24 Temmuz 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

24 Temmuz 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Adliye koridorlarını Velveleye veren bir Dilenci tevkif edildi Asliye Dördüncü Ceza mahkemesi, dün Sultana adlı elli yaşm- da bir kadına bir ay yirmi iki günhapis ve 33lira para cezası verdi ve derhal tevkif etti. Sultana dün sabahtan saat 16 ya kadar adliye polisini ve iki jandarmayı işgal eden, salonlarda bağırıp, çağıran, önüne gelene küfreden bir kadındı. Anlaşıldığına göre, müziç dilenci imiş. Vezneden ' Kaybolan 1500 Lira Merkez Bankasında veznedar Bay Hâsanın odasında geçenlerde 1500 lira kaybolmuştu. Tahkikat netice - sinde bu paranın bankanın sayıcı me- | “murlarından İhsan tarafndan aşırıl- dığı anlaşılmış ve kendiside tevkif “ edilmişti. Dün asliye ikinci ceza mah kemesinde iddianm muhakemesine başlandı. © Mahkeme, istinabe suretile Anka- rada bulunan banka direktörü Sait Erdemin şehadetine müracaat etmiş- ti. Dün gelen cevap okundu. Salt Erdem, bu hırsızlığın sayler- lardan Ihsan tarafından vapıldığmı, “ tahkikatma dayanarak iddia ediyor| © ve tahkikata memur edilen Muam- merle Roşada hakikati itiraf ederek! 200 lirasmı geri verdiğini ve ikinci “partide çalan 500 lira için de Ihsa- nım “tut ki, onu da ben çaldım, de- diğini söylüyordu. Bundan sonra, bankanın Istanbul şubesi müdür mu- avini Bay Afifle, bankanın başvez- nedar muavini Şakir ve veznedar İs- mail Hakkının da şehadetlerine mi Tacaat edildi. Onlar da ayn! şekilde gehadette bulundular, Muhakeme gel miyen şahitlerin çağırılması için te- hir edildi. Sevdiği Kadını Başını Ezerek Öldürdü Izmir, 23 (TAN) — Narlıdere kö- Yünde bir cinayet olmuştur. Halil is. | — minde 40 yaşlarında bir adam, 13 sydanberi beraber yaşadıkları Fat- > manın başka birine kaçmasına kız. mış, kadın: sopa ile ve başma taşla “ vurarak öldürmüştür. Katil tutul- — muştur. Hangi dükkâna giderse İstediğini Almadan çikmâz ve istediği olmazsa da dükkân sahiplerini rahatsız eder. miş. Bu suretle bankaya tam on iki İbin lira koymuş. Kendisinin rezalet çıkarmasından korkanlar ona İstedi- ğini verip başmdan defetmeyi tereih ederlermiş. Birisi üstüne dokunsa: — Ne vuruyorsun be, diye feryadı Röklere çıkarırmış. Dün, bu itiyatlarnı adliye koridor- larında tamamen yaptı. Kendisine a. ra sıra delilik süsü de verdi. Dünkü suçu da polis İbrahime hakaret et- mek ve dövmekti. Kendisini mahke- meye sevketmek için dokunan me- murlara hemen çıkışıyor, münasız ve lüzumsuz yere bağırıyordu: — Imdat, yetişin beni dövüyorlar. Nihayet polisler, onu hâkimlerin ö- nüne çıkardılar. Hiç istifini bozmadı. Yine bağırdı, çağırdı ve reis mahke- me salonunun kapısını kapatarak mu | — hakemeye devam etmiğe lüzum gös- terdi, Reisin ihtarlarına riayet etme- diği için de mahkemeden dişarıya | karıldı, Sultana bu defa dışarda me- murlara çattı ve ara sra komşu ka- pısı çalıyormuş gibi mahkeme kapi- | Sina vurarak hâkimlere cevap verini- ye ve kendisini güya müdafaa etmi- ye çalışıyordu. Mahkeme şahitleri dinledi. kereye çekildi ve kararını tesbi tikten sonra aşağıdan | ti ve kararımı okudu. Jandarmalar | Sultananm kollarından tutarak onu tevkifhaneye götürdüler. et SUÇLUNUN KAÇIRILMASIN- DA MUSAMAHA GÖSTERMİŞ Dün asliye birinci ceza mahkeme- sinde bir suçlunun kaçırılmasında mü samahası görülen poliş Hasanın mu- hakemesine başlandı. Şahitlerin çağı- rılması için muhakeme başka bir gü- ne bırakıldı. İzmitte Sakallı Bir Sarhoş İzmit, (TAN) — Sakallı bir sarhoş önline rastladığı kimselerle kavga et tiğinden bu gece yakalanmış ve hak-| kında takibata başlanmıştır. Müza- | Ölüme Sebep olan Adam Dün Asliye İkinci Ceza ç mahkemesinde bir ölüme & sebebiyet davasına başlan. X dı. Suçlu yerinde mevkuf o- N larak şoför Refik vardı. İd Ş diaya göre, Refik Kasımpa- x şadan geçerken Müzeyyen & isminde fakir bir kadına iki X defa çarpmak suretile oto. * meobilinin altına almış ve sürükliye sürükliye öldür. müştür. Hüâdisenin şahitle- rinden Veysel İzmitte bulun- â duğu için şehadeti istinabe , suretile alınmıştı. Veysel, şolörün kusuru olduğunu söylüyordu. Refik: “— Bunun şehadetini ka- 4 bul etmem. Çünkü Müzey- 4 yenin kızkardeşi, Veysele # mektup yazmış, esasen ken- * diside Veyselle görüşür. 5 Hatır için söylemiştir.,, des 5 di. Gelmiyen şah'tler de $| vardı, Onların çağırılması $ | için muhakeme talik edildi. ; NERE İİ Tİ Taahhütlü Mektup Nasıl | Açılmış? ia Asliye birinci cozu mahkemesi, dün Pangaltı Cedidiye soküğmda “PE. İ paz Lorun 'Tepiriğise gelen tanhütiü! İbir mektubun içinden aşırılan paru nm muhakemesine başladı. Suçlu ye- İ rinde Galata postanesi memurların - dan Cemal vardı. Suçlulardan Bayan Pakize gelmemişti. Iddia şu idi: Papaz Lorana Galata postanesin - den verilmiş taahhütlü bir mektup gönderilmiştir. Mektup, Pangaltı pos tanesine gelince taahhütlü mektup memuru, mektubun açılıp tekrar kâ panmış olmasından şüphe etmiş, bağ memur Hasana vermiştir. Bay Ha- san da bü mektubu bir zarfa koy - muş ve beş yerinden mühürliyerek | müve?zi Şevketle Lorana göndermiş ve müvezzi de kendisine şu şifahi teb- iğde bulunmuştur: İ suçlu, Buca Hastalık Raporu Yanlış mı? Izmir, 23 (Tan) — Bucalı Şerefet- tin Balkanlı, Netmetlin Mendek is minde biri aleyhine sulh ceza mahke mesinde bir Son ecel, sede Necmettin mahkemeye - gelme- miş, hasta olduğuna dair rapor gön. dermiştir. m, suçlunun de miryollari sekizinci işletme müdlürlü. dünde çalıştığını ve hiçbir hastalığı bulunmadığını, muhakeme de İşinin başında olduğunu iddia et- miştir. Bunun üzerine hâkim, der hal celseyi tatil etmiş, maznunun ça. lıştığı daireye gidince Neemettini iş başında bulmuştur. Bunün üzerine belediye ve hükümet doktorlarma muayene ettirilmiştir. Bu doktariar, Necmettinin sağlam olduğuna dair rapor vermişlerdir. Hâkim, bunun Üzerine, ilk raporu veren doktor hakkında takibata ka- rar vermiştir, Fakat, Necmettinin itirazı Üzerine mesele, memleket has. esi heyeti sıhhiyesine intikal et- miş, muayene, ilk râporda keydedi. len hastalıkların tamamiyle mevcut olduğunu göstermiştir, muhakeme, üç ay sonraya bırakılmıştır. İZMİRDE BİR KAZA Izmir, 28 (TAN) — Izmir Iş Ban- kası sigorta şefi Tahsinin bindiği o. tomobil Çeşme — Izmir yolunda de! rilmiştir. Bay “Tahsin, başından ve boynundan ağır yaralıdır. ÖLÜM HABERLERİ ÖLÜM Düyunuumumiye müdürlüğü mütekait Emin Edip Aktas d değirmenindeki evinde ölmüştür. Ce. naze namazı bugün Se je kılındıktan sonra İne defnedilecektir. AVDET Fransız diş tabiplerinin Paris'de aki 2. eden ve mesleki tedxihatta bulunan diş tabiplerimizden Kemal Sun ve Re ethi şehrimize avdet etmizler daiMiz, aysa, liceyi bildiriniz. paz mektubu açmış, okumuş, İ- ândeki paranın noksan çıktığını da başmemurun gönderdiği mektubun arkasına yazmıştır. Suçlu memur Cemal: — Biz mektubu muntazam olarak sevkettik. Nerede açıldığını bilmiyo” ruz, diyordu. lan Faiğin de istinabe suretile din- lenmesi ve papaz Loranın adresinin tesbiti için muhukeme talik edildi. — Mektübunüzun açılmış olmasın- Şimdi Antalyada posta müdürü © | saatinde | * |. | hâkim namzedi , | tanbul âza muavi .Jaşlı sulh hâkimliğ Adliyeciler | Arasında Yeni Tayinler Adliye memurlara sit tayin, na- kil ve terfi listesi, dün telgrafla müd- deiumumiliğe tebliğ edilmiştir. Bu Viş tenin bir kısmın: bugün neşrediyo- ruz. 40 lira maaşlı İstanbul mumi muavinliğine terfian İstanbul müddelimumi muavinlerinden Feri- | İdun Bagane, 30 lira maaşlı İstanbul âza muuvinliğine hukuk mezunlar. dan Arif Derviş, 45'lira maaştı İstan bul âzalığına terfian İstanbul âzasın dan Kâşif, 35 lira maaşlı “İstanbul müddeiumumi muavinliğine Ödemiş müddelumumi muavini Orhan, 30 li- ra maaşlı Kars müddelumumi mua- vinliğine eski Mecitözü middetumu- misi İsmail Hakkı, 30 lira maaşlı İs- tanbul âza muavinliğine hâkim nam zedi Abdi, 40lira maaşlı İstanbu! müddetumumi muavinliğine âza mu- Kemal, 30 lira maasi Bursa M. umumi muavinliğine.eski a5 Istanbul; 2, plâk neşriyatı, ): Plâkla münir K onferans: 30 Plâkla parçaları lol, SENFONILER orkestra o (Brai 6.30 Bükreş: fian İstanbul müddelumumi mua ini i 7 Rifat, 40 lira maaşlı İstanbul 5 hâkimliğine terfian İstanbul sulh h kimi Mustafa Ekrem, 35 Ura maaşlı Ankara sulh hâkimi! e Şile müddel umumisi Rasih, 40 Jira maaşlı Şile müddelu ne terfian Düzce sulh hâkimi Tevfik, 30 lira m İstanbul icra memurluğuna Bergama müdde adettin, 30 dalgasi. Plâk. 1 Bükre rus ki), 4,15 konser nakli. 1 an ei Plâk mus Radyo selo e stanbul bâkim namzedi h, 40 lira maaşlı İ | istanbul sulh ? 0 lira maaşlı Tercan ntehap hafif Meb Nail, müddeiumumiliğine terflan 1 Muharrem İstanbul Azalığna 18- | i Recai, 40 Hira mâ- e terfian İstan- bul sulh hâkimi Al, 40 lira maaşlı “atalea müddelumumltğine terflan çatalca milddelumumisi Ali Kemal tayin edilmişlerdir. Bu Uste bug &lâkadarlara ayrı ayrı tebliğ edilecek 40 lira maaşi OPERALAR, OP) 17: Lâypzig: ERBAADA KURAKLIK TEHLİKELİ BİR ŞEKİL ALDI Erbaa, (TAN) — Burada ve cit ri da devamlı bir kuraklık hüküm sürmektedir. Bu yüzden bütün mah- sulât âdeta yok olduğu gibi tütün mahsulü de bozulmuştur. Hararet derecesi gölgede 37 ye çık mıştır. Şu birkaç gün içinde yağmur yağmazsa vaziyet çok acıklı olacak, tarlalarda oOmahsulün köklerinden başka birşey kalmiyaesiktır. gas, 23,05: Peşte, si, MUHTELİF ça, türkçe ve İzmit İnhisarlar Başmüdürlüğü İzmit (TAN) İnhisar idaresi İzmit başmüdürlüğüne, Diyarbekir başmüldürü Nazif tayin edilmiş ve İbu gelerek vazifesine başlamış- izlerinde 21,30: Viyana, Graz: k ve irki Bugünkü Program . Havadis. 13,05: 14,00: Son. Akşam neşriyatı: dans musikisi İğ Do Se Ali Şö da Ajans ve bursa bl günün programi ar, opera Ve Ol Günün Program Ozü hms, o Beeihö keri hâkimlerden Kemal, 40 lira ma. | HAFIF KONSERLER iy 8, 1,30: Keza, 15 ş: Plâk (EĞİ Paris kıs 0 n orkestrası, ki, 201 B ş ark, örkestra). İt (Sopran, bariton). 23, Çizun bandosu ( ERETLER Bayreut'ta Lohengrin operasını na Roma kısa dalgası: yir de Uampur” oper: Keman kol (Benda) DANS MUSIKISI 23,30: Münih, 19,30 Roma kısa dalgası: A ca kısmen © kili prograi yali di tır. Bay Nazif daha evvel $ ğini ve Samsun ve yüzünde PEK Dilğün evinin şuh ve mesut havasına hissoluna- cak kadar bir soğukluk yayıldı. Bacı nine, Güneri içeriki odada lâfa tutmuş, meşgul ediyor, taraftarı kızlar fiskos ederek okarşılığa hazırlanıyorlar, ve geçkin kadmlar, kaşla' gözle İşin münasebetsizliğini biribirine anlatmak istiyorlardı. Oyun bitince Güne- rin fikırdak ve sinirli taburu hafif hafif öksürerek mukabil taarruza hazırlandı. Yüzbaşmın hanımma ” bir göz ederek muvafakatini aldılar ve hemen baş- ladılar: “Ata vurdum belleme, a baydi haydi!" “Çik ayaza terlem “(Kanbur) un senin olsun” “Erdenimi elleme!" “Ata vurdum kuskunu, a haydi haydi!” “Herkes bilir dostunu” “(Dünbelek) senin olsun” “Çardağa ser postunu!” Bu sefer mesele kısa yoldan başlamış ve hücum doğrudan doğruya yapılmıştı, Buna mukabele, bu mukabeleye mukabele., Derken iş uzayacaktı, Yüz başının hanımı udu bıraktı ve hemen ayağa kalktı: — A, dedi, hanımlar ne kadar geç olmuş! Bundaki mânayı anlıyan birçok kadn söze karış- tr. Ve gizlenilemez bir ilânı harple herkes dağılmıya başladı. Işin farkında olmıyanlar, hâlâ neşeli, ört- melerini başlarma geçiriyorlar, güle eğlene kapıdan çıkıyorlar ve bilenlerle henüz öğrenenler de dediko. du edecek yol arkadaşı arıyorlardı: — Dünbelekgiller kendileri aradılar kardeş. On- lara çatan oldu mu ki? — Zaten onlar öylesinedir işte, — Emme blütünece kabehet (kabahat) Emişte, o istemeseydi olmazdı. — O kızın aklına da böyle olmaz şeyleri kim koy- müş yarabbi, O nerede, Güner nerede, bir de Erden Derede? — İş o değil canım, Dünbelek oğlu geldi ya, Ara- — iz A GUNDUZ — ya fesat koyrmusa — Benim işittiğim, bu işi bozsa bozsa Emiş bo- zar, Onun kulağına sokalım, oradan gönlüne de gi- rer demişler de, o da Güneri dayım alırsa Erden ba- na kalır diye sinmiş. Kız bu canım, daha cehal (cahil). Erden ona bir iki gülmlişse söylenileni #â- hi sanmış olacak. — Bana bakındı. Erden kimin oğlu bilir misiniz? — Abbas Efendinin, Hah işte! Abbas Efendinin oğlu mebusmüş, Dünbelekmiş, davulmuş, öyle koley papuç bırakmaz. Hele Hâfız Hanım, O ne yörük harımısıdır, ne yö- rük hanımışr... Bu dedikodular, herkesin erkeği evine gelinceye kadar sürdü ve yemekte onlara bile mübalâğalı an- latldı. Güner belli etmemekle beraber çok mütees- sir olmuştu. Bacı nine ile birkaç kız evine kadar gö- türdüler. Teselli ve teskin için hiç bir söz dinleme- den odasma kapandı. Anası bir aralık geldi. Kapısı sirmeliydi. Güner içerde sessiz, fakat derin derin ağlıyordu. Dışarınmn loşluğu yanmda odası büsbütün kararmıştı. Akşam ezanının son akisleri sıcak ve durgun havada dalga. lanıyordu. Ağır ve mehtapsız bir az gecesi, yüksek dağların üstünden bir toz yığını halinde kasabanın gitmedi. Ana- hayet: — Baban yok kızım, gelmiyecek. Düğüm yemeğine ita Uradan güveyi götürecekler. Hele sen çık Yavrum, kâhredecek, üzülecek ne Var sanki? Bu tatlı sözler üzerine biraz sinirleri yatışan Gü- ner, gözlerini silerek kapıyı açtı Elbisesi artık sıkı- yordu. Beşlemeyi çağırdı. Fislanmı, İskarpinlerini çıkarıp minderin üzerine attı, Arkasma açık tirge çu- buklu, beyaz ve sade bir boy enlarisi geçirdi. Beline ince bir kuşak bağlıyarak mercan terliklerini çekti, Geniş ve rahat bir nefes aldi. Annesi de artık bir şey söylemiyordu. Hemşiresile düğün evinden daha erken kalktıkları için olanı biteni görmemişlerse de Bacı nine ile gelen, birkaç kız iki üç sözle işi anlat- muşlardı. Onun için kendileri gittikten sonra nasıl eğ» lendiklerine dair tafsilât istemedi. Yalnız; — Teyzen dedi ki, eğer efendi baban gelmiyecek ise, yemeğe bizo buyurun, İstersen gidelim, Sülner başmı sola eğerek muvafakat ettiğini “gös- terdi. Başlarma birer örtme alarak çıktılar. Sokakta kalbi çarpıyordu. Bütün dünbelek tekımma ve bil- hassa Emişe yolda rastgelmek istiyordu. Bu suretle; “Görüyorsunuz ya! Şimdi bileoraya gidiyoruz. Ne yapsanız nafile, siz kapıdan bile bakamıyorsunuz,, gibi bir sitem manası çıkacaktı! Onlardan hiçbirisi. ne tesadüf etmemekle beraber, bunun düşüncesi bile genç kiza sükün ve teselli verebilmişti. Öyle ki, Er- dengilin kapısını vururken, kalbinde (meçhul ve yeni bir negenin başlangıcını seziyordu. Niçin sevi- niyor, niye gillmek İstiyordu? Bunu anlamadığı Bal- belli. idi, Hattâ bir aralık annesine gülerek: — Aman bu kızlar da, dedi, Iki saattir kapıyı mazlar ki Şimdi gelirler kızım. — Gelirler amma, karnım o kadar aç, o ka ki... dar #5 Annesi gülümsedi, Kızınm “yeri gelen bu neşe önlüne epey ferahlık verdi: ve Bacı nine bugün düğünde idi,ister misin hi şe mek yapmamış olsun. —'A, nasıl olur? Ben reçel istemem. Teyzem YARİ muştar, hiç olmazsa. Kapi açılâr. O kadar sik ve kızlı çalm: salardı Ki İğ kız birden koşmuştu. Daha bir ayakları sokakt& Güner sordu: — Gı! Yemek var mı? — Büyük Hanım sizi bekleyip y — Yemek var mı? Onu söyle miskin! — Çoook küçük hanımcığım. 3 Günerin yalandan hiddeti geçti. Çünkü besleme d sevdiği bir sözü söylemişti: Küçük hanımcığı"©” bunu Erden öğretmişti. Güner mademki bu evin Bi olacak, ona şimdiden küçük hanım pere #mdi küçük kızın peltek bir dille küçük hen demesi pek hoşuna gitti, Avluyu geçerken konuştu bile: — Siz bugün düğüne gittiniz mi? — Gittik kilçük hanımcığım. — Sizi orada görmedim | — Biz şerbete yardm ettik, küçük hanımcığı” ğ — Oyunları gördünüz mü? il — Gördük küçük hanımcığım. — En güzel kim oynadı? Kızlar gülüşerek mutfak tarafma baktılar VE kak, gizli bir sesle: — Bacı nine, küçük hanmeığım. i ta yor CArkası vE)

Bu sayıdan diğer sayfalar: