18 Eylül 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

18 Eylül 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Garip Bir Zarar, Ziyan Davası —— Bir Acente Aleyhine Dava Açıldı Avukat Bay Hayredâin ikinci tca- ret mahkemesine müracaat ederek seyahat acentelerinden biri aleyhine, bir zararlandırma davası açmış ve za rar, ziyan istemiştir. Bay Hayreddinin iddlası şudur; 'Adr geçen acente, geçenlerde bir Av- rupa seyahati tertip etmiş ve iştirak || eden yolculermı da İtalyan bandıralı Rodi vapuruna bindirmiştir. Bay Hay reddin de bu seyahat için birinci mey ki bir bilet almiş ve vapurun hare- ket edeceği gün vapura gitmiştir.. Va || urda bütün kamaralar yolcular ta- 'rafımdan işgal edildiği için kendisine ancak ahçıbaşmın odasında yer gös- #erilmiştir. Hayreddinin sıhhi şartları halz olmadığını iddia ettiği bu odada ,Byakları şişmiş, vapur daha ilk iske- Heye yanaştığı zaman bile dışarı çıka” goamıştır. Hâlâ da bastonla gezdiğini leri sürmektedir. ! Mahkeme, âzadan Zeki ile tabibia- Jâil Enver Karanı bu işi tetkike me- pour etmiştir. Naip heyeti, dün evvelâ pcentenin kayıtlarmı, sonra da liman da bulunan Rodi vapurunda Hayred- fâinin yattığı kamarayı tetkik et- miş ve vapurda tuttuğu bir zabıt va- gpokasnı kaptana imzalatmıştır. Ya- (kında muhakemeye devam edilecek- di, v e Gm Kiremitleri Düzeltirken Sokağa Yuvarlandı Du suehlepme mapıcıık yapan TU yaştirında Hacı Mehmet dün evinin kiremitlerini düzeltirken aşağıya dilg müş ve kaldırıldığı Cerrahpaşa hasta hanesinde ölmüştür. Tabibiadil En wer Karar cesedi müayene etmiş, 8- gık bir ölüm sebebi bulamadığı için Morga kaldırılmasına lüzum göster- miştir. Almacak rapora göre tahkika ta devam edilecektir. a a Ağaçtan Düştü, Kolu Kırıldı ve Öldü Mustafa oğlu Mehmet isminde bir çocuk dün incir ağacından düşerek kolu kırılmış ve biraz sonra da kal- dırıldığı Cerrahpaşa hastahanesinde ölmüştür. Tabibladil Salih Hâşim ce- sedi muayene etmiştir. Müddetumümi lik tahkikata başlamıştır. İl | Geçen Şubat ayı içinde | Nebahat isminde genç bir | kızatecavüz ettiği iddiasile hakkında tahkikat açılan | marangoz Ali Yılmaz, Müd- | deiumumiliğin tekidi üzeri- l nedün polisçe yakalanmış ve Adliyeye verilmiştir. Müddeiumumi > muavini Orhan, Yılmaz hakkındaki tahkikatı bitirdikten sonra | kendisini Yedinci Sorgu hâ- kimliğine göndermiş ve tev. kif kararı almıştır. Müddein- | mumilik, şimdiye kadar Ali | Yılmazı tutmadıkları için de alâkadar polis karakol âmir- | leri hakkında takibata baş- lamıştır, Kömür Depolarından Doğan Dava Dün Asliye Dördüncü Ceza mahke- mesinde, Kuruçeşmede oturan müte- kait Düyunu umumiye memurlarm -| dan Salih Münir tarafından 24 kömür | şirketi aleyhine açılan davaya devam edilmiştir. Mahkeme, tetkiklerini biti. remediği için kararmı bildirmek Üzere duruşmayı 15 Tegrinlevvele talik et miştir. | İki Yalancı Şahit Tevkif Edildi Sultanahmet Sulh Ceza Mahkeme- si, odün bir hakaret davasına bakar- ken Bayan Refetle Mustafa adir iki şahidin yalar yere şahadette bulun- duklarma kanaat getirdiği için ikisi- ni de tevkif etmiş ve haklarında ka- nuni takibat yapılmak üzere Müdde- iumumiliğe vermiştir. a Ocak Patlamış Galatada Ömerağa sokağında 5 nu maralı dökmeci dükkânmda dün öğ- le üzeri birdenbire döktüm ocağı pat- lamış ve on beş yaşmdaki çırak ağır surette yaralandığı için Beyoğlu Ço- cuk hastahanesine kaldırılmıştır. Müd delumumilik tahkikata başlamıştır. İ dolandırtcıyı Köprüden Geçirilecek Koyunlar pia Zavallının Bütün Parasını Almışlar Bulgaristan muhacirlerinden Meh- || met oğlu Kümtl isminde bir genç, dün sabah Eminönünden Karaköye göçer ken garip bir şekilde dolandırıMmıştır. Kâmil, tam köprünün başmda iken yanma birisi sokulmuş ve omuzuna dokünarak: — Arkadaş, galiba sen çobansm. Karaköye götürülecek beş on koyun var, Geçirirken bana yardım eder misin, sana 50 kuruş vereyim, demiş- tir, Kâmil bu teklifi kabul etmiş ve he- raberce gümrük dairesine doğru yü- rümüştür. Bu adam, bir yere girip çıktıktan sonra Kiumile; — Arkadaş, koyunların muamelesi | |ni ikmal edemedim, Mağazaya kadar gitmiyeyim. Eğer yanmda para var. sa ver, demiştir. Kâmil de samimiyet le kesesini açmış ve içindeki 265 kuru şunü bu adama vermistir. İkİ a at bekliyen Kâmil, kimse dönmeyin- ce dolandırıldığını anlıyarak Polise müracaat etmiştir, Polis, biraz sonra yakalamış ve meşhut suçlar müddelumumiliğine vermiştir. İBu, meşhur sabikalılardan Hüseyin. dir, Asliye İkinci ceza mahkemesine gönderilmiştir. Kasten Yangın Çıkarmış Gazinosunda kasden yangım çıkardı ğı iddia edilen Süleymanın muhake- mesine dün Ağırcezada başlanmış, bazı şahitler dirlenmiştir. Gelmiyen şahitlerin çağırılması içifi müuhâkeme bagla bir güme, bera İrilmigir öşliğkeyazına Erzurumda Dilenci Çok Erzurum, (TAN) — Burada dilen- ci Bolluğu vardır. Hemen her sokak başında 3 yaşından altmış yaşma ka dar her çeşit dilenciye rastlamak ka- bildir. Bunların men'i çok yerinde bir karar olacaktır. Orman Mühendisine Tecavüze Kalkmış Biga (TAN) — Eşelek köyü muh- tarı Ibrahim, kırlarda vazifeten dolaş makta olan orman mühendisi Bay - sanın bizzat yakaladığı bir araba ka çak odunu yeddi emin olarak almak İstemiş, bu yüzden çıkan münakaşa esnasmda Isanın üstünü başını parça lamıştır. Mütecaviz hakkında tahki- kat yapılmaktadır. AN gm Bug iLK Baş rollerde: ün MELEK ve GÜ » İVAN ACI MAGDA SCHNEİDER ve 9d 8- Ye Sinemasında zevkine GÜZELLİĞİNE - İLAHI MUSİKİSİNE kanamıyacağınız NEFİS BİR FİLM HİSSİ BİR FİLM AŞK - MUSİKİ İZELLİK filmi PETROVİTCH Ayrıca: 1 — Paramount dünya haberleri - 2 — Çiçekler nasıl yetişir: Türkçe film 4 Ön smumuaamna mmm Seanslar her gün: 2 - 4,15 - 6,30 Bugün SÜMER Sinemasında mmmmuş, FERNAND en büyük muvaffakıyeti EBEDi SENFONİ Mâveten: EKLER JURNAL ve (PEKİNDE HAYAT) .. # Kibar ve adli bir muhitte cereyan eden mlhim, alâkabahş ve cazip bir tarihçeyi tasvir eden ViCDAN MÜCADELESİ Onümüzdeki Perşembe akşamından itibaren SUMER Göstereceği ikinci gilzel filmdir. Baş rollerde: JEAN GALLAND . RENEB St. CYR . JULES BERRY İlâveten: EKLER JURNAL ye (MERMER SANAYİİ) Vana Öğretici film. mmmmmmammmunmmazmzzn # YENİ NEŞRİYAT YENI TEMAŞA ESERLERİ — Müçteba Salâhattin Or tarafından ya #lan “Mazlâmlar serisi” isimli bir perdelik komedi vodvil, “Ulkü yolcu- su" isimli bir perdelik manzum piyes, “Bir damla * ünvanlı bir perde- lik facia, “Yirmibirinci asırda" dd bir perdelik komedi intişar etmiştir. . GÜMRÜKLERE DAİR MUŞAHEDE ve TETKİKLER Gümrük rehberi mecmuası başmu harriri Bay Ahmet Esat; Yugoslav. ya, Yunanistan, Romanya, Macaris tan ve Avusturya gümrüklerinde do- laşmış, esaslı tetkikler yapmıştır. Bunları (teşkilât), (limanlar, ser - best mmtakalar, anbarlar, binalar ve asri vesait) ve bir de (muamele) g- dı altında üç kısma ayırmıştır. Teşkilâta ait olan birinci kısım re simli olarak çıkmıştır. o Saydığımız memleketler gümrük teşkilâtını an - alttıktan sonra hem bizim teşkcilâtı- muzla, bem kendi aralarında mika. Yesoler yapıyor... Kitabı hem gümrük Gücü, iner“ tücukr, Mesa (45 AGİT raklı okuyucular için istifadeli bul - duk. * LA DAM O KAMELYA — Çocuk- Tuğumuzün ve gençliğimizin hayali- hi süsliyen Alexander Dumas fils'in bu hissi romanı yepyeni ve konuştu. ğumuz bir dille türkçemize çevril - miştir, Remzi kitaphanesinin “Dünya mu harrirlerinden Tercemeler serisi, nin 14 üncü kitabmı teşkil eden bu kıy- metli roman, Mustafa Nihat'ın kıy- metli kalemiyle türkçemize çevrilmiş tir, (YARIM AY) m 65 sayılı 15 Eylül “nüshası O çıkmıştır. Ga yet zarif renkli bir kapakla inti- GRAVEY'in | öğretici bir #im M| Sinemasının Şirketlerin Hava Kıssmuna Devamlı Yardımları Dolmabahçe Havaguzi şirketi, hava tehlikesi için Türk Hava kurumuna! her yıl devamlı surette yaptığı yar. dım taahhüdünün ilk taksitini, kürü. mun İstanbul şubesi veznesine yatır. | muştır. Hava kurumu, gösterdiği alâ. kadan dolayı girkete teşekkürlerini! bildirmiştir. Haber aldığımıza göre, taahhütte bulunmak üzeredirler, Nikâh merasimi Askeri Tibbiye mektebi ders nazırı, ölü Doktor General Ahmet Remzi hafidesi, ve sabik Maliye baş müfet tişi İsmail Hakkı Köni kerimesi Ba- yan Nevin ile genç ve kıymetli mii- hendislerimizden Yusuf Cevdet O- nur'un nikâkları evvelki gin Beyoğlu evlenme memurluğunda aile dostları huzurile iera editmiştir. —— — — manevralarımnın canli . tamoları, Alti Ekrem Bolayıra &it bir yazı ve muh: | telif mevzuları alâkadar eden rüpor- tajlar, makaleler vardır. | o | PRATİK TORNA, FREZE ve TES- VİYECİLİK — Yeni çıkan bu &itab, Torna, Freze ve Tesviyeciliğe ait bü- tün bahisleri ihtiva etmektedir. Ki- tabi san'at meraklılarına tavsiye ©- deriz, . HUKUK GAZETESİ — Türkçe ve fransizca neğredilmekte olan Hu- kuk Gazetesinin ikinci cild 23-24 nu maral nüshaları olgun bir şekilde intişar etmiştir. Bu nüshada Üniver- site profesörlerinden birçoklarmın Yazıları vardir. i Radyo Günün proyramı — Istanbsi OĞLE NEŞRİYATI Saat 1230 Plükia Türk m 1250 Havadis 13,05 Muhtelif neşriyatı 14 SON, AKŞAM NEŞRİYATI asik Saat 18,30 Plâkla dans WW5, 19,30 Konferans Doktor İorahi ti Mesakin hıfassıhhası, 20 Suat? ve arkadaşları tarafmdan Türk sikisi ve halk şarkıları v0. 2 Rıza tarafımdan arapça söyle Semahat ve arkadaşları tarafın Türk musikisi ve hal şörküa” at Ayarı) 21,15 Taksim Ni Beyoğlu Halkevinin PX seni büyük orkestra ve kor gi Jana ve borsa haberleri ve ertef. İç nün programı plâkla sololar, op” operet parçaları 23 SON. Günün Program Ozü HAFİF KONSERLER pati 7,10 Berlin kısa dalgası: FE. sonu konseri. (8,1. Devam)» ö. 20 Paris kısa dalgası: Plâk. 4 Keza, 10, Berlin kısa dalgasi” finf musiki 11,50 Paris kısa 8 ş1:“Plâk. 12 Berlin kısa dns ağ ki valelerden mürekkep komü gi yon. 13 Berlin kısa dalgası: musiki (1415: Devamı). 18 Fi kısa dalgası: Nisten konser Hip 13,10 Bükreş: Radyo salon OCA trast, 14,15 Paris kisa dalgasi” noble'den konser nakli. 18, P$ Radyo orkestrası. 18,10 Varsiyg Orkestra ile Çaykovski'nin #oğ 19,03 Bükreş: Askeri bando. İ Varsova: Chevalier'in plâklar 19,30 Peşte: Çigan musikisi. Berlin kısa dalgası: mdolindiğy renadlar, 20 Paris kısa dalga er ser nakli, 20 Varşova: Amele Kiye su. 22,45 Bükreş! Lokantada siki nakli., 23,05 Prag kısa GAS“ Hafif musiki ODA MUSİKİSİ 22.05 Varşova: Karışık yari 22/05: Prag kısa di Bugün matinelerden büyük bir aşk.. Bir tarih v€ ramanlık sahifesi, ve PRESTON tarafından oynanan ISTIKLAL SAVAŞI Fransızca sözlü film, mari Paramount Journal ve (3 ye) xa) şayanı hayret ilmi bir Şar eden bu sayıda, Trakya büyük Su sözünü işiten hasta, bir yerine iğne batmış gibi * sarsıldı ve bütün vücudü zangırdamıya başladı: » — Istemem! 'Ağzından "bir avuç salya fışkırarak haykırdığı bu istemem) cevabına rağmen Firden göz etti, Maksadı hastalığı teşhis etmek için tecrübelerini tatbik et- mekti. Su gelinceye kadar yandan eğilerek gözlerine aktı, iki kişinin himayesile sokularak ağzmı muz- yene etti. Karmakarışık sakalları salya içinde. Göz- Mer, yine o buğulu cam parçası. Rengi ham bakır galığına dönmüş, elmacıklarının derisi sarkmış, bu- run kanatları gerilmiş, Su geldi, Erden bardağı oli- ne alıp tam karşısına geçti, Herkes dikkat ve göz kesilmişti. Heyecanlarını bastırmak için nefislerile mücadele ediyorlardı. Erden bardağı uzattı: — Efendi Hazretleri, biraz su içmez misiniz? Yü- zünüze biraz su. Demeye kalmadan ayni ihtilâç ve feryat duyuldu. Başını sağa sola döndürerek, kolunu yüzüne kapıya- rak, kaçacak, saklanacak yer aradı. Sudan dehşetli surette korkuyordu, Erden parmaklarını bardağa ba tırarak birkaç damla su serpinçe korku ve feryat, acı bir ulumıya döndü. Ayakları ateşe sokulmuş bir insan gibi, yürekler paralayıcr bir uluma ile kıvran- mıya başladı. Erden çekildi, bardağı müderrise uza- tarak: — Götürünüz. Dedi. Milderrisin çıkmasından istifade ederek ba- şmı salladı ve yavaşça: — Yazık! dedi. Artık fayda yok — Fayda mi yok? — Hattâ tehlike var, Ortalığa derin, samimi bir teessür yayıdr. — Çıkalım. — Bir çartsi yok mu? — Asla, Ya kapıyı kapayıp yalnız bırakmalı, ya- ut sik: sıkı bağlamalı ki bir tehlike... O esnada hasta homurdandı: — Içim tutuşuyor, birşey oluyorum, gidin bur- dan! Gidin yoksa ısırırım ha! Sakallarının ortasındaki karanlık çukur, yine «- çıldı, iki sıra dişleri yine sıyrıldı ve pençeleri uzan- dı: — Gidin yoksa!.. Oh gidin.. Isırmak istiyorum! Hepsi dışarı çıktılar. Evin içinde elle tutulabile- cek gibi icesif bir matem havası dolaşıyordu. Mü- derris Hafız perişan ve renksiz, Erdene bakıyor. Orun bir dudak kımıldanışmdan bin şifa umuyor du. Delikanlı elini müderrisin omuzuna koyarak sordu: — Şimdi ne yapmak fikrindesiniz efendi boca?.. Mütevekkil, zebun, âciz ve sersem — Bilmem ki, sen söyle! — Bence yapılacak bir şey kalmamıştır. Şimdi .wdeklleri muhafaza etmek lâzım. İL — Hırkalarından birini getiriniz. Şal örneği bir pamuklu hırka getirdiler. Erden tarif etti, Sicim kadar kalın ipekle yenleri sik; siki diktirdi. — Bir de uzun kuşak ister. Onu da bulup getirdiler: — Şimdi bunu giydirip ellerini emniyet altına al- dıktan sonra kuşağı belinin arkasından bağlamalı, Bu da br nevi hasta gömleği işini görür. 'Hafız Müderris bitik ve korkak bir sesle: — Biz nasıl bağlıyamm? Diye melül, mahzun etrafına bakmdı. Erden tereddütsüz tekrar hastanın yanma girmiye teşob- büs etti, Birkaç kişi de arkasından gittiler, Erden. Refik Tekine: — Sen ga yastığı al! dedi. Atik bulun. Salarken suratına kaparsm. Siz de giydilirken yardım edi- nİZ. Hastanm üzerinde bir sadzkor mintan vardı. Ses çıkarmadan yanma sokuldular. Yerde oturuyordu. Kolları yanma sarkmıştı. Olandan bitenden haber. #iz, gözleri bir noktaya dikilmiş düşünüyordu. Er- den, hırkanm ön tarafı hastanm Sırtına gelmek Üze- re, hastanm arkasma geçti, Birşey söylemeden bir kolunu geçirdi. Hasta hiç bir harekette bulunmadı. Diğerini de geçirip sırtmdan kavuşturdu. Iki kişi de koltukları altmdan kuşağı sardılar. Tam o sırada acı bir homurtu İle salmak istedi, Sondakinin ya- nağmı ısırmak Üzere iken, yastık yetişti, Çırpmır- ken kuşak düğümlendi. Hastayı yana yatırdılar, Erdenin işareti üzerine hepsi bir anda bırakarak geri geri çekilmiye başladılar. Hasta homurdanıyor, inliyor, salyalr ağzını seğirin eteklerine sürüyor, ke nar tahtaları ısırıyordu. Kapı tekrar sıkıca bağ- landı. O sırada mollalar arabanm hazır olduğunu haber verdiler, Erden sordu: — Ne arabası bu? — Götüreyim, dedim, Bilir miyim ben Her sa- niye bin bir şey #kla geliyor. — Nereye götüreceksin? — Vilâyete. Oradaki Amerikan hastanesinde iyi ederler, — Beyhude zahmet. — Ne yapalım? Bari gözümüz arkada kalmi” Hiç olmazsa. - Erden (bunu vaktiyle düşüne idiniz) demek wi di, Fakat mesele nazikti. Ses çıkaramadı. Oyle af vaziyette idi ki (götürmeyiniz) demekte de Mg mümkün değil, sonra (0 göndermedi) denili ni muhakkaktı. Bir aralık morfin şırınga etmek # di. Hiç olmazsa yolda dalsın. Lâkin buda teh” liydi. Bunun için de (göğsüne zehir akıttı da ÖlĞÜ, dü) denilmiyeceğini kimse iddin edemezdi, (GÖ demek daha müşkül, marazın bu çekli, sanu “e mekti, Bir gün yaşar yahut yaşamaz, ses gn dı. Son arzularını yapmalarına müsânde eti başka çare yoktu. Yalnız şu kadar söyliyebildi: — Bugün geç olmadı mı? Yarın yola çıkacS# niz? Müderrisin gözlerinde bir olunca derhal: beli tereddüt sezer gö — Siz bilirsiniz, nasıl isterseniz öyle yapınız yiz ağzından akan silyaları silmiye: kalmayi Ve mümkün olduğu kadar el yüz gibi cilde DÜ, mamasına dikkat ediniz. Belki kesik, çatlak, *İ gibi bir yere tesadüf eder... ge Hepsi gözleri önünde homurdıya homurdıy& Oy yek Dd bile ölüme yaklaşan hastayı odasmda bıra çıktılar. Yolda giderken Erdenin çenesini biçak mıyordu, bir aralık yanındakilere: ö — Bu bir hastalıktan ziyade bir cinayettir K ilini tutmak kabil değil, —2 * (Arkası var) a

Bu sayıdan diğer sayfalar: