9 Ağustos 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

9 Ağustos 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bütün İngiliz Milleti, Bir Büyük Harpte İronside'nin "Muzaffer Başkumandan,, Olacağına da İnanıyor. ji uzun boylu ve itimat telkin eder halli bir adamdır. Gerçi uzun boylular ara- sındaki ahmaklar, kısa boylulardan daha faz- ladırlar. Fakat mukadderat uzun boylulara bir de zekâ ihsan etti mi, bu adamlar kadar generallık edecek bir kimse İngilterenin'bugün askeri mukadder bulunmaz, ve atı, bu iri yarı ve uzun boylu adamın elindedir. Sir Edmond İronside, 1880 senesinin 6 Ma- yısında doğmuştur. Babası asker bir doktor- dur, Kendisi askerlik tahsil ederek 1899 da Cenubi Afrika harbinin başladığı sırada top- çu olarak çalışmıya başlamıştır. Yararlıkları resmi tebliğlerde rada yaptığı en mi den birine sürücü diye im hizmet, Boerlerin anılmış ise de bu s1. trenlerin. girerek, uzun bir müddet ca- suslük yapması ve Almanyanın Cenubu Garbi Afrika. sını baştan başa taramasıdır. General İronside daha - sonra erkânıharp olmuş, binbaşılığa ter. İl etmiş ve aksaksız bir şekilde i. lerlemiştir. Onun bariz vasıflarından biri fevkalâde disiplinci olmakla bera- her başkaları tarafından, kendisi. pek te hoş görmemesidir. B üyük Harp sırasında mita » laylğa erişmiş olan İronside pres muharebeleri iştirak et - miştir. O zaman maiyetinde bu - lunan Ferdinand Touhy ona dair şu hikâyeyi naklediyor: “Miralay İronside, cephenin ön hatlarını ziyaret ve teftişten sonra geri döndüğü zaman dedi Yakından tetkik ettikçe bu muhayyelemizi kullanamamak yüzünden kaybetmekte olduğumu. zu anlıyorum. Meselâ şu benim işi. me bakınız. Almanyayı ve Alinan. ları çok iyi tanırım. Karşımdaki ihz tiyar Von Diemling'le olan tanışık lık çok eskidir. Gençliğimin mü. him bir kısmını bu flaman şehirde geçirdim. Yerli halkı çok İyi tanı- dığim gibi memleketi de karış ka. rış bilirim. Yapabileceğim en'mü. kemmel iş, istihbarat işidir. Hal. buki beni İngiltereye, trenlere ne. zaret için göndermekle t yorlar., Çok geçmeden İsonside İngiltere. ye döndü. Çünkü daha yüksek mevkide bulunanlar, onun acı ten. kitlerinden şikâyet ediyorlardı. İ. ronside 1911 de 38 yaşında idi ve Hvalığa terfi etmiş, 99 uncu li nın kumandası da kendisine veri mişti. Fakat ertesi sene İrmside'in liğe terfi ettiğini görüyoruz. bebi onun güzide hizmetler ifa et mesi idi,, ve bu yüzden Rusyada bu » İngiliz kuvvetlerinin ku- 1 ona verilmişti. Arehan- gel kumandanlığı, İngilizlerden başka sekiz millete aitti. İronside, bu fırsattan istifadeyi bildiği için rt lisanı kuvvetlendirdi. buradaki o kumandanlık ithişti, Çünkü burada! t 83 derece soğukta çalışmak mecburiyetinde idi. I ronside, Archangelden Peş- teye giderek Romanya Ma- earistan hududunun tesbiti ile meş gul oldu. Daha sonrü İstanbula ge- lerek İngilizlerin -İzmitteki o kuv. vetlerine kumanda etti. Bunu mü. teakip, 1921 de Mezopotamyayı tahliye edecek olan şimal İran İn. giliz kuvvetlerinin başında bulun. gereeeeeeeseneasaseresiisek Yazan: ş SUNDAY Dispatch ; asar ayari aaa du, burada bir tayyare kazasına uğrayarak bacağı kırıldı ve bundan sonra talih onun aleyhine: döner gibi oldu Fakat “talih,, kelimesi pek de doğru olmasa gerektir. Daha doğ. rusu 'onun'âmirleri, bu parlak ve ciddi gencin daha 42 yaşında iken Cambuleydeki Erkânıharp kolle. ji şefliğine geçmesini kıskanıyor lardı. İn le, 1926 yılına kad. mevkide kaldı ve dershottaki ikinci firka danlığına geçtiyse de ayni yıl an- $izın çekildi. Anlaşılan, acı act ten. kitler yapan dilini, yine (serbest serbest kullanmıştı, Onun istifadan sonra gönderil. diği yer, Hindistanın Meerut na - hiyesiydi. Fakat 1931 de İngilte . reye dönerek iki sene Londra kol lejinin muhafızlığını yaptı, An n veril « e sebep, iki üç lisan daha öğ. esine yardım etmekti. General İronside, 1933 te yine Hindistana giderek üç sene orada kaldıktan sonra 1936 da İngiltere. nin orta şark kuvvetleri kuman «- danlığına tayin olundu, bunu teakıp Maltanın müdafaası İl meşgul olarak onu kendini koru - | abilir bir va: liştı He: onun daha sonra Cebeli. rıkta başardığı işlerden Yüksek sitayişle bahsolunu- yor. Bununla beraber İngiliz do. en üssü olarak tanıyarak güvenm hususunda ihtiyat göst hakkak sayı receği mu- General İronside, Ceb kumandanlığından sonra İr re Denizaşırı kuvv: fetti, man liğine tayin olundu. sı İse, harp vuk de bütün İngiltere kuvvetleri kumandanı olmasıdır. İhtimal ki İngiliz kumandanla - rı içinde hiç biri de general İron » side gibi geniş bir tecrübe görme. miştir. Çünkü İngiliz general, şark. ta, Garpte ve Orta Şarkte bulun. duğu gibi Harbiye hava işleriyle de, har. bin çeşit çeşit safhalarile, istihba- rat işlerile meşgul olmuşlar; O. nun yaptığı İşlerin İistesini uzat. mak mümkündür. General İronsi. de ibeli olmaktan başka,can- K donanm; tec ine itimadıdır. Zihnini bir nokta üzerinde top. n çok büyük işleri süt. ile üç hafta ra normal g hakkında Kuvvetli bir bir-ses-sahis Maiyetindeki zabitlerle ya- kından alâkadar olur ve gençler için Bir ilham kaynağı teşkil eder Köpek .meraklısıdır ve buldog. lar üzerinde ihtisas sahibidir. Ava çıkar; av vurur, fakat gibi heyecanlara baği endisi bugün İngilterenin ikin ci Kiçneri sayılıyor ve bütün İn- giliz milleti, bir harp çıktığı tak. dirde onun fler başkumah. dan,, olacağa inanıyor. bir eser y ş hatiptir ve kuvvetli bidir. mu: Şu Garip Dünya: Hırsızı 'Yakalatfıran | Fare Bir kaç sydanberi Var; aşşa sayfiyelerde oturanl lrlii olan bi kalamak ığraşmaktı imiş Bu» hırsız, © birl irlü polisin eli mİ YOSMUŞ. gün| sinden bir prot üne demir bir sa ık p elini içe avazı çıktığı ka ağar | örün evir ilişmişt Sa zaman gürültüye ey halkı mış, polis yeti ianmıştır. iş ve hırsız yaks- Bunca araştırmalara rağmen, ya- İkalanathiyan bu olup rsizın, NASI ta ele geçtiği araştırılmış ve - tr ki bula ir sandıkta bında anlaşılm hırsızın kıy metli mücev zannıyle elini soktuğu de r bü. yük fare varmış. Hırsız farlar madan fa hirs zın elini ısırmıştır. Yaka kedileceği yerde, bir kli dilmüştir. Çünkü hırsızı yaki ş, fare n hursız, hapishaneye s İlare, sari hastalık aşılanmı; İreymiş ve profesi pattığı bu farel yapıyormuş ni tecrübeler * Yürüyen oteller İngilizler, otel şeklinde modern büyük otobüsler yaparlarken, 15 liler de, İngiliz- lerden geri kal muyarak yeni bir Bir zamandan. beri Şimal mem- leketi (o İsveçte halkın o mütehar rik oteller dedi. ği bir takım tre Otel şekline kol bir Kaçı yatakl Iokanta, diğer bir başka salona tahsis edilmiştir. T. mütemadiyen hare nârak uğradığı şehir ii bir kaç gün kalmal bu esnada o şehi veya plâjlarında best gezdikten 8 ötelleri ol: larmş Tren, r peyda olmuştur. an bu trenlerin bazan tahillerde denize kar- $i veya ormanlar içerisinde de d yormuş. Bu suret'e yolcul: mehtaba karşı ve bülbül risinde uyuyorlar, hi İşehirler, kasabalar görüyorları Nezaretinde © YERE İNMEDEN BENZİN ALAN TAYYARELER: ii Ze dah hazırlan rin ularak yollarına devam ediyor sunu geçecek hava la yol almaları için postaları yareler uç il NEVYORK SERGİSİNDEKİ TÜRK ÇEŞMESİ İSMET İNÖNÜ'nün İngilizce Hocasile Sergimizi Geziyoruz “Nevyorkun göbeğinde bulduğum bu küçük Türkiye, benim oraya olan hasretimi arttırdı, ilk fırsatta Ankaraya dönersem bunda sergi âmil olacaktır, YAZAN: | 'V nımda Türl 1936 senesi tenis turne- manı şampiyonu Mister Gra- dy Frank, pavyo- numuzu geziyoruz. Kendisi tanbulda üç sene bulunmuş, Ankara Gazi Muallim Mek- tebinde (İngilizce & hocalığı sergideki bir hayran; nilere ve bilh k avludaki: zemi rle döşeli küçük havuzları diyor i küçük avlular şler uhtelif mıntak; rını “gösteren resimleri büyük b zevkle tetkik ediyor. Meşhur G; ta köprüsünün büyük boy bir mi daha doğrusu foto üyor, cebinden çıkarıp bakiyor ve sonra 1 bir tavırlar Saat be saatir şak. buçuk, altı vapurunu kaçırmıyalım bi Diye takılıyor ve ilâve ediyor canlı bir resim ki bulda sandım. nden geçiyoruz nk her-tarafa dikkatle ylere varıncıya ka- da ince bir Türk zev. , Türk klerini canlandı n z karanfiller ne onundaki büyük Havuzun sol suğ tarafı Avrupayı tems Asya ve ediyor; r yazı upaya sulh Ne kadar doğru, diyor mu. hatabım, fakat Türkiye sade Asya- rupaya değil, fakat Avrupa. lının hattâ Amerikalının kalbini kendisine bağlıyor Mister Frank sö. » ediyor. z Türklerin beğenirim bir hasletini Az sözle çok Wi şeyler söylersiniz. Sergi. ok güzel bir misalini Şu bir tek ibarenin De bir mânası var, daima # tip Türk kadınlarını an tablo önündeyiz. Göz. an ateşiyle yanan Türk ka. dınlarının > resimlerine hürmetle Sevim Zekeriya SERTEL bakıyoruz. Miste tmü. tehassist — Reşim ile dilin ve kalemin ifade edi şeyler canlan. dırılabilir. Diyen ne doğru demiş. Eğer sergi idaresi ya Türk kadının geçirdiği tahavvul safha. larını anlatan bir y o yâzı bü fotoğrafın miyeceği burt bir iz bi resimler inkılâbın latıyor. Yukarı kattay leri. tavriyle muza İliç çıkan şey Hitit es dir. Şakacı Amerikan Mister Frank Mi Türk kadı Türkiyenin eseri yeni eski Türkiyenin &seri Hitit sanatına bu ne kadar çabuk bir geçiş şaka ediyor ve sonra ilâve ediyor. Bu pavyon. bir nal bir ndan, da eski ile izel ve enk uyandırışı var. B'- ileride Türk camilerinin Amerikalı dostumuz Ayasofya camiinin mu- resimleri | var, &zzam resmini, mimarının bu Şa. bir e k dan büyük bir hayranlıkla heserin! çıkı seyrediyor, sonra gayet yumuşak bir ses san dar sesini e kulağıma fısıldıyor — Aşağıdaki havuzun şırıltısı biraz yavaşlasa akşam ez o. kuyan müezzinin sesini duyabile. ceğim gibi geliyor bana. Kendimi o kadar kuvvetli bir Türk havası içinde hissediyorum ki. Bu ne canlı ve tabii resim böyle. İsmet İnönünün önünde er Frank büyük bir sevin duruyor. resmi O muhterem zatla tanış şerefine nail oldum iken kendisin gilizce si verdi N zeki ve uyanık bir iki sene kad kadar Ah orada hele Ankarada için için ya. nan bir ateş, bir inkılâp ateşi var. dır. Türkün gözünde azim ateşi yanar, kalbinde iman » ginin her köş yan kıvılermla görüyorum. Bu iki pav, itün yeniliği canlılığı ile Türkiyeyi buraya ge- insandır r. Ser. de bu ateşin par. m? tirmi “Yorgunluk kahvesini temek üzere o geldiğimiz birinci pavyonda İsmet İnönünün hocası; Amerikanın St. Paul Üni nin riyaziye mı Türkiye 1935 — 36 senesi tenis şampiyonu Mister Grady Frank, gayet samimt bir lisanla şöyle diyor: (Devamı 8 incide) versitesi. alimi;

Bu sayıdan diğer sayfalar: