27 Mart 1941 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

27 Mart 1941 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ASONR BEDELİ Ecnehi Türkiye , 1400 Kr, Tene — 2800 Kr. İ 70, #Ay 1500 400 » BAY s0 » 10 , Av so » Serasamımzrızsssrızsrırıiim e ins SASA AEİL İNİ ünyanın iyasi Manzarası | 1 — Yegine hedefi şarkta sulhün lamesi olan Türk - Sovyet dek- Mirasyonundan hiç kimsenin endi- | tur, Bilâkis We etmesi için hiçbir sebep yok- bu deklârasyon, dün- stakasmnda sulhün bo- olmıyan her- siyasi bir Yesika 2 — Yuyoslavyanın rynlim olan Bartlarla pakta ftihakı Romanya» Ya ve Bulgaristana kaytisız ve Birtat bütün İsteklerini kabul ct- İten Almanya için şimdilik bü- Yük Bir muvaffakıyet sayılamaz, | rkiye - $. Rusya örk - Sovyet deklârasyonu, ik iki memleketin istiklâli emniyetleri için çetin müca- lere giriştikleri kara günler- teessüs etmiş olan dostluk ve i komşuluk münasebetlerinin it ve tekidinden başka bir ifade etmemektedir. Türkiye cümhuriyeti, yegâne işesi mülki tamamlığını ve iklâlini muhafaza etmek ol- iç bir tecavüz ve isti- emeli beslemediğini ve sul- idamesi için elinden gelen şeyi yaptığını ve yapmakta uğunu, kuruluşundan bugü. kadar takip ettiği açık ist siyaseti ile isbat etmişti Sovyetler Birliği o hüküme bir emperyalist harbi ola- telâkki ettiği bu cihan harbi emniyet ve istiklâlini tehli- düşürecek bir variyet hi hi olmadıkça, kat'i surette mü- le etmemek siyasetinden bu na gösteren hadiseler de hevcut değildir. Binaenaleyh, yegâne hedefi ya İn şarkta sulhun idamesi olan bu deklârasyondan hiç kimse endişe etmesi için hiç bir se- oktur. Bilâkis bu deklârasyon, dün- Panın bu mıntakasında sulhün İozulmasında menfaati olmıyan İerkesi memnun edecek siy: N bir vesikadır. ili; ve Amerikan mi ayni hüsnü kabulü gösterme- i ciddi bir memnuniys* be. hi olacaktır. Yugoslavyada : YYüileryeda, Mihvere gir- me ve hükümet aleyhin- İeki nümayislerin, ziyadeleşen hir siddetle devam ettiğini ge- İen ajans haberlerinden anlıyo- Buz, İstifa eden Zirant nazırınm se- kim dairesinde 10.000 kişi tara- Ömründe hiç bir defa mide İncısı çekmemiş bahtiyar insan- İr vardır: Meshur hikâyede, mi- #sinin dizlerinde bulunduğuna hnaat getirmiş olan çoban gibi.. kat baş ağrısı çekmemiş insan #mdiye kadar isitilmemisti Bunun sebebi baş ağrısının her Akit bir hastalık alâmeti değil, #le olmazdan önce sinirlerin yor- Anluğuna, yahut bir şeyden dar- Mnlığa delil olması İnsan bir gün eş altında ila yürür, sinirleri yorulur, baş gelir... Bir şeyden mütecs- İt olur, baş ağrısına tutulur... Bir fin fazlaca okur, zihni yorulur, Aş ağrısı. Gece uykusuz kalır; Ptesi gün baş ağrısı rahatsızlık elektrik Fonları çoğalır, insuhu baş oğrı- ! gelir. Şedetii bir lodos esc *ne baş ağrısı... Baş ağrısı veren bu hallere Astalık denilemez. Bunlarda baş Ürısı sadece sinirlerin yorgunlu- na yahut darıldığına bir işa- #ttir. Zaten insanın hayatında yle, hasta olmadan, baş ağrısı İ«tiren hallerin hepsini savmak hümkün değildir: Bu yazılar bi- * baş ağrısı getiren sebepler ara- #na girebilirler... Bereket versin ki böyle, hasta- İk olmadan gelen baş ağrısı sa- #ee istirahatle -hattâ istirahate dile lüzum olmaksızın. vakitle fından hararetle alkıslanması; memleketin muhtelif bölgele- çin son ümit olarak telâl tikleri Prens Pare çekti telgraflar; matbuatın halkın en- dişesini teskin maksadiyle, pak- ta iltihakla vaziyetin değişme- diğini ve Yugoslavyanın Roman ya ve Bulgaristan ovaziyetine düşmediğini ifade eden yazıla» rı: başvekil ve hariciye nazırını Viyanadan getiren trenin Bel. grada varacağı santin gizli tu- tulması; içinde: “Ücüzlü paktı istemiyoruz. Esir olmak istemi- yoruz, talimat istemiyoruz. Mih verle alâkadar ; birriyet iç düsmanlarımıza bir sey vermiyeceğiz.., sözleri yazılı bu- lunan beyannamelerin dağıtıl- ması gibi hadiseler Yugoslav milletinin bu iltihakı, malâm olan hafif seki dahi kabul etmek istemediğini gösteren te- zahürle: »rp ciftci partisi leri Mös- Gavriloviteh'in Moskeva el- inden ve avni parti arasın. yân azalığından demokrat partisinin bir çok aza. larınm da İşgal ettikleri yüksek varifelerden cekilmeleri weticesi bu iki partinin muhalefet vazi- yetine reçmesi de çok ga; dikkattir. et Londraya möre, Yuroslavvadn halk srasında hosnutsuzluk & deta bütün memlekete şamil bir isyan halini almıstır, Alman radyosu ise dün aksam Yuzoslavvada hir karrasalık çık tığı takdirde Alman ordusunun bunu vatıstırmı kâfi olduğu- nu bildirmistir. Ayni radyo hurün, Beled. da halkım gazete idurehnneleri. nin önünde tonlanarık Mihvere iltihak haberlerini sevine beza- kürleri ile karşıladıklarını söy- Temistir, İngiliz ve Amerikan sazetele- | ri bu hadiseyi sükönetle karsı» Tamakta: hu hareketin bir has İanrıç olduğu ve sonunda Yu. goslavyanın Romanva veviveti. ne düsereği kanaalini izhar et- mektedirler, Yazoslavranm bu pakta gir mekle gördüğü ik maddi za rar, Amerika hükümetinin İsi. tün Yugoslav alacaklarını blo- ke etmesi olmustur. Mihverin Kazancı: Yösoslaryanın malüm olan şartlarla pakta iltihakı, Romanyaya ve Bulgaristana ka- yıtsız şartsız bütün isteklerini kabul ettiren Almanya icin sim- dilik büyük bir muvaffakıvet sayılamaz. Bununla beraber, Al- man rağyolarının daha simdiden yukarda mevzuu bahsettiğimiz sekilde neşrivatta bulunmaları, TA in yada bila İl a edeceği asâyisi inde maksadiy- le Yuroslavvanın dahili isleri- »e müdahale nivetinde olduğu: | nu göstermektedir. Paktın tethikinin isahatı 0- HEKİMİN (Devamı 6 incide) tl ld ZA INA İLÂÇ. geçer. Baş ağrısının en büyük fenalığı bemen türlü hastalığın alâmetle- ri arısma karışmasıdır. Ateşli, hâd hastalık .alâmeti olduğu va- kit sebebi kolay anlaşılır ve ona sebep olan hastalığın geçmesi bek lenir. Halbuki baş ağrısı müzmin hastalıklardan da -hepsine deni- lemezse de- pek çoğuna alâmet olur... Baş ağrısının aksiliği de bilhassa bundan ileri gelir. Baş ağrısına tutulan, müzmin hastalığını bilmez, basının ağrı” masını başlı başına bir hastalık zanneder. Onun için, türlü türlü ve her türlüsü #tekiler kadar meş hur baş ağrısı ilâçlarından birini yutunca iztiraptan kurtulacağını Biri ağrıyı geçirmezse bir | Böyle, bir hastalıktan baş ağrısını geçi sebep olan hastalığın anlaşılması mutlaka lâzımdır. Bu sebep anla- şılmayınca baş ağrısının geçiril- mesine imkân olamaz. Baş ağrısı getiren hastalıklar da o kadar çoktur ki, bunları ö renmek İsterseniz, bir kaç gün sabretmenizi rica edeceğim. Şim- di o hastalıkların adlarını oku- dukça başınız ağrısa bile, başka bir sebepten başınıza ağrı eeldi- İ ği zaman faydalı olur. M uhtelif kaynaklardan ve ajanslardan o Atlantikte bir deniz herbinin şiddetlenmesi: nin yaklaştığını ve Alman salâh yettar makamlarının beyanatın - dan da mayısta Atlantikle Alman zaferiyle neticelenecek ve Britan ya adalarının istilâsmı koluylaştır Tacak bir deniz muharebesinin o- lacağını ve bu muharebeyi Alman, denizaltı ve hava kuvvetlerinin kazanacağını öğreniyoruz. Herkesi bu kadar geniş bir su - rette alâkalandıran bu mesele bizim dikkatimizden kaçmış va- ziyettedir. Çünkü bütün dikkati - mizi Balkanlardaki ve bize çok yakın olarak cereyan eden siyasi ve askeri hâdiselere çevirmiş ol- duğumuz için Atlas denizinde ):a- zırlanmakta olan büyük haileyi unutmuş gibiyiz. Fakat, her şeyi herkesten ev « vel gören ve hakikati olduğu gibi söylemekten çekinmiyen İngiliz Başvekili son nutkunda Atlun - tikteki büyük harbin başladığını haber vermişti. Şu halde bizzat Bay Hitlerin söylemiş olduğu gibi Atlantikte vukua gelecek deniz muharebe - sinde en mühim rolü oynıyacak olan Alman denizaltılarının har- bin neticesi üzerinde ne gibi bır Tol oynıyacağını, Ingiltere adaları nın istilâsının ne şekilde kolay - laştırılacağını düşünmek, bunun mümkün olup olmadığı hakkında bir karar vermek hatırımıza ilk İşte sayın okuyucularımıza bu yazımızda Atlantikte vukuu bek- İenen denizaltı faaliyetinin bar - bin seyri üzerindeki tesirini izaha ç vi e anaatimce, Atlantik deniz herbi Ingiliz adalarını A- merikadan tecrit etmek ve Ame- Tika yardımına mâni olmak için| yapılacaktır. Yani, Alman hava| ve denizaltı kuvvetleri, İngilte- reyi abluka edecek ve Ingiltere adalarının her tarafla temusını kesmek istiyeceklerdir. Alman - ya bu ablukada muvaffak olursa Britanya adaları her türlü yardım dan mahrum kalacak harbin ida- mesi ve zaferin kazanılması için lâzım olan her türlü maddeyi bula mıyacak ve harbin başındanberi kazanmak için uğraştığı Amerika yardımından faydalanamıyacak - tır. Bu suretle Britanya adala - rının istilâsı bir gün meselesi ola- caktır. Acaba Almanlar buna mu- vaffak olabilecekler midir? Bu suale cevap vermeden €v- vel okuyucularımıza abluka hi kında kısa bir fikir vermek fay- dalı olacaktır. Ablukada başlıca iki maksat vardır: Düşman jonanmasının harekâ- tına mâni olmak, düşman deniz ticaretini kesmek, Bunların birincisine askeri ikin cisine iktısadi abluka denir. Al- manların tatbik etmek İstedkileri abluka, birincisi olamaz. Çünkü, denizlere hâkim Ingiliz donanma snı hareketten alıkoymak için donanmaya ve deniz hâkimiyeti- İngilterede Yapılan Bir Harp Oyunu göre uçan, şehirler ü- zerinde dolasan düsman tayyarelerini, anavatan tayyâ- relerinden ayırt etmek için, bü- tün vatandaslara muhtelif mem- leket ve düşman tayyare tİP- leri hakkında malümat verilir. İngiltere bunu halka kolay- lıkla öğretmek için gayet basit, fakat meraklı bir kâğıt oyunu icat etmiştir. Bu, bir kâğıt ©- yunudur, Bu oyunda 65 kâğıt kullanı- lır. 65 kâğıdın 52 tanesi her ©- yunda bulunan kâğıtlardan mü- rekkeptir. Geri kalan 13 kâğıdın 6 tanesinde Alman tavyare tip- leri, 7 tanesinde İngiliz tayva- re tipleri bulunmaktadır. He. tayyarenin harp kabiliyetine gö- re bir kuvveti kabul edilmiştir. Bu suretle tayyare tiplerini ha- vi kartlar, tayyarenin tipine gö- re diğerlerine hâkim veya onlar- dan asağı koz gibi kullanılmak- tadır. İngilterede bu oyün o ka- dar taammüm etmistir ki, ordu. da, donanmada, evlerde yüz binlerce kişi bu oyunla vakit geçirmektedir. bir onun kadar hattâ üstün birfdi TAN “e... Yazan: H. eseesesaasaneseeeaeiiieeee ...... KORUR Denizaltı gemilerini takip eden ne sahip olmak lâzumdır. Şu halde) Almanların tatbik edecekleri ab-| Juka ikincisi olabilir ki, bu da Al- manların &sas maksadıdır; bu maksada ulaşabilmek için de Al-| manlar harbin başındanberi de- nizaltı gemisi inşasına hız vermiş- ler ve bilhassa cep denizaltısı ismi verdikleri 200 - 500 tonluk deni - zaltı gemisi inşa etmişlerdir. Iktısadi ablukada birinci şart, düştuan sahillerini denize kapa - maktır. Almanlar bunu da na - zarı itibare alarak denizaltı har - binin daha müessir ve muvalfa - kıyetli olabilmesi için denizalula. rı haya kuvvetleriyle müşterek hareket ettirmek tâbiyesini de hazırlamışlardır. Ikinci şart İse düşman memleketinin diğer mem leketlerle olan muvasalasını kes mektir. Işte Almanlar bu iki şartı| tahakkuk ettirebilmek için bir İ baskın silâhı olan ve en Hüyük meziyeti , görünmemezlik , olan denizaltı gemilerini bu işe tahsis etmişlerdir. Alman ricalinin mütemadiyen bahsettikleri muazzam denizaltı harbi bu maksatlar için vukua gelecektir. 4 * C ihan harbinde Alman de-| nizaltı gemilerinin bu Kus| susa çok elverişli olduğu görül -| müş ve kazandıkları muvaffakı - yet çok fazla olmuştur. Meselâ 1917 yılının şubatında 336000 mart ayında 603000 ve nisan ayın da ise 900000 tonluk ticaret ge - misi batırmışlar ve muvakkat bir zaman için Ingiliz deniz Uca - Ingiliz motörbotları kafilesi etmek üzere bu işe mahsus sürat- li gemiler yapmışlar ve Konvoy usulünü ıslat, etmişlerdir , * * ngiliz bahriyesinde Konvoy hizmetinde kullanmak ve nakliye gemilerini denizaltı gemi- lerinden himaye edebilmek için şu yeni gemiler vardır: 1 — Denizaltı dinleyicileri, 2 — Denizsltı takipçileri, 3 — Kapan gemileri, 4 — Denizaltı avcıları! Ve bu gemilerin taşıyacakları silâhlara gelınce, bunlar su bom- baları, sürünme mâyni ve vOrpito- dan ibarettir. Bu silâhlı bu smıf gemilerden İngiliz bah yesinde pek çoktur bunların sü - Tatleri 45-50 mil arasnda olup tonları da 20-70 kadardır. Amerikalılar da Ingilizlere bu Sınıf gemilerden 170 kadar ver - mek fikrindedirler Bu tip gemilerden başka, muh ripler de denizaltıların Âmmasiz düşmanıdır. Ve bu gemilerden In gilizlerde hâlen 200 kadar vardır. Fakat Amerikanın da aynca 119 muhrip vereceği söylenmektedir. Bu gemilerin silâhları top, torpi- to, su bombası, mayin ve hava de ataryalarıdır. mek oluyor ki, denizaltı mü cadelesi için hazırlanan bu kuv - vetler vukuu beklenen A*lantik muharebesinde Alman deniza'tı - larına karşı kullamlacaktır. O hal- de Alman denizaltıları, Ingiliz ti- caret yollarını ancak bu kuvvet - lerle mücadele ederek ve bunları bertaraf etmek suretiyle kesebi - retini durdurmuşlardır. Fakat, bu bal çok sürmemiş ve 1917 ye kadar Konvoy (himaye altında ge mi kafilesi) usulü aleyhinde bulunan (İngiliz (obahriyesi bu usülü tatbik etmek suretiy- le denizaltı gemilerinin ver. miş olduğu zayiat Oodnliye- bilmişlerdir. Bu suretle Ingi- liz bahriyesi büyük harpten al - ğı derslerden sonra donanma yaparken denizaltılarla mücarlele ilrler, * Una muvaffak olmak için geniş miktarda denizatı gemisine ihtiyaç vardır. Bu) - barla, acaba Almanlarda aekadar vardır sualini hatıra ge- tirir. Harbin başında Almanların elinde faa! olarak 43 ve yapılmak ta olan da 28 denizaltı gemisi var dır. Bunların bir kısmı imha edil- miş fakat bunların yerine daha Üç Kumandan: B” harp zuhurunda Ameri- kan donanmasından üç kisi mesuldür. Bunlardan birin cisi Amiral Ear- nest J. Kine'dir. O Atlantik filosu- sunun ktlmandanı- dır. 125 parçadan mürekkep 0- lan bu filo üç eski kruvazör, “New York”, "Ar Kansas” ve *Texas” kruvazörleriyle idare 0- Yanurlar, Pasifik filosu kumandanlığına Amiral Husband E. Kimmel'in tayini, bahriye muhitinde büvük bir höyecan uyandırmıştır. He- nüz 59 yaşında olan Kimmel, ondan daha kıdemli 48 diğer bahriyeli dururken bu mevkie getirilmiştir. Pasifik filosu ku- maândanlığı ise Amerikan bahri- Denizcilik Bahisleri | “Atlantik Deniz Harbinde 'Denizaltıların Rolleri fazla yapılmıştır. Yabancı müte - bassısların verdiği malümata gö - re, Almanlar harp içinde bine ya-| kın denizaltı gemisi yapmışlardır. | Ben bu miktarı biraz mübalâğalı buluyorum ve ancak bu mikta- rı 500 olarak kabul edebiliyorum. Çünkü bir denizaltı gemisi söylen diği kadar kolaybkis meydana gelmez ve gelemez. Buna nem tez güh adedi ve hem malzeme bul- ma keyfiyeti mâni olur, Ayni za - manda bu kadar denizaltı gemisi- ni idare etmek İçin personal 108 - şelesi de mevzuubahistir. Bundan başka eldeki denizaltılar da üç kısma ayırmak Wamdır. Bunlardan bir kısnu harp sahalarında vazife görürken diğer bir kısmının yedekte kal - ması ve üçüncü bir kısmının da istirahatte bulunması lâzımdır. Bu itibarla Almanya elinde mevcut denizaltı gemilerinin ancak üçte birini harp sahasına sürebilecek - tir. Şu halde harp gernileri, hıma- ye altına alınmış ve ayni zâaman- da kafilenin İlerisine ve gerisine denizaltı dinleme gemileri de kon muş olan bir kafileye denizallı hücumu pek fazla güçleşir. Çün - kü, bu dinleme gemileri daha W- zak mesafelerden ( denizaltısının mevcudiyetinı duyacak, cihet ve mesafesini bularak denizaltı avcı- larını buraya saldırmak suretiyle denizaltının hava akınlarının hü - cumlarını evvelden önliyecek, bat tâ akim bıraktıracaktır. » * B u izahattanda anlaşıldığı veçhile denizaltı harbi, har bin seyri Üzerinde mühim bir rol oynıyamıyacaktır. Fakat, denizaj- tıların tayyarelerle müşterek kul lanılması vaziyeti tamamen de - Bişitrir. Çünkü tayyare hüc'imü esnasında bütün himaye gemvle - ri hava ile meşgul olacaklarından denizaltı ihmal edilecek ve deni- zaltılar da bundan istifade ede - rek muvaffakıyetler kazanacak - lardır. Ve bu vaziyet nakliye ge - milerinin imhasını pek «olaylaş- tıracaktır. Fakat bunun “a har - bin seyrine tesiri az olacaktır. Bu nu takdir eden İngiliz öahriye nazırı elden çıkacak nakliye ge - milerinin yerini doldurabiltmek için geniş mikyasta ticaret gemi- si inşası çarelerini aradıklarını söylemiştir. Ayni zamanda Ame- rikan ticaret.gemilerinden ıstifa- de etmek keyfiyeti de mevzuu bahsolduğundan İngilizlerin elle rinden çıkacak nakliye gemileri- nin yerine bunlar kolaylıkla kaim olabilecektir. Fakat, bu halin A- merikanın da bilfiil harbe girme- sine sebep olacağını düşünecek olursak Almanların Atlantikte yapmak istedikleri geniş denizal $ harbinin vine Almanya aleyhi- ne olarak netice vereceği öşikâr - dır. Çünkü, nakliye gemilerini # merikalılar verecek ve bunları A- merikan harp gemileri himaye e- decektir. Şu halde Almanların iddia ettikleri gibi Atlantikteki deniz harbi Almanların zafetiyle eticelenmiyecektir. inde mevcut en mühim mev- olduğuna göre, bu vaka bir hayli dedikoduya sebep olmüş- tur.Bu adam Amerikan bahriye- si büyük Amirali ünvanını haiz olmamakla beraber bütün emir- ler onun nezaretinden gecer Kendisi 33.000 tonluk Pansyi- vanla kruvazöründe yerlesmis- tir. Amerikan bahrivesinin ücün cü mühim siması “B4b” lâkabı ile meshur Amiral Thomas C Hard'dur, 63 yasında olan bu dinç kumandan Filipin adaların daki üslerde yerlesmiş olan Asya filosuna kumanda etmek- tedir. Maamafih sinninin ilerle miş olmasından dolavı bes aya kadar teksüd» sevkedilecektir. * * En Büyük Tayyare merikada Pasifik sahilin- de Seatle eyaletindeki tezgâhında, Boe- ing İsminde bir sosyete, Atanltiği aşacak yeni bir tayyare İnşa et- tirmektedir.. “A 314” isminde olen bu ucağır dünvanın en büvlük tavyaresi 0 lacağını söylüyorlar. Bu tayyare dört motörlü ola- caktır. “A. 314” depsunde 22.700 litre benzin taşıyabilecek tir. Bazıları bu tayyarenin Pa sitiği dahi geçebileceğini iddiz etmektedirler, mevcut) iyatro hakkında salâhiy bir kalem sahibi olan Se- lim Nüzhet Gerçek “Milli Tema- $a,, mızı İyi bilen ve onu çek se- ven bir adamdır, Bu muhabbet bir mezhep aşkına benzediği için bütün mükevenatta Allahın ce malini gören mutasavvıflar g o'da her gördüğü eserde bizim milli temaşamızla bir münasebet bulur, (Akşam) da yazdığı uzun bir makalede Sacha Guitry (Saşa Gitri) nin geçen hafta Istanbuld, gösterilen “Bekârlar klübâ,, fil mini tamamen bir orta oyunu mevzuu olarak kabul ediyor ve hattâ filmi o bakımdan tasnif ve tahlil ediyor. Fransız muharrir - Aktörünür senaryoyu orla oyununu düşüne rek yazmış olduğunu kabul et mek büyük şair Niazi Mısri'nin; Senden bu eihar içre bişan İste idim ber Ahır bunu bildim ki cihan hep se İmişt, Sözü kadar şümullü bir dereye girer, O halde bunu sadece bir benze yiş çerçevesinden muhakeme ede ceğiz. Hakikaten “Bekârlar klü bü,, en güzel bir orta oyuau mev zuudur, Daha doğrusu bir hüyai safhasıdır, Zaten müellif hayat | dalgaların tasfiye ederek içinder İ seçtiği şekli tahlil ve tesbit eden bir radyo makinesi değil midir? Orta oyununu o mevzulardaki “Tenevvüsüzlük,, yerinde saydır. dı. Yerinde saydırdı .Yerinde say mak gerilemek olduğu için orta oyununun hemen hemen Bedes - tenin tozlu camekânlarında me - kân turtmasına çok bir şey kalma- | muştar. İ Halbuki milli temaşa hayatı İtakip edilirme orta oyunu mevzu» İlanı daima ayni şeyi tekrar eden mahdut dairelere hasredilnemiş: ' O zamanın velüd dimağları anlı Nigâr,, 1, “Ters evlen - me,, yi, “Çifte Hamamlar,, ı ter- tip etmişler, Bu mevzuları sonu - ba kadar orta oyununun büviye- ti İle kaynaştırmak doğru değil dir. Zaten Selim Nüzhetin de söy - lediği budu Sacha Guitry bize bilmeden bir ders veriyor. Bize tâ oradan mil. li temuşamızın en kuvvetli mer - halesi olan orta oyununa ait bir ikaz sayhası gönderiyor. O halde sırf “ibda',, a dayanan orta oyu- nunu bu ikaz ile çeşitleştirmek mümkündür. Değerli arkadaşımın orta oyunu nu istinat ettirdiği dört kuvvetli esasa ayni derecede ehemmiyet verilmediği için bu milli temsi) tamamen göçmese de bir yana e- gilmiştir. Meselâ orta oyununda “Tavr ve hareket » nükte ve cihas « mevzu - lehçe ve seciye,, €sas - larından son zamanda yalnız tava ve hareketle lehçe ve seciyeye e hemmiyet verilmiş üst tarafı, ib- mal edilmişti, Hele nükte ve ci- nas kısımı muhite göre kullanıl - mak zaruretine tâbidir. Tabii bu şel dairesinde orta oyünu yal nız iki esas üzerinde müvazene » sini muhafazaya çalışıyordu. Orta oyununda artistlik edebi. lecek kabiliyette adamlar günder güne azalıyor. Geçen sene Fatih Halkevi bir temaşa haftası yaptı Bütün şeraiti ile karagöz oynata bilecek hir san'atkârın yoksulu » ğunu gördük. Orta oyunundaki san'atkârlar ise bu san'etin sor tortularıdır. Allah gecinden ver sin onlara da bir hal olursa mill temaşamızın bu sayfasını maziye bir hikâye gibi kitaplarda oku | &n uygun olar bir faslını ufak bir bimmetle kur tarır, hattâ yaşatabiliriz. Bunun için en kuvvetli eksi orta oyununun dört temeline dk ayni ehemmiyeti vermek ve bil hassa mevzuları çeşitlendirmek ten ibarettir ki, bunu salâhiyeti kalemler pek güzel yapabilirler, Takvimci | Askerlik İşleri | Beyoğlu Yeril Askerlik Şubesinden Harp Sanayi Teğmen Emin oğlu Zeki (32319), Harp Sanayi Teğmen Mustafa oğlu Hüseyin Rahmi (36743) Yedek Piyade Teğmen Mehmet Ali oğlu Ahmet Haşim (23915), Emekli Topçu Binbaşı Seyfettin oğlu Hüsnü Selim 302 Selânik (520 - 4) in ka- yıtları tetkik edilmek üzere nüfus hü- viyet cüzdunleriyle birlikle acele şu- bemize müracaatları, HALKEVLEKIND Beyoğlu Halkevinden: o Perşembe günü sazt 1 de Evimizin Tepebaşın- daki merkez binasında Dr. Hüseyin Kenan Tunakan tarafından (Aile Fertlerinde Ruhiyatın Rolü) mevzu» unda mühim bir konferans verilecek dir, YENİ NEŞRİYAT ASKERİ MEGMUA — Üç ayda bir neşredilir, Askeri yazı, krokl, ve ha- ritalarla yabancı memleketlere. ait askeri haberleri havi ojduğu O Balde 119 uncu sayısı çıkmıştır

Bu sayıdan diğer sayfalar: