9 Haziran 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

9 Haziran 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dünya Kupası On Yaşında Bu Sefer Hangi Millet Kazanacak? ( YAZAN: EŞREF ŞEFİK | Fransanın muhtelif şehirlerinde de |manya 1. Almanya 3 Avusturya 2, Final wam eden dünya kupası maçları her | 10 Haziranda: İtalya 2 Çekoslovakya 1. Bü surtele İtalyanlar kupa galibi oldular. İtalyanlar dünya kupası maçla rından emin görünüyorlar Dünya kupası maçlarına giren mil tarafta alâka ile takip ediliyor. Bu seneki birinciliği hangi milletin ka- zanması muhtemel olduğunu hesap- Jayabilmek için bazı hususatı tekrar gözden geçirmek makul olur. Şilt Maçları Bu Hafta Yapılıyor Güneş - Beşiktaş Karşılaşıyor İstanbul: Futbol Ajanlığı tarafın dan tertip edilen Şild maçlarına bu hafta tekrar devam edilecektir. Ma-| kalan haftalarda oynatılmış ve 22 klü bün iştirak ettiği ve turnuva şeklin. de oynanan müsabakalarda 4 klüp &i Bale kalmışlardı. Çekilen kura mucibince Beşiktaş - la Güneş karşılaşacak, onun galibi bir | hafta sonra Beykozla oynayacaktır. Bu maçın galibi de doğrudan doğ- ruya finalde bekliyen Fenerbahçe ile karşılaşarak 1938 sild şampiyonu bel li olacaktır. Finale kalan klüplerden bazıları bol'oynamıya müsait olmadığını ile- ri sürerek maçların gelecek futbol mevsimi başına tehir edilmesini talep etmişlerse de mintaka ve Futbol A- janlığı klüplerin bu arzularını kabul etmemişlerdir. Buna göre Beşiktaş icap etmektedir. İki klüp idarecileri lâm olduğu üzere bu maçların bazıla | rı Milli küme maçları esnasında boş || mevsimin geçtiğini ve havalârın-fut || ile Güneşin bu hafta karşılaşmaları || Bir Kırtasiyecilik Nümunesi Okuyucularımızdan Abdutlah anla- en, Üskü; Hâkimiyeti Mi. liye caddesi 207 numarali Kıziltüng İİ kahvesi sahibiyim. Malöm olduğu gi- bi, kahvehane, birahane ve emsali yer lerin pazar günleri açilabiimeleri için kanünen rühsatnama çıkartmak icap etmektedir. Ban de kanun çergevesi i- | sinde ruhaainame veriimesi için mü” | racantta bulundum. Evrakim, pelis | tahkikatından geçti, Si melsleri bitirildi. Nikayet İ muhasebesine geldi. Fakat oradan ge- ri çevirdiler. İki gündenberi uğraşıya- rum. Miç bir netise çikmiyer, Di yörlar ki, istenilen ' ruhâütiye biraha- neler içinmiş; kahvehaneler için ayrı | bir münmeleye İhtiyaç varmış. Daha neler de neler... Malbuki kanunda böy #iyeleri, # ayrılık yoktur. Pazar tuhaa- bü ve buna benzer bütün yar | | teriçin kilde yı Birdir, muamele de ayni yes | le iken, bir vatan | dayın işlerinin böyle sürüncemede bi» rakımı 1 | A tin çelmenizi di doğru mudur? sr makamların dikkat naza, | maya koyulmuştur. Amele! HIK ALİNİN AŞKI Yazan: Faik BERCMEN . Y az güneşi doğar doğmaz on ların gürültüsü, atılan top rak patırdısı ile ve amele başının düdük sesile beraber duyulurdu. Henüz saat altıya bile gelmiş ol - mazdı. Caddede yalnız ikinci mevki tram vaylar, bahtlarına ve bu kadar er- ken uyandırılmış olmalarma hid- det ederek rayların üstüne kayar- Vardı. Hele içlerine girip oturan- ların, kasketli sarı yüzleri traşlı ve koltuk altlarında birer ekmek çıkını sıkıştırılmış takımdan olduk larını gördükçe hiddetleri çoğal - yor ve süratlerini artırıyordular, Plâkasının üstünde, “T” işareti olmıyan, ve caddelerde korkusuz. ve pervasız bir şekilde koşan oto- mobillerden bir tekinin bile bulun. mdaığı bir saatte, şoförlerinin mah murluğu henüz geçmemiş lâğar kam yonlar geçiyordu. Küçük kahvenin kapısı açılmış ve kahveci ocağını üflemiye yak- in ho- vardalık yapanları, büyük bir isra fs göze alarak sabahları çay içiyor- A YE anna MAREA ha sarı bir avrat!.. O anda Alinin kolu gevşedi; göz- leri bir açılıp kspandı. Ve dilini Ağzında oynatarak mânasız bir cüm le marildandı. Gayri onu ısıtma tutmuştu. Ne kolları işliyor ne de bacakları €s- kisi gibi sağlam duruyordu. Bütün gün fırsat buldukça gözünü kaldi” np balkona bakıyor ve “onun,, çık masını gözlüyordu. İş yapamiyor- du; sanki koluna yumuşacık beyaz Hi takımların şanslarını muhtelif mü- | bu akşam mıntaka merkezinde topla- Gece telgraf çekilmez mi? lardı. Birincisi Cenubi Amerikada Monte videoda, ikincisi İtalyada Romada ya pılan dünya kupası maçlarında kar. şılaşmış milletlerin aldıkları derece- leri, dünya kupasının kısa bir tarih- çesini yaptıktan sonra vereceğim: Dünya kupası 1928 senesi Mayıs a- yında Amsterdam kongresinde Fran- sız delegeleri tarafından teklif edil- mişti, O tarihte nizamnamesi kabul e- dildiğine göre, dünya kupasının on ya şına girdiğini hatırlamalıyız. Kongrenin verdiği karar mucibin- ee ilk müsabakalar, Cenubi Ameri- kanın futbol vatanı olan Montevideo da 1980 senesinde yapılmıştır. İlk dünya kupası maçlarına on üç millet iştirak etmişti. Final maçını pek he- yeçanlı bir oyundan sonra, 1924 Pa- ris olimpiyatlarında dünya birinciliği | ni alan Oroguvaylılar, Arjantini 42/9 mağlâp ederek kazandılar. Ve 930 dünya kupası şampiyonluğunu aldı- ilar, İkinci kupa maçı 1934 senesinde İ- | talyada tertip edildi. İştirak etmek istiyen milletlerin adedini dikkate Jan tertip heyeti muhtelif gruplar: yırdığı milletleri kendi aralarında ilk | tasfiyeye tâbi tuttuktan sonra kala- cak on altı milli takımın maçlarını İ- italyada oynattı. 1934 kupası maçlarının finalini 10 “Haziran günü İtalyanlarla Çekler ha- rikulâde çetin bir karşılaşma halinde oynadılar. Neticede İtalyan milli takı mi 2 - 1 Çekleri yenerek şampiyon. İluğu aldı. Bu seferki maçların tah- mini için geçen iki dünya kupamnın neticelerini tekrar sıralamak faydalı bir ölçü olur kanaatindeyiz. Maara- fih 1934 denberi Avrupa takımları nın kuvvet derecelerinde hâsıl olmuş farkları da aşağıdaki cetvelleri tet- kik ederken hesaba almak lâzımdır zannındayız. Montevideoda 1930 senesinde yapı Yan ilk dünya kupası maçlarının ne- ticeleriz ya den fazladır. İtalyan milli takımının bilânçosunu size hatırlatayım. Bu su | retle tahminlerimde haklı olduğumu zannederim tasdik edersiniz. Şunu da | ilâve edeyim ki, İtalyan A ve B mil- H takımlarının çarpıştığı rakipler Av Tupanın birinci sınıf kadrolariydi. A milli takimımız 73 beynelmilel maç! yapmıştır. 17 maçta gelip gel dik. 4 maçı berabere bitirdik, yalnız 2 mağlübiyetimiz var. B milli takımına gelince; yaptığı 12 maçın 9 tanesini kazanmış, 2 tane BİRİNCİ GRUP Fransa Meksikayı 4 - 1, Arjantin Fran gayı 1 - B'Şili Meksikayı 3 - 0, Şili Fran- sayı 1 - 0, Arjantin Fransayı 6 - 3 yendi. Üç galibiyetle Arjantin takımı grup 8€- çiminin galibi, İKİNCİ GRUP Yugoslavya Brezilyayı 2 - 1, Yugoslavya Bolivyayı 4 - 0, Breriiya Bolivyayi 4 « 0, yendi, Yugoslavya iki galihiyetle grup se- giminin galibi, Final müsabakasında Oroguvay Arjantini 4 - 3 mağlüp ederek kupa galibi çıktı, 1934 senesi İtalyada yapılan grup müsa- bakalarının hülâsası: Almanya $ Belçika 2, İsveç 3 Arjantin 2, İsviçre 3 Holanda 2, Çekoslovakya 2 Roman ya 1, Avusturya 3 Fraran 2, Maceristan 4 Yhsir 2, İspanya 3 Brezilya 2, İtalya 7 A- merika 1, ÇEYREK FİNAL Almanya 2 İsveç 1, Çekoslovakya 8 Teviç te 1. Avusturya 2 Macaristan 1, İtalya 1 İspanya 1, İtalya 1 İspanya 0. DÖMİFİNAL Malya 1 Avusturya 6, Çekoslovakya 3 Al tehasşısların ölçtükleri bir sırada, ga zeteciler alâkadarların sözlerini nak- letmektedirler. Bir Fransız muharriri İtalyan spor idarecisi General Vaccaro ile dünya kupasının talihi hakkında yaptığı mü him mülâkatı neşrediyor. İtalyan İ- darecisinin sözlerini hülâsaten nakle- | diyoruz. “— Bu üçüneü dünya kupasında İ- talyan milli takımının şansını soru- yorsunur. Size herşeyden evvel takı- mımızdan çok ümitli olduğumu söy- liyeyim. Bu kanaatim maddi ve ha- kiki esaslara istinat etmektedir. Biliyorsunuz ki İtalyan takımı ikin ci dünya kupasını kazanmıştır. Ber- lin olimpiyadında da diğer milli ta- kımımız dünya birincisi olmuştur. Tek seçicimiz Pozzonun takımı rahat narak bu karşılaşmanın teferrüatını tesbit edecek ve maçın hakemini ta- yin edeceklerdir. Galatasaray Bu Akşam Gidiyor Yugoslavya klübünün yıldönümü münasebetile tertip edilen Futbol turjler için kullanılır. Ve zannediyorum ki, nuvasına iştiraki takarrür eden Güla | bunun gecesi gündüzü yoktur. Bilâkis, ge- | tasaraylılar bu akşam 16 kişilik bir | celeri, telgrafa daha çok Ibilyacımız vardır. kadro ile Belgrada hareket edecekler | Bu işte bir yanlışlık. olsa gerek, Alâkadar | dir. Sarı kırmızılılar bu turnuvadan | dalrenin dikkat nazarını çekerim.” sonra kendilerine tekliflerde bulunan İ bazı Yugoslav klüplerile karşılaşcak i | e yeliz Ere İlkmektep talebelerine tifo aşısı Kara Ali, Tekirdağlı İle İzmirde Karşılaşıyor İzmir, (TAN) — 12 Haziranda Al teşkil edebilmesi salâhiyeti olduğu gibi emrine mühey | oyuncuların adedi de rakiplerimiz için fevkalâde | hanesi menfaatine tertip edilen bü- sinde berabere kalmış, yalnız 1 tane- sinde mağlüp olmuştur Bu maddi, ve saha üstünde elde e- dilmiş neticelerden manda, halkın fut bolelerimizin heyecan ve milli duy gularını daima ayakta tutacak ruh a“ şılarını manevi varlık bakımından çok ehemmiyetle mütalea etmeliyiz. Bizim oyuncuların milli çarpışmalar» daki ateşleri ve heyecanları birçok ta Kımlardan hayli üstündür. Maamafih, dünya kupası gibi bir maçın talihine bağlı tasfiyelerle ya- pılan müsabakalarda talihin ve fena | tesadüflerin ehemmiyetli elemanlar olduğunu da hesaba almak lüzemdir. Bir karşılaşmada talihsizlik tesirile yenilmek yüzümlen tasfiyeye uğra mış takımlara da lâyik oldukları mev kii ayırmalıyız. Netice, bizim en teh. likeli rakiplerimiz, Macarlar, Alman lar, Avusturyalılar, Çekler, Brezilya. İilar ve Fransızlardır. Hele Almanlar 'de etmek dolayısile olduklarından da dir. Bunlara rağmen bu seferki dün- ya kupasında da İtalyan takımının ga libiyetini kuvvetle umuyorum. Yal nız talih pek fazla aleyhimize geç- | mezse...” Bisiklet Yarışları gidip gelme bisiklet yarışları yapık- | mıştır. Müsabakaya kaydedilmeden | ci gelmişse de bu derecesi muteber sayılmamıştır. Birinciliği Salâhattin, ikinciliği Cahit kazanmışlardır. sancak stadında İzmir askeri hasta- yük pehlivan güreşlerine etraftan namlı pehlivanlar gelmeye bâşlamiş- lardır. Kara Ali ile Molla Mehmet te dün şehrimize gelmişlerdir. Bir haftadan | beri şehrimizde olan Tekirdağlı, Ka-| ra Ali ile revanş maçını yapmayı ka- | bul etmiştir. Her iki kiymetli pehli- Vanımız pazar günü karşılaşacaklar. dır. Milli Güreşçileri Idmana Davet Ankara, 8 (A.A) — 1938 Türkiye Serbest güreş müsabakaları neticesin- de her sınıftan birinci çıkan güreşçi» | ler Haziran nihayetlerinde İstanbul. da milli takımla galip gelenler yeni milli takim kad- rosunu teşkil edeceklerdir. karşılaşacaklar ve T.S. K. güreş federasyonundan ya pilan bir tebliğde: 1938 Türkiye Ser- best güreş birinciliklerinde galip ge- len birincilerle müsabaka yapacak milli ekip güreşçileri: 56 kiloda Ahmet Şakir Yılmaz ve Kenan, 61 kiloda Yaşar Erkan, 66 ki- loda Sadık Soğanlı ve Yusuf, 72 kilo- da Hüseyin Çetin, 79 kiloda Ahmet Kireççi ve Adnan, 87 kiloda Mustafa Çakmak. Ağır siklette Mehmet Ço- ban oldukları ve bunların Haziran nihayetinde yapılacak mezkür müsa- bakalara hazırlanmı z ğ İ Avusturya oyuncularından da istifa. |dirilmekteğir. aları lüzumu bil ha tehditkâr bir vaziyete girmişler. GEDİZDE: Uşaklı Gençlerle Yapılan Müsabaka Gediz, (TAN) — Uşak Turan spor klübü gençleri 25 kişilik bir kafile İzmir, (TAN) Kemalpaşa kazasına | halinde buraya gelmişler, Gediz spor oyuncularile karşılaşmışlardır. lerce giren İzmir şampiyonu Bayram birin- | üç üçe berabere kalmışlardır. » Bim halkın seyrettiği maçta gençler Uşaklı misafirler şerefine gece geç vakte kadar eğlenceler tertip edil - miş, gençler gece yarısından sonra Uşağa dönmüşlerdir. Ökuyucularımızdan Cemal yâziyor: | “Sah akşamı seat 21 de Beyoğlu posta. İ hanesine mürsesat ederek Boğaziçine dır telgraf çekmek istedim. Acele bir işim var- di. Postahanede bulunan telgraf memuru saat 19 dan sonra, telgraf kabul edilmediği | mi söyl i. Hayret ettim. Telgraf acele iş- * Bir okuyucumuz yazıyor * “İlkmektep tlebelerme Tatilden evvel bi rinci tifo-aşısı yapıldı. İkinci aşının tsle- be walilani hnealamdam; Şüptamlmman gesi lara bildirildi. Halbuki bu ikinel aşinm ih mal edileceği ve birçokları tarafından Yap tirilmıyacağı muhakkaktır. Diğer tarafları da Belediye şubelerine müracaat edenle- re de, ikinci aşının, birineisinin yapıldığı yerde yapılacağı bildiriliyor. Kültür ve Sıh hat müdürlüklerinin bura karşı tedbir a3» ması ve çocukların aşisız bırakılmaması lâ- zamdır, zannederim." İZMİRDE; Fuzr Sahas nda Bütün Yollar Tamam'an'yor Izmir, TAN) Fuar sahasında faaliyet devam ediyor. Beton yollar | tamamlanmak üzeredir. Yunanistan | İpavyonunun inşası bitmiştir. Daimi evkaf pavyonu ve ziral mahsuller müzesi inşaatı bir aya kadar bite- cektir. Jandarma Emrini Dinlememiş ! Çeşme, (TAN) — Altı ay evvel, & İektrik fabrikası sahibi Kelâmi Erta- nı geceleyin öldürmek kastile silâh attığı iddiasile İzmir ağır ceza mah- kemesine verilen ve oraca serbest bırakılan Veli oğlu Hüseyin Akyüz, küçük bir hâdisenin kahramanı ol - muştur. Jandarma kumandanı yüz- başı Asım Ozalp, Cümhuriyet meyda İnında rastladığı Hüseyin Akyüzün üzerini — aldığı emre tevfikan — aramak İstemiş ve durmasını İhtar etmiştir. Fakat Hüseyin kaçmiş, son radan karakola gidip teslim olmuş- tur. İfadesinde üzerinde iki yüzlü bir kama bulunduğu için kaçtığını söy- lemiştir. Aranılan evinde de bir mav zer, bir parabellüm tabancası ve boş bir tabanca kılıfı bulunmuştur. Hak* kında kanuni takibata başlanmıştır, Havagazi Tesisatı Islah Edilecek Izmir, (TAN) — Belediye, hava gazı tesisatını yenilimek iiçin Al manyaya 70 bin liralık otomatik ha- va garı ocakları ve makineler ısmar- lamıştır. Hava gazı şefi Mahmut Yalay, ha- va garı fabrikalarında bir sene staj görmek üzere Almanyaya gitmiştir. Esasen kâhvecinin kansatince er ken kalkmak “rızk,, getirirdi. Hem bu saatte kahveye biraz nohut, kül veya karbonat katmak ta kolay olu yordu. Düriden kalmış çayı da, ağız larının tadını bilmiyen' ve henüz ayağından O poturunü, şalvarım çıkarmamış olan bu endavallıla - ra yulturmak işten bile değildi. “ Arsa büyücekti, Yedi sekiz yüz metre murabbai genişliğinde olan bu yer, sert ve taşlıktı. Burasını kazıp temizlemek ve temellere çu kur açmak pekte kiğa sürmiye - cekti, Onun. içla müstakbel apartı. manın sahibi, yâriaki altmışar U- ralık kat kiracıklarını biran evvel cebine indiitiek hillyasile yanıp tutuştuğundan müteahhidi ve mü höndisi sıkıştırmış ve apartımanı - nın müstacelen böylanmasını arzu- Jamıştı. Bu yüzden, güneşin doğuştan ba tışınadek, pazarları da; cumartesi öğle sonları da dahil olduğu halde, bütün gün kürek kazma tutan alt- mış yetmiş kol durmaksızın inip kalkıyordu. Bu altmış yetmiş kolun içinde en Ni bilekli henüz bıyıkları terlemiş iri yarı bir delikanlı vardı ki, İs - tanbulun altın akan kaldırımları- nın hülyaşına kapılarak anacığını ve iki küçüğünü köyünde birakip buralara gelmişti. Ali, İstanbula varır varmaz kaldırımlarda altın yerine toz ve pislikten başka bir şey olmadığını görünce afallamış ve hemşerilerinin koltuğunda bir hayli geçindikten sonra mezkür ar- saya kapağı atmıştı. Aldığı yevmi- yenin pek azını kendine ayırıyor ve geri tarafını anacığına yolluyordu. Zaten onların yediği neydi ki.. Dör dü beşi bir araya geliyorlar ya on kuruşluk peynirin zeytinin, ve ya- hutta yoğurdun başına çömelip, 9- nu iki üç kiloluk ekmeğe katık ya- pıyorlardı. 1” başlıyalı beş on gün ol- muştu. Bir gün nasılsa A- inin gözünü kaldırıp karşı tarafa bakacağı geldi. Keşki bakmaz ol - saydı! Karşı apartımanın ikinci kat balkonunda bir İstanbul avratı gö- züne ilişmişti. Emme nasıl? Yüzü, anacuğunun yaptığı nişastadan be- yaz ve saçları mısır darısından da- bir el dokunuyormuş ta onu tutu- yormuş gibi tatlı halsizlikler geçi- riyordu. Geceleri bir sağına bir soluna dönüp derin derin göğüs geçiriyor, efkârlanıyordu. Ara sira güneşlenmiye çıkan kü- çük hanım bu “Yarma,, mın işini bırakıp kendisine uzun uzun bak- tığını görüyordu. Alinin bu küstati ve aptal bakışları küçük hanımın, dehşetli sürette sinirine dokunu « yor, hakarete uğramış gibi onu asa bileştiriyor, hiddetlendiriyordu. Bu halden pek ziyade müteessir olan küçük hanım deta yemeden Işmeden kesildi. Kızının bü halini gözünden kaçırmıyan annesi onu bir almak Şebin gldiyor. Sile nevralardan sonra; kızımın «derin kederine âgâh oldu. “Vay ne demek? Ne küstahlık ne terbiyesizlikti bul Hazmedilir şey değildi. Öyle bir “odun,, un Ki zına sulanması!. Ne hakaret! Ne hakaret!.., Hemen o gece hanıms- fendi meseleyi beyefendiye açtı: ve icabının bakılmasını emreyledi. E rtesi öğle vakti Ali, dört a” kadaşile bir avuç yoğurdun başina çökmüştü. Bir aralık küçük hanımıni görünce elleri titredi ve sofradan kalkarak uzaklaştı. Düdük sesile tekrar işe koyulun ca Aliyi bir şaşkınlık aldı. “Ülen avrat dakika başında görünüyor - du. Acap ne var ki?.. Yoksam,. Ha di ülen hadi.. Deli mi oldun şen A- 4?,,Gayri Alinin kolu kanadı kırık mış gib üreğini bir tarafa at miş aval aval balkona bakmaktay” dı. Sert ve ateşli toprağı, müstacel apartımanı filân unutmuştu. İkindiyedek kız belki on defa gö rünmüştü. Ali memnuniyetinden ağzını kapamayı aklına bile getir memişti.. Böyle dalmış, tatlı bir rü yanın içindeyken omuzuna bir elin dokunduğunu hissetti, Aldırmadı. Hincik kıyamet kopsa aldıracek hâl de değildi. El omuzunu biraz daha sıktı, Yİ” ne aralı olmadı. Fakat birdenbire sert bir hareket onu döndürdü Karşısında patronun adamı olan amelebaşı düruyordu.. Herifin hid- detten Şüzü mosmor olmuş gözleri bulutlanmıştı. Ali kabahatli çocuk lar gibi evvelâ kızardı sonra d# sarardı. İri boyu büküldü. Bacakları biribirine dolaşarak boş arsadan uzaklaşırken — Alinin arkasından ının İcirnisi gülüyor kimi celi duruyordu. İçlerinden bir ikisi kuru çatlak toprağa tükürdü. Ve “Tüh! Allah belâsını versin!,, diye de homur “ dandı. Bu belânın Aliye olmadıği muhakkaktı. Çünkü o belâsını bul muştu. O gece delikanlı cugarasız ve ek meksiz yattı. Epey serseri sersefi ve aç dolaştıktan sonra hemşeril€ ti bir yolunu bulup onu melmek*” te gönderdiler. O gündür Ali, bi daha köyüriden çıkmamıya andet” ti.

Bu sayıdan diğer sayfalar: