının üstüne lâmbayı birak- miş, kollarını göğsü Üstünde çaprastlamiş. Gece ya- tarken üstünden çıkarmıya lüzum görmediği, gündüz işinin başında giydiği siyah önlüğü ile, çıplak ayak- lariyle, başınm etrafında dağılmış, siyah, gür saçla riyle bir yang, bir zelzeleden kaçarken yarı giyine- bilmiş, başını kapının petrvazına dayamış gözleri ateş gibi yanıyor ve yüzü dibine kadar kızarmış. Haftada altı buçuk gün alın terleri döktüğü, her yirmi dört saatin on üçünü çalışarak kazandığı pa- ra ilikleri, canı eriyerek kazandığı pâra... İşte şura- da, şu kerevetin üstünde kendini bilmez bir sarhoş- luk gibi kıvrılmış yatıyor. Gözleri, babasma karşı duyduğu hiddetin bütün parlayışmı taşıyan bakışlarla Meleği arıyor. Daha bugün, bu mel'un, mendebur-ona; “Babamız fena adam değil... Siz onu tantmıyorsu- nuz, onun efkârı Var.,, Diyordu. Meleğin yumuşak bir ahengi olan sesi ye- niden âanki ona: “Babana moruk deme abla!.. Günah!..,, demiş gibi bütün vücudu bırsla titredi, —. Günah!... Asıl, günah bu değil mi? Asil bul... (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: