10 Eylül 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

10 Eylül 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e eee e OOO Gm AŞ BELALARI ek e . ARAARNERN ei TAN Gazete e. BAŞMUHARRIRI mk Emin YALMAN T kin hedefi; Haberde, fi- Tün, er şeyde temiz, dü Mzetegi *mimi olmak, kariin km. e olmuya çalışmaktır. Vefa, Hürriyetin ve Tslâmi vatan Ma kun âşk. şairi Namık Ke. SAyordu ki hürriyet gelince Basraya kadar her yer By, * Brikes iliklerine kadar me- böy, *dan olacak. Hoş, herkes te YAN ur ya, Derken 93 hürri- "aj Hasret olduğu sevgili. kine Besen şair biraz sonra şev- yağ, aç Dapkırdı: Ne efsunkâr €y didarı hürriyet; esiri gerçi kurtulduk esaret. Yk girin hüsnüzannı ve tatlı ziy 0998 çaktı. Elde edilen yüğel Mika ye ilkönce kendi babası bi Wâyı Taif zindanda boğdu Namık Kemali Mazose zin. Kümü, ve Bolayır topraklarına b © hudutları muayyen bir) Arab güme gitti. | in sulhün ve ayırt- | Vefalı, coşkun âşıkı olan yi, dünya da ülkülerine karşı Sab Di hüsmüzae ? besliyor mu? A- da bir gün umumi sulhe ka- mr imi ile diyecek mi ki imişsin ah, ey didarı “kay İTİ törpü oldum, gerçi kurtak 0 öümakttan! Va re bir sulhe kavuşacak Ya ları, kutuplararası dünya- an hangi yellerin eseceğini ile düşünebiliriz. ai muvaffakıyetle neticelen- hasta öldü, bay bçaklıyan safdil kızda rk hürriyete karşı insani a Ky, İsiktı, Uzun yıllar bir a- diyetler çekti, geldi, Mara'yı öl- İtiy, Sand ki başı bozuk hürriyetin Mey, sani adalet geliverecek! Bir. tky amma bu gelen hasretini Mp, ey ; vaa dünya da harpten kurtulup üye için ettiği bunca fe- nay, sonra kelleyi kaptır- me tas, omuz üstünde baş ay ürak gelecek sulhüi | kim al ni “önçülerin Maaşına Yapılar Zamlar Verilecek? ye, iki buçuk ay önce çöp- A ma yirmi liraya Çıkart- heyy eti 20) | a ndilerine Eylül başmda da lira üzerinden hesap edi- ay miştir. Ancak belediye büt- | Midşy Söpçülerin yeni mali yıtbaşına ga m lira üzerinden maaş al- İk İN temin edecek tahsisat yok- aa beraber, belediye, maaşla- # kay ey çıkartılması Üzerine çöp- nin 900 kişiyi güçlükle hş Biden Röz önünde tutarak maaş- bire eski miktara indirmi- al İçin bir karşılık aranmak- h Hayir Yeni tahsisat bulmak ve- iş gddelerden tasarruf et- Mag, Kâkları görülebilirse bu ay s0- tin “8 Güpçülere yirmişer lira ve- balde eski miktarlara / Mic — —— DİYEKÖYÜNE AZ çalsa RAMVAY İŞLİYOR Yeköyüne işliyen tramvayla. ihtiyacı karşılayamadığı #ikiyetler olmuştur. Tin ye bil yeni bir servis kurul am inkânazlr. Bu| ei - Şişli arasında işliyen Yy ia Mecidiyeköyüne kadar tetkikler yapılmakta- TAN Türk inkılâbının ele aldığı memleket meselelerinin en başında gelen "Köy ve Köycülük, mevzuuna bugün de temas ediyor ve "Bir Köy- lü,, nün ağzından onun fikirlerini yazıyoruz. Bu "Köylü, kendisine göre Köy Kanununun nasıl olması lâzımgeldiğini anlatıyor. BANA 6G ÖRE KÖY KANUNU NASIL TERTİP EDİLMELİ? ürkiyenin idari taksi- mat haritası, doğrudan doğruya idari mülâhazalara dayanarak yapılmıştır. Bugün- kü iktisadi, mali, ve tar'hi ihti: yaç ve zaruretlere göre köy idarelerinin ekonomik imkân ve şartlar gözönünde bulun- durulmak suretile yoluna ko- nulması ve birleştirilmesi lâ- zımdır. Köy, bâşlıbaşma ekonomik bün- yeye malik bir içtimai varlıktır. Bunun yaşama, çoğalma, istihsal ve kuvvetlernme şartları — sırasile ve biribirine sıkı fıkı bağlı olmak üzere — şunlardır: 1 — Coğrafi âmiller; Muhit, ik- Im, toprak, 2 — Ekonomik âmiller: Coğra- fi âmillere göre kurulmuş, ziraat tarzı, iş hayatı Ve köylünün eko- nomik bünyesini kuran yol, nakil vasıtaları, iş tekniği, iş teşkilâtı... 3 — Psikolojik âmiller: Din, an- ane, bilgi seviyesi, aile hayatı, ms- nevi disiplin, muhtelif mili ideal- ler. 4 — Yukarıki üç esaslı âmili mo- dern hayatın icap ve zaruretlerine göre yoluni koyacak bir hükü- met kadrosu, yani idare şekli, ilare adamı, idare sistemi, Köy İdareleri, kasaba ve şehir idarelerine benzemez. Zira köyün içtimai ve iktisadi , bünyesi i ku şehir ve kasabanınkiler arasında mahiyet ve bünye farkları vardır. Bu sebeple köylerin kalkınması me- #elesini idari bakımdan mütalea e- derken her şeyden önce yukarıda- ki dört ana unsurunu inceden ince- ye araştırmak ve idare sistemini köy denilen uzviyetin yaştma im- kân ve şartlarına göre teşkilâtlan- dırmak zaruridir. u halde, köy idarelerini ik. tısadi ve içtima! kalkınma bakımından teşkilâtlandırtrken ha- reket noktaları şunlar olacaktır; 1 — Köyferin bulunduğu toprak sahası, iktısadi unsur Ve şartlara göre şimdiki nüfusu o barindırma- ğa ve onları müstahsil hale koyma. ğa yeter mi, yetmez mi? Her iki hale göre nüfus sayısını artırmak veya azaltmak lâzımdır. 2 — Bir aile işletmesinde evle- rin ve diğer işletme vasıtalarının toprağa en yakın bir yerde bulun. ması iktısadi ve tabi bir kanun oj- 'duğundan bir köydeki ev sayısı kö. yün topraklarma nispetle çok mu- dur, az mıdır? Yani, köylü en çok dört kilometrelik bir mesafeye ka- dar gidip gelerek mi İş görüyor, yoksa bu mesafe daha mi çoktur? Bu cihetle bir köyde toprakların verimine, ziraat sistemine göre ev Sayısının en çok 200 olması esas kabul edilmelidir. 3 — Büyük köyler veya kasaba. lar idari mülâhazalarla ve dışarı. dan gelen tesirlere kurulursa böy. le köyler halkın iktisadi bünye. si zayıf olur, Toprak esâsinn da- yanan her çeşit iktisadi ve içti mai teşekküllerde ana şart, işlet. melerin (köylü aileler, çiftlikler) mümkün olduğu kadar işletme sa. hasma yakım ve onun İçinde bulun. masıdır, Dağınık köy evleri — ye- rine ve zamanma göre — toplu öv- lere nispetle daha sağlam bir eko- nomik bünyeye malik olurlar. 4 — Toplu bir hayat yaşatmak, müşterek faaliyetleri kuvvetlendir- mek; köy bütçesini köyün ihtiyaç- larına göre tanzim etmek, köylüyü mektep, ve İdare işlerinde toplu bir halde bulundurmak... gibi dü- günceler köyün iktısadi bünyesini bozmadan, onu takviye edecek şe kilde yapılmalıdır. Büvük kövü ku- A a ESK ran âmiller idam değil, tarihi ve iktısadi şartlardır. 5 Türkiyede büyük köy ân- amman mamak gil, küçük veya büyük sanayi esa- sma göre kurulabilir. Türkiyede ne. rede bir kasaba varsa, halkının dörtte biri esnaf kısmıdır ve bün- ların dâ toprağı vardır. Yani: Köy kalkmmasi hareketi sanayi hsre- ketile birlikte araştırılmalı ve teş- kilâtlandırılMmalıdır, Iktisadi bün- yesi zayıf olan bir memlekette en modern idare şekli demek: bu bün- Şeyi kuvvetlendirecek en verimli sistem demektir. Türk köyünün dörtte ülçil heniz hakiki müstahsil değildir. 6 — Toprağını ve ziraat, iktısa- di şartlarının müstit olduğu yer. lerden dışarıda kalan ve geçinmesi dar olan köyler halkı ilmi etütlerie hazırlanmış plânlara göre bu köy- lere yerleştirilebilir. 7 — Köylerin iktısadi kalkınma- 8i için idare sistemi bu iktisadi gartları bozmadan köylünün hakiki ihtiyaçlarını tesviyeye yarıyacak surette işliyeceğinden şimdiki köy kanununu sıkı surette tatbik etmek Üzere tam teşekküllü nahiyelerin .— 7 ? daha iyi teşkilâtlanması ve her na- hiyeye en çok 20 köy verilmesi e- sası kabul edilmelidir. 0 me zamn slm min hayet ona tatbik edetek ellere muh- taç bulunduğundan yeni yeni idari denemelere girişmedense gimdiki teşkilâtı ruh ve bilgi bakımından kuvvetlendirmek lâzımdır. 9 — Tam teşekküllü nahiyeleri de coğraf! ve ekonomik şartlara göre kurmalı, İdare sisteminde me- Suliyet ve salâhiyet o meselelerini radikal bir tarzda halletmeli, na- hiye müdürlüklerine o değerli ve bilgili elemanları seçmeli, onâ köy kanununu hakkile tatbik edecek bir #mkân ve vasıta vermelidir. 10 — Her nahiyeye herhalde bir ziraat memuru yermek zaruridir. Ziraat memuru olmıyan bir nahi- yede hiçbir vakit verimli bir idare ve iktisat hayatı kurulamaz. Bu sebeple ziraat teşkilâtımızı kökün- den ve yeni bir tarzât kurmaya mecburuz. 11 — Türkiyede 41,000 köy ol. duğuna göre her nahiyeye aşağı yukarı 25 köy düşerse 2000 kadar nahiye eder. Bazı yerde nahiye ba- sma düşen köy nispeti daha az, bâ- AMERİKAN KARİKATURU ÇİN HALE Tu MAR; BESLER kA MARŞI İm Gsroley a eke TE in üzerinde müveddet uçuşu zı yerde çok olabilir. Fakat bu 2000 nahiye müdürünü bulmak ve yetiştirmek zamana ve paraya muhtâç olduğundan şimdiki nahi. ye müdürlerini kurslarla yetiştir- mek ve idare adamı yetiştiren yeni mektepler açmak lâzımdır. 12 — Idare sistemini değiştirir. ken her şeyden önce idareciyi ha- zırlamak esastır. En iyi kanun ve tedbirler acemi ellerde kötü neti- celer vermektedir. Bu sebeple ge- rek nahiye müdürü ve gerek köy muhtarı ve köy kâtibi yetiştirme- den önce şimdiki idare sisteminde şekle ait değişmeler yapılmamalı. dır. 19 — Köy idarelerinin iyi çalış- ması nahiye mülürünün ziraat me- murunun, muallimin ve kaymaka- min o köyle olan alâkasına ve 0 kö- ye sık sık gidip gelmesine bağlı ol- duğundan bu devlet memurlarına © yolda salâhiyet ve imkânlar veril- melidir. Ve bütün idare âmirlerini bürokrasiden kurtaracak tarzda vazifelendirmelidir. 14 — Türk köylüsü, toprağını çok sever, mülkiyet duygusu, mal ve İş hırsı, ayni zamanda müstakil yaşayış zevk ve arzusu onda €sa8 temayüllerdir. Bu sebeple, mevcut köyleri her ne sebeple olursa olsun, büyültmek, kiiçilitmek, idari şekil- de birleştirmek gibi işlerde köylü- nün bu temayüllerini de her vakit göz önünde bulundurmak icap eder, Aksi halde çok defa görüldüğü gi- hi. bigelli işinden İimem, eml sd. kast azalır. İdare işlerinde birta. kım zorluklara, istemi; olur. 15 — Her köyü bizzat kendi içinde teşkilâtlandırmak, bulundu ğu coğrafi ve ekonomik imkânla- rin müsaade verdiği nispette her köylü aileyi ayrı ayrı iktisaden ve ruhan kuvvetlendirmek esasma gö- re köyde iktısadi ve idari bir kal- kınma plân: tatbik etmek, asıl köy kalkmmasının ruhudur. Bizim köy- lerimizde en cömert bir hesapla Yüzde yirmi aile ancak müstahsil. dir. oİktısadi * hakiki manasile müstahsildir, Bu cihetle bir idari kalkınma programı her köylü sile- nin iktisaden müstakil ve müstah- sli bir hale gelebilmesine yarıya- cak surette hazırlanmalı ve bu yük- sek, milli hedefe verimli yoldan kavuşmak için meseleyi kökünden ve canmdan kavramalıdır. Tek taraflı tetkiklerle bugünkü milli devletin temelleri olan aile, köy, kasaba, şehir; ziraat, sanat arzu edildiği derecede ilerliyemez. yerek, sebep 5 (BAŞMAKALEDEN MARAAT) Kadın Vatandaş (Başı 1 incide) bir aralık kadınların askerliğinden bahsedildi. Böylece kadınlar askar- liği yolunda bir ihtimalin zihinlere ilk tohumu atılmış oldü. Dünkü sayımızda Ankara muhabi- rimizin kadınların askerliğine dair ye- ni bir telgrafı var, Bundan anlıyoruz ki, kağmlığın aşkerliğine ait kanı nun hazırlığı ilerlemiştir. Belki de meclisin bu defaki toplantısmda mü- zakereye mevzu olacaktır. Kadınların askerliği diyinee bir - denbire cephedeki silâhlı harbi düşün- mek lâzum gelmez. Türklüğün v. ğma ve inkişafına taalldku olan vazi- fe ve faaliyetleri daha geniş bir göz- le görmek lâzımdır. Memleketimize, normal bir inkişaf seviyesine gelip dayanan her şeyi ra- hat rahat yapmıya bol zamanı olan bir memleket gözile bakarsak kendi kendimizi aldatmış oluruz eriliğe karşı, menfiliğe karşı daima seferber bulunmak, it- tirat içinde inkişaf edememiş bir memlekette en kısa zamanda yepyeni bir içtimai ve iktısadi varlık kurmak mecburiyetindeyiz. Ne tarafa bak - sak, vatandaşlardan tıpkı bir harp 7a- manmgda gibi, fevkalâde alâka ve fs- aliyet bekliyen bir dertle, bir mesele ile kargılaşırız. Bu arada kadm vatandaşm da va- zifelerini tanıması ve bu vezifelere hazırlanması memleketin inkişaf im- kânları bakımından lâzımdır. Bugü- nün Türk kışlası, Türk vatandaşını yalnız silâh hizmetine hazımlamıyor, idrakli vatandaş yetiştirir bir meka nizma halinde mühim vazifeler görü- yor. Türk kadınmın iyi vatandaş, İyi ans ne, iyi arkadaş olması için vatani va» zife duygularını benimsemesi, cemi « yetin canlı ve faal bir uzvu olduğunu kavraması lâzımdır. Kadmlarm mec buri vatani hizmeti bizi bu gayeye var du.cak en kestirme yoldur . adın vatandaş, her girdiği has yat sahasında yeniliğin bir mümessil ve âmili oluyor ve olacak - tır. Çünkü eskiyi hiç tanımıyor. vas tani vazifelerini yeni bir hevesle ve ciddi bir hüsnüniyetle karşılıyor. Var zife duygusuna ve dürüstlük esasla“ rma erler bir murcete bağir kalıyor. Bugün Türk kadınma, milli haya « tın bütün kapıları açılmıştır. Karst- mızda bulunan mesele, bu kapılar dan yalnız birkaç heveslinin tesadüft surette geçmesi değildir; Türk kadı nmdan umumi hayatta tam bir va» tandaş unsuru olarak istifade edil « mesi, kadma yalnız süslü bir bebek gözile bakan devrin kapanmasıdır. Ahmet Emin YALMAN Bir İzah (Dünün fena mirası) serlâvhasiyle 4 Eylül sayımızda çıkan yazıda, iki Ingiliz mütehassısının memleketimize gelmesine alt muameledeki uzun te- ahhurlerden bahis vardır Bu işin u- zamasına âmil olabilecek sebepler a- rasmda; Peyeti Vekileden sorulan işe lerin çokluğu ve kâğıdın orada sıra beklemesi ihtimali de ileri sürülmüş- tür, Başvekâlet müsteşarlığından öğ- rendiğimize göre böylebir ihtimni yoktur. Vekiller Heyetine sevkedilen isler teahhura meydan bırakılmadan görlilmekte ve hiçbir iş tedahülde bı- rakılmamaktadır. Son zamanlarda Vekiller Heyetine giden işler arasında da iki İngiliz mütehassısma ait hiçbir muamele yoktur. Bu malümatı memnuniyetle neşre. diyoruz. Bir ihtimal diye yanlış bir faraziye üzerinde yürüdüğümüzden dolayı da özür dileriz. Fakat şurası var ki teahhür nerede olmuşsa olsun, böyle bir teahhur her. halde vardır. ingiltereden aldığımız malümata göre iki mütehassıs 1936 Eylülünde seçilmişlerdir. 1936 Ikinciteşrini ipti- dasında Türkiyeye gelmelerine mâni kalmamış gibi görülmüş, İngüterede- ki vazifelerinden ayrılmışlar ve eşya” larmı hazırlamışlardır. O vakittenberi iki mütehassıs işsiz. güçsliz bir halde bulunmakta ve her- gün harekete hazır bir halde bekle- mektedirler, Yeni Türkiyede bir işin evet veya hayır diye halledilmiyerek bir seneye yakm bir zaman sürtnce- mede kalması da yanlış intibalar u- İ yandırmıştır. Biz bunu başlı basma bir mesele diye değil, ancak kırtasiyeciliğin ana gayeyi tali bir düşünceye ne dereceye kadar feda edebileceğine bir misal di- ye İleri sürdük, Aâ.E.Y.

Bu sayıdan diğer sayfalar: