26 Mayıs 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

26 Mayıs 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TAN Gündelik Gazete APA yalin hedefi Haberde, fikirde, her» Kirin temiz. dürüm, samimi olmak, rin gazetesi Oolmıya o çalışmaktır. Gi ABONE BEDELİ Ecnebi o Er, 1600 Er, Bây 800 Er, Mi Er Ay 300 Kr, illetlermrani posta tttihadıma dail ol 4» memleketler için 30, 16, 8. 5 ira * Abone bedeli peşindir: Adres değiş- Ürmek 28 kuruştur. Cevap için meztup 10 kuruşluk pul iâvesi lâzımdır. 1 Sena SAY GÜNÜN MESELELERİ Kim En Çok Vergi Verir ? Yazan: M. ZEKERİYA Büdce müzakereleri münasebetile rakamlar üzerine yurttaşların dikkatlerini çekmek isterim. Büdcemiz her sene zenginleşiyor, Yaridat artıyor, buna rağmen Türk Yatandaşırın verdiği vergi miktarı, memleketlere nisbetle, azdır. Dünyanın en çok vergi veren mil- Yeti İngilizlerdir. İngiliz hükümeti iye kadar her vatandaştan ka-| Zahtının yüzde yirmi beşi nisbetin- de vergi alırdı. Son senede silâhlan- MA için, ihtiyarına lüzum görülen Yeni masrafları karşılamak için bu Misbet yüzde 27,5 Ea çıkarılmıştır. Bizde her vatandaşın ödediği ver- | #İ hisbeti yüzde yirmi ile yirmi beş Arasındadır. Milletler cemiyetinin yaptığı son tetkiklere göre muhtelif memleketler her vatandaşın tek başına büküme 18 verdiği vergi miktarı şudur İngiliz: 100 lira Amerikalı: 85 lira Fransız: 80 lira Alman: 79 lira Her Türk vatandaşının ödediği ver | Kİ miktarı ise on beş liradır. Bizde Takamın hu kadar düşük ofuyu, vexgi Miktarının değil, küzanç nisbetimin azlığındandır. Memlekette kazanç, refah ve ser- vet o yergi nisbeti muhafaza suü Bâlaö, ödenecek vergi mik- tarı da çoğalacaktır. * İngiliz Verdiği Vergi İle Övünür İngilizler dünyanın en çok vergisi- Bi verdiği halde sarsılmamakla övü- Bürler, Son defa olarak vergi nisbeti yüz- de 27,5 ön çıkarılınca Amerikan ga- Zetelerinden biri Londra muhabirini halk arasında tetkike memur etmiş. Muhabir, bir kamyon şoförüne 80- Tüyor: — Ne kazanırsın? — Haftada beş sterling (3050 ku- Tuş), senede 20 lira vergi veririm. — Amerikada olsaydın, ve iki mis- Vi kazanmış bulunsaydın, vereceğin | Yergi yine bundan az olacaktı. — Teşekkür ederim amma, ben İn- giliz olduğuma memnunum. Burada Yaşamayı tercih ederim. Biz burada liz bayrağını ayakta tutmıya mecburuz. Ne vergi isterlerse can ve Bönülden vermiye hazırız.,, Amerikalı muhabir, kadın, erkek | surmuşsa, aşağı yukari ayni| <evabı almıştır. İşte, şuurlu vatandaş buna derler. * Mütevazin Büd Türkiye, senelerdenberi müteva- in bir büdceye sahip olmakla müf- tehirdir. Cümburiyet rejimi masra- varidatına aydurmıya dikkat ve etmiştir. l Halbuki, bugün dünyada büdcesi| mütevazin olan memleket yok gibi. dir. Amerikanın, İngilterenin, Fran- sahın, Almanyanın, hülâsa bü tün büyük devletlerin büdeelerinde i rkunç açıklar vardır. En müreffeh 'ngiliz devletinin borcu 50 milyar Türk Tirasından fazladır. TARSUSTA: İki Tarihi Kü ll Tarsus, Re alen ya Pılan hafriyat sırasında milâttan ey- vel 2300 - 2500 yıllarına ait olduğu tahmin edilen iki çift sltn küpe bu- anmuştur, Macaristan da Avusturya Olmıya Mahküm mudır? Bugün Macaristanın Almanya İle hududu müda- faa edilemiyecek bir vaziyettedir. Sonra Macaristan ihracatının yüzde 44 ünü yeni ve büyük komşusuna İ yapmıya mecburdur. Fakat Macaristan vaziyeti iyi idare ettiği takdirde bu güçlüklerin içinden kolay- lıkla çıkabilir. O halde yukarıdaki suale katiyetle cevap vere- biliriz. vusturyanın istiklâlini kaybetmesiyle en çok alâkadar olan devletlerin bi- rincisi Çekoslovakya ise ikin- cisi Macaristandır. Macarista- nm bugünkü vaziyetini anla- tan bu yazı, bu bakımdan da ehemmiyeti haizdir. Yazıyı Londrada çıkan The Econo- mistten naklediyoruz: acaristanın harici ticareti bugün, Bulgaristanın istis nasile, başka her memleketten faz la büyük Almanyaya bağlıdır. 1937 de ihracatının yüzde kırk bi- rl Almanya ile Avusturyaya gön- derilmiş, ithalâtının yüzde 44.2 s1 Almanyadan yapılmıştı. Fakat Al. manyanın Avusturyayı ilhak etme si, Roma protokol sistemi adını a- lan ekonomik sistemi altüst et - miştir. 1934 te Sinyor Musolini ta rafından kurulan bu sistemin he- defi Avusturya - Macaristan ve İk talya arasındaki iktisadi münase- betleri sağlamlamaktı. Macarista- mn Avusturya ve Almanyaya yap tığı ihracatın en mühim kısmını, Bü bubat ve sair zirsi mahsuller teş- kil ediyor. Zirai mesele iraat; MatariStâhın 1930 dan beri en mühim meselesidir. Harpten sonra, başka yerlerde ol- duğu gibi Macaristanda da arazi re formu yapılmadı. Bu yüzden bü- yük arazide hüküm süren teknik ve ihtiyar edilen masraf, küçük 8- taziye nisbetle çok farklı idi, Son- ra 9 milyon nüfuslu memleketin hiç olmazsa bir milyonu arazi sahi- bi değildi. Bugün ya küçük arazi sahibi olan, yahut arazisiz kalan 3 milyon nüfus, tamamile gayri memtun ve muztarip bir vaziyette dir. Bu meselenin bir de malt cephe- si vardır. Hükümetin çok ağır da- hili borcu vardır. Bunun tazyikin- den kurtulmanın bricik çaresi, 2i- rat mahsüller fiyatının yükselmesi dir. 1937 de böyle bir ümidi vere- cek emareler vamdı. Halbuki buna rağmen fiyatların düşmesi ve Avus turyanın ortadan kalkması vaziye- ti değiştirdi. Macar Faşistleri M #caristanın iç siyasasında göze çarpan bir âmil, müf- rit sağ cenah hareketidir. İktisadi varlığı istismar eden bu demokra- si düşmanı, yahudi düşmanı hare- ket,muztarip sınıflarla gençlerin mü zaheretini kazanarak kuvvetlenmi | ye çalışmaktadır. Bunların şıarları oklardan yapılma bir haçtır. Ve hareketin adı “Nyilos,, tur. Ordunun bazı yüksek simaları, yük sek mevkili bir erkânikarp, neza - retlerdeki bazı daimi memurlar bu hareketin traftarları arasında- dir. Fakat bu hareketin şimdiye kadar göze çarpan en kuvvetli si- ması, binbaşı Szolasidir. Bu müte- kait erkâniharp zabiti, yeni hare- ketin en bellibaşlı propagandacısı- dır. Nyilos hareketinin attığı her ileri adim hükümet partilerile kü çük arazi sahipleri partisi besabi- nadır. K. Yahadi düşmanlığı ve tisadi buhran B üyüyen Almanyanın harici, ve ifrat hareketinin dahili tazyik! arasında kalan Macar hü- kümeti birtakım tehlikeli teşebbüs lere girişmiş ve oklu haç hareketi- nl yatıştırmak için yahudileri beş sene içinde yavaş yavaş İş, meslek ve memuriyet hayatından çıkarıp ası hazırla” , “anlaşılan, Alman hükümetini haşilüt ötmek. çin Yahudiyi şu şekilde tarif et - miştir; Aslen sami olup 1919 ağus- tosundan evvel vaftiz edilmiyen kimse! Almanyada ırk ayrılığı esas olduğu için akla sığar tarafı var - dır, Macaristan hükümetinin tarifi ise Yahudiler arasında bir sürü ka rışıklıklara sebebiyet vermiş, işha yatında yalnız yüzde yirmi beş nis 'betinde Yahudi bırakılması, Yahu- GÖNÜL Ziraat memleketi olan Macaristandan güzel bir köşe dilerin bütün iktisadi faaliyetini fel- ce uğratmıştır. Şimdiki hükümet şefi doktor İm- xedy, Nafıa işlerine. ve. teslihat 1000 milyon pengonun $arfı için beş senelik bir plân hazırlamıştı Fakat bu parayı bulmak, bir hayli güç işti. Çünkü 800 milyon pengo #ermâye üzerine konacak vergi ile ve 400 milyon da dahili istikraz ile toplanacaktır. Mağrur Macarlar ötedenberi ti- caret işlerini Yahudilere bırakmış” lardı. Bu yüzden Macaristanın en- düstri, ticaret ve finansı Yahudile- İŞLERİ Bütün Erkekler Biribirlerine Benzerler mi? Kadınlara göre, bütün erkekler hiribirlerine benzerler. Bir kadın bir erkeğe kızdı mı, ilk sözü şudur: — Zaten erkek değil misin, siz hep biribirinize benzersiniz. Fakat bu umumi hüküm ne de- receye kadar doğrudur? Hakika ten bütün erkekler biribirlerine benzerler mi? Şu suali bir tetkik edelim: Kızlar ve kadınlar erkekleri hangi noktalarda biribirlerine ben- zetirler? Bu benzetiş, ekseriya al. datmakta, hıyanette vesairededir. Güzelce, hafif meşrep, iltifat budalası saf genç kızlar vardır. Gü zel ve eazip oldukları için erkekle- Ti cezbederler. Fakat tutamaz - lar. Erkek bu kabil kadın ve kız. lara karşı bir zâf duyar. Arkasın- dan koşarlar. Fakat bir defa da el- de ettikten sonra doyar ve bira- kırlar, Bu kızlar, tanıştıkları er - keklerden daima ayni muameleyi ükleri için verdikleri hüküm zalimanedir ve onlar nazarında her erkek birdir. Erkekler vardır ki, hercai tabi- atlidirler, Bir kadınla iktifa ede - mezler. Mütemadiyen değişiklik” ten hoşlanırlar. Bunlar derin seve- mezler ve hakiki sevgi nedir bil- mezler. Böyle erkeklere rastgelen | kadın ve kızların da erkekler hak- kındaki hükümleri zalimane olur. Bizler hükümlerimizi tecrübeleri. mize göre verdiğimiz için, böyle bir tecrübe bütün erkekler Ayni fena kanaati beslememize kü- fi gelir. ğ Sonra kızlar, ekseriya arkadaş- lıkla sevgiyi biribirinden ayırt ede- miyorlar, Yeni ha 3 halarda erkekle kızı arkadaş yap- alâkadar olan erkek tarafından se- vildiğine zahip olur. Sonra bu 26 habında aldandığını görünce erke- ğe hücum eder Bu misaller böylece uzatılabilir. Fakat görülüyor ki, kında verdiğimiz hü ya yanlış ve sat yanıyor. Şüphesiz erkeklerin müşterek bazı tarafları vardır. Fakat her er- kek biribirine benzemez. Bir tar- lada buğday başaklarına bakınız. Hepsi biribirine benzer gibi görü- nr. Fakat elinize alıp inceden in- ceye tetkik ediniz. Göreceksiniz ki, hepsi biribirinden farklıdır. Muhit, terbiye, aile, rsiyet, tah- sil, görgü ve saire insanları biribi. rinden farklı yapıyor. Zaten de - Zuşta biribirimizden farklı olarak doğarız. Kadınlı zerler mi? Tabii benzemezler. Hayır. İşin psikolojik tarafı su- dur: Kadın ister ki, bir gün güzel, caxip, kuvvetli bir erkek onu sev- sin. Efendisini bulsun, ve sonra 0- nu kendisine köle yapsın. Bu da her vakit mümkün olma- dığı için kadın uğradığı hayal su- kutundan erkeği mesul görür. van lış hükümlere varır ve her erkeği bir sanır. (Yazan: Gönül Doktoru) hep biribirlerine ben - rin ellerine geçmişti. Macar dey - | let naibi, geçenlerde radyoda 8öy- lediği nutukta Macar gençlerini bu etten vaz geçmiye davet et- miş ve Macar hükümeti de Yahudi- ler aleyhindeki lâyibalarile milli hayatı sağlamlamak, yahut mil4 ekonomi hayatında Macar ile Ya - hudi arasında bir müvazene vücür de getirmek istemiştir. Fakat bu va ziyet derhal tesirini gösterdi. Ve fi yatların düşmesi, iş faaliyetinin gevşemesi bu vaziyeti uçurum ke- narına getirmiye yardım etmiştir. Macarlar ve Almanlar acaristandaki Liberaller hü- kümetin Yahudi aleyhinde ki lâyihalarına karşı gelmişler ve bunların lideri olan doktor Charles Rassay parlâmentoda söylediği bir nutukta “siz bu kanün lâyihasını Macar bayrağına surabilirsiniz. Fa kat kanunun etiketi üzerinde “Me- de'in Germany,, (Almanyada yapıl mıştır) İbaresi okunuyor... demiş - tir. Hakikatte tarihlerinden gurur duyan, Avusturyaya karşı istiklâl lerini kurtarmak için çarpışan a- Jarile iftihar eden Macarlar, ikti- mukadderatlarını Prusyalaşn y bırakmaktan hoşnut değildirler. Macaristan ve Çekoslovakya A vusturyanın ortadan kalk - masından ve Alman husu- metinin Çekoslovakyaya karşı dön mesinden Macaristanda sulh muahe desinin tadili lehinde olan unsur - lar birdenbire tehlikeli bir vaziyet aldılar. Macar matbuatının çoğu. Alman matbuatından daha fazla Çe koslovakyaya husumet göstermek- tedirler. Vaziyetin tehlikeli tarafı. Çekoslovakyanın bir harbe girme- si üzerine Macarların da bir mace- raya atılmalarıdır. Macaristanın çok tecrübeli ve Tiyskatli devlet adamlarının bu yolda adım atmayı teşvik o etmiyecekleri muhakkak- sayılır. Fakat efkârı umumiyeve veriler telkin; münhedelerin tadil; zarnretinir. Bu yüzden bir mace- raya atılmak ihtimalleri cok kuv- vetlidir. Ve bu hâdise Macaristn için olduğu kadar bütün Avrupa & gin bir tehlike teşkil eder, Çünkü Macaristanın böyle Bir hareketi Küçük İtilâf devletleri için kâfi br harp sebebidir Yugoslavya ile Ru- manya kendi topraklarını korumak endişesile ortaya atıldıkları takdir de Fransa ile Rusyayı tutmak son derece müşküllesir. Ve Tunü hav - Süpürge sm a.s. 3R Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel Süpürgenin içlimai hayatımızda büyük rolü vardır. Evlerimizde, köy- rinci âmili süpürgedir. Hele Anado- unun birçok yerlerinde, dükkânlarda yanyana edalanarak, biribirlerinin ü- zerlerine yaslanarak dizilen süpürge- lerin manzarası çok orijinsldir. Zaten süpürgenin şekil ye manzarası da pek acayip bir şeydir. Derbeder, di- siplinsiz, gelişi güzel dizilmiş saman “önlerinin boğazlanmış gibi kırmızı, yeşil iplerle vücudünden ayrılışı, ko- caman gövdeye baş vazifesi gören kü- çücük sapı anormal bir şekil arze- der. Fakat bu garip manzarasına rağ- men süpürge temizliğin birinci âmi- li olmak itibarile, bir an'ane gibi ha- yatımızda kök salmıştır. o İçtimai hıfzıssıhha kanunlarına tâ- bi olan memleketlerde süpürge bu temizlik fonksiyonunu kaybetmiş, he lc Amerikada soba ile kolkola mü zeye nakledilmiştir. Hıfzıssıhha mi tehassıslarının iddialarına göre sü- pürge evlerdeki, sokaklardaki tozu İkaldırdığı ve bin bir nevi mikrop ta- İşisan bu tozları halk yuttuğu için, hıfzıssıhhaya mugayirdir. Bunun ye- rine evlerde, sokaklarda temizliği te- min edecek, modern süpürge âletleri icat etmişlerdir. Evlerimizden süpürgenin kaldırıl. ması, temenniye değer birşey olmak- la beraber, tatbik: mümkün değildir. Herkesin bu süpürge, ve teknik te- mizleme vasıtalarını alması, modern temizlik şartlarını tatbik etmesi bir hamlede olacak işlerden değildir. Fa- at refah seviyesi yükselenler için, süpürgeyi tekaüde sevketmek, hiç ol- mazsa mahzurlarını izale edecek bir şekilde kullanmak mümkündür. o Süpürgenin en tahammül edilmez felâketi, hâlâ günün ortasında bomba patlamış gibi ortalığı toza dumana bo #arak sokaklarımızın temizlenmesi- ne vasıta olmasıdır. Belediye nizam- namesi, hıfzıssihhâya, mugayir hare. ket edenler için birçok nizamlar ve cezalar koymuştur. Sokaklarda toz koparan süpürgenin umumi sıhhate ne kadar mugayir olduğunu okur ya- zar takımından bilmiyen kimse yok- tur. sanırım. Belediye müfettişleri gü nün ortasında sokakların ne şekilde süpürüldüğünü bir kontrol etseler, Belediyeye muhakkak büyük ceza- lar keserler, Medeni İstanbul sehrinin plânları çizildi. Ötede beride yıkılma faali- İyetleri başladı. Yarım öbür gün yeni şehir meydana çıkmaya başlıyacak. Bu modern caddeleri de süpürge ile mi temizliyeceğiz? Şehrin güzelliğini, sıhhatini temin için bu kadar külfet. lere giren şehrin, bu iptidai temizlik vasıtası yerine modern vasıtalar ge- tirtmesi zaruridir. Bu işi şimdiden yapmak, her gün halka yutturduğumuz birçok hasta. lık mikroplarının önüne geçmek da. ha faydalı olmaz mı? Yoksa süpür- genin de milli, an'anevi bir mânası var mıdır? Am'aneciler ya şimdi sü. ürge ne olacak? diye esef ederler mi? Süpürgenin kaldırılmasını iste mek bir soysuzluk. bir an'ane ve mil- liyet düşmanlığı mı olur acaba? zasını, umumi bir harp sahnesi yap mak ise Macaristan için İntihar de İ recesinde bir felâkettir ve bu f« ket nihayet birkaç hafta içinde ta hakkuk eder. Ve bu vaziyet Rus - yanın Balkana inmesi gibi Maca- ristanın en cok korktuğu fhtimsli tahakkuk ettirmekle kalmaz. , Macaristan ne yapabilir? acaristan devlet adamları - nın karşılaştığı vaziyet, hiç te pembe renkli değildir. Fakat ba- zi Fransız ve İngiliz gazeteleri ta- rafından ileri sürüldüğü gibi “Avus turyadan sonra Macaristan da mah küm., değildir. Gerçi bugün Macr- ristanın Almanya ile hududu mü - dafan edilemiyecek bir vaziyette - dir. Sonra Macaristan ihracatının yüzde kirk dördünü yeni ve büyük komşusuna yapmıya mecburdur, fa kat Macaristan vaziyeti iyi idare et tiği takdirde bu güçlüklerin için - den kolaylıkla çıkabilir. Çünkü Al manya da Macaristan ile en iyi ik- tısadi ve siyasi münasebetleri tesis ihtiyacındadır. Macaristanın tam mânasile bitaraf bir siyaset takip ot mesi önun mukadderatına en iyi hiz meti yapar. Macar meselesi, Çek meselesinin tıpkısıdır. Onlar da kendileri gibi nisbeten küçük bir çok milletlerden başka büyük komşu ile de anlaşmak mecburi- yetindedirler? Macaristanda iş başında bulu - nan her hükümet, her seyden faz- la iki mühim mesele İ $ir: Birincisi. devlet naibinin ge - genlerde söylediği nutkunda vakit. $iz. mânasız ve ihtilâlei kelimele - rile tavsif ettiği unsurlara karşı devletin otoritesini korumak, ikin. cisi iktisadi buhran ile mücadele ederek beş senelik. plânı tatbik et- mektir Bu iki vazife birlikte ifa edilebilir. Ve ancak bunların ifası, Almanya ile bir tesviyeye varma- sına saik olur. Macaristanın istiklâli haricte kay bedilebilir, fakat ancak dahilde ka zanılır. karşıla -

Bu sayıdan diğer sayfalar: