24 Haziran 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

24 Haziran 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— 21.6-97 TAN Gündelik Gazete BAŞMUHARRIRI Ahmet Emin YALMAN TAN'ın hedefi: Haberde, fi- kirde, her seyde temiz, dü rüst, samimi olmak, kariin gazetesi olmıya çalışmaktır. Mama İ GUNUN MESELELERİ | Almanlar iyil Diplomat Değildirler Mama, Almanya kuvvetini göstermek isti- Yor ve karşısında Ispanya hükümeti Gibi zaten bir harp içinde, yıpranan Sayıf bir devlet bulunca bu fırsatı çırmak istemiyor. Alman donanması, bütün küyvetle- Tiyle Valânsiya önlne gidecek ve ora- da nümayiş yapacakmış. Niçin? Çünkü Fas sahillerinde birkaç Is- Dâuyol © tahtelbahiri © Almanyanın Kalple harp gemisine torpil atmış- Gemi hasara uğramamış. Torpilleri Ve tahtejbahirleri gören de olmamış, Yakat Alman gemisinin süvarisi, ö- Mündeki âletlere bakarak bunu anla- AnIS, o halde Ispanyollara artık had. lerini bildirmeli imiş. Almanya, evvelâ Fransa ve Ingil- tereyi de arkasından stirüklemek is- tedi. Fakat Fransa ve Ingiltere Al Manyann bu oyununa gelmediler, Almanya yalnız kalınca, şimdi tek bu nümayişi yapmıya karar vermiş, Almeira'yı tahrip edip kuvve- tini bir defa cezaya çarpılmadan gös. | termek, Almanlarm hoşuna gittiği için, Alman hükümeti şimdi bu nüma- | Yişi tekrar etmek ve belki de bu de- Ta Valânsiyayı yakmak sevdasına düşmüş bulunuyor. Bunun neticesi ne olabilir? Bu hareket bir harbe sebep olamaz. Yakat ingiltere ile Fransanın Alman- Ya İle anlaşmak hususundaki heve- ÜÂi kırar. Ve birkaç gündenberi hayli Ümitler uyandıran Dörtler Paleta ihti. Malleri tekrar suya düşer, Umumi harpten sonra bütün dün- Yaya yayılmış bir kanaat vardı: Almanlar iyi diplomat değildirler. Almanya mütemadiyen bu sözün doğruluğunu ispata çalışmakla meş- Buldür. e Bu da Bir Fikir e Ktanbul limanı ıslah ediliyor. Yeni bir gümrük salonu için projeler yap- tiriliyor. Bu vesile ile bu işlerden anlıyan İF zat geçen yün şöyle bir fikir ileri hi: İstanbul llmanı, Istanbulun kapısı #ayılır, Hariçten şehre gelenler bu kapıdan girerler. Yeni yapılacak Bümrlik salonu iki büyük hanın ara. #na yapılıyor. Turistler bu salona çı- kacakiar, Sonra arkada Galatanm dar ve pis sokuklarına dökülecekler. Şehre bu giriş, Yedikuleden Istanbu- Wa trenle girişten hiç te farklı değil dir. Turistleri bu fena tesir altında Behre sokmak doğru olur mu? Sonra burada gümrük salonu dar Yere sıkıştırılmıştır. Bu dar saha üze, rinde arzu edildiği gibi işlemek müm- kün değildir. Fakat bütün bunlarm üstünde €- 'mmiyeti baiz olan nokta şudur: Liman ve gümrük münferit olarak tetkik edilemez. stanbul şehrinin Plânı ve bu plânda şehrin kapıları, rı ve sahilleri taayyün etme- den, gümrük ve liman inşasma teşeb- | ls etmek noksan bir iştir. Bu sebeple projeler kati şeklini al Badan bunun üzerinde biraz daha Meşgul olmak, ve bugün yapılan şeyi Yarm yıkmıya mecbur kalmamak doğru olur. mmm Bulgaristanda 4 İhracat İşleri Bulgaristanda tecrübe edilen ihra- Cat işlerinde en İyi neticeyi veren iğday ofisi olmuştur. Ofis, buğduy Ye çavdarı inhisar vaziyetinde elirdi İlterek ve ayrıca pamuk, ay giç tohumu, pirinç, kendir İhracatını da Fe ederek 215 milyon leva kâr et- Miştir. Bu kâr, Bulgaristanda ekmek “yatları ucuzlatmak için sarfolun- Maktadır. Muhtaç Ş ik okul programınn 29 i uncu sayfasında 11 nci fıkra “yakım zaman ve yakın yurt prensip” inden bahsedi- yor. Diyor ki: “Çocukların görgüsü ve tec- rübesi mahdutur. Kendilerine verilecek bilgilerin kendi gör- güleri ve tecrübelerine dayan- | ması ise zaruridir. Bunun için | görmedikleri, bilmedikleri şey leri anlatırken hep gördükleri, | bildikleri ve tecrübe ettikleri noktalara istinat ettirmek lâ- zımdır. Meselâ çocuklara or- man hakkında fikir vermek i- çin kendi muhitlerinde gördük leri ve içinde gezdikleri ağaç- lık yerleri hareket noktası ola- akm zaman ve ya, kın yurt prensipi, dediği şey öte- dehberi kullandığımız “malümdan meçhule doğru gitmek,, prensipin- den başka birşey değildir. Orun için eski kaideye yeni ad takılma. sının sebebini anlıyamadım. Ben bahsin çok iyi aydınlanması için programda ikide bir tekrar e- dilen “fikir vermek” klişesini ya. kmâsn tetkik etmek istiyorum. E- ğer bu “fikir vermek” ten lügat mânası &nlaşılsaydı tizerinde dur- maya değmezdi. Çünkü fikir ver- mek ne demek olduğunu herkes bi- lir, Eğer maksat psikolojik, yani H mi bir anlatım kullanmaksa 0 28. man haklı olarak üzerinde dur- mak mümkündür. oğram çocuklara yeni bir fikir verirken bu yeni fileri eski fikre, yahut fikirlere bağlamak hususunda çok dikkat | ve hassssiyet gösteriyor ve eğer böyle olmazsa, herşeyin yıkılacağı nı sanıyor. Demek ki yeni bir fik- rin teşekkülünde eski fikirlerin olduğuna kanidir. Fa- kat iyi düşünelim, çocuklara ver. mek istediğimiz fikrin psikolojik mahiyeti nedir? Ormanda yaşıyan herhangi adamm aldığı fikir mi, yoksa bircok orman görmüş ve 4- ri idrâk edebil m fikri mi, yoksa coğrafya ilmi tasıyan insa- ilgisi mi? ci fikir, ihsas” künudur; ona “fikir” rütbe, sini vermek caiz midir, bilmem! Tkinei fikir metodsuzen müşahede ve mukayeseler yapan adamı fikri. dir, henüz anpirik safhadadır, ilim olmamıştır; ona de ilim diyeme- yiz, İlim, asıl ilim coğrafya müte- hassısınındır. Coğrafi hâğiseleri metodik olarak müşahede, müka- yese ve muhakeme eden, yerin morfolojik karakterlerinin teşek. külündek! sebepleri bir yandan fi- ziki, bir yandan beşeri zaruretler- le izaha gücü yeten insan odur, yalnız odur, ocuklam yeni bilgiler ve- rirken eskilerine bağlamak demek kolaydır. Bunu “malümdan meçhule gitmek”, yahut “yakın yurt ve yakm zaman prensipi,, di- yetekrar da edebilirsiniz; fakat, Olduğu Halis Bilgidir ELELE NR Yazan: İsmail Hakkı (SABIK TERBİYE PROFESÖRÜ ) “2 İİ çocuklara verilecek fikrin bu üç gu- urdan hangisi olduğunu tayin et- mek, o kadar kolay mıdır? Çoban- lar, köylüler, oduncular. Bütün ö. mürlerinde orman görüyorlar, hat- tâ daha fazlası var, bu ormanı bü. tün ömürlerinde yaşıyorlar, bun- dan dolayı orman hakkında orman görmemiş, fakat ilmi temellere gö- re coğrafya öğrenmiş Dir insanın edinebileceği fikrin binde birine malik değildirler. Niçin böyle? Çünkü “orman fikri” orman gür. menin eseri değil, orman anlama- nın eseridir. Bu anlamayı bize ve. recek olan bayağı görgü, bayağı yaşama değil, metodik travaydır. “Orman fikri” nin hakiki anla mı böylece doğru olarak anlaşıl. dıktan sonra arttk yolumuz aydın- lanmış olur. Bu orman fikrinin içi, ne girip yerleşelim ve bakalım onu teşkil eden âmiller nelerdir? Or- man herşeyden önce hayati zaru. retlerin bir ifadesidir. Orman her yerde teşekklil etmez, teşekkül et. tiği yerlerde de onu tutan hayati zaruretler vardır: Toprak, Su, ha. va... Birçok miller, Öyle ise or. man fikri, mmtaka fikridir. Bura- da insan iradesinin, tekniğinin de hissesini buluruz. Ormancılık diye bir fen de var, Öyle ise orman fik- ri bir de teknik fikridir. Kat'iyyat hem hayati, hem ekonomik zaru- retlere ve teknik kurallara tâbi o- larak yapılır. Öyle ise orman fikri bir de ekonomi fikridir. Bu ana mebdeler, bu yaratıcı boktalar kar. #isında ormanın manzarası, ağaç- larının şekli, cinsi, süri gibi had- ler ve vasıflar hemen birer hiçtir, mühim olan orman fikri, yani yer 4 ç yüzünde ormanların teşekkülünü izah eden fiziki, hayati ve sosyal zaruretlerin anlaşılması ve çocuk» Jara, çocuklara yetecek kadar an- latılmasıd », Pp <iasoğarın bir kismı sırf ilmt hareket noktalarma malik olmamaları yüzünden bazı kaidelerin ehemmiyetini büyütmüş ler, bu yüzden asıl prensipleri unut muşlardır, Burada da öyle değil mi? Çocuklar okul dışmda evde, sokakta aldıkları bilgiler hep anpi- rik ginstendir. Bu bilgiler'çok defa ilmi muhakemelere temel olacak objektiflikten mahrum şeylerdir. Nasıl olur da bunların ehemmiye- tini büyütebiliriz. Bu bilgilerin ço- ğu yenilerine temel olmak şöyle dursun, çok defa diplerine kadar kazılıp sökülecek ve atılacak şey- lerdir, Bu kazma ve ayıklama &me- liyatı yapılmadıkça kurulacak ye. ni binayı tutturmak kabil olmaz. Ayni sayhife ve fıkrada proğra- mın mevzuu bahsettiği “dağ fik- ri” ne geçelim. Henliz dağ görme- miş olan çocuklara onun fikrini vermek için ne yapmalı? Proğram diyor ki: “Bir dağ kenarda olmı- yan bir verde çocuklara dağ fikri. ni vermek için etraftaki tepelerden AMERİKAN KARİKATÜRÜ: İla ölmez, benzi sararırmış. Fakat silâhle ik alacaklısı karşısında kaşlarını çatıyor.. Çe cuk, “Mektep İlkokulun da istifade etmeli”, Görülüyor ki proğ ram en büyük ehemmiyeti göze ve- riyor, “ayani tedrisat” kaidesine çok bağlı. Fakat dağ fikrinde mü. him olan bu göze ait olan ihsas- lar mı, yoksa asıl, dağ fikri mi? Dikkat edersek göreceğiz ki proğ- ramın anladığı gibi dağ fikti zaten öğretme ile elde edilecek birşey değildir, herkes onu gözile, kula- Ziyle, vücudiyle elde edebilir, Fik- rin bu parçaları sırf hades mahsu- lüdür, Fakat asıl okulun vereceği taraf var, o dağın fikri, izahıdır. Bence dağ fikri ancak şu saf- halardan geçtikten sonra teşekkül edebilir: 1 — Her dağın bir ferdi- yeti vardır. 2 — Bu ferdiyetlerin orijinal kısımlarından sarfınazar, müşterek &arakterleri de vardır. 3 — Müşterek karakterli dağlar dağ tiplerini vücuda getirirler. 4 — Tiplerin teşekkülü tesadüfün eseri değildir, fiziki zaruretlerin eseri. dir. 5 — Bu fiziki vahdetlerin yer. yüzünde kendilerine mahsus rolle. vardır. 6 — Yeryüzünde gördü- ğümlz fiziki, hayati ve sosyal ol- guların bir kısınını dağlar ile izah etmek mümkün olur. Zaruri olarak bana diyeceksiniz İlk okulda coğrafya mı oku. tuyoruz, yoksa Üniversitede ders mi veriyoruz? Ben de size şu ce- vabı veriyorum ki: Üniversitedeki coğrafya dersi ile bir ilkokulun en ilk sınıflarından birinde verilen coğrafya dersi arasnda mahiyet farkı yoktur, olamaz da. Aradaki fark bir ihtisas dersi ile bir başlan» $iç Cİnitiatlon) dersi arasındaki farktır. Biri ilmin kendisini icat ©. der, diğeri bu ilmi icada başlatır. Halbuki bugünkü vaziyet hiç te böyle değil, bakmız ne yapılıyor? Üniversitede . olması lâzımgeldi- ğine göre söylüyorum - coğraf- ya ilmi icat ediliyor, lise ve orta okullarda da bu icat edilen şey öğ» retiliyor, ilkokullarda ise ne icat edilen b ir ilim vardır ne de öğre- nilen bir ilim var, sadece resim. lerle, anpirik görgülerle uğraşılı. yor. Üniversite gibi ilkokulun da mühtaç olduğu halis ilimdir, ara. da mevzu ve mahiyet farkı değil, yalnız derece farkı vardır, Türk evinin en şerefli ananesi kilerdir. Kavanoz, kavanoz reçelleri, şi- e, şİşe şurupları olmıyan bir ev, see, bir yuva kadar nadir. ; £ t 4 / / / Okuyucu ,Mektuplari Taksileri kim kontrol eder? İmzasının mahfuz tutulmasını 1s. tiyen bir okuyucumuz bize gönder- diği bir şikâyet mektubunda diyor ki : “18.8-937 günü Adana treni dört saat rötarla geldi. Trende benim de bir yolcum vardı. Onu karşıladım. vapurla köprüye çıktığımız vakit sa- at A tü. Yolcu olan arkadaşım; ben ve onun İki küçük valiziyle birlikte orada duran taksilerden birine bi- erek Şehzadebaşma gitmek İstedik. Şoförlerin hiç biri taksi Üzerinden gitmek istemiyorlar ve dört lira gibi fühiş bir para istiyorlardı. Bunun Üzerine Yiraz ileride bulunan seyrü- sefer meimuruna müracaat ederek şo förlerin yaptıklarını anlattım. Bana şu cevabı verdi: “— Onun malına ortak değilim ya, Gecenin bu saatine kadar bekle. miş, 10 lira da istese hakkıdır. Ne yapalım 7” Karaköyden © Şehzadebaşma bir taksi 80 kuruştan fazla yazmaz. Hay di 25 kuruş gece zamn; ve 25 kuruş ta bağaj parası isteseler ne ise. Fa- kat herhalde dört lira fâhiş bir para, Onu da bir yana bırakalım. Seyriise» fer memurunun hâdise karşısında bigâne kalması ve bu garip cevabr vermesi ne kadar garip değil mi Okuyucumuz, bu memurun yaka Bumarasını da şikâyet mektubuna kaydetmiştir. Eğer hâdise hakikaten anlatıldığı şekilde olmuşsa bu zihni- yete hayret etmemek elden gelmi- yor. . Konya Hapisanesinde Okuma Yazma Öğrenenler Konya cezaevindeki mahkümlar- dan Alişenin bize bildirdiğine' göre, Halkevi bu sene de hapisaneye müal- lim göndermiş, imtihan sonunda 57 mahküm, millet mektebi gehadetna- İ mesi almıştır Bu sebeple mahkümlar Halkevi başkanma ve bilhassa Mus". lim Ahmet Naciye sonsuz teşekkür- lerini bildirmektedirler. . Bir Talebe Okuyucumuza Giresunda tüccardan Bay Asım Karadenizin oğlu Bay Ahmet Kâra» denize: — Sıhhi vaziyetinizin, Trabzonda okumaniza mâni teşkil ettiğine dair tasdikli bir doktor raporu alarak Ma arif Vekâletine gönderiniz Vekâlet © bu mazereti kabul ederse size hangi * mektebe girebileceğinizi bildirir. Bundan başka İstanbulda leyli bir çok hususi lise vardır, Bu mektepler böyle bir kayde tâbi olmadı. Trabzon lisesinden alacağınız tasdikname ile İzmirde Çocuklar İçin Kamp Açılıyor İzmir, (TAN muhabirinden) — Bu “ sene ilkokullarda okuyan fakir tale- be ile halkın ufak yaştaki zayıf yavs rularnm kuvvetlenmelerini temin için biri Yamanlar dağında, diğeri Foça deniz kenarında olmak üzere” iki kamp açılacaktır. Bu kamplara ellişer zayıf, bakım- sız çocuk alınacak ve iki ay bakıla- caklardır. Çocuklar istirahat, gezme ve eğlence zamanlarını tam bir proğ- ram altında yapacaklardır. Kırşehirde Selçukiler: Ait Tetkikler Kirşehir, (TAN) — Ankara Gaz Enatitüsü tarih muallimi Hüseyin Namık Orkun buraya gelmiş, Kırşes birden başka Hacıbektaşta da Sel * çukiler devrine ait eserler hakkınd tetkikatta bulunmuş ve sonrâ An karaya dönmüştür. Yeni Telefon Hatları İ Ankara, 23 (Tan Muhabirinden): Posta telgraf umum müdürlüğü, K seri - Adana telefon hattının bir ani evvel bitirilmesi için, birkaç kold çalışmalara başladı. Bu hat yapılma İstanbulla Adana konuşabilecektir. Telefon hattı Adanaya vardığı za man, derhal Adana - Suriye şebek sinin yapılmasma başlanacaktır. Dis ğer taraftan Kayseri - Sıvas - can - Erzurum - Kars ve Sovyet hi dudu hattı için lâzım olan m 4 | de satım alınmıştır. Bu hattın inşası da yakında başlanacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: