25 Ocak 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

25 Ocak 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

GELAR ARZ A RA ÜRLLUZLUYLUULUNARN LZ zn. xXhüm Nd Alakır timi, Ae ARE xaznt? m 25.1-999 “e A Gündelik Gazete ——©— TAN'ın hedefi Haber de, fikirde, herşeyde temiz, dürüst ...imi olmak, karlin gazetesi olmıya çalışmaktır. ABONE BEDELİ, Türkiye Ecnebi Sene 2800 Er. 1409 Kr, 1 TEN. Gaye <İ| 400 , 3AY vi li > ve adına dahil olmıyan bedeli müddet 3,5 liradır. Abone Adres değiştirmek 25 Kuruylur. Cevap için mektuplar 10 Küruğ” hık pul Mâvesi Yâzamdır. çememememaremee Dez) $ GÜNÜN MESELELERİ Kale ea ye De Millet Meclisinin Kendi Kendini Feshi A nkaradan gelen habe: vük Millet Meclisinin o cuma günlü son içtima yaparak (kendi Kendini feshedeceğini, şubat ayında ihtihabat yapılarak yeni Meelisin mart ayı içinde içtimalara başlayaca- ğını bildiriyor. Bu haber herkeste bir merak w - yandırdı. Meclisin dağılmasında fev- kalhde bir mana arayanlar oldu. Halbuki Büyük Millet Meclisinin kendi kendini feshetmesi ötedenberi tatbik edilmekte olan bir tesmülün tekörrüründen başka bir şey değil - ir, Büyük Millet Meclisi dört sene müddetle intinap olunur. Bu meclisin müddeti ilk teşrinlevvelde biter. Fa- kat şimdiye kadar Büyük Millet Mec Msleri dört seneyi tamamen doldur- mamış, hepsi bütçeyi tasdik ettikten sonra kendi kendini feshetmiş, a7 ntlinden istifade edilerek yeni inti- Kabat yapılmış ve yeni Meclis teşrin rler, Bü - taşlangıcında içtimalarına başlamış -| br. Yek a . mesini tabii ularak karşılamak gelir. Yalnız evvelki Meclisler kendile- rini bütçe müzukerelerinden (sonra teshettikleri halde, bu meclis dört ay evvel bu kararı vermeğe lüzum gör- müş olacaktır Bunun da en mühim sebebi hükümetin kendisi için hazır. ladığı mesai programına €sa5 teşkil eden bütçelerin yeni Meclis tarafın - «on tasdikindu fayda görülmüş olma sından ibaret eba gerektir. Binaenaleyh ortada izam edile - <ek fevkalâde bir hal yoktur. * Yahudi Meselesi Tep ütün dünyayı işgal eden bir yahudi meselesi vardır. Dün - yn âdeta yahudi düşmanları ile yel 8i dostlarından mürekkep iki ye ayrılmış gibidir. Yahudi düşme bğmireğimlerinin sarsılmas bir nde K haline getiren devletler bütün mer leketlerde yahudi düşmanlığının ya- sılmastnı isterler. i Bir Alman gazetesi, Tüskiyeni de yahudileri ihraca karar ye Deşrederek, bizi de bu hususta ken sralarına almak istemiştir. Alman £9 tetesinin bu het yahudilere .a“eremeeaar. da Souvenii hançer hediye etmiş. İtalyan matbuatı bu jesti pek fe- na karşıladı, Bazı gazeteler Dala- dier'nin kendisine uzatılan hançer ile mevhum bir düşmanı boğaz- lar gibi bir hareket yaptığından bahsederek bunun farmason me- rasiminde kullanılan sivri uçlu fa- kat çok paslı kılıçlar kadar tesirsiz. olduğunu yazdılar. Hattâ CORRİ- ERE DELLA SERA daha ileri gi- derek: “M. Daladier'ye bu hançe- Tİ verenler ne kadar “a kısa görüş- Tü imişler... bu jestleri ile Korsi- kanın İtalyanlığını bir daha gös- termiş olduklarının farkında ol madılar, Öyle ya... Hançer Fran- sızlara göre bir İtalyan silâhı de #il midir? Paris romancılarının 6- serlerinde kahraman fi valyele: daha asi dövüşmelerine mukah hançerle vurduklarını okumuyor muyuz?" diya, acı ve dokunaklı, alay ediyor. akat Korsikalmın Fransaya karşı bağlılığını bu hançer- | den daha iyi ifade edebilecek bir İ hediye bulamamış olmasında Ajac cio Belediye Resi pek haklıdır. U- nutmanalı ki Korsika daha birkaç sene evvellere gelinceye kadar hü- kümet kuvvet ve kanunlarına karşı isyan bayrağını açmış şaki- ler memleketi idi. Asırlardanberi devam eden bu şakiliği Fransa 1931 de ortadan kaldırmak istedi, Römanetti'lerin, Bartoli'lerin ana- nelerini yaşatmak isteyen Spada ve avenesi üzerine âdeta bir ordu sevketti, aylarca şüren — tâkipler- den, pusulardan ve çete muharebe- lerinden sonra Spadayı öldürdüler, çetesini dağıttılar, fakat Korsıkalı- nın ruhundan bu serkeşlik hsleri- ni silemediler, İşte bu bakımdan Ajaccio Bele- diye Relsinin Korsika bancerini Fransız Başvekiline teslim etmesi adanın artık fransız konumlarına karşı koymiyacağını ve dışardan gelecek bir hücuma karşı halkın hükümetle beraber çalışacağını i- fade etmesi kibarile çok mânalı mak maksadı da olabilir. yuki Tükiye he adilere olan dd dünyaca hm Bütün ekalliyet- ler gibi onlar da bu memlekette ka - nunların kendilerine verdiği bütün haklardan istiföde etmektedir. Hattâ daha ileri giderek denilebilir ki Tür kiye #ahudileri Türkiyenin öz vatan duşlarıdır. iler çıkara - Ortaya böyle ie kali çalışmak sadece gal rik memleketin bermi kırmağa Yurddaş: bir jest sayılabilir. orsika (denilince | gözönüne K gelen İlk hayal, yalçın ve çok drızalı küçük bir ada, içinden i İmkânsız #undalıklar... çalılar arasında jandarmalara pu- Su kurmuş dişine kadar silâhlı eş- kiyalar ve bunlara yataklık eden ve üzerine çıkılması çok güç tepe- ler üzerine kurulu köyler... hasılı tam bir operet “dekoru. Korsika hiçbir asırda bundan başkkı bir şey olamamıştır» Akdeniz ortasında bir ada olmasına rağmen diğer adalar gibi halkından hiçbir gemici, hiç- Öir seyyah, hattâ hiçbir korsan ye Bazı tarihçilerin Kor- sika en talihlisi, en şöh- tetlisi ve en çok muvaffakiyetler olanı diye anlattıkları Napoleon Bonapart bile denizden hoşlanmaz ve deniz. harplerinden bir şef anlamazdı. BUGÜ Korsikanın Hediyesi: HANÇER Yazan: Faik Sabri Duran I talyan mümayişlerine karşı Fransız Başvekili M. Dala- dier beş on gün evvel Garbi Akdenizdeki raklarında bir gezinti yaptı. En evvel, Tulon'dan beş saat me- gafede bulunan, Korsikayı ziyaret stti, M. Daladier'ye bu zi- yaretinin hatırası olarak Ajaccio Belediye reisi, bir tarafın- 1 öbür tarafında Vendetta (1) sözleri Fransız top- yazılı bir Korsikadan bir manzara Korsikanın coğrafi mevkiini gösterir harila Korsika, Akdenizdeki adâlar #- rasında İnesaha itibarile Sicilya, Sardinya ve Kıbrıstan sonra gel- mek üzere dördüncülüğü alır. 8722 kilometre murabbaı büyüklüğünde olan bu ada hemen hemen Çankı- rı vilâyetimiz kadar bir yerdir. Nüfusu 300.000 i buluyor. Ada şimalden cenuba uzanan büyük bir sıradağ ile kaplı, hem bu bel- kemiği etrafında sağa sola doğru ayrılmış kaburga kemikleri de oi- madığı için bu dağlar arasında do- aşmak kolay bir iş değil Kıyılar dan içerilere doğru sokulmıya ç9- lışan birkaç şose üzerinde otobüs- ler çok ilerliyemiyorlar, yerlerini katırlara bırakıyorlar. Bundan ile- il in yolcular katır sırtında ço- ban izlerinden bin türlü sıkıntı #- çinde yamaçlara tırmanmıya çalı- şırlar. Köyler ve kasabalar bugün de hep sivri tepelerin ucuna asıl mış kalmış bulunur ve bunları bir- birinden ayıran müthiş uçurumlar yalmz boşluklarla değil, nihayet- siz kinler ve düşmanlıklarla da doludur. Fertlerden başlıyan ge- çimsizlikler, gilelere, onlardan bü- tün köy ve kasaba halkına şeçm'$- tir. Bu düşmanlıklar, bu vendetta- Jar uzun asırların izleri şilineme- miş bir hediyesidir. Çok güzel ol masına rağmen adanın pek verim- siz olmasının da bunda bir rolü ol- muş... Bol bol ekilip biçilebilecek yerler, sürülerin dudaklarını isla- tabilecek çayırlar ve zengin mer- alar o kadar mahdut ki gvüç ka- dar toprakta yüzlerce adamın gö- Zü var. Bu vaziyet te anlaşamamaz lıkları, davaları, nihayet ktalleri körüklemiş. Daha sonraları İşsiz güçsüz oturan Korsikâlı siyaset yapmak istemiş, fakat kızgın ce nup güneşi ve damarlarda dolaşan ateşli kan ve asırlardanberi devam «den vendettalar, hançerlerin ko- layca çekilivermesine sebep ok muş, elinden bir kaza çıkan deli- kanlı soluğu maki (2) lerde almış, eşkiya arasına karışmış, Dâğlının kanlarında dolaşan bu ateş, haya- tındaki bu serkeşlikler, Karadağ- hlarda, Abruzzalılarda, Arnavut- larda veya bunlara benze” başka şekavet yataklarında şimdiye ka- dar birçok defalar görülmüş vâkı- slardır. Bu âdetleri coğrafik bir mükadder gibi saymak mümkün- dür. Ayni tabfi şekiller her taraf- ta ayni sosiyal teşekküller? vücüt veriyor, bu gibi yerler ister iste- mez medeniyetin — feyizlerinden geç istifade ediyor veyahut bun- lardan büsbütün mahrum kalıyor- lar. Korsika buna İyi bir misahdir Adanın birbirine dargın gibi sırti- ma çevirmiş duran iki mühim 'ima- rı var; Ajaccio ile Bastia... Bun- ları birbirine birleştiren demiryo- Iu daha dün denecek kadar yakın bir devirde tamışhlandı. İ talya sahiline 60, Fransa kıyı Yarına 100 mil mesafede bu- lunan Korsika daha birkaç sene evveline gelinceye kadar adanm hakiki sahipleri şakilerdi. <orsi- kalı, tanınmış bir şakinin a'lesin- den olmakla apaçık iftihar ederdi. Bocognano isminde küçük bir köy- de şaki Belacosia'nın doğduğu evin kapısı üzerinde, sanki bu zat memleketin büyük bir evlâdı İmiş gibi bu hatırayı teyit eden bir lev- ha asılı bulunurdu. Eveil de la Corse gazetesi şaki Romanettinin hatıralarını tefrika eder ve bazı mühim işler hakkında ilkirlerini yazan ingiliz Lordlarına Times ga- zetesi nasıl bir sayfa tahsis ederse Korsika gazeteleri de haydutları- nın fidyeinecat taleplerine sütun- larını açık bulundururlardı, Yeşil > ; vee Palâs ismini verdikleri mskilerde yerleşmiş bulunan çete reisleri ada hayatına hükümet mermurları | kadar hâkim olmiya başlam: . Fakst Korsikalıyı böyle haşin, itaatsiz, serkeş bir hamurla vuğu- ran kuvvet yalnız mubitinin tabi tesirleri değildir. Bunlara tarihi #alihsizlikleri de katmah. Korsika- 4 uzun asırlardanberi bir türlü is- tiklâline sahip olamadı, asırlar- danberi hariçten gelen mühacim- lere karşı koymakla uğraştı, dur- du, her istilânın önünde adanın içlerine çekildi, ormanlara. maki. lere saklandı. Her gö: yaban- ciyı kıyafetini değişmiş bir düş man gibi görmiye alıştı. Böylere eamamiieiee mea ş İeananaaaaanaeaeeeee Teknik H er yazı vazanın ve okuyanın yıl ustılah son makalesi ve Tan'ın anketiyle bir kere daha Türk yazıcı ve okuy” uni düşündürmeğe başladı. namlı $s SERBEST SÜTUN ii Istılahlardaki İstikrarsızlık Yazan; Mühendis NUVİT OSMAY tardanberi halini beklediği bu meselesi Falih Rıfkı Ataym Ben fenni eserlerin türkçeye çev” zilmesindeki müşkülleri yakından bü diğim için bu bahsi tamamiyle tek - tik bakımından görmek İstiyorum. Bence lisarın sadeliği esastır. a. ia her yaşayan dil sadeliğe doğ * ru gider, faket ende edebiyatta ol - duğu sibi iki lisan kabul etmeğe im- kn yoktur, fen lâboratuvarlarda ya pılır, atelye ve #nbrikalarda tatbik © İunur, Bu iki yolun esası birdir, bede i birdir. lisanı da bir olmalıdır. Mü - bendisin lisanı başka, işçinin bsam başka olamaz. O zaman köprü yıkıl - mış, iki tarafta akıntıya kürek çek - miş olur. Halbuki radyoda kancı ıstılahlardaki © istikrarsnlık yüzünden ayni bir yazımın başında slçak frekanstan aşağısında bas fren kenstan bahsedildiğine hepimiz ber gün rastlarız * Teknik ıstılahları birleştirmek ve her mefhuma ve cisme bir isim ver- mek zamanı da diğer ıstuılahlarda ol» duğu gibi gelmiş ve geçmiştir. Bence bunun için yapılâcak iki aldığımız ya * şey vardır 1 — Tekniğin muayyen şubeleri ve şubelerin hususi ıstılahları olduğu gibi biz de umumi teknik ıstılahları vardır meselâ civata denilen nesne tayyarecilikte de © demiryolculukta da birdir ve bir sstilah olmalıdır. Şu halde bu kabi) ıstlahlarm bugün memleket fabrikalarında kullanılan” lari tesbit edilmeli ve bir komisyon bunlardan en muvafıkını kabul ve her hareketten alınan, her sözden lüzumsuz mânalr? çık Yüzumlu ran sert, somurtkan, hiddetli bir İn Ligüryalılardı. s0 doludan Foçalılar geldiler | Bun- ları Etrüksler, Kartacallar, Ro- mahlar, Aragonlar, Gotlar, Arap- lar takip ettiler. Hele Cenevizler le Pisalıların östilâları zamanında bu iki şehir cümhuriyeti arasında- ki kanlı rekabet devirlerinde Kor- sikalılar çok azap çektiler Hattâ bir aralık Korsika şakileri, reisle. ri olan Sampiere da Bastelica'yı, Fransa Kralının bir tavsiye mektu- bu ile Osmanlı Sultanlarından yardım istemek üzere İstanbula gönderdiler. tamim etmelidir. Bu fzerinde-o mA İ e : ie olur Fakat bunlara yeşil masa ba çmdan cevap verilmemeli, ve eli yağ M ustanın yanıma gitmek külfeti ihti yar edilmelidir. Sonra bu * sayfalar toplanıp içlerinden en çok kullanılan ve en muvafıkı olan ıstılah kabul o- lunduktan sonra her tarafa resimli Vigat kitapları halinde tevzi olunma" lıdır. Tabii hiç olmayan ıstılah mu - kabillerinin en münasip şekilde türk- çe veva beynelmilel bir tabirle tes « Hiti de ayni surette yapılmalıdır. Bun ler bittikten sonra her teknik şube - nin husus! stılahları kısmma geçile- bilir. Böylece artık tamamiyle istik- ir zamanlar da Alman Ba- ronları adayı ele geçirmek istediler, derken işe Fransizlâr ve İngilizler karıştılar, 1765 de Ja mes Boeswell isminde İskoçyalı bir seyyah Korsikayı gezmiş. ağayı pek beğenmiş ve Korsikalıların dert ortagı olmuştu. Bu zat İngil- tereye döndükten sonra zamanın politikacılarını, o Başvekil Lord Chathamı ziyaret etmiş, fakat kimse onu dinlemek istememişti. Hattâ nazırlar arasında: “Bir Mr. Boswell Korsikaya gitmiş, orasını pek beğenmiş diye harbe gi-işecek kadar delirmedik..” diyenler bi- le olmuştu. Ne gariptir, o zaman İngilterede başka bir hava esmiş | olsaydı Napoleon dünyaya Fran- sa tabiiyetinde değil, İngiliz Kralı George III ün tebası olarak gele cek ve kim bilir dünyanın çehresi ne şekil alacaktı. Bu sıralarda Ce. revizler Francızlarla anlaşıyor ve 1769 da Akdenizde son müstemle- keleri olan Korsika üzerindeki hâ- kimiyetlerini onlara satıyorlardı. Böylece bu tarihten bir sene sonra 1769 da Ajacelo'da dünyaya gelen Napoleon Fransa tabliyetini takı- nıyordu. Fakat İngilizler daha sonra Korsikaya girdiler OBons- part nihayetsiz hırsları peşinde Fransa da ikbalini hazırlarken Kor sikalılar bir aralik Francızlara karşı isyan etmişlerdi Asilerin bi şında bulunan Pasauale Poli ni. (Sonu Sa. 10 Sü, 6) (1) Korsikahlar arasındaki Kan güt- me hdetine Vendetta denir, (2) Korsikanın içinden geçilmesi im- künsz olan fundalıklarına Maki denir. sa önemini ndan in lit nsz İdin ünal lie rar kazanan istılahların bilhassa tah- riratta kullanılmasında her müessese wrar etmeli ve yavaş yavaş bunların Fullanılma sahası hususi kurslar ya- pılarak genişletilmelidir. Bence bu kilde komisyon tarafından . seçilen ir ıstılah fena intihap bile edilmiş ol sa artık geri dönülmemeli ve istikrar bahasına hatanın neresinden döner * sek kârdır, denmemelidir. Bir misal olarak aslında sada kelimesinin aksi- sada manasına geldiği halde öyle kul Innılmadığı ve bu yüzden de hiç kim senin bir zarar görmediği Vir, 2 — İkinci şik ta Tisanımıza yeni girecek teknik ıstılahları bir dil güm Tük memuru karşısına çıkartmaktır, İcerdeki ıstılablar dürelirken yeni - den soyu sopu belirsiz yabancıların girmesine ma.i olunmalı ve yukarda da işaret ettiğim gibi bunlara derhal TTürk;s veya beynelmilel kisvesini söylenebi- giydirerek damgalanmalarma ve bir | daha vu damızanın değiştirilmemesi» ve dikkat edilmelidir. Lisan cemiye- «n malıdır, her fert onu İstediği şe kilde değiştirmek sulâhiyetini kendin. de hiç bir zaman görmemelidir. Bunlar çok güç ve yorucu mese - lelerdir fakat saoaytda yüks İİ teyen ber millet bu imtihanları başın oun geçirmiştir. Buna bugün başla © mazsak yarın içinden çıkmamıza ime Kin yoktur. vünkü bugün bunlari bğreteceklerimizin adedi onsa yarın on bin olacaktır. rrmeraamammn line kurbanlarımızla kuvvet ve- İ telim, n Cümhuriyer nes yo szğiilkimii kine parçasının resmi bulunan ve al " ineilirem. kâğtların atelyelere tevzii 1

Bu sayıdan diğer sayfalar: