19 Kasım 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

19 Kasım 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— 19.10.9807 İSTANBUL - ATİNA - TİRAN Nasıl Başlamıştı, Bugün Bu Dava Ne Vaziyette? b: D ahiliye Nazırı Musa Yuka» nin Odasındayım. Kendisi Arnavutluğun istik muhtelif vazifeler Osmanlı imparatorluğu zamanında da Işkodrada muhasebe mümeyyiz” liği yapmış. Arnavutluğu, bütün meziyet ve kusurlarile, istidat ve kabiliyetlerile tanımış olan bu z8t bana kan davasını şöylece anlattı — “Fena şöhreti yabancı memle- ketlere yayılan bu kan davası, eV- velce Arnavutluğun her tarafında vardı, Bunun şimdi tamamen silindiğini iddia edemem. Fi kat yüzde 90 azalmıştır. Elimiz deki istatistikler bunu göstermek» tedir.. Kan davasınm azalmasında bugünkü asayişin ve bu asayişi te- min eden Kralın büyük tesiri olmuş tur. Mahkemelerimizin hüküm ve kararları böylelerine karşı çök Ağır dır. Medeni kanunun maddeleri bi- ze göre tadil edilmiştir.” rnavutlarn kan datası, kısa. sa kısas olan intikam "(Wendetta) davasıdır. Bu çirkin â- det hükümetin, hoca ve papas sm fınm ve münevver halkın gayreti ri sayesinde günden güne azalmak- tadır. Birkaç sene evveline gelince- ye kadar şimalde bilhassa Mirdita- hlar arasında bu kan davasının Xur banları çok oluyo Kan davasının esası hakkındaki rivayet şudur: 15 inci asırda yaşamış olduğu söylenen Lek Dukadkini adında bir adamın, bazı kabileler arasmda kıs- men tatbik edilmekte olen “Dağ kanununu” vazetmesinden neşet et miştir. Çok sert olan bu usul ve â- detler kadma ve yabancıya karşı tadil edilmiş ve onlar “Besa” ile himaye altına almmıştır. Her ne suretle olursa olsun, bir ailenin veya bir kabilenin erkeği, diğer bir aile veya kabilenin erke- gini öldürdü mü? “Dağ kanunu” mucibince öldürene veya ailesinden bir başka erkeğe ölüm mükadder- m kanunun icabatından sakın mak için öldüren tarafın erkekleri evlerinden çıkmamaya ve evinde da ima mahfuz kalmıya mahkümdur. Bunun yerine ailenin kadınları ça- lışıp erkekleri be: ine bu “Dağ kanunu” muci- bince öldürenin, senenin mu- ayyen birkaç gününde pazara, bay ramda camie veya katolik ise kili- seye (o gitmesine o müsaade © dilmiştir. Bugünlerin haricinde öl- düren ailenin sokakta rastlanan er- kek efradı mutlaka pusuya düşürü- lerek kâtledilir. Zaman olur ki aylarca ve hattâ #ehelerce evinin müstahkem pence rssinde, kalesinin mazgal deliğin- de elinde silâhr yanmda fişekleri bir alay tütün ve sigarası, küru mi- #ir ekmeği, pastırması ve suyu ol duğu halde bekliyenler olur. Ve ni- kayet “Dağ kanunu,, ahkâmı ye- rine getirilir. Bazı Arnavut kabilelerinin, bazı muntakalarda Dağ kanununa sadık kalmaları, bulundukları mubitin i- Saplarından sayılmaktadır. Bu kabilenin hayatı, görgüsü kö- Yünün ve kabilesinin dışma çıkma- miştir, Cehaleti mutlâka İçindedir. vler yekdiğerinden ayrı tepelerde İnşa odilmiş, haşin bir tabiate yük- 8ekten bakar vaziyettedir. İçinde Yatanan bu şartlar ve bu ruhi vazi- 2 bu insanları mağrur yapmış ve vüstekil kalmak arzularını uyan- sermiştir" M usa Yukadan Arnavutlukta- ktü ki kabileleri ve komün tes- k zi #ordum, Ateşli ve heyecan- ır bana şunları söyledi: Bir Arnavut kadını ve erkeği milli kıyafette M7. * Yazan: ı Hali Lütfi Yarama m aaa mal Asri kıyafette bir Arnavut kadını — “Arnavutlukta elân kabileler vardır. Fakat bu kabilelerin evvel. işini lerdi n6 gidiyor ve kendi görüyor bu suretle reislerinin hakkümü kaldırmış oluyor. Hü. kümet nazarında * kabilelerin bay- raktarları yoktur. Fakat eski kabi le reislerinin adamları hâlâ o sıfatı reislerine takmak ve kendileri de taşımak istiyorlar. Komün teşkilâtı Avrupada âık, Kendimize göre geğistirdik. Her komünün bir relsi ve bir kâ- tibi vardır, Reis kendi muhitinden ir, Meclisi vardır Bunları Dahiliye Nazırı in eder. Kral mdi herkes kendisi komü- işini kendişi lan al. mesul halk seçer, reisi doğrudan doğruya tâvi tayini tasdik eder. Yüksek tahsilli olanlar tercih edilir, Komün mer- kezine bağlı bir jandarma dairesi vardır. Vazifeleri ağırdır. Bunlar yüz franga (kek lira) kadar olen davaları hallederler. Ondan yuk! rı davalar mahkemeye nakleğ Mer'a, irva ve iska işlerine münler bakar.,, A Kosova, Debre, Görice ko rnavutluk on vilâyete tak sim “edilmiştir. İşkodra, > Av- lonya, Berat, T Elbasan, Bu (10) vilâyet 33 kaymakam lığa taksim edilmiştir. Bütün vilâ- yetlerde komünlerin yekünu (150) dir. Bazı kaymakamlıklar göre komünlere ayrileistir. 'N. ran öltin frangı (40) ku- ) 200, kâtibin 150 frank. in meclisi azasmı halk 46- nün teşkilâtmı takviye €- armalara epeyce pora ve riyoruz. Meselâ Miralaya 600, kaymakama 500, Binbaşı 420, birinci amıf yüzbast 330, 2 inci sınıf yüzbaşı 280, birin- ci mülâzim 230, ikinci mülâzim 200, birinci çavuş 120, ikinet 110, r 90, onbaşı 80, birinci sınıf r 70, ikinci sınıf nefer 60 altın farnktır.” ında kubur, PİS omuzlarmda uşakları a tov taşıyan, Manliher, Karabina gezdiren, ko3- tümlü e kostümsüz resimlerinâ? inen, evvelce ekseriya bulundukları kavaslık, bekçilik v8“ zifelerinde yine silâhla meşgul © lan Amavütların şimdi neden 8” lâhsız ve asayişin neden mükemmel olduğunun sebebini anlamıştım. E linden silâhr, belinden bıçağı, #ir nan Arnavut, artık bunlarsız ds İS yaparak hayatmı kazanabileceğini anlamıştı. Işte dillere desten olan Arnavutluktaki asayişsizlik bu #U- rtadan kalkmış ve herhasi medeni bir memlekette gezer gİPİ Arnavutluğun her tarafında #er- best, serbest dolaşmak mümkün ol muştu. Musa Yuka; Arnavut kadmlar” Bin tesettürü hakkında sorduğum Süale de gu cevrbr verdi: — “Biliyorsunuz, evvelce KAğIN- lar mesturdu. Hiç bir tarafını gör” mek mümkün olmazdı. Bu hal bizi arzu ettiğimiz terakkiye götüreD©3 di. Kralın yaptığı bir kanun ve he- yeti ilmiyenin bir fetvası ile kadın larin açık gezmesi tamim eğliği- Hiç müşkülât görülmedi. En mut0- assp taraf, Arnavutlukta İskodr# tarafıdır. Burada sükünetle kar$” landı. Yalnız açık gezmek istemi en sokağa çıkmaz oldu, Kapunâ arşı kimse gelmedi. (Arkası 8 incide) TAN Jolan İ post memleketin İ niddin Üstüne İrma tayin edilen Mil! "Aziz misafirimiz General Metaksas'a selâm resmi Muhterem misafirimiz geldi aş, General Metaksas Dün Akşam Ankaraya Gittiler (Başı 1 incide) Kıymetli misafirimizi getirmekte "Averofu karşılamak üzere Tınaz Zafer muhriplerimiz evvelki tepe ve İ geceden Marmaraya | açılmışlardı. hükümet Türk hükümeti nimina istikbal ede- cek olan Vali ve Belediye Reisi Mu- &, donanma ur mandanı Tüm Amiral Şükr General Metak reisini Jeti Emir sübayı L ni jat, Hariciye Vekâleti hususi kalem müdürü B. Refik Amir, Hariciye Ve- kâleti siyasi müsteşarlığı memurları dan B. Şemsettin Yununistanın Anka ra elçisi M.Rafael, İstanbal Yunan konsoloshanesi erkânr, Atina elçimi - zin refikası iki gün evvel İstanbula gelen Yunan gazetecileri, İstanbul matbuat mümess saat 1530 da Topanede yolcu salonundan kel- kan Şirketi Hayriyenin 71 numaralı vapurile hareket ettiler Yeşilköy Açıklarında İstikbal heyetini götüren vapur Ye. ma vardığı zaman Ave- yanmda ve biraz ge- iplerimiz olduğu halde göründü. 71 numaralı vapur orada durdu, dost ve müttefik memleket Başvekilini getiren müşterek filoyu bekledi. Averofla Tmaztepe ve Zafer torpitolarından mürekkep filo Hay- darpaşa açıklarına doğru yola de - vam ediyordu. TI numara da filoyu yakm bir me safeden takip ediyordu. Kadıköy önlerinde Averof Kadıköy açıklarında durdu ve bir istimbot indirdi, istimbot bir iki dakika sonra 71 numaralı vapura yanaştı, Vali Muhiddin Üstündeğ, Tüm Amiral Şükür Okan, misafiri - mizin mihmandarlıklarma tayin edi - len zevat, Yunan sefiri, Atina elçimiz B. Rüşen Eşrefin yefikası bununla | Averofs gittiler, Bu sırada aziz misa firimiz General Metaksas geminin ar ka tarafma çikarak, istikbal heyetini şapkasmı sallamak suretile selâmlr - yordu. İstikbal heyetimiz Averofa vâ sil olduğu zaman askeri merssimle Karşılandı. Heyet, bü: misafire “Hoş geldiniz,, dedi ve buketler tsk dim olundu. İstanbul limanında Bundan sonra Averof kiymetli mi- safirlerimiz ve istikbal heyetini hâmi- len limana doğru hareket etti. Misafir gemi limana girerken topla İstanbulu selâmladı ve buna Selimiyeden muka bele olundu. Averof yoluna devamla Dolmabahçe önlerinde demirledi. TI numaralı vapur Averofa yansş- tı, General ve Madam Metaksas'la ya- nmdaki ve karşılayıcı zevat 7İ numa ralt vapura geçtiler. Yunan Raşvekili Sirket vapuruna girerken Türk ve Yunan gazetecilerinin alkıslarile kar sılandı. Biraz sonra vapur Topaneye doğru yol a'mıva baslemiştr. İlk sözleri Bu sırada, aziz misafirimizin geli- şini takip eden bir muharririmiz. Ge- neral Metaksasa, dünkü nüshanuzda çıkan el yazılarile büyük kıtada renk li fotoğrafilerini göstermiştir. Kom- gu memleket Başvekili n izhar ederek demiştir ki: “.— Ooo! Tan... Benim resmim ve el yazım. Bu resimde çok genç görü- aliyorum. Memnun oldum... Bunun üzerine 'muharririmiz, bir gazeteci hastasiyetile tanışmağı mu vaffak olduğu kıymetli Yunan Pa: vekiline, Türkiyeye vâki olan bu se yahatleri hakkındaki intibalarını nör muştur. General Metaksas müubar- ririmize demiştir ki w.. Pek kardeşçe ve hakikaten dostça münasebetlerimiz bulunan çok sevdiğim Türkiyeye geldiğimden do- isyı memnuniyetlerin en derinini hissediyorum. Daha şimdiden, Anka- rada tanımak şerefine mübahi olaca- ğım, Türkiyenin Büyük Şefi Atatürk tarafından kabul edilmek ve kendile- rine tazimatımı ve Yunan milletinin en samimi takdir ve selâm hislerini biran evvel götürmek için büyük sa- bırsızlık duymaktayım. Bu münasebetle, zaten bir kısmını tanıdığım Türkiye ricalile tekrat gö- rüşeceğim ve diğer bir kısmile de ye- niden tanışacağım için ayrıca büylik bir mmenuniyet içinde bulunuyo - n çok candın w mükabulü hiç w- nutmıyacağım ınuniyet | şüphesi yoktur. Biz Türk — Yunan minasebeti münasebetlerin en iyisi v dan olanı bulunduğuna hiç kabil olduğundan daha fazl yız. Bundan imkân yoştur. Be: an şahsan kendimi kendimi, i evimde İmiş yorum İtadır.,, Refikalarının sözl, Madam Mets rüşen bir muharrimize dı '— Bundan 30 - Türkiyeye bir kere daha ge Bu itibarla memlek yabancı değilim. Y das ta için memnunus Amiral Ekonoma Yunan filosu umum kuma da muharrir sunları söylemiştir — Bu vesile ii Türk ğim için büylik bir sey Bilkassa Yunanista, Londrada da görüştüğüm umum kumandanmız Am; ar görüşme olduğum için ayrıca (Arkası Zaten bize burada tom bi dost ve kardeş muamelesi yapımı bir Ke “kiz evvel dan mize

Bu sayıdan diğer sayfalar: