11 Nisan 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 11

11 Nisan 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Meiaamazaz. le gibi e ii bir gibi yükselen tarihi Urfa, şirin Alkın pp sasıdır. Yayılan şii engin ovalarile, çimenli sıtlarda 2 aliye leriyle, kınalı tepeleri kaplıyan bağle- İstiyle, beri zümrütliyen bahçeleri, efsanevi gül- İşi, ağ Mam, parlak seması ve ecdat ya- Yakın biz mizin bu belde her bakımdan can? opruk çok bereketli * Şok bereketli olduğundan ürünler ucuz, tabi geçim de ti PN (Sira r mevzudur, Çikirı, LER; p azar günü meşhur (Urfa atlar) ile yapılan i eğlencelidir. bi | an: İsteyen herkes hem hava almak, hem de €iritler, çok kiç Ne geçirmek omaksadile tig, eydanı)na toplanır. Nam. Bayinin heyacanlı yarışlarmı, beki Yiğitçe cirit atışlarını, da, ucuk denecek kadar küçük &,, Yeslilerin hünerli oyunları» Bon ler. * ai, , Zamanlarda Urfa Halkevi, Börü n büyük ehemmiyetini Ün, d6 tutarak, üyelerine (ata ij * 28 beslemek, attan anla - İliyi ve g,<efit konular üzerinde İtin, w teknik bilgi kazandırmak JAri Subayları ve doktorlar Sezin, konferanslar verdirmiğ, Kirmekiğ” tertip etmiştir. Esasen tin EY doktor olan Halkevi- tep, Jeti başkanı Bay Muzaf - in bütün kollarını halka â- Dola. faydalı olmağa sev» “,, <0. Modem sporun yayılma © Sevilmegi #vk ç “si yolunda hararetli Üy,“ “4 Ve güyret göstermekte - kı EĞLENCELERİ rada kir âlemleri çok ori- Mâ, , İDaldir. Erkekler daha zir “zar günleri olmak üzere Srup kırlara çıkarlar. Önle - çi ei alanlar, yakınların- Ya » Kuyular, sarnıçlar ve- Yal 1 Sular bulunan kır eğlence Mik pi, pan üzerinde âdeta bi- Maş, bayram tesiri bırakır. hr, maniler Seyit çalgılar, türkü- Vit © hoyratlar duyulur. Günişyen ezelden, geçmez e, Gizeld. Yin Ayrdık var ir Yevdim ezelden. Sibiy, kei. Tİ en çok söylenen türkü - haşla yü kliçlik herkeste iç- pim “canlılık ve neşe hâ - la, ii Ul itibarla birçok güzel ra dön, oyunlar oynanır, Şeh da yç kei bile yankılar ufuklar. “öuld, Ya naz, YAN bu tabii korolarm Ni; Vay leri Insana derin bir se- 'tcan ve GüN z — LER .N kc bir hayatm © ve sos a düğü, puurun en güzel ifadesi a Yalnız evlenme tö - Sa alma Ko Eiliz en 16 da ı 2 : * ME 681 kömisyondadır. Sekilerin 3 B iie “ij bam ——. Urfanın Kurtuluş Yıldönümünde ; : © nisbette kolaydır. Halkın ekse- erini geçindirecek rla ta eskidenberi a v e hayat endişesi görmedikleri için oldukça » Neşeli ve temiz bir hayat yaşarlar, » avlar, atlı gezintiler, Yar eğlenceleri, kı e se diye adlanan toplantılar, yığnaklar, dü- Kayn ayramlar Urfalılara hoş vakit geçirten ay Anan £ a $ tar 2134 liradır. ata Mamaaseiikeekeaeeeaekeesesekemezeeeeei üzel Urfanın En Meşhur Adet'eri ve Eğlenceleri İkemizin güney sınırında, çelikten | bir Büyük kü- Bugün kurtuluş yıldönümünü kutluyan güzel Urfa Yazan: H. Refet Danışık | renleri için yapılmaz. Sünnet için, gurbetten dönen bir kimse için, u- zün zaman çocuk Yapamıyan bir gilenin çocuğu olunca düğün yap - mak âdettir. Ancak, hangi maksat la yapılırsa yapılsın. hepsi ayni karakteri taşırlar. Yalnız evlenme düğünleri daha uzun sürer. Bu âdetler üzerinde fazla tafsj. lâta girişmek uzun bir folklor işi. dir. Yukarıki birkaç Satır geniş ül. kemizdeki illerde, atalar armağa. nr sevimli âdetlerden bir çoğunun henüz yaşamakta olduğunu göste. riyor. a gereeseneses Ankara HK. Refet TANIŞIK İmrü «e İm ük Muha'aza Genel Komutanlığı Istanbul m syonundan : YAPISI açık deniz motörü için satın alınacak 8 Kalem yedek * Â, 1087 cuma giinü saat 15 te pazarlığı yapılacaktır. ban pi, © 161 liralık ilk teminat mektuplarile Galateda Çinili ©i kattaki komisyona gelmeler, (2002) dana Belediye Riyasetinden: h . i ye Malye işlerinde kullanılmak üzere bir buçuk veya iki ton: 8 VE yangın söndürme tertibatlı “arazöz Almacaktır. lif yapmaları ilân olunur. (2021). A AŞ a MN NANA MAŞ “aaa amaaa vey Konya asliye hukuk hâkimliğin- den: Hazinci maliyeye izafetle Kon- ya hazine vekili avukat Mümtaz “ taman tarafından Konyada jandar- ma kumandanı binbaşr Niyazi v0 | Yozgatta mütekait jandarma kay makamı 241 sicil numaralı Ali Rıza ve Kırşehirde jandarma hesap me - muru 1881 sicil numaralı Emin ve Lİ ce kazasında jandarma binbaşısi 2503 sicil numaralı Salih ve Burdur” da jandarma birinci mülâzimi 3191 sicil numaralı Ahmet Hamdi ve S8- vurda sekizinci jandarma alaymda 2657'sicil numaralı yüzbaşı Cevat 8- leyhlerine: Müddeaaleyhler .vazifele- rinde ihmal ve terahi göstermeleri heticesinde dava arzuhalinde müfre- dat ve'kıymetleri yazılı ceman 227İ lira 70 kuruş kıymetinde muhtelif! eşyayı askeriyenin ziyama sebebiyet vermiş olduklarından bilmuhakeme meblâğı müddeabih 2271 lira 70 ku- ruşun masarifi muhakeme ve Ücreti vekâletle birlikte müddeaaleyhlerden mliteselsilen tahsiline karar verilme- si hakkmda ikame olunan dava üze- rine o müddealeyhlerden (jandarms hesap memuru Emin ve jandarma binbaşısı Salih ve jandarma birinci mülâzimi Ahmet Hamdi ve jandarma Yüzbuşısı Cevada tebliğ olunmak ü- zere gönderilen dava arzuhali sure leri, mumaileyhimin İkametgâhları meçhul olduğu meşruhatile tebliğsiz olarak geri çevrilmiş ve bitlalep bun lar hakkında ilânen tebligat ierasına mâhkemees karar verilmiş olduğun- dan ilân tarihinden itibaren on gün içinde müddeaaleyhlerden mumailey. him Emin ve Salih ve Ahmet Hamdi ve Cevadın esas davaya cevap ver- meleri lüzumu ve cevap vermedikle- Ti takdirde muhakeme günü tayin © | TAN İ olsun görünmeğe razı San'atkâr Şadi 12 Yıl Sonra Tekrar Sahnede üyük san'atkâr Şadinin Yeşilay menfaatine bir temsil ve- receğini bildiren duvar fişleri ve havadisler, bütün | İs- tanbulu büyük bir sevinç içinde bıraktı. İstanbul, tiyatroseverlerinin göz bebeği olan Şadi demek on iki senelik bir ayrılıştan sonra İstanbul halkının karşısına çıkacak. 3 Bu haber sevinç dalgası şehrimizi dolaşıyor. “Şadimizi tekrar göreceğiz! Halkın kabahati olmadan, sey retmekten, istifade etmekten, he- dil zevkini, tiyatro sevgisini, artır- maktan mahrum eden bu ayrılık isterse bir gün için olsun nihayete eriyor. Ve kim bilir, belki de Şadi, İs- tanbul halkına, İstanbul Şadisine bir kere kâvuştuktan sonra ikinci bir ayrılış için ne onda, ne de öle- kinde cesaret kalmiyacak.. B gibi en Şadinin İstanbul sahne- sinde, velevki, bir gün için olduğunu işitince hemen gidip büyük san'at- kârı buldum ve kendisile konuş- tum... Şadi; artık bizim sahnede görmeğe alıştığımız, sahnede tani- dığımız zayıf ve kesik biyrklı, mah- cup ve çekingen tavırlı zat değil Bir sinema sahibi olarak geçir. diği bu sakin ve sessiz son seneler, ona epi yaramış. Oldukça toplan» miş. Kendisine ilk sualim şü oldu? — Siz sahneden ayrılalı kaç se- ne geçti? — On iki sene.. — Kaç sene sahnede bulundu- lamıştınız? — İlânı hürriyetten sonra bir hevetkürlar grupu İle sahneye çık- mıştım, O grup, hep dağıldı. Yalnız içlerinde bir merhum Muvahhit ve bir de ben sahnede profesyonel ©- larak kaldık. — Sahneyi niçin terkettiniz? — Şimdiye kadar bunu hiç bir kimseye söylemedim. Müsaade e - derseniz size de söylemiyeyim — Sahneden ayrıldığınız için mt teessir değil misiniz? Bana öyle geliyar ki, bir tirya- ki nasıl siyarasından. bir ayyaş na- Sil içkisinden vazgeçemezse — bir san'atkâr içinde San'atten vaz. geçmek öyle zordur. Acaba öyle değil mi? d — Haklısınız, benim için bu san". atten vazgeçmek büyük bir irade işi oldu. Fakat sahneden ayrılma- #1 büyük bir azaptır. Amma, onun içinde bulunması da bir başka a zaptır. — Bu kadar büyük bir fasıladan sonra velevki bir gün için bile ol 8a tekrar sahneye avdet etmek si- ze heyecan vermiyor mu? — Bir haftadır, geceleri uyku uyu yamıyorum dersem bünu bir mü- balâğa saymaymız.. Vâkıa bu defa âşağı yukarı bir sene evvel sahne- de oynamış bulunuyorum. Onun için aramızdaki fasıla o kadar bü- yük değil.. Fakat siz de biliyorsu- nuz ki, ben on sene hiç, amma bir kere bile, sahneye çıkmadım. Sah- neden çekildikten sonra bir sine- ma açtım. Sinema işletip duruyo- rum, Sahneye bir defa daha çıkma- mağt da büyük bir kararım var dı. Pakat geçen sene benim bu ka- rarım: bozan ve beni yeniden sah- neye götüren, götüren demiyece- im, daha doğrusu sürükliyen bir hâdise oldu. Ss onra büyük san'atkâr, bü- tün büyük san'atkârlara yaraşan bir tevazu İle sözüne şöyle devam ediyor: — Eğer sahnede ufak bir isim kazandımsa ben bunu İbnirrefik Ahmet Nuriye medyunum... Onun vefatından sonra, hasılatı onun ailesine terkedilmek üzere, Ankara halkevi bir müsamere ter- tip etmişti. Bu müsamereye beni de davet ettiler, Ankara halkevinin davetiyesinden başka Raşit Rıza da bana sahsen bir mektup yolla- dı. Bu mektup, bana, sana'timin, va arzuhali suretlerinin tebliği maka- mına kaim olmak üzere ilân olunur. | iki böcek, deki rolümdü. öüüddnmeliilldüzü sesin a Şadi, Sekizinci,, de Habip Neccar Rolünde © YAZAN: İİ | Suat Derviş | gençiiğimin heyecanlı senelerini ha tırlatıyordu. Bana Ahmet Beyi ha- tırlatıyordu. Ahmet Beyi hatırla yınca ona ne kadar borçlu olduğu- mu düşünmemekliğime imkân yok- tu. Belki geçer de gitmek istemem korküsile o dakikada teklifi kabul ettiğimi bildiren bir telgraf çektim. Güya o gün İbnirrefiğin herhan- gi bir piyesinde bir perde oynana» caktı. Fakat ben o perdeyi oyna- madan evvel Raşit Rıza bana bir oyun oynadı, bir oyun oynadı ki... o, ni hepsini hazırlamış... Ben de lâa- lettayin bir perde oynayacağım: dü- şünürken hepsini birden oynama- ğa mecbur oldum. Şunu da söyliye | yim ki, temsil gecesi içimdeki kor ku büsbütün büyüdü. Raşit Rıza da vaktinde bu rolü oynamıştı. O- nun için ben oynamıyayım, tema» rüz edeyim diye düşündüm .Fskat tiyatro çok dolmuştu. Rivayete na- zaran, benim gitmem bu kalabalı- ğı oraya getirmişti. adi, buraya gelince içinde duyduğu derin arzuyu te- bariz ettirdi ve dedi ki: “.— Bunun için son dakikada hissettiğim arzunun bütün kuvve- tne rağmen oynamamazlık ede - medim. Fakat bu defâ da perde a gıldıklan sonra içimden temenni etmeğe başladım: “Allahım Salne- ye çıkış sıram biraz gecikse..,, Fa- kat tiyatro, ben ayrıldığımdanberi biraz olsun değişmemişti. Ne mer- hameti ve ne de müsümahasi Var. dı. Sıram gelince bir dakika bir saniye geciktirmeden rolüm beni sahneye çekti, On sene ayrıldıktan sonra bu sahneye İlk çıkışımdı. Çok fena olacağımı zannediyordum. Fa. kat hiçbir şey olmadı. Sahneye ilk adımımı atar atmaz töbe bozuldu, tılsım bozuldu. Bu sene yine Ankara halkevinin davetile oraya gittim, Bu sefer yal niz Sekizinciyi değil, yedi tane pi- yes oynadık. Şimdide Yeşilayın menfaatine oynamağa karar ver- dik.,, sn'atkâra sahneye avdet! İs- teyip istemediğini sorunca: — Vallahi, dedi, hayır, hayır di- yoruz, sonra da bir yerden bir da- vet olunca, birisi çağırmca hemen koşuyoruz. Artık ne söyliyeceğimi şaşırdım. — Bay Şadi, oynadığınız zaman, en sevdiğiniz roller hangisi idi? — En sevdiğim rol, “bir çiçek “Sekizincel,, yi hazırlatmış, yas ! u GE Bugünkü program Istanbul; Sike 13 bl at 1236. Plâkia Türk musikisi, 1250 Havadis; 13. Beyoğlu Halkevi gösterit kola tarafından bi Son. temeli; 14. : 18,30. Plâkla dans musikisi; 1030 Konferans: Ordu saylavı Selim Sırı Tat can (Rus edebiyatı) 20. Müzeyyen ve ar kadaşları tarı Türk musikisi ve balk yarkıları, . Ömer o Riza dan Arapça söylev; 2045: Muzaffer ve arkadaşları tarafndan Türk musikisi ve halk şarkıları, saat ayarı, 21,15. Orkestra; 32,15. Ajans ve borsa haberleri ve ertesi günün programı; 2250 Plikla sololar, opera ve operet parçaları, 22. Son. . Günün program özü Senfonik Konserler: | Stokholm: Şuberti (Tor Manm'n idaresinde); -Anfit Koyserler: 13,10, Bükreş: Dinicu orkestrası Prag: Hafif musiki cay zamanı musikisi Varşova: Caz saati konseri; 1810. Radio — Romaniw Piök; 18,10. Bükreş: Küçük radyo orkeş trası; 18,35. Viyana: Eğlenceli konrer; 19 Lâyprig: Karışık büyük konser: 20.20. Var şova: İngiliz musikisi plâkları; 21. Nis, Pa ris P T. T.: Karışık konser; 21. Lâypr'g” Yeni hafif musiki konseri; 22. Roma: Ban do mızıka; 22,25. Bükreş: Gece konseri? 23. Stokholm: Hafif musiki; 23,10. Varşova Orkestra, öperalar Operetler: 18.30. Moskova: Operadan nakil, 2030, Mozartın 'Figaros Hoch » OPEFESE: 21 Berlin: Yeni operet musikisi; 22. Milânor Tanmmış operetlerden parçalar Lil; Operadan nakil. v 7. Liyprig: Karışık 16.15. Varşova: Akordeon musikisi. 22 40. Varşova: Macar şarkıları Dans Musikisi: 23,30, Viyana; 23,30. Berlin; 2345. Roma 24, Varşova, 24,15. Milânc, Teşrii Masuniyetleri Ka'drılmak İstenen Meb'uslar Ankara, 10 (Tan muhabirinden) — Meclis, bugün Fikret Sılayın başkan. Uğmda toplandı. B. Yunus Nadi (Muğ la), Necmetlin Sadık (Sıvas), Rıfkı (Zonguldak), Veli Yaşar (Kayseri), Emin Sazak (Eskişehir), Haydar Rüştü (Denizli), İsmail Hakkı (Bal, kesir) ve Enver (Balıkesir) in teşri masuniyetlerinin kaldırılmaları hak. ikmdaki taleplerin intihap devresi #0. men mazbataları okunarak tasvip & dilmiştir. Bundan sonra bazı kanunlar kabul İ olunarak 936 da umumi müvazeneye giren bir kısım daireler bütçelerine 1.210.000 Jiralık nâzım tahsisatm ve. rilmesi tasvip edilmiştir. Kamutay pazartesi günü toplana. | caktır. 5000 Liralık Mücevherat Dolandıranlar Geçen hafta Kapalıçarşıda antika- cı Musa zade B. Abdullahin 5000 lira lik mücevheratını dolandırdıtan son ra iki sahte çek vererek bir İtalyan vapurile İstanbuldan kaçan iki ecnebi hakkında tahkikat devam ediyorBun lar, İngiliz tebaasından Hans ile ka- rısı Maristir. Vapur Pireye uğrıyaca ğı için İstanbul zabıtası tarafından Yunan polisine çekilen telgrafa ce- vap gelmiş ve Hans ile karısının va- purdan çıkmadıkları bildirilmiştir. İstanbul polis müdürlüğü yeni bir İ telgrafla İtalyan polisini de vaziyet- ten haberdar etmiştir. Dolandırıcıların bugünlerde yaka - lanacağı umuluyor . — En sevmediğiniz rol... — Benim sevmediğim hiçbir rol yoktur. Hepsini sevdim ve seve seve oynadım. e. — Bizim tiyatro müellifleri için. de en çok beğendikleriniz kimler. dir? —Ahmet Nuriyi severdim. Bil- mem isim unutuyor muyum? On- dan sonra aklıma Yesari ve Reşat Nurt geliyor. Onları da çok beğe- nirim. — Yesarinin bu sene temsil edi- len (Sürtük) piyesinin harikulâde olduğu söyleniliyor, siz nasıl buk dunuz? — Çok güzel olduğunu duydum. Fükat kendim görmedim. — Sinemanız var. Sinema tiyat- ro ile ayni sey değil mi? — Kat'iyyen... Sinema benim ü- zerimde sahnenin yaptığı tesiri va pamaz,.. Ben sinemayı hiç sevme- dim. Zaten onu da seyretmem., Ken di sinemam olduğu halde bir filmi sonuna kadar takip ettiğim bir ke- re bile vâki olmamıştır. Çok güzel bir fümi gider görü rüm. Fakat hiçbir filmi sonuna ka. dar seyre sabredemem... nuna bırakılmasına ait muhtelit encür

Bu sayıdan diğer sayfalar: