8 Mart 1941 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

8 Mart 1941 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

s-3-941 iyanın asi zarası İBowyetlerin Romanya ve Bul- ndan . Kendi emniyetlerizle ir garantile derini İml Antonescu'nun Mareşal ile yaptığı görüşme ile bu arasında bir münasebet İk mümkündür. Atinada neşredilen tebliğde, üyade nazarı dikkati celbeden , Balkanlarda harbin geniş- Mini önlemek hemen tamamiyle kesi 1 Yugoşlaryanın çok bük e seçirdiği muhakkak Son haberler, Berlin arasmdaki o münasebetlerin gerginleştiğini ve Perlinin inya ie Fransa öresmdn Â4- Binin sembolü olarak telâkki #yetler Birliğinde ir kaç gün evvel ajanslar, General Antonescu'nun Gvering ile bilhassa a5- meseleler üzerinde görüş” İni haber vermişlerdi. nkü ve buzünkü ajans ha- de, Sovyetler Birliği hü- tinin Romanyadan bazı # istediğini bildirmektedir. liz mahafili, Sovyetlerin izde kâfi derecede Üs- ulunması dolayısiyle bu e inanmıyor görünüyor- mahafile göre bu şayiayı Almanlar, Moskovayı tek eebur etmek ve Romanya Alman himayesinin kıyme- arüz ettirmek maksadiy- ışlardır. Bu, ayni 2: Bulgaristan meselesi: ,yetlerin vaziyet almaları- esi bir mukabele teşkil e- tir. ber gis ei kanaatine gö” wyetler, bütün Romanya i değil, yalnız Kırımın sahillerinin emniyeti için lu gördükleri Tunanın şi- deki Unlirma'da Dranova iyorlar. Esasen bu Sovyet Bulgaristan meselesinde vaziyetin o devamından bir şey değildir. Cünkü İster, Bulgaristanın tesli- Ktticesi hasıl olan stratejik tin kendi aleyhlerine de- olması dolayısiyle, ce- Eh şarki hudutlarını emniyet A almak mak: sadi le garan- m yim iy —r. a Mi iyetler Birliği hükümeti- omandayan ve Bulgaris- », kendi emniyetleriyle a- bazı garantiler isteyip diklerini bilmiyoruz. An- 'neral Antonescu'nun Mi * Goering'le gecen gün yap- dirilen | görüşme ile bu e arasında yakin bir mü- bulmak mümkündür, İebin başlangıcındanberi Al | j manyadaki hareketleri, az muvazi gitmiştir. Alman- istilâ ettikleri her memle- mukabil, Sovyetler, esasen lerine ait bulunan yerleri etmişlerdir. anyanın Alman ordusu ndan istilâs Besarabyanın İ i ikovinanın iki üç gün icin- t ordusu tarafından iş- takip etmi: | İkat, stratejik büyük bir e- iyeti olan Bukovinanın iş* İİbir emri vaki şeklinde vu- | İgelmiş ve Almanya bunu iyi karsılamamıştı. Bulgaristanın Alman ları tarafından (isgal bir emri vaki teskil et ve Sovyetler tarafından ırsılanmamaktadır. yetlerin de bazün Balkan- muyazeneyi kendi aleyh- (Pe hozan bu e: vakie karşı yet tedhirleri almak İste i tabii görülmektedir. i İl Ni İha Temasları: İ ister Eden ve General İİ Dili ile Yunan hükümeti (İinda cereyan eden müzake| 'den sonra nesredilen res- biiğde en ziyade nazarı dik seken nokta, “iki büküme- İjle Bulkanlarda harhin ge İmesini önlemek icin bütün İsilerini sarfa devam ettik- bildiren kısımdır. Yunan arla Sovyetlerin Polonya). ASONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 1400 Ke, # sene 2800 Ke MO. Ay 1600 . “0. Say 800 180 5 1 Ay 300 resmi ajanslarının Selâniğe İn- giliz askeri çıktığı hakkındaki babeeri mütemadiyen tekzip etmeleri hadisesini de buna İlâ- ve edecek olursak, İngilizlerin yakında Balkanlara asker çıkar. mak niyetinde olmadıkları neti- cesine varmak lâzim geliyor. Kabillir ki İngilizler, Yunan ximamdarlariyle © görüstükten ve vaziyeti yerinde tetkik ettik. ten sonra, bu gün için bu hare- keti tehlikeli bulmus olsunlar ve | gittikce çoğalacak olan mevcut »uvvetlerini, daha müsait bir zumanda ve daha ehemmiyetli sahalarda kullanmak gavesiyle bu hareketten muvakkaten vaz. Recmiş olsunlar, ve bu günlük sadece Romanya petrollerini bombardıman etmek ve on iki adayı ellerine geçirmek için ha- rekete başlasınlar. Yugoslavya'da: goslavya | başvekili ile Maçek'in © gazetecilere efkârı umumiyeyi teskin maksa- diyle verdikleri beyanat, bu memleketin büyük bir tazyik karşısında bulunduğunu göster- mektedir. Gelen bazı haberlere göre, Yugoslavya, ehven şartlarla, ü- çüzlü pakta iltihak etmek üze- redir, Diğer haherlere göre de, Yu- gosl a, istiklâlini ve tamami- yetini muhafaza ve mildafaa İ- çin icap eden askeri tedbirleri almaktadır. iktisaden bağlı o- İiçaristanın isalinden- beri Mihver memleketleri hari- ci dünya ile ittisali hemen be- men tamamiyle kesilen Yugzos- lavyanın, çok buhranlı sünler geçirdiği muhakkaktır, Berlin - Vichy: on gelen haberler, Berlin ile Vichy arasındaki mü- nasebetlerin tekrar | gerginles- tiğini ve Berlinin, Almanya ile Fransa arasında tam ix birliği- nin sembol olarak telâkki et. tiği Taval'in kabineve alınma- sında israr ettiğini bildirmekte. Vichv hükümeti, “Almanya i- le beraber veyahut Alman: karsı,, sarih bir cephe alınm na davet olumuvor. demektir. Bu iki vaziyetin de bir cok teh- likelerle dolu olduğunu bilen ve mütareke şartlarına riayetsizliği Fransanın seref ve havsiveti i- le kabili telif sörmeyen Maresal Petain, bu sefer de, eski vaziye. ti idameye muvaffak olabliecek midir / Vichy hükümetinin, Taylan. Hindiçini ihtilâfında Japon tek. lifini, Almanyanın müttefiki o- lan Japonyaya karsı İngiltere ile beraber hareket etmemek gavesivle, kabul ettiği tahmin edilebilir. M. Anten Diyanet İşle Reisi Merasimle Defnedildi Ankara, 7 (A.A.) — Diyanet işleri reisi müteveffa Rifat Bö- rekçi'nin cenaze merasimi bugün yapılmıştır. o Merasimde Büyük Millet Meclisi Reisi Abdülhalik Renda, Başvekil Doktor Refik Saydam, Vekiller, Parti Genel Sekreteri Fikri Tuzer, Parti Müstakil Grup Reis Vekili Rana Tarhan, Mebuslar, Temyiz Mah- kemesi, Şürayı Devlet ve Diva- nı Muhasebat Reis ve âzaları, Afgan Büyük Elçisi, Ankara Va- lisi, Vekâletler erkânı ve sayısı on bini aşan bir halk kütlesi bu- lunmuştur. oReisicümhur adını merasimde - Riyaseticümhur U- mumi Kâtibi Kemal Gedeleç ile 'de| Başyaver Celâl Uner hazir bu- lunuyordu. Cenaze namazı Hacıbayram- da kılındıktan sonra müteveffa- nin tabutu eller üzerinde Adliye Sarayı önüne kadar getirilmiş ve burada cenaze otomobiline ko- nularak (sehitliğe götürülmüş ve defnedilmiştir. Cenaze alayının geçtiği bütün yollar üzerinde de kesif bir halk kütlesi bulunmakta ve bir polis müfrezesi İle bir jandarma kıta- sı da alaya refakat eylemekte idi, A TOPLANTILAR: ALTINORDULULARA — müzce müsercel bütün âzaların Kiübd- 03. Pi Pazar günü saat 11 de Kuziltop- raktaki klüp binasına teşrifleri gica slunur, İtalyan - Yunan harhi baslı i m danberi sık sık bahsi gecen ve sevküleeyş bakımından b Stratejik Ehemmiyeti Büyük İki Ada ik ehemmiyeti olan Korfudan görünüş Girit Ve Korfu Girit Adası; ei Yunanistana tece İ vüzünden sonra Giride İngiliz kıtalarının ihracı bu mü- hüm ada üzerine dikkati celbet- miştir. Esasen Girit adasının sevkülceyş bakımından ehemmi yeti pek büyüktür. Girit şarki Akdenizi ikiye bölmüştür. Bu- raya hâkim olan kuvvetli bir donanmaya da sahip olursa, garpten şarka doğru yapılacak münakalâta istediği gibi mani o. labilir. İngiliz kıtalarını, Giritliler büyük bir şevk ve heyecan ile karşılamışlar. Bunun da sebibi Giritlilerin o hürriyetlerine son derece bağlı olmalarıdır. Onlar için İngilizler istiklâlini muha- İazaya uğraşarak müstevliyi de fetmeye çalışan Yunanlıların yardımcılarıdır. Girit yahut Kandiye, Akdeni- zin ortasında 140 kilometre u- Zunluğunda bir adadır. Her me. nabii kontrol edebilecek bir va ziyettedir. 8618 kilemetre murabbaı sat hı mesahası ve Elen ırkına men- sup olmak şartiyle 400.000 nü- fusu vardır. Cenup sahiline muvaz! ola- rak bir dağ silsilesi uzanır. Bü- tün Balkan dağları gibi Girit dağları da gayet sık ormanlık tır. Osmanlı devletine ait bulü- nan Girit, uzun ihtilâller, is yanlar; 1913 senesinde resmen Vuna- nistana ilhak edilmiştir * * Giridin Tarihi: ktisaden Girit adası fakir. dir. Büyük şehirleri Ha- niya, Kandiye, Spakia'dır. Te bii servet menabii, demir made. ni, sünger ve pek az hayvan Sü- rüleri vardır. Ziraat, yalmz ü züm'ye zeytincilikter ibarettir. Giridin tarihi pek eski zaman- lara kadar çıkar. Bu sda ten evvelki devirlerde, bütün İyonien adalarına hâkim ve bâ- lâ âsüri bulunan yüksek bir me- deniyete sahipsi, Bir çok devir. lerden sonra 300 sene Türk hâ- kimiyeti altında yaşamıştır. Giritte İngiliz hava ve deniz üslreinin bulunması, İtalyanın şarki Akdenizdeki müstemleke- lerine yaptığı irsalâta büyük bir darbedir. İtalya - Yunanistan harbine kadar Yunanistanın bitaraflığı- İngilizlerin abloka çemberini daha ziyade sıkıştırmalarına bir mani teşkil ediyordu. İngiliz üs- leri çok uzak olduğu için filo ve tayyareleri her tarafa yetişemi yorlardı. Düşman gemileri iste- dikleri gibi erzak ve silâh taşi- yorlardı. Buğün İtalyan iaşe gemileri Girit sularından germeye mec bur oldukları için İngiliz tay. Venezüella'da Clark Gable Ölmüştür. arbin en mühim silâhlarm- dan biri de propaganda filmleridir. Dünya - nın her tarafında film sanayiine ve bu filmlerin etrafa dağıtılmasına o son derece ehemmiyet verilmektedir. Fakat doğrusu bü kolay bir iş değildir. Bir defa birçok memleketlerde muayyen filmler üzerine sansör konmuş - tur. Bu yetmiyormuş gibi bir de memleketlerin kendilerine mah- sus âdet ve telâkkileri de bu işi güçleştirmektedir. Işte size bir misal: Amerikalı bir sinema ajanı, Venezüelle'daki sinemacılardan birine Clark Gable'ın en son filmlerinden birini satmıya uğ- raşıyordu. şöyle bir muhavere geçti: Sinema sahibi: — Klark Gabile öldü. Parneyl filmini ha- İngiliz kuvvetleri Giride ihraç ed ildikleri zaman halkım istikbali yareleri onları derhal buluyor İar ve o zaman gerek tayyare kuvvetleri ve gerek filo isi bi tiriveriyorlar, * Kortu Adası; orfu'nun da sevkülceyg iti: bariyle ehemmiyeti Gi- ritten aşağı değildir. Giridin On iki ada ile Libya arasındaki mü. LOKMAN ŞİŞMANLARIN Çok yemekten şişmai nların düşünmeleri ve kend sine acıma- ları lüzumlu olan uzuvlarından biri de karaeiğerdir. Karaciğerin gördüğü işleri kil siyle banada yazmışlar, belki tırlarsınız ki, yediğimiz sarki lerde bulunan gıdalardan - vü- cudün tabii hararetini muhafaza edecek kadar yağdan başka - hepsi barsaklardan ilkin karaci- gere gider, orada vücudün işine yanyacak hale gelir, ondan sonra vücudün her tarafma yayılırlar, Şu halde çok yiyen bir insanın karaciğeri ne kadar çok işliye - ceğini tahmin edebilirsiniz. Şiş- man vücut zaten kalın bir yağ tabakasiyle kapalı olduğundan o- nun tabii hararetini muhafaza İ- çin karaciğerden geçmeksizin ka- nına karışan yağ, şişman olmiyan lara nisbetle daha az olur. Bu ka- dar yağdan sonra şişman adamın yediği yağk, şekerli ve albüminli maddelerin hepsi karaciğerine gi- der ve ne kadar çok olurlarsa ka- “mücadelelerden #önra|”” 1. | raciğeri o kadar çok yorarlar.. Bundan başka Şi; vücutta biriken yağlardan bir kısmı ka- raciğerin üzerinde ve arasında da birikerek onun işliyecek bücre - lerini sıkıştırırlar ve bir kat da- .ha yorarlar, HEKİMİN ANİ nakalâta mani olması gibi, Kor- fu da vaziyeti itibariyle İtalya ve Arnavutluk arasındak' mü- nasebatı güçleştirir, hattâ tama- men felce uğratabilir. İtalya, vakit vakit bu adayı İtalyan çerçevesine almaya ca- srmstır. Gecen harpte İngiliz ve Fransız kuvvetleri Korfu'- dan çok istifade etmişlerdir. Bu itibarla datma bu ada bir “ EZ KARACİĞERİ Onun için şişmanların karaci - eri bem, yağdan büyümmüz. hem le az çok yorulmuş man adamda karaciğerin büy! vd dünü farketmek hekim işidir, fa-| kat onun yorulduğunu Şişmanın kendisi de hisseder; şişmanların ber günkünden fazla yemek yi - yince karaciğerin bulunduğu yer de duydukları ağırlık, hafif ve o- muza doğru çıkan sızı, biraz bu - lantı, daha sonra biraz ishal ve ertesi günlerde gözlerin akında biraz sarılık karaciğerin yorgün- luğunu anlatır, Arada sırada gelen bu hal, şiş- manın kendi kendine çektiği, ya- hut davet üzerine kabul ettiği zi- yafetler sıklaştıkça karaciğerin Yorgunluğu âdeta bir hastalık ha- İine gelir: En zaif şekli şeker hastalığı... Çok yemeği seven şişmanca ba yanlarda karaciğerde kum San- cıları geldiği de vardır. Bunun karaciğerin yorgunluğundan gel- diği söylenilemezse de kum San- <ıları yağlardan kimyaca bir cin- sinin erilememesinden geldiği için gene fazla yemekten geldiği anlaşılı Kara yorgunluğuna ve şişman vücutta kam swelarna devletlerin hırs ve tamamı çek- miştir. Korfu, devir devir Bizansın, Türklerin, Rusları. Fransızla- rın, İngilizlerin ohâkimiyetleri altında bulunmuştur. İki bin altı vüz iç sene evve) Corinth ve Coreyre galerileri arasında vuku bulan tarihin ilk muharebesi Korfu'da cereyan © miştir. Korfu, Akdenizin cenneti gi bi adalarından en güzelidir. Bir cok hükümdarlar orada saray lar, satolar yaptırmışlardır. 1916 bidayetinde Sırbistan Korfu adasında öldü ve yine © rada dirildi. 1923 te Arnavutlukta hudut tahdit eden heyetten birinin katlı erine İtalyanlar Korfu yu işgal ettiler... Mesele diple- masi müzakerat ile halledildi. Simdiki İtalya - Yunan harbi adanın ehemmiyetini daha ziya- de tebarüz ettirmiştir. Korfu, yalnız Arnavutluk ve İtalya a- rasındaki münakalâta bir mani teşkil etmekle kal sie ayni filoya da eti haiz olması itihariyle de ayrı bir &- hemmiyet kesbediyor. Korfu, tavyare faliyeti bakı- mından da İtalyaya doğru yapı. lacak uçuşlar için son derece müsait bir hareket noktasıdı YENİ NEŞRİYAR TOGO KARİKATÜR ALBÜMÜ (1941 nüshası) — 3 renkli kapak, en- fes bir baskı, 50 den fazla karikatür ve kroki, yüze yakın mizahi hikâye ve fıkra ile çıktı. Fiyatı yalnız 25 kuruştur. Kiymet- U ve san'atkâr o arkadasımızm, İçine memleketin en değerli imzalarını da tophyan bu gözel eserini okuyucula- rımiza tavsiye ederiz. BİLGİ YURDU — Beş senedir fame İasız olarak, neşredilmekte olan Bilgi Yurdu mecmussmın 43 üncü sayısı #ikir' ve san'ate ait çeşiili yazılarla İstanbulda Hüsnttabiei matbaası ta- rafından basılmaktadır. ÜLKÜ — Halkevleri ve Halkoda- ları Dergisinin 97 İnel sayısı özlü ya- zarla neşredilmiştir. İDARE — Dahiliye Vekâletinin 4y- hik mecmuseslir. 2 inciteşrin 192 in- ci sayısı çıkmıştır, ORTAOKUL — İzmir öğretmenle ri tarafından derslere yardımcı ola- rak çıkarılan bu mecmunnn 4 Ünü sayısı neğredilmiştir. ehremini Halkevinden: Cemsled- din Server tarafından verilecek olan (Türk temaşası, tiyatro ve edebiyat dersleri) ne temsil kolu Azasının ve hariçten gelen (ortameklep merunu asli talebenin (o devsmı mecburidir. Ortamektebi bitirmemiş. olanlar da dinleyici sefatiyle devam edebilirler, Ve (Kur) sonunda imtihana tâbi ru- tulmazlar. Yazılı talebe ile kayıtları” nı henüz yaptırmamış olanların xi karşı yapılacak şey ancak çok Ye-| totograf ve hüviyet cüzdenleriyle E- mekten çekinmek olur. im : Sevim SERTEL #rliyor musunuz? İşte Gable 0- Yada öldü. Ajan: — Evet Gable o filmde çök muvaffak olmuştu. Sinema sahibi: — Efendim, fakat Gable 6 filmde öldü. Ajan: — Canım, öyle iş olur mu? Sinema sahibi: — İcabında ©- Jur. Gable bir kere öldü. Eh o lur a. Az sonra Gable'ın başka bir filmini göstermiye başladık Daha ilk gece, Gâble perdede görünür görünmez bir kıyamet- tir, koptu. Halk ölü dirildi, diye birdirine girdi. Onlara vaziyeti anlatmak mümkün olmadı. Size mi inanalım, gözümüzle gördü- ğgümüze mi? Diye rar ettiler Baktık olacak gibi değil, o gün- den itibaren Gable'ın filmlerini göstermedik. Onun için bu ka- sabanı» nazarında Gah'e ölmüs- tür, ” * B. 19 Douglas Tayyareleri A merikada bugün fabrika lar yeni kremi e tayya- re imaliyle meş - guldürler. Ismi B. 19 Douglas bom- bardıman tayyare- leri olan bu siste- min hususiyoti şu- dur: Bu uçaklar tamamiyle mü « vimiz. kâtipliğine müracaat etmeleri. cehhez 125 askeri 1500 kilo - metre mesafeye kadar götüre- bilmektedir. Bu tayyareler, İngilterenin en | Sulha Dair İ La Fontain, bu hikâ; Bi iki sün evvel, Yunan hü kemasından e Ezop'un ye lunda yürüyen ve bazı eserlerin den Türklere muhabbeti olduğ anlaşılan büyük Fransız Şuirle rinden La Fontain'den baseyle miştim. Bir çokları gibi ben de br harikulâde hikâyelerin hayranı yım. Dün, her başa, her yasa, he asra, her devre uygun gelen bu saheseri karıştırırken şu hikâye Aynen, fakat nesren teretime ©- diyorum: “Binlerce sene, binlerce harp lerden sonra, kurtlarla koyunla» sulh yaptılar. Kurtlar sürüder ayrılan koyunları yedikleri, ço banlar da öldürülen kurtların de rileriyle kendilerine gocuk dikti dikleri icin zahiren bu sulh h iki tar da menfaatlerine mu vafık indü. Zira ne koyunla için otlaklarda hürriyet, ne dr kurtlar icin ağız tadiyle karın do vurmak imkânı kalmıştı. Herke malından. mülkünden &ncek bir korku ile istifade edebiliyordu. “Sulh imzalandı: Şartlâra Fia yeti temin için iki taraf birbirle rine rehineler verdiler. Kurtlar koyunlara yavrularını, koyunlar da kurtlara könekler bıraktı lar. Mühadele malüm merasimle tera edildi. Biraz zaman gecti, mini mini kurt yavruları büyüdüler, ber bi- risi kocaman birer canavar oldu. Bir gün sğılda cobanların bulun- mamalarından istilade ederek en semiz kuzuların yarısından ziya- desini boğdular. Ormana götür. düler. Yanacakları bu har#ketten ormandakilere de haber gitmişti. Onlar da emniyetle kıvrılıp uyu- van köpeklere ansızın hücum €- derek hensini marcaladılar. Bir tanesi bile kurtulmadı. tıktan sonra söyle söy “Bundan çıkan netice şudur; Yırtıcılara karsı daima harbet- meli. Sulh. haddi zatında çok i- yi seydir. Bunu kabul ediyorum Fakat niyeti kötü olan düşmanla sulh etmek neve yarar?,, L.a Fontain'den imrendiğim İ- çin bir ufak hikâye de ben yaza- yım: “Akrebin biri bir su kenarma İ gelmiş, yüzme bilmediği için su- yu nasıl geçeceğini düşünürken, hayır sahibi bir kurbağaz — Gel! Demis. seni karşıya gecirivereyim! Akrep kurbağanın sırtıma yer» lesmis, Tam ırmağın ortasına gel- mişler kurbağa sırtında bir aci duymuş, — Aman akrep ağa ne yaptın? ıktum. büyük uçakları olan meşhur! Witney'lerin bile iki misli bü -| yüklüğünde ejderlerdir. Mürettebatı on kişi olup höp- sinin hususi yatacak yerleri mev cuttur. Tamamiyle dolu olduğu zaman sikleti 80 tondur. Taşıdı- ğı 28 tonluk eşyanın 18 tonu bomba, 10 tonu muhtelif mühim mat eşyası, benzin vesairedir. 'Taşıyabildiği âzami benzin 11,000 galondur ve bu, kanatla- Tın uciyle benzin deposüns yer- Jeştirilmekteğir. Içindeki silâh- lar öyle kuvvetlidir ki, hariçten hiçbir yardım gelmeksizin bu tayyareler tek başlarına ayni 7a- manda birkaç tayyareyle bir - den mücadeleye müktedirdir - ler; ve hepsinin lâyıkiyle hak'a- rından gelmektedirler. Süratleri sâalte 400 kilometre (200 mil) kadar olacaktır. hilali nb badi ye soktun? Ne yapayım? Elimde değil, Hur etmisim. Sakmadan edemem. Kurbağa hemen dalmış. Bu se ler suvun vüzünde kalan akrep, feryada başlamış. — Aman yetiş. Boğuluyorum. Birdenbire niye daldın? — Ne yapayım? Sen sokmadan #demiyorsun, Ben de dalmadan yapamıyorum! Simdi canmla be- raher huyun da çıkar, rahat eder. sin! Takvimei ÜNİVERSİTEDE: Tıp Bayramı İçin Hazırlıklar Yapılıyor 4 Martta kutlulanacak Tıbbi- ye bayramı için Üniversite ida resi, bir kutlama programı ha- zırlamışlardır. Tıp iakültesi tale- beleri de bugünün lâyik olduğu ehemmiyetle kutlanmasını temin için kendi aralarında yardımeı ©- kipler teşkil etmislerdir. Bir müd det evvel “Tıbbiyeliler rektörlüğe müracaat ederek Milli Şefin de bu bayrama ve Tıbbiye balosuns şeref vermesini İstemişlerdi, Rek törlük, genclerin bu ricasını Mil W Şefe iblağ etmiştir. Bavram nrogramı pazartesi günü tesbil edilecektir. KİTAP MESELESİ — Kimys enstitüsü asistanlarından ikisi- nin tabettirmek istediği bir yar- dımcı kitap için talebeden onar lira istediği ve bu parayı vermi- yenlerin sınıf göçemiyeceklerinin söylendiği bildirilmiş ve Üniver- site rektörlüğü hadiseyi tahkika başlamıştır. Rektör bugün asistanları dinliye. cek ve şikâyet yapan talebeler! em tevsika davet edecek; tir. ECZACI TALEBESİ — Sihhe* Vekâleti, bir kısım eczacı talebe sinin Tıp talabe yurtlarına alına rak Vekâlet hesabına tahsillerine devam etmelerini ve bunların me zun olduktan sonra resmi daire ve müesseselerde mecburi hiz- mete tâbi tutulmalarını temin e- decek bir kanun lâyihası hazir- lamaya başlamıştır. 5 il ih

Bu sayıdan diğer sayfalar: