20 Şubat 1941 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

20 Şubat 1941 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HIKAYE Macera elâhat: — Sorma, kardeş, sor - di, duydun mu başıma ge- tri? Duydum, evlenmişsin! De- Evlendim amma hayatım $ oldu. Kocan umduğun gibi çık- mi? Seni baloya götürmü- mu? O, altı bir karış man- İl sakunyalardan almiyor mu, Hem baloya götürüyor, kem ya alıyor. Öyle #se şikâyetin neden? söyleme anladım. Bob-stil ina girmedi mi yoksa? Cake Sako gibi uzatıp, pantalonu- arı çekmiyor mu? O da ayrı dert... Ahbapla - trasında onun eski kıyafe- rezil olduğum da ayrı. Lâ- benim felâketim, hayat ar- mı kıyafeti itibarile değil, ter itibarile seçememek. Anlıyamadım, nişanlarıma- mıydı? Nişanlımadan ön- larca bir arada dolaşmadı- iıydı? Karakter dediğin çır- meydanda durur şekerim. Meydanda durur amma, be- İdattı; iğfal etti, hı ledi sahtekâr... Düzenbaz. Nasıl oldu bu iş... Vah! Vah! Ik çok zenginim diye attı 3. Sen de tahkik etmeden i- Hayir canım, zenginliği ge- İlekisi gibi. O hususta yalan İemedi doğrusu.. Dur hele sa- İaştan anlatayım: Sen benim a merakımı bilirsin. Bilirim. Bu cihetten başına dık işler açacaktın. Bir mü- bini bulup evlendiğini işitin- rıca sevindim. Bana sorup sual etmeden mi? İşte sevincin boşa Bedbaht oldum Hele şunu anlat Belki aresini buluruz. Ben, boşan- #davalarında ihtisası olan bir avukat am. Me ) inle anlatayım, içi, Suatle geçen yaz du tanıştık. Öyle pek güçlü, 'etli adama benzemez. Orta , zayıftır. İnsanı güldürme- canımın | sever. O siralarda Bob-stl| mıştı. Kıyafeti de pek eski h değildi. Gönlüm hoşlar- , Bir hafta, üstüste her gün ber sinemaya gittik. Hafta üdâ beni ey8 bırakırken çe- tutup gözlerimin içine bak reğimi bu kadar kat'iyyetle luğu için hem ürktüm, hem dim, Nasıl anladın? Diye sor - Ben her şeyi anlarım, de- baftadır görmek istediğin meydanda: (Amerika hay- rı), (Londra e İzi), et), (Kızıl derililerin hazi-| p.. Bügün bile (Mukaddes irküsü) ne gideceğimiz yer- hirci karı; yı gördük. Ne yapayım Suat maceraya yorum. e K rtesi pazar, beni aldı Ada- ya götürdü. Çamların al- dolaştık. Denize girdik, yı . Sonra çamların arasında içlik kahveye oturduk. Kah- ek tenha idi. Bizden başka £ yoktu. Dağdan, tepeden, sevdadan konuşurken, © umuz yere üç kişi geldi. ey bunları görmeliydin. Sn İşini: fona değildi amma, İlin sicak olmasına rağmen larına birer kaşkol sarmış- " Kasketlerini sol kulakları-! le yıkmışlardı ki, ne kadar varsa sol taraftan görünü- üik cigara parçası, omuzla» | bik, elleri pantalon ceple- ; Kendimi bir Fransiz fil- , Fransız apaşları arasın- i, ettim. Yüksek sesle küfür bek €k şakalaşıyorlardı. Mahsus- dize yakın bir masaya otur- Silimi bir heyecan kaplamış & gelenlerin farkına var $$ gibi, bana bir şeyler an- du. Bu esnada apaşların en şi Cebinden bir sustalı çakı İlt. Ucuyla bir müddet diş N Ötekiler fısıl $r- i bi #eyler müzakere ediyorlar- bir rüzgârın getirdiği &, e“€ri sana söyliyeyim de ne “Demiri *w » “Avallık etme, boğa- takarız. psuklarını anla; i il »» “Olmaz. Geçen i kıkırdattığımız gibi Y. yoya suyu doldurur, ir boğarız., Korkmıya baş zPU İezetli bir korku de- «Zira benim sevdiğim, bir 4 atılmak istediğim apaş- bir | Ri Ağızlarının kenarında bi- | Merakı! Yazan: C. K. sur, namuslu ve ellerine kan bu- laştırmıyan güzel çocuklardı. Bun larda çirkin sayılmazlardı amma? Baksana hep öldürmektert, boğ- maktan açıyorlardı. Suadin bu - dala gibi etrafında olup bitenler- den habersiz, anlatıp durması da ayrıca sinirime dokundu. (Kal - kalım artık!) diyeceğim sırada sustalı çakı İle dişlerini kariştı- Fan apaş, silâhını masanın üstüne atarak döndü. Bana baktı. Gözü- nün birini kırptı. Demindenberi kâfi miktarda korkmuş olacağım- dan daha ziyade korkamadım. Yüzüne baka kaldım. O, bir kere daha göz kırptı. Kaşlarından bi- rini kaldırıp indiriyor, eşlerini, gıcırdatıyordu. Kk A uat: — Daldın Melâhati De- di. — Haydi gidelim! diye inle- dim. — Sana ne oluyor Melâhat? Baha göz kırpan herif lâfımıza karıştı; — Ne olacak züppe... Piliç gi- bi karının boşboğazlıkla kafasını şişirdin. Suat hayret e — Bani mı Beyefendi? — Ağzını topla Beyefendi değilim. — Alfedersiniz, adınızı bilmi - yorum da... — Bana afili Recep derler Ben adamın dişlerini sökerlm.. Bu Suatte ne budala şeymiş; — Demek dişçisiniz, Recep Bey, dedi, müşerref oldum efen dim. Ben de Suadim. Bankada çalışırım. — Ne halt edersen et? Şimdi şu anam babamı bana bırak ta | Jdete.. — Hangi (Anam bab: | — Karıyı be, sen ne lâf anle- söylüyorsunuz hırbo... Ben İ â anımla tanışır İmisinız Recep Bey? r Işin döne dolaşa benim üzeri- ae geldiğini görünce” - #'kalk., Gldelim, Suati Gör“ müyor musun bana sataşıyorlar. Bir fenalık yapacaklar. Diye fısıl- dadım. yat dünyanın *ackm ta değil — Ne münasebet, değ: Liz on lara ne yaptık ki. bize İomalıklar dokunacakmış— Saraşmcaklarını hiç zannetmem & lerine... ** lanlar oldu kardeşim, #- paş bu son kelimeyi işit- ti. Çakısını kavrayınca üstümüze yürüdü ğ a — Ne hadâ'ne hal.. Ne haddi- ne ha! Ulan züppe ciğerini çi- karayım da gör. Ben bayılır gibi gözlerimi yum dum. Saniyelerden sonra açınca ne göreyim Suat herifi bir yum- rukta yere devirmiş. Çakıyı usul usul kapatıp cebine koyuyor. O- tekiler hiç kımıldamadan bâki- İ yorlar. Dağ gibi haydut, yerde, Buadin ayakları dibinde eliyle ağ- zanı örtmüş: — Etme ağabey, ben şaşırdım... Haltettim! Diye yalvarıyor. Suat, hiç telâş etmeden beyaz caketini omuzuna attı, Bana: —— Haydi Melâhat, gidelim yavrum! Dedi. Vapurda, Istanbulda, o hafta o ay o kadar beklediğim “halde bu kahramanlığın lâkırdısını et - medi, Yalnız bir defa: i — Macerayı ben de pek severim Melâhat, dedi, lâkin sinemada seyretmesini, romanlarda okuma” sını değil, bizst yaşumasını seve- rim. Öyle maceralarım olmuştur ki, kuvvetli bir muharrir türese, oturup anlatsam büyük büyük ©- serler vücüde getirir. Sen de ma- cera taraftarısın evlenelim Mİ, cicim? Böyle bir sözü iki eder miyim? İ Derhal boynuna sarıldım. Evlen dim adamı bulmuştum. Geçen akşam, çarşıdan döner- ken (Bankaya uğrayayım da, Su- adi alayım!) Dedim. Keşki uğra- maz olüydım. Saadetim yıkıldı. ” s8 uadin kısmına yaklaşınca ne göreyim, Adadaki üç haydut birer masanın başmda harıl harıl çalışmıyorlar mı? Me- ğer, Suat bana oyun oynamış. Meğer onlar haydut değillermiş. Suadin a bale rültü hep danı; öğüşmüş. Senim na tarafımı tatmin için böyle bir dolap kurmuşlar. Ben de aptal gibi aldanmışım. Şimdi ne yapacağımı düşünüyo - rum. Bir türlü karar veremiyo - rum. Bana bir akıl öğretsene kardeş, —— Vereceğim akıl şu Melâhat, dedim, kocana dört elle sarıl. Bu | lar, sinemalardaki gibi mert, ce- Türk - Bulgar Anlaşması Hakkındaki Tefsirler (Başı 1 incide) karışıklıklara sebebiyet verebi - lir. Bulgaristanda bir ihtilâl çıka- bilir. Migilizler Romanya petral kuyularını bombardıman etmiye mecbur olabilirler. Balkanların sulhü bozulur, Bu tehlike şim- diye kadar Almanyayı larda diplomatik tâarruzla ikti- taya mecbur etmiştir, Umulur ki, Balkanlarda sulhün devamında menfaat gördüklerini söyliyen Almanlar, bundan sonrada bu sulhü bozmanın ve Balkanlar - da yangm çıkarmanın kendi 2- leyhlerinde olduğunu unutmıya- saklardır. Alman radyo ve mat- bualının, anlaşmada Bulgar - Türk ticari münasebetlerinin in- kişafını temin hüsusundaki kayıt üzerinde fazla durmaları da, bu ümidi kuvvetlendirmektedir. » » B inaenaleyh Bulgar - Türk anlaşması “Balkanlardaki vaziyette belki de büyük bir de- gişiklik vücude getirmiyecektir. Fakat bu anlaşmadan sonra ge - rek Almanya ve gerek İngiltere nin Balkanlar sulhünü muhafaza hususundaki kararları bir kat daha kuvvetlenmiş olacaktır. Askeri Vaziyet (Başı 1 ineide/ istiade ederek İngiliz ileri hareketi- ni mümkün olduğu kadar uzun bir Yaman için tehire uğratmaktır. İngilizler, bilâkis, mümkün olduğu kadar svele hareket elmek mecburi yetindedirler. Bunu temin etmek £- çin de Agordat civarında büyük kuy- ler tahşit etmişler ve demiryolu âkiben Massnsa llmanına doğru kendilerine bir yol açmak maksadiy le büyük gayretler sarfotmiye başla” muğlardır. Paket bu yolun açılması için Keren Kalesinin zaptedilmesi 18 mmdır. Sen haberlere göre, İl Sudan hududunun 150 kilometre il risinde bulunan bu müstahkem meJ- “ün tahminen 15 kilemetre çirmaline «adar İlerlemişlerdir. — Bugünlerde burada kati muharebeler cereyan e decektir. Diğer taraftan Tana gölü istikamo- time doğru ilerlemekte ulan Habeş kuvvetleri, bu gölün 60 kilametra kadar cenubu garbisinde | bulunan Dangile mevkiini geçmişler, Göyam mıntakasında da birçok mühim" yer- leri işgal etmişlerdir. Kenya cezhesinden iki koldan şi- male doğru ilerlemekte olan İngiliz kıtaları, Habeş topraklarının içinde takriben 60 kilometrelik bir derinli- ğe karlar ilerlemiye muvaffık olntiş- lardır. Fakat, bu taraflardaki hare- ketlerin asıl mühim hedefi, İtalyan Sornalisinin sahilleridir. Şerhi Afrikadaki © muharebelerin mühim sahneleri şimaldeki Eritre ile cenuptaki İtalyan Somelisidir.. A- rekât bak, i mühim bir rol oynamaktadır Eritre arazisi üzerinden şimalden ce- Duba doğru İlerliyen İngiliz sima) ko hu ile, Kenya'da italyan Somalisi $- çinde cenuptan şimale doğru ilerli - yen İngiliz cenup kolu, merkezdeki alyan kuvvetleri o etrafında bi çember vücude getirmek maksadını istihdaf etmektedirler, Bu iki &olu İ birbirinden syıran mesafe, 700 kile | metreden fazladır, Eritre'den Habeş- | Sudan hududuna ve Kenya'da Rudol İsölü civarına kadar uzanan bu Şar- İki Afrika vepbe hattı, uşağı yükan 2000 kilometre uzunluğundadır. Bu kadar azim mesafeler ve sahalar üze- rinde cereyan etmekte olan muharebe harekâtın inkişahı bir hayli zama. na imütevakkıftır. Binâemaleyh şu 4- İ ülmüzdeki bir fk) hafta zarfında | Sarki Afrika muharebesinin kati biz ve netice alması beklenilemez. ——— —— dünya yıkılsa bulamazsın. Bir ke- Te, sana tam bir sinema sergü - zeşti yaşatmış, Sinemadaki hay- dutlarda böyle zararsız insanlar değil midir? Rol icabı haydut ol- mazlar mı? Para için dişlerini sustalı çakıyle karıştırmazlar mi — Sahi öyledir... — Sonra düşün biraz şekerini, Tenha bir kahvede bir apaşın bur Buna yümrük atıp onu amana düşürmek mi maceradır, yoksa bütün bunları hazırlayıp seni nandıracak kadar muvaffakıyet- le tatbik etmek mi maceradır? — Bilmem... — Canım bunun bilinmiyecek neresi var. Elbette bu oyunu ter tip etmek yumruk atmasını bil mekten çok daha derin malümat sahibi bir maceraperestin harci - dır. — Sahi kardeş... Ah! Sen ne akıllı bir kızsın. Şimdi kanaatin- ce Suat beni aldatmadı, macera- perest bir adamla evlenmiş bulu» nüyorum öyle mi? — Tabii, maceraperest birisi le evlendin. Zaten maceraperesi olmasaydı, seninle evlenmeyi gö- 78 alır mıydı düşünsene! Melâhatin vüzü güldü. Yüreği tladı. >. eçen gün düydüm. En mükemmel (macerasına G Balkan- | radaki Habeş toprakları, askeri ba-| undan, şimdilik ikinci dee | Ankara Pak! (Başı 1 incide) Türk - Bulgar anlaşmasının bi- İ rinei ve başlıca maddesi olan Tür İkiye ve Bulgaristanın müteki len biribirine tecavüzden ist küf edecekleri keyfiyeti İn; mahiyetini veren şey, Bu gar hükümetinin tecavüzden sunda ağır bir tereddüt mevcut olmasıdır. Bulgaristanın müte - İmıyacağı hakkındaki va- Bulgaristan hürriyet ve Jülini takdirde, Türkiye yoktur, Times'in bir yazısı Londra, 19 A, A.) — “Times, Sazetesinin diplomatik muharriri vazıyor: Türkiye pekâlâ bilir ki Ege denizi istikametindeki Al- man tehdidi garpten Canakkalevi de (ehdit eder, Türkiye yine bilir ki, İngilterenin kuvvet ve kudre- ti bütün sarki Akdenizde artmış- tır, Ve Türk - İngiliz genel may konuşmaları müessir bir birliği vadediyordu. Fakat Türk- ler, Alman ve Bulgarlarla bir çar. vişmada kyvvetlerini bosu bosu- na hafrcamak Yoksa Türkler ellerini ve kolları- mı bağlamış değillerdir ve bilhas sa İnsilizler her zamandan ziyade Yunanlılara yardım etmeye az metmiş bulunuyorlar. Almanya, evvelâ Balkanlarda harekete geçecekmiş! Londra, İ9 TAA. — “Times, gazetesinin Alman hududundaki muhabiri bildiriyor: o Salânik'in işgali takdirinde, eğ mukavemet - gösterirlerse, manların niyeti bütün Trakya ve Anadoluyu isgal etmektir İ İngiltereyi Süveys kanalından mahrum etmek plânları talyanın, donanmasını Almanl: ra vermiye muvafakatine bağlı- dır. Mesele geçenlerde e Alman Amirali Reader ile İtalyan A- mirali Rü ii arasında müza - kere edilmiştir. Simdiye kadar İtalyanlar buna muvsfakat et « memişlerdir. Çünkü Akdenizde mihver bir deniz muzafferiveti kazansa bile, bu çok pahalıya mal olacak ve sonra kati mahi- yette olmıyacaktır. Askeri Alman o mahfillerinde beyan olunduğuna göre, Alman- ya vakit kaza için evvelâ Balkanlarda harekete gecmey ve amansız denizaltı harbinin neticelerini tetkik ölmevi tercih eylemektedir. Almanya bu dı harbinde 300 ilâ 350 küçük denizaltı gemisi kullanacağa ben ziyor. İneilterenin isti işte bu denizaltı harbinin neticeleri anlasılıneava kadar, tehir olun»- caktır. Almanya, istediği gibi hareket etmek hususunda Sov- yetler Birliğinden teminat aldı- ğını söyliyerek tefahur ediyor. Almanyanın silâh altında dokuz milyon askeri bulunduğu ve | harp endüstrisindein daha mil vonlarca ösker alabileceği söyle xilmektedir. Bulgar gazetelerinde Sofya, 19 (A. A.) — “Reuter,, İki memleket . arasmdaki yirmi senelik dostluğu temhir eden son Türk - Bulgar anlaşması Sofyada için kıymeti y me İtinin Avrupa harbi dışında kal maktan ibaret olan siyasetini te- Gazeteler, geçen harpte akdet- tikleri ittifektanberi Türkiye ile Bulgaristan arasında daima dosta ne münasebetler mevcot bulun- duğunu kaydetmekte, 'Türkiye- nin daha o tarihte Bulgarların Garbi Trakya üzerindeki hakları- nı tanıdığını hatırlatmaktadırlar. Gazeteler, Bulgaristanın Tür- kiyeye, 1919 da Yunanistana kar- şı yaptığı harpte müzaberet etti- £ini hatırlatmakta oldukları gi- bi, Boğazların vaziyetini tesbit öden Monireux konferansında da Türkiyeyi iltizam ettiğini yaz maktadırlar. “Utro,, gazetesi 1925 senesinde Türk 4 Bulgar dostluk misakının imzası sırasında Atatürk'ün söy- lemiş olduğu şu sözleri zikreyle- mektedir: “Bulgaristanın — düşmanları Türkiyenin de düşmanlarıdır... * Sofya, 19 (A.A) — “Havas, “Zora,, gazetesi Türk - Bulgar deklârasyonunun muhtelif çekil de tefsir edilmekte olduğunu kay dettiken sohra biri diğerinin müt tefiki olan üçüncü bir devlete taarruz etmemek şartiyle Bal - kanların şark kısmınıda barışı z4- man alma aldığını yazmaktadır. Deklârasyonun o Bulgaristanın revizyonist giyasetine zarar ver- mediği âşikârdır. Bulgaristan na- sl Hatay'ın ilahkiyle alâkadar olmamışsa, Bulgaristan harpsiz olarak Ege denizinde bir mahreç elde edeceği Zaman Türkiyenin itirazda bulunacağını zannetmek kadar maceraperest bir insanı | hazırlanıyormuş, Doğurucakmış. (için de sebep yoktur. | Yol İnşaatında siyasetine tamamiyle ungundur. | Deklârasyona “Mütevazi bir ve-! tinkâfa muktedir olacağı husu -| muhafaza edemediği | (Başı 1 incide) 1 — Bilfiil çalışacak olan mah üniların ber günlük faaliyetle ne mukabil, mahkümiyet müd- detlerinden ikişer gün tenzil e- dilecektir. 2 — Muayyen bir müddetin tamında mesrutan tahliye edi- lebilmek imkânlarını kazanacak- lardır. 3 — Teraküm edecek yevmi- İyelerinden mahkümivetin hita - mında bir sermaye elde edebile- ceklerdir. 4 — Açık havada çalışacakla- rı cihetle, sıhhi vaziyetleri ko - runmuş olacaktır. Yol inşaatında zamanla bilgi sahibi olacakları gibi. muh telif inşaat ustalıklarını da ö renecekler ve mahkümiyetleri - nin hitsminda bir sanat sahibi 0- larak tekrar medeni hayata atı- lacaklardir. “Nafia işleri yeni ceza evi. | vamiyle teşkil edilen bu müsta- kil ceza evinin merkezi Ankara joi. ve hâkim sıfatından bir “müdürün idaresi altında buluna- tar, Çalıştırma tarzı Mahkümlar, muhtelif insaat istememislerdir. | yerlerinde ekipler halinde calıs-| İ tırılacaklardır. Her mahküma o mınlakada serbest smeleve veri- İlen ücretin avni verilecektir. Bu ücretten mahkümların lase, na- kil vesaire masrafları cıktıktan sonra kalan para mahküm namı- na ceza evi müdürlüğü tarafın - dan muhafaza edilecektir. Mahkümlar her gün gardiyan hezareti altında tovlu bir halde inşaat yerine (gidecekleri gibi, akşamları yine toplu bir halde geceliyecekleri cadir veya bars- | kava döneceklerdir. Kendilerine yeknesak (elbise ve esva verilecektir. Bu elbise- lerin İmralı cezaevinde imaline simdiden baslanmıstır. Adliye Vekâletirle yapılan te- mas neticesinde İlk defa olmak üzere 1 Nisan 1941 tarihinde 609 mahkümun bu talimatnameve tevfikan Trakva mıntakasında calıştırıtması takarrür etmiştir. Zsmanla bu miktar daha çok arttırılacaktır. Bu mahkümlerin kış aylarında iklimi müsait olan zenup vilâvetlerine nakledilerek bu mıntakalardaki vol islerinde rahıştırılmaları o düşünülmekte- dir, Afrikada Harp (Bası İ incide) Somali'de — İtalyan Somali - sine yapılan harekât bu kıtanın 250 kilometre içerisinde İngiliz kuvvetleri lehine cereyan ediyor. Buradaki harekâtın tesrli için sahil mıntakasına Britanya kuv- vetlerinin — çıkarılması mubte - meldir. Cerabub muhasara altında Londra, 19 (A-A.) — Cerabub asına giden İtalyan yolu ü - zerinde uçan tayyareler, bu va- hanın simdi İngiliz kuvvetleri tarafından muhasara edilmiş bu- lunduğunu haber vermişlerdir Cerabub vahası Trablus cölünde ve Tobrük'un takriben 250 kilo- metre cenubundadır. İngiliz tebliği Kahire, 19 (A.A, Umumi karargâhın tebliği: Habesistanda ; | Goyam bölgesinde Enjsbara zap- tedilmiş ve büyük miktarda esir alınmıştır. İtalyanların o Piccolo Abbai karakolu da isgal edilmis- © İtir. İtalyan Somalisinde Juba nehri hattı Boyunca cereyan e- den harekât ilerlemektedir. Di ğer cephelerde vaziyet değişme miştir. İtalyan tebliği Roma, 19 (A. A) — Umumi karargühın 257 numaralı tebliği Şimali Afrikada düşmanın Cera- bub'a yeniden yaptığı şiddetli bir taarruz geri püskürtülmüştür Kufrada mevzilerimize yaklaşma ya teşebbüs eden düşmanın ma- kineli vesmili müessir surette bombardıman edil, ir, Japon Hariciye Nazırının Eden'e Gönderdiği Mesaj Londra, 19 (A. A) — “Reu- ter,, in diplematki muhabiri bil- diryior: > hariciye nazın Matsuoka, İngiliz hariciye nazını | Eden'e göndermiş olduğu, hususi bir mesajda, yalnız Uzak; Şarkta değil, fakat dünyada herimerede olursa olgunumo: niden tesise ilecek bütün bir hattı hareket ittihaz etmeyi teklif eylemektedir. Bu Japon mesajı, halen İngiliz hükümeti ta rafından tetkik olunmaktadır. Matsuokanın mesaı, bittabi, mu- harririnin otoritesine lâyık bir e- hemmiyetle tetkik edilecektir Fakat, İngiliz siyasetinin umumi we değişmez prensiplerinde bir değişiklik vukua gelmesi muhte- mel debildir yerl, Singapur (Başı 1 incide) kapatılması Japonyaya karşı do- İayısiyle bir ablokadır. Bu suretle Uzak Şarkta vazi- yet artık mütekabil söz stma devrinden çıkmış, karşılıklı fii- İiyat sahasına dökülmüş hâdise- lere intikal eylemiştir. İngilterenin Cin ile bir ittifak yaptığı söyleniyorsa da, bu hu- susta henüz kati bir malümat #- hnamamıştır. Japonlara gelince, Tokyo ha vayı hafifletmiye ve sakinleştir- miye çalışıyor. Japonyanın bu yoldaki hare - ket ve beyanatı Londrada hay - retle karşılanmıştır. Bu vaziyet karşısında Ameri- kanın hattı hareketi de ehem - miyetlidir. Amerika (Hari: Müsteşarı Welles demiştir ki: “Amerika hükümeti, sözlere ehemmiyet vermez, hareketlere bakar... Welles, bu sözleriyle mihver- silerin bir taraftan sulh icin te- minat ver'rlerken, diğer taraf - n tecavüz politikası takip ef- mekte olduklarına işaret etmis oluyor, | Tavassut teklifi karşısında Vaşington, 19 (A.A) — Mari- ciye Nezareti, teferrüativle tet ik edilmeden Janonyanm yap ğı tavassut teklifi helkkınde mütalâa serdetmekten ictinap evlemektedir. Yarı resmi mah- fillerde Japonyanın Cin ile sulh yapmıya elin muvaffak olama- dığı halde dünya sulhünde bir âmil olmak istemesi bir az gay- ritabil bir hal olarak telâkki e- dilmektedir. Muhtemel bir Japon hareketi Nevyork, 19 (A,A.) — “Nev- york Herald Tribune, ün bir makalesine göre, Vaşingtondaki alınmadığı takdirde Japonların bir aya kadar Singapura ve Ho- landa Hindistanına karsı hare- kete geçeceği fikrindedirler. Ga- zete, Amerikan Bahrive erkânı- nın Singapur'a Amerikan kru - yazörleri gönderilmesi hakkında hemfikir olmadıklarını ilâve et- mektedir. ka Saigon, 19 (AA) — Formoz adasında bulunan Japon donan- masına mensüp bazı büyük ge- miler: Siam-körfezinin garp kıs- mandeki filoyu takviye etmek ü- zere yola cıkmışlardır. Amerikan deniz üsleri Vaşington. 19 (A.A.) — Roo- sevelt dün. Pasifik ve Karniber denizindeki Amerikan ileri de - niz üslerini alâkadar eden bir e mirname imzalamıştır. Emirna me İle bazı deniz ve hava mın - takaları tesis o edilmektedir ki buralara, Birlesik Amerika dev- tetlerine ait gemiler ve tavvare- ler müstesna olmak üzere Ame- rika Bahrive Nezaretinin müsa- rdesi olmadan hlehir vapur ve İtayyare giremiyecektir. | Filof'un Beyanafı (Başı 1 incide; Türk - Bulgar deklârasyonu. muhtelif ve birbirlerine zıt tef- sirlere mevzu teşkil etmiştir Bundan dolayı evvelâ şu cihe tebarüz ettirmek Jâzündir ki bu, Bulgar hükümetinin mazide takip ettiği ve istikbal için de derpiş eylediği sulh siyasetinin yeni bir bürhanıdır. Bu zihni- yetle ve deklârasyonun birinci maddesiyle mutabakat halinde Bulgar hükümeti bir kere daha beyan eyler ki, Bülgaristan her kim olursa olsun, kimseyi tehdit niyetinde değildir. Ve Bulgar si- yasetinin değişmez esası her tür- lü tecavüzden tevakki eylemek- tedir. Su ciheti müşahede etmekle bahtiyarım ki, Türk hükümeti, Bulgar siyasetini çok iyi anla - mış ve bu suretle Bulgaristan mütekabil dostluk münasebetle. rinin sıklaşfırılmasına yardım e- debilmiştir. Mebusan Meclisinin bu siyaseti tamamiyle tasvip e deceğine şübhe yoktur... Başvekil profesör Pilofun bu barak şiddetli alkışlarla kar- sılanmıstar. Saraçoğlu ile Popof arasında telgraflar Ankara, 19 (AA) — Türk - Bulgar o beyannamesinin imzası münasebetiyle Bulgar Hariciye Nazırı Popof ile Hariciye Veki- limiz Şükrü Saracoğlu arasında asağıdaki telgraflar teati olun - mustur: Ekselâns Sükrü Hariciye Vekili Ankara B ü amenin imzası münasebetiyle dostane ve sami- mi görüş teatilerinden sonra el- de edilen bu cok mesut netice hakkında Bulgar hükümetinin ve benim derin memnuniyetle- vimizi zatıâlinize ifadeye müsa- vaat eylerim. Bu beyannamenin, komsu ve dost Iki memleketimi- zin menfaatlerine olduğu kadar, mütehassıslar şiddetli tedbirler! Milâno Temasları (Başı 1 incide) Geçen defakilere nazaran, da- ha geniş salâhiyetleri haiz ol rak Parise tekrar gelen Amira! Darlan, buradaki temaslarına başlamıştır. Amiral Darlan, bu defa da Vichy - Laval ve Vichy- Berlin arasında İşbirliği tesis et mek yollarını temin Icin Pariste müzakerelerde bulunacaktır. F: kat bu görüsmelerin basında > Fransız donanması gelmek! ir İtalyan donanması İ, Ancak Darlan'ın bu yoldak' faaliyeti esnasında ve Fransa « Almarıya münasebetleriyle mu vazi giden ve göze batar i âdise de şudur: Amirali Rea k Milânod: İtalya Bahriye Nazırivle temas ta bulunmustur. Bu temasın İ talyan donanmasının Alman ku nı mabhtelif kay manva hava kuvvetlerinin ku mandası birleştirildikten sonra Almanya. İtalya deniz kuvvetle rini de Alman deniz kuvvetleri İ Baskumandanı Amiral Reader'in uhdesine vermek İstiyor. Almanlar ergeç Vichy'yi kan- dirip Fransız donanmasını da el de edeceklerini ümit ediyor ve bu suretle Alman - İtalyan ve Fransız filolarından terekküp e- “ecek mihver donanmasiyle İn siltereye kati darbeyi indirecek: terini umuyorlar. Pasifikteki korsan gemisi Vaşington, 19 (A.A.) — “Rew- ter,, Pasifikteki ticaret gemileri- ne hücum eden Alman korsan gemilerinden biri de, vaktiyle Letonyaya sit olan “Herzog Ye- kob,, vapurüdur. 18 mil sür'atin. de olan bu gemiyi Almanlar Le- tonya Sovyetlere geçtikten sonra Meksikaya iltica ettiği sıralarda ele geçirmişler ve kilâhara bir korsan gemisi haline ifsağ etmiş lerdir. Haftalık zayiat bilânçosu Londra, 19 (A.A) — Reuter: 9 şubat gecesi nihayete eren haf- ta içindeki ticaret gemisi kayıpla rını bildiren amirallik tebliği hak kında Londrada, 29806 tanilâto- luk rakam harbin bidayetin » denböri haftalık kayıp vasatisinir yarısından da az olduğunu teba- rüz ettirilmektedir. Harbin bida- yetindenberi Almanlar, müsade- re edilmis, batırılmış veya ken- di kendine yakılmış (olarak 1330.00, İtalyanlar da 623.000 tonilâtoluk gemi kaybetmiştir. Bundan beska düşman kontrolü a'tında 60.000 tonilâtoluk bita - râf gemi batırılmıştır. Şimali Fransada ! (Başı 1 incide) fsem radyo ile neşredilen bir nu tukta demiştir kiz i | “Hitler Büyük Britanyanın is tilâsına teşebbüs edecek olursa bu vazife kendisine tevdi edile cek olan ordu, bir mahkümlar or. dusu olacaktır. Geçen sene istilâ. yı hazırlamak emarini almış olar hava kuvvetleri tumamiyle mür hezim olmuştur, Hitler, bugür daha iyi bir iş görebileceği ümi dinde midir? Hitlerin acele et mesi lâzımdır. Amerikan sanayi nin seri surette seferberlenmesi hin kendisi için ne elim bir nası olduğunu pekâlâ bilir, İcin de bulunduğu Ümitsiz vaziyette Hitler, yüzlerce, binlerce Almar #elikanlısını muhakkak bir ölü me sevketmekte tereddüt etmi wecektir, “Alman askerleri, bu teşebbü sü yapmak icin emir bekliyorlar fakat tıpkı idam mahkümları gib bekliyorlar. Almanya için belir meye baslamıs bir kâbus dahı vardır: İtalyanm uğramış olduğ hezimetler sehebivle iki cenhedi harbetmek O meeburivetindedir Afrikadaki büyük muvaffakıyet lerimiz. mihvere karsı yanılmı wzun bir taarruzun tetevvücü de mektir. ———şş. —— — sulh davasına da hizmet edece ğine kaniim. — Popof * Ekselâns B. Popol Hariciye Nazırı Sofya Türk - Bulgar beyannamesinir imzası münasebetiyle gönder mek lütfunda bulunduğunuz se simli telgraftan dolavı zatıâlini ze samimiyetle teşekkür ederim İki hükümetimiz arasında cere van eden itimatlı ve samimi gö rüş teatisi, iki komsu dost hü kümetimizin ötedenberi müna sebetlerine hâkim olan ve mer taatlerine hizmet eden karsıhk h anlayış zihniyetini bir ker daha isbat etmistir İste bu &a maatlerdir ki, dün elde edile mesut neticeden dolayı Türk kii kümetinin ve benim hissetti miz derin memnuniyeti zatâli nize ifade elnek isterim. Saraçoğlu m. ““ an ği re b

Bu sayıdan diğer sayfalar: