15 Kasım 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

15 Kasım 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 ş i YAZAN : 5. Vahd 'ahdettinin Maltadaki hayatı günden güne daralan yember içine giriyordu. Tik gbi de ona mü gartlar dahilinde il- tifatlar gösteren İngilizler; şimdi bu adamın ruhundaki öl sön mez fesat teimayüllerini irdükçe artık yavaş yavaş ona kızıyorlai Bu saygısız misafiri kayıt altına al. mak mecburiyetini hissediyorlar- dı. Bt hayat, Vahdettine ağır geli. yordu. Maiyetindeki sekiz adamın, hiç değişmiyen yüzlerini görmök- ten bikip usanıyordu. Mütemadi- yen İstanbul gözetelerini okumak- la vekit geçiriyor, gazete sütunla- Yında gerek ki ne ve gerek Tür- kiye siyasetine dair yazılmış olan Yazılar üzerinde uzun uzun muha- kemeler ve münakaşalar yapıyor. ve bilhassa, (yeni halife, Mecit E- fendi) ile eğlenmekten büyük bir zevk duyuyordu. “ Mecit Efendiye (Patrik) diyor- du. Onün gazete slitunlarında her gün değişen resimlerini, maiyetin- deki sdamlara göstererek: — Allah aşkma, bakın şu çehre- ye.. Ne kendini beğenmiş adam... Bunların, hepsi böyledir. Babaları; Sultan Aziz de kendini birşey zan- nederdi. Adeta herkesin kendisine tapmmasını isterdi, Alem içine çık- tığı vakit, heybetli görünmek için şişine gişine, âdeta horoza benzer- di. Yusuf İzzettin Efendi de öyle $- di. Beş karış boyu ile kendisini azâ- metli göstermek için gülünç halle- Te girerdi... İşte, Mecit Efendi de öyle.. Resimlerinde o kadar tuhaf bir duruşu var Ki... Tiyatro sahne- lerinde Kral rolü oyütyan aktörlere © benziyor, â Diye, birçok fikirler yürütüyor. hi. Gümülcineli İsmail ile Kiraz Ham di Paşanın mektupları onun hayatı ni biraz değiştirmişti. Artık gazs- telerle dnhu az meşgul olarak, ka- yınbiraderi Zeki Beyle bu mektüp- larm tahliline girişmişti. 'Bu iki adam, karşı karşıya oturu 'yorlar, Sait Mollanm, Gümülcine- Hi İsmailin, Kiraz lamdinin mek- tuplarını masanın üstüne açıyorlar, « her kelimeyi ve her elimleyi tek- rar tekrar okuyarak, bunlar arasın da mükayeseler yapıyorlardı. Ve nihayet fikirlerini, şu noktada bir. Jeştiriyorlardı: — Para tuzağı.. Hepsi, para tu- zağı... Uçü de yalancı.. Uçü de du- baract.. Uçü de dolandırıcı adam- Jar.. Yalnız bir nokta var. Acaba, Damat Ferit Paşa ile Mecit Efendi arasındaki gizli münasebet, ne de. Teceye kadar doğru?. Veyahut ne > derecede yalan?.. Z eki Bey, buna ihtima) vermi yordu. Vahdettin ise, kati- yen inanmak istemiyordu: — İkisi de, kendini beğenmiş a- damlardır. Mümkün değil, fikren © birleşemezler, diyordu. Ancak şu var ki; bütün hayatın- Âs siyaset cereyanlarma karışmak- tan budalaca bir zevk duyan Dâ- mat Ferit Paşanın, şimdi birdenbi- Ye İeragatkâr bir tavır almasına da biç bir mâna veremiyordu. Uç gün Uç gece süren müzakere ve mukakemelerden sonra, Vahdet- tin Zeki Beye şu emri vermişti: — Düşündüm, taşmdım. “”Bu heriflerin yaptıklarına fena halde kızdım. Bunlar, beni budala “yerine koymuşlar. oAllahaşkma, — şunlardan Sait Molla ile Gümüleü- neli Ismaile birer mektup yaz. Biri- “birlerini gekliştirdiklerini, ve böyle- “Jikle menfaat temin etmenin bütün çirkinliklerini yüzlerine çarp... Son “ya, bir mektup ta Hemdi Paşaya yaz. Onu, biraz okşa. Eğer müm- ün olursa, suya sabuna dokunma- © Odan çalışsın. Gazetelere bizim için birseyler yazdırsm. Mecit Efendiyi (düzme halife) diye tanıtmıya ça- işem, Demişti. — MA” MRyRRAM eki Beyin, bu üç mektubu azıp gönderdiğinin ertesi günü; İskenderiyeden; sabık Şeyhi © üslüm Mustafa Sabri Efendiden de ettin, Yanındakil | Bile Görmekİstemiyordu Yıldızdan San Remoya eri bir mektup gelmişti. Mustafa Sabri Efendi; Tunan (Sadık bendegân) ın r ve tazimlerini arzettikten sonra, is tikbal için Vahdettinin ne fikirde bulunduğunu soruyor. (Metlübu âli) dairesinde hizmet ifasına (ha- #r ve mâzir) olduğumu arzediyor. du, Vahdettin, - hiç bir para talebini ihtiva etmiyen - bü mektubu çok e- hemmiyetle karşılamıştı. Buna rilecek cevabı düştinmiye ba iy tı. Istikbal için düşünd ne olabilirdi?.. Lozan konferanar, günden güne inkişaf ediyor.. Yeni Türkiye cüm- huriyetinin bütün haklarmı teslim edecek gibi görünüyordu. Bir zamanlar Anado'u mileadele- sinin aleyhinde bulunanlar, şimdi o mücadelenin kahramanları karsısın Artık valnız onlara a bu- şeyler, Ne Ingiliz, ne Fansız dir'omat- larmdan hiç biri kendisi hakkmda, bir tek söz söylemiyor: — Bu adamın hali ne olacak?. e bir sual sormuya bil üyordu. istikbali üzum k bir surette görünüyor. nacak.. Silâhile kazandığı yerlere, siyasetle de hâkim olacaktı, Ve ar- tık o zaman, Türk topraklarma a- yak basmak, imkân ve ihtimali kal mıyacaktı. Artık bir ülkenin ve bir hükümdarı olmak hülya le tarihe karışıyordu. Elde sadece, (hilâfet) denilen heyulânm, köh- ne ve paslanmış tamami. ilâhı kalıyordu... Fakat bu silâh; nerede ve kime karşı kullanılabilirdi?, Acaba Mı- sırda kendisine hizmet arzedenler, bu mesele hakkında ne fikirdeler. di?, Şayet bu küflü silâhla bir işe girişmiye teşebbüs edilecek olursa, bunlar ne gibi hizmetler ifa edebi- leceklerdi Vahdettin, bu düşünceler üzerin de iken, Damat Ferit Paşadan da bir mektup gelmişti. Çok gariptir ki; artık beyni sulanmış olan bu ah mak dinlomat taslağı bu sefer li- sanını değiştirmişti. Lozan kon- feransı hakkında uzun uzadiya mü talen beyan ettikten sonra: (Arkası var) Ege Manevrası (Başı Yedincide) Kırmızı tarafm zayıf olmakla be- raber, baskın geklinde çıkan Mavi kuvvetleri karşılıyan kuvvetleri Şi- mâldeki ihraç kuvvetlerinin harekâ- tını akamete uğrattılar. Mavi de daha ehven şartlarla ilerliyebildiği cenup istikametinden hareketle Aydına doğ ru uzanmıya koyuldu. Kırmızı, bu baskın nareketinin mü- hik olduğu kuvvetli mukabeleyi gi termek maksadiyle ve var hızıyla ha- zrlanırken Mavi taraf kendisini niyetle barındıracak hir arazi kısmi- na kadar ilerlemiye öehdetti. Bu gsy ret onu sahillerden Şarka doğru çek- tikçe Mavi hem hareket üslerinden ü- zaklaşıyor, hem de kendisi için cok değerli olan donanma ateşi himaye- sinden mahrum kalıyordü. Hiç yorulmadan —————— Kırmızı örtme kıtaları karşısında oldukça hırpalanarak Abdurrahman- Mâvinin karşısına birdenbire, henüz hiç yorulmamış, terü taze, diri ve ma- neviyatı çok sağlam kuvvetler çi- kartir. Birkaç gündür muharebelerle, mü- tevall yürüyüşlerle hırpalanmış olan May! birdenbire bu sağlam ve İstira- hat etmiş kuvvetler karşısında, do- wanma himsyesinden de mahrum ola- rak kaldı. Kepdisine tevcih edilen mu kabil taarruzda Kırmızmın maddi ve manevi üstünlüğü, ve yorulmamış ol- mak bakımından avantajı mahsüs derecede göze çarpıyordu. Buna birde Kırmızmmn tasrruz lar bölgesine ulaştığı zaman Kırmızı, | İnan Başvekili Manevra dün Tenkit edildi (Bası 1 incide) resmine heyetler ve çok kalabalık halk kütleleri iştirak edecektir. Aydın ve Germenciğe daha gece- den binlerce kişi geldi. Buradaki otel lerde yer kalmadığı Geçit rösmine gelecekleri taşıyacak hususi trenleri halk ve askerlerimiz kurşılıyacaktır. Genel Kurmay Baş kanı Mareşal Fevzi Çakmak geçitte! bulunduktan sonra aym 17 sinde Yu. General Metaksasm karşılanmasında bulunmak üzere An karaya gidecektir. Diğer misafirler Ankaraya Izmir yoluyla gidecekler. dir. Dünkü toplantı Aydın, 14 (Hususi surette giden ar kudaşımızdan) — Bugün öğleden son ra Germencikte Mareşal Fevzi Çak. mağın relsliğinde generaller, hakem heyeti ve iki taraf komutanları topla narak mânevrann kritiğini yapmış- lardır. Generaller bu toplantıda mü. talealarını söylediler. Varılan ne Ordumuzun muha- rebe tatbikatında kumandanlardan başlıyarak erine kadar büyük bir gay ret ve ehliyet gösterdikleridir. Gece ordu evinde Aydm Valisi davetlilere bir ziyafet verdi. Yarm Germencikte ordunun büyü” ziyafeti vardır. Aydın dan, Ispartadan otoray, tren ve oto- büsler halkı taşıyacaktır. Bu sabah başta Genel Kurm&y As- başkanı Orgeneral Asım Gündüz ol. duğu halde genersller, belediyeyi. vi lâyeti ve sanat okulunu zi; aret etti- ler, kendilerine izahat verildi BULMACA Dünkü bulmacanın hal edilmiş şeki! aa U 10 e p SAYDAN SULA : 1 — Namuslu adamlar oradan gir- mez — Emir 2 — Memleket 3 — Yaklaştı — Genişlik 4 — Zaman — Atıf edatı — İster- seniz verirsiniz . 5 — En çok sevilen — Emir 6 — Aşağı şey — Son davet 7 — İsim — Terzi eşyası 8 — Menfaat — Tanecüp g — Emir — Halleder 10 — Çamek. © YUKARDAN AŞAGI: 1 — Muvakkat bölme — Taacelip 2 — Esas duvar 3 — Rütübet — Payitaht 4 — İçi susuz dışı sulu — Emir 5 — Ticarethfne — Muhabere va- sıtası 6 — Tasecüp — Emi 7 — Olmazsa rahat edilmez — Ek & — İşaret — İlk cemiyet — UV. zak işareti g — Varan — Dünya işine din ka- rıştırmaz. 10 — Yeni bitti. plânmdakı sevk ve idare inceliği in- zimam edince Mavi, mukavemet im- künlarn: bulmaktan âciz kaldı, niha- yet hareket serbestisini Kırmızıya teslim ederek, onun çarpmalarına 'dürtmelerine itaat gösterdi. Kırmızı da bu faikiyetten ustalıkla istifadeyi elden bırakmıyarak Maviyi, ona mu- kadder olan bir akıbete uğrattı. Ma- nevra da bu suretle, Türk manevra- ları içinde değerli bir etüt mevzuu ©- larak kıymetlendi, sona erdi. La ve TAN : page (BAŞMAKALEDEN MABAAT) | İngilterenin Eski Bir Hatası (Bası 1 incide) takın vasıtaların yardımile toplanır. Vasıtalar, çıplak ve basit hakikntle- Tİ göremiyecek ve gösteremiyecek tipte mlardır. Mutlaka her i ters gösterirler, mübalâğaya saparlsr ve İngiliz idarecilerinin kafasında €3 kiden yerleşmiş düşüncelere uygun raporlar vermeyi marifet sayarlar. z idare adamı, hakiki vaziyet le temasını kaybedince ister istemez karanlıkta yürümiye ve yanlış tedbir ler almıya başlar. Yangin bacayı 8a- rınca söndürmek imkânmı bulmaz. Telâş içinde şiddet tedbirlerine baş| vurur. Bu tedbirler de yangına pet- rol dökmekten başka yolda netice vermez, E ski İngiliz zihin itiyatlarma gö- re milliyetperverlik, Avrupa haricinde hayat hakkı olmıyan o bir| gldiştir. Mısırda bu gidiş ileri gidin- ce İngiltere bunu usule ve an'aneye aykırı bulmuş, Zağlül Paşa ile arka- daşlarını Hint denizinde bir adaya sürmüştür. Ancak uzun külfetlerden ve hatalardan sonra İngiltere Misir- hları düşman mevkiine düşürecek yoldaki siyasetinden £ kurtulabilmiş| ve dost ve milttefik sıfatile Mısirlila- tın kalbinin yolunu bulmuştur. Mütareke zamanmdaki İngiliz siya- seti Türk milliyetperverliğinin bü - yllk Britanya için tabii bir kuvvet membar olduğunu bir dakika için u- nutmuş ve Anadolu İstiklâl hareke- tinin önüne geçmek istemiştir. Düşü- nülen tedbir, eski klâsik tedbirdi. Bir takım Türk milliyetperverleri Malta adasına sürülmüştür, Fakat gel za- man, git zaman Malta macerasi İn- gilizlerin gözüne inanılmaz bir ma - sl gibi görünmiye başlamıştır. Han- gi İngilize bundan bahsedilse verece- ği cevap şudur: “Yanlış işitmiş olacaksmız. Böyle bir seye ihtimal olamaz.,, Nihayet günün birinde hâdiseler tabii şeklini aldı. Türkiye ile İngilte- re arasında karştlıklr emniyet kurul- dır kt meinleet eb lk yol larında sıkı yoldaş halinde buldular. | eçenlerde Filistin milliyetper- verlerinin Hint denizinde bir adaya sürüldüğünü haber almca hay- retle düşündüm: “Dünyanın en akıllı adamları, tecrübeden ders almakta nekadar acemi olabiliyorlar!,, Filistinde birkaç kıymetli vatan - peryerin uzak bir adaya sürülmesi, Acaba neyi halleder? Hangi hastalı- ğa deva olur? Uzaktan bakılınca görülen man - zara şudur ki, İngiltere dünyanm her yerinde Yaptığı hatayı Filistinde bir defa daha tekrar etmektedir. Şu fark Is ki, dünkü hatalar, gizli diplimasi- nin ananelerini tabii diye kabul eden bir İngiltereye aitti İnsana pek te aykırı gelmezdi. Fakat bugün barış ve müşterek emniyet idealine bağlı, harici siyasetinde de demokrat bir İngilterenin karşısındayız. Uzak bir| adaya adam sürmek suretile bir mil- liyet cereyanma &et çekmiye çalışı masi, bügün çok aykırı görünmekte- dir. Bizce yegâne çıkar yol, İngiltere - nin Filistin araplarmı anlamıya ve onlarla candan dost olmıya çalışma - | sıdır. Dünya Yahudiliği kendi men -| faatini zerre kadar takdir ediyorsa İngiltereyi bu yola sevketmeli, ken- disi de Arapların emniyetini ve dost- luğunu kazanmıya çalışmalıdır. A- İrapları düşman etmek; siyasetlerinin başlıca esasmı Yahudi düşmanlığına dayıyan memleketlerin ekmeğine yağ sürmektir. Yahudilerin ameli olarak bekliyebileceği şey, olsa olsa Filisti- nin küçücük bir köşesinde ancak bir sembol şeklinde bir milli yurt sahibi | olmaktır. Filistinin en zengin kisim. | tarını ele geçirerek geniş ölçüde mü-| hacir yerleştirilebilecek bir devlet kurmak, hiçbir zaman sonu gelemi - yecek bir hayaldir. Siyonist düşün- celi Yahudiler, taassuba (kapılarak bu hayalin esiri kalırlarsa hem Fili tindeki emellerine (ovaramıyacaklar, hem de dünya yüzünde kendilerine açık düşmanlık besliyen diktatörlük. lerin plânlarma körükörüne ve boş yere alet olmuş olacaklardır. “Ademi Müda- hale,, Siyaseti (Başı 1 incide) sa da “ademi mldakale,, komitesine son bir fırsat vermek lehindedir. kat bu teşebbüs muvuffakiyetle ne - ticelenmediği takdirde Fransa der- bal fanliyete geçecektir. Bunun mü- nası Fransanın Prene hududunu aç- ması, ve bu huduttan İspanyaya gide cek silâhlarn geçmesine müsaude et mesidir, Fransa hükümeti, “ademi müda- halo,, komitesinin toplandığı sıralar- da siyasetini izah eden boyahatta lunacak ve bu suretle komiteri kikati anlamasına imkân verecektir. Çünkü vaziyet hiçbir suretle savsak lama siyasetine müsait olmadığı g'- bi, uzun sürüncemelere de tahammi- lü yoktur. İki hafta içinde Fransa matbuatı bu nokla Üzerin- de durmakta ve iki hafta zarfında bir anlaşmıya varılmadığı takdirde kati harekete geçmekten bagku çare bulun maadığını söylemektedir. Anlaşmaımaz Ek takdirinde İngiltere ile Fransa derhal faaliyete geçecek ve Balear a- dalarmın işgali ünden ihlâl olunan emniyeti iade için kati tedbirler ale caklardır. Komite toplanıyor Adem: müdahale komitesinin ya - rım (Bügün) içtimaa çağırılması bek lenmektedir. Komite reisi Lort Piy - mouth eelseyi açarken meselenin sü- rünceme mahiyeti verilmeden halin! istiyecek ve süratle neticelendirilme si üzerinde ısrar edecektir. Fransanm bugün İngiltereye ver - diği notaya dair malümat veren Fran sız mahafiline göre, notanın (esası, gönlüllülerin İspanyadan çekilmesi hususunda komitede ittifaka varıla - madığı takdirde İngiltere ile Fransa müşterek harekette bulunacaklar, ve bu hususta âzami derecede serbest davranacaklardır. Maten gazetesine göre, bir anlağ - mıya imkân bulunmadığı takdirde üç devletin, yani İngiltere, Fransa ve İtalyanm Balear adalarını işgal et- meleri istenecektir. Çünkü ancak bu sayede Akdenizde ki müvasale hatlarının her tehlike - den korunmasına imkân bulunduğu kanaati, hüküm sürmektedir... Yalyaya göre Roma mahafilinin kanaatine gelin- ce; Jürnale d'İtalya gazetesinde Sin- yor Gayda diyor ki: “İngiltere ile Fransa tarafından verilen karar, İtalyan notasının menfi olduğuna dair bazı mahafilee ileri sü rülmiş olan iddiâları da #yni zxaman- di tekzip eder, İspanyol meselesinin ancak bir parçasını teşkil eden gönül İlüler işinin müsbet ve dürüst bir tarz da hiçhir tazyik yapılmaksızın tetkik edileceğini ümid etmek İsteriz, İtalya hükümeti her teklifi hüsnü niyetle tetkike, itimatsızlığı ve anla» şamamazlığı ortadan Kaldırmak için teşriki mesaiye her zâmân hazırdır. Surasını da kaydetmek icap eder ki, bazı mahafilco iltizam olunan Mi. norgüe adasınm Fransa ve İngiltere tarafmdan işgali keyfiyetini Londra hilkümeti reddetmistir. Filkakika böy le bir işgalin düşünülmesi bile İspan yanın ve Akdenizin #tatüşüne muga yirdir. İtalya, Gentlemen A grecent ile bu statiikoya risyeti taahhüt etmiş- tir, Buna diğer devletler de bugün ol- duğu gibi ilerde de Tiayet etmiye mecburdur « . e e şam Fatih Sulh Üçüncü hukuk Kâkim- liğinden: Karısı Makbule tarafından kocası Şehremini Koruk Mahmut mahallesi o Çukurbostan © Odabaşı sokağında 9 —30 No.luev- de ikamet | ©den (o Mustafa oğlu Mehmet aleyhine ikame eyledi- 8i nafaka devasmdan dolayı cereyan eden muhakemcde dava olunan Meh- medin ikametgâh! terkle bir semti meçhule gitmis olduğu ethetle evvel. ve İlân yapılan tebliğatn rağmen mu- âyyen günde Mahkemeye gelmedi. dinden hakkmda Eiyaben icrayı mü- hakemeye Karar verilerek gıyaben ce reyan eğen muhakemede dava oluna- nın kanzncı hakkmda hasr ve ikame. eylediği şahitler dahi dinlenmiş ve nafaka miktârmın ehlivukuftan tah- kikine ve BIYAP kararmm 20 gün müd detle ilânen tebliğine karar verilmiş ve muhakemenin 15.-11-—-937 tari- hinde saat 9.5 talik edilmiş olduğun- dan yevmivakit mezktnda dava olu - nanm mahkemeye bizzat veyahut bir vekij göndermesi ve aksi takdirde mahkemenin giyaben bitirileceği ilân Ahmet Emin YALMAN olunur. Mi um! 15.10.887 İsviçreli Bayan Maillart mem'e- ketimize ge di (Başı 1 inelde) radyo tantmıyan © insanlari görüp tanımıya mer: medeni insanların &; basrnadığı yerlerde dolaşmak zevkini tatmak istedim. Düşününüz bir kere: Tayyare devrinde tayyare ile bir, niha; dilecek yere sekiz ayda gün meçhülle karşılışmak, her bir hâdise beklen Insan böyle bir hayat â ğını o kadar kesif bir yor ki bir daha bundan vazgeçemi" yor. | Me seyahatimi 4 nema, 32 de yaptım. Rus kistena bir vize alma turistler arasm& nüşte (Memnu vahalarda) udi bif kitap yazdım. Mançuride 1934 senesinde (Petiş Parisien) gör zetesi beni Mançukoya gö: ponların Mançuriyi nasıl kolonize et“ tiklerine dair bir röportaj serisi ha“ zırlağım. Keyfi Japon idaresinin, Çin lilere ait her şeye serbestçe tasarrifi etmesinin her seklini gördüm, Kuv” vetli bir işgal ordusu karşısında hef türlü mukavemeti kesilen milyonlar” cn insanın ıztırabın: duydum. Pekinde Times gazetesinin muh” biri Flening ile buluştum. Berabere? karadan Hindistana kadar gitmeğö karar verdik. Çinin şimali garbi t# raflarını bir kervanla beraberce ge$” 5k. Şimali Tibette dolaştık. Çin Tür“ kiştanında aylarca ( kaldık. Sovyet Türkistanı ile mukayeseler yaptın Burada dahili harpler vardı, Çin müs” lümanlarına mensup generaller vaziy$ te hâkimdi. Türkler, Iktisadi saha” larda fagliyeti tercih eden , dövüşü hiç alâka duymıyan bir unsur mas” zarasmı gösteriyordu. Çin Türkistanmdaki dahili harp çok garipti. Kimin kiminle düvüştür günü, niçin vuruştuğunu bilen yok” tu. Sadece dövlüş vardı. Dünğjadan uzak... / Bekiz ayörilddet dünyadan hiç hs ber almamanın manasını takdir edef misiniz? Biliyorsunuz ki dünya bil yangın yeri... Hergün yeni bir hâdi* se çıkabilir. Çöl ortasmda kendi ken” diniz, Bazan sorarsınız: Acaba bu 89 niyede kim kiminle çarpışıyor, medet) ni dünyada neler oluyor? Nihayet günün birinde Himslây8i dağlarmda bir Ingiliz hudut karako” luna vardık. Medeni insanlar vard& Elektrik, radyo vardı, Çölden çıkmı$ insanların suya saldırdığı gibi karo# kola saldırdık, İnsanlığın sekiz ayi İmukadderatını beş, on dakika içind8 öğrendik. 1947 de Afganistan, Iran ve Tür“ kiyeye gitmek için yola çıktım. Af ganistanda uzun tetkikler yaptımm Türkiye elçisi ile de tanıştım ve bi gisinin (derinliğine ve tenevvilüne hayran oldum. Irana gitmek için bif ay vize müsaadesi bekledim. Bu bif İay Türkiye için ayırdığım zamand& Tarih Kurumuna yetiştmeği ümit edi yordum. Yetişemedim. 25 ilkteşrinde Iskoçyada konferan$ lar vereceğim için çumartesi yola de" vam edeceğim, : Türkiyeye geliş Irandan buraya Tebriz — Trabzof transit, yolundan geldim. Türk oto" büsleri henüz hudutten İleri gitmi" yor, Karakilise ile kudut arasındf muntazam posta yoktur, Karakilise * den sonra yolun bazı yerleri tamif edilmektedir. Burası bir tra yolu olabilirse elbette büyük bir ehemmiyet kesbö” decektir. İranın 20.000 tonluk demir” yolu malzemesinin bu yoldan nakline alâka gösterdiğini o duydum. Fakat transit yolunu kışın şiddetlerinde muhafaza etmek ve karlı havalardi| Jaçık bulundurmak için çok esaslı ted birler almak lâzım gelecektir. Bayan Malilari Istanbuldan Isviğ reye otomobille gitmek niyetindedir. lik fırsatta memleketimize gelecek ve Asya hakkındaki tetkiklerinin bif anahtarı olamk üzere Türkiyeyi yakit dan tanımağa çalışacaktır. km ay MEL KAYIP: 926 da Kadıköy 11 ind ilkokuldan “aldığım © tasdikname! kaybettim, Yenisini © alacağımdafı hükmli yoktur. 124 Abidin, |

Bu sayıdan diğer sayfalar: