8 Şubat 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

8 Şubat 1940 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 ŞUBAT 940 IAN ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 1 Sene say 8 Ay Vay 2aba Kr. 1s09 * se sw 14600 Kn m » ww " 160 * Milletleraram posta liühadıns dahil olmiyan memleketler için abone bedeli müddet surasiyle 30, 16, © 35 liradır. Abone bedeli peşindir. Adres değiştirmek 28 kuruştur. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul dövesi zum, ALL AYİNİ Yine Afrodit Meselesi A gazetesinde Vâlâ Nuret. tin diyor ki: “.- MUM terbiyeyi alâksdar eden bir mesele karşısındayız. Meşhur düve müna- sebetile “Afrodit, 4 milli tâlim ve terbiye beyeli de tetkik edecek. Bundan makast: “Böyle bir romanı çocuklarımıza okula bilir miyiz?” suüline cevap vermek olsa gerek. Demek kl, mevzu, veche değiştiri- yor. Evvelce “Müstehcen maldir?” idi. Şimdi “Evlâtlarımızın eline ne gbi kitap- lar verelim?” gibi şümullü bir sahanın eşi- Bindeyizi” Halbuki biz, ba çok sümulü sual. | Ie, bu dâva münasebetile ilk defa karşılaşmış değiliz. Bu mesele, bun. dan çok seneler evvek, hem de tetki. kinde - o zaman bile - çok gecikilmiş bir dâva halinde ortaya atılmışı uzun süren münakaşalara sebebiyet ver. miş ve hemen bütün münakaşalar gi. bi, hiçbir filli ve müsbet netice do.| furamadan kapanmıştır. Şayet eser çocuklara yasak edilir. se alınacak adli tedbirler ne olabilir? Eser, yalnız nüfus köğütlarile sinni rüşdü aştıklurını isbat edebilenlere | mi satılacak? Böyle yapılsa bile, bu) kitabı okumamalarını #stediğimiz çocuklar, herhangi bir elden birer “Âfrodit” edinemezler mi? Şu anda, öyle bir vaziyette, hangi çeşit pratik tedbirlere başvurulabileceğini kesti. rTemiyoruz. Fakat bizce, herhangi bir edebi eseri, çocuklara muzır olmakla damgalamak, maksadın teminine ya. rıyabilecek hir tedbir sayılamaz. Hem eğer böyle tedbirlerden fay- da beklenecekse, kütüphanelerimiz. bu bakımdan en siyah odamgalarla doludur. (“Fakabasmaz Zihni” leri, “Cingöz Recai” leri, “Arsen Löpen”| leri, “Serlok Holmes” leri, ve daha bir sürü bu cinsten kitabı, - ki kari. leri hemen münhasıran cocuklardır aklımıza ilk gelen misaller arasında sayabiliriz.) Fakat, bizce, cocukları. muzın dimaği gıdaların ölçülü bir perhize tâbi tutmak, bu nevi mem. huiyetler koymakla kavuşahileceği. miz bir mazhariyet değildir. Bu va. zifeyi, daha ziyade, mürebbiler, ve milessir telkinlerle başarabiliriz. Üs. telik de, çocuklarımızı, onlara vere. hileceğimiz “eser” lere kavuşturma. hyız ki, günün birinde: “— O halde, biz ne okuyslım?”* sualini sordukları takdirde acıklı bir süküta mahküm olmuyalım! Bu münasebetle, çocuk kitapları. Bin yokluğunu, çocuk tiyatrolarının. gocuk sinemalarının yokluğunu da hatırlatmak isteriz. Bilhassa sintim; lar ve sinemalarda, bilhasın cinaj filmler, çocuk ahlâkı üzerinde, en muzır kitaplardan daha menfi tesir. ler yaratmaktadır. | (Sinemada seyrettikleri sahneleri taklit ederken, birbirlerini vuran ço. eukları hatırlıyoruz. Bu sütunlarda, “Bundan evvel de birkaç defa mevzu. wbahs ettiğimiz için, bu nokta üze. rinde bir daha durmayı lüzumsuz buluyoruz.) Çocuklarımızda, seyretmek heve. *İ, okumak hevesine galip gelmiş bu. lunduğu içindir ki, onların fikri ve ahlâki sıhhatini, daha ziyade, beyaz Perdenin kara tehdidinden korum; Miyız. Yoksa, herhangi bir eser le, - büyükler, hattâ ban mütei Feçinenler tarafından bile lâyıkil, kavranılamıyan - bazı edebi eserleri, gocuklarımızın, hem okuyacaklarını, dem de üstelik, - eğri, veya yanlış» anlıyabilecekleri Tamazlarda, sahip bulundukları dan çok daha geniş bir idrâk kabili. Yeti vehmetmek olurdu. Edebi eserleri çocuklarımızın alıp *kumalarından korkulmasını, biz, Yerinde bir telâş say *â, bilâkis, onların, içlerinden çık- madıkları sinemalarda seyrettikleri filmlere nisbeten » edebi eser oku malarını müreccah * buluyoruz. Fa- kat, maalesef, çocuklarımızın da, bi. Zİm bu tercihimize bilfiil iştirak ede. “eklerini umamıyoruz: Çünkü, bu. gün, “edebi eser,, leri, - çocuklar de- Bl - büyükler bile pek okumuyor! Üstat Faik Sabri Duran, bu yazısında | TAN ngiltere ile İrlanda arasındaki münasebetlerin bir tarihçesini veriyor ve. İrlanda ordusu mensuplarının faaliyetlerini. anlatıyor: ritanya İmp ksayan Bir Uzvu: Irlanda YAZAN: Faik Sabri Duran A vrupada zuhür eden bu yeni Cihan Harbine te- kaddüm eden günlerde Lon- dra, Birmingham gibi büyük İngiliz şehirlerinde istasyon- larda, postahanelerde, kala- balık caddelerde ve bü mağazaların önünde sık sık bombalar patlamıştı. Bu suikastleri hazırlıyanlar 1, R. A. (İrish Republic Army) denilen gizli İrlanda Cümhuriyet ordusu mensupları idi. Bu hâdiseler o ka. dar sıklaşmıştı ki, İngiltere hilkü- meti ciddi tedbirler almıya lüzum görmüş ve şüpheli gördüğü İrlen- dalıları hemen memleketten tarde. debilmek için Avam Kamarasından salâhiyet (istemişti. Bugünlerde telgraf haberleri bize, İrlandalıla” rin yeniden faaliyete geçtiklerini bildiriyor. Yine bir çok şehirlerde bombalar patladı, bir çok adam ya- ralandı. İngilizler de yakaladıkla. Tiki İ.R.A. hı bombacıyı dün sabah idam ettiler Ne oluyur? İrlandayı Brilanya İmparatorluğu camiasına bağlayan yarı çürük bağlar büs- bütün gevşiyor mu? Senelerce sil. ren çekişmelerden sonra Dublin i- O ağa e Di GE terin ebilen anlaşma da bu bedbaht devamlı bir-süküna kavuş- turmuyacak mı? urasını da hatırlatalım “ki, ülde Avrupa har. bi başladığı zaman Ingiltere İmpa- ratorluğuna dahil bulunan domin- yonlar birer birer İngilterenin ya. pi sıra harbe karışmak ksrarını verdikleri halde, İrlanda bitaraf kalacağını ilân etmişti. Bu vaziyet İrlanda ile İngiltere arasındak. mü- masebetleri pek narik bir şekle sok- muştu. Buna rağinen bugüne kâ. dar İrlanda bu kararında durabil- di. İrlanda harici ticaretinin yüzde 90 ını İngiltete ile yapar. Bu ser- best cümhuriyetin mali itibarı ta. mamile İngiliz sterlinine dayanır, Şimali irlandada, Ulsterdeki alti €yalet ise doğrudan doğruya İngil- re Krallığının bir parçası olmak #tibarile Almanya ile fiilen harp halinde bulunmaktadır. Bunlar da gösteriyor ki, İrlandanın yaziyeti, Almanyaya karşı böyle bağları ol mıyan Holanda, Belçika ve Dani. marka gibi bitaraf memleketlerin- kinden daha karışıktır. Bu bitaraf- lik kararı sebebile İngiltere Alman taktelbahirlerine Karşı açtığı mü. | cadelede İrlandanm cent kiymetli deniz üslerinden, geç barpte olduğu gibi istifade edi yor, fakat buna mukabil gıda mad- deleri itibarile büyük bir kıymet verdiği İrlanda müvaredatını kay. betmeyi veya azalmış görmeyi de istemez. Bu itibarla Irlanda Baş” vekili De Valera'nın bitaraflık ka- Tarı, adanın istihsal kaynaklarını sekteye uğratmamak bakımından İngilterede pek fena karşılanma. miştir. İrlanda senelerce hürriyet için dövüşmüştür. Bu cihetle İrlandalı için tahakküm ile mücâdele eden- lere karşı bir sempati duymamak mümkün değildir. Diğer cihetten katolikliğe çok bağlı olan İrlanda Almanyanın (katolik Polonyaya karşi aldığı çetin vaziyeti de hoş görmez. Birinci Cihan Harbinde, İrlanda ahalisi ikiye ayrılmıştı. Bir kismi açıktan açığı, Al'nanlarla beraber olmuş, diğer taraf ise İn- gilterenin yanı sıra Almanlarla dö. vüşmüştü. Bu sefer İrlanda efkârı umumiyesinde bariz bir Alman ta- raftarlığı görünmüyor, bilâkis ek- seriyet ezilen Polonyanın ve kah. rsmanca dövüşen Pinlerin yanın- dadır. Böyle olmakla beraber İr- landada hükümetin İngilizlerle an. laşmış olmasını kabul etmiyen ih- tilâlei partisi var ve bunun gizli, fakat çok kuvvetli bir ordu teşki- lâtı mevcut. Bunlar yalnız İngilte. rede bombalar patlatarak tedhiş ha reketleri hazırlamakla kalmıyorla İrlandanin içerisinde de 1922 de duğu gibi müthiş bir kardeş kay. gasını alevlemek için bir fırsat kol- luyorlar, İşte bu vaziyet dolayısi. ledir ki, İrlandada hiçbir hükümet dünya buhranına karışmayı göze Tâıramaz. Bu hel İrlandada yeni bir da- Mtli harbi patlatabilecek, hem bu sefer mücadele İrlandalılarla İngi. lizler arasında değil, İrlendalıların kendileri arasında kopacak... | rlanda 82.500 km. büytiklü- günde bir ada. bunun şi. mali şarkide 13.300 km. kadarı Ulster parçasıdır. Bu: 279 bini bulan nüfusu pro landalılarla İngilizlerden omürek. keptir, Ulster İngilterenin bir par- çası sayılır, ahalisi İngiltereye ta. mamile sadıktır. Cenubi İrlandan, katolik ve gürültücü halkı İle hiç anlaşamaz ve cenup'ularla birleş- medefiö sonuna kad danın en zen Kısınıdır. Bir çok büyük gemi tezgâhları, dokuma fabrikaları, hususile keten sana- yil halkı zenginletmiş, refaha ka- vuşturmuştur. Adan geri kalan 68.895 Km. vüsatındaki kısmında yaşayan ye hemen üç milyonu bulan Cenubi İrlandalılar ise ekseriyetle fakir çift. çilerden ibarettir. Bunlar ne Uls- terlileri severler, ne de İngilizleri. İrlandalılar adanm eski &a leri olan Ketlerden inerler. Bunlar Mi. Jâttan 350 sene kadar evvel ol dukça yüksek bir medeniyet sahibi idiler, içtimai teşkilâtları çok kuv. vetli'idi. Druid denilen rahipleri ilme kıymet verirlerdi. Hıristiyan- o o Irlanda Paşvekil göslerir harila: aratorluğunun De Vulera ve İrlanda adasının vnsiyelini Şimali İrlanda yâni Ulster mınlakası İngiltereye bağlıdır. bk bile önee İrlanaya girmiş, o- radan İngiltereye geçmişti. İngil- terede Kral Henry VİMİ. bir evlen me'meselesi yüzünden Papanın nü. Yuzunu reddettikten ve İi ah yer teztikten sonra İr- landalılar © İngilizleris yaptıkları mücadelelerde: mımızı değil, dini ediyoruz. derlerdi. Böylece İrlan- dalılar köyu bir katolik olarak kal, dilar, İngilizlere bir türlü anama- dılar. Hele Tudor'lar, Stuart'lar zamanında ve daha sonra Crom. well'in zalimane hareketlerile Ir- landalılarla İngilizlerin arası büs- bütün açılmıştı. Krallar yerli ahâ- liyi memleketin içerilerinde, bir 1. şe yaramıyan yerlere doğru sürü” yor, en iyi toprakları İngilizlere ve İki bahşediyorlardı. Köy- lünün üzerinde çalıştığı toprakta hiçbir hakkı yoktu, bir sene Şır, Uğraşır ve kazancı arazi sahi Tarihi tifüs hastalığı, İnsan bi tin ısırdığı yeri tırnaklariyle ka- şıyarak yahut bitin vücut üzerin. “de bıraktığı virüsleri parmaklari- le gözlerine götürüp hastalığa bu- laştıktan sonra, günlerte hiç bir alâmet göstermez. Hastalığa bula. şan adam farkına varmadan gün- lerce gezer, tozar, işine ve gücü ne bakar. Hastalığın bu kulüçka devri en şoklarında sekizle on dört gün a. rasında sürer. Fakat bu müddetin beş güne kadar indiği yahut yir- mi üç güne kadar çıktığı da görül müştür. Kuluçka devri geçtikten sonra hastalık birdenbire başlar Şid. detli, tumturaklı bir titrem. . Arkasından baş ağrısı, bel ağrısı, İnsan ensesini oynatamaz, mide bulantısı ve sonrası da gelir... A. teş te birdenbire yükselir. Kırk, kırk bir dereceye çıkar, Bir taraftan da gözler ve boğa. zın içerisi kızarır. Hastalığın baş. langıcında yüksek ateşle kırmızı, kan çanağı gibi kızarmış gözler en mühim slâmetleridir. Bu hal, hep yüksek ateşle dürt beş gün, yedi güne kadar, sürer. İlk günlerdeki ağrılardan sonra büyük halsizlik, uyuşukluk; bazı- larında da yatakta © çarpınmak. Kıpkırmızı bi rdil, fakat hasta in- san dilini ağzından dışarıya çıka. ramaz: Ağzını açtığı balde dili diş. lerinin arkasnda kalır, i LOKMAN“HEKİMİN” ÖĞÜTLERİ , Tifüs Hastalığının Alâmetleri Dört, beş gün, yedi gün, sek'z gün sonra lekeler meydana çıkar. Vücudün her tarafında; göğdede kollarda ve bacaklarda, ellerde ve ayaklarda. Fakat yüzde, boyunda ve ensede bu lekelerden görül mez... İlkin pembe, sonra morüm. trak, hattâ erguvani renkte kü- çük küçük lekeler... Bunlar da bir hafta kadar sürerler, sonra sara- rırlar ve kaybolurlar. Yüksek ateş te on iki gün, on beş gün kadar sürdükten sonra, iki üç gün içinde derece : insan hastalıktan lur. Hastalığın tekrar gelmesi pek müstesnadır. Bu tifüs hastalığı insanları asır. lardanberi korkutmuş olduğun. dan adı kötü olmakla beraber, ne- ticesi hakımmdan, o kadar da kor kunç değildir. Bir kere, o hastalık- tan gidenler zaten yorgun ve böb- rekleri bozuk olanlardır; Onların sayısı bütün hastaların sayısına nisbetle yüzde on beşi tutmaz. Ka. ra hummaya nisbetle yarı yarıya demek. Sonra da bu hastalıktan kurtu. lan tam kurtulur. Halbuki meselâ kara humma hastalığının yıllaren sonra bile ne mariletler yapacağı önceden bilinmez. Yalnız, bazılarında tifüs siddet. , li ateş sırasında yahut bittikten bir kaç gün sonra zihinde karışık. hğa sebep olur. Fakat o da hemen hepsinde tatlı bir karışıklık: Hoşa giden hulyalar... bi olan Lordun kira ücretini güç kapatırdı. Planter denilen protes- tan smıfını vikaye için Dublin par- lâmentosunun kabul“ etti Laws ismindeki kanunu İrlanda tten b etm Toprağr gib m ediyordu, izerinde de bir dalı serbest mes. orduda hizmet miyordu. Dünyanın her tarafın- nsan nüfusu asırdan asıra art- tığı halde yanlız İrlandada nüfus mütemadiyen azahıyordu. Bir çok İrlandahlar yurtlarını birakarak, Amerikaya hicret etmişlerdi. Ada- nın nüfusu 1846 da zuhur eden bü. yük kıtlıktan önce 8 milyon kadar İken bugün yarı yarıya ozalmış bu- lunuyor. O n dokuzuncu asır, İrlanda i- çin baştan başa bir müca- dele ile geçmişti. İngilterede fırka patırtıları hep İrlanda etrafında dönüyordu. Önceleri Viy'lerle To. ri'ler sonra liberalleriş konserva- » Home Rulers denilen muh- arları Unlonist de- 'dikleri ittihatçılar senelerce İrlan. dâya mubtariyet verelim mi, ver- miyelim mi diye nihayetsiz müna- kaşalar yaptılar; 1913 de Başve- kil Asguith, pariâ Jan simali ubu bir arada olmak üzere İr. in bir muhtariyst kopara- bilmişti fakat kimseyi men m ede miyen bu Home Rule tatbik saha- “sına girmeden Cihan Harbi başla. maşt. Sinn Fein ismini alan İrlanda ih- sa karşı İn- gilizler çok şiddetli davrandılar, nihayet İngiltere 1922 de İrlanda- yı Kanada ve Cenubi Afrika birli. ği gibi bir dominyon olarak tanıdı Bugün İrlandayı İngiltereye bağh- yan bağlar iki hükü: asında imzalanmış olan bir takım mus- bedelerdi tir. İrlanda retinin için İngiltereye muhtaçtır, mahsullerin naklede. cek ticaret gemileri - ve kıyılarını müdafaa edecek donanması yoktur. Yeni kurmıya başladığı milli ordu- su, henüz lüzumu kadar İnkişaf et- memiştir. Memleket içinde sükün da yoktur ve gizli İ, R. A. teşkilâtı küçük bir bahane ile etrafı ateşe vermiye hazırdır. İngilizlere gelince, İrlanda onlar için ne muhtaç oldukları ham mad- deleri temin eden bir müstemleke. dir, ne de mamul eşyalarını çok miktarda alabilecek bir yer. Yal- nız emniyetleri bakımından İrlan- dayı kendilerine bağlı görmek iter ler, orada bir düşmanın #elip yer- leşmesi onların işine gelmez. Afrodit Davası -z “ Yazan: Sabiha Zekeriya Sertet asuhi Baydar, Piere Luis'in Afrodit isimli eserini tercüme etti. Bu eser müstehcen Jekesile mahkemeye düştü.. Matbuat kanunu bu davanın cereyanı esnasında ve verilen kararlar üzerinde mütalea yürütmekten bizi meneder. Bu mü- taleaları mahkemenin sonuna talik ile, bu kitabın edebi bir eser mi, ter. biyevi bir eser mi olduğunu, bu eseri çocukların okumasında mahzur olup olmadığını münakaşa edebiliriz. Afrodit, tanınmış bir edip tarafın. dan yazılmış, Fransız edebiyat tari- hine girmiş bir kitap olmak itibarile bunun edebi bir eser olduğunda şüp. he yoktur. Fransada müstehcen te- lâkki edilmiyen bir eserin, Türkiye» de müstehcen telâkki edilmesi, müs. tehcen kelimesinin tarifinde iki mem leket zihniyeti arasında fark var de- mektir. Fakat bu zihniyet farkını tebarüz ettirmek için müddeiumu- minin mütaleası kâfi de; cak bunu mahkemenin vereceği ka- edecektir, i Şimdi dava başka bir safhaya gir- miştir, Bu kitabı çocukların okuma. sı doğru mudur, suali vârit olunca, münakaşa mevzuu değişir. Davn e- debiyat hudutlarından, pedagoji hu. dutlarına geçer, bize bu hususta fikir söylemek salâhiyetini verir. Afrodit, çocuk edebiyatı yapan bir muharrir tarafından, çocuklar için yazılmış olmamakla beraber, Türki. yede pedagoji hakemlerinin eline düşmek felâketine uğradı. Ya bu ki- tabı çocuklar okursa endişesi, Afro- diti üniversitenin iki salâhiyetli pe. dagoji miltehassısı ve edebiyat mü- tehassısının elinden geçtikten sonra bir de maarifte resmi heyetin tetki- kine sevketti. Şimdi Afrodit edebi bir ©ser olduğumu isbatten gayri bir de pedagojiye uygun olduğunu isbat mecburiyetindedir. Şimdi bu eser Fransadan aldığı, edebi hüviyetini tasdik eden pasaportla Türkiye hu. dutlarına girebilecek mi? Böyle çe- cuklar okursa endişesile Türkiye hu- dutlarını İngiliz, Alman Pasaportile geçen birçok kültürel ve edebi eser. lerin de hudut harici edilmesi teh- likesi İle mi karşılaşacağız? Böyle bir netice — vârit olmamakla bera. ber — Almanyada rej'me uymuiyan likri eserlerin yakilmasından farksiz bir hâdise olur. Afroditi edebiyat hudutlarından podagoji hudutlarını aldıktan sonra bu eserin ve bunun gibi edebi telâk- ki edilen eserlerin çocuklar üzerinde yapacağı tesirleri mütalen edebiliriz. Bu kitabı her halde on iki yaşında olan çocuklar okumıyacaktır. Bu ki tahı on sekiz yasına kadar çocukla. İrın okuması endişesi karşısında da İşm noktayı ileri sürmek mecburiye- tindeyiz. | Beynelmilel en salâhiyetli pedago- ji âlimlerinden büyük hir ekseriye. tin, bu kitapların çocuklar üzerinde yapacağı tesir bakımından birleştik- leri hir nokta var: Aşk, fiziyolajik, ruhi, bedii, ve en tabii bir his olmak itibarile çocuk edebiyatına dahi gi rer. Çocuklardan hayatta mavcut 0 lan, iyi veya kötü hiç bir hâdiseyi Bu hâdiseleri onların | e serer, onlara iyi hi- pi vermeleri için yardım edebi» ir'z. 16, 17, 18 yaşına gelmiş bir cuk her eseri okuyacaktır. Umumi İ kütüphanelerin kapılarını çocuklara kapıyamayız. isteheen ad- dedilen eserler tarafında menedilmiştir, hecenin — tarifi kanunla yapılm kanım Müsi goji âlimlerinin çocuk edebi yatına girmesini kabul e tiği ask, de kabul edilmiş değildir. Bura. da da ayni zihni karşı ike sa- de oynatılan çocuk getirdiğim 60 eserin Türkçeye tercil bu kitapların hepsinde Talim ve terbiye hey inde ask olan tiyatroların mektep sahnelerin. de temsilini menetmiştir. Fakat çocuklardan en temiz, en bedii bir aşkı bile daklıyan Tallın ve Terbiye heyeti, hakiki hayatta, evle- rinde her gün en temizinden, en kir- lisine kadar her nevi aşk ve fuhuş hâdiselerini gören çocukların gözle, rine rimel çekemez, Çünkü bu hâdi- iseler hayatta mevcntiur. Terhiyenin vazifesi çocuklardan realitede mev cut hâdiseleri saklamak değil, onlara bu hâdiseleri muhakeme edebilecek kabiliyetleri vermek, mevent kıymet hükümleri hakkında onları tenvir et. mek, erları hayata moral kıymet. lerle silâhlanmış olarak salıyermek- tir. Yoksa cocuklar okursa endisesi (Lütfen sayfayı çeviriniz) yatrolarına ait bir tanesini im. Çünkü aşk vardır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: