16 Temmuz 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

16 Temmuz 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İktisat Vekili Dün Karabükte Tetkikat Yaptı (Başı 1 incide) rek Karâbükte kurulan ağır deihir ve çelik sanayii inşaatını tetkik cdö- “Kurulan Yeni Varlıklar ceklerdir. Bu fetkikattan sonra he- (Başı 1 incide) yet kısmen hususi frenle Ankarâya |lasile dolu, sıtmalı yerlerde Türk çe- gidecek kismen de Zonguldağı dö-(lik sanayiinin yüksek fırınları ve di- nerek, gece deniz yoliyle İstanbula | iğer tesisatı yükselmiş, meydana çık- hareket edecektir. muştur. Zonguldak tahlisiye Martta bacalar tütecek, 7000 nü- istasyona açıldı fuslu Karabük şehri, fenni kanslizas- Zonguldak, 15 (A.A,) — Zongul - | YOU. 8U, Kaz, elektrik tesisat hatla dak maden havzasında kazalara kar şı mücadele etmek üzere 30 apareyle mücehhez olarak tesis olunan tahli- siye istasyonunun dün Iktisat Vekili Şakir Kesebirin huzurile küşat res- mi yapılmıştır. İstanbul gazetecilerinin tetkikleri Zonguldak, 15 (A.A) — İstanbul gazeteleri başmuharrirleri, bugün Türkiş Maden Şirketi müesseselerin- deki maden amelesinin sosyal teşki- lâtını tetkik etmişlerdir. Şirket ta - rafından tesis edilen ilk mektep fa - aliyettedir. Başmuallimini Maarif Ve kâleti tayin etmiştir. Amelenin ne- zafetine sıhhi durumlarına feykalâ - de itina edilmekte ve amele saray- Jarı halinde'inşa edilen iki katlı dört büyük bina dahilinde 3000 amele yat maktadır. Güzeteciler (o gördüklerinden çok memnun kalmışlardır. Hasan Ecza Deposunun Bir Kısmı Yandı (Başı 1 incide) bu vaziyette itfaiyenin çalışması im kânsız bir bale gelmiştir. Bunun ü- zerine polis müdürlüğü müteferrika sındaki yüz polis ile Eminönü mer- kezinden mühim bir kuvvet yangın yerine gönderilmiş, derhal tertibat alınmış ve halk yangın sahasından uzaklaştırılarak itfaiyeye çalışma im kânı verilmişti: Bir saatlik bir çalışmadan sonra yangın tamamen söndürülmüş, bir sa , sonra da makil'vasttelarının işle mesins #rüsalde” SÖNMİŞLİr. Yangında Hösan Eeğa Deposunun bir kısmından başka Dördüncü Va- kıf Hanının birinci katının arka cihe ti pencereleri ile Hacbekir Hanımın bir kısmının arka pencereleri yanmış tır. Ateş, Hasan Ecza Deposunun üst katında Fayda doldurma dairesinden çıkmıştır.Burada Fayda doldurmakta ve doldurulan tenekeleri lehimlemek te olan Ali oğlu Mustafa ile Tayyar oğlu Ali Altıkardeş, Pandeli oğlu Mi hal yangına sebebiyet veren suçlular dır, Bunlar çalışırken küçük bir ku- tu Fayda devrilmiş, lehim yapmak için kullanılan ateşin üzerine dökül- müş ve bir anda parlamıştır. Çocuk- lar istimdat edecek yerde ateş üzeri- ne öteberi atarak söndürmiye çalış- mişlardır. Bu yüzden de “Yangının büyümesine sebep olmuşlardır. Hasan Ecza deposundaki eşyaların 100 bin raya Ankara sigorta kum- panyasına sigortalı olduğu anlaşı miştir. Tahkikata nöbetçi müddeiu- mumisi Hikmet Sonel el koymuştur. Yangın yüzünden Hacıbekir Hanın da muayenehanesi olan dişçi Ek- mekçiyanın da bir hayli zarari ol muştur, Yangına sebebiyet veren üç cocuk nezaret altına, deponun yanan arka m, umumi hamamları, park, hasta- hane, kütüphanesile birkaç sene için. de kurulacaktır. Bir vakitler burala- rın başlıca istihsal maddesi, safran- İ mış. Safran yerine geçen madde çe- liktir. “Karabük kömürünü vak- tinde yetiştirmek, senelik istih sali adım adım 5 milyona çı- karmak, işçi miktarını 20 bine yükseltmek, işçiyi madene bağ lamak.,, Şakir Kesebir bütün mütehassıs. larla başbaşa bunları incelemiş, mü- him kararlara varılmıştır. Havzanın tek elden idaresine doğru hayırlı çı- dir açılmıştır. Atimiz, gözümüz önün- de geniş, ferahlı ufuklar açtı. Zon- guldakta, Çatalağzında ve Karabük- te kuruluş halinde yeni varlığı çok yakından gördük Ahmet Emin YALMAN Bir Delikanlı, Elli Dört Yaşındaki Sevgilisini İki Arkadaşına Soydurdu (Başı 1 incide) Soyulan kadın, Arnavutköyünde oturan 54 yaşında Marikadır. Mari- ka oldükça zengindir. 54 yaşından sonra Hakkı isminde bir delikanliya gönlünü kaptırmış, onu daima gözü- nün önünde bulundurmak içinde maddi fedakârlıktan çekinmemiştir. Ihtiyar kadınla genç sevgilisi sık sik buluşmaya, Marka Ahırı ömrünü kır âlemi, gibi tabiat güzelliklerin- den istifade edilmektedir. Fakat Hakkı daha çabuk zengin ol mayı tasarlamış olacak ki şöyle bir plân kurmuştur: Kadını gece tenha bir yere götüre cek, orada beraber oturup eğlenecek ler, bu esnada arkadaşları gelecek, kadını tehdit edip üzerindeki bile - Zik, gerdanlık, para, küpe gibi eşya- yı alp gideceklerdir. Hakkı bu plânı kurduktan sonra bu işi yapacak arkadaşlarını da bul- muştur. Bunlar Müzellef ve Ibrahim isimli iki kişidir. Bundan sonra da Gülhane parkının kapıcısı Yusufu kandırmış, gece parkın kendilerine açılmasını temin etmiştir. Nihayet iş ihtiyar Marikayı Gülhane parkına götürmeği temin etmekten ibaret kal miştir. Marika parkta parlak bir mehtap altında bir yirmi yaş hayatı yaşama yı o kadar cazip bulmuştur ki teklifi daha ilk anda büyük bir memnuni - yetle kabul etmiş ve sular karardığı vakit genç sevgilisi ile Gülhane par- kına can atmıştır. Parkta âşikane bir âlem başlamış, bu âlemin en hararetli yerinde de Müzellef ile Ibrahim gizlendikleri yerden fırlayıp ibtiyar Marika ile genç sevgilisinin üzerine atılmışlar- kısmı da muhafaza altına alınmıştır. | dir. Halk Bahçesinde Cürmümeşhut Dün akşam saat 23 te Beyoğlunda Halk Bahçesinde bir skandal olmuş, Hamalbaşında Hamal sokakta 27 nu- marada oturan İrini isminde bir ka- dın kocası Tanaş'a o bahçede bir cür mü meşhut yaptırmıştır. İrini yanında kız kardeşi ve anne- Plân bu suretle muvaffakıyetle tatbik edilmiş, Müzellef ile İbrahim Marikanın boynunda, kulağında, bi- Jeğinde ne varsa çıkarıp almışlar, çantasını da boşaltınayı ihmal etme- mişlerdir. Yhtiyar kadın vakayı müteakip za ıtaya müracaat ederek masum bir gezinti esnasında soyulduğunu an - latmış, fakat zabıta daha tahkikata başlar başlamaz hakikati bütün çıp - Taklığı ile tesbite muvaffak olmuş - tur. $i olduğu halde bahçeye gelmiş, ko- Ihtiyar kadının bu vaziyette başı - Cası Tanaşın orada İpotamya m“ İna gelen felâketi zabıtaya ihbar ede zevkle. geçirmeğe anama. Aa sira geziler "YapıTmakta, iç de bir kadınla oturduğunu tesbit et- miyeceğini düşünerek müsterih bir miştir. Ondan sonra caddeye çıkmış, | sekilde dolaşan delikanlılar da kısa 'Lâlâ birahanesinin önünde bir polis | bir takibi müteakip yakalanmışlar - yanına alarak bahçeye girmiş ve çok | dır. kalabalık olan bahçede İpotamyanın | Gülhane parkı geceleri kapal ol - saçlarından tutarak yere vurmuştur. |duğu halde bunlara kapıyı açarak Polisler ve halk Ipotamyayı güç|parkı böyle bir aşk ölemine sahne belâ Ireni'nin elinden kurtarmışlar, | yapan kapıcı Yusuf ta yakalanmış - karışıklık esnasında Tanaş ta sıvış- | tir. mağa muvaffak olmuştur. Şimdi beraber yaşadığı kadını soy Amerikalı Tayyarecinin .-.. Büyük Aşkı Amerikalı tayyareci Hovard Hug'a dair verdiğimiz tafsilâtın sonunda, bu emsalsiz, bütün dünyayı hayret- te birakan seyahatin, bir aşk izdiva- cile neticelenmek ihtimalinden bah- setmiştik. Aldığımız yeni haberler, bu ihti- mali çok kuvyetlendirmektedir, çün kü Hovard Hug'la sevgilisi meşhur sinema yıldızı, Katerin Hepbum, bi- ribirive, çok ateşli bir aşkla bağlı bulunuyorlar, Bu aşkın ne kadar şiddetli olduğu- nu anlatabilmek için, işte en canlı bir delil: Amerikada Floyd Benette tayyare meydanında hava tamamile karar - mış. Karanlık semada ve pek uzak- ta yalnız bir ışık noktası var. Bu, Hovard'ın uçan tayyaresinin elek - trik ışığıdır. Katerin Hepburn, dur- madan bağırıyor: “— Hovard! Sen! bekliyeceğim. Hovard! Fransız topraklarına kondu ğunuz zaman, aklımda, fikrimde yal niz sen olacaksın. Ben dalma yanın- dayım.,, Hovard Hugun'un seyahatine dair meraklı tafsilât Tayyareci, Paris yakınındaki Bur- get tayyare meydanına İndiği za - man tayyare meydanı bomboştu. O- rada tayyareciyi bekliyen kimse yok tu. Yalnız, parmaklığın ötesinde, Londraya, şuraya buraya giden tay- yarelerin uçuşlarını (seyreden tek tük insanlar vardı. Meydan bekçisi, hayretle: Bu da kim? Bir turist olmalı. Tayyaresi Amerika biçiminde...., Derken, tayyarenin kapısı açılıyor ve oradan, başında bir maron şapka üstündç örselenmiş gri bir kostüm bulunan, yüzü soluk iri bir delikanlı iniyor ve: “ — Ben Hovard Hug'um” diyor. 'Tayyarecinin arkasından, kendisi gibi şehir kıyafetli, tertemiz.. Onun gibi uzun ve ince döft arkadaşı ini- yor. Hepsi de hayretle, tayyare mey danındaki binalara bakıyorlar. Bekçi, bir tercüman çağırıyor. Tlk İyide, çamur ii şaşkın: şındaki ismi göstererek: “— İşte!” diye cevap veriyor. ve ser Merhum Salâhaddin Alanı Dün Gömdük (Başı 1 incide) bir buçukta Nişantaşında Rumeli cad desindeki apartımanından kaldınla- rak merasimle Teşvikiye camiine gö- türülmüş ve orada namazı büyük bir cemaatle kılındıktan sonra Ediraeka pıdaki şehitliğe nakledilmiş, orada Al lahın rahmetine tevdi edilmiştir. Cenazeyi memleketimizin bilhassa havacılık ilmine mensup birçok şah- siyetleri, resmi ve hususi zevat *akip stmiş ve kendisini tanıyanlar meza- ri başında merhumun ahlâk ve fazile tini,değer ve bilğisini öven sözler söy Jlemişlerdir, Merhumun mezarı resmi makamlarla hususi zevat ve dostları tarafından gönderilen çelenklerle ör #ülmüştür. Dün kendisini görüp beyanı tazi- yet ettiğimiz refikası Bayan Naşide. merhuma her taraftan gösterilen alâ ka ve sevgi eserinin pek derin olan elemini hafiflettiğini söylemiştir, a 4 ASKERLİK İŞLERİ Tütün İkramiyeleri Fatih Tütün ikramiye tevzi komisyonu başkanlığından; Madra 1 — Fatih askerlik şubesinden kayıtlı mala, subay, erat ve şehit yelim- leri tülün ikramiyesi gelmiştir. Haftada iki gün cuma ve cumartesi günleri sabah sant 9 dan 13 e kadar devam etmek Üze- re tevzlat Fatih kaymakamlığı evlenme salonunda yapılacaktır. Madde 2 — İkramiye alacaklar Tkişer fooğruf. maaş senetleri ve alacakları pa- raya göre pul ve nüfüs cüzdanları © ile müracaat edeceklerdir. Madde 3 — Tevzint askerlik şube dette- rindeki kayıt sıra numarasına göre aşağı- daki şekilde yapılacaktır. ——— aa duran Hakkı da, soygunu yapn Mü- zellef te, arkadaşı Ibrahim de, kapı- ci Yusuf ta adalet kapısında yaptık- ları işin hesabını vermektedirler. ri YA a . " ğa v9 ye tşk . Valinin Muhakemesi (Başı 6 ncıda) O |timlâk komisyonu, heyetin 937 sene istimlâk, rizaya daya-İsine kadar vazifede devamının tahak nan İs Biz ikinci Hu- |kukundan şüphe ettiğim için değil, hareket et-|beyhude yere işi uzatmaya mahal bi görüşüyle, tik. Eğer huzurunuzdan bera- | rakılmamasını istediğim için takdiri et ederek çıkarsam, bu dahi- Tiye fezlekesinin ve Şürayı Devlet kararının çizdiği yol- la değil, kendi görüşümün ve 267 numaralı kararnamenin çizdiği yolla olacaktır. Hulâ- sa olarak söyliyebilirim ki, bendeniz akitte terazii tara- feyni asıl sayarım... Hâmit Oskay hakkındaki fezleke nize arzediyorum.” Bu müzakereden sonra Ikinci, celse açıldı; Bunun üzerine mahkeme heyeti 15 dakika süren bir müzakere yaplı, Reis; — İstimlâk komisyonu azâlarinın 1932 senesinden sonra da vazifeleri- nin devam edip etmediğini tahkike mahkemece lüzum ve mahal görül mediğine ittifakla karar verildi., de- Bundan sonra Kocaeli Valisi ve esdi. | ki belediye reis muavini Hâmit Os-| İddia makamı iddianamesini hazır | kay hakkındaki fezleke okundu. Bu|lamak üzere mühlet istedi. Muhake-' fezlekede Hâmit Oskay'ın Türk Ce-|meye, yarın (bugün), saat onda de- za Kanununun 330 uncu maddesine| vam edilmesi ve iddis makamının göre tecziyesi isteniyordu. Bunun)|dinlenmesi kararlaştırıldı. üzerine söz alan Hâmit Oskay: Vali geliyor “— Hâdisenin teferrüatını ve tafsi| Üstündağ, Hâmit Oskay ve arka- lâtını burada öğreniyorum. Müfettiş- | daşları işleri olduğundan ve burada liğe de verdiğim cevapta ve dünkül avukatları bulunduğundan bahisle maruzatımda da olduğu gibi bende-| Ankaradan ayrılmak için mahkeme- niz yalnız hukuk işlerine bakardım. |den izin istediler. Bu arzuları mahke Encümene riyaset etmedim, kararda | mece terviç edildi. Burada yalniz bulunmadım. Benim vaziyetim, çık-İ Mehmet Ali ve İhsan kaldılar. Üstün mış olan bir kararın suretini imza|dağ ve arkadaşları bu akşamki tren- ve havale etmekten ibarettir.” Vesikaların okunması Diğer maznunlar, bir diyecekleri olmadığını beyan ettiler, Bunun ü- zerine reis, zabıt kâtibine, dosyadaki vesikaların okunmasını emretti. Bu arada İstanbul Mezarlıklar Müdür- Jöğünden Milli Emlâke, İstanbul Va- Yiliğinden Maliye Vekâletine, Defter darlıktan Valiliğe yazılan tezkereler, Maliye Takdiri Kıymet Komisyonu- nun kararı okundu. Bundan sonra, İstanbul Umumi Meclisinin 15-4-1932 tarihinde akdet tiği bir toplantıda aldığı kararın bir fıkrası ve İstanbul Belediyesi istim- lâik komisyonunun bir kararı okundu. Daha sonra reis Mecdi Beydeş Üs- tündağın bu vesikalar üzerinde bir imütaleası olup olmadığını sordu: | Vali: — Hayır, hiç bir diyeceğim yoktur. Refs — Dün bazı vesaik ibraz ede- — Evet , arzedeyim. dığı bazı vesaik ve projeleri Neise verdi, Ve plânlar üzerinde izahatla bulundu. Zabıt kâtibi bu vesikaları birer birer okudu. Reis iddia #iska- mına mütaleasını sordu. Bunun üze- rine Baş Müddelumumi Muavini Arif nz “e Pazarlık komisyonu azalarının cevap ve mütalealarını da lütfen o- kusunlar, dedi. Şehir Meclisi eski a- zasından Yusuf Ziya ve Hulüsiye ya pılan istizahlar ve cevaplar okundu. İddia makamı bir taraftan kanu- nun gösterdiği şekilde merasime ri- ayet edildiği söylenmekle beraber, diğer taraftan mübayaanın pazarlık la yapıldığı anlaşılıyor. “Muhittin Üstündağ tara- fından son istimlâk kanunu çıkıncıya kadar komisyonun çalışmalarına devam ettiği ilâve ediliyor. Bu keyfiyetin resmen tesbitini talep ede- rim.,, Reis iddia makamının bu talebini Üstündağa anlatarak dedi ki: “— Efendim, iddia makamı demek istiyor ki istimlâk komisyonunun va- zifesi, 1932 senesine münhasirdi. Bundan sonra vazife görmüşse ma- ”Jaş almış'mıdır?. Bunun resmen tes- biti lâzım geliyor.” Vali: — Emrederseniz bordroları gıkartalım, oradan anlaşılır.” Kenan Ömerin bir talebi Bunun üzerine Valinin avukatı Kenan Ömer şu sözleri söyledi: “— Yalnız müvekkilime değil, di- ğer maznunlara da isnat olunan fiil suiistimal fülidir. Burada vazifenin şekli tabilden inhirafı tahakkuk et medikçe böyle bir suç, bahis mevzuu olamaz. İddia makamınca mevzuu bahsedilen hususatın tahakkuk veya ademi tahakkuku, cürmün tekem- mülüne kaizi tesir değildir. Çünkü pazarlık mübah olduktan sonra bu- nun şeklini tayin, salâhiyettar ma- kama âit olmak lzimgelir. Kiyme- tin rayice muvafık olup olmadığını Belediye Reisi ve Belediye Encüme- ni kendi tayin edeceği gibi, emniyet ettiği insanlarla da istişarede bülu- le Ankaradan ayrıldılar. Mahkeme kararını gelecek hafta- nın başında tefhim edecektir. Filyos - Ankara Yolunda Bir Tren Devrildi (Başı 1 incide) mek mümkün olan yerlere ağaç dik- mek mümkün olmayan yerlere is du- var çekmek suretile melhuz heyelân- İar için şimdiden tedbir alacıktır. Geç vakit gelen haberlere göre va- gonlardan dördü kaldırılmıştır. Yarın sabahtan itibaren seferlerin aktarmasız yapılma imkânı hasıl ola- caktır. YENİ NEŞRİYAT : 4 cü sayısı çıktı. Ordular konuşu yor, ordularda motörleşme, bugün - kü motörlü harplerde piyade kalkı - yor mu? Muharebe talim ve terbiye si, büyük zırklı yarışı, Hatay tarihi v.s. Istanbul dördüncü icra memurlu- ğundan: 'Tan gazetesinin 10 mayıs| 938 terihli salı günkü nüshasının on birinci sahifesinin son sütununda 1595 Numarası tahtında Sultansya vefaen mefruğ olup paraya çevrilme #ine karar verilen ve tamamına elli beş bin dört yüz elli üç lira kıymet takdir olunan Beyoğlunda Kasımpa- şada Emin camide eski Ilar yeni Şer bethane sokağında eski 71-75 yeni nu maralarla murakkam tapu kaydına gö re hududu bir tarafı müstakil ittihaz kilinan 1492 zira mahal ve iki tara- fı Marya sokağı ve tarafı rabli Şer- bethane sokağile mahdut Zafer a - partımanının mısfı açık arttırmaya konarak birinci açık artırması 22 ha ziran 938 tarihine tesadüf eden per- şembe günü saat on dörtten başlı - yarak on altıda icra kılınmış ve kıy- meti muhammenenin yüzde yetmiş beşini bulmadığından ikinci açık art tırması 7 temmuz 938 tarihine tesa- düf eden perşembe günü ayni mahak ve saatte yapılacağı ilân edilmişti. Bu kere yaz mevsimine mahsus olmak üzere kabul olunan resmi devirin çalışma saatine nazaran evvelce | - Jân olunan İkinci artırma tarih! o - lan 77-938 perşembe günü saat 16 ya kadar devam edilememiş ve bu ilân ssatine göre tarafların men- faati nazarı itibare alınarak yeniden on beş gün müddetle ikinci açık ar - tırmanın yapılmasına karar veril - miştir. İsteklilerin kıymeti muham- menenin yüzde yedi buçuğu nisbe - tinde pey akçesi veya milli banka mektubu ibraz etmeleri lâzımdır. Bu hususta daha fazla malümat almak istiyenlerin yukarıda tarih ve numa rası yazılı Tan gazetesinin nüshasi- le bu işe ait dairemizin 934/45 sa- yılı dosyasını ve dairemiz divanha - nesine asılan açık artırma şartname- sini okuyabilirler. Bu tekrar olunan ilân üzerine ikinci açık arttırma 4 ağustos 938 tarihine tesadüf eden perşembe günü saat 11—12 de daire- nabilir. Bunu bir hakikat olan İs- de yapılacağı ilân olunur. (9074) El Ebedi Gen$ Sırrını İfşa Ediyorum (Başı Ben bu mevsimde © çok severim; Çünkü'bu nizi benirsiyebilirim. Bir gün, henüz soy” Suların arasından, balık © Polinezya kızı neşesile # yonun fırladığını gördüm” rak, kumlukta bana döft de uzanmış yatan bir g£ aştı. Dikkatle baktım: 0. Ayni neşeli kahkabfl sportif endam. Havayı 89 meyvanın suyunu emer BU nı burun. Ayn! beyaz dis” Kum ve deniz ortası! şıma kalmaktan korktun İhtiyarsız onlara yakls: — Size burada rastla! zel bir tesadüf bayan. sunda sizden bir dakika makta genç arksdaşınız P dı şüphesiz, bursda da Fakat bu devamlı inhis$i den, dostlarınız da kendi” ima gadre uğramış sayı” lı değiller midir? k Şakrak bir kahkaha at — Bu dostlar acaba P nim çok sevgilimi hep Ki Ve cevap vermeme mey madan; — Sizi tanıştırayım... teğmen Rüstem. Oğlum.» evgili sanıyordum, © meğer.. Birinin ü yıl ve birinin iki yıl geçe danışım beni şu neticeye © Bayanlar! Yaşlanmak! mayınız! Yaşların denizi maktan ürkmeyiniz! Ana siniz, çocuğunuz büyüyüp zu aşabilir, kaynana ol asla ihtiyarlamadan, asif madan. Yüler göğüslemenin öğrenmek istiyorsunuz? Bu sır sadece gönlün kayb çalışınız. | ÇEVRİLEN “ (Başı 4 Mühendis, ayakları dibi” lamışı eriten güneş altınd?; kaldı, Parmakları eski bir” çenesinde geziyordu. Deli rikaya gelmek için den nereye gidebilirdi? patikadan hayvanı hizla lerinden daha ziyade Deli rile temas etmek istiyor€ de bir serap gözlerini al6 bilirdi. Fakat, Delisu, inen üzerinden göz gördüğü gibi akıyordu. reninkenarında kendi ha” tı, ve yavaş yavaş Deli sU8 rikaya çevrilen mecrasın! i derek yürüdü. ğ er şeyden evvel sU$ H bolduğu bir nokta “ Jaklarını vakit vakit riyor; zeminden pek te 0” yan künk borular içinde P hışırdıyan sesini duymak du. Her yüz metrede bir lıplar içinde yükselen mus? nıçları vardı. Onları di den geçiriyordu. Bu betö “ Jar içinde su dalma ayni muhafaza ederek geçer: da bir âriza varsa beton deki su mikyası azalırd” İlk altı yüz metreye #9 hendis en küçük bir sz lamamıştı. Yalnız Ahlami$ £ rının başladığı köşede, metredeki muayene #8 mir kapağını kaldırdığı #8 fif bir rütubetten başk yoktu. Su, atı yüzle yedi re arasındaki mesafede ” kayboluvermişti Fakat Fİ Mühendis kazmayı ilk ettiği yere vurduğu d künk borunun çökerek SE çukura doğru karışmış 9 5 nediyordu. Başka bir karşılaştı: Ahlamış köylüleri, fabrklaya giden yoldan larına çevirmislerdi. —SON- , veli

Bu sayıdan diğer sayfalar: