April 18, 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

April 18, 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

18-4-939 18 Nisan 1939 TI AN ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 1400 Ke. oOfens © 2800 Kr. ze sAy 18 “w " sAy so " w 1 Ay 29 Milletlerarası posta ittihadına dahil olmıyan memleketler için abone | bedeli müddet sırsriyle 30, 16, 9, Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâvesi Jizumdır. | Ağız Gazetesi Yine Faaliyete Geçti B' sütunda bir kaç defa şikâ - yet ederek bahsetijğimiz ağız güzelesi, son günlerde yine faaliyete geçti, Zaten hâdiseler biraz ehemmi- yet kesbetmeğe başladı mı, ortalığı bulandırmak İsteyenler için © fırsat çıkmış demektir. Herkes hâdiselerin iç yüzüne vakıfmış gibi mütalealar yürütür. Kulaktan kulağa fiskoslar yapar, ve ortaya birbirini tutmayan dedikodular çıkar, Son günlerde de gizli propagan- da yapmakla meşgul bazı fena niyet- Wi kimseler ortalığa bir takım riva - yetler yayıyorlar: İngiltere ile gizli müzakereler oluyormuş, bu müzake- relerde İngiltere bize şunları Geklif ediyormuş. Almanlar bu anlaşmayı bozmak için bize daha mühim teklif- lerde bulunmuşlarmış. Vesaire vesa- İrCom Bir defa İngiltere ile hükümeti - miz arasında cereyan eden mizake - reler hakkında henüz kimse hir şey bilmiyor. Bu müzakerler bitmedikçe ortaya atılan tahminler havayı bu- landıran birer tahminden ileri gide « mez, Memleketin hayati menfaati mev- xuubahsolduğu günlerdeyiz, Başve - kilimiz hükümetin uyanık ve hazır balda İLİMLE Öf SATİR menfaatine en uygun hareket ne ise onun yapılacağına emniyetimiz var- dır. Onun için dedikoduya, . tahmin ve rivayetlere kapılmayınız, Cüm - huriyet hükümeti gizli kapaklı iş yapmaz. Ortalıkta bir değişiklik ol - saydı, süphe yok ki hükümet halkı tenvir ederdi. Demek ki ortada Tür- kiyenin bitaraflık vaziyetini değiş - tiren bir mesele yoktur, ix Beklenen hâdiseler: Ortalıkta sükün var. Şimdi diplomatlar arasında lâf düel- losu cereyan ediyor. Hitler ve Mus- solini Amerika cümhurreisine vere- cekleri cevabı hazırlıyorlar. Bu ce - vap, totaliter devletlerin dünya mu- vacehesinde bir nevi imtihanı mahi- yetini haiz olacağı İçin, o Hitler ve Mussolini sözlerini tartarak söyle - meğe mecburdurlar. Onun için de Hitler vereceği cevabı 28 nisana te- hir etmi; Bu tarihte toplanacak olan Rayşlağıda İrat edeceği nutuk Roosevelte cevap teşkil edecektir. Bu arada hâdiseler seyrini takip ediyor, Verilen malümata göre, Hit- lerin 50 inci yaş dönümüne tesadüf eden 20 nisan günü bütün Almanya- da büyük merasim yapılırken, Dan- Zizteki Naziler de bu merasime İşti- rak edecek ve Danzigin Almanyaya ilhakını ilân edeceklerdir. e Danzig Milletler Cemiyetinin o himayesinde açık bir şehir olduğu için belki de Danzigin Almanyaya ilhakı Polonya ile Almanya arasında bir harbe s€ - bep olmayacaktır. Hâdiselerin süratle inkişaf et - mekte bulunduğu ikinci saha İspan- Yadır. İspanyada bir taraftan Cebe - litarık etrafında, diğer taraftan Pi - tene dağları eteklerinde — tahşidat vardır. Almanya da, o Akdenizdeki 8skeri vaziyeti İtalya lehine çevir - mek için İspanya sularına donanma- sını göndermiştir. Arkadan otuz Al Man tahtelbahiri daha gelmektedir. Fakat bizce burada da tehlike büyük değildir. Çünkü totaliter dev- letler henüz İspanya ordusunu iste - dikleri gibi organize edememişle, dir. Bu organizasyonu tamamlama dıkça orada almakta oldukları ted - birler ihtiyati ve tedafül olmaktan ileri gidemez. (Türkiyenin Akdenizdeki ehemmiyetini gösteren topoğralik İngiliz haritası| Avrupa Muvazenesinde Türkiyenin Rolü Taymis yazıyor: tatürkün geçen sonteşrin- de ölümü üzerine Siyasi vaziyetleri tetkik ile meşgul o - an müftehassıslar, tahlile değer bir vaziyetle karşılaştıklarına hükmetmişlerdi. O zaman, bir gerileme ve inhilâl ile karşıla - şacaklaiını (o zannedenler veya bekleyenlerin bütün ümitleri boşa gitmiştir. Çünkü yirmi dört saat içinde Atatürkün baş arkadası ve silâh voldası İsmet inonü onun yerine geçmiş ve selefinin mufassal “proğramı takip etmek azminde olduğunu ilân etmiştir. Bedbinler bir kaç gün için bü- nun yapılamıyacağını sandılar, Fa- kat Türk milleti ne yapacağını ve hangi hedele varacağını bilen bir millet olduğu için bu bedbinlerin bütün karanlık vehimleri de boşa gitti. Atatürkün herkes tarafından malüm olan hedefi, memleketi ge- ri bir ziraat memleketinden çıka- rarak modern bir sanayi memleke- ti yapmak ve bu suretle memleketi kendine güvenerek yaşar bir hale getirmekti. Atatürkün uzun idare devri, halka itimat vermiştir. Halk, onun hedeflerinden emin olduğu için, milli istikbal üzerinde tesir edecek oyunlar oynayacağına ka- nidi. Bugün Türk milleti Atatür. kün halefini takip ediyor. Çünkü o da, halk ta yapılması icap eden işin ne olduğunu birlikte biliyor- Jar. Türkiyenin tabii serveti: ei ri milli enerjisi, da- hili inkişaf Özerinde top- lanmıştır. Onun haricinde istediği şey, programını tahakkuk ettirmek için uzun bir sulh devresidir. Tür- kiye, tabii kaynaklarının zenginli- Bi yüzünden, ilham verici bir pro gram üzerinde çalışmaktadır. Türkiye, Karadeniz üzerindeki kömür madenlerinden mebzul mah rukat istihsal etmektedir. Maden- ler içinde onun en çok zengin ma- deni kromdur ve bu madeni bütün Avrupaya ihraç etmektedir. Tür- kiye, demir, bakır ve manganezi de, ticaret malı teşkil edecek de- recede işlemktedir. Bundan başka yün ve pamuk ihraç ediyor ve ih- tiyacına kifayet edecek derecede ipek istihsal ediyor. Gerçi Türki- yede petrol yok. Fakat bu yüzden endişeye düşecek vaziyette değil- dir. Çünkü Romanya, Kafkasya ve Irak petrollerinin teşkil ettiği kemere çok yakındır ve bunların birinden istifade etmek imkânını haizdir. Türkiyede bulunmıyan maddeler kauçuk ile tenekedir. i Taymis Gazetesi Yazıyor Türkler Ordularile, Toplarile Hamlelerile Istikrar Âmilidirler G örülüyor ki, Türkiye en € saslı ihtiyaçlarına © malik- tir. Fakat sanayi kurmak, ağır a- gir tekemmül edecek bir iştir. Men- sucat, şeker, kâğıt, çimento fabri- kaları faaliyete geçmiş bulunuyor. Demir ve çelik sanayii tamamlan- AA, SALSA AAA 2k AA, öl cz ki sanayileşme hareketi, henüz başlangıçtadır. Fakat memleketin neresinden geçilse yeni hayatın iz- leri ve bu hayatın yayılışı göze çarpıyor. Türkler, daha tecrübeli milletlerin ihtisas yardımından İs- tilade hususunda tereddüt göster- memişlerdir. Onun için yolcu, To- ros ekspresinin penceresinden bak- tı mı, İmar ve İnşa faaliyetini he- men görüyor. Tren Ankaraya var- dığı zaman, yolcu değişen bir milleti remzeden şahika ile karşı- Taşıyor Ve yeni kuruluşun ana kay- Bağı önünde bulunduğunu anlıyor. ir takım seplikler Ankarayı bir daş görünüşü sanıyor- lar. Hayır, Ankara bir nüvedir. O- nun kendini büyütme kabiliyetin- den şüphe edenler bir lâhza durup Ansdolu Türkünün tarihini düşün- melidirler. Nesillerdenberi memle- ket yabancı sermayedarların, Rüm kâtiplerin, Ermeni memurların &- linde idi, KORKU! Şöyle bir yumruk (| salladılar: Dünya irkilerek gözlerini kırptı. Ani bir tehdit hareketi karşısında irkilip gözlerini kırpmayacak hiç bir babayiğit, biç bir kabadayı yoktur; yumruk sallayanlar bunu bilmiyorlardı. Dünyanın salladık- ları yumruktan korktuğunu gü - rünce iki yumruklarını birden $ık- tılar. Bu sefer dünyanın benizi sa - rardı, nefesi kesildi, nutku tutul - du, kalbi çarptı, titredi, kan da marları takallüs etti de tüyleri di- ken diken oldu, dünya korkunun bütün alâmetlerini gösterdi. Dün- ya korktu. * Korku zararlı değil, bilâkis fay. dalıdır: Takallös eden damarlar yavaş yavaş gevşer; hizli çarpan kalp kanın cevelânına kuvvet ve. rir, artan teneffüs hayatiyeti kam. çılar, tehdide maruz kalan kendi. ni müdafaa edecek (kuvveti bir hamlede tonlar. ELELEE a B ü yük çifiçi ve asker olan irkün sırtında idi. Atatürk, Türke, kazmayı bırakıp demiryolu adamı, sigortacı veya çelik işçisi ol- mayı söylediği zaman Türk ns ya- pacağını biliyordu ve daha mühi- sil, yaplığı işi, Çek iyi başarıyor du. Türkün ne kadar büşarıcı ol- duğunu göstermek İçin bir tek mi- sal kâfidir: Tamamlanmak üzere 0- lan milli programin bir maddesi, yabancı şirketlerin elinde olan de- miryollarını satın almak ve hepsi- ni millf sistem içinde işletmektir. 15 sene içinde yalnız Türkiyenin başlıca © şehirlerini © birleştiren direkt hatlar yapılmakla kalma « muş, bundan başka Irana ve İraka doğru uzanmakta olan iki nat ta vücude getirilmiştir. B u kadar geniş ölçülü dahili istikrara sahip olan bir mil- let, ileri bir harici siyaset tutacak vaziyettedir. Türkiye 1933 tenberi Balkan paktının en ileri azasıdır, 1937 denberi Şark paktının kımıl- datıcı ruhudur. Bu bakımdan Tür. kiye, Yakin Şarkın en sürükleyici nüfuzudur, Onun. komşularile te- sis ettiği rabıtalardan nüfuz, 1938 SELÂMİ İZZET Korku hayatın garantisi, tehli- kenin paratöneridir. Beşer kork - wmamiş olsaydı neslini koruyamaz, | üretemezdi. Medeniyeti o korkuya | borçluyuz: İnsan vahşi hayvandan korktuğu için kendini koruyup o- bu yenmiş, ateşten, sudan korktu- ğu için barınmasını bilmiş, ölüm korkusu ile mikrobu bulup müca- dele etmiştir, Yazan; * Dünyanın tekallis eden kan da- marları gevşedi, hızlı çarpan kalbi kan cevelânma Kuvvet verdi, sık - laşan teneffüs hayatını kamçılı - yor: Dünya kendini müdafaa ede- cek kuvveti bir hamlede fazlasiy- le topladı; tutulan nutuklar açıl - dı, yükselen sesler ufuklardan u - fuklara yayılıyor: Artık korkan dünyadan korkulur. Korkmadan dünyaya meydan okuyanlar varsa korkmayalım: On lar korkmadan saldıran yaban do- muzları gibi bir kurşunda yere s6- rilirler, de Boğazları tahkim için yaptığı pakt ile temin ettiği istifade yanın- da âdeta ehemmiyetsiz kalır. Tür- kiye Karadeniz ve Çanakkale bo- Bazlarını tâhkim ederek diploma- tik ve stratejik nüfuzunu yükselt- miştir. Montrö muahedesile, Tür- kiye yalnız harp zamanında de- ğil, kendini harp tehlikesile teh- dit edilmiş gördüğü zaman dahi harp gemilerinin Boğazlardan geç- mesine hâkim bir vaziyette bulun- maktadır. Onun için Türk dostlu- ğu devletleri tarafından son dere- ce arzu edilen ve Karadeniz dev- Tetleri için zaruri olan bir dostluk- tur. Iş, bu kadarla da kalmıyor. Perii ağırlığı ve hacmi dolayisi. le, mümkün oldukça deniz yoluyla naklolunur. Türk ordusu ve topları usya ile Romanyanın bütün petrol ihracatı ise, Boğuzlar yoluyla yapılmaktadır ve Türkiye topları bu yola hâkimdir. Bu topla ri idare eden ordu çok iyi silâhlan” mış, itimada lâyık bir ordudur. Türkiye Cümhuriyeti, daima or- dusile iftihar etmiştir. Bu orduyu, Gazi, yani harp sahnelerinde zafer- ler kazanan Atatürk kurmadı m” Atatürkün halefi de bir genersl değil mi? Anadolu Türkü, her 2a- man mükemmel bir askerdir ve bugün kendi gayretle kurulan cümhuriyeti taziz etmektedir.Türk bahriyesi ve hava kuvveti de son senelerin bütçelerinde büyük bir kıymet arzediyordu. Türk donan- ması, sayısız bir çok limanlardan istifade edecek vaziyettedir. Bir donanma, küçük te olsa, Anadolu sahillerinde kendini saklamağa mu- vaffak olmakla mühim bir imtiyaz temin etmiş olur, ulâsa, Türkiye gibi hâkim bir vaziyette olan memle- ketler çok azdır. Türkiyenin kuv. vetlenmesinden sonra dostluğunu istiyenlerin çoğalmasındu. hayret edecek bir şey yoktur. Bu dostla. rın en vefalısı, Rusyadir. Iki dev- let, Büyük Harpten sonra emper- yalizmin taarruzuna uğramış, bu yüzden 1921 de yapılan Türk - Kuş ittifakı bir sarsıntıya uğramamış gibidir. Fakat "Türkiye, artık ken- dini tek bir kola dâyanmağa muh- taç olmıyan bir vaziyette görüyor, Daha sonra Almanya sahneye çık- ti. 1936 da Almanya Türk ticareti- Bİ ele almış ve ticaret yoluyla si- yasete karışmak istemişti. Osman- b imparatorluğunu sarsan her ec- nebi müdahaleye karşı son derece hassas olan Türk. derhal baska müş teriler bularak ve mukaveleler ya: parak Almanyaya mukabele etti. Bunun neticesi olarak 1936 da İngiliz - Türk yaklaşması başladı. Esasen iki memleket arasındaki hüsnü niyet tezahürleri, son yıllâ- rin en belli başlı harikaları arasın- » (Devamı 8 ncide) ge GOPÜŞLE Ya Hep, Ya Hiç Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel oosevelt, bütün insanlığı sü- rüklenmekte olduğu felâket » ten, kurtarmak . için, son bir hamle yaptı. Totaliter devletlere “sizi har- be sürükliyen sebepler, iktisadi âmil ler midir, size bütün iktisadi hudut- ları açacağım, refah ve saadet imkân. larını vereceğim.” dedi. Eğer iyi ni « yetiniz varsa, gelin bir konferans ha“ linde birleşip konuşalım, Eğer kötü niyet sahibi iseniz, hürriyet ve de - mokrasi sizin rejiminizi boğacak ka- dar kuvvetlidir.” Rosseveltin mesajı, totaliter dev etlerin yüzünden maskesini düşür « mek için bir sondajdır. Alacağı ceya- bı Roosevelt de bilir. Çünkü, bugün arefesinde bulunduğumuz cihan har. bi sadece Almanyânın sıkışık vazi - yetinden, İtalyanın mustar mevki » inden ileri o gelmiyor. Almanyanın Bismark zamanındanberi yürüttüğü, büyük Cermen imparatorluğu idea- li, İtalyanın Kavur zamanındanberi beslediği büyük Roma imparatorluğu ideali, evvelâ Kayzer Vilhelm ve Hindenburg ile, şimdi Hitler ve Mus- solini ile icraata geçmiştir. Almanya Cihar Harbine girdiği zaman elinde bir çok müstemlekeleri vardı, endüstri itibariyle Avrupanın en ileri bir memleketiydi, mamulâ - tını sürmek için serbest ticaret ka « nunlarından istifade ediyordu. Fa kat daha büyük bir Almanya yap mak hırsı, büyük Cermen impara « torlğunu kurmak ideali Kayzeri Ci 4 han Harbine sürükledi, bugünkü Al manya da ayni emelin peşinded Bunun içindir ki, Rooseveltin bu im- sani davetine karşı Almanyadaki fa- şist matbunt bir ağızdan “ya hep, ya hiç” diye bağırıyorlar, * Ya hep, ya hiç. Hep ne demek? Bütün küçük milletleri yutan büyük imparatorluk değil mi? © Avrupanm ortasında fikir hürriyetini, vicdan hürriyetini, küçük milletlerin istik - lâlini, beşerin asırlardanberi hasret çektiği insanlar arasındaki kardeşlik hislerini yutan, büyük diktatörlerin, kumandası altında can çekişen bir esirler dünyası değil mi? O Bugünkü insanlığın kini de, insanları esarete sürükleyen bu cebir ve zora karşıdır. Büyük imparatorluk davasına giri « Şenler, bu insanlığın kinini ve nefre- tini hesaba katmayacak kadar kuy - vetlerine güveniyorlar. Bu hepin, hir hiç olmak ihtimalini tasavvur etmi. yecek kadar demokrasilerin çürüdü - üne kanidirler, Demokrasilerin içinde kendileri. ni zaafa düşüren sınıf kavgaları ol - duğunu kabul edebiliriz. Fakat bü - yük imparatorluk, büyük emperya - lizm, büyük diktatörlük © karşısında (laşist kanmatler müstesna) bütün sı- niflar bir tek cephe halinde demek « Silâh patladığı gün, demokra- dahili zânfı yoktur. Sağ, sol, İleri, geri, milli istiklâlini kurtarmak için bütün fertler ve milletler hu - dut boylarında silâhlarını emperya- lizme çevireceklerdir. “Hep” e gilve- nenlerin bu birleşik dünya kuvvetle- ri karşısında bir “hiç” olması çok da. ha muhtemeldir. Hattâ, hattâ, harp- ten muzaffer çıksa bile, © insanların hürriyete çektiği hasretin, © esarete Jkarşı beslediği kin ve nefretin elin- İden mağlüp çıkacaktır. Fakat ne yazık ki, insanların bu- güne kadar yaptığı tekâmül, insan zekâsı, insan enerjisiyle (katettiği methaleler bir hiç olacak, galip ve- ya mağlâp bütün dünya, yanmış, yı. kılmış bir İspanya halini alacaktır. Manisa, Kırklarelinde Mimar Sinan İhtifali Manisa (TAN) — Mimar Sinan ihtifali, Koca Mimarın şehrimize he- diyesi olan Muradiye camii önünde yapılmıştır. Geceleyin de halkevin- de toplanılmış ve dâhi mimarımız anılmış, bütün eserleri projeksiyon la halka gösterilmiştir, X Kırklareli (TAN )— Mimar Si- nen İhtifeli geceleyin halkevi salo- nunda yapılmış, belediye & mimarı Talât Özışık Sinan hakkında bir konferans vermiştir, Ayni konlerans ertesi gün muallimlere ve talebeye sinema salonunda tekrar olunmuş- tur,

Bu sayıdan diğer sayfalar: