23 Haziran 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

23 Haziran 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(Başı 7 incide) TAN “ VALİ- HÜSEYİN CAHİT DAVASI SERT MÜNAKASALARA YOL AÇTI > başka masraflar da varmış hepsi Di bir sebep olmadan ikamesini gecik | malıdır. iki milyon lira tuttağuna naza. ran tramvay ücretlerinde yapılan zam devam edecekmiş. » “Bu hesabı bize tebliğ etmek ne >zaketinden dolayı, herşeyden ev. “vel, teşekküre kendimizi borçlu. görüyoruz.? Eğer Bu Yalansa.. “Şimdi soruyorum, bu fıkrada bir hkir var mı? Belediye Reisi gaze. telere gönderdiği mektupta bu hava- in yalan olduğunu söyledi ve ma- m muhakkirane kelimeleri kullan- Bu havadis yalan ise makale mu- ha inin kabahati ne? Onu muhar- “TİP Mi uydurmuş? Yoksa yalan oldu. unu bildiği bir havadisten Beledi- 5 aleyhinde istifadeye mi kalkmış? Belediye vazifesini yapsaydı, li bu havadisin doğru olmadığının Ikça bilinmi ehemmiyet ver. onun doğrusunu efkârı umumi. vaktinde tebliğ ederdi. Belediye lerdeki bu havadisi günlerce ekzip etmedikten başka Belediyenin daha resmi olan bir ağız, yani ükümetin idaresi altmdaki radyo Üessesesi de Belediyenin bir muvaf- Yakiyetini ilân eder gibi onu bütün yaydı. Bir Türk vatandaşı ar. bu vakayı bir hakikat diye kabul te mütaleasını yazarsa ona cü- işlemiş, yalan havadis ele slmiş 8 ne hak olur? Jlk gündenberi, havadisi radyonun da tebliğ etti- gini söyleyip duruyorum, Hattâ ma- J de yazılı. Salâhiyeli haricin- deki noktaları tabkike kalkacak ka, gayret eseri gösteren Müddeiu- İmümi acaba neden bu ciheti tamika üzüm hissetmedi?,, rada Bay Hüseyin Cahit, şu su- soruyor: Bu havadisi diğer gazeteler de hölde dava yalnız “Akşam” esi aleyhine açılmıştır. Halbuki “Kanununun © YÖ'üncü maddesi nce “Akşam” aleyhindeki da- diğerlerine sirayet etmek lâzım- dir. Acaba bu, niçin böyle olmamış. tar?” > Bay Hüseyin Cahit daha sonra, Biriken Para,, makalesinde ileri sü- mütalcalarda Belediyeyi ve Be- iye Reisini tahkir edici hiç bir nok “bulunmadığını, uzun mütalea ve #lillerle isbata çalıştıktan sonra ma talenin ruh ve maksadını anlatıyor makalede hakaret vasfı bulunma» er, büyük delili olarak şunları sürüyor. Halbuki makalede Belediye ve Belediyenin şahsiyeti mane. si aleyhinde bir tahkir bulunma» , Belediye Reisinin bundan bir ür ve infial duymadığına en bü- şahit, en büyük delil gene Mu- n Üstündağın kendisidir. Eğer ri gazetesinin makalesinde Be» Reisi ve Belediye aleyhinde r hakaret bulunsaydı, namuslu bir n sıfatiyle, Belediye Reisi Muhld İstlindağ ona üç ay tahammül mezdi. O, üç ay sustu ve aldırış Avukatların Davası aleyhinde açtığım dava mü- iyle vâziyetinin pek berbatlaş anlatıp ta avukatlara başvur. fu zaman, bir takas ve iskat ted- ik Muhiddin Ustündağı mu- dava açmaya onlar sevkettiler, dava resmen Belediye Reisi ve İyenin manevi şahsiyeti namma dı. Halbuki hakikatte bu, avukat- in davasıdır. Onlar Muhiddin Üs. Çi kurtarmak için bu çareye sa ten Muhiddin Üstündeğ ası) ken- | rinin ne büyük bir hakaret ettik. | önu ne küçük mevkie düşür. rini gözden kaçırdılar. Kendile- | n iddiası gibi, hakaret görmüş bir Reisi, hakaret görmüş bir iyenin başında aylarca nasıl £a- t keyif sürer? Haysiyet mef. malik bir adam, bahusus böy ir yüksek makam ihraz etmiş bir , bir hakaret karşısmda hakkımı için gün, hafta, ay, kaybeder Evet, altı aya kadar dava açmak z zu ei b İlâğımlardan, cerahatli sütlerden, mik kanun tanımıştır. Fakat işin mânevi, ahlâki cihet vardır. tirmeğe cevaz vermez. Avukatlar Hiç Acımamışlar Muhiddin Ustündağda izzeti nefis bulunmadığın: iddiaya kimsenin hak- | kı olamaz. Akşamım yazılarında bir hakaret görseydi, o da kendi mevki- inde her vatandaşın yapacağı gibi hiç beklemeden adalete başvururdu. Benim dava açmamı beklemezdi. Ben dava açmasaydım demek Muhiddin Üstündağ kendisinin hakaret görmlüş olduğunu farketmiyecekti?. Avukat- ları bu tedbiri düşünürken zavallıya hiç acrmadılar, onu işte bu vaziyete düşürdüler. Avukatlar Muhiddin OÜstündağı yalnız mukadder cezadan kurtarma» yı gaye bildiler, Halbuki daha yük. sek bir mahkeme, Milletin, efkârı u- mumiyenin vledanı, tarihin divanı bu lunduğunu hatırlayamadılar. Ayni zamanda, Muhiddin Üstünda- ğı resmi vazifesine karşı da lâkayıt gösterdiler, ona burada okutturduk- ları kâğıtta Akşamın makalesinin İs- tanbul halkı üzerinde yapacağı tesir- le vaktiyle Arnavutluğun yarı vahşi kabileleri arasında sakal ve yumurta vergisi propagandasınm yaptığı tesi. Ti bir tuttular, İstanbul halkı bir İs- yana tahrik ediliyor da İstanbul va- İsinin elinden sadece küfürbazlıktan başka birşey gelmiyor mu? Bu cür- mil yapan kimseyi mahkemeye tes- lim etmek için kendi aziz eanınm ve pek aziz mevkiinin tehlikeye düşme. | sini mi bekledi? Muhiddin Üstündağı böyle bir idare adamı şeklinde gös. termek bahasına kurtarmak, onu gerçekten kurtarmak mıdır, yoksa| batırmak mıdır? Pek bilemem.” Belediye Hassas mı, Değil mi? Muhiddin Üstilmdağa göre mukabil harekete sevk ve tahrik eden maka- lede hiç bir hakeret cürmü olmadığı- nı tesbit ettikten sonra hafif bir tah- rik mahiyeti bulunup bulunmadığını da araştırmak icap eder, Bir kere, Belediyemizin ve Beledi- ye Reisimizin kolay kolay müteessir olmuyacaklarını gözönünde tutmak lâzımdır. İstanbul gazetelerinde, bil hassa sinek âfeti zamanımda, sütun sütun değil, sayfa sayfa şikâyetler, tarizler, istihzalar yapıldı. Belediye biç birine aldırış etmedi. Nihayet An| kara Sıhhiyesi İstanbulun imdadına | yetişti, Aylardan beri devam eden süprüntü dökme İşinin yanlış ve mu- zı olduğunu, Belediyenin bu kadar- cık birşeyi idrak ve idareden bile â- ciz bulunduğunu tesbit ederek süp- rüntülerin kırlara dökülmesine niba- yet çekti. Bir Belediye idaresi için Bundan daha ağır bir darbe olur muy du? Fakat ne Belediye Reisimiz, çok şükür, müteessir oldu, ne elhamdü- lillâh Belediyenin kılı &ıpırdadı. Keş. ke Belediyede bir hassasiyet kabili- yeti peyda olsaydı da masum yayıla- ra da almsaydı... Biz bunu hoş gö- rürdük. Çünkü o zaman, açıkta akan roplu sulardan, süpürülmiyen sokak- lardan ve saireden (o ve saireden de belki bir teesür duyar ve harekete gelirdi, “Biriken para” başlıklı makaleyi şimdi synen okudum ve tahlil ettim, Bunda değil bizim Belediyemizi, hat- tâ cidden hassas, titiz ve vazifesini müdrik bir Belediyeyi bile zerre ka. | ir dar infiale sevkedecek bir söz yok- tur. Tahrikin Şartları Ve Neticeleri “Tahrik meselesinde dikkat edile » cek bazı esaslar vardır: “1 — Tahrike kapılan bir adam du şünmeye vakit bulamamalıdır. “2 — İddia edilen tahrikin vukuu Anmda, Muhittin Üsündağmn Biriken Para başlıkir makaleyi benim yazmış olduğumu emin ve kati surette bil- mek iktiza ederdi. “3 Yazıda Muhiddin Üstündağın şahsma karşı bir tahrik bulunmak lâztmdı. “4 — Tahrik ile tahrik neticesinde- fallük edebilir. Makalede “Meşgul olduğumuz hâdisede bu ci- | hetleri tahlil edelim: “Tahsil ve terbiye görmemiş insan- lar, çocuklar, vahşiler hariçten gelen tahriklere karşı âni bir aksülâmel ve mukabele gösterirler, İnsanlar me denileştikçe bu aksülâmelleri aklın, teemmül ve mülâhazanı kontrolü al tına almıya muvaffak olurlar, Terbi- yeli, okumuş, münevver (İnsanların en birinci şiarı haricin tabriklerine derhal mağlüp olmıyarak akıl ve mü- lâhazayı araya bir perde yapmaktır. Vali ve Belediye Reisi Muhiddin Us- tündağı, zaruri olarak, bu ikinci sınıf yani münevver ve terbiyeli İnsanlar arasında sayacağız. Bahusus kocâ bir şehrin Belediye Reisliği ve koca bir Vilâyetin valiliği gibi vazifeleri nefsinde toplaması ona daha ziyade hazim ve ihtiyat, itidal ve muhake. me meziyetleri vermiş ve sükün ve ciddiyeti bir vazife olarak tahmil ey- lemiş bulunmak lâzımgelir. İnsan yük ek bir mevkie çıktığı zaman o yük- sek mevkiin icap ettiği hasletleri ve mesiyetleri de iktisap etmek mecbu- riyetindedir, Külhunbeyi takımından birinin ayağına Dasarsaniz $ize belki söver, belki bir yumruk atar. Ter- iyeli bir adam ise yüzünüze biraz dikkatle bakar ve bunu kâfi görlir. Yazanı Bilmiyor mu? “Tahrikin vukuu ânında Muhiddin Üstündağ Akşamdaki fıkranın benim tarafımdan yazıldığına emin değildi. Kalabalıkta vapurdan çıkarken nasi. rına basılan bir adam, canınm aci- İ sından, etrafındakilere rastgele yum ruk atmaz. Kendi ayağına kimin bas- tığını görmüş te ona yumruk indirmiş se âni bir tahrike mağlüp olmuş de- nilebilir, Fakat başka birine tecavüz ederse tahrikten bahsedemez. Muhid din Üstündağ Akşamdaki fıkrayı be- nim yazdığımdan emin olsaydı ken. disine bu kanaati vermiş ölân ma- lümatı mahkemeye arzöğer Ve yazı“ nın tarafımdan yazılmış oldüğunü 1s bat hususunda Müddelumuminin ha- zırladığı fırsattan istifade ederdi. Şa- bit diye çıkara çıkara Necmeddin Ko cataşı buldular. “Necmeddin Kocataş Üstündağ mektubunun ointişarından aylarca sonre benimle görüşmüştür. Demek ki Muhiddin Üstündağ o haksretâmiz İ mektubunu yazarken hiç bir şehide malik değildi. “Biriken Para,, başlıklı makalede, farzı muhal olarak, bir tabrik bulun | duğu kabul olunsa bile bu yalnız Be. lediyenin şahsiyeti maneviyesine ta- Muhiddin Ustündağın şahsından imâ suretinde bile bahis yoktur. Kanunsuz vergi alı niyor sözünü Akşamdaki makalenin muharriri söylemiş olsa bile bu ver- giyi almağa Muhiddin Üstündağ de- gil, Belediye karar vermiştir. Vergi başka taraflara sarfolunuyor sözüni Akşamdaki fıkranın muharriri söyle miş olsa bile bunu sarfeden yine Be- lediyedir. Bineanaleyh işe ne tarafım. dan bakılsı Muhiddin Üstündağın şah sına karşı hiç bir hakaret ve tahrik izine tesadüf İmkânı bulunamaz. Tahrikle Hakaret Arasında “Tahrik kabul olunsa bile tahrik ne ticesindeki suçun cezasını iskat ede- bilmek için tahrik ile'mukabil haka- ret arasında bir tevazin bulunmalı. dır, Müddelumumi bir adamdeki bin a alacağının kendisinin bir kuruş. luk borcu ile takus edilmek istenil diğini görse İdi acaba Allah razı ol- sun der miydi? “Yukariki misali bir daha müraca- at edersek, nasırma basılan bir adam, terbiyesi pek kıt ise, nihayet karşısın dakine Dir tokat atabilir; fskat onu bıçaklıyamaz. “Bu noktada, dudaklarımızda bir su elin teressÜm etmiye başladığını his- sediyorum. Muhiddin Ustündağn şahsıma bir hakaret edilmemişse, Mu- hiddin Ustündağ bir tahrike maruz kalmammışsa vakada hiç alâkalı ol - mıyan, bir üçüncü şahıs mevkiinde bulunan Hüseyin Cahit Yalçına neden dolayı tecavüz etmiye kalksın? “Muhiddin Üstündağın irtikâp etti- ği cürmün mahiyeti ve ayni zamanda Zini adalet huzurunda hakkiyle aydın latmak için bu noktanın tahlilini z8- ruri görüyorum. Üstündağın Davası “Muhiddin Üstündağ o cürmü ince- den inceye hesaplıyarak, hazırlıya - rak, firsat kollıyarak, kasten ve te- ammüden İrlikâp etmiştir. Tıpkı bir zavallının canını almak için göceler- ce yolunu bekliyerek, pu münasip vakit gözetenle: cins ve mahiyette bir cürüm, “Muhiddin Üstündağ neden böyle bir harekete lüzum gördü ve neden o cürmü Hüseyin Cahit Yalçına karşı irtikâp etti? “Dillerde destan olan sinek mesele- isini elbette hatırlarsmız. Senelerden beri Istanbuldaki belediyesizlikten ya nıp kavrulmuş olan bütün halk en ip- tidal ilim ve teknik hükümlerine mu- halif surette, âdeta İstanbulun sb» Jhatine bir suikast “yaparcasına, bele- diyenin yüzüne bulaştırdığı bu süp- rüntü faciasında, tek bir ses halinde İşikâyete başlamıştı. Gazeteler sayfa sayfa feryatlarla dolu idi, Reislik mevkii sallanıyordu. Mehkemeniz hu- zurunda da iftihar ve sevinç ile bal- landırâtak anlattığı o yüksek ikbal elinden gitmek tzere idi. “Bunu nasıl muhafaza etmeli? Dü- şündü. Belediye yazifesiri ifa ederek halkı memnun etmek: Bu, onca im - kânsız bir şey, Fakat nihayet kolay tarafımı buldu. Benim Aksam gazete- si ile müstear imza altında bazı neğ- riyatta bulunduğum müphem surette kulağına gitmişti. Işte bunaldığı o ka- ranlık müşkülat içinde, benim ismim onun zihninde bir kurtuluş müjdesi gibi parladı, Hüseyin Cahide Hücum mu? “Sinek bahsine hiç temas etmeden başka bir fırsat düşünerek Hüseyin Cahide karşı'bir hücum yapar da ar- tık tahammülü tükenmiş bütün Istan bul şehrinin şikâyet feryatlarını Hü- seyin Cahidin yazıları, gizli maksat- ları, sltten alta teşvikleri tebrik e diyormuş gibi gösterirse halkın keh- disini belediye hizmetlerindeki kabili- yetsizliğinden dolay! istememezlik et- mediğini; işin içinde belediye kusur larile hiç alâkası olmıyan başka siya: $i âmiller bulunduğunu zanrettirerek kendisini mazlum mevkinde bırak-| mış olabileceğini hesaplıyordu. “Ayni zamanda, Hüseyin Cahit Yal | çına hücum etmekle yâranacağını zan | nettiği gibi bu hücum Ve hareketin kolayca yanına kâr kalacağını da mit ediyordu. Çünkü Hüseyin Cahit Yalçın kimdi? Ne ehümiyeti olabi - irdi? Siyaset bakımından düşkün ve kimsesiz bir adam. Elinde bir gazete | yok. Yevxi gazetelere ancak müstear imza ile makale ya YaZabiliyor ya| yazamıyor. Kendisi ise ikbal içinde, sözünü dinletebi! hatırını saydırabilir koskoca bir. vali ve belediye reisi. İşte Muhiddin Üstün dağ kehdi ikbalini temin için böyle âciz ve elverişli bir kurban tasarladık tan sonra ehemmiyetsiZ bir bahane | bir hiddet ve galeyan Kormcdyasi altm da, insafsız bir hücuma E86ti ve mak- sadına da nail oldu. Yerinde kaldı ve beni yerimden etti. "İstirahate çoktan hak kazanmış fa al bir fikir hayatına rağmen, geçine- İbilmek için bu yaşta beynimi patla- ,tarak kalemimle çalışmak ıztirarında İiken, bana Akşam gazetesinin sütun- larmı yasak etti ve önümde açık bu- lunan bü küçük maişet SAbasmı da kapadı. Neden Yunus Nadiye kargı bu hücumu yapmadı? Neden Necmet- İtin Sadığa bir şey söylemedi de ge- rek âdabı muaşeret ve terbiye, gerek ahlâk ve vledan, gerek kanun bakı - mından onun hücumuna maruz olma» ması İcabeden, ismi ortada olmıyan ve makalenin muharriri olup olma - dığı kendisince de kati surette bilin. miyen Hüseyin aChit Yalçına hileum etti? Hem de yalnız sövüp saymakla iktifa etmedi, Beni rejime, hükümete düşman gibi tasvir ederek, meçhul membalardan kuvvet ve cesaret alır gibi göstererek, beni mahvetmek, af- , nazını geçirebilir, | ile, ufak teferruatına Kader hesaplı | © ki böyle bir davanm mücbir ve ma. / ki mukabele arasında bir tevazün ol- Jaçmış olduğu mukabil davanın hiçli- İlemi perişan eylemek istiyecek kadar | rak istenmiş olduğu insafsız davrandı. Mektubunda kul- an valilik mevkiinde bulu- Modası Geçmiş Jurnalcılık mı? Bunun modası geçmiş bir jurnal İcilik olduğunu huzurunuzda işaret et- tiğim zaman, benim Jurnalcılığa ne ihtiyacım var? dedi, Devlet merati- binde en yüksek basamağa erişmiş bir adâmım; en yüksek maaşi ben a- Uyorum; dedi. “Bu müdafaasını çok acı bir tebes- sümle dinledim. Demek böyle yüksek mertebelere vâsıl olmıyanlar jürnalcı lık yapabilirmiş. Eğer Muhiddin Üs- tündağın İftihar ettiği ikbal mevkii i- çin jurnalerlığa cevaz varsa, öyle mev kilere geldikten sonra onu muhafaza etmek ve daha yükseklerine çıkmak için de Jurnalcılık yapabilir manasi anlaşılmıyor mu ? Ben isterdim ki Mu hiddin Üstündağ sadece: Aldanıyor- sunuz, ben öyle bir şey yapmam, çün- kü ben bir adamım, diyebilsin ve bu vaziyette bize ikbalinden yüksek ma- aşlarından başka bahsedebilecek bir şey gösterebilsin. Hayat tecrübeleri ispat ediyor ki mevki ve ikbal hiç kimse için dalmi olmuyor. Bir irsa- nın üzerinden resmi sıfat ve kıyafeti almdıktan sonra, altından her zaman ayakta durabilecek bir adam çıkmalı- dır. Yoksa bir hiç olup gider. Işte Muhiddin Ustilndağın ne gibi saiklerle bâna tecavüz ettiğini, adalet karşısında naçar kalınca nasıl muka- bil bir dava çaresi düşünerek istifa» deye çalıştığını! izah ettim.,, 27 inci Madde Meselesi “Onun bu mukabil davasi dahâ ilk | dakikasından itibaren esasından çü- İrüktü ve adalet huzurunda ciddiyet» lemeyki almıya değeri değildi “Pekâlâ deruhte buyurursunuz. Mu hâddin Ustündağın vekilleri İstanbul- da mukabil deva açtıklarını mahke, menize bildirdikleri zaman, bir diye- ceğim olup olmadığını sordunuz. Ak- şam gazetesindeki Akşamcı remizli yandan dolayi benim aleyhimde dava ikamesine Matbuat Kanununun 27 .nci maddesi müsaade etmediğini izah ederek bu sözlere ehemmiyet Ve rilmemesini ve davamm teahhüre UĞ" ratılmamasını istedim. Makamı âliniz Jevrak görülmemiş olduğu için bu bapta birşey söylemiye imkân olma» İdiğı beyaniyle keyfiyetin İstanbul. İdan sorulmasını ve mukabil bir daya evrakı varsa celbini tensip buyur- İdu. Filhakika aleyhimde birdava İ açılmıştı. İstanbul Müddetumumlliği İ müştekinin istidasma iştirak etmek- İle ilk hatayı işledi. Kanun, Matbuat İ davalarında Müddelumumilere tahki- İ kat hekkr vermemiştir. Şahsi şikâyet name davayı tahrik etmeğe İ demek Müddelumumlliği mazur gös- İ teremez. Çünlüi Ceza Kanununun ilk maddesi şu büyük prensibi ilân edi- yor: “Kanunun sarahaten canlandırma- İdığı fiil için kimseye ceza verilemeZe, “Burada sarahaten sözü bilhassa dikkatinizi celbederim. Mat- buat Kanununun 27 inci maddesi bir makale muharririnin ancak makale altında imzası bulunduğu takdirde mesuliyetini kabul ederken, müstear imzalı makalelerin muharrirlerini sor mak hakkını yalnız esrarı askeriye ve dahili ve harici emniyet meselele- rine münhasır tutarken, müstear im- zalı maiale sahiplerinin mesul OlR- yacaklarını sarahaten bildirirken be- nim İmzamı: taşımıyan bir makaleden dolayı İstanbubul müddeiumumüiği aleyhimde ne hak ile dava açabilirdi ki ismat olunan fiilin hakkımda bir ce- zayı istilzam etmiyeceğini pekâlâ bi. Tiyordu, Davaların Tevhidi İstanbul Üçüncü Ceza Mahkemesi İstanbulda açılan bu mukabil dava ile İzmitteki davayı birleştirmek için duruşma yaptığı zaman, bu mukabil davanın “var olduğu” kabul edilemi- yeceğini, çünkü aleyhimde dava açıl- masma imkân bulunmadığını söyle» dim. Fakat makamınız tarafından ev 2-6-937 için bu elhet halkında karar vermeyip kararı mah kemenize bıraktı. “Burada ise benim hakiki davam ie valinin uydurma davası birleştirildi. Gösterilen sebep valinin davasınm Ce za Kanununun 480 inci maddesi mü” cibince ikame edilmiş olmasıdır. Mu. hakemenin sonu geldiği halde bu sö zün manasını hâlâ anlayamamış ok makla bedsahtım. 480 inci Madde 7 “480 inci maddeyi açıp tekrar tek- rar okudum. Burada hakaret cürmü- ne ait cezadan bahsediliyor. Vali ve Belediye Reisi bir hakarete uğradik- larını iddia ettikleri için tabiidir ki kız kaçırma, ev yakma, adam öldür me füllerine taallük eden - maddlere istinaden dava açmayacaklardı. Bur na İmkân yoktu. Huzurunuğda defaat ile: burada Matbuat Kanununun sh” kâmı dairesinde bir muhakeme cer&* yan ediyor. Umumi kanundan mush- har olan bu hususi kanunun 27 inci maddesi mucibince imzam; taşımı * yan bir yazıdan dolayı aleyhimde dar va ikame edilemez ki, dava kabul 0 lunamaz ki benim açtığım dava İle bunu birleştirmeğe imkân olsun, d8* dim. Matbuat Kanununun 27 'ci maddesi ilga mr edildi, burada bu i İmadde tatbik edilmiyecekse nerede tatbik olunacaktır diye sordum. “Müddelumumi katiyyen ağız açm& dı. Hangi kanuna İstinaden sual sor“ duğunu söyliyemedi. Çünkü istinat ©* tiği bir kanun yoktu ki söylesin, En son defasında Üstündağ avukatı BsY Necati, Müddelumumiye vekâleten, 480 inci madde mucibince dava açil mış olduğu için bu sual soruluyor, 68* vabını verdi ve şu mahkemede izah edilmemiş bir muamma halinde kalan bu meseleyi manadan mahrum bir şe" kilde müddelumumi hesabıma güys İzah etmiş oldu. “Müddeiumuminin susline oevsP vermek benim için pek kolaydı. Gaze“ tenin sahibi Neğretrin sadık; yat müdürü Enis Tahsin gazetedeki Yazıların her türlü mesuliyetini kabul etmiş oldukları için, “Biriken Para» başlıkir fıkranm kendileri yazılmış olduğunu söyleselerdi mesu” liyetleri ne artardı, ne eksilirdi. Dost larımdan birkaçı; o fıkrayı bizim yazdığımızı söyle, mesuliyetini biz KA” bul ederiz, diye bana geldiler. Tek* (Arkası 9 uncud) ——— —— Kadınların Gençleşti- rilmelerinde Bir Mucize Dünyanm en büyük profesörleri /Kenç ve kuvvetli hayvanların höcey” relerinden çıkardıkları özü insanla” Fa aşılıyarak ölen kuvvetli kuvveti ve hayatı lade ediyorlar. AY“ ni esas üzerine genç ve dinç hayvan” Jarın cildlerini besleyen höceyrelerin ifraz ettikleri o kıymetli özü vesait fenniye ile ikinci bir koruyucusu ola âöibadem yağı ile imtizae ettirilir. Yağlı ve yağsız Hasan Acıbadem kremleri elde edilir, Yüze, cilde sürük düğü zaman muayyen adaleler gerilirr yüzdeki çukurlar büyük düzen alır i Açılan mesamat kapanır. Cild elâsti kiyetini kazanır. Çil ve lekeleri köküN den temizler 60 yaşında bir kadmın Ibu krem ile buruşuk yüzünü genç bir İ kızın cildi kadar tazeleştirir, ve dür” günleştirir. Bu hal tecrübe ile sabit * tir. Hasan acıbadem kremleri çirkin” leri güzelleştirir ve ibtiyarları genç © leştirir. Kadınlara füsunkür, tatlı si cak bir cazibe verir. Cinsi cazibeyi Zi“ Yâdeleştirir, fakat acıbadem kremini yapmak çok güç olup bu bif hakikat ve fen meselesidir. Bazı 1tr” yatçılar acıbadem esansını vazeli ve buna benzer yağlarla karıştırarak acıbadem yağı kremi altında satmak isterler, Cildinizi asla malüm almıya âcıbadem yağı kremlerinden kosu” Yun, Aksi halde yüzün esmerleşti" ğini ve tüylendiğini görürsünüz. Yağ” W Hasan acıbadem kremini gece Y#” tarken yağsız Hasan acıbadem ni sabahları kalkınca yüzlerine sü” ren her Bayan cildlerinde bu büyü” değişikliği göreceklerdir. Her geo Bayan teninin güzelliğini ancak b Hasan kremlerile idame ettirebilecö” ğini unutmasın.

Bu sayıdan diğer sayfalar: