26 Temmuz 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

26 Temmuz 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

LO» alara buralara, hattâ kızların eğe, e kadar sokulan muhacir - i lerini H kısmı korkularından ken ey €nize atmışlardı. Nizam de bunların arkalarından vey " pa ard Denizin üzeri, par eyy, in İçinde kalmıştı. “ ele geçenler de, süngüler eği, Üpçiklerile parçalanmiış- Malay, rm bazıları akıllı davran a karan ve kalfaların ayak may Panarak; yy lah rızan için bizi saklayın. aday bana land. Cesur kalfa bunları günlerce Map (Bunlardan biraz son eceğim.) | ih; N Ayet ortahk yatışmıştı. Ar y HE takyk Ortaya, yıldızdan gelen a agg Patalar çıkmışlardı. Bun Yin b; sında, Sultan Hamidi İİ Mübey Hüseyii : yin Paşa, baş | o Nafiz Paşa, ser yaver 5 muzikâi hümâyum e Bİ, kayi biraderi Kâzım P, l aşa “ yan tanıdıkları Paşalar lar. LE kaniş tokalar ve koridorlar - b m yatan cesetleri hları avluya taşıtmıya başlarını aratmıya başla mürekkep heyet, en Üzerinde durmuş Yun uzadıya muayene nkü bu adamın mu- altındaki firenk göm Yine firenk biçimi do ride firenk harfleri i- > den mürekkep odan, © Fmüşlerdi. Kalma Zaten hâdisenin ilk da “iniz, , « Dizim bile nazarı dik- İK giç etmişti. Çünkü, sara- dendi... Evvelce ar- olduğu ei, Yanında bir iki ki- en üyay lde orta kat merdive- he, Yolda eda gelmiş. Orada, Yiyin ii ile selâmlık ka- Rp niz Efendimizi beklemiş... Kolu, gelince onunla konusa- Kana Birmiş, büyü i ta İst iyük salona gö R e Fakat tam o sıra- mi > indirdiği bir so Mini, Yüzüstü yere seril - a çlabe, #aman, bu adamın â- gc olmadığını anla - tâ Sam anladık ki, bu a- lerin tan eli i.e ü p mesini mi Sap çi iza Efendimizin taş oda - N Arlmasına gelmişti. ti, — askerinin ve paşala - yy mütesnkip mey My 2 ve 8) alde Kadınefendide, ka bir telâş başgöster — Meni YA ee saraya dol mİ bilecekler?. Bu a aslanıma bir iş mi e- ye inip duruyor... #slânım birdenbire or Mas la, imizi arıyorlar, bu z Kalfalar soruyorlar; “daya haber gönderi . TA URASAN SARAYINDASBYIL BEŞİNCİ MURADIN HAYA | MM Yazan: ZIYA ŞAKİR Sultan Murat Taş Odanın Kapısını Açmıyordu Paşalardan mürekkep bir heyet, en ziyade, bir ceset üzerinde durmuşlar, bunu uzun uzadıya muayene etmişlerdi. Nihayet, » o sırada başka yer- de meşgul olan - Hasan Paşa gel - mişti. — Canım, ne telâş ediyorsunuz Ben onu, kalfslar şu odaya sokar- larken gördüm, Diye, taş odayı göstermişti. Paşalar, kapıyı vurmuşlar; hiç bir ses alamamışlardı. Sonra, arka taraftan pencerelere merdiven da yamışlar; merdivenlere tırmanıp içeri bakmışlar: — Buradalar. Diye, bağırmışlardı. Paşalar, tekrar kapıyı vurmuş - vz ' kalmadığından bahsederek kapı - nın açılması için yalvarmışlar; yi- ne kapiyı açtıramamışlardır. Nihayet kapıyı kırmıya karar vermişler; kazmalar, baltalar, de- mir kösküler getirmişlerdi. O zaman Valde Kadınefendi ile bazı eski kalfalar, ortaya atilmiş- lar; siniz. Vaktile kendileri korkudan bir hoş olmuşlardı. Olabilir Ki, yi- ne korkarlar, Bir hal olurlar... Bı- rakın biz kapıyı açtırırız. Siz bir kenara çekilin. Kalabalık görülme- sin » Diye, yalvarmıya başlamışlardı. Valde Kadınetendi kapıya git - miştir — Aslanım!.. Benim.. Artık ka- pıyı açtir. Korkulacak hiçbir şey kalmadı. Diye, teminat vermişti. Ancak o zaman, kapının arkasındaki de - mir sürgüler çekilmiş. Kapı üra- lik edilmiş.. Evvelâ, Nazcemal kal fanın solgun benizli başı belirmiş. ti Kapı yavaş yavaş açılmıştı. Ka)- falar, Efendimizin kollarına gire- rek dışarı çıkarmışlardı. Şu anda Efendimizin o halinde, - herhalde korkudan olacak - yine ilk hastalık zamanlarını andıran bir perişanlık vardı, Rengi, mon gibi sararmıştı. Göz leri, ürkek bir hal almıştı. Hattâ Paşaları görür görmez, ileri git - mek istemiyerek, kapıya dayan - muşta, Nafiz Paşa ile Necip Paşa, derhal yerle beraber temenna etmişler. Ya vaş yavaş yanına gilmişler: — Geçmiş olsun efendim. Me - rak buyurmayın, Endişe edilecek hiçbir hal kalmadı. Büyük salona teşrif edin. Diye, tatlı sözlerle teminat ver- mişler.. Kollarına girerek büyük sa Jona doğru sevketmişlerdi. anda, bir boru sesi, Sara- yın içini çinçin çınlatmış; hepimizi korkudan sıçratmıştı. Hat tâ Efendimiz bile, kaçacak gibi bir hal almıştı. dan, bilirsiniz, şekerlerin cinsini ta Meğer bu boru, selâm borusu #- | yin için de kullanırlar, Bu aletin dai ik, lame « 2.) ei i rk İN Mİ alm ysk dük iile” miş. O anda bütün askörler, bir siraya dizilmişler; selâm durmuş - lardt Efendimiz, selâm duran askerle- rin aralarından geçmiş.. Büyük s2 ona girmişti. Müsahipler ve ağa- lar da etrafına toplanarak artik hiçbir tehlike kalmadığını kendi - sine İhsas etmişlerdi. V akı tehlike geçmiş olmak- la beraber yine herkesi he- yecan içinde idi. Efendimiz, büyük salona girip te olurur oturmaz: — Efendi, nerede?.. (Devamı var) Hormonlar üzerine yazdığım bu” yazıları okudukça, insanlar arasin da en güzel tipi yapan tiroit gud- desinden çıkan hormon olduğu ka naali elbette size de gelmiştir. Hor mon işlerini tetkik eden mütehas- sısların fikri de budur. Kadınlar da tiroit guddesi pek İyi işleyince kadının endamına, cildine, saçları na, gözlerine güzellik verdiği gi- bi, erkeklerde de, fazlaca işleyinee | erkeklik kuvvetini ve beybetini 8- zaltırsa da, onlara da narinlik, ki- barlık ve yine zariflik verir. Onun için tiroit guddesinin çi kardığı hormona güzellik horme - Bu dersek aldanmış olmayiz.. Bu- nunla beraber; siz her şeyi doğru adile söylemeyi tercih (ederseniz ona - hekimlerin dedikleri gibi - ti roksin dersiniz, Kimyagerler bu hormonu tiroit guddesinden çıkar mışlar, sonra onun kimyaca formu lünü de tesbit ederek yeniden kur” miya da muvaffak olmuşlârlır. Bu kadar ehemmiyetli bir maddenit şeklini de belki merak edersiniz: Beyaz bir toz, kokusu da yok, le# zeti de yok. Mikroskop altında ba- kınca küçük küçük kristaller, Sü- da erimez, fakat 230 derece sıcak Hkta kendisi su olur. Terkibi de yüzde 65,4 iyot. Fakat, güzellik hormonunun en büyük kısmı iyotmuş diye, güzel ol mak için tendürdiyot içmiye kalk- mayımz. Pek tehlikeli olur. Zaten kimyagerlerin çıkardık - ları tiroksin maddesinin güzellik hormonunun ta kendisi olduğunda şüphe vardır. Kimyaca ikisi biri - birine benzerse de fizikçe araların- da fark vardır. Polari-metr aletini, mekteplerde okuduğunuz kitaplar- BORSADA : “Yeni İntihap Tüccarları Memnun Etmedi Ticaret ve zahire borsası idare he- yeti için dün seçim yapılmıştır. Bor- saya kayıtlı birinci sınıf otuz tüc- car arasından muhtelif reyler ile ye- di tübcar seçilmiştir. Seçilenler: Nu-| ri Kozikoğlu, Hüseyin Erkan, Şera-| feddin Alemdar, Mehmet Kınacı, Ke-| rim Aktar, Fahri Esenova, Efdalet- tin Tekinerdir. Yedi kişilik bu heye-| te ticaret odasının yarınki umumi meclisi toplantısında daha İki kişi intihap olunacaktır. Dünkü seçimde bir kisim tüccarlarımız hepsi eski idare heyeti azasından İbaret olan bu heyete rey vermiyerek müstenkif kalmışlardır. Beş senedenberi ayni idare heyetinin tekrar seçilmesi tüc- carlar arasnda hoşnutsuzlukla karşı lanmıştır. Bazı tüccarlar bu intiha- bin her sene yapıldığı gibi borsada birkaç gün evvel büyük yazılarla ka- ra tahtaya yazılmamasından ve bor- saya dahil maddelerden işliyen fab- rikatörlerimizle toprak mahsulleri o- fisinden veya uyuşturucu maddeler- le Ziraat Bankası gibi devlet mües- seselerinden birer aza bulundurul- ması lüzumuna kıymet verilmeme- sinden dolayı, bu seçime itiraz ede- ceklerdir. Ötedenberi borsa azalığı ile beraber borsa hakemliklerinin de bu zevat tarafından yapılmakta ol- ması tüccarların memnuniyetsizlik- lerini arttırmıştır. Antrepolar Kurulacak Beykozda mayi mahrukat antre. pöları kurmak için bir ecnebi şirket tarafından yapılan müracat tetkik edilmiş ve İktisat Vekâletine gönde- rilmiştir. İktisat Vekâleti tetkikleri aaa i yerinde görmüş ve antropoların ku-| İrulmasına müsaade etmiştir am — Aman yapmayın. Zaten bilir. | GÜZELLİK HORMONU mahsus yerine koyunca, karşıda. ki ışığı kimisi sağa döndürür, ki- misi sola... Kimyagerlerin yaptıkla rı tiroksin maddesi bu âletin için- de ışığı hiçbir tarafa döndürmez. Halbuki tabii güzellik hormonu 0- nu sola döndürür. Ne ehemmiyeti var, demeyiniz. Işığı döndürmek pek çok ehemmi yetlidir. Büyük Pasteur'tin şüphe- siz bildiğiniz, büyük işleri hep bu ışığı döndürmek meselesinden çık nuştar. Canlı maddeler bu âlet için de ışığı döndürürler. Demek ki, kim yagerlerin yaptıkları bu tiroksin elbette pek büyük ilimle ve hüner- le meydana getirilmiş bir cisim- dir, fakat ancak cansız bir güzel - Tik hormonudur. Güzelliğin resmi de, heykeli de güzel olur. Bununla beraber mo - delle tasvir arasında bir fark ol- duğunu kimse inkâr etmez. Bu da #yle, hiri cansız, biri canlı hormon. Aradaki farkı hire gösterdiğinden dolayı - zaten ilim tarihindeki ye- ri pek yüksek olduğu için » polari- metr aletini bir kere daha selâm » Jamalıyız. Güzellik hormnounun canlısı ile cansızı arasındaki farkı bize hara- ret derecesi de gösterir. Cansız ti- roksin 230 derecede hallolduğu hal de canlı ve ışığı sola çeviren ger - çekten güzellik hormonu 235 de- recede su olur, Bunu da, elbette, tabii bulursu- nuz: Gerçekten güzelin kanı da sıcak olur. X Hormonlar hakkında merak ettik leri noktaları sorarak mektup zan - biraz da aceleci - okuyucula. rımın her birine ayrı ayrı cevap yazmıya imkân yoktur. Sabırlı o- lurlarsa aradıkları bilgiyi burada sırasında GÜNLÜK PIYASA Zirsat Bankası yumuşak buğtday- larından 119 bin kiloluk bir parti ki- Josu 5.20 kuruştan, 39 bin kiloluk bir parti sert buğdayı 5.20 küruştan set- mıştır. Tüccar mah olarak Trakya serderi 431 * “Tekirdağ kuş yemlerinden beş hin kilo 6,25 kuruştan, 24 bin kile çav- der kilosu 4275 kuruşlar, yemlik arpalardan Trakya malları çuvallı 0- larak kilosu 4.27.5 kuruştan veril. miştir. Anadolu arpaları ismen 4.10 kuruştur. Piyasa gevşektir. Çavdar Piyasası geçen haftaya nazaran 7,8 para yükselmiştir. * Piyasaya birkaç parti beyaz pey- nir getirilmiş ve kilosu 3137-38.13 kuruş arasında ve taze kâşer pey- nirlerinin kiloeu 48 kuruştan veril» miştir, Halde Dünkü Satışlar En yüksek En aşağı fiata fiatı Cinsi Emsali Ka 8. Ka. 8. Bamye Kib 8 , Sakızkabağı 30 5 Dolmalık biber |, (7 8 Sivri tiber ..» 3 Kır domatesi ço 5 4 Sırık domatesi |, 06 7 Çah fasulyesi | 8 7 Ayşekadın fasul- , 11 O 12 yesi Yeşiltasılye e Ji ği Semizotu “EM e Soğan MA Sarmısak "yi 3 Asmakabağı — Adet 150 6 Patlıcan bap o o, 325 275 Patlıcan orta o, 180 175 Patlıcan ufak v1 Bostan paflcamı , (03 4 Hiyar » 9 12 Mar SN 18 Möydanm Demet o 40 6 Dereotu : “© Pancar b ik Meyvalar Osmanpaşa elması Kilb 6 19 Çekirdeksiz ürüm |, 10 İz Türbe eriği A Mürdüm eriği eğ Lg Kayın . UN Zerdali inu Fındık 1 Ağnç çileği . e Şeftali » 10 15 Vişne ip Akça armudu . 4 3 İndir Kik | Kıl armut mo evi ri Ecnebi mon 100 Adet 800 Karpuz yenidünya , 20 35 (bey) , Karpaz yenidünya 15 IT (Orta) Karpuz yenidünya , 3 10 (Ufak) Topatan kavunu Bas) Topatan kavunu |, 10 12 (Orta) ».N Topatan kavunu Ço, 7 (Ufak) | | 20-7-038 j İ ÇEKLER İ İ Londra sa .| Nevyork, 120545 | Paris JAB İ Milâno 6.66 Cenevre 2875 | İ Ameterdar 60.605 | İ Berlin 500478 ! İ Brüksel 21.393 İ Atina 144 i İ Sotya 1.8378 İ Prag 4 İ İ Madrid 633 | İ Varşova 201323 | İ Bödapeşte 2402 Bürreş Belgrad İ Yokohama ! Stokholm 3213 İ Moskova zem) : mn ESHAM ve TAHVİLÂT "Türk bozcu 1, vadeli 125 | Türk borcu Peşin 10.20 Hazine tahvili yüzde 5 İ #alzll 1932 1550 Mezmayl ipli oi * i ; ; i ; ; , ; ye emi 4:21 kuruştan satılmıştır, A eee ertai OFİSTE » Toprak Mahsulü ,© Ofisinir Hazırlığı Bitti İktısat Vekili Bay Şakir Kesebir, toprak mahsulleri ofisi için hazırla- nan teşkilât ve kadroyu tasvip et- miştir, Kadro ve teşkilât otrafında malâmat alan vekil, iki ofisin te- ferrüatına varıncıya kadar her işile yakından alâkadar olarak tetkikatını bitirmiştir. Ofis umum müdürlüğüne tayin olunan Hamza Ertanın tayini İtasdike iktiran etmiştir. Müdürü u- mümi müuavinliklerine Ziraat Ban- kası İstanbul şubesi müdürü Hâmit Koray ve Uyuşturucu Maddeler İn- hisarı umumi kâtipliğine Osmanlı Bankası Galata şubesinden Sırrı Ak- sun tayin olunmuştur. Ofisin üç şu- besi kurulacaktır, Silolar şubesine şimdilik Hamza Ertan, afyon şubesi- ni Şakir Dural ve hububat şubesini Hâmit Koray idare edeceklerdir. Şimdiye kadar Ziraat Bankası ta- rafından idâre edilmekte olan silo- lar ve buğday işlerini, muamele ve tesisatı devir ve teslim almak üzere Ankarada bir komite teşkil edilerek derhal işe başlıyacaktır. Ofis idare meclisi azaları da vekilin Ankaraya gitmesini müteakip seçilecektir. ODADA Yapaklar Altı Ayrı Cinse Ayrıldı Yapak ön projesi tamamlanmıştır. Dün öğleden sonra odada toplanan tüccarlar bu projenin esas nevileri üzerindeki mütalealarını söylemişler ve proje bu süretle ikmal edilmiştir. Yapak nevileri ayrılmıştır. Trakya, İzmir, ince Anadolu, Şark iyapağısı, Karayaka, Erzurum kızlı- dır. Anadolu nevi 1 ve 2 numara ile ikiye ayrılmıştır. Altı neve giren ya- pakların renklerine göre, tipler tes- bit edilmiştir. Yapakların inceliği, kalitesi nazarı dikkate alınmıştır. Yalnız 2 numaralı Anadolu yapakları içinde koç ve kart hayvanların ya» pakları bulunabilecektir. Bugün tif- tik projesi görüşülecektir. Hararetli Satışlar Oldu Dün piyasamızda dört yüz elli bin kilo tutan beş part! kuru bakla $s- tılmıştır. Bakla alıcıları piyasa; arzolunan bu malların fazlalığına rağ men hepsini mübaysa etmişlerdir. Geliboludan 50 bin kilo 4.20 kuruş- İ tan, Bandırma malı 50 bin kilo 4,23 kuruştan, Çanakkale malı 100 bin kilo 4.25 kuruştan, Karabiga bak- lalarından 200 bin kilo 4.24 kuruş- tan, Marmara Ereğlisinden 50 bin kilo 4.23 kuruştan satılmıştır. Bir Miktar Yapak Satıldı Haftabaşı, plyasamızda bir miktar yapak satışı olmuştur. Piyasa ken- dini muhafaza etmektedir. Satılan mallardan Anadolu yapaklarının ki losu 42.5 kuruştan 39 bin kilo işlen- miş ve vapura teslim şertile veril- miştir. Eskişehir, Bulvedin. Polatlı yapaklarından 135 bin kilo 43 ku- ruştan, Anadolu İzmir mellerinden otuz bin kiloluk bir parti kilosu 45 kuruştan satılmıştır. | | altıya ÇATALCADA Halkın İşi Kolaylaştırıldı Çatalca (TAN) — Hususi muha - sebe dairesinde oda oda taksimat kal dırılmış, büyük bir salon vücude g6 tirilmiştir. Buradaki vaziyet, banka lardakine benzetilmiş, bölmeler yap tırılmış, memurlara ayrı ayrı masa- lar ve dosya dolapları verilmistir. Eski senelere sit evrak tasnif ve ay rı ayrı gözlere konmuştur. Bu taksi- mat hem memurların, hem de hal -

Bu sayıdan diğer sayfalar: