19 Şubat 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

19 Şubat 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| Mezarlık mı, Park mı? Yazan: Melek Celâl ir müddettenberi ortada böyle bir dâva var, Bu mesele ga- zete sütunlarında şimdi yeniden mevzunbahs oluyor. Öğreniyoruz ki Beşiktaşta bir mezarlık varmış ve 6- nun park yapılması düşünülmüş, an- cak Müzeler Müdüriyeti kabristan tarihi kıymeti haiz olduğunu İleri sürerek evvelee itirazda bulunmuş ve nihayet bazı mezar taşların mü- nasip bir mahalle nakli şartile par kin inşasma karar verilmiş... İşte ga- zetelerde görülen havadisin pek kı- sa bir hülâsası, Müsaadenizle ben de kendi fikri mi söyliyeyim: Bir şehirde halkın rahat teneffüs edebileceği yerler ve ezcümle parkların ne kadar lüzumlu olduğunu takdir etmemek mümkün değildir, Ancak diğer taraftan da unu tulmamak Tâzım gelir ki bir şehrin| kendine mahsus bir takım hususiyet ve güzelliklerini muhafaza etmek diye (estetik) bir vazife mevcuttur. Benim anlıyamadığım nokta şu: Boş yerler metrik arsalar, bir takım saray koruları dururken neden mutlaka bahçe yapmak İçin mevcut bir eseri bozmak lâzım gel- sin? Bir iki sene evvel bu sakat zib- niyet asırdide Karacaahmedi de park haline getirmek istememiş mi idi? Dört tarafı boş arsalarla çevrili olan bu (ulu) mezarlığı bililtizam bozup park ihtiyacını bununla temin etınek arzusumu bir #örlü anlıyamıyorum.Zi ra bence bir Karacaahmedi bozmak, Fbikesİeri Bayramımız Yurtta Kutlanıyor (Başı 1 incide) Ankara Halkevinde yapılacak me- rasime saat 15 te İstiklâl marşile başlanacaktır. Marşı müteakip Baş- vekil Refik Saydam nutkunu söylü- yecektir. Nutuk radyo ile bütün Halkevlerinde dinlendikten © sonra İher Halkevi merasim için hazırladı. İğ3 hususi programını tatbik edecek. tir. Ankaradaki merasimi müteakip İstanbul — Halkevlerinde yapılacak merasim programlarını aşağıda veri- yoru Eminönü Halkevinde : Halkevi Reisi Agâh Sir Levent Evin çalışması hakkında izahat ve. recek, bunu müteakip Dil Edebiyat, Tarih Şubesi Relsi Halit Bayrı bir İnutük söyliyecek, Meliha Avni Si. zen bir şiir okuyacak, Halkevi or. kestrası tarafından bir konser veri. lecektir. Ayrıca gece saat 2030 da bir toplaritı yapılarak temsil komite. si tarafından Molverin “İnfiali aşk” piyesi temsil edile, ektir, Fatih Halkevinde ; Fatih Halkevinde saat 1030 da matbuat mensupları için bir toplantı ——— — Şehir içinde mezarlık bulunma- ması prensip itibarile gayet doğru hir fikirdir. Lâkin tarihi kıymeti hüc lunan mezarlıklar yeniden “defin munmelesi olmadıkça bir ölüm meş- tertip edilmiştir. Saat 14.30 da tiyat- ro salonunda bir temsil verilecek, saat 15 te yıldönümünü tasit toplan» ısı yapılacaktır. Saat 20 den İtiba- ren de tiyatro salonunda danpsli çay verilecektir, Beşiktaş Halkevinde ; Halkevi Reisi Hükmü Arkök bir senelik faaliyet hakkında izahat ve- recek, Reşat Kaynar bir nutuk söy- liyecek, şiirler okunduktan sonra müzik kolu tarafından bir konser verilecektir. Gece de temsil komite- si bir piyes temsil edecektir. Bakırköy Halkevinde : Halkevi Reisi Cevdet Ozgürün ulusal kültür ve. gençlik mevzula bir konferansmı müteakip Leman bir şilr okuyacak, ortamektep tale- besi bir koro konseri verecektir. Sa- at 21.30 da ev salonlarında bir suva- re verilecektir. Üsküdar Halkevinde » Halkevi salonunda bir toplantı yapılacak, Ev mensupları tarafmdan şiirler okunacak ve bir konser veri- Jecektir. Ankara Halkevinde ; Ankara Halkevinde (o Başvekilin nutkundan sonra Türk bestekârları tarafından bir modern Türk musiki- si festivali yapılacaktır. Radyo ile de peşredilecek olan bu festivalin prog- bir Süleymaniye camlini yıkmak gi. | heri olmaktan çıkmış o demektirler. | remı şudur: bi tarif edilemez bir cürüm teşkil e- derdi, Malümdur ki bir şehri güzel- leştirmek, asrileştirmek mevcut ta- Fakat altında belki kemik bile kul-! mamış olan hazı mezar taşları Türk sanatinin en güzel yontmacılık nü-! rihi eserleri zedelemekle olmaz. Bi- lâkis onları meydana çıkarmak, et- rafları temizliyerek © kiymetlerini | büsbütün belirtmekledir ki müterak. ki, verimli bir faaliyet sarfedilmiş o-| munesi olarak siyah servilerle ık ve gölge kontrastları içinde İstanhu. la emsalsiz güzellikler veren birer paysaze parcası oluyorla, İ Ötedenberi Türkler ölüm ve 2- 1) Karagöz - Senfonik süit - (Ce- mal Reşit), 2) Orkestra sülti (Hasan Ferit Al nar), 3) Çifte telli « senfonik grotesk dans - (Necil Kâzım Aksesi 4) Konsertino (Ulvi Cemal Ergin). $) Sihir raksr (Adnan Saygın). lar, Mevzunbahs olan mezarlık me. | demden korkmuş İnsanlar değillerdir | Halkevlerinin faaliyeti : selesine gelince; ileriye n dikkat ediyorum, sü Cetlerimiz yaşamağı nasıl bildilerse Bulundukları muhitlerin daim! fikir dalma ayni|ölümü de o nisbette tabli gördüler |bir faaliyet kaynağı olan Halkevleri şey; mademki tarihi kıymeti haiz o-| Binaenaleyh vektile şehir İçinde Ya-| örnek birer halk müesseseleri olarak lan unsur mezar t onur laridır; şu halde| rafa nakledelim, diyorlar. Peki ama pılmış “olan mezarlıkları göterek atalarımız sıhhi ihtiyaçları düşün- bugüne kadar mühim muvaffak!vet- geçen seneye alt bazı rakamları kay- hakikaten bütün kıymet sırf o taş-İmemiş değillerdi. Çünkü havayı tat. | dediyoruz: larda mi? Yerin, toprağm, ağaçların, velhasıl bütün o (atmosphâre) e asır. | lardan gelmiş manevi kiymetin bir) değeri yok mu? (Partenon) u söküp başka bir yere kursalar acaba (Ak- Topol) da âlemin hayran olduğu eter aynen meveut kalmış farzedilebilir mi? Beşiktaşa hir park yapmak İste- nilmiş; ne âlâ, ne güzel düşünce. An. cak orada Ahbas Ağa mezarlığından başka yer yok mu idi? Biraz ileri veya geri gidip o civarda bu ihtiya- €ı temin edecek diğer bir saha bula” maz miyiz? hir etmek hassasına malik olan ser- vi ağaçlarını dalma mezarlarımızın başında görmedeyiz. “Meamafih bu demek değildir ki yeni yapıkıcak mezarlıklar gene şebir içlerinde ku- rulsun. Ha bilâkis onlar elbette | bu asrın ihtiyaçlarına göre en &hhi ve makul surette İnşa edilmelidir. Lâkin artik şu eski mezarlıkları rahat bırakalım, Onları temizleyip etraflarına duvar çevirelim ve birer İ güzellik, zevk nümunesi olarak sak- yalım. Dünyanın hiçbir yerinde Geçen yıl 209 Halkevinin içtimai yardım şubelerinde muhitin en muh- taç olanlarma 29 bin lira para yardı- mı yapılmış, Halkevi âzası doktorlar çok defa köylere kadar giderek 4200 hasta muayene ve tedavi etmişler. Muhitin fakir talebelerine Ti bin elbise, 50 bin defter, 15 bin kilo yiyecek ve yakacak dağıtmıştır. Halkevleri sahnelerinde temsil €- dilmek üzere gene Halkevleri tara- fından 85 piyes neşredilmiştir. 23 Halkevinde on beş günlük ve aylık bizim mezarlıklar kadar u! ve sade İbir ölüm sahası mevcut değildir. olmak üzere muntazaman birer mec- İstifası (Başı 1 ncide) zalandığı hakie muvaffak olamamiış- tı. Fransa âyanı haritiye encümeni muahedeyi-tasdik edemiyeceğini bil dirmiş, Fransa hükümeti Suriye me- selesini yeniden tetkik edecek. bir tahkik heyeti göndermek arzusunu göstermişti, Bu arzunun gösterilme- si ondan vaz geçilmes adeta bir ol - muştur. Çünkü Surlyey& gönderile - cek tahkik heyetinin hiç bir iş başa- ramayacağı, ve umumi boykotaj. ile karşılaşacağı anlaşılmıştı, Fransa hükümeti bir kaç (hafta evvel Suriye ve Lübnana yeni bir fevkalâde komiser yollamış, bu ko miser de Suriyede protesto nümâyiş- leriyle karşılanmış, komiserin Fran- sanın manda yerine daka liberal mu ahedeler yapacağı hakkındaki sözle- ri ise Umumi hoşnutsuzluğu arttır - mağa yardım etmişti. Nihayet Cemil Mardamın, Suri - yeyi müstakil sayarak ve İstiklâl i - çinde yaşatmak istiyerek © istiklâli bir emrivaki sayması bugünkü buh- Tana sebebiyet vermiştir. mua neşredilmektedir. "AKA GÜ e A — Ben böyle çok edebiyatı sözlerden pek anl yamam. Benimle açık konuşmalı Vurgun altüst olmuştu. Ev sahiplerinin bunlar. dan bir şey alamıyarak alık alık < baktıklarına ehemmiyet vermiyerek ayaklanan bütün hırçınlığı ile konuşuyordu: — Hayatımda biricik küçük dostum, birlelk ha- lis dostum, biricik ruh arkadaşın sen olmuştun. Ben sana ne yaptım Nazlı küçi NDÜZ ıydın. — Senden se: yim? dedim. zum vardı? ük dost? Sözümü TEFRİKA No. 44 — Benden ne fstedin? ni İstedim! Senden Meli'leri, Pen- han'ları ve perişanlıkları bırakmanı istedim! Sen- den kendi mantıklı hayatıma çerçeve olmanı İste- dim! Ben olgun adamla olgun bir ev kurabilir mi- — Bunun için bir dizi numara yapmağa ne lü- Suriyenin her tarafında karışık - hklar başlamıştır. Humusta yapılan 'nümayişler, Halepten getirilön kuv - vetlerle bastırılmış ve bu yüzden 75 jandarma, halktan da 60 kişi yara - lanmıştır. Halk arasındaki galeyan gittikçe artıyor. Bugün Şamda da bir kaç bomba patlamıştır. Cemil Mardamın İstifa- dan sonra muhalefete geçerek yeni bir mücadele hazırlaması beklen - mektedir, Nevyork Sergisine Gönderilecek Eşya Nevyork sergisine aft hazırlıklar tamamlanmıştır. Güzel Sanatlar A- kademisinde toplanan jüri heyeti Nevyorka gidecek, biri heykeltraş Hadi, ikisi Zühtü tarafından yapılan üç heykeli tefrik etmiştir. di Devlet pavyon ve Türk sitesi için Türk coğrafyasındaki eski medeni- yetlere, diğeri Selçuk ve Osmanlı medeniyetlerine aft olmak Üzere iki kısımdır. Müzeler idaresi iki kollek- | siyonun da intihabında bilhassa Ame rikahlar için enteresan olmasına dik- kat etmiştir. Bu eşyanın emniyetle gidip gelmesini temin için tedbirler | alınmıştır. Amerika müze ve üniver- sitelerine hediye edilecek olan mu- lajlar da tamamen hazırlanmıştır. Türk sitesi için Kütahyada yaptım. lan çiniler yarın Nevyorka gönde- rileceklerdir. Sergi heyetinin tople- dığı diğer nümüneler de Martın ilk haftasında Nevyorka gönderilecek- tir. İstemiş, zeyiller hazırlandığı ve im-| (Başı 1 incide) “Halkevlerinde güzel sanatlar için memleketin en derin alâkası- mi uyandırmayı ve güzel sanatle- re olan muhabbeti milletin için - de hor tabakaya, her vesile ile ya- yıp öğretmeyi maksatlarımızın ba- şında sayıyoruz. “Cemiyetimiz ilim ve fenne isti- pat eden, güzel sanatlere meclüp olan, milliyetçi, ilerleyici bir cemi- öyle olmalıdır, “İlim ve fen kadar güzel sanat- leri cemiyet içinde birinci itibar derecesinde göstermek, tatbik et - mek Halkevlerinin başlıca vazife- lerinden biridir. Her gittiğim yer- de Halkevleriyle temas edince ne- kadar, kimlerin hangi mevzuun ü- zerinde kaç konferans verdiğini sordum, Keza ayni her gittiğim yerde güzel sanatler üzerine ne kadar toplantı yapıldı- ğını ve neler yapıldığını sordum. yettir, alkevleri Cümhuriyet, Halk Fırkasının kendi prensipleri ne olduğunu ve bu — prensiplerin memlekette nasıl tatbik edildiğini her gün halkımıza söylemek için de başlı başına bir merkezdir. Cüm buriyet Halk Fırkasının prensip- lerini hergün söylemek, nasıl tat- bik edildiğinden hergün malümat vermek lâzımdır. > Cümhuriyetçi, İnkılâpçı ve Devletçi politikasının, bu memleketin halinde inkişafı, emniyeti temin eden, geleceğine en büyük kudreti ve en yüksek i- tibarı temin edecek olan bir pro - gram olduğuna samimi olarak i - hanmış olan bizler bu prensipleri ve marslarını yalnız samimi bir his le bizi dinliyecek olanların hepsi- ne arlatabileceğimiz iddiasındayız. Eğer mutlaka inanmamak için da- ha evvelden verilmiş bir karar ile gelen birisi karşısında kalmazsak söylediklerimizin bu memleketin menfaatlerine en muvafık oldu - Zunu ispat etmek güç değildir. “Cümhuriyet Halk Fırkasının prensipleri, halk için yaldızı Üze- rinde akan gösterişli şeyler değil- dir. Cümhuriyet. Halk Fırkasının çin muvaHfakiyet yıldızı ile parl- yah birer eserdir. ehemmiyetle | “ esseseler fikirlerle 19-2-939 Cemil Mardamın| İsmet İnönü Diyor ki: “Cümhuriyet Halk Fitkâsı pren- kası politikasının hal için kendisi- nİ diğer her politikadan ayırt eden umuz gür n çalışma» lar istemesidir. Çünkü içinde k lunduğumuz muğlâk, beynelmilel ve milli karışık meselelerin için - den çıkmak için aldatıcı sözler, ak datıcı ve mübalüğeli v. r değil bilâkis mahrumiyet istiyen, çalış mak istiyen düşünmek, bilmek, yo rulmak istiyen vezifeler istiyo « ruz. “Ancak; istediğimiz vazifeler canla başla çalışılarak yapıldıktan sonradır ki geçen her seneyi hatır- ladığımız zaman o muvaffakıyetle nasıl geçtiğini biz de düşünerek hayretler içinde kalıyoruz; ve âle- mi hayretler içinde bırakıyoruz. essese et de bulunan siyasi partimi- zin, bütün özünü, varlığını halkın geniş tabakalarına anlatması ve sew dirmesi için, mühim bir merkezdir. Her vesileden istifade ederek Hal- kevleri hiç bir siyasi kayit aramak. sızın her vatandaşı geniş mıkyas. ta müstefit etmeğe çalışıyorlar Bunda muvaffak olduğumuz ni bette fırkamızın milli hayatı, kül tür istikametinde o derece muvaf- fak olmuş olacaktır. “Halkevlerinde geçirilen milli hayatın inkişafına bugün maddi kuvvet noktal nazarından dahi baş. hea ehemmiyet veriyoruz. Silâh Kuvvetinden, her türlü cebir ve madde kuvvetlerinden daha mü - essir oOolan nokta, bizim iti kadımızca, Halkevleri . gibi mü - bütün millet içinde milli hayatın kazanacağı be- raberlik, ytikseklik ve sağlamlık - tar. Her silâhtan üstün olan budur, “Geçmişte olduğu gibi herhan- gl bir yarında, gene birçok çetin imtihanlar verm. sük - ki'bul ipi ari veneceğimiz kuvve” z ideal için gösterdiği kuvvetidir.,, alkevleri fikir olarak ve mü- 2İ.NAGOJNİ ile SABAH, ÖĞLE ve AKŞAM Her yemekten sonra muntazaman dişlerinizi fırçalayınız, — Evin eşyası Hanımefendinin değil miydi? kendini toplıyabildi. Göğsünün içinde sanki bir di- kenli tel kangalı vardı ve bü kangalı görünmez bir el sallıyordu. Artık bomboştu. Ne Meli'ler, ne Perihan'lar, ne küçük dostlar. Iğne ile delinmiş bir çozuk balonu pörsüklüğü ile sümsük sümsük vapura girdi. Ne keyif, ne ıztırap, ne düşünce. — Şu bomboşluk ne iyi imiş. N Diye düşündü, Keşke bütün hayatı böyle geçrey- di. Ne yazık ki karşısına bir Meli çıktı. Meli'nin burada olmayışına hayıflandı, eğer burada olsaydı, boynundan tutup kafasını koparıverecekti. Ve ne iyi olacaktı? Hapishanenin bir boş odasına kapa- nacak, boş ömrünün boşluğu içinden sıyrılıp ölü- mün boşluğuna yuvarlanacağı saati o bekliyecekti. Buna da ne yazık ki Meli uzaklardaydı. Ve boynu nu koparamadığı için seviyordu. Hattâ Nazlı'nın şu garp macerasından sonra Meli'yi daha çok se viyordu. — Tereddi olsun, cinnet olsun, ihtiyar ihtirası ol- — Ben de Hanımefendinin biliyordum, demek değilmiş. Ben şimdi ne yapayım, onu sormağa gel- dim. — Burada kal, ne yapacağını akşam söylerim Sen kendine başka kapı arıyacak mısın? — Aramaz olur muyum? — Bir yer buluncaya kadar bizim madama yar dım edebilir misin? — Başüstüne, Memnuniyetle, — Birinci vazifen şu olacak: Bu evin kapısından kadın elbiseli hiç kimseyi sokmıyacaksın. Kim olursa olsun (Beyefend emir verdi, sizi içeri ala mami!) diyeceksin, — Ya Baylar gelirse? — Hoşuna gitmiyeni alacaksın, kovacaksın! — Bunu pek anlıyamadım. — Senin hoşuna gidenin burada İşi yok. Hoşuna gitmiyehin de bana sana zararı dokunmüz! Iskele gazinosuna giderken yaptığı işin iyi olma- hoşuna gideni süh, ne olursa olsun bütün fecaati ile, bütün ateşi ile seveceğim. İlk tütüncüde Eleni'ye telefon etti. Kimse cevap vermedi. Meli'nin evine gidip henüz uçmamış ko- küsunu koklamak, Meli'nin vücudü, vücudüne de- ğen Eleni'yi kucaklamak istiyordu. Evden bir daha telefon edecekti. Kapıdan girince karşısında genç kızı buldu. Eleni yalandan ağlıyorken bir yandan da kıskıs gülüyordu. — Ne var? Ben de sana telefon ettimdi. — Ev karma karış oldu Beyefendi. Bu sabah iki kişi geldi. Mösyö Levinski apartımanın bütün eş Yasını onlara satmış, Ben size bir kibritlik bile ve remam, dedim. Noterden yaptıkları kâğıdı göster- diler. Ben bilmem dedim, karakoldan memurlar getiriniz Onlara veririm. Yarın “gelecekler. Bu ne İş anlamadım. Onlar gider gitmez Hammefendinin ve Kardrobasını, başka şeylerini aldım, benim saki ii ürdüm.. Ne gülüyorsunuz Beyefendim, ağam, gelince. Istefbe.. İlepsini veririm. « 77 Sen o kadar bulanık bir hayat sürüyordun ki, böyle davranmüsaydım beni de bir Perihan sana, caktın. Nitekim yüzüme de haykırdın iştel — Affedersin. Sana ağır sözler söyledim. Hiç hakkım olmadığı halde. Bunu burada kapıyalım. Ve bir daha açımamacasına ayrılalım. Allaha ıs marladık. — Densiz bir kız gibi ağlamıyacağım. — İyi edersin. (Küçük dost) un hatırasını dalma o hislerle muhafaza edeceğim. — Meli'ye büyülü olmasaydın yine böyle mi ko- nuşacaktın. Evet, deyişine sen inan. Gözlerinin ifa- desine de ben İnanıyorum, Meli'nin o Vurgun'u ol. masaydın şimdi mal bulmuş çıplak bedevi gibi ba- na saldırırdın. Zarar yok hocam! Yeni neslin yetiş kin kızı hem temizdir, höm çeliktendir. Sana... Ba- na döneceğin güne kadar bol bol uğurlar olsun! Nazlı dışarıya çıktı. Bir hizmetçi Vurgun'un şap- kasını, pardesüsünü getirdi. Vurgun ancak vapur İskelesine geldiği zaman kestirmiyeceğim! Ben seni aramadım, sen beni ara- dın, sen beni buldun, sen bana küçük dest oldun. Ben bütün hayatımın bu sükün ye teselli yıldız m, bu garazsız maksatsız ve Holivutsuz yıldızı bütün kalbimle benimsedim. Seninle beraber bu- İunduğum saatlerde yarım asırlık ömrümün bütün perişanlıklarını unutuyordum. Sen benim anam- dın, kardeşimdin, hemşiremdin, küçük dostumdun. Ben yaralandıkça seni arıyordum, Sen | sezdikçe bana koşup benliğimi avutuyordun. Beni dinliyor musun iki numaralı Perihan Soydangel?! — Benimle baş başa konuşmak İstemez misin ? rr mı? Sus rica ederim! Ben tulüat pal- raçosu değilim. Ni a di Meli değilim! in Annesi, babası ve hemşiresi birer gölge gibi si- vıştılar. Baş başa kalmışlardı. Meli sözünü işiten Vurgun büsbütün çileden çıktı: diğını anladı. Yardımcı Eleni'nin de bir gün baj ağrısı olmak ihtimali vardı. — Aldırma! dedi. Çobanın son keçisine (dediği gibi huysuzluk ederse ona da bir elham okurum. Fakat Nazlı'yı bir türlü unutamıyor ve affede- miyordu. Nazlı'nın, karşısına bir gönül avcısı kılı- Biyle ve biraz karışık bir “Arkadaşımın — ab oyuniyle çıkacağını hiç ummamıştı. Onu bütün varlığına bir küçük ve hakiki dost edinmişti. Bu da yıkıldı, Ve artık hiç bir şey kalmadı. arkadaşı nın ablasi, küçük dostun hocasını öldürdü. Jçuruma Doğru Her şeyden ve herkesten nefret ediyordu; Meli" lerden, PerPlerden, Nazlı'lardan, erkeklerden, ka- dınlardan, sütçü beygirlerinden, cami o güvereinle- rinden, Üsküdar evlerinin yeni kafeslerinden her şeyden, her şeyden.. (Devamı Var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: