5 Mayıs 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

5 Mayıs 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1 MN Gündelik Gazete 5-5. TAN'ın hedefi Seyda karlin temiz, gazet posta | Piya memleketler iç Sir. Aböne bedeli peşindir m. Cevap sruşluk çal Hd | GUNUN MESELELERİ | —... I AVRUPA ANLAŞMALARI Avrupada siyasi lerde mühim safhalara girmiştir. İngilizlerle İtalyanların W Yeni faali Kömürü ver, faaliyetler bu- anlaşması etler için lâzım olan iştir. Bunu müteakıp tansızlarla İtalyanlar, aralarındaki Münasebetleri düzeltmek için müza- telere giriştiler. Japonlar Çinde Yiradıkları muhtelif mağlübiyetler- n sonra müttefiklerinden Yüz görmez oldular. İtalya, Habeşis- tan hâkimiyetini kabul ettirmek ve Almanların siyası Avusturyayı — alarak Bahrisetide inmeleri endi İn- tiltere ve Fransa ile anlaşmayı ka- bul etti, İtalyanın bu vaziyetinden Stifade eden Mister oChamberlain, Yransa, İngiltere, İtalya ittifakmı| Şimdi Almanyayı da bu çem- berin içine almak emelindedir. Mister Chamberlain'in İngiliz par-| esile lâmentosunda kazandığı ekseriyet » Siyasi muhalefetin hücumlarına Teğmen siyasi fırkaların muvafaka- tini kazandığını gösterir. , Chamberlain, bu neticeye varmak İçİn altı ay evvel Lord Halifax'ı Al Manyaya göndermişti. Geçen şubat- İs Mister Eden'in istifasını kabul et- Mesine sebep te, İtalya ve Almanya t bir, anlaşma meydana getirmek “idi idi. Mister Chamber İetaber Almanyi ile anlaşmak için hüz müsait zemin bulamamıştır. Mister Chamberlain, Almanya ile İasamadığı takdirde, İtalya, Fran. İngiltere, ittifakını kuvvetlendir- ek gerek İngiltere ve gerek Fran mp 'eolihata daha fazla kuvvet ver- mg (alyayı Almanyadan ayırmak idindedir. Fakat, İtalyanın Al p, Yayı terkedeceği pek şüphelidir. gün, Hitlere İtalyada yapılan nü- se“işler de bu şüpheyi takviye ede- mahiyettedir. p, “unla beraber İtalya, İngiliz, yiz Ma Almanyanın 4 yu efide inmesine ve İtalya hu- algı yaklaşmasna karşı bir isti- tün «h olarak kullanmaktadır. Bü- »giltere - Fransa, İngiliz » İtal. Yap İtalyan - Fransız, Alman - İtal- Anlaşmaları henüz daha Avrupa etlesini kati surette halledici bir e vi sayılamaz. Bununla be: Yaş ; Mimberlain'in mecliste ekseri-| Zanması, müzakereler için a- day, Sabilar burakılması, anlaşmasını y Avrupada olgu, Zaman için sulhün emniyet- haj , Uğunu, fakat henüz daha kati ri, ““elerinin bulunmadığını göste- e e e Mu Aa, Hayvanlar Islah Ediliyor tayin (4 Bakımsızlıktan dumura uğramış ve işe y hale gelmiş olan hayvan nes Mü ih için iki sı alay gi Yet devam ediyor iyi sı, > temizkan hayvanlar geti- iz ir. Fena hay ım neslini Dek için » z ıç edilmekte - Pis, Akyagı, >idere, Karakuyu, Kafaca, “vap, © Bayır köylerinde damızlığa ilm; Olmiyan hayvanlar ıdıç e » Merkez kazada bu iş bitiril ıç edilen h bulmuştur. Vaiz, yvanların sayısı i geldiği için ilçe gi ve ka- ÖN damızlık atlar gönd lerilmiş- TAN Korkulardan Kurtulmanın Çaresi: Korkulan Şeyi Yapmaktır * nsanların korkularından I çoğu, korkulan şey üze- rinde fazla okumak, fazla dü- şünmek, fazla konuşmak ile beslenir, Ve korkular bu şekil- de ilkönce pek ehemmiyetsiz bir şey iken en korkunç bir şekil alırlar. Ço cuk bakımı, hakkında en geniş ölçüde eser okuyan bir ana, en beslene beslene, nihayet okuduklarını nasıl tat bik edeceğini anlamaz bir ha- le gelir ve şaşırır. Gösterişe düşkün, genç bir ka- dın, herkesin kendi hakkında ne düşündüğünü merak etmiye başlar onu Üzer ve ezer. Hat- ketlerinin o halile a- şırı- derecede alâkadar olarak her yi uzun uzadıya konuşa: nunda bedbin ve korka mer Genç bir kadın, gönderdiği bir mektupta diyor ki: “16 yaşımdan- beri, birkaç yabancı ile tam mı, muhakkak dilim tutulur ve bir şey söyliyemem. Çünkü konuş- sürü korkularım sa- ğ e buna benzer da- ha bir sürü şeylerden bahsediyor. Fakat, her hâdisede korkunun dir. Bu bir ne- tir, bir bozgun, bir ye- a hissidir «nç bir adam, bana uyku u- yumadığını anlatmış ve hâdiseyi uzun uzadıya izah etmiş ye beni bu dertten kurtarabilir mi- siniz? demuşu. Hayır, dedim, disine yardım etmem İçin israr et- ti. O halde, dedim, geceleyin otur- duğunuz evin etrafında yorgun- luktan bitkin hale gelineiye kadar unu anlatıyor vi sinsi fel İN YAZAN: HENRY C. LİNK ? y & NEVYORK PSİKOLOJİ SERVİSİ MERKEZİ ŞEFİ j a İİ İİİ duktan sonra yatağınıza uzanınız. Muhakkak uyu Siz kendinize bu derdi satın Kendi: mıya bakınız.,, Genç bunu yaptı ve kurtuldu Bir valide ban: tını anlattı: kendi aldınız. yora yora başınızdan at- eçenlerde haya- bin bir şeyden nimi çıldırmak- vlendikten sonra ett ğimde korkardım. En m tan korkmaktı korkularım devam den çocuk sah Çok geçme- ocuk» larımın sayısı altıya vardı. Evimin ve çocuklarımın, bütün işlerile ken dim meşgulüm. Korkularım aklı- ma gelince, çocuğumun biri bağırı- yor, yahut ikisi oldum ve orum. Yahut yemek vaktini diğini hatırlı. yor, yahut ü in tam manı olduğunu anlıyor ve korku- larımı âile vazifel çinde unutu- yorum. Bugünse, bütün o korkula rımla eğleniyorum... Bu kıssadan alınacak hisse, ka- dının altı çocuk sahibi olmak pa- hasına korkularından kurtulm değildir. İnsanların hayatta temin ettikleri alâka ve fasliyetlerle k “üzüntü, kuruntu ve dert- lerden kurtulduklarıdır. Bu gibi faaliyetlerden hoşlan - miyorsanız şunu bilmelisiniz ki, korkuları yenmek iradenin faaliyete geçmesi lâzımdır. Yüzme biliyorsamz, bunun mânasını ko- 20- için GÖNÜL İŞLERİ Hayat Arkadaşını Nasıl Seçmeli ? Bir zamanlar Charles Daren- part isminde bir Amerikalı âlim, “Gençler aşka şuurla düşmelidir,, demişti. Bu sözü birçokları istihza ile karşıladılar. Fakat hâdiseler bu adamın haklı olduğunu göster- di. Aşka tutulmak hislerin kuman- dasile meydana gelen bir fiildir ki, ekseriya sahibinin bi sandet fır satlarına mâni olur. Bütün dünya- da yapılan istatistikler le kö rü körüne bir aşkla yapılan ize vaçların az bir zaman sonra bozuldu Zunu göstermekte İzdivaç edecek gençlere rilecek daha rasyonel bir usul var mıdır? Bugünkü düşünceler, âdet- ler değişebilir mi? Bu hususta her milletin kendine göre, ahlâk te- Vâkkileri ve âdetleri vardır. Hele hayat arkadaşını intihapta her ke- sin kendine göre bir düşüncesi var- dır. Fakat zamanın değişmesile dü şünceler ve âdetler de değişir. Dü- ne kadar İzdivaçta öne sürdüği müz telâkkiler, bugünkü bayatı- mıza uymaz, Değişen hayatımızla beraber bu düşünüşleri de değiştir- mek lâzım. göste- Bazıları, aşka şuur karıştırma. nın, romans mahvedeceğini söy lüyorlar, Bilâkis kalbimizde ilk his ler uyanmıya başladığı zaman bir defa bunu şuurumuzun süzgecin- den geçirirsek romansı daha de- vamlı ve daha kuvvetli yapmış 0- Vur, maccra aşklarına set çekmiş oluruz. Bir genç, evleneceği zaman, ha- yat arkadaşını seçmede şu nokta- ları gözönünde tutmalıdır. 1 — Hayat arkadaşı her şeyden evvel tam sıhhatli olmalıdır. İzdi- vaç isterse en kuvvetli aşk üzeri- ne dayanmış olsun, sıhhatsiz veya daima hasta bir arkadaş evin bü- tün zevkini, saadetini bozmıya kâ- fidir. 2 — Evlenecek çiftlerde ırsi hi talıkların veya hastalık temayülle- rinin mevcut olmamasına dikkat etmek. Birçok insanlar vardır ki, zahir- de sıhhatli görünür. Fakat ailesin- den tevarüs ettiği birçok hasta - lıklar sonradan kendini gösterir. Delilik, aptallık gibi birçok hasta- lıklar wwsidir. Sağırlık, körlük te ırsidir. Aptal bir kadınla evlenen bir erkek, çocuğunu da aptal bek- elidir.Bilhassa ırsi bir frenginin an çocuklar üzerinde yaptığı tesirler ve zararlar hudutsuzdur. 3 — Kadın veya erkeğin ahlâkı, tavırları son derece mühimdir. Ha- vni meşrep bir kadının, çapkın bir erkeğin evine sadık kalacağı şüp- heli olduğu gibi birçok defalar zührevi hastalıkları da biribirleri- ne getirebilirler, Kadının veya er- keğin ahlâki kusurları birini, di - Zerinden kaçırtmıya kâfidir. 4 — Evlenilecek kadın veya er- keğin malümatına, kültürüne dik- kat etmek. Erkekle kadının bilgi ve kültür seviyeleri müsavi ayni şeylerden zevk alamazlar. Evlene- cek çiftlerin mutlaka çok okumuş olması şart değildir. Fakat her ne seviyede iseler, biribirlerine küfüv olmalıdırlar, 5 — Evlenecek çiftler, arasında mali vaziyetleri açık açık konuş - malıdır. Bilhassa para kasdile ya- pılan izdivaçlarda, bu mesele bü- olmazsa, ? yük anlaşmamazlıklara lur. 6 — İçtimai küfüv olmalıdır. Eğer amele ise kendi sınıfından, zenginse kendi muhitinden arka - daş seçmelidir. Ayda kırk ira geliri olan bir adam, yemek pişi miyen, çocuklarına dadı istiyen bir kadını tatmin edemez. Kadın di ma eski gördüğünü arar ve erkek üzerinde bir hâkimiyet iddiasına kalkar. 7 — Sıhhat ve mâneviyat itiba- rile bazı doktorların iddiasına gö- re evlenecek çiftler, mümkünse ni yaşta olmalıdırlar. Çok sıhhatli bir kadın, cılız bir erkekle evlen- memelidir. Çok neşeli bir erkek, yaşı uygun dahi olsa, neşesiz, me- lânkolik bir kadınla evlenmeme - lidir ve aradaki yaş farkı, beş yaş- tan fazla olmamalıdır. 8 — Yumuşak tabiat, İzdivaçta saadet temin eden bir âmildir, Biribirini hırpalamak, aileyi bet bahtiye götüren en büyük âmil - dir. 9 — İki taraf ta biribirini melidir. Sevgi mutlaka izdivaçtan evvel başlamaz. Nikâhta keramet var, ü- midile şüpheli bir izdivaca girme- melidir. Ailede sevgi yoksa, ne pa- ra, ne refah, ne de iyi huy, saadeti temin etmez. Başkalarına göre en mükemmel bir adam, onu sevmi - yen kadını betbaht eder, Başkala- rına göre, en zeki, güzel kadın, on- dan hoşlanmıyan erkeğe hayatı ce- hennem eder. Bu sebeple evlen - mezden evvel yalnız hislerimizi de- Gil, şuurumuzu da işleterek bu nok talara dikkat etmeliyiz. Gönül Doktora sev- sebep 0- layca anlarsınız. Yüzmeyi ilk öğ- renmiye başladığınız zaman birkaç kere denize atılmaktan korkmuş- sunuzdur. Her tereddüdünüz, kor- kunuzu artırır. En nihayet kızarsı- NIZ Ve su başlı mizi W nutmuş ve İşi azmet- mişsinizdir. Çok geçmeden her şey olur, biter ve siz de mükemmel bir yüzücü olursunuz. Korkuları n psikolojik &sası budur. Bundan kurtulmıya imkân yoktur. Hepimiz de akıntısına atılmıya ve her gü zafer kazanmıya mecburuz. Emer- son'un dediği gibi korktuğumuz şeyl yapmalıyız. Çünkü bunun ne- a atılarak deprenmiye iz. Artık korkulai başarmıya adam yapılmiy 7) güç işleri kendisine tavsii memi istedi ve dansetmek, oyun oynamak, #por yapmak gibi işler- den hoşlanmadığını anlattı, Ken - disine bunlardan hoşlanmasa da denemeyi tavsiye ettim. Bir müd- det sonra ayni genç bana geldi ve uğraştığını, hattâ muvaffak oldu- guru anlatarak şu sözleri söyledi: — İlkönce rahatsız oldum, fa - kat yavaş yavaş bu yeni faaliyetle: benimsedim. Bununla beraber bana güç bir iş tavsiye etmenizi rica e- diyorum. Bu genç, korkularını, yeni ka zançlara, yeni müvaffakıyetlere varmak için vasıta olarak kullan - mış ve neticede muvaffak olmuş, daha olgun ve daha dolgun bir ha- yat yaşımıya başlamıştır. Korkuları yenmek hakikaten çok basit bir iştir. Meselâ gencin biri, birtakım korkulara o kadar mağ- lüptu ki, sesini çıkarıp söz sö mekten ürkerdi. Bu bir bankada ça şilerle temas ediyordu. Fakat için- deki korkular yüzünden kimsey selim vermeden işinin başına ge- çer ve işile meşgul olurdu. Ona ilk verdiğim nasihat, her şeyden ev vel, her sabah, her arkadaşını güle güle, sevine sevine selâmlaması i- di. Delikanlı evvelâ bunu yaptı, iyi neticeler aldı ve daha y Zifeler almıya imkân buldu. Delikanlı, böyle yapa yapa kor- kularını yendi ve çok sevilen bir arkadaş oldu. ha umumi korkular da var- dır. Delirmek korkusu, ya- bancılardan çekinmek, kendini bsş kalarından çok aşağı görmek gibi! Fakat bütün bunlar daha küçük korkuları yenmemekten türeyen büyükçe korkulardır. Bazan bun- lar, bir insanın bir aşkta muvaf- İak olmamak, bir akrabanın ölümi le karşılaşmak, mali bir sademeye , işini kaybetmek hıştığı faaliyetlerden ayrılması yü- zünden ileri gelir. İnsan bir felâkete uğradıktan sonra yalnız eski meşguliyetlerile uğraşmıya devam etmekle kalma- malı, bundan başka yeni ve daha yorucu bir işle meşgul olmıya da çalışmalıdır. Yoksa, kendini topl yamaz. 30 sene çalıştığı bir müesseseden çikarılan 56 yaşında bir adam, eni va- İdiğin sahte bir müne Jat oynatır, cin ve ÜFÜRÜKÇÜ < <.5x Yazan: SABİHA ZEKERİYA Şeyhislâmın hurafelere boğdu! eğine sarıldın, dir Senin yüzünder asırlar geçtiği halde hâlâ, salı gün sallanır, cuma günü tırnak kesilme pazartesinden, o perşembeden gayı günler çamaşır yıkanmaz, daha nele de neler... Halki tembelliğe, pisliğ sevkeden nekadar hurafe varsa ara mıza saldın. Yedi kat yerin dibinden yedi kat göğün üstünden cinleri, pe rileri çağırdın, halkın kafasını kan dırarak keselerini boşalt Bunlar yetmedi, doktor kesildin Sıtmayı evliyanın türbesine ip bağlı yarak tedavi edersin, çocuğ yan kadınları doğurtur, frengi teda vi eder, delilere üfliyerek akıl vere: ceğini iddia edersin. Fennin daha el sokmadığı hastalıkları tedavide lok: man kesilirsin. Üfliyerek, püfliye- rek, psikolojik tedavide Froyd'le, Coe ile yarışa kalkarsın. Geçinemiyen karı, kocalara büyü yapar ayırır, ev bozarsın. Aile kavga- larına başını sokar, hâkim kesilirsin. Kan davası güden katillere el uzatır, olmu İ yataklık edersin, evlenecek çiftlerin yıldızını barıştıracağım diye, daha evlerini kurmadan, evlerini | tellâla verdirirsin. Cemiyetin kanunları bir tarafa, hakem de sen, hâkim de sen, doktor da sen, içtimalyatçı da sin, Sen hiikâmetin içinde ayrı hükümetsin. Elini Kur'ana basar, sihir naklarının etrafına topladı genç kızların, kadınların ırzlarına saldı rırsın, Mescitte, minberde ahlâk namustan bahseder, ahlâk ve namü- su yerlere çalmak için gecenin ka- ranlığını beklersin. Köy çınarının altına bağdaş kurar, sürme, okunmuş zen- misk ve anber, bin bir çeşit ot satar, halis kuyu suyunu Kâbeden gelmiş zemzem diye turursun. Şehrin üstü örtülü çar; da dükkân açar, yüzde yüz halka para ikraz eder, tefecilik ya- parsın. 'mediğin saha, burnunu sokma- İdığın ilim ve fen şubesi kalmadı. Di- ni, ağzında paçavraya çeviren hokka- baz sensin. Doktorsün, ruhiyat âlimi- sin, içtimaiyatçısın, ahlâk profesörü. sün, tüccarsın, tefecisin, Yüzüne geçir sen- bir su ça ve iyet maskesile, | uydurduğun uhrevi, dünyevi âleme, diktatör kesildin. İçtimu! hayatımıza kör cehlinle nekadar fenalık yap- mak mümkünse yaptın. Amma, bu defa gafil avlandın ho- Jcam. Eski devirlerde boş bulduğun meydanlarda istediğin gibi cirit atar, perilere ritmik âlemin parasını, “Ne sihirdir, ne keramet, el çabuk- luğu marifet, diyen bir hokkabaz a- çıkgözlülüğü ile cebi indirirdin. Amma, bug danslar yaptırır, hümayununa seni âlimi kül tah- undan indiren bu devirde, sihir ve marifetini gizliden gizliye yürütece- ğini sandın, henüz bir gül goncası ka dar taze, olgun genç dulların önüne kurduğun sihir sofrasında, vahşi zevklerini kandıran, şehvet peymane sini ağzına götüreceği dakikada, An talyada yakaladılar. Senin ne yaman bir ahlâk profesörü, ruh doktoru, ne küstah ve edep: bir ırz düş - manı olduğunu halkın gözü önüne serdiler. Üfürükçüye hâlâ inananlar varsa, bundan sonra inaninazlarsa, günahı senin, sevabı bizim boynumuza, mevkiini kaybettikten sonra vaş ya mi ya- IŞ İçtimai hayattan çeki e, herkesle alâkasını kesi başlamış ve altı ay içinde bir kor- ku yığını haline gelmiştir dam bir gün nasılsa bir akrabasına misafir Vâş yavaş, çiftlik iş muş ve çok geçmeden tekrar ken- dine gelmiş olm Umumi bir *öz söyleme kten kle beraber ulardan ç la çalışan bii ebilirim ki, #unun kök afa ve az çalışan bir gövde buluruz Bu yüzden bir çoklarına kafalarını daha az ve el- lerini, ayak de da ha fazla çalıştırmayı tavsiye et - miş bulunuyorum. san otururken ve faaliyet nı faydalı iş Korkular, in- beslenir, Hareket onları boğar. Kor. ku, insana, faaliyete geçmek için tablatin bir ihtarıdır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: