26 Mayıs 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

26 Mayıs 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Suçlu, bütün bunları inkâr etmiştir. Mahkeme, bir ehli vukuf çağırtarak derhal salonda tatbikat yap- tırmaştır. Çalman saatin kıymetini takdir için de ayrı bir heyet kurulmuştur. Neticede mahkeme de kiş ; , | suçlu hakkında mahkümiyet kararı vermiştir, Sahtekârlik Suçlusu iki Kız kardeş Küçük Sanatlar Kanununa Aykırı Hareket Etmiş |55 ee sitende. Sara Ana - Kız Yavruyu Sokağa Niçin Bırakmışlar ? im e» Meşhut suçlara bakan asliye dördüncü ceza mahkemesi, bir "sokağa çocuk bırakma,, da vasına baktı. Yeşilköyde Sübyan mektebi 30- kağında 28 numaralı evde oturan Nazife ile kızı Nâzime suçlu yerine geçtiler. Reis Fadıl, çocuğu sokağa hangisinin bıraktığını sordu. Genç kadın: ! — Annem koymuş. Benim, haberim yok, dedi. Suçlu büyük ana, bu cevgbi tasdik etti ve kendini şöyle mildafas etti: — Kizm bir fabrikada çalışır. Bu çocuğu do - Zurdu ve bana bıraktı. Ben de oğlan kardeşimin yanında sığmtı gibi oturuyordum. Kardeşim, ç0- cuğun “viyak, viyak., larına tahammül edemiyece- Bini söyledi ve beni kapı dişari attı. Ben sakat ve aç bir kadmdım. Ço- J cuk ta açlıktan ölecekti. Haydi bön bir toprak kovuğunda bir lokma ek- mekle yaşayabilirdim. Faket körpe yavru sütsüz olur mu? Darlilâcezö anası olan çocuğu alınıyordu. Ben de almışlar. Şimdi orada bakılıyormuş. EZE Bugünkü Program; Öğle neşriyatı: Saat 12,30 Plâkia Türk musikisi 12,50 Havadis, 1805 Muhtelif plâk neşriyatı, 14,00 Son. Akşam Neşriyat: 18,30 Plâkla dans musikisi, 1930 andolin orkestrası: Berk ve arka - tarafından Türk musikisi ve halk şar kıları, 20,30 Ömer Riza tarafından &- irapça söylev, 20,45 Şen ve ar- | kadaşları tarafından Türk musikisi İve halk şarkıları (Saat ayarı). 21,15 Orkestra 22,15 Ajans ve borsa haber- teri ve ertesi günün proğramı, 22,30 Plâkla sololar, opera ve poeret parça” ları, 23,00 Son. | Günün progranı özü Senfonik konserler : 2105 Prag: Cümhurreisi Beneş'in doğduğu gün münasebetile konservâ» tuvarda verilecek büyük konseri na - kil (Çek eserleri) Hafif konserler ; 6,45 Paris kısa dalgası: Plâklarla sabah konseri. 7,10 Alman kısa dalga ları: Plâk, saat 7,30 bando mmuzik&. 18 Paris kısa dalgası; Plâk, 14,15 kon ser. 15 : Keza. 13 Bükreş: Plâk kon- seri, 15 kısa dalgası: Hafif mu- siki, 16.25 kısa dalgası: Askeri bando. 16,30 is kısa dalgası: Or- kestra, harpa, flüt, şarkı (Mozart, Berlioz, Ravel), 17,30 Varşova: Haffi musiki (Opera ve serenad). 18 Peşte: Bigan orkestram. 15,30 : Plâk, 18 Bükreş: Plâklarla opera baletleri. 1.30 Moskova: Karışık konser, 19,20 Bükreş: Eğlenceli orkestra (Novak, Delibeş, Veber). 19,30 Moskova: K | İ Çocuk Konseri | 3 iz a—iİ 15 yaşmdan küçlk çocuklar tara. fmdan dün konservatuar salonunda bir konser verildi. Bu korisedde yav- rular büyük muvaffakiyet gösterdi. ler. Bilhassa, Selçuk Ezmür, Fazilet Zaman ve Valâ Sehan çok alkışlandı. lar. Yukarıki resimde, konsere iştirak eden bir yavruyu görüyoruz. İnhisarlarda (Kadro Kati Şeklini Aldı Inhisarlar umum müdürü Mitat Ye. a 26.5.037 << Şarap Cinsleri Islah Edilecek Jahisarlar idaresi, önümüzdeki dan itibaren şarap istihsalâtmı mak için hazırlıklara başlamıştır. nun için ilk iş olarak İzmir ve dağ şarap fabrikaları genişletil heriki fabrikanm istihsalâtı $&İ line çıkarılacaktır , Fransadan ayrıca bir şerap Li hassıst getirilecektir. Mütehasslt # rap cinslerinin ısıhi için çalşadiğ” Ir, Azlık Vakıflarını İdar? Edecek Mütevellile” Yeni vakıflar kanununa görü © Uklara ait vakıflar, tek mütevelli © rafından idare olunacaktır, Şi kadar Beyoğlu Ermeni kiliseleri © mütevelliliğine 102 talip çıkmıştı” tanbul mintakasında 56, Beyoğlun, 60, Kadıköyünde 27 olmak üzere ekelliyet mütevellisi tayin olunari” tır. K Tek mütevelli tayini usulünü or” ya koyan vakıflar tallmatni Rum ve Ermeni cemaatleri dura mişlerdir. Bu maksatla Ankaray rer heyet gönderilmiştir. Cemaatler, vakıfları bin bir ye içinde idare etmek istiyen mü heyetlerinin kaldırılarak bu # bir kişiye verilmesinin doğru olen cağı, bu takdirde vakıf meselelel Sultanahmet sulh üçüncü ceza hâ. Bala, Mmineye lid rışık konser, 20,35 Graz, Viyana: Os tekrar karışacağı kanastindedirl€” Dün asliye birinci ceza mahkeme- Binde bir sahtekârlık davasma de- vâm edildi. Suçlu yerinde Yeranti ve Siranuş adir iki kız kardeşle Agop ve Karabet adlı Tekirdağlı iki manifatu- kimi dün 67 yaşında Yunan tebaası. dan Niko Kolaro isminde bir ustayı 10 lira para cezasına mahküm etti, Polis suçluyu Heybeliadadan getir . mişti, Hâkim Kâmil, hüviyetini tes . musun? — Çocuğu darülâcezede görüyor — Hayır, gitmiyorum. Bundan #onra hâdisenin şahitleri vald Kabasta İdaresinde orkestra, 80- lo, koro. 20,40 Biülkreş: Koro konseri. 20,50 Kolonya: Küçük akşam Ikonse- Tİ. 2110 Kolonya; Leo Eysold or - kestrası. 2130 Lâypzig: Koro şarkı. İlatı, 2140 Milâno, Florans: Karışık Idarede nel, Ankaradan dönmüştür. bütün şube gef- lerinin İştirakile umum müdürün ri- yasetinde bir toplantı yapılmıştır. U- mum müdür, Mecliste tasdik edilmiş Fakat, Musevilerle katolikler: ve hayır mllesseselerinin vakıf öl dığı ve burfarm mülk olduklar! asile üçüncü hukuk mahkemesine racaat etmişler, icranın tehiri İf Tacı vardı. Davacıları da Nöbardı. İddia şudur: Yeranti, Nobar aleyhine Zozo isminde bir kadınla beraber ya- #adığı için bir zina davası açmıştır. Bu dava devam ederken Yeranti aley hine sahte nüfüs kâğıdı çıkartına da- vası açmıştır. İddiasma göre, Yeran- ova bit ettikten sonra sordu: — Bak, sen Türk tabiiyetinde olan | x lardan başkasınm yapmasını menet. tiği bir iş yapmışsın? Ttiyar suçlu sakalmı sıvazlıyarak dinlendi. Bunlardan bazıları çocuğu Niâzimenin bıraktığını söylediler, ime, avucunun İçine sıkıştırdığı mendilile terlerini silerek: — Ben bırakmadım, bey reis, Eğer ben biraksa idim çocuğu tekrar po- listen arar mr idim? Zavalir annem aç kalmış ta o bırakmış, dedi. ti gizli nüfusun tescil cezasmı affeden kanun zamanmda Taksim nüfus me. murluğuna müracaat ederek yeniden nüfus kâğıdı çıkarmış ve bu kâğrtta 1915 yılımdanberi Nobarla evli oldu- ğunu da yazdırmıştır. Agopia Kara- bet te Nobarın Yeranti İle evi! olduk- larına yalan yere şehadet etmişlerdir. Suçlu Karabet, dünkü celsede No- barla Yerantinin Tekirdağında 1915 baziranında evlendiklerini söyledi, Davacının avukatı: — O vakit Umum! Harbin en şid- dekli zamanı idi. Tekirdağı bomba, kurşun yağmuru altında iken Tekir. dağında tek bir hıristiyan bile yok- tu, yalan söylüyorlar, dedi, Karabetin sesi yükseldi: — Ben 67 yaşımı bitirdim. Eskiden usta İdim. Şimdi iktiyarladım. Kom- şuların yardımı İle geçinirim. (Dün sabah bir komşumun kapısı önündeki bir taş yerinden oynamış, bana söy- ledi, Düzeltecektim. Pölis yakaladı. Hâkim, suçlunun ancak Türklerin işliyebilecekleri küçlik sanatleri yap- tığı sabit gördüğü için kendisini mahküm etti, ——— — Evet, Nobar, Tekirdağma git - MİŞ, polis müdürline, şuna buna para yedirmiş, öyle bir gey söyletmiş. Ber hepsinin yalan olduğunu öğrendim. Davner avukatı: — Bay reis, dedi, polis müdürüne Şahitlerden Mustafa © gelmemişti. İ Onun da çağırılması için muhakeme başka güne birakildi. Adliyeye Verilen 4 Komünistlik Suçlusu! oda musikisi: Zabıta, Hasan, Arif, Mümin ve Ah- met adlı dör kişiyi komünistlik suçu | ie milddetumumiliğe vermiştir. Suç-| lular ,birinci sorgu hâkimliğine çıke- . Sorgu hâkimi, bunlardan Hasan, Arif ve Mümin! serbest bırak. muş. Ahmede tevkif kararı vermiştir. Sahte Bonolar konser 21,40 Prag kısa dalgası! Ha- fi£ musiki. 22 Roma, Bari: Bando mu zika (Mancinelli, Mascagri va.). 22 Paris P, T. T.: Eğlenceli yarım saat. 22,40 Peşte: Çigan orkestrası, 2245 Vargova:; Hafif orkestra, 23 Viyana: Asker! bando. 23,20 Prag: Plâk kon- seri, 28,50 Peşte: Opera orkestrası, (Mozart, Haydn, Poot, Rozsu), Operalar, operetler : 2030 : Tahar'ın “Die Princzessin, isimli opereti, 22 Milâno, Floransa e 30 Nis: “Dans l'ombre derla Cathed- ral,, isimli opera. 16,15 Roma kısa dalgası: Keman uu (Muteakiben caz). 20,20 Var. : Piyano kuartetit (Mozart) 23, : Kentet (Schumann). 23, .'T. 5 Oda musikisi ku- 80 Paris rateti. Resitaller: 15,25 Prag kısa dalgası: Keman konsertomi (Glazunov, Korsakov) 16, 05 Prag kısa dalgası: Dvorak'ın şar- kılarından. 18.15 Varşova: o Piysno, bulunan yeni bütçeler hakkında şef. ler encümenine malümat vermiştir. Encilmen, idarenin yeni kadroları işile de uğraşmıştır. Kadrolarda mühim değişiklikler yoktur. Yalnız Anadolu ve İstanbul teşkilâtında bazı becayişler yapılmış» tr. Memürlar kadro dolayısile me- aşlarımı bu ay birkaç gün geç alacak. lardır. : Motörlü Vasıtaların Muayenesi Başlıyor Haziranın ikinci gününden itiba - ren şehrimizde motörle İşliyen bütün | kara nakil vasıtaların yıllık fenni muayenelerine başlanacaktır. Bu mu- ayene ve kontro'lerde ufak bir bo. zukluğu görülen otobüsler işten me- nedilecektir, —— ———— Prag kısa dalgası: Keman konseri (Glazunov, Korsakov Sado) Dans Musikisi karar da almışlardır. itibaren tatbik edilmek üzere Y€” için tatbik edilecek tarife şudu” Bu terife santim itibariyle X edilmiştir; 4 Birinci sahifede (400 Kur N ikindi, 20 » bi Üçüncü Xi 20 » ördüneü — ,, 100 » Diğer sahifelerde © .” Son ilân sahifeleri 40 — Hayır, bay hâkim, affederler, ben yalan söylemiyorum. Tekirdağın. dan ilk tehcir eylülün yirmi ikisinde başladı. Halbuki nikâh daha evvel ol: muştu. Yeranti de şöyle mukabele etti: / !rakıldı. dan geçiyorum, bir uğrayım dedim. — Vallahi gelecektim ama, dur dedim, henüz otuz altı sast olmadı. — Bırak o sözleri, Işin var mı? — Ne işim olacak ? — Haydi çıkalım. Enişteme kadar konüşuruz. O. rada çok oturmıyacağım. Sonra çarşıya çıkarız. — Çiftlikten geldi mi ki? — Gelmiş. Demin Güzel haber verdi. — Haydi gidelim. Kadınlar, beyaz başörtülerinin aralıklarından tek gözlerle bakıyorlardı. Nazife teyze : — Ne kadar büyümüş, dedi, Ve içini çekerek ilâ- ve etti : — Kafkas illerinde kalmasaydı, Caferim de böyle olacaktı. Şahver Erdenden iki yaş büyük olduğunu düşün- dü ve sebebini pek anlayamadığı bir hasretle duda- ğını ısırdı. Iki delikanlı kapıdan çikerlarken, Ali sordu: — Meleği gördün mü! Ne kadar büyüdü. — Hayır, görmedim. Yalnız ninenin elini öptüm, Ali Efendi hemşiresine darıldı : — Kız niye ağabeyine hoşgeldin demedin? Genç kız başını eğerek kızardı... — İşim vardı da, — Baksana, büyümüş değil mi? Koca kız oldu. — Nasılsm Melek Hanım? Bu Hanım kelimesine genç kız büsbütün kızardı. Delikanlılar güllişerek dışarı çıktılar. Ali bir aralık — Zavallı dedi. Çok talihsizmiş. — Evet işttim, Çok müteessir oldum. — Birader, bari evlenselerdi. — Bir bakıma daha iyi oldu, biçare, şimdi genç yaşında'dul kalacaktı. Ne bilirsin, belki kucağında bir de cocukla... rüşvet vermiş, diyor, bu zapta geç- sın. Muhakeme, Hasköy nüfus dairesin. den Yeranti ile kardeşinin nüfus kay. dinin getirtilmesi için başka güne br — Ne zarar var? Enişteme giderken, hazır bura. Beyoğlunda Zikopolos adında biri nin binlerce liralık sahte bono ha » zırladığı haber alınmış ve yapılan tah» kikat neticesinde sahte bonalar mey- dana çıkarılmıştır. Suçlu, thkikat ev- reksile birlikte Beyoğlu müddelunu- miliğine verilmiştir kenman, şarkı. 1835 Roma kısa dal- | gası: Şarkılar. 20 Kalonya: Güzel ses İli artistler (Muhtelif orkestraların re İ fakatile) 21.80 5 Viyolensel | ig resitali (Geroge Cocen tarafından) 22 Varşova: Chpin'in eserlerinden pi- yano resitali. 22.05 Prag kısu dalga- ;; Dvorak'n şarkılarından. 22, Muhtelif : — No. 16 — — Evet, oraşı da doğru. — Bu zamanda ağlamıyan genç kız mı, hasret çekmiyen delikanlı mı kaldı? Alimallah ben şaşıyo- rum. biz neye kaldık. — Merak etme, bu gidişle, Güzele bile sira gele cek. Fakat sonu ne olacak? Bu cihet biraz anlaşila” bilse, — Onu anlamak o kadar güç birşey değil. Elde, gözönünde bukadar malümlar olunca o meçhulleri halletmek, zor mu? — Istanbulu bilmem, fakat dayıcığım, Anadolu berbat, hangisini söyliyeyim? Neyi sayayım bilmem. ki? — Orası da öyle, orası da, Siz Istanbul diye iyi bir yer zannetmeyiniz. Bizim mektebin hastanesinde bir hafta zarfında yalniz ben on yedi masum çocuğu muayene ettim. Hepsi de açlıktan, sütsüzlükter, şe kersizlikten, bakımsızlıktan hastalanmış. Ve.. hepsi de öldüler. Açlıktan ölmek düştin bir kere! Türkiye» de açlıktan ölmek! Bu mümkün mü? Biz güzetelerde okuyorduk, kulaktan işitirdik te insnmazdık, Çünkü görmedik. Ne ben, ne sen, ne bizden evvelkiler; Türk ilinde açlıktan ölenleri bilmiyoruz. i ç — Yok olsa pekâlâ, Muhaaereds biç Ki miyor, diyelim. Var, herşey var. Buraya getnce, kadar. yirmi istasyon geçtin. Hangisinin e kaz boş gördün ? Dağlar gibi yığılmış. Istanbuldan . > yaya günde yüz vagon geliyor. Ertesi günü bunlar | — .—.—.—. minen 3 As bomboş Haydarpaşaya dönüyor. Yüz vagondan on vagon yüklemeğe müsaade etseler ya... Hayır, güya inadına, hepsi boş gidecek! Mal çilrüyor, para çürür yor, ahlâk çürüyor, vicdan çürüyor. Ve nihayet mil- letin mevcudiyeti çürtiyor, bari bukadar sulistimale, idaresizliğe karşı aramızda bir uhuvvet, bir ittihat olan. Başu gelmiş, çekeceğiz der gideriz. O da yok. — Evet, buna vilâyette açıkça tesadüf ettim. Vali birşey. Neuzubillâh! Abdülhamidin İzzet Holosu solda sıfır. — Orası karıştırma! Çektiğimizi ben bilirim. — Neye tesadüf ettim bilir misin? Koca vilâyet merkezinde, en büyüğünden en küçüğüne kadar bü- tün memurlar birbirinden çekiniyor. Birbirlerile #iki- ca, şöyle bir dost olamıyor, Meselâ Defterdar mektup gunun yanma, tesadüf bu ya, bir günde iki defa gitse curnal ediyorlarmış, Defterdaria mektupçu, gayet dost, günde iki defa buluşuyorlar. Binaenaleyh bu dostluk veli aleyhine bir komplo yapabilir. Evkaf müdürünün, kadı ile haftada üç defa, tahrirat mü- sevvidi ile şehriye kâzibinin eyda beş defa, görüşme» leri ne mlimklin! İşin fenası, bu hal halka da sirayet etmiş, Hiç bir meclis yok ki valinin bir mutemedi o- rada bulunmasın. Hem ne meclis. Ya düğün, ya nk kâh. Otesi haram, bu ne iş, bu ne hayat, bu'ne idare kardeş! 5 Tri genç Hact Zeynuliah Efendi Hocanın kapısı önüne geldiler, Erden elini tokmağı uzatırken All mw 1530 Roma - kısa dalgası 2230; Belgrad, 22,45: Bükreş. 23,30 Kolon. 19,30 Roma kısa dalgası: Arapça ve rumca musikili neşri reji Bununla beraber dajmi müsee X rilerimiz ayrıca tenzilâtlı z den istifade edeceklerdir. wi rem acı acı gülümsedi ; z vir — Iki dakika daha vaktin varsa, sana bunun başka türlüsünü anlatayım, — Hay hay! söyle, p> — Geçende nasılsa dört gün izin koparnı# Karahisara gittim, Pazar yerinin karşısında, Hür riyet oteli var, bilirsin, şimdi orasını teheire yesd mış bir Ermeni tutuyor. O otelde kaldım. çer günü mebus geldi dediler. Oranm mebusu İsts dan gelmiş. Belki kendisini şahsen de tanırsın. geteci, muharrir Ahmet Ağaoğlu. Sabah kalktım. Bu adamı görmek istiyordum. Gars0? sordum : — Gece gelen mebus hangi odada” — Nah! işte balkondaki gözlüklü. de Orta boylu, tıknaza yakın, esmer yüzlü, Karâ ei ytklr bir zat, Şahsında bir Anadolulu hali ver. Get içiyor ve pazar günü olduğundan gelen kö, seyrediyordu. gin pit O sırada bir tanesi kucağında. İki çocu! köylü kadın geldi. Arabasına odun yüklemiş en konun tam karşısında durdu. Kucağındakine veriyordu, Mebus, hem çaymı içiyor, hem geçene bukıyordu. Köşeden bir candarma çıktı. la, hiddetle geldi, Arabanm yanında durdu. — Bu odunlar senin mi kadın ? — Hımm. Benim, Almak mı İstiyorsun! pey! Candarma ses çıkarmadı, küçücük # yö sarstı, ipini kesti ve odunları yere attı, — Ne yapıyorsun Ağa! t Diye kolunu tutmak isterken, candarma: -— Ne mi yapıyorum? sile *f Diye elinin tersiyle kadının suratına bir ketti, de Ben, Ahmet Ağaoğlunu tetkik ediyordum. Çonöi hal gevşemiş bir zenberek gibi iskemlesinden — Bu da nesi ? (Arkası çar) bs“

Bu sayıdan diğer sayfalar: