19 Kasım 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

19 Kasım 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Açıkgöz a Çok Tatlı Gelmiş! Sultanahmet Sulh Birinci Ceza mahkemesi dün Osman oğlu Ismail Adi: bir genci tevkif etmiştir. İsmail, dün sabahleyin sırtına yüklendiği alt Miş un çuvalı ile Aksaraydan geçer- ken Aksaray karakolu polis memur. Tarımdan - Şükrü ile Kâzım bundan göphelenmişler ve kendisini karakvla getirmişlerdir. Çuvalların hersızlık ol duğu anlaşıldığı için Ismail makke- meye verilmiştir. Ismali, hâkim Reşidin suallerine gu cevabı vermiştir: — Bay hâkim ben iyi adamım. Si- © zi biç yormadan hakikati söyliyeyim. Siz de bana acıyınız da hafif bir ce- za veriniz. Ben Şehremininde fırmes © Mustafanm dükkânmın arkasındaki bir samanlıkta yatıyorum. Daha ev- vel Mustafanın fırmmda çalıştığım İçin dükkâna serbestçe girip çıktyor- dum, Bir gece şeytana uydum. Firm- dan 20 kadar çuval çaldım. Bunlari “Gaffar Kuliye on beşer kuruştan — #attım, Mustafa bunun farkma var- madı. Bedava para da bana tatlı gel di. Ertesi gün yine çaldım. Yine sat- tım, Ben yaşamanın yolunu bulmuş. tum. Böylece hırsızlığa devam ettim. Şimdiye kadar tam 380 çuval çal - “dim. p Hükim bu açık itiraftan sonra tev- kif kararımı vermiş ve Gaffar Kuliyi de çağırmak üzere muhakemeyi ta- lik etmiştir. Hafta Tatili Kanununa Aykırı Hareket Etmişler Yeni Türkiye, Kırmızı Beyaz gaz€e- “te, Remzi Kitapevi ve Akba şubesi ile Cümhuriyet otobüsleri idarehane- #İ hafta tatili kanununa muhalif ha» Teket ettikleri için Sultanahmet Sulh — Birinci Ceza Mahkemesi tarafındar beşer lira para cezasma mahküm ©- dilmişlerdir. Gamma meden birşey haber elmasından dalmıştı. Birden, yandaki odadan, © llaştırarak dinlemiye başladı. bada kabil değil yaşıyamam! i guldağn razı olsam yarın başıma cağın ne malüm Mücevher Hırsızı İ Altı Apartıman Soyan İ İkinci Sorgu hâkimi Bay Mahir dün Hanri adlı bir İngiliz hak- © kında tevkif kararı vermiştir. Hanri, İudut haricine çıkarıldığı | halde sahte pasaportla İstanbula dönmüş ve altı apartımandan mücevherat çaldığı için birkaç gün evvel yakalanmıştır. İli görüldüğü için daha ik gelişind. Bedava Para hudut haricine çıkarılmıştır. Bulga. Sade Haliğin henüz bir netice (elde edi- vayetlerin kulağına kadar gitmesi ihtimaline karşı o- © Bu şimdiden inanmamıya sevketmek arzusile: “Aman bu Ankara! Şişlinin dedikoduları burada yapılanların yanında yüz kere zemzemle yıkanmış! Herkes için her gün öyle kuyruklu yalanlar çıkarıyorlar ki insan niye ve kime inanacağına şaşırıp kaliyor! Hem öyle zahmetsiz icat edip ortaya alıyorlar ki; akıllar rında bile kalmıyor. Bir müddet geçip icatları olan © yalanı başkularından duyunca kendileri de şaşıp ka- lıyorlar!,, gibi sözleri sık sik tekrar edip duruyordu. Bir gece yarısı idi. Odasında Seniha yeni uykuya yemin odasmdan gelen seslerle uykudan uyandı. Ve yatağım içnide doğrularak, gittikçe artan ve yük- selen bu sesleri dinlemiye koyuldu. yükseliyor, fakat sözler anlaşılmıyordu. Senihanm yüreği şiddetle çarpmıya başlamıştı. Ferit Kemalle Mmünasebetini Halit duymuş olacaktı. Belki Senihanın © bilmediği şeyler de öğrenmişti, Belki artık bu yuva, zaten içinde soğuk rüzgârlar esen bu yuva artık ta- mamile yıkılıyordu. Geçkin kız yavaşça yatağından çikti. Çıplak ve zayıf ayaklarna terliklerini: geçirerek odadan dışarıya süzüldü. Apartımanm dar sofası har ranlıktı. Gürültü gelen odanın kapısına kulağını yak» — Gidemem ben. Artık ne bu! 2 Mânasız lâkırdı söyleme Mükerrem, — Ankaraya tahammül edemiyorum. Bir kasa- — Öyleyse seni Parise göndereyim. Orada yaşa. guldağa ben tek başıma giderim. — Parise gideyim diyen yok. Fakat şimdi bu Zon- Adliyede tar: Hanrinin Istanbulda bulunuşu şüp ad Ağırecan ristan Hanriyi kabul etmediği için iade etmiş, o da Edirnede nezaret &l- tında balundurulmuş bu defa da Yu- nânistan yoluyla hudut harici edil miştir, Hanri, bu defa sahte bir pasaport la tekrar Istanbula gelmiş ve polis tarafından yakalanmıştır. Hanri, Istanbula döndükten sonra altı apartımandan mühim miktarda|| mücevherat ve para çalmıştır. Bun. lardan yalnız ikisini itiraf eden suç- lu, kendisile görüşen bir muharriri. || mize demiştir ki: — Ben Yeniköylüyüm, Hükümet beni hudut haricine çıkardı. Bulgaris ten beni iade etti, Edirnede nezaret altında bulunurken bir Avusturyalı buna (150) kuruşa sahte bir pasa- port sattı, Ben Yunanistana çıkarı. dım. Orası da beni kabul etmedi. Bu- nun Üzerine bir otobüsle Çorluya ka- dar ve oradan da trenle Istanbula gel dim. Burada yakalandım. Iki apartı- mandan para ve mücevherat çaldım. Onları da sattım.,, Sorgu hikimi Hanrinin evrakını ağır ceza mahkemesine vermiştir. Çaldığı Muşambayı Götürü ; Tevfik Pikret adlr'bir genç, “dün | dürmüştür. sabah Yenicisinide yeni clbisvul ayar talı İhsana müracaat ederek bir cr. muştar, ki Tevfik Fikret bu muşambayı bir larak birisini hırsızlık, diğerlerini de hırsızlık malı satın alma suçuy vermiştir. Müddelumumilik tahkikat ürecekti; ürküyor ve ri ağabeysile Müker- Sesler gittikçe Esrar İçen Sabıkalılar Dün adliyenin ücüncü katında bir esrar içme hâdisesi olmuş ve Koço ile Niko adlı iki sabıka. Ik aptesanelerde esrar içerlerken cürmü meşhut halinde yakalan. mışlardır. Hâdise şöyle olmuş | olarak gelen yaşlı bir adam ap- | tesaneye girmiş, yanındaki ap. tesanelerden vapur bacası gihi esrar dumammı görünce bağır. ve yapılan bir zabıt varakasile | | Asliye Beşinci Ceza Mahkemesi: | | ve gönderilerek ikisi de tevkif | Dün mahkemede okunan göre hfidise şöyle olmuştur: N Ölen Tsmaiin iki köyüb 'siirt 128 kek muşambası getirerek Sataca -| inde bir ağılı varmış, Yanaşması E- İğmr söylemiştir. Ihsan, muşambavı İmin öküzleri otlatıyormuş. 4 liraya satın almış ve biruz sonra| ayni köyden Osman da gelmiş. Yat- da 7 liraya Kâmile satmıştır. Hatbu./sı zamanında korucu Ekrem de bun- larm yanma uğramış ve! — Siz bizim kö: rna ti- gazlnodan çalmış ve satmıştır. Biraz| niz Oküzleriniz imla ai sonra da polis kendisini yakalamı8| ş. Osmanın öküzlerini bırakarak Is- ve muşambayı sattığı yerden Sefi 4*| main sekiz öküzünü önüne katıp sürmiye başlamış. Sonra İsmail yetiş miş, öküzlerini geri almış. Dönerken meşhut suçlar o müddetumumiliğine | birdenbire Ekrem gelmiş: — Kıpırdanma seni vuracağım! İ yapmış, Kâmili serbest bırakmış, dİ-| Demiş ve mavzerinin tetiğini çeke - ger ikisini nöbetçi mahkemeye ver -'rek Ismaili tam kalbinden vurarak miştir. Mahkeme kararını bugün bil- | öldürmüş, #onra da köye kaçmış ve kahvede oturmuştur. Esrarkeşler bu ihtiyara çılaş- am cr ; Topkapı Yoksullara Yardım ken adliyede vazife gören polis | Refik yetişmiş ve Koço ile Niko. | Sigaraların Bir Cinayet Davasına Başlandı İ Dün ağırcezu mahkemesinde bir katil davasına, başlanmıştır. Hâdise 25 Mayısta Çatalcanm İzzettin köyü ile Nakkaş köyü çayır smır: üzerin- de olmuş, İzzettin köyü korucusu Nakkaş köyünden çiftçi Ismsili öl ilitiavi Yanma — Mecbur olur ve daha fena bir yere gidersem, oraya da gelirsin. Zabit karılarının canları yok mu? Anlamıştı, dudaklarında acı bir gülümseme ile ba- şın kaldırdı. Herhalde, bu karanlık sofanm bir baş- ka köşesinde, beş on adım ileride hizmetçi Şerile kadın da böyle eğilmiş, nefes çıkarmaktan korkarak bu kavgayı dinlese gerekti. Beyhude yere gösterdiği tecessüse hiddetlenerek ayn! sessiz adımlarla Seniha odasma döndü. Yatağına girdi, Yorganın: çenesine kadar çekti. Belki bir iki saat uyanık kald: ve düşün- dü. Kavga bir müddet daha devam etmiş, sonra se8- ler gittikçe yavaşlamış, nihayet apartmana tam bir süküt, eski mutlak süküt çökmüştü. Demek Zonguldağa gidilecekti ve Mükerrem Zon- guldağa gitmek istemediği için böyle bir müddet bu- girip çağırmıştı. Belki bir kere daha, belki birkaç kere daha bağırıp çağımcağ, fakat neticede mutlaka mağlüp olacak ve Ankaradan ayrılacktı. Bu kuganın Ferit Kemalle hiç bir münasebeti yoktu. Mükerrem beterini çıkarmıya- Ankaradan daha ufak ve sakin bir yere gideceğine hiddetlenip kavga etmişti. İtirazlarıma bunu bahane et miş ve hakikatte Ferit Kemalden ayrılmayı isteme- miş olamaz mıydı? Böyle olsa bile yine Ankaradan gidilecekti ve Mükerrem Ferit Kemelin kollarma düş- miyecekti, Kollarına düşeceği bir erkek acaba Zön- guldakta karşısına çıkacak mıydı? Çıksa bile kimbi- ür ne zaman, ne kadar beklettikten sonra çıkacaktı. YARIN AKŞAM MELEK Sinemasında MEKTEPLİ KIZLAR fil SİMON Sİ Mâhi sesli güzel yıldız inin unutulmaz yıldızı ve Amerikanın Fransadan ayırdığı SEVİMLİ - GÜZEL ve JAMES STEWART Bir harika denebilecek kadar güzel veşahane Fransızca filmi takdim edecektir. Numaralı yerler şimdiden satılmaktadır. Tel. 40868 MON M .LA DAM O KAMELYA'dan sonra yeni bir muvaffakiyeti Yeni bir BUYUK FİLM BEYAZ ELEK | 0 BU AKŞAM TÜRK Sinemasında Gala Müsameresi Olarak MARTRA EGGERTIHR SARAY KONSER Yransızca olarak ilk çevirdiği en büyü kfilminde Emsalsiz müzik ve şarkılar, güzellik, görenleri hayran edeceklir. Samammmmmmamzmzuan. Diğer yıldızlar: MAX MICHEL, COLETTE DARFEUMNL Bu film duble değildir. Fransada | MARCEL (SİMON, FELİX OUDAKT fh, Fransızca olarak çevrilmiştir. Cemiyetinin Yardımı Topkapı Yoksullara Yardım Kuru- İmundan: Trakya Şeker Fafrikalerı Şirketi kurumumuzun her ay li m& halle halkına yaptığ: yardımlara in- zimamen Cümhuriyet bayramında yâ pacağı umumi ve geniş yardıma me- dar olmak Üzere 300 kilo şeker teber- rü etmiştir. Şirkete teşekkür ederken diğer ti- cari müesseselerimizie hayırsever zen ginlerimizin yiyecek, yakacak ve gi- yeceğe ait teberrülerinin Cümhuriyet bayramma kadar aynen kabul edile- ceğini ve bu Sayede de yoksullara ya- Placak yardımın genişletilebileceği mi bildiririz. KONFERANS Beyoğlu Halkevinden: 1 — 19,10.037 salı günü saat 18,30 da evimizin Tepebaşmdaki merkez bi nasında Bay Kâzım Sevinç tarafından “Shakespcare,, hekkmda konferans verilecektir. Üniversitede Bu | Seneki Serbest Konferanslar Üniversitede bu seneki serbest konfe. ranslar serisi, Avusturya Bill Bankası reisi doktor Kienböck'ün könle- rapst ile açılmışım. Bu seri konferanslar, her bafta salı günnleri Ünversüte korfe- rans salonunda verilecek, saat 18.10 dan 19,30 a kadar devam edecektir. Bunların tarihleri, mevzuları ve kimler | tarafndan verileceği aşağıdadır: hayatta 2 teşrinisanide profesör A, B. Schwartz taratından «Mukayeseti hukuk ilminin ehem miyeti ve vazifeleri - bilkaasa Türkiyeden, 9 teşrinisanide profesör Lipschitz tarafın. den «Tütün içmenin biyelojisir, 16 teşrini- sanide- profesör Von Aster tarafından «Nietascher, 23 teşrinisanide profesör Helbrenr tarafından «Ölüm ve ölmezliks, 30 teşrinisanide profesör Von Aster ta- rafından «Zamanımızın felsefi cereyan ve doktrinleri», 7 kânemseveelde profesör 2”— Bu konferansa herkes gelebi. Bir. Beyi Tb ey AKSARAYDA Ye 21 perşembe saat 20,30 da HAMLET ——— İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları saat 2030da Size öyle geliyor 3 perde e amaaa ama Reis iddianameyi okuttuktan S0n- ra suçluya söz vermiştir, O: bat ver > ması Emin vurdu.: Bana iftira ©di- yor. Demiştir. Bundan #onra mahkeme tam 17 şa hit dinlemiştir. Gelmiyen şahitlerin çağrılması İçin muhakeme talik edil. miştir. — Ismaili ben değil onun. YANAŞ-İAK Fuat tataından «Devlet teşkilktmdn İ ve bagünkü teşkilst kanunumaze, 29 mart. Nissen tarafından “İnsanım eliz, 14 kine nuevvelde Prof. Rekhenbach tarafından «Tabist kanunu meselesi, 2) künunmev. velde Prof, Kantorowicz tarafından «PFizi- yonomiye dair», 28 . könemsevvelde Prof. teli KE tarafmdan #Teyyareciliğin fiziki esasları, 8 şubatta Prol, Kemal Cenap taralımdan «Organik beyer$ tabiatta istiklâl», 15 şabat- ia Prof. Honir tarafından «Mücrimiyet ve cezas, 22 yabatta Prof. Dembet tarafmdan satmosferde optik hâdiseler - tecrübelerle birlikter, 1 martta Prof, Neumark tara- fından «Maliye siyasetinin mili hususiyet- lerin, '# martta Prot; Liepmann tarafından «Ginekoloği'riin. içtimai mânası, 15 raartta Ptof. Peters tarafından «Zihni tekâmül - İçtimal tekâmül olarak», 22 martta Prof. kuvvet bölümü ve kuvvet birliği sistemleri ta Prof, İsasc tarafından “İşletme iktisa- dınm terbiyeyi mânası». 5 nisanda Prof. Helmana tarafından «Baş dönmeşiz, 12 ni- sanda, Prof. Braunir tarafmdan «Nebat- Jar dünyakımdi perioğrik neticeler, 12 ni- Radyo Günün programı — ktanbul ÖĞLE NEŞRIYATI : 1280: Plikla Türk musikisi, 12.50: Ha- vadis. 18,05: Muteli! pili weşriyat. 14: Son, AKŞAM NEŞRİYATI : 1830: Piğikin dans müsükiri, 19,30: Kon terans: Eminönü Halkevi namma Dr. Et. hem Bakar (Verem tedavisi), 20: Nuri Halil ve arkadaşları: Klâsik Türk musi- kisi, 20,30: Omer Rıza tarafından arapça söylev. 20,45: Vedia Rıza ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkı ları (Saat yarı). 21,15: Orkettra, 22,15: Ajans ve borsa haberleri ve ertesi günün programı. 22.30: Plâkla sololar. opera ve operet parçaları, 23.00; Son. . Günün Prograw Ozü 22 Varşova: Fitelberg'in idaresinde sen İonik konser. 22 Roma Brtu ve İran dal. gası: o Senloni (Geminiani, Salviueci, Frank). 22 Lüypsir: Senloni (Aston Bra Eker). 7.10 Berlin kısı dalgası: Karışık masi- ir (18.15; Bevamı)ı,8.20 Paris kısa dal İinde bir gün). 10,30 Paris ka delgasr: Pisik. 11 Berlin kasa dalgası: Helif onsi- ki 11.50 Paris kısa dalgası: Plâk, 13: Plâk 13 Berlin kısa dalgası: Konser 15; Keza. 16,15 Roma ka dalgası: Şarkı ve keman. b konser, 1815 Bari: Karişik musiki, 16 15 Bükreş: Plâk. 15:25 Varşova: Plik ————— Erzurum Defterdarı Bir Ameliyat Geçirdi Tedavi için İstanbulda bulunan & zurum defterdarı Naci Sırala dün sabah Cerrahpaşa hastanesinde pro fesör Nissen tarafından bir ameliyat yapılmış ve muvaffakıyetle neticeler miştir. . sanda Prof. Badendorf tarafından <Muh- telif devirlerde ilâçlar», 26 nisanda Prof, Kessler «Tarih felsefesinin meseleleriz. değişmesinden memnun veya müteessir olup olmadı. Zi asla anlaşılıyordu. XIV Zonguldağa yaz ortalarında gitmişlerdi. Sonbaher da Nüzhetle karşılaşıncaya kadar Mükerrem hiç kim geye karşı bir alâka ve temayill göstermedi. Acaba bir gün gazetede Prag maslahatgüzarlığına tayinini okudukları Ferit Kemalin yasını mı tutuyordu ? Yok sa etraflarmdaki adamları beğenmediği İçin mi böy le ağır ve soğuk davranıyor, daha İyi birinin meydâ- Seniha saatlerce yatağın içinde, sağına soluna döne döne, göslerine uyku girmeden Sabahı bekledi. Sabahleyin Halit çıkıp gidinciye kadar odasmda kaldı. O gider gitmez de Mükerrem yanına geldi. Ge- ceki riddeti hâlâ üstünde ve anlattıkça bu hiddet ar- tarak, kendisine olanı biteni hikâye etti, Halidin o» iki on Üç gün kadar evvel dairede müsteşarla kavga edeceği tutmuş, iş Vekile kadar gitmiş ve Vekil de müsteşatına hak verdiği için vaziyeti çok nazikleğ- mişti. Bunun üzerine kendisin! Zonguldakta en büyük hissesi. Belçikalılar elinde bulunan bir kömür şirketi- ne başmihendis tayin ettirmiş ve İş olup bitmeden © da bunun balisini etmeyi lüzumsuz (filân gün hareketimiz lâzım!) cümlesile herşeyi hal. letmek istiyordu. Ve parma eline orada ayda yüz li- ra fazla geçeceği için verdiği haberin sevinçle Karşı- lanacağını da ummuş, beklemişti. Bununla beraber, birkaç gün geçip te İstanbula ve oradan Zonguldağa gitmek üzere Ankaradan ayrıldık ları zaman Mükerrem tamamile sakin ve tebil idi. Ferit Kemalden syrılmış olmaktan hiç te muztarip değildi. Henüz kollarına düşmemiş disine bağlanışı pek sathi kalmış ve cek mahiyet alamamıştı. Zonguldak deniz kenari bir yerdi. İstanbula Ankaradekinden sık ve kolay gidip gelinedileceğini düşünerek Mükerrem hattâ memnona bile benziyordu. le 0 © vereceğine Seniha saymıştı. Şimdi, duğunu herkes te değil, başkalarile olduğu İçin ken- bir yara açabile. du. Bundan, böyle yordu. Seniha ise hislerini çok ivi gizlediği icin bu havat Bâ çıkmasını mı bekliyordu ? İşte nihayet o biraz aca. İp balo gecesi Nüzhetle kargılaşmışlardı. Onun kollarında Mükerrem ilk defa dansettiği za- man, kardeşinin karısı üzerinde bu gencin daha hiç bir erkeğin yapamadığı bir tesiri yaptığını Seniha derhal hissetmişti. Bu, Ferit Kemalin tesiri gibi ağir, yavaş değil, âdeta âni, âdeta elle tutulup gözle gös- teriletek birşey olmuştu. Ve ondan sonraki her bu- laşmada Mükerremin duyduğu zâfın gittikçe attı. ğını, büyüdüğünü, hale geldiğini gördükçe, kendini mutlaka bu çöcüğü herkesçe derhal farkedilecek bir katiyen hükmetmişti. Bunun bövie olmamasına ancak Nüzhetin toyluğu, pek toyca ha- reketleri sebebiyet verebilirdi. Halbuki, yirmi yaşm- daki bu çocuk ayni zamana da kirkını aşmış kurt. lar derecesinde kurnaz ve pişkin görünüyor. öyle ci- söylüyordu. Artık Mükerremin #4- kutunu Seniha bir gün, hattâ bir saat meselesi ad- dediyor. hep bunu düşünüyordu. Ve sade yalnızken beraberken de bütün dimağını bü düşünce, sevimiyen Ibir koca olan ağabeyisin'n vaktd. da aldatılan bir koca olacağı ve bu vaziyetin birta- kım musibeter doğurabileceği düsüncesi işgal ediyor ditetinmekten de ince ve hep renk siz dudaklarına durup durürken bir tebessiim, istih- za ve sevinçle dolu ve çök canlı bir tebessüm geli- (Arkası var? a

Bu sayıdan diğer sayfalar: