17 Ocak 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

17 Ocak 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ADANADA: Su Şirketi, Bir ülerin Kurduğu Bursada Bir Çapkının . Marifeti © Bursa, (TAN) — Ertuğrul köyün * İde 17 yaşında Davut ismide bir çap- kın 22 yaşında Vasfiyeye tecavüz et- g4 (miştir. Vasfiye anasının muvakka - . İten evden ayrılması üzerine Fahriyo BERGAMADA: Hükümet Konağına Dert Oldu Adana — İçme suyu inşaat şirke- Hırsız Girdi Bergama, (TAN) — Meçhul bir hır $i işlerini iyi yürütememekte, bun - dan da şehrimiz zarar görmektedir. Su tesisatı zamanında teslim edilme- miş, verilen bir misli müddet için- de de Ikmal olunamamıştır. Yıllardanberi işin sürüncemede kaldığı yetmiyormuş gibi, şirketin © oAâmelesine 17 bin lira kadar borçla ol duğu'da anlaşılmıştır. Belediyenin şikâyeti üzerine, bu | şirket mukavelesinin feshine Anka- rada karar verilmiş olduğu söylenil. mektedir. Şap Hastalığı Kalmadı İzmir — Hayvanlarda görülen şap hastalığının önüne geçilmiştir. Dahi- H kordon bazı şartlarla kaldırılmış. tr, İhracata ve hayvan pazarının ku- © #ülmasına şimdilik müssade edilmce- mektedir. : Sökede Bir Kadını Boğdular Söke (TAN) — Özbaşı köyünün Yortan mahallesinde oturan elli beş yaşlarımda Meryem, parasına tama edilerek, boğazı sıkılmak (suretiyle öldürülmüş ve altınları çaltnmıştır. © — Katillerden on altı yaşlarmda Mus| tafa Ali yakalanmiştır, arkadaşları © da yakalanmak üzeredir. Mektep Kayseri, (Tan Muhabirirden) — Bürüngöz köyü halkı altı sy içinde on bin lira değerinde bir ilk mektep binası yaptırmışlardır. Bina her tür- lü asri icapları yerine getiracek şe- kilde çok güzel bir bina olarak kurul. müştur. Vilâyet, köylünün bu feda- kârlığına karşılık olmak üzere mek- tebe derhal #ki munllim tayin etmiş- tir. Mektebin her türlü ihtiyacı husu- si idare tarafından temin olunmuştur Kozanda Bir Katil Mahküm Oldu Kozan, (TAN) — Ayşehoca kö - yünden Hasan oğlu Veliyi öldürmek. ten suçlu Ömer oğlu Halli ağırceze mahkemesince ön sekiz sone hapse mahküm edilmiş, âncâk bu elnayeti müdafaai hefis için işlediği için ve yaşının küçüklüğü hasebiyle cezası altı seneye indirilmiştir. Katili müşevvik olmaktan maznun Ömer oğlu Veli ve Hüseyin beraet etmişlerdir. Köylerde Telefon Kozan, (TAN) — Köylerde pek mahdut olan telefon tesisatı genişle - tilmektedir. Pekmezci köyünde kuru lan santraldan istifade olunarak Bu- cak, Gazi, Ayşehoca, Hacılar, Ha - mam, Çokak köylerine de telefon ya pılmıştır. Şebeke bir çok köylere u- zatrlacaktır. AKA GÜNDÜZ Sağdaki kareye doğtu iki adım atıp dönüyor, bir garson çağırmak istiyormuş gibi sola bakıyor, Dallı- Dın solunda oturan Mejidir. Yine kalbi çarpıyor. Dak h çok zekidir, kâğıt dağıtırken yüzüne bakmadan sesleniyor. Kayıtsız ve sakin: »— Höş geldiniz üstat! Ne o, eşsiğ mi kaldınız? kslersoniz beşincimiz olabilirsiniz. —Bu akşam oynamak istemiyorum. Hiç acayip sz geceleyin hükümet konağına git- miştir. Tahrirat kalemi kapısının ki- Mdini zorlayıp açarak içeriye giren hirsiz bütün çekmeceleri karıştırmış fakat bir şey bulamamıştır. Bundan sonra, bitişiğindeki nüfus dairesine girmiş, yine her tarafı karıştırmış, bulduğu 35 lira kadar parayı alarak İve Fatma isminde iki arkadaşımı mi- safir çağırmış ve üç kiz gece evde Iyalnız yatmaktan korkmuşlar ve Fat manın kardeşi Davudun da kendi yat tıkları odada yatmasını istemişlerdir. Gece yarısı Davut Vasfiyenin ya- nına sokulmuş ve ağzım bağladıktan sonra tecavüze kalkışmıştır. Ağzı &- kalı olduğundan bağıramıyan Vasfi- İye ayakları ile ik arkadaşını dürte- jrek uyandırmış ve küçük çapkının tasalldtundan kurtulabilmiştir. A Ş EREĞLİDE: Bir Amele Boğuldu Karadeniz Ereğlisi (TAN) — Kan- dilli kömür ocağında tahmflâtta bu - lunduktan sonra geceleyin (o buraya gelen vapurların içindeki ameleyi çı- kartan kayıklardan biri, Kandilli kö- mür kumpanyasmas aittir. o Terakki motörü ile çarpışmış, ve bir amele denize düşüp boğulmuştur. Tayin edilen eklivukuf, kabaha - tın motötde değil, fenersiz seyreden taçmıştır. Aranılmaktadır. Sıvas, (TAN) — Bu yıl yapılan A- tatürk ilk okulu, Maarif Vekâletince akşam kız sanat okulu haline getiril miştir, Koz sanat okulunun açılma resmi, büyük bir kalabalık önünde yapıl - * mış, Maarif müdürü bir nutuk söyli- TEFRİKA No. 15 Bu sefer Meli gayet tabii bir bakış ve yine lütfen yarım bir gülümseyişle cevap veriyor: — Dördüncü muvafık reyi de ben veriyorum. Bu ittifaka karşı ne dersiniz? — Bop derim hanımefendi! Beşincinin — Bobunuzu kabul ediyorum, pardon! ediyofuz. yeri Melinin solundadır ve çok yan- yana olurmak meçburiyetindedirler. Su ay6 kayıkta olduğunu tesbit eylemiştir. Sivasta Yeni Bir mektep Açıldı ai & Ye yerek bu yeni müessesenin, Türk ka- dınlığının ileri hamlelerinde bir ih- tiyacı karşıladığını anlatmıştır. O- kulun müdürü Fevziye Şahin ve mu- alimlerinden Ragıbe Deniztekin de birer nutuk söylemişlerdir. yır! Asla! Blöfünüzü yakalıyamazdım. Çünkü kü bilişim bit marifet, bir ustalık değild.. Sadece, © kadar söylediğim halde Ihmal etmiştiniz. Kağıtla- rinızı görmüştüm. Gördükten sonra tutabilir miyim? — Sizin gibi korek bir rakiple sıyabilirim. — Siz biraz tehilkeli bir oyuncuya benziyorsu- Buz, şunu demek istedim, sert blötler yekiyorsunuz. — Yalnız pokerde hanımefendi. — Hayatta sağlam kâğıda mi gidersiniz — Sağlam duyguya. — Siz de ne kadar korek görünüyorsunuz. — Sizinle ortaklamasına bâkaraya girelim mi? — Tesadüt ve şans oyunlarını sevmem. Düşüne- rek, bilerek oynanan oyunlar kumat sayılmaz da © mun içim, — Fontenblö'de oynadınız mı? — Sudoce kocamı seyrederdim. — Kazanışını mı, kaybedişini mi? Biraz düşündükten sonra” 17-1. 1939 amm Bir Kadınin Adapazarı Avcıları Kendine Yaptığı) Bir Toplantı Yaptılar A meliyat Adapazarı, (TAN) — Adapazarı Av çılar birliği yıllık kongresini halkevl Kadir, (TAN) — Çiyanlı köyün. salonunda yaparak reisliğe Adapaza” de bir kadın, kendi kendisine âme-| ziraat muallimi Cevdet Timur, w yat yı ve tesadüfen iyi ol . | Uml kâtipliğe Hidayet Öztürk, mar muştur, ve ağa me Ural, azalıklara da im oğlu, Hayri, Alican Üni Hasan kı Haticenin karnımın | ustaşa Dede, Hümü Saka ve Ar 5 sol tarafında küçük bir şiş peyda ol-İmiz Çavdar ittifakla seçilmişlerdir. muş ve gitgide büyüyüp bir testil. Yemi idare heyeti hemen faaliyete kadar olmuştur. Bu şişkinliğin acı-| geçerek zürram mahsulâtını mahv ve sına dayaramıyan Hatice, bir çakı | bu suretle memleketin bünyesini ke- ile orasını delivermiştir. Sapsarı su- | Miren yabandomuzları ile mücadele | lar boşanınca da büytlmış, kendişi-| İçin her hafta sürek avları tertibi ne geldiği aman çişten ve acıdan | Ve Karar vermişti. eser kalmadığını görmüştür. Bunu e a mana haber alan köy muhtar, Kadirli Şüpheli Bir Ölü İri amm keyfiyeti bildir.| Dün sabah Mevlevihane kapısında ir. Müddelumum! ve hükümet | Harapkale içinde 55 yaşlarında bir doktoru Çiyanlı köyüne gitmişler, | kadın cesedi bulunmuş, polise ve doktor Haticeyi muayene ederek | müddefumumiliğe haber verilmiştir. kurtulduğunu müjdelemiş ve yara -| Bunun Nazire İsminde fakir bir ka- inm fenni şekilde tedavisini İkmal | dın olduğu anlaşılmıştır. Tabibladil eylemiştir. Haticeye, bir daha böy-| Enver Karan cesedi muayene etmiş, le tehlikeli işlere girişmemesi (o ve| ölüm sebebini tesbit için morga kak doktora müracaatı da tenbih edil -| dırılmasına lüzum göstermiştir. Mor- miştir. gun vereceği rapor vaziyeti aydınla- ZE an İkiçeşmelikte Bir Hâdise | Toplantılar, davetler * İzmir, (TAN) — İkiçeşmelik ende ” desinde bir esrar kaçakçısının zabı - taya silâh çekmesi, polislerin de kor Konferans Eminönü Malkevinden: kutmak maksadile kaçakçı üzerine â- 111009 Sah (bugün) akşamı sasi teş etmeleri, caddede âdeta panik tev | (20,00) da Evimizin Cağaloğlundek! mer Ut etmiştir, ker ay Tarih doçenti Bay Mük- Mustafa kunduracıdır. Polislerin yemi” Hell tarafından (Anadolu Selcuk. İsra) | kendisini yakalamıya geldiklerini Gölün N m vee. rünce flrar etmiş ve tabancasını çe © kerek ateş açmış, fakat mermiler pat| © Fatih Mafkevindeni lamamiştır. Polisler de havaya bir-|; Evimizde 18 Sonkünm #39 Çarşamba kaç kurşun atmışlar, caddede de bu- |f07* #94 1030 da muallim Heşat Ekrem lünan halk korku içinde sağa, sola | <<” trafından Givliya Çelebi, hayrı kaçmışlardı. Kaçtlıçı yakalanmıştır. e Kant DE kandan verilene YAZAN: M. TURHAN TAN Kanaat Kitabevi tarafından neşredilmekte olan Ankara kütüp- hanesi eşerinin 15, inci sayısını teşkil eden bu eser ebedi Şefimizip bütün hayatını anlatır. Fiyatı; Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma; i Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızi derhal keser. İcabında günde 3 kaşe alınabilir. or, sonunda cevap alıyor: — Her şey yolunda, Senin bir çok şeyinden bir kaçını öğrenmiş bulunuyor, hiç çaktırmadan seni © na çaktım. Belki de çakmıştır. Göründüğü gibi ks- bul edelim. Bu tarafa geliyor. Yanımdan ayrılma. — Zeril Geç olmadı mi? Ben gitmek istiyorum. — Birer bisküvi ile biret likör. Sonra gideriz. Hem benisi yolum aykırı. — Ben arabamla seni götürürüm, sonra dönerim, — Bu Havada araba mı? Töbel Gök açıldı. Yerler bir karış kar, sabahın alaca aydınlığında öyle bir yü- rüyüş ki... — Bu da doğru. Aris #otira beri nasıl yalnız dö- erim. — Ustat seni evine kadar götürür, — Evlerimiz ayları. Seninki uzakça. Seni gö türsün, ben yalnız da giderim. — Iş götürmekte, getirmekte değil. Şu karlı, e- çık havada bir gezinti, — Bu da doğru. Bu gece sen hep doğru şeyler konuşuyorsun Zeri. Niçin seninle daha eskiden bu de- her zanisıı oy- değil, çok kazanacağını biliyorum da kinıseyi zarara sokmak İstemiyorum. Sonra sağdaki masaya dönüyor. Tanıdıklarla bir kaç kelime konuşuyor. Salondan çıkar gibi yöparken Bayan Dallı yine lâf atıyor; — Herkes çetesini düzmüş. Siz boşta kalmışsınız. Beşincimiz olunuz, zarar yok biz zarardan çekinme- yiz. Tek siz kazanın bie gece. — Demek her vakit kaybettiğimi yüzüme vur- mak istiyorsunuz? Kareden bir bay söze karışıyor: — Doğrusu dört kişi oynamak benim de hoşu- ma gitmiyor. Oteki bay da wrar ediyor; — Ustat! Rica ederiz. Yalnız Meli sesini çıkarmıyor. Lütfen yarım bir gülümseyişle konuşanları dinliyor va kâğıtlarını file ediyor. — Beşinciliğimde ittifak olmadığı için tereddüt — Sizi rahatsız edeceğim hanımefendi — Elinizi göstermemiye çalışınız yeler, yoksa hiç rahatsız olmam. Seansı yarım müddet uzatıyorlar. Herkes nor mal, Meli solu İle hiç moşgul değil, O, süği ile kâ- dadı icap ettirdikçe meşgul. Yalnız Bayan Dallı, Meli ile fazla meşgul. Dikkat edince, aralarında ilerlemiş bir dostluk seziyor, memnun oluyor. Biraz daha ne- el oynuyor ve iki blöf yapıyor. Resti çeker çekmez, Meli önündeki küçük kâlemle sigara paketinin köşe sine nokta gibi bir işaret Koyuyor. Karşısındaki ka- çıyör, ikinci bir biöf. Tekrar bir işaret noktası, Tek- tat bir kaçış Oyun bittikten sonra Meli birdenbire dönüyor ve bu sefer geniş bir gülümseme İle ve ilk defa kullan. dığı tabirle: , — Ustat! diyor. Iki biöfünüzü yapar yapmaz on- dedim. Isbatı şu. siz rest der demez ben paketimin köşesine hemen bir (B) harfi yazdım, Yani blöf, Ba- kımız. Niçin mi? Blöfünüzü bildiğimi isbat içim Ha- — Kaybedişini, — Ne kadar mesutmuş, — Bir zamanlar öyleydi, öyleydim, öyleydik. — Son zamanlar? Bu zamanlar? İşitmedi. Kalktı. Dalının Zehralığını kısalta rak: Tece yakın olmadım. Bir hamlede benim durgunlu- ğumu giderdin. — Ona ben teessüf etmeliyim. — Bu gezinti İyi, fakat üstada zahmet otur. ra» va açık olmasına rağmen çok soğuk. — Bit iki çift zatürrieye dayanacak kadar sağ- lamım hanimefendi, o kadar İ tamadım. — Purdon, Böyle bir mfnâ çıkarmamanızı rica ederim. Öyleyse tarziye yerine ben teklif ediyorum: Bir kar gezintisi yapalım? — Emredersiniz. Hemen çıkalım. Sarı benizli şapşal ay bu dakikada dünyan en güzel, en nârin ayıdır! Ona küfredenlerin ağzı kuru- sun! Caddeleri örten kalın Kar tabakası işık altına sarılmış plâtin yapraklarını andırıyor.Saçaklardan pa muklar, ağaçlardan avizeler sarkıyor. Ay ne güzelsin bu gece! Geçen gece kalbini kıranlar, şimdi tarziye veriyor ince ay! Güzel ay, şirin ay! (Devamı var) — Zeri! dedi. Bezikçileri seyredelim mi? Ustat! Siz bezik bilir misiniz? — Yeni öğreniyorum. Henüz bir haftalığım. — Ben beziği çok severim, Sabahlara kadar oy- nasam bıkmam, «Iyi bir bezikçi olmıya çok çalışacağıma kendi kendime söz veriyorum. — O! Se tre janti, Merstl İki kadın uzaklaşıyor. Takip edilmiyorlar. Vur- gn bir şeyler sezer gibi olmuştur. İçinden Zehraya teşekkür ediyor. O kadar durgun, kâyıtsız kadın na- sıl olur da böyle birdenbire değişiyor ve imalı ko- nüuşmalara başlıyor. o“ Bir aralık Zehrayı buluyor, soruyor, Zehra ya-

Bu sayıdan diğer sayfalar: