2 Temmuz 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

2 Temmuz 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tefrika No. 92 Italyanların Sökeyi Işgal | Hareketi Cumaovasında Biriktiği Haber Verilen Bir Süvari Kuvveti, İşgal Ordusunu Tereddüde Düşürmüştü Mayısın yirmi birinci günü, bir piyade taburu, bir ağır makine tüfek bölüğü ve bir topçu batar. yasından müteşekkil bir kuvvet İzmirden hareketle iki koldan Me. nemen üzerine yürümüştü. Bu ha. rekete, © muhitte teşkil edilen Rum çeteleri de iştirak etmişti. Menemende muntazam bir kıta ve kuvvet olmadığı için, işgalciler bu. rada hiçbir mukavemete maruz kalmamışlardı. Şehir kolayca işgal edilmiş ve kasabada bulunan bir depodaki silâh ve cephaneler elo geçmişti Mv Yirmi altıncı günü, Büya Türk çetelerinin top. Jandığı ve Hıristiyan ahaliye kat. liâm yapılacağı bahanesile, beşin. ci alaydan iki tabur Piyade ve bir ağir makineli tüfek bölüğü, bir topçu bataryası ve bir miktar jan. darmadan ibaret bir kuvvet, Bor. rova - Sabuncubeli üzerinden ve Menemeni işgal etmiş olan kuvvet te diğer bir istikametten Man isaya sokulmuşlar, fakat, şehre gireme. mişlerdi. Mutasarrıf Hüsnü beyi şehir dışma çağırmış, şehrin tesli. mi hususunda anlaşmışlardı ve bu hizmete bir mukabele ve mükâfat olmak Üzere vazifesinde bırakılan mutasarrıf bey de bu lütfe muka. beleden geri durmamıştı. İşgaleile. rin emin ve mutemet bir adamı ol. roüş, aleyhimize çahışmağa koyul. Muştu. Hattâ, otuzdan fazla topu. muzun kaçırılmasına fiilen müda. hale ve mümanaatile işgalciler e- line geçmesine sebep olmuş ve bu suretle de millet ve vatana kat. meli bir. spam. B u hâdiseler cereyan ederken 2 İtalyan kuvvetleri de Söke. Yİ İşgal etmişti. İtalyanların bu ha. reketi, işgal kuvvetleri kumanda. rini şüphelendirmişti. İtalyanla. rın Aydını işgale mâni olacakları veyahut kendileri tarafından işgal edileceği zannını hasıl ötmişti Hemen Aydının da İşgali emrini vermişti. Fakat, Cumaovası köylu rinde, perakende olarak iki bi kadar piyade ve yüz elli kadar da süvari efradımızın bulunduğu ha. beri işgalcilerin cesaretini kırmış ve süratle ilerlemelerine mâni ol. muştu. Halbuki, aldıkları bu haber asılsızdı. Cumaovası ve havalisin. de, köy bekçilerinden başka silâh. UL kimse yoktu. İşgalciler, bu ha. reketlerinde, ancak Torbalıyı iş. gal edebitmişlerdi.. Nihayet, sıra Aydının da işgaline © gelmişti. Mayısın yirmi beşinci o günü, Işgal kuvvetlerinin Selçuktan Aydın üzerine yürüyüşe geçtikleri ” haberi, Aydinda şayi olmuştu. Bu şayia, mahalli Rumlarını sevindir. miş ve harekete geçirmişti. Aydı. nin paralı ve nüfuzlu Rumlarından Teohari Yorgiyadinin ticarethane. sinde mahalli ekalliyetlerden bir kısmı ile Hürriyet ve İtilâf GOrkası mensuplarından bazıları bir töp - i yapmışlardı. Aydın ahalisi ina işgalcileri davet kararını vermişlerdi ve bu kârar üzerine de İşgal kıta ve kumandanı kar. şılsmak ve takarrur eden daveti yapmak üzere mayısın yirmi altıncı günü, bir heyet halinde, Aydının on kilometre kadar garbındaki Ka- rapınar mevkiine gitmişlerdi. Bu heyete Teohari Yorğiyadis, Mihal Barutçu, Hacı Apostol, Manisalı 14- telya ve Bropolo ile üç zorbadan mürekkep idi. Halbuki kendi nam- larına verilen bu karardan ve ne de davet teşebbüsünden Aydın hal kının haberi bile yoktu ve olamaz- dı da.. Çünkü, halkın ekseriyeti, Yüzbaşı Giritli Faik. Fikri ve mü- lâzim Zekâi ve oşraftan Ferit bey- lerle (arkadaşlarının, memleketi müdafasya matuf bir plân üzerin- de çalıştıklarını ve eşraf arasında mevcut olan tan mütevel. e in lit soğukluk ve ayrılığı izaleye ve bir fikir birliği teminine uğraştık- larını biliyor ve bu-hayırlı teşeb- büsün neticelerini bekliyordu Yerli ekalliyetletle, hurslı zor- baların müştereken kararlaştırıp yaptıkları bu davet teşobbüsü ve düşman kıtalarının Germenciği İş- gsl ile Aydma doğru ilerlemekte oldukları haberi, Aydınlılar üze- rinde çok fena bir tesir yapmış ve herkese ne yapacağını şaşırttırmış» &. Can cana ve başbaşa mefhu- munun pek acı bir şekilde benze- rini gösteren bir vaziyet ihdas et. mişti. Germenciği işgal eden kuvvetten başka, (o bir kisim kuvvetle - rin de şimendiferle Aziziyeye gel- mekte olduğu ve mecınuu bir fr- kaya baliğ olan bu kuvvetlerin Ka- rapınarda toplanmakta bulunduğu haberi de o gün öğleden sonra şayi olunca, güzel Aydını bir matem bürümüş ve bütün halk yese, ü- mitsizliğe bürünmüştü. Halk, ger. çekten ruhi bir buhran içinde kıv- ranıyor, çırpırıyordu. O zamanki şartlar ve vasıtalarla şehrin uzun müddet müdafaa ve düşmana mu- kavemet edilemiyeceğini takdir e- diyor, şehrin düşman eline geçme- sini tabii buluyordu. Fakat, düş manin hâlk adına karşılanmasını, Şehre davet olunmasını bir türlü hazmedemiyor ve bunu “Türklük şerefine yakıştıramıyordu. Milli şe. refi, maddi menfaatleri uğruna düş- manın ayağı altına serenlere, çiğ- netmek İstiyenlere karşı lânetler yağdırıyordu. Ağlıyor, bağırıyor. A VER emar ary ora BERİT bir mukavemet ile şehri değilse bi- le, milli şerefi olsun kurtaralım, tarihin huzuruna ak ve pâk yüzle çıkalım. Yarınki nesle, evlât ve to- runlarımıza bir ferağat ve feda - kârlık destanı okutelım. Hürriyet ve hâkimiyet yoluna yalniz malla- rımızı değil canlarımızı da koya- lm. Yazıktır millete, günahtır, na- mus ve şerefe. ınlı * yüreklerden fışkıran bu feryada sinsi bir zorba, iğfalci bir frkacı ses cevap veri- yordu: — Acıyoruz size ve Kendimize, Şaşıyoruz bu fikir ve düşünceleri- nize. Müttefiklerimizle beraber devletimizin mağlüp edemediği kuv vetlere bizler mi baş eğdireceğiz. Zabitlerin teşvikli sözlerine kapıl. maymız, âkıbetiniz felâket olur, I- şi hükümetimizin siyasi teşebbüs ve faaliyetlerine bırakalım. En isabet- li karar ve hareket bu olur. Zorbaların, fırkacıların ve baş- ta metropolit olmak üzere yerli Rumların dedikleri ve istedikleri olmuştu. Aydında olan ve bir kad- ro halinde bulunan askeri kıtala- rımız, o sırada telsiz telgraf sırtın. daki ordugühta bulunuyordu. Ay- bütün zabitan silâhlanmıştı. Cebel topçu taburu, Aydından Çineye giden şose üzerindeki Pet- raki çiftliğinde, verilecek emre in- tizar ediyordu. (Devamı var) HAMA e m A kan AA Taman ordumuz, ricat halinde bulurmn işgalcilerin Menderes grupunu esir et- tiği zaman bu oolari da kurtarmış ve geri simiğta, ILOKMAN HEKİMİN UTLERİ DT VARİSLİLERE SAĞLIK Varisler hormon bozukluğundan ileri gelir ama, onların hormon. larla tedavisi henüz bulunamamış. tır. Genişlemiş olan kara kan da. marlarını sıkıştıracak bir hormon bulununcıya kadar varisler, he- kimin varislide bulduğu hallere göre tensip edeceği usulde tedavi edilir. Her varisliye uygun gele. eek bir tek tedavi usulü de yok- tur, Her varislinin bileceği şeyler, k inde hormon bozukluğundan ileri gelen istidadı büyütecek, va- risler meydana cıktıktan sonra on. ların verdiği rahatsızlığı / arttıra- “ cak seheplerden kacınarak kendi sağlığına yarıyacak tedbirleri Yap- maktır. Çok ayakta durmak varislerin a- sıl sebebi olmamakla beraber, va- rislere istidadı meydana çıkardığı, varisler peyda olduktan sonra da rahatsızlığı arttırdığı şüphesizdir. Yatakta yatmak, hele bacaklar bedenden yüksek olarak yatmak Tahat ettirir. İnsan bunu mümkün olduğu kadar cok yapabilir. Fakat varisi var. diye bütün hayatı da elbette yatakta o Zaten yal yürümek © varislere zarâr vermedikten başka, faydalı da olur. Yol yürümeyi varislere va olarak gösteren hekimler bi. le vardır. hem de dakikada 110 hattâ 120 adım atacak kadar hızlı yürümek şartiyle... Ancak bir va- risli bu kadar hızlı yürüvüşe ilk gününden başlıyamaz. Fakat yo- ruldukca hemen oturur yahut va. tarsa, derere derece kendini alış. tırabilir, İlk günü beşer dakika yürümek, sonra dinlenmek üzere on iki defa heser dakikalık, » istirahat müddetleri dahil .d bir saatlik yol gider. Ertesi günü hir saatlik yolu hir saat bir çeyre. ğe, daha sonra hir buçuk saate çı. karır, o On besinci gün iki buçuk saatlik yol gidebilir. her beş daki. kada bir dinlenmek, birinci gün- den sonra insanın İçini sıkacağın- dan, dinlenmeden önce — tabii sonraki günlerde — on dakika, bir ceyrek saat yürüyebilir, İki üç ay böyle yol yürüyünce varislerin verdiği ağırlık ve ağrı geçer, siş- ler kalmaz, kara kan damarlarına kuvvet gelir, varisler darlaşır. Yol yürümeyi sevmiyenler, ya- hut ona dayanamıyanlar da Ya- takta jimnastik yaparlar. Bu da pek kolaydır. Sabahleyin uyanın. ca yatakta oturup, dizleri dikme- li, sonra açmalı, tekrar dikmeli. Dizler açıldığı zaman, kollar yu- karı kaldırılır, dizler büküldükce, kollar asağıya indirilirse. âlâ hir yatak jimnastiği olur, İlk günleri bir kaç dakika, yavaş yavaş bir çeyrek saate kadar çıkarılır. banyo ve masaj varislere Suvun derecesi AR olma. daha İyi, | alatur. hı, banyo İtinde olu: r yavas yavas dökülmek şir e Dus tarzında su İvi gelmez, Soğuk sudan korkmıyanlara daha soğuk, 25 derecedr. korkanlara da *ıcak su... Varislilerin bazıları da, ba. caklarının üzeri i sından soğuk ve eller, talk to. zu sürünerek varieli bacaklar ü- zerine, Anima asağıdan vukarıva. hafif hafif, haenklarr oksar gibi masai vanarak in eereyamıni kolavlastırırlar... Ancak, evli 0- ı rin. hiç olmaysn, ür vıldan- 1 bulunmak Kizımadır. lerin yemekleri de hafif olmalıdır: Az et, çokça sebze. Ba. harlı ve biherli yemekler dekü- nur, hele-alkol pek fena tesir &- e. TAN 22222222223 2222223222232 W rak hayvan yarışlarına ait olmiyan bir kitap girdi. Bir şiir kitabıydı. Bir elini havada sallıya. rak kitabı açıyordu. Kitap, “ey nev zuhur, seni duydum ve duyarak sevindim,, diye bsşliyordu. Rü 6ö7- ler ilkbaharda öten bülbüllere ait- vi. Fakat Waldo'ya göre, bu sözler bülbülden ziyade, son sıralarda rastgelmiş olduğu tâze ve körpe Mis Konor'a karşi kendi duydukis. rım ifade ediyordu. Tam iki hafta- danberi Mis Konor, kapı komşusu olmuştu. İşte ondan sora, Waldo, doğdu doğalı mesleği olan yanke- sicilikten tiksinmiye başlamış ve şiir okumıya dadanmıştı. Amanın 6 Mis Konor ne nonoş şeydi! Yüzü ayın ışığı gibi pürüzsüz ve apaktı. Onu karanlığa kilitleseniz ay gibi i ışıkta kitap okuyabilireiniz. Zaten işte Waldo'nun fenalıktan zindan olan gönlünü iyilik isteğile aydınlatmıyor mu idi? Waldo'nun kızda asıl hoşuna giden, ondaki o ü- zerine toz konmamış çocuk safiye- ti ve berraklığı idi. Bakışları sağa, , sola kayarken, salman beşikten masumiyetin tâ'kendisi, size Agul dermiş gibi oluyordu. aldo'nun odasına siftah ola- #ldo, kizin yanında bulun- dukça sözüne, diline dikkat ediyor, ağzından bir külür kaçır dinde Bulunan: ve İzmirden: gelen ; | i22MPa uğrapyardu. Çünkü bu ka- dar temiz ve körpe bir gönlün ilk küfürde ürküp Kaçacağından kor- kuyordu. Ağzından bir kötü kelâm çıkmaması için ona ansak: dört, beş söz söylüyordu. Ah sövmiyeceğine emin olsaydı, yanağında bir bahçesi kızardiğım söyliyecekti Fakat ağız temizliğine gül alışıncıya bur kalacaktı. Mis Konor uğrunda bu İşkence. ye katlanılır mı, katlanılırdı. Bir gün Waldo dayanamadı. “Yanağınızda bir gül bahçesi biti- yor!,, dedi. Mis Konor “yani yana- ğımda bir gül bahçesi yetişecek ka- dar toprak ve pislik olduğum mu çıtlatma kistiyorsunuz?,, dedi. Iş. te o zaman Waldo, az kalsın bir küfür kaçıracaktı, Neyse yütku- Bup “bu gün hava çok güzel!,, de- di, Fakat bu söylediklerini söyle- mekle, kızla hiç konuşmuş olmadı. ğını anladı. Cani sikildi. Canisıkın- tisının verdiği cesaretle Mısı gece tiyatroya davet etti. Kız kabul ct- medi. Galiba gece hanım hanım- cık evine çekilerek gergef'te işliye. cek ve yahut dantelâ ürecekti. Tiyatro olmayınca Waldo kızı 6 skşamki at yarışına davet etti. Kız “hayır, manasına olmak üzere ba- sini salladı, Waldo: “— Birinci mevkie gleriz,, de- di. Kız ikinci baş sallayışını orta yerinde durdurdu. Gözleri istekle parladı: “.- Orada yüksek tabakanın ka. dınlarını, tuvsletlerini görebilecek miyiz?,, “— Evet, Mis Konorun gözlerinde sanki yıldızlar peydalandı, Çocuk gibi ei çirptı: “ Gidelim, ne güzel olur.,, . iz beyazlar giyindi, kuşandı. Çiçekten ziyade kelebeğe benziyordu. Çünkü fıkır fıkır, pırıl parıl kımıldanıyor ve koşuyordu. Kelebekten ziyade çiçeğe benzi- yordu. Çünkü mis gibi kokuyordu. At yarışında, böyle bir fiske, bir &- vuç minnoş kızın yanında, Waldo, kendini bir pehlivan kadar acar ve babayiğit buluyordu. Mis Konor at yarışına en paha- hı tuvaletlerile giyinmiş olarak ge. len Jardların ve yüksek sosyete ka. dınlarının adlarını soruyordu. Wal- do onları birer birer isimlerile bildiriyordu, Bir aralık Mis Kono- run gözlerine baktı. O berrak sy. na gibi bakışta kendi kara gön nür aksini gördü. Bir daha yanke- (2232732222272 232232273732> GAL PR HiKÂAÂYE BEYAZLI KIZ Yazan: W. H. Harley Çeviren: GECCE. sicilik etmiyeceğine için için and içti, Mis Konor: “— Şurada toplanan kelabalık ne yapiyor? diye sordu. “. Yarışa girişecek atlara ait bahis koşuyorlar.,, * — Dur gidip göreceğim! Ne tü- hat. Ve hemen Mis Konor keklik gi. bi seke seke o kalabalığın arasına daldı. Geri döndüğü zaman Waldo'- ya sordu: ”— Kalabalık arasındaki o yar ve yakışıklı centilmen kim” “— Şu mavili kadinin yanındaki mi7, “— Evet o.,, “5 Ona Lord Tinboragh derler, “— A ne ayıp oldu. Koşarken ırptım da adamcağızı az erektin dar, eylemek is gi buy “ istasyona ie gibi şeyleri Şenlik mec A EE ai çeldi dönüş trenine bindiler. Wal. do, Mis Konora at yarışlarına ne kadar çok paralar kaybetmiş ol- duğundan bahsetti. Mis Konor: “ Vah vah ne yazık. Bayağı «- cadım,, dedi. Bir an için sırtini vagonun me- şin yastığına dayadıktan sonra” be. nim bugün kısmetim çok açıktı, diye İlâve etti. “— Ne o? Yoksa yarış atlarının üzerine bahis ni koştun?,, “— Hayır! Bakl,, Ve el çantasından, içine tıklım tıklım banknot destesinden kaba- rün bir cep çantası gösterdi. Çan- tanm üzerinde altın harflerle Lord Tinborugh'nun adi yazılı idi. Waldo'nun gözleri fal taşları gi- bi açıldı: “— Bunu sana Lord mu verdi?,, “— Hayır! Cebinden şipın işi Bursada Mahsul Vaziyeti Çok İyi Bursa, (TAN) — Mayısta yağan bol yağmurlar, kurak senelerde eki- lemiyen susamın ekilmesine, zorluk- la ekilen tütünün de zamanmda ve kolaylıkla dikilmesine hizmet etr tır. Bugün susamlar, mısırlar boy at- muya, tütünler çapalanmıya başlarıl- muştır. Bu sene muhitimizde ilk defa | olarak yüzlerce dönüm miktarında ay çiçeği de ekilmiştir. Bu, bazi mü- teşebbislerin ay çiçeğinden yağ çıkar- mak için fabrika kurmalarından ve köylüye tohum tevzi etmek, avans vermek süretile yardımlarından ileri gelmiştir. Hasat faaliyeti devam ediyor. Köy lünün “Açharmamı,, tabir ettiği ilk hasadin verimlerine göre, kış mahsu- lü sayılan buğday vesairenin müs » tahsili memnun bırakacağı anlaşıl- maktadır, en Dut Ağacından Düştü, Öldü Arapkir, (TAN) — Gedeleç ma- hallesinde oturan Süleyman oğlu Mehmet Viçta, çıktığı dut ağacından “ Cevat Şakir ELELE EL donun gözleri yuvalarından fırladı; “— Sen bir yankesici misin?,, '— Evet ama yeni başladım, da. ha âcemiyim.,, Bunun üzerine Mis Konör, çan- tayı Waldo'ya verdi. “— Yarışta kaybettiğin parala- rm acısın çikartasın diye sana ve- riyorum,, dedi, aldonun şükran gözleri dol. du. Başı dönüyordu. Kızın © incecik parmaklarına “baktı. Oyle hafif parmaklarla ne işler görül - mezdi. Waldo, tam bana göre karı diye düşünüp dururken, yanı baş- larındaki kompartimanda resmi ve davudi bir sesin bir şeyler sordu. ğunu ve kompartimandakilerin bir ağızdan protesto ettiklerinin far. kmda değildi. Hâlâ çantayı elinde tutuyordu. R ç Mis Konora doğru eğildi. Artık ölünciye kadar Waldo'nun kulu, kölesi olarağını Mise söylemek tl zereydi. Fakat Mis Konor birden- bire geriye doğru çekildi. Onun yüzüne karşı: Va “— Beni tanımadan benim'e'na- sıl konuşuyordun? Edepsiz herifi, Diye avan svaz haykırmıya ko. yuldu. Birdenbire (o Waldo, Komparti- manda Mis Konorla yalnız alma- dıklarının farkına vardı, Başını kaldırdı. Detektif Fox, kapıda du- ruyor ve elinde tutafıkta olduğu Para çantasına dikkatli dikkatli ba, kıyordu. Waldo'ya: : g “— Demindenberi arıyordum. Lord Tinborugh'nun çantası sonde (| imiş ha! Gel bakalım benimle be- raber. Eski dostum Waldo,, dedi. Aydın Elektriği Islah Ediliyor Aydın, (TAN) — Belediye elektely fabrikasının tevsii, 300 beygir ku vetinde gazojen ve Dizel tertibat * motör ilâvesile tevzi kablosu $ İşi 29098 lira 51 kuruş mukabilinde bir müesseseye ihale edilmiştir. Mo. tör yeniden yaptırılacak ve 12 ayi ginde işler bir halde belediyeye tes. lim edilecektir, < Soğancı bir köy Karacasu kazasına bağlı ve diseyas harabelerile meşhur Gİ yünden on kilometre ilerde bı Seki “köyünde soğanetlik inkişaf mektedir. Arazisinin çoğu kır, 82. kısmi sulak olan bu köy halkı mey. vacılıkla da meşgul olmakta ise de en büyük kazancı, yemeklerde kul lanılmak üzere yetiştirdiği sert kızıl soltan ile çiy yenilen kaba söva- Da inhisar eylemektedir. Her ev, bir. dönümdan beş dönüme kadar ekmekte, dönüm başına 1000. it yıllarda da 2000 - 2500 kilo almaktadır. Bahar mevsimi çok W olunca, sovanlar tarlada çürüme düşerek ölmüştür. ve köylü sıkıntıya düşmektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: