24 Haziran 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

24 Haziran 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

F E | ; kadar uykusuzluğa razı ederek şında bekçi etmiştim. Helecanla beklediğimiz saat niha- yet gelmişti. Saat dört buçukta Nev- york istasyonu boks sahasını açmıştı. Maçın Tafsilâtı: Radyodan çıkan uğultunun büyük” Miğünden, yetmiş seksen bin kişinin İÜ toplandığı bir yerden neşriyata baş- andığı hissolunuyordu. Iki boksörü halka takdim ettiler. Gök gürler gibi alkiş tufanı ve 18- İıklar arasında dövüşün ilk devresini açan gong üttü. Takdim merasimi yapiirken spiker, babsi müşterekle rin çokluğundan hakem heyetinin Ü son dakikada sekiz kişi arasında ku ra seçtiğini de söyledi. Maç iki spiker anlatıyordu. Biri İM devre içinde vurulan yumrukları, ö- bürü de devre aralarmda umumi te sirleri izah ediyordi. Cihan şampi- İÜ yonu Bradok, sakin bir tavırla rin İÜ gin ortasında rakibi zenci Luvizl kar- gilamak üzere ilerliyor. Zenci sağ yumruklara karşı ihtiyatlı ve müda- faalı bir şekilde dövüşe başladılar. Zencinin bir sol yumruğunu Bra- İ dokun bir sağ yumruğu takip etti. Dövüş birdenbire azıttı. Zenci bir sağ # yumrux'a Bradokur yüzünü buldu. Şampiyon da iki müthiş yumruktar birini kalbin üstüne havele ettikten gonra, bir sağ yumruğu başa isabet gitirdi. Birinci devre iki rakibin müsavi İyumruklarile berabere denecek şeklt- de nihayetlendi. DIGER DEVRELER zinci devre: e Siyah kaplan sağ mukabil yum - solu ile çalışıyor. Fakat sol kroşe İleri de müthiş kuvvette olduğu his- İlkolunuyor. Bradok, geniş sağ swing İlerle hücum ediyor. Zencinin çenesi. bulan bu yumruklardan biri siyah İl kap'anı sarstı, Fakat hemen kendini Dövüş gitgide şiddetini artırarak li bir boğuşma şeklinde devam re havgle olunan kroşeleri başile İskip edetek tecrübeli bir dövüş ya- yiyor. Dördüncü devre: Coe Luviz bücumlarını artırdı. Be- rakibi de ondan aşağı kalmıyor. okun yüzünde ve kaşlarında, ye- öldürücü yumrukların izleri be- iye başladı, Cöe Luvizin de du - patlamış, ağzı kanıyor. SIYAHIN HUCUMLARI Beşinci devre: Siyah boksör başlangıçtaki süra- dl Nıklaştırdı. Meydanı sığ yumrukla zenciyi sarstr. Fa- Şikagoda, cihan şampiyonu Bradok ile zenci Cow Luviz arasındaki döğüş #0at sekiz ve yahut dokuzda başlıyacaktı. Amerika ile İstanbul arasmda yedi sat lik bir fark vardı. Burada müsabakayı sabaha kar- gı sant dörtle beş arasmda radyodan dinliyebilecektik radyonun ba- , Coe ile rakibinin muhtelif vaziyetlerini gösteren cazip krokileri. Maçtan evosl ye ç pılmış olan bu krok'lerde Ş zencinin galibiyeti tasvir ediliyor aram a Güneşin Tenis Turnuvası Güneş klübünden: Klübümüz kartlarında 3 temra'iz. da başlamak üzere iki kategori Üze- rinde bir tenis turmdvakı”tertip edi. miştir. 1 — Birinci kategoriye büyükler iştirak edecektir. (Tek bayan, tek er- kek, kadın ve erkek, çift erkek.) 2 — Ikinci kategoriye (16 yaşın doldurmamış olan gençler) tek ve çift olarak iştirak edeceklerdir. 3 — Ayni tarihlerde iki katezori- den hariç olarak senelerdenberi oy - tanen Challenge kupaları müsabaka- sı yapılacaktır. 4 — Challenge kupaları misabaka- larma iştirak hakkı Challenge komi- tesinin tesbit edeceği tecrübeli oyun- culara verilmiştir, Bu müsabakalar- da oynıyacak oyuncular birinci kate- goriye iştirak edemiyeceklerdir. 5 — Kayıt mllddeti 30 haziran ak- samma kadardır, Maçlara iştirak et- mek arzusunda bulunan tenisçiler her gün tenis kortlarına müracaat e- debilirler, ——— — tan sonra tekrar hasınının üstüne Çi» landı. Altmer devre: yumrukların adedi çoğaldı. Bradok ta geniş svinglerle mukabele ediyor. Amma, gittikçe gevşediği hissolunu- yor, Yedinci devre: Siyah kaplan bir sırtlan gibi kö- şesinden fırladı. Ringin sağ tarafmdx sağlı sollu iki müthiş kroşe vurduk- tan sonra bir de sşağıdan yukarı bir Isağ aparkat çıkardı. Bradokun diz. İ kapakları yumruklar isabet İvakit hafif çöküyor. Cihan şampiyon- luğunun mukadderatını tayin edecek dakikanın yaklaştığı farkolunuyor. ŞAMPIYONLUGA DOGRU Sekinzinel ve son devre: Zenci, cihan şampiyonunu âdeta 3- dım adım takip ediyor bir vaziyette düşürecek yumrukları kollıyarak has- mina sokuluyor. Ringin köşesine yakm kıstırdı. Bir sol aparkat vurdu. Bradok me- İn hiç eksiltmiyerek hücumlarını | calsizce mukabele ederken üstüste, inleten yumruk İdünyada kimsenin dayanamıyacağı | on yedi buçuğunu aldı. Mağlüp olan İtleri işitiliyor. Şampiyon yorgun | üç yumruğu yıldırım süratile hasmr- | Bradok ise, şampiyonluğunu ortaya lik alâmetleri gösterdi. Siyah kaplan | na yapıştırdı. Beyaz cihan şampiyonu / koyduğumlan hasılatın yüzde elli ye- İistüne atıldığı vakit Bradok, geniş | yıldırımıla vurulmuş gibi yere serildi. İdisini kazandı. Bu miktar seyircilerin Hakem, o saniyeyi saydı. Bradok, Zencinin isabet ettirdiği dehşelli| ettiği | CEPOR Zenci Coe Luviz Cihan Şampiyonu Beyaz Boksör Altıncı devrede Yorgun düştü (Yazan : Eşref Şefik) Dün gece Şikagoda dünya boks şampiyonlu- ğu maçının yapılacağını biliyordum. Bu ehem- miyetteki bir maçı radyodan takip edebilmek Üzere tertibat almıştım. Amerikan telâffuzunu çabucak anlıyabilecek bir arkadaşı da sabaha İzmirde Klüp Meselesi Izmirde e#ki ve yeni klip meselesi hâlâ hâd şeklini muhafaza etmekte- dir. Aldığımız malümata göre, eski klüpleri feshetmek ve yeni klüpleri | nizami gekle sokmak için gayret © dehler vakit geçtikçe esk! klüpler? av- det fikrinin kuvvetlendiğini görerek yeni kiüplerin teşekkülünü nizamileş- tirmek müksadile bü teşebbüsten”dar ha üç ay geçmeden kongre davetine | karar vermişler ve mmtakaya da şu aşağıdaki yazdığımız tebliği neşrettir mişlerdir: “Doğanspor kongresi haziranm 7 inci pazar gtinü öğleden sonra saat 15 te halkevi salonunda yapılacaktır. Doğanspor klübünü teşkil eğen eski Göztepe, Izmirspor ve Ezespor klüp- leri heyeti umumiyelerinin sözü geçen gün ve saatte halkevi salonunu tes rifleri rica olunur, Diğer klüplerin kongre günleri de ayrıca ilân edile- cektir.,, Mntakanm şu tebliği de gösleri- yor ki, mevcudiyetleri inkâr edilen eski klüplerin kanun nazarında mev- cut olan hükmi şahsiyetleri kabul €- dilerek onların heyeti umumiyeeri birlikte davet edilmektedir. Kanun ve nizama göre, Doğansporu teşkil etmesi istenen bu üç eski klü- bun heyeti umumiyeleri ayrı ayrı | toplanıp, kendi klüplerinin feshine İ nizamnamelerine göre, âdi veya sülü- İsan ekseriyetle karar verecekler ve İüç klübün feshi karagir olduktan son- İra da tekrar hepsi toplanıp Doğan: spor diye bir klüp kuracak, nizamna- mesini kabul, idâre heyetini intihap edecektir. İzmirden aldığımız maltimat Doğan spot kongresinin evvel davetine aebep TAN 21.6 -937 | ikigünmnlük hikâ | KAR pe Ben bu teklif karşısında ne ya- pacağımı şaşırmıştım. Kocakarı ile ihtiyar adam, hakikaten, bana da biraz garip görünmüştüler. Niha - yet dedim, ki: — Siz çok lütufkârsmiz!.. Fa. kat .. : İhtiyar adem sözümü kesti: — Rica ederim, dedi, giriniz", Bize hiç bir rahatsızlık vermezsi- niz? Ve ihtiyar kadına dönerek: — Helen, dedi, kapıyı kepayı- hız, İtiraz etmiye vakit kalmadan kendimi koridorda buldum, Koca- karı, kendi kendine birşeyler söy- liyetek kapıyı kapadı. ye İzimde büyük bir korku ve he. yecan duyarak ihtiyar adamı taki- ben odaya girdim. Kendi ayağım- la kapana tutulmuştum. Oda sicak tı. Köşede bir ocak yanıyordu. O- cağa yanaşarak ellerimi ısıtmaya başladım. İhtiyar adam ısrarla yüzüme ba- karak: — Herhalde sizin karnınız açtır, dedi, bunun için bana müsaade e. din de biraz öteberi hazırlıyayım. » htiyar adam bunları söyle- İÜ öükten sonra odadan dışari çıktı, Bir dakika 80Dr8 dışarıdan Birtakım konuşmalar duyuldu. Ev- veli ihtiyar adamın 80$İnİ işittim. Sonra da kocakarmın... En sonra da tarıımadığım bir Üçüncü ses ku lağıma çaldı, İyice etrafi tetkike vakit bulmadan kapı adı. İhti- yar adam içeri girdi. Yine deminki aenip bakışlarla bâna bakmıya baş- ladı. — Üç kişi yemek yiyeceğiz, de, di. Siz, ben ve bir de oğlum. Ben tasdik makamında başımı salladım. İçimden de: “Oğlunun ba Kışları da böyle ise Yandık.” diye düşündüm. Uçoku teşkil eden eski klüplerde fe- sih kararı almanm daha müşkül ola- cağı tahmin edilişidir. Her halde İzmir klüpleri ve genç liği bayat! dakikalar yaşamaktadır. lar. —— lân etti. Ma;lan sonra, zenci şampiyon yi- kanırken mikrofonu yanına götürdü- ler, Yeni şampiyon bütün dünyaya; çok memnun olduğunu, hasmının fev- kalâde dayandığını radyodan söyledi. Sabahın saat beşi olmuş, güneş Us- çi sıratlarından yükseliyordu. Şi- a saat henüz nin on buçu- ğu idi, pe" > KAZANÇ Zenci bu maçın hasılatından yüzde &dedine nazaran, sinema ve radyo takip edecek hızı kalmadığı an-| yerinden kalkamayınca, zenci Coe | haklarile beraber yedi sekiz yüz bin iyor. Zenci, kendini toparladık- !Luvizi ağır siklet cihân şampiyonu i- | lira kadar tutacaktır. İhtiyar çok tuhaf bir sesle şun ları ilâve etti : — Karanlıkta yemek yememize herhalde itiraz etmezsiniz zanne. derim, Haytetimi mümkün mertebe giz lemiye çalışarak : — Rica ederim, dedim; fakat ba- na öyle geliyor ki ben SİZİ rahat. sız ettim. Eğer bana müsaade eder Beniz... Ihtiyar, sözümü bitirmeme fır. sat vermeden uzun kemikli elleri. ni salladı. Ve acaip bir gülüşle : — Yoo!. dedi, bir defa elimize düştükten sonra kolay kolay sizi dırakır muyız?.. Bize pek nadir mi- safir gelir. Biz bu zevki nâdiren ta darız. Oğlum gözlerinden rahatsiz- dır. Bunun için de ışığa hiç teham mülü yoktur. Sen misin Helen? u sirada odaya kocakarı girmişti. Acaip bir bakışla bana baktıktan sonra sofrayı ha- zırlamaya başladı, İhtiyar ise oca- ; Yazan: ; İviyams Cakobs İngilizceden Çeviren: ; ; ; jB. Tek ; ğı diğer tarafa geçmiş tuhaf ba kışlarla düşünceli düşünceli ateşe bakıyordu. İhtiyar kadın sofrayı hazırladık. tan sonra parçalara ayrılmış bir kuş getirdi ve masanm üstüne koy du. Tekrar dişarı çıktı. İhtiyar &- yağa kalktı. Odnm bir köşesine giderek orada duran ve o z&mana kadar hiç dikkatimi celbetmiyen bir paravan aldı, ocağın önüne koy du. Sonra konsolun yanma gide- rek oradaki mumu söndürdü, Oda kapkaranlık olmuştu. İhtiyar, âdeta kendi kendine söylenir gibi: — Körün bayramı dedi, Bu sırada kapı açıldı. Birisinin içeri girdiğini, yavaş yavaş masa. ya yanaştığnı, oradaki sandalye » lerden birine oturduğunu hisset - tim. Biraz Sonra da insan sesinden başka herşeye benziyen bir ses işi- tildi- — Galiba dışarıda çok soğuk ver Gayet kuru Dir; — Evet, dedim, B garip vaziyeti, içinde bulunduğum şeraiti hiç dü- şünmeksizin yemeğe başladım. Çün kü müthiş açtım. Sabahtanberi ağ zrma bir lokma ekmek sokmemiş- tım, Fakat karanlıkta yemeğe alış madığım için epey müşkülât çeki- yordum. Masada benimle beraber oturanların da ayni sıkıntıyı çek- tiklerini çok iyi hissediyordum. Yine o korkunç ses “ıyuldu: — Galiba siz buranın yabancısı smız?. — Evet yabancısıyım. Fakat te- sadüfen böyle güzel bir yemekle karşılaştığımıçin talihim varmış. Ayni 865 cevap verdi: — Evet, hakikaten “tesadüfen”. Sen, baba, şarabı unuttun galiba. — Hakkın var. Halbuki ben bu gün için, iki şişe Celebreted şara- bından saklamıştım. İhtiyar yavaşça kalktı. İhtiyatia kapıyı açtı, Beni, yanımdaki #caip adamla yalnız bırakarak dışarı çık tı. Bütün bu hareketler bana çok acaip görünmüştü. İhtiyarın oda. ya dönmesi de gittikçe gecikiyor- du. Gözlerim karanlığa alışıyordu. Oğulun çatalmı masanm üstüne bıraktığını, vahşi bir hayvan gözü gibi parlıyan gözlerini bana dikti- ğini farkettim. İçime müthiş bir korku çöktü. Önllmdeki masayı şiddetle iterek dehşet içinde ayağa fırladım. B u şiddetli sarsmtıdan parava- na yıkıldı. Oda bir en içinde ay dınlandı. Ocağım titreşen ışıkları al ANLIKTA tında yanımdaki adamm yüzünü görebildim. Korku ve hayretten ne fesim durdu. Elimdeki çatal yere düştü. Karşımdaki insan mıydı, yoksa bir canavar mı?, Bunu bir türlü tahmin edemiyordum, Bu es- nada ocağın alevleri söndü. Ortalr- ği tuhaf bir kırmızılık kapladı, Bu ışık altında, yanımdaki adamm yü zü daha şeytani görünüyordu. Birkaç dakika dehşet içinde ©- na baktım. Bu sırada odanm kapt- st açıldı. Odaya ihtiyâr girdi. Oda. nın ışıklı olduğunu görünce bir an için sendeledi. Süratli adımlarla masaya yaklaşarak elindeki şişele» ri hasanın üstüne &0ydu., ihtiyarm odaya gelmesile biraz kendimi topladım ve: — Beni affedin, dedim, istemi- yerek patsvanayı devirdim. Müsa- adenizle ou tekrar yerine koya yım. i İhtiyar, yumuşak Sir sesle: | — Artık buna lüzum kalmadı, dedi. Yetişir karanlıkta oturduğu « TUZ, İhtiyar bunları söyledikten son- TA bir kibrit çaktı ve mumu yaktı. Müm yandıktan sonra oturan ada- ms dikkatle baktım. Onda yüz ye- rine kırmızı bir parça et vardı. Piş miş kelle gibi sırıtan bir ağızla tek bir gözden başka insana benzer hiç bir yeri yoktu. O anda kafamdar bir şimşek çekti... İbtiyar düşüne düklerimi anlamış gibi izahat ver. miye başladı: — Oğlum bir yangın esnasında bi" kaza geçirdi. Ve bu hale geldi. Onun igin biz, o zamandanberi, her kesten ayrı ve uzak yaşıyoruz. ? 'htiyarm oğlu lâfa karış ta: — Ben ortaya çıkmamayı dahs münasip görmüştüm. Fakat tuhsf bir tesadife bakınız ki bugün be- Bim isim günümdür. Bunun için bs bam sizin yalnız olarak yemek ye- menize bir türlü razı olmadı. Ni- hayet biz de bu budalaca çareye başvurduk, Sizi de boşuboşuna kor kutuk. Elimi, bedbaht adama doğru zâlarak hararetle elini sıktım: — Böyle bir patavatsızlık yapti. ım için ben de çok müteessifim... Ben alışmadığım için, karanlıktan korkmuştum. — Biz âdeta misafire hasretiz. Oğlumun isim gününe rastlyen böyle bir günde gelişiniz bizi çok sevindirmişti. Bunun icin sizi bir türlü bırakmak istemedik. — Ben de sizinle tanıştığıma «id den memnunum. Hemen hemen gece yarısma ka- dar içtik. Sabahleyin, bu iyi insan lardan ayrılırken aksam çektiğim ıstırapları unutmustum bile, — Bitti —

Bu sayıdan diğer sayfalar: